Alzheimer Olmamak İçin Bunları Mutlaka Yapmalısınız

demans nedir 1

Alzheimer hastalığı, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen bir nörodejeneratif hastalıktır. Beyin hücrelerinin ölümüne ve beyin fonksiyonlarının kaybına yol açar. Yaşlanmanın doğal bir parçası olarak kabul edilen hafıza kaybı ve bilişsel gerileme, aslında Alzheimer hastalığının belirtileri olabilir. Peki, bu hastalıktan korunmak için neler yapabiliriz? İşte Alzheimer olmamak için mutlaka yapmanız gerekenler:

1. Sağlıklı Beslenme

Sağlıklı bir diyet, beyin sağlığı için oldukça önemlidir. Özellikle Akdeniz diyeti, Alzheimer riskini azaltmada etkili olabilir. Bu diyet, bol miktarda meyve, sebze, tam tahıl, balık ve sağlıklı yağları (örneğin zeytinyağı) içerir. Antioksidanlar, omega-3 yağ asitleri ve diğer besin maddeleri bakımından zengin besinler, beyin hücrelerinin korunmasına yardımcı olur. İşte sağlıklı beslenme için bazı ipuçları:

  • Meyve ve sebzeler: Özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı meyveler ve narenciye tüketin.
  • Tam tahıllar: Beyaz ekmek ve makarna yerine tam tahıllı ürünler tercih edin.
  • Balık: Haftada en az iki kez balık tüketin, özellikle somon, sardalya gibi omega-3 yağ asitleri bakımından zengin balıkları seçin.
  • Sağlıklı yağlar: Zeytinyağı, avokado ve fındık gibi sağlıklı yağlar kullanın.

2. Fiziksel Aktivite

Düzenli egzersiz yapmak, sadece vücudunuzu değil, beyninizi de sağlıklı tutar. Egzersiz, kan akışını artırarak beyne daha fazla oksijen ve besin taşır. Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapmak, Alzheimer riskini azaltmada etkili olabilir. İşte bazı öneriler:

  • Yürüyüş: Günde en az 30 dakika yürüyüş yapın.
  • Bisiklet: Haftada birkaç kez bisiklete binin.
  • Yoga ve Tai Chi: Hem vücudu hem de zihni çalıştıran bu aktiviteler, stresi azaltarak beyin sağlığına katkı sağlar.

3. Zihinsel Aktivite

Beyninizi aktif tutmak, Alzheimer’dan korunmanın bir diğer önemli yoludur. Zihinsel uyarım, beyin hücreleri arasındaki bağlantıları güçlendirir ve yeni bağlantıların oluşumunu teşvik eder. İşte beyin sağlığınızı korumak için yapabileceğiniz bazı aktiviteler:

  • Bulmaca ve zeka oyunları: Sudoku, çapraz bulmaca gibi oyunlarla beyninizi zorlayın.
  • Yeni bir dil öğrenin: Dil öğrenmek, beyin için mükemmel bir egzersizdir.
  • Müzik aleti çalmak: Müzik aleti çalmak, beyin koordinasyonunu ve hafızayı geliştirir.

4. Sosyal Bağlantılar

Sosyal etkileşim, beyin sağlığı için hayati önem taşır. Yalnızlık ve sosyal izolasyon, Alzheimer riskini artırabilir. Aile ve arkadaşlarla düzenli olarak vakit geçirmek, sosyal aktivitelerde bulunmak beyin sağlığını korur. İşte bazı öneriler:

  • Aile ve arkadaşlarla zaman geçirin: Düzenli buluşmalar ve etkinlikler düzenleyin.
  • Sosyal gruplara katılın: Kulüpler, dernekler veya gönüllü organizasyonlara katılarak yeni insanlarla tanışın.
  • Hobiler edinin: Grup aktivitelerine katılarak sosyal bağlantılarınızı güçlendirin.

5. Stres Yönetimi

Kronik stres, beyin hücrelerine zarar verebilir ve Alzheimer riskini artırabilir. Stres yönetimi teknikleri, beyin sağlığını korumada önemli bir rol oynar. İşte stresle başa çıkmak için bazı yöntemler:

  • Meditasyon ve nefes egzersizleri: Günlük meditasyon ve derin nefes egzersizleri, stresi azaltmada etkili olabilir.
  • Yoga ve Tai Chi: Hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı destekleyen bu aktiviteler, stres yönetimine yardımcı olur.
  • Hobi ve aktiviteler: Keyif aldığınız aktivitelerle meşgul olmak, stresi azaltmada etkili olabilir.

6. Uyku Düzeni

Yeterli ve kaliteli uyku, beyin sağlığı için kritik öneme sahiptir. Uyku sırasında beyin, kendini onarır ve toksinleri temizler. Uyku düzeninizin bozulması, Alzheimer riskini artırabilir. İşte uyku kalitenizi artırmak için bazı öneriler:

  • Düzenli uyku saatleri: Her gün aynı saatlerde yatıp kalkmaya özen gösterin.
  • Uyku ortamı: Karanlık, sessiz ve serin bir uyku ortamı oluşturun.
  • Teknolojiden uzak durun: Yatmadan önce ekran başında fazla vakit geçirmekten kaçının.

Alzheimer hastalığından korunmak için yapabileceğiniz bu basit ama etkili adımlar, uzun vadede beyin sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır. Sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel ve zihinsel aktiviteler, sosyal bağlantılar, stres yönetimi ve iyi bir uyku düzeni, Alzheimer riskini azaltmada önemli rol oynar. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek, hem bedeninizi hem de zihninizi koruyabilirsiniz.

Ayak Yanması Neden Olur?

ayak yanması

Sıklıkla karşı karşıya kalınan hastalıklardan olan ayak yanması temelinde oldukça rahatsızlık hissi veren bir durumdur. Hastalar veya bu konudan şikayeti olanlar genelde bu durumu huzursuzluk hissi olarak tanımlar.

Geceleri daha çok rahatsız eden bu hastalık için bazı nedenler aranır. Her ne kadar genel nedenlere bağlı ortaya çıktığı düşünülse de kesin nedeni bilinmez. Hasta bu şikayetle geldiğinde doktorlar bazı olası hastalıklardan şüphelenerek gerekli araştırmaların yapılmasını ister.

ayak yanması
ayak yanması

Gece uykusuz kalmaya ve hayat standartlarının azalmasına kadar uzayan bir sürece yayılan bu hastalıkla alakalı geç kalmadan önce doğal yolla sonrasında ise fazla beklemeden hekim aracılığıyla tedavi yoluna gidilmelidir. Çünkü en belirgin nedenlerinden olan diyabet farkında olmadan daha ilerleyerek farklı sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Ayak Yanması Nedir?

Yaş veya temel bir nedene dayandırılması zor olan ayakta yanma için bazı belirgin tanımlamalar ve nedenler ortaya koyulur. Ayağın tabanında kendi gösteren ve genelde acı biber sürülmüş hissi ile tanımlanan haldir. Bundan dolayı hasta olan kişi özellikle de geceleri ayaklarını soğutmak için tabanına uygulayacak soğuk bir şeyler arar. Buz torbası koymak, ayaklarını yıkamak veya soğuk bir yerde açık şekilde yatmak gibi öneriler de çare olmayınca yaşam kalitesi düşmeye başlar. Belirgin olan durum ise yanmanın sadece ayağın alt kısımlarında yaşanmasıdır. Vücudun diğer kısımları normal derecesinde ve rahatsızlık hissi vermeyecek şekildedir.

neden ayak yanması olur
Neden Ayak Yanması Olur

Neden Ayak Yanması Olur?

Bahsedildiği üzere kesin bir nedene bağlamak zor olsa da genel olarak dayandırıldığı bazı etmenler vardır.

Yatınca ayak yanması şikayeti ile gelen bir hastanın ilk olarak şu durumları ele alınmalıdır:

  • Ayakta kalarak yoğun çalışmak,
  • Şeker veya ileri derecede diyabet,
  • Ayakkabı seçiminde yanlışların olması,
  • Kan seviyesinde düşme,
  • Mantar kaynaklı sorunlar,
  • Sinir sıkışması adı verilen hastalık,
  • Alerji,
  • Böbrekten kaynaklanan nedenler,
  • Fazla kilo alma,
  • Hormonla alakalı etmenler olarak değerlendirilir.

Genetik yatkınlık da bu hastalıklar üzerinden bakılarak mutlaka değerlendirilir. İlk olarak ayaklarınızı ferahlatmak adına bazı yollar bularak geçici çözümlere başvurmak ve doğal yollarla çare aramak gerekir. Ardından da doktora başvurmalısınız.

Ayaklarda görülen bu rahatsızlığın gebelik halinde iken olması da en sık görülen hasta şikayetleri arasında sayılır. Değişen hormonlar veya kilo alımına bağlı etkenler kadar stres bile etkili olabilir. Gebelerin bu şikayet ile alakalı böbrek ve diyabet seçeneklerini değerlendirmesi ve sorun olmadığından emin olması önerilir. Bunlar elendikten sonra doğal çözümlere başvurmak daha doğru olacaktır.

yatınca ayak yanması
Yatınca ayak yanması

Doğal Çözümler Nelerdir?

En çok uygulanan ve geçici olsa da rahatlık sağlayan çözüm ayaklarınızın altına buz torbaları yerleştirmek olmalıdır. Bunu bir kabın içine koyarak da yapabilirsiniz. Çare olmadığında ise ayaklarınızı daha fazla buzun üzerinde durdurmanız önerilmez. Elma sirkesi çözümüne başvurmalısınız. Elma sirkesi doğal yapısı sayesinde ayaklarınıza iyi gelecektir. Akşam yatağa girmeden 1- 2 saat kadar önce ortalama 3 litrelik bir suya 1 bardak sirke karıştırmanız ve içinde ayaklarınızı dinlendirmeniz önerilir. Bu şekilde ayak tabanlarınızın rahatladığını fark etmeye başlarsınız. Yine zeytinyağı kullanmak da ayağınızdaki dengenin oluşması adına önerilen başka bir çare olacaktır.

Nasıl Tedavi Edilir? Tedavi için doğal yollar etkili olmadığında doktora başvurmalısınız. Doktor rahatsızlığın temelinde yatan durumu anlayarak gereken tedaviye başlayacaktır. Diyabet olması halinde tedaviye başladığınızda artık belirtiler azalarak kaybolur. Bunun için nedeni saptamak önemlidir. Doktorun verdiği ilaçları kullanmanız ve tedaviyi aksatmamanız da bir başka önemli olan durum olacaktır. Fazla geç kalmadan tedaviye başlanmalıdır.

Mide Şişkinliği Neden Oluyor?

mide şişkinliği

Karın veya karnın hemen üstünde yer alan bölgede rahatsızlık hissi veren bir takım gaz oluşumu meydana gelebilir. Hemen hemen her insan hayatının belli dönemlerinde veya her zaman mide şişkinliği sorunu ile karşı karşıya kaldığını söyleyecektir. Midede bu oluşumların olmasının temelde bazı nedenleri vardır. Ama her belirtide en kötüsünü düşünmek veya her belirtiyi önemsememek en yanlış yaklaşımlar olur. Neden kaynakladığını anlamak ve buna göre tedavi yolu çizmek adına oldukça dikkatli olunmalıdır. Genelde evde yapılan kür ve basit teknikler ile geçmesi de sağlanabilir.

Neden Oluşuyor?

Midenizde şişkinlik hissinin oluşması bazı nedenlerden kaynaklanır. Her insanda farklı bir senaryo ve hasta şikayet öyküsü ile karşı karşıya kalmak mümkündür.

mide şişkinliği neden oluyor
mide şişkinliği

Ama genel anlamda kategoriler halinde incelemek gerektiğinde genel olarak:

  • Sağlıksız beslenme,
  • Stres,
  • Bağırsak kökenli hastalıklar,
  • Parazit,
  • Alkol ve asit tüketimi,
  • Sindirim sistemi hastalıkları olarak sıralanabilir.

Sağlıksız beslenme hemen hemen her konuda şikayetlerin temelinde yatan bir faktördür. Çalışma hayatının uzun zamana yayılması veya diğer etmenlerin bir araya gelmesi öğün atlanmasına veya masa başında gereğinden fazla yemek yenmesine neden olur.

Stres de aynı şekilde birçok hastalıkta olduğu gibi ciddi şekilde rahatsızlık oluşturan etkenlerin başında gelir. Mideniz, sindirim sisteminiz veya bağırsaklarınızdan kaynaklanan bir rahatsızlığınızın olması da aynı şekilde ilk akla gelenler arasında olacaktır.

Çünkü bunların tamamı kısa süreli mide sorunları oluşturmaya yetecek faktörlerdir. Birkaç kez yaşadığınız rahatsızlık belki gözden kaçacak bir detay olabilir. Ama geçmeyen karın şişliği artık bir hekime görünme zamanının geldiğini anlatır. İlk olarak bitkisel kürlerden destek almayı unutmamalısınız.

Mide Şişkinliği İçin Kür Tarifi

Kürler mide söz konusu olduğunda kurtarıcı olacaktır. Bu konuda en sık uygulanan kür ise patates kürüdür. Patatesleri haşladıktan sonra iyice ezerek üzerine birkaç kaşık zeytinyağı ve nane atılmalıdır. Ekşi ile arası iyi olanlar ise limondan faydalanabilir. Bu sayede mideniz aç karnına mide asidini çeken ve tokluk hissi veren besinler ile dolmuş olur. Haftada 3 veya 4 kez yeterli olacaktır.

mide şişkinliği i̇çin kür tarifi
mide şişkinliği

Nelere Dikkat Edilmelidir?

Bu tarz sorunlarda önemli olan ne kadar sıklıkla ve neden rahatsızlık yaşandığıdır. Stres ve diğer etmenlerin ayrı ayrı ele alınması önerilir. Evde aktarılan kürler ile şişkinliğin giderilmesi için hareket edilmesi önemlidir. Bunun dışında ne kadar süredir bu durumun yaşandığı ve geçici olmadığı da atlanmaması gereken bir başka detay olur.

Ek olarak zencefil de kullanabilirsiniz. Hem mideyi rahatlatan hem de hoş kokusu ile ferahlık veren zencefil mide dostu olması ile tanınır. Aynı zamanda nane de bilinen en eski mide dostu besinler arasında gelir. Çayını içmek veya çiğ şekilde tüketmek önemlidir.

Rezene stres kaynaklı şişkinlikleri giderir. Aynı zamanda dinginlik ve mide konusunda destek olma özelliği de vardır. Sabahları aç karnına limonlu su tüketmek de iyi gelecek bir başka yoldur. Bunların tamamı kürlerle desteklenmeli ve olabildiğince neden olan faktörlerden uzak durulmaya çalışılmalıdır.

mide şişkinliği nasıl fark edilir?
mide şişkinliği

Nasıl Fark Edilir? Bir başka önemli konu ise karın şişliği mide bulantısı halsizlik olarak ortaya çıkan tablodur. Sadece mide şişkinliği sayılan nedenlere bağlı olarak oluşabilen ve sık karşılaşılan bir olaydır. Ama eşlik eden bulantı ve halsizlik olması başka şüphelerin oluşmasına da dayanak olur. İlerleyen şişkinlik nefes kesilmesine ve kalp krizine kadar ilerleyebilir. Bunun için eşlik eden belirtileri de atlamamak gereklidir. Bunlar görülmeye başlandığında doktordan yardım almanın zamanı gelmiş demektir.