Pancar Pekmezi Faydaları Nelerdir?

pancar pekmezi faydaları

Pancar pekmezinin sahip olduğu faydalar; hem sağlık alanında, hem vücut güzelliği alanında hem de cinsel hayat alanındadır. Pancar pekmezi konusunda, pancar pekmezi faydaları nelerdir, araştırması sıklıkla yapılır. Pancar pekmezi; kan değerlerini düzenleme, cilt güzelliğini sağlama ve cilt tonu eşitleme, cinsel hayatı düzenleme gibi konularda fayda sağlar. Ancak bu faydaları elde etmek için, doğal pancar pekmezinin yapılması sağlanmalıdır.

Şeker Pancarı Pekmezi Nasıl Yapılır?

Şeker pancarı kullanılarak yapılacak olan pekmez, doğrudan şekerin kaynağı kullanılarak pekmez yapılmasına bağlı olarak; besin değerleri ve fayda oranı en yüksek olan pekmez çeşididir. Bu pekmezi yapmak için, ilk olarak şeker pancarlarının soyulması sağlanır.

pancar pekmezi faydaları
pancar pekmezi faydaları

Kabuksuz halde elde edilen şeker pancarı, doğrudan güneş altında kalacak şekilde bir gün boyunca bekletilir. Bekleme sayesinde pancarın sahip olduğu şeker daha da tatlı bir hal alır ve pancarın gevşediği görülür. Bu aşamadan sonra, şeker pancarı miktarıyla orantılı olacak şekilde kazanlar ayarlanır ve içerisine bir miktar su koyularak kaynatılır.

Kaynar su içerisine, pancarların küçük parçalara ayrılmış hali ilave edilir ve su buharlaşması sağlayana kadar kaynatılır. İyice kaynayan ve daha yoğun bir kıvama gelen pancarın, sıvı ancak yoğun bir yapıda olduğu görülür.

Daha sonra, güneş altında bekletmek için uygun olan ve güneşe temas eden yüzeyin geniş olmasını sağlayacak özellikte kaplara aktarım sağlanır. Bir hafta içerisinde yapılacak olan ara ara karıştırma aşamalarından sonra pekmez hazır hale gelir.

Pancar Pekmezi Nasıl Kullanılır?

Elde edilen pancar pekmezi için, kesin olarak kullanım şekli söz konusu olamaz. Beğeni ve damak tadı algısına bağlı olarak; sabahları aç karna, yemeklerde ve özellikle kahvaltıda öğün olarak, süte karıştırılarak tüketilebilir. Bu durum tamamen kişisel tercihtir.

pancar pekmezi faydaları
pancar pekmezi faydaları

Pancar Pekmezinin Cinselliğe Etkisi

Cinsel olarak yaşanan hareketlilik sonucunda, özellikle erkeklerde besin kaybı söz konusu olur. Vücut içerisinden atılan yüksek fruktozlu salgılar; halsiz kalınmasına, aç ve yorgun hissedilmesine neden olur. Bu aşamada kullanılacak olan pancar pekmezi, içerisinde yüksek oranda şeker bulundurmasına bağlı olarak; atılan şekerin alınmasını, vücudun yeniden enerji kazanmasını ve isteğe bağlı olarak yeniden harekete geçilmesine imkan tanır.

Source: wikipedia

Kolesterol Nasıl Düşürülür? Kolesterole Ne İyi Gelir?

kolesterol nasıl düşürülür

Kolesterol Nasıl Düşürülür? Kanda pek çok madde bulunur. Bu maddelerden bazıları vücut fonksiyonlarının çalışmasını ve hücrelerin yenilenmesini hayati derecede etkiler. Yaşamımız için önemli olan maddelerin başında kolesterol gelmektedir. Kanda doğal olarak bulunan ve mum kıvamında yer alan kolesterol iki türde bulunur ve insan sağlığı için oldukça önemlidir. Ancak İyi kolesterol ve kötü kolesterol olmak üzere iki grubu vardır. Günümüzdeki bireylerin pek çoğunda bu kötü kolesterol görülmektedir. Kolesterol yükseldiği zaman sağlığı tehdit etmektedir. Peki,

Kolesterol Nasıl Düşürülür?

1. Kuru Yemişler Kolesterol Düşmesine Yardım Etmektedir

Kolesterol seviyesini düşürüp daha kaliteli yaşama sahip olabilmektesiniz. Yüksek değerde olan kolesterolü düşürebilmek için öğünlerinizde kuru yemiş tüketebilirsiniz. Sağlıklı yağlardan fındık, badem, ceviz gibi kuru yemişler evlerde ve öğünlerde muhakkak bulunmalıdır.

kolesterol nasıl düşürülür
kolesterol nasıl düşürülür

2. Mevsiminde Meyve ve Sebzeler Tüketilmelidir

Uzmanlar ve hekimler, sebzelerin ve meyvelerin sağlıklı beslenme yolunda yer almasını önermektedir. Bağışıklık sisteminin ve metabolizmanın daha sağlıklı çalışmasını sebzeler ve meyveler desteklemektedir. Taze sebzeler ve meyveler tüketip kötü kolesterol seviyelerini düşürebilmektesiniz. Yükselen kolesterolü düşürmek için öğünlerinize mutlaka salata; tatlı saatlerinizeyse bir porsiyon meyve ekleme sağlıklı bir seçimdir.

3. Haftada 2 Gün Balık Tüketmek Şart!

Omega 3 yağ asidi açısından oldukça zengin olan deniz ürünleri özellikle de balık tüketimi, vücudun ihtiyaçlarından biri olan fosforu karşılamakla beraber yüksek kolesterolü düşürücü etkiye de sahiptir. Uzmanlar soğuk suda yaşayan balıkların tüketilmesini tavsiye eder. Taze uskumru, alabalık, somon ve ringa balığı gibi balıklar, haftada en az iki kez sofrada konuk edilmeli ve kolesterol seviyesi dengede tutularak yükselmesi önlenmelidir.

kolesterol nasil dusurulur2
kolesterol nasıl düşürülür

4. Lifli Yiyecekler Düzenli Biçimde Tüketilmelidir

Lifli yiyecekleri tüketmek, sağlıklı bağırsaklara sahip olmanın anahtarlar noktalarından biridir. Lifli gıdalarda özellikle tüketilmesi gerekenler; kabak, mandalina, erik, armut, incir ve daha fazlası yer alır. İçinde bu besinlerin de yer aldığı beslenme programları hazırlar ve bunlara uygun öğünler oluşturursanız, kolesterolü kısa zaman içinde ideal bir rakama getirebilmektesiniz. Yüksek kolesterolün insan sağlığını tehdit ederek kalp krizi riskine neden olduğu bilinmektedir. Sağlıklı bir kalbe sahip olabilmek için için lifli gıdaları tercih edebilirsiniz.

Source: mayoclinic / health.harvard / nhlbi.nih

Safran Nedir? Safranın Faydaları Nelerdir?

safran nedir 1

Safran, birçok kültürde yüzyıllardır kullanılan, gerçekten büyüleyici bir baharat. Renk ve aroma bakımından oldukça zengin olan safran, yemeklerinize harika bir tat katmanın yanı sıra sağlık açısından da birçok faydası olan bir süper gıda. İşte safranın bazı önemli faydalarına bir göz atalım:

  1. Moral Bozukluğuna İyi Gelir: Safran, doğal bir ruh hali düzeltici olarak bilinir. Araştırmalar, düzenli olarak safran tüketmenin depresyon semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor. Yani, biraz safran eklenmiş bir çay ya da yemek, sizi biraz daha mutlu edebilir!
  2. Hafıza Dostu: Safranın, hafıza ve öğrenme yeteneklerini geliştirebileceği söylenir. Alzheimer hastalığı gibi durumlarla mücadelede destekleyici olabilecek antioksidanlar içerir. Bu nedenle, beyin sağlığınız için safranlı tariflere yer açabilirsiniz.
  3. Görme Sağlığı: Safran, göz sağlığı için de faydalıdır. Antioksidan özellikleri, göz hücrelerini zararlı UV ışınları ve oksidatif stresten koruyarak görme kalitesini artırabilir.
  4. Kalp Sağlığı: Bu kıymetli baharat, kalp sağlığını destekleyen bazı bileşenlere sahiptir. Kan dolaşımını iyileştirerek ve kan basıncını düşürerek kalp hastalıklarına karşı koruma sağlayabilir.
  5. Cilt Sağlığı: Safran, cilt sağlığı için de harikalar yaratabilir. Anti-inflamatuar özellikleri sayesinde cildinizi canlandırır ve bazı cilt sorunlarına karşı koruma sağlar.

Yani, safran sadece yemeklerinize renk ve lezzet katmakla kalmaz, aynı zamanda sağlıklı yaşamın kapılarını aralamada da size yardımcı olur. Bir tutam safran, büyük değişiklikler yapabilir!

Sarımsak Yutmak Faydalı mı?

sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsak yutmak faydalımı? Bu sorunun cevabından önce sarımsağın nasıl bir sebze olduğundan bahsedilmelidir. Birçok hastalığın tedavisi için mucize bir şifa yöntemi olarak sarımsak, soğangiller ailesinin bir üyesidir ve farklı çeşitleri bulunmaktadır. Soğangiller familyasından farklı olarak sarımsak, küçük parçalardan oluşan taneler taşır.

Tarih boyunca neredeyse tüm uygarlıklar tarafından çeşitli amaçlar için kullanılıp tüketilen sarımsak günümüzde de birçok kültürün farklı mecralarda vazgeçilmezi hâline gelmiş durumda.

Çiğ, pişirilerek, kavrularak, yemeklerin içinde, tek başına tüketilebilir.  Peki sarımsak yutmak faydalımı?

Sarımsak Yutmanın Faydaları

Sarımsak yutmanın faydaları sarımsağın çiğ tüketilmesi üzerine yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Çiğ sarımsak vücuda pişmiş olarak tüketildiğindekinden çok daha fazla faydalıdır. Sarımsakta bulunan A, C, E vitaminleri ve antioksidanlar onu besin değeri oldukça yüksek bir doğal mucize hâline getirir. Ayrıca günlük olarak vücut tarafından alınması gereken manganezin %10’u sarımsakta bulunur. Antioksidan özelliği ile de hücrelere zarar vermesi muhtemel olan zararlı etkenleri yok eder.

sarımsak yutmak faydalımı
sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsak mantarlara karşı da önleyici bir etki gösterir. Ayrıca antibakteriyel ve antiviral özelliklere de sahiptir. Bu üç özelliği sayesinde sebzeler arasında önleyici değil, aynı zamanda anti-bakteriyel ve anti-viraldir. Bu, bu üçlü afet bitkisini çok güçlü kılıyor. Sarımsağın kan akışını artırarak kalp rahatsızlıklarına yardımcı olduğu söyleniyor. Kilo vermeye de yardımcı olabilir. Bu güçlü bitki, tüm diyetlerimizin temelini oluşturmalıdır.

Aç Karnına Sarımsak Yutmak

Aç karnına sarımsak yutmak, diğer sebzelerin çiğ tüketimi ile karşılaştırıldığında daha etkili bir yöntemdir. Sarımsak, diğer sebzeler ile mukayese edildiğinde onun aralarındaki en güçlü sebze olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü çoğu sebzeden çok daha etkilidir ve çok az miktarlarda yenildiğinde bile sayısız fayda sağlar.

Diyetisyenlerin ve diğer birçok uzmanın önerileri gün boyunca tüketilmesi gereken meyve ve sebze miktarının 800 gram civarında olduğunu gösterir. Günlük tüketilmesi gereken meyve ve sebze miktarının bir kısmını da sarımsağa ayırmanız gerekmektedir. Günde 1 ya da 2 diş sarımsak yutmak birçok kronik rahatsızlığın etkilerini en aza indirir. Hâlihazırda bu rahatsızlıklardan birine sahip değilseniz yakalanma riskinizi de en aza indirir. Aç karnına sarımsak yutmak, sarımsağın mucize içeriği ile savaştığı belirlenen şu hastalıklara iyi gelir ve etkileri de şöyledir:

  • Kolesterolün düşürülmesinde etkilidir.
  • Kan basıncının (tansiyon) normal düzeylerde seyretmesine yardımcı olur.
  • Kanın pıhtılaşma riskini azaltır ve inme, felç, kalp krizi gibi hastalıkların riskini azaltır.
  • Bronşit, astım ve öksürük gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır.
  • Antimikrobiyal etkileri ile mikroplara karşı koruma sağlar.
  • Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli ölçüde pay sahibi olur.
sarımsak yutmak faydalımı
sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsakta hangi vitaminler var?

Sarımsakta hangi vitaminler var olduğu ortaya çıktığından beri birçok bilim insanı onu süper sebze olarak anmaktadır. Sarımsağın kalorisi oldukça düşüktür. Ayrıca C ve B6 vitaminleri açısından zengindir. Bunların dışında yapısında bol bol manganez bulunmaktadır. Bütün bunların dışında içeriği ile besin değeri çok yüksek bir sebzedir.

Bir diş çiğ sarımsakta bulunanlar:

  • Manganez: Günlük tüketilmesi gereken değerin %2’si kadar manganez bulunur.
  • B6 Vitamini: Günlük tüketilmesi gereken miktarın %2’si
  • C Vitamini: Günlük tüketilmesi gereken miktarın %1’i
  • Selenyum: Günlük tüketilmesi önerilen miktarın %1’i
  • Kalsiyum
  • Bakır
  • Potasyum
  • Fosfor
  • Demir
  • B1 vitamini
  • Protein
  • Karbonhidrat

Sarımsak zayıflatır mı?

Sarımsak zayıflatır mı? Sarımsak sahip olduğu besin değerleri ve onların etkileri sayesinde zayıflamaya yardımcı olur. Beslenme düzeninde mutlaka yer alması, kilo vermek isteyenler tarafından tercih edilmektedir. Sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirir, kan dolaşımının düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar ve etkinliğini artırır, ayrıca enflamasyonu azaltır. Kan damarlarının genişlemesine yardımcı olduğu için de kan basıncını düşürerek tansiyonun normal seviyelerini korur. Tansiyon kaynaklı hastalıklardan biri olan kalp hastalığı riskini de bu sayede azaltmış olur.

Yapılan bir araştırmaya göre sarımsağın kilo verme etkinliğinde söz sahibi olabileceği ortaya konulmuştur. Yapısında bulunan besinlerin vücuda faydaları sayesinde yağ yakılmasında oldukça etkilidir. Böylece formunu korumak isteyenlerin ilgi odağı hâline gelmiştir. Zinde bir bağışıklık sistemi hareket etmek için yeterli enerjinin vücutta yer almasını sağlar. Böylece spor destekli zayıflama süreçlerinin bir parçası olarak sarımsak da öne çıkmaktadır. Lifli yapısı, B6 ve C vitamini açısından zenginliği, manganez ve kalsiyum içermesi onu kilo vermeye yardımcı olan bir sebze yapmaktadır.

sarimsak yutmak faydalimi3
sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsak Yutmak ve Saça Faydaları

Sarımsak yutmak saça faydaları ile de ön plana çıkar. Sarımsak çeşitli rahatsızlıkları iyileştirmeye yardımcı tıbbi özelliklerin yanı sıra saça da faydalıdır. Bu harika sebze mucize içeriği ile bir ilaçtan çok daha fazlasıdır. Birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığı gibi, mükemmel bir saç bakım ürünü olarak da tüketilebilir. Özellikle saç dökülmesi şikâyetleri ile savaşmak isteyenlerin sarımsak tükettiği bilinmektedir.

Saç dökülmesi sadece saç derisi ya da saç kaynaklı olmayabilir. Vücutta meydana gelen herhangi bir eksikliğin ya da başka tür bir problemin işareti olabilir. Vücudun yaşadığı bu dengesizlikler yüzünden saç dökülmesi ile sonuçlanan can sıkıcı olaylar ortaya çıkabilir. Sarımsağın içeriğinde bulunan bileşenler onu doğal bir saç çıkarma ve saç bakım ürünü hâline getirir. Saç dökülmesi ile ilgili klinik araştırmalar yürüten birçok dermatolog tarafından sarımsak tüketimi önerilmektedir.

Hint dermatoloji, veneroloji ve leproloji alanlarında içerik üreten bir dergide yayınlanan araştırmaya göre, saç dökülmesinin meydana geldiği bölgelere sarımsak özlü jellerin uygulanması saç derisinin iyileştirilmesine yardımcı olmaktadır. Sarımsak özlü jellerin uygulandığı bölgelerdeki kelliğin azaldığı, saç derisindeki deformasyonların ortadan kalktığı ve saç diplerinin beslendiği ortaya çıkmıştır. Araştırmaya göre sarımsağın içinde bulunan kükürt ve selenyum, saç telinin yapısını güçlendirmede etkili olmaktadır. Ayrıca sarımsak sadece saç dökülmesine ya da kelliğe çare olmaz. Aynı zamanda bu problemlerin herhangi birinin bulunmadığı kişilerin de saçlarına bakım yapar ve onları güçlendirir.

Sivilce İçin Sarımsak

Yüzyıllardır tıbbi amaçlar için kullanılan sarımsak yapılan birçok araştırma sonucunda göstermiştir ki cilde de çok iyi gelmektedir.

Antibakteriyel, antifungal, antiviral ve antiseptik özellikleri sayesinde sivilceye neden olan cilt problemleri ve bakterileri öldürmeye yardımcı olur. Ayrıca ciltte yağ bezelerinin ve iltihaplı yapıların tedavi edilmesinde de kullanılır. Cildin alması için gerekli olan nemi ve yararlı maddeleri cilt tarafından emilimini sağlar. Kan dolaşım sisteminin de iyileştirilmesinde etkin bir rol aldığı için sarımsak cildin dolaşımdaki kandan daha fazla yararlanmasını ve beslenmesini sağlar. Sarımsak ayrıca antimikrobiyal olarak işe yarayan tiyosülfinatlar ile donatılmıştır. Sarımsağın düzenli kullanım il birlikte cildin temizliğinde de önemli bir rol oynadığı kanıtlanmıştır.

Sarımsak bunların dışında akne ile mücadelede de etkili bir besin maddesidir. Aknelerin tedavi edilmesinde etkili vitamin ve mineralleri içeren sarımsak, akne tedavi edici özelliğini C vitamini, A vitamini, B6, selenyum, bakır, çinko gibi maddeleri içermesine borçludur. Ciltte ciddi sorunlara yol açabilen ve iltihaplı bir hastalık olan sedef hastalığına ve yaralara da iyi geldiği de kanıtlanmış etkilerinden biriridir. Dolayısıyla sarımsak tüketimi sayesinde kişiler sağlıklı ve pürüzsüz bir cilde sahip olabilmektedirler.

sarımsak yutmak faydalımı
sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsak şekeri düşürür mü?

Sarımsak, yüksek tansiyonu düşürmeyi sağlamasının yanı sıra; kolesterol seviyesini de düşürür. Ek olarak sarımsak, kalp rahatsızlıklarının da büyük ölçüde önünde geçilmesini sağlayan yararlı bir besindir.

2006 yılında gerçekleştirilen bir çalışmada şeker hastalarının kalp damarlarındaki deformasyon riskini azaltmak için çiğ sarımsağın kullanılabileceği kanıtlanmıştır. Böylece kan şekeri düzeyini düşürmeye yardımcı olduğu da ortaya çıkmış oldu.

Kan şekeri seviyelerine olan etkileri hâlâ ayrıntılı olarak araştırılsa da 2014 yılında yapılan ek bir çalışma sonrası sarımsak tüketiminin kan şekerinin düşürülmesine yardımcı olduğu yeniden kanıtlanmıştır.

Sarımsağın aynı zamanda iyi bir B6 ve C vitamini kaynağı olduğunu söylemiştik. B6 vitamini karbonhidrat metabolizmasında rol oynar. C vitamini ise kan şekeri seviyelerinin korunmasında rol oynayabilir.

Şeker hastalığının seyrini ağırlaştıran bazı hastalıklara etkisiyle de sarımsak diyabet için etkili bir takviye gıdadır:

  • Kolesterol, trigliserit ve kan lipit seviyelerini azaltır.
  • Kardiyovasküler sistemi tedavi eder.
  • Tümör önleyici etkisi vardır
  • Kanser hücrelerinin büyümesini önler.
sarımsak yutmak faydalımı
sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsak kokusu nasıl geçer?

Sarımsak kokusu nasıl geçer? Yetişkinler arasında sarımsak tüketimi güvenle sürdürülebilir. Ancak sarımsağın pişirilerek yenmesi ya da yemeklerle birlikte tüketilmesi koku problemi yaratabilir.

Sarımsak soğangiller familyasının bir üyesi olduğu için bileşimleri soğangiller ürünlerinin yapılarına benzer ve kükürt açısından zengindir. Kükürt gıdalara kendine özgü bir lezzet ve koku verir. Kesildiklerinde ya da ezildiklerinde bulundukları ortama yapısında bulunan gazları yayarak keskin bir kokuya neden olurlar. Sarımsak tüketimi sonrası da midede sindirimi gerçekleşen maddeler nefesinizin bu keskin kokuyla birleşirler.

Sarımsağın neden olduğu nefes kokusu saatlerce etkili olmaya devam edebilir. Hatta sindirim sürecinin bir parçası olarak kan dolaşımına da katıldığı için tende de ter vasıtası ile koku yapabilir. Nefes kokusuna olumsuz etkileri de olsa sarımsak tüketimi oldukça sağlıklıdır ve bu kokunun önlenmesi için de birçok yol mevcuttur.

  • Elma, ıspanak veya taze nane sarımsak kokusunun giderilmesinde etkilidir: Aralarında özellikle de taze nane sarımsak kokusunu önlemede birebirdir. Yoğun sarımsak kullanılmış bir yemek sonrası tatlı olarak elma tercih edebilir, taze ıspanak ya da naneyi de çiğ olarak bir miktar tüketebilirsiniz. Ayrıca bazı klinik çalışmalar göstermiştir ki taze veya pişirilmiş elma sarımsak kokusunun giderilmesine yardımcı olmaktadır.
  • Yemekten sonra mutlaka dişlerinizi fırçalayın ve düzenli diş ipi kullanımına özen gösterin: Ağız kokusuna neden olan bakterilerin çoğu, diş eti çizgisinin altında ve dişlerde plak oluşumuna etki ederek oluşurlar. Sarımsaklı bir yemek yedikten sonra dişlerinizi fırçalamak ve düzenli diş ipi kullanımına bu yemekten sonra da özen göstermek, kokuya neden olan bakterileri ve besin artıklarını ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir. Özellikle de elektrikli bir diş fırçası kullanmak, diş eti çizgisinin altını da fırçalamanıza imkân tanır ve plak oluşumunu azaltmanıza yardımcı olabilir. Bu, nefesi daha uzun süre temiz tutar. Ağzınızda diş fırçası ile ulaşabildiğiniz her bölgeyi ve ayrıca dilinizi özenle fırçalamak, sarımsak kaynaklı ağız kokusunun giderilmesinde etkilidir.
  • Klor dioksit ağzı bakım suları kullanın: Bilimsel araştırmalar sonucunda bu konuda içerik üreten kaynaklar klor dioksit içeren ağız bakım sularının ağız kokusuna etkili bir darbe vurduğunun kanıtlandığına sık sık değinmektedirler. Klor dioksit, plak oluşumunu önler ve oluşmuş plağın giderilmesini sağlar. Yemek sonrası dilde kalan besin artıklarının temizlenmesini sağlar.
  • Bazı bitki özü yağları sarımsak kokusunun önlenmesinde yardımcı olabilir: Bitki özlerinden elde edilen bazı yağlar ile gargara yapmak da sarımsak kokusunu önlemede etkildir. Ferah bir nefese sahip olmanızı sağlamanın yanında antibakteriyel özellikler taşıyan bitki yağları da mevcuttur. Hindistan cevizi yağı, tatlı badem veya zeytinyağı gibi malzemeler ile kendi ev yapımı gargaranızı üretebilir ve ferah bir nefese sahip olabilirsiniz. Ağızdaki sarımsak kokusunu gidermek için kullanımında olumlu etkileri kanıtlanmış diğer bitki özü yağlarına gelince onlar da şöyle sıralanabilir: nane, biberiye, mür, okaliptol.

Küçük bir öneri: Hem sarımsak kokusunun etkilerinden hem de ağızdaki yemek artıklarından kurtulmak için 1 çay kaşığı nane yağını ağzınıza sürün. Ağız içerisinde oluşan koku ve bakterilerden kurtulabilmek için, yalnızca 1 çay kaşığı yağı ağzınıza sürebilirsiniz.

Source: nccih.nih / medicalnewstoday

Çay Ağacı Yağı Faydaları Nelerdir?

çay ağacı yağı faydaları

Çay ağacı yağı faydaları nelerdir? Nasıl kullanılır? Kullananlar ne diyor? Çay ağacı yağı, Avustralya’ya özgü olan bir ağaç türünün yapraklarından elde edilir. Oolong çay ağacı ile oldukça benzerlik gösterir ve siyah ya da yeşil çay olarak kullanılabilen bu çay ağacı ile karıştırılmamalıdır.

Dışa kapalı, ilkel bir topluluk olan Aborjinler tarafından yüzyıllar boyunca ilaç olarak kullanılmıştır. Bu Avustralya yerlileri ağacın yağını çıkarmak için yapraklarını iyice ezmiş ve öksürük, soğuk algınlığı gibi hastalıkların tedavisinde kullanmışlardır. Bu hastalıkların tedavisi için yağın kokusunu solumak yeterliyken cilt için ise cilt yüzeyine doğrudan uygulanması gereklidir. Aborjinlerin bu ağaç ile ilgili tedavi yöntemi bu şekildedir.

Günümüzde çay ağacı yağı %100 doğal olarak, seyreltilmemiş, saf hâliyle yaygın bir şekilde mevcuttur. Cilde iyi gelmesi için hazırlanan formlarında ise %5 ila 50 oranında seyreltilmiş içerik bulunmaktadır. Çay ağacı yağı bazı türlerdeki bakterileri, mantarları ve hatta virüsleri öldürdüğü ortaya çıkan Terpinen-4-ol başta olmak üzere; birden fazla bileşik içermektedir. İçeriğinde bulunan bu bileşikler, özellikle de Terpinen-4-ol beyaz kan hücrelerinin aktivitelerini artırmaya yardımcı olarak vücudun mikroplara karşı daha güçlü korunmasını sağlar. Bunların dışında gözle görülmeyen diğer birçok mikroorganizmayla savaşmada da etkilidir.

Bütün bu özellikleri göz önüne alındığında çay ağacı yağı, bakteriyel ya da fungal cilt rahatsızlıkları ve diğer enfeksiyonların önlenmesinde, iyileştirilmesinde doğal bir çare olarak düşünülebilir. Bu doğal bitki yağının saymakla bitmeyen faydaları elbette bunlarla da sınırlı değildir.

çay ağacı yağı faydaları
çay ağacı yağı faydaları

Çay Ağacı Yağı Faydaları

Çay ağacı yağı, cilt, saçlar, kişisel temizlik, enfeksiyonlar, yaralar ve ağız sağlığı için birçok fayda içerir. Vücutta neredeyse iyi gelmediği bir yer olmayan çay ağacı yağı faydaları birçok uzun soluklu araştırmaya konu olmuş ve sonuçları bilim insanlarını çok şaşırtmıştır:

  • Diş için çay ağacı yağı: Teorik olarak çay ağacı yağı antibakteriyel özellikler taşır ve ağızda besin artıkları ya da başka etkiler ile oluşan bakterilerin temizlenmesinde oldukça etkili bir çözümdür. Sürdürülebilir ağız sağlığı diş çürümesinin ve plak oluşumunun önlenmesine bağlıdır. Çay ağacı yağı da dişlerde tartar oluşumunun ve çürümenin en büyük düşmanıdır.  Tartarlar diş etlerinin çekilmesine neden olabilen periodontal bir hastalıktır. Hastalık süreci kontrol altına alınmazsa diş kaybından ağır enfeksiyonlara kadar birçok soruna neden olabilir. Bu yüzden dişlere çay ağacı yağının düzenli olarak uygulanması önerilir.
  • El temizliği: Çay ağacı yağı doğal bir el dezenfeksiyonu sağlar. Yapılan birçok araştırmaya göre hastalığa neden olabilecek bazı bakteri ve virüsleri öldürdüğü ortaya çıkmıştır. Ayrıca el temizliğine sabun ve haricî dezenfektanlarla hâlihazırda dikkat edilirken ekstradan kullanılmasının çok sağlıklı olduğu da bir gerçektir. Nemlendirici etkisiyle dezenfektan kullanımının yan etkilerinden olan egzama ve kuruluğu da önemli ölçüde azaltır.
  • Doğal böcek kovucu: Çay ağacı yağı aynı zamanda evleri istila ederek sorunlara yol açabilecek böceklerin uzaklaştırılmasında da etkilidir. Hatta bazı böcek türlerinde böcek öldürücü malzemelerden çok daha etkilidir. İnekler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre de derisine çay ağacı yağı sürülenlerin sürülmeyenlere göre %60 oranında daha az sineğe maruz kaldığını göstermiştir.
  • Doğal bir deodorant: Çay ağacı yağı, vücutta koku oluşumundan sorumlu olan bakterilere karşı savaşan bir içeriğe sahiptir. Deodorant olarak kullanılmasında hiçbir sakınca yoktur. Çay ağacı yağı güvenli ve uzun süre etkili bir deodorant olarak kullanılabilir.
  • Yaralar için doğal antiseptik: Çay ağacı yağının Hindistan cevizi yağı ile karışımından elde edilen kürün yara bölgelerine uygulanması bölgenin enfekte olmasını önlemeye yardımcı olur. Küçük kesik ve sıyrıklar söz konusu olduğunda bu kür ile yaraların güvenle korunmasına yardımcı olunabilir.
  • Aknelere karşı etkili: Çay ağacı yağı içeren jeller ciltteki lezyonların ve sivilcelerin önemli ölçüde azalmasına yardımcı olur. Çay ağacı yağının cilde etkisi üzerine yapılan bir dizi araştırma bu yağı içeren jellerin kullanımıyla ciltteki lezyonların önüne geçilebileceğini ortaya koymuştur.
  • Tırnak mantarına iyi geliyor: Çay ağacı yağı, mantar oluşumunun bulunduğu vücut bölgelerinde en az antifungal ilaçlar kadar mantar kaynaklı enfeksiyonları önlemektedir. Özellikle tırnaklarda meydana gelen mantarların tedavisinde tek başına ya da diğer antifungal ilaçlarla birlikte kullanılabilir. Tırnaklardaki sağlıksız görünümün giderilmesi ve hastalığın ilerleyerek yayılmasını önlemek için çay ağacı yağı güvenle kullanılabilir.
  • Doğal ağız bakım suyu: Ağız sağlığının korunmasında düzenli olarak gargara yapmak önemli bir yer tutar. Çay ağacı yağı da doğal bir ağız bakım suyudur. Ağza bir miktar çay ağacı yağı alınarak yapılacak 30 saniyelik bir gargara işlemi, ağız içi birçok sorun için birebirdir. Gargara sonrası yağ yutulmadan tükürülmelidir.
  • Kepek önleyici: Yapılan sınırlı sayıda araştırma çay ağacı yağının kepeklenmenin şiddetini azalttığı yönünde sonuçlar ortaya koymuştur. Hatta saç derisindeki bazı yaraların iyileştirilmesinde etkili olduğu da söylenebilir.
  • Yaraları çabuk iyileştirir: Çay ağacı yağı, iltihap oluşumunun önüne geçebilecek nitelikteki özellikleri ile yaranın iyileşme hızını artırır. İyileşme hızının artmasında etkili olan bir diğer özelliği de beyaz kan hücrelerinin vücuttaki etkinliğini artırmasıdır.
  • Çok amaçlı yüzey temizleyici: Çay ağacı yağı, evlerde birçok alanın temizliğinde kimyasal içermeyen bir temizleme ürünü olarak kullanılabilir. Daha derinlemesine ve güçlü bir temizlik malzemesi elde etmek için çay ağacı yağı su ve sirke ile karıştırılabilir. Böylece tuvalet gibi temizliği çok daha önemli olan bölgelerin mikroplardan arındırılmasında daha etkili sonuçlar verir.
çay ağacı yağı faydaları
çay ağacı yağı faydaları

Çay ağacı yağı nasıl kullanılır?

Vücudun birçok bölgesinde kullanılabilmesinin yanı sıra yüzey temizliğinde de etkili olan çay ağacı yağı nasıl kullanılır?

  • Ağız ve diş bakımında kullanımı: Diş çürümesine ve ağız kokusuna sebep olan bakterilerden ağzı arındırmak için çay ağacı yağı ile hazırlanan ağız bakım suyu kullanılabilir. Hiçbir kimyasal madde içermeyen çay ağacı yağı gargarası için bir bardak ılık suya bir damla çay ağacı yağı ekleyin. İyice karıştırın ve 30 saniye kadar gargara yapın. Daha sonra tükürerek ağzınızı bol su ile çalkalayın.
  • Çay ağacı yağı ile el dezenfektanı yapımı: Küçük bir cam kâseye veya herhangi bir sert plastik kaba 30 damla çay ağacı yağı, 10 damla lavanta yağı koyun. Yağların iyice karışmasını sağladıktan sonra yaklaşık 100 ml kadar etil alkol ekleyin ve tekrar karıştırın. Bu karışıma da 25 ml kadar aloevera jeli ekledikten sonra tekrar karıştırarak her malzemenin homojen olmasını sağlayın. Püskürterek kullanabileceğiniz bir kaba alarak her uygulama öncesi şişeyi hafifçe çalkalayın.
  • Sivrisineklerden korunmak için: Bir sprey şişesine 20’şer damla kadar çay ağacı yağı, lavanta yağı, limonotu yağı ve sardunya yağı doldurun. Daha sonra 150 ml kadar etil alkolü de şişeye ekleyerek iyice karıştırın. Bu karışım, cilde uygulandığında sivrisinekler ve diğer böcekleri, konmayı ve ısırmayı en sevdiği uzuvlarınızdan mahrum bırakmış olacaksınız.
  • Doğal deodorant olarak kullanımı: 3’er yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı ve shea yağını bir cam kavanozun içine koyun. Kavanozu kaynar su dolu bir tencere ya da tavanın içine koyarak yağların iyice erimesini sağlayın. İkisi de eriyip birbirine iyice karıştıktan sonra suyun içinden kavanozu alın. İçine ikisi de yarım çay bardağı olacak şekilde nişasta ve karbonat koyun. Son olarak 30 damla çay ağacı yağı da ekleyerek malzemelerin iyice karışmasını sağlayın. Sonra da karışımı uygun bir kaba boşaltıp katılaşmasını bekleyin. Katı bir hâl aldıktan sonra artık kullanıma hazırdır. Elde edilen bu katı karışımdan elinize bir miktar alarak koltuk altlarınıza deodorant olarak uygulayabilirsiniz.
  • Çay ağacı yağı ile yüzey temizleyici yapımı: 20 damla çay ağacı yağı, bir su bardağı suyu ve yarım bardak elma sirkesini karıştırın. Bir sprey şişesine karışımı boşaltın ve malzemelerin iyice karışması için çalkalayın. Yüzey temizliği için kullanırken yüzeylere yeteri kadar sıkın ve kuru bir bezle bölgeyi iyice silin. Her kullanım öncesi de şişeyi çalkalayarak karışımın homojen kalmasını sağlamayı unutmayın.
  • Cilt temizliği için kür: İltihaplı bir cilde sahipseniz cildin iltihaptan arınmasını sağlamak için 10 damla çay ağacı yağını, bir çorba kaşığı ölçüsünde eritilen Hindistan cevizi yağıyla beraber homojen hale gelene kadar karıştırın. Kapağı sıkıca kapalı kalabilecek bir kaba alın ve cilde günde iki kez iltihap semptomları düzelene kadar uygulayın.
cay agaci yagi faydalari2
çay ağacı yağı faydaları

Çay Ağacı Yağı Cilde Faydaları

Çay ağacı yağı cildi, tırnakları, saç derisini ve dolayısıyla da saçı etkileyen birçok rahatsızlığı tedavi etmek için de kullanılır.

Kozmetik kaygıların yanında cilt rahatsızlıkları, çok ciddi enfeksiyonları da tetikleyebileceği için daha hayati kaygılar oluşturabilir. İster ciltte estetik bir görünüm elde etmek ister ciltteki enfeksiyonların giderilmesini sağlamak amacıyla olsun, çay ağacı yağı güvenle kullanılabilir. Çay ağacı yağı cilde faydaları söz konusu olduğunda çok daha ayrıntılı bir maddeleme gerektirir. Bu maddelerin başlıkları ise şöyledir:

  • Kuru ciltleri nemlendirir.
  • Egzamaya iyi gelir.
  • Yağlı ciltler için antiseptik olarak kullanılabilir.
  • Ağrılı cilt enfeksiyonlarının iyileştirilmesinde etkilidir.
  • Saç derisindeki zararlı mikroorganizmaları ve ölü deri hücrelerini temizler. Kepek oluşumunun önüne geçmek için de kullanılabilir. Sağlıklı ve neme doymuş saçlara sahip olmanın yolu saç derisine düzenli çay ağacı yağı uygulamaktan geçer.
  • Çay ağacı yağı, antienflamatuvar ve antimikrobiyal özellikleri ile akne tedavisi için de önemli bir alternatif oluşturur. Yüzdeki kızarıklıkların, şişliklerin ve iltihabın giderilmesinde etkili olduğu için akne oluşumunun da önüne geçebilir. Ayrıca sivilcelenmenin de tedavisinde kullanılabilir.
  • Çay ağacı yağının sedef hastalığına da iyi geldiği ortaya çıkmıştır. Her ne kadar araştırmalar bu alanda kısıtlı olsa da bu hastalık için çay ağacı yağı kullananların tedavisinin olumlu sonuç vermesi önemli bir kanıttır. İçeriği itibarıyla zaten iltihaplanma ve enfeksiyonlara iyi gelen çay ağacı yağı, iltihaplanma ile seyreden sedef hastalığına karşı da etkili olabilmektedir. Ayrıca bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde de etkili olması, ciltte baş göstermesi muhtemel birçok hastalığın önüne geçer.
  • Ciltte meydana gelen kaşıntıların da büyük bir kısmını çay ağacı yağı ile tedavi etmek mümkündür. Çay ağacı yağının antienflamatuvar özellikleri kaşıntılı cilt yüzeyindeki problemlerin giderilmesinde etkili olabilir. Cildi nemlendirerek rahatlatması da kaşıntıya neden olan bazı cilt enfeksiyonlarının tedavisi için kullanılabilir. Göz kapaklarında meydana gelen kaşıntılar üzerine yapılan bir araştırmaya göre kaşıntının azaltılmasında çay ağacı yağı etkili olmuştur. Kaşınan göz kapaklarına içinde çay ağacı yağı bulunan merhemlerle tedavi uygulanmış ve merhem uygulanmayan hastalar nazaran olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Kaşıntıya neden olan cilt hastalıklarının önlenmesinin yanı sıra hâlihazırda kaşıntı yapan rahatsızlıkların tedavisi için de çay ağacı yağının kullanılabileceği açıktır.
  • Bunların dışında böceklerin ısırması sonucu ciltte meydana gelen iltihapların tedavisinde de çay ağacı yağı kullanılabilir. Böcek ısırığına maruz kalan ciltler üzerinde yapılan araştırmalar, çay ağacı yağının enfeksiyon önleyici, iyileştirici özelliğini kanıtlamıştır.

Çay Ağacı Yağı Kullananlar

Çay ağacı yağı kullananlar göz önüne alındığında vücuttaki birçok sorunun giderilmesinde yaygın hâle geldiği söylenebilir. Çay ağacı yağı kullanımının yaygınlaşması da bu yağın çok amaçlı uygulanabilmesi durumuyla ilgilidir.

Yapılan klinik araştırmalar doğrultusunda da etkileri göstermiştir ki, çay ağacı yağı piyasada kutulu satılan birçok ürünün yerine geçebilecek doğal bir mucizedir.

Source: healthline / webmd / nccih.nih / uofmhealth

Aspirin Ne İşe Yarar? Aspirin Faydaları Nelerdir?

aspirin ne i̇şe yarar

Aspirin ne işe yarar? Aspirin oldukça uzun bir zamandan beri ağrı ve iltihabın hafifletilmesinde kullanılmaktadır. Ağrılar için kullanımında baş rolü baş ağrısı, diş ağrısı ve regl ağrıları almaktadır. Aynı zamanda aspirin soğuk algınlığı ve grip benzeri semptomlar gösteren sorunların giderilmesinde de etkilidir. Bunların dışında aspirin ateş düşürücü özelliği ile de ön plana çıkmaktadır. Bir kimyasal bileşik olarak ismini ifade etmek gerekirse aspirin, asetilsalisilik asittir.

Soğuk algınlığı ve grip için reçete edilen ilaçların büyük bir bölümünde, ilaçların yapısındaki bileşenlerden biri de aspirindir. Çoğu aspirin eczanelerin yanı sıra, bazı sağlık marketler, süpermarketler ve alışveriş merkezlerinden temin edilebilir. Ancak aspirinin türüne göre reçete ile satılanları da mevcuttur.

Aspirin tablet ya da fitil formunda bulunabilir. Bunun dışında ağız ülseri ve uçuk gibi hastalıklar için kullanılabilen jel formunda da satılmaktadır.

Genellikle inme veya kalp krizi geçirilmesi üzerine ya da inme veya kalp krizi riski taşıyor olunması durumlarında doktorlar tarafından reçete edilebilir. Aspirinin bu sorunlar ile karşı karşıyayken kullanımı, ağrı kesici olarak içilmesinden çok farklıdır. Dozları çok daha yüksek olabilir. Ama aspirin içeriği itibarıyla sadece içilerek kullanılmaz. Çünkü cilt için de oldukça faydalı sonuçlar verdiği klinik deneyler ile kanıtlanmıştır.

aspirin ne ise yarar 1
aspirin ne i̇şe yarar

Aspirin faydaları nelerdir?

Aspirinin çoğu zaman ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanıldığını söylemiştik. Ancak aspirinin bunların dışında iyi geldiği birçok sorun vardır. Yaygın kullanım amacı ağrıların giderilmesi olunca da diğer faydaları hakkında insanlar daha az bilgi sahibidirler. Aspirinin faydaları;

Aspirinin Saça Faydaları

Saç derisindeki bazı problemler saçların sağlıksız hâle gelmesine, yağlanmaya, kepeğe ve saç derisinde meydana gelen yaralara neden olabilir. Günümüzde kepek önlemede yardımcı olabilecek birçok ürüne ulaşabilmek mümkündür. Fakat aralarında biri vardır ki hem saça etkileri pek bilinmez hem de saç için kullanılan bakım ürünlerinden çok daha fazla olumlu sonuç verir. Aspirin saç derisini besleyici içeriği ile hem kepek oluşumunu önler hem de saçların sağlıksız görünmesinin nedeni birçok cilt rahatsızlığını tedavi eder.

Saç derisinde yaşanan sorunlar semptomların boyutlarına göre tedavi süreleri farklılık gösteren sorunlardır. Bazılarının üstesinden gelmek için birkaç gün yeterliyken bazıları haftalar, hatta aylar sürebilir. Dolayısıyla saç bakımında olumlu sonuçlar alabilmek için harcanan zaman da onun için kullanılan ürünlerin çeşitleri de oldukça fazladır. Alternatif saç bakım ürünlerinin hiçbirinden olumlu sonuç alınamadıysa aspirin çok iyi bir çözümdür.

Aspirini Şampuana Karıştırmak

Peki saça bu kadar faydalı olan aspirini şampuana karıştırmak saç bakımı için etkili bir malzeme yaratır mı? Bu sorunun cevabını almak için iki tablet aspirin yeterli olacaktır. Bu bakım yönteminde iki adet aspirini toz hâline getirerek saçlarınız için kullandığınız en uygun şampuanın içine karıştırın. Aspirin ile karıştırdığınız şampuanı ıslak saçlara uygulayın ve iyice köpürtün. Şampuanın saçınızda 2 ila 3 dakika kadar kalmasına izin verin. Saç bakımı için gerekli olan aspirin içeriği saç derinize iyice nüfuz edecektir. Saçlarınızı ılık su ile durulayın. Saçınızın tamamen durulandığından emin olun.

Saç Dökülmesine Aspirin

Aspirin ne işe yarar? Ayrıca son yıllarda yapılan çalışmalar günlük düşük bir dozda aspirin kullanımı ile saç dökülmesinin önüne geçilebileceğini ortaya çıkarmıştır. Aspirin kullanan kişiler arasında gerçekleştirilen klinik gözlemler göstermiştir ki aspirin, saç dökülmesinin azalması ya da durması ile doğrudan bağlantılıdır.

Dolayısıyla aspirini bir saç bakım ürününe dönüştürerek kullanmak, saçlarınızın daha parlak, doğal, kepekten arınmış ve sağlıklı görünmesini sağlayabilir. Ayrıca saç derisindeki tıkanmış gözeneklerin de açılmasını sağlayarak bölgenin beslenmesine yardımcı olur. Bunun dışında da aşırı yağlanmanın önlenmesinde etkilidir, bu da aspirini saç dökülmesine karşı güçlü bir bileşen hâline getirir.

aspirin ne i̇şe yarar
aspirin ne i̇şe yarar

Aspirinin Cilde Faydaları

Günde 1 kere aspirin alırsanız ciltteki yaşlanmayı geciktirebilir ve sivilceleri önleyebilirsiniz.

Aspirin cildin yaşlanmasını yavaşlatır ve akneyi önler. Bütün bunları nasıl yapabildiği ise içeriğinde saklıdır. Aspirin kimyasal yapısı sayesinde iltihapla savaşma yetisindedir ve cilde iyileştirici gücünü bu özelliğiyle aktarır.

Enflamasyon, yani iltihaplanma ciltte akne, gül hastalığı, kırışıklık ve sarkmalara neden olabilir. Bütün bunlar cildin yaşlanma hızını önemli ölçüde artırır. Cildin sağlıklı ve pürüzsüz görünümünün nedeni vücuttaki kolajen miktarıdır. İltihaplanma meydana geldiğinde cildin sarkmasını ve kırışmasını önleyen kolajenler parçalanmaya başlar. Kolajen eksikliğinin bir sonucu olarak da cildiniz sarkmaya ve kırışmaya başlar. Bütün bunların kaynağı iltihaptır ve iltihabın giderilmesi de aspirin sayesinde gerçekleşebilir. Aspirin, kolajen eksikliği sonucu ciltteki yapının bozulmasının önüne geçer. Cildinizin genç ve sağlıklı görünümüne katkıda bulunmak için düzenli olarak aspirin kullanmak yeterlidir.

Aspirinin cilde faydalarından biri de çatlak giderici özelliği ile ilintilidir. Aspirinin yapısında bulunan asetilsalisilik asit birçok dermatolog tarafından akne tedavisi için önerilir. Bu yüzden hem akne hem de sivilce oluşumunun engellenmesi için aspirin maskesi oldukça etkili bir yöntemdir.

Aspirin Maskesi

Aspirin ne işe yarar? Aspirin maskesi yüze uygulandığında mucizevi sonuçlar doğurabilir. Aspirinin yapısındaki aktif bileşenler, cilt bakımında çok olumlu etkiler yaratmaktadır. Sivilcelerin kurutulmasında önemli bir rol oynayabilen aspirin maske olarak cilde uygulanabilir. Yağlı cilt tipine sahip olan kişilerde ise cildin yağdan arındırılması için birkaç tane aspirinin suda eritilip yüze uygulanması yeterlidir. Çoğu zaman yüzü yağdan arındırma işlemi için hazırlanan aspirin maskesinin içine avokado ya da badem yağları da konulabilir.

Aspirin maskesi nasıl yapılır?

  • 3 ya da 4 adet aspirin tableti
  • Yağlı ciltler için bir çay kaşığı su
  • Kuru ciltler için bir çay kaşığı avokado ya da badem yağı
  • Bir miktar bal

Küçük bir kâse alın. Kâsenin sığabileceği kadar da daha büyük başka bir kap bulun. Büyük kabın tam ortasına küçük kâseyi koyun ve içine küçük kâsenin boyunu geçmeyecek şekilde sıcak su doldurun. Kâse ısınsın. Daha sonra boş olan küçük kâsenin içine bir çay kaşığı balı ve cilt tipinize göre yağı ya da suyu ekleyin. Aspirinleri de bir çatal ya da havan yardımı ile iyice ezerek toz hâline getirin ve karışıma ekleyin. Kâseyi suyun içinden çıkararak temiz bir yüzeye alın. Karışımın kıvamına göre biraz daha su eklenebilir. Eğer maske olarak yüze uygulanabilecek kıvamdaysa suya ihtiyacınız yok demektir. Maskenin yüze uygulanabilir sıcaklıkta olup olmadığını kontrol edin. Eğer yeteri kadar soğuduysa parmak uçlarının yardımı ile göze bulaştırmayacak şekilde yüzünüzün her yerine ve özellikle iltihaplı olan bölgelere uygulayın. 10 dakika boyunca maskenin kurumasını bekleyin ve ardından yüzünüzü ılık suyla durulayın. Cilt tipinize ve yüzünüzdeki iyileşme durumuna bağlı olarak maskeyi haftada bir ya da iki kez uygulayabilirsiniz.

aspirin ne i̇şe yarar
aspirin ne i̇şe yarar

Aspirin Kanseri Önlüyor

Aspirin, yapılan birçok klinik çalışma doğrultusunda göstermiştir ki kansere karşı güçlü bir silahtır. Bu bakımdan ecza dolaplarında mutlaka bulundurulması gereken bir ilaçtır. Özellikle de yakalanma ihtimalinin çok yüksek fakat başarıyla tedavi edilme oranlarının çok düşük olduğu kanser türlerine karşı. Bu kanser türlerinden birkaçına örnek verecek olursak;

  • Kolon kanseri
  • Rektum kanseri
  • Prostat kanseri
  • Meme kanseri
  • Akciğer kanseri

Gastroentereloji ve beslenme uzmanlarının kanser hakkındaki açıklamalarında sıklıklar yer alan bir ifade olarak aspirin, bu kanser türlerine yakalanma ihtimalini güçlü bir şekilde düşürmekte. Özellikle kolon, rektum ve prostat kanseri en sık görülen kanser türleridir ve aspirin, Uluslararası Kanser Enstitüsü’ne göre hastalık riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. Tabii bu risk azaltıcı etkisini sadece düzenli kullanımlarında göstermektedir.

Meme kanserinde de durum farklı değildir. Hastalığın nüksetmesi ile ilgili yapılan bazı araştırmalarda, günlük düzenli olarak aspirin alanların meme kanserine tekrar yakalanma risklerinde %60 düşüş olduğunu göstermiştir. Düzenli olarak aspirin kullanan meme kanseri hastalarında ise kanser nedeni ile ölüm olasılığı %71 daha düşüktür.

Akciğer kanserinden bahsetmek gerekirse, aspirin kullanımının kanserin yayılımını %20 ila 30 oranında yavaşlattığı görülmüştür.

10 yıldan fazla bir süredir her gün düzenli olarak aspirin alanlarda ise mide kanserinden ölme olasılığının %31 oranında daha az olduğu ortaya çıkmıştır.

Aspirin Cinsel Gücü Arttırıyor

Aspirin ne işe yarar? Aspirin cinsel gücü arttırıyor. Çünkü yapılan araştırmalarda ereksiyon problemi yaşayanlar için de oldukça etkili bir ilaç olduğu kanıtlanmıştır. Aspirin penise giden kan akışını artırıp hızlandırarak ereksiyon problemini de ortadan kaldırır.

Aspirinin etkileri cinsel performans artırıcılara benzetilebilir. Cinsel performans artırıcı ilaçların etkilerine benzer bir şekilde kan damarlarını genişletir ve dolayısıyla kan dolaşımını hızlandırır.

Cinsel ilişki için yeteri kadar sertliğe ulaşamama sorununu 40 yaş ve üstü erkeklerin %40’ı, 70 yaş ve üstü erkeklerin ise %70’i yaşamaktadır. Stres ve diğer psikolojik, sosyal faktörler söz konusu olabilse de vakaların %90’ında penise yeteri kadar kan pompalanamamasının asıl nedeni damarlar kaynaklıdır.

Cinsel birleşme sırasında yeterli ereksiyona sahip olmak ve bu ereksiyonun sürdürülmesi için kan dolaşım sistemi çok önemlidir. Ereksiyonun oluşumu damarların genişlemesi ile gerçekleşir ve cinsel uyarılma sırasında penisin sertleşmesi için gerekli koşullar sağlanmış olur. Fakat bu bölgedeki kan damarları daralırsa ereksiyonun kalitesi de zayıflar ve hatta ereksiyon gerçekleşmesi ihtimali tamamen ortadan kalkabilir.

Aspirin kan damarlarını gevşeterek kan akışının hızlanmasına yardımcı olur ve gevşeyen damarlarda tıkanıklık ihtimalini de en aza indirir. Uzun süreli ve düzenli olarak aspirin kullananlar arasında ereksiyon problemi de yaşayanların oranı sadece %22’dir. Bu oranı oluşturanların da çoğu kronik hastalıklar yüzünden damarları hasar görmüş hastalardır. Dolayısıyla aspirin güçlü bir ereksiyon ve sağlıklı cinsel hayat için oldukça gerekli bir ilaçtır.

aspirin limon
aspirin limon

Sivilce İçin Aspirin Limon Kürü Tarifi

Aspirin limon suyu karışımı da cildin kendini yenilemesi için çok etkili bir yoldur. Aspirinin kendi başına cilt için mucizevi derecede faydalı olduğu zaten kanıtlanmıştır. Aspirinin limon suyu ile birlikte cilde ekstra bir mucize katabileceği de uygulayanlar tarafından kabul edilmiştir. Limon suyu sitrik asittir ve bu asit sivilceler ile savaşta büyük bir rol oynar. Aspirinde de salisilik asit vardır. Bu asit de yine sivilcelerden arınmak ve sağlıklı bir cilde sahip olmak için kullanılır. İşte bu iki asidin güçlerini birleştirmesi ile birlikte aspirin limon mucizesi ortaya çıkar.

Peki aspirin limon yüze nasıl uygulanır? Aspirin ve limon dışında başka malzemeler gerekli midir? Bu iki sorunun cevabı da burada.

Aspirin limon karışımı için malzemeler

  • 1 adet yumuşak bir limon
  • 6 adet aspirin tablet
  • 2 yemek kaşığı organik bal
  • bir miktar karbonat
  • oklava, metal ya da tahta kaşık veya kahve fincanı (aspirin haplarını ezmek için)

Hazırlık: Aspirin tabletlerini, ezmek için kullanacağınız oklava, kaşık ya da kahve fincanının alt kısmıyla sert bir yüzeyde ezin. Kahve fincanı kullanıyorsanız, fincana çok fazla güç kullanmamaya ve kırmamaya özen gösterin. Ezilmiş ve toz hâline gelmiş aspirinleri karıştırmak için seçeceğiniz bir kaba koyun ve içine 2 ya da 3 yemek kaşığı taze limonun suyunu sıkın. Aspirin limon suyu ile birlikte çözünecektir. Aspirin tamamen çözününceye kadar karıştırın. Üzerine bal da ekleyin ve yüzünüze uygulayın. 20 dakika yüzünüzde bekletin ve bu sırada ılık bir suya kabartma tozu ekleyerek başka bir karışım oluşturun. 20 dakika geçtikten sonra yüzünüzü bu su ile durulayın. Yüzünüze daha sonra da ekstradan nemlendirici uygulayın.

Source: health.harvard / mayoclinic / healthlinkbc / nhs / fda

Chia Tohumu Faydaları Nelerdir? Chia Tohumu Nasıl Tüketilir

chia tohumu

Chia tohumu, tok tutma özelliği ve içerdiği yüksek protein ile son dönemlerde diyetlerin, zayıflamak isteyen insanların gözdesi haline gelmiş durumda. Uzmanlarında yazmış oldukları diyet listelerinde ilk sıraları alıyor. Bu tohumun aslen yetiştiği yer Meksika’dır ama Amerika ve Avrupa ülkelerinde oldukça fazla tüketilmektedir. Birçok hastalık içinde faydalı olan bu besin sadece tokluk hissini arttırmakla kalmıyor aynı zamanda saç, tırnak, cilt bakımı içinde oldukça faydalıdır.

Magnezyum, demir, kalsiyum gibi minareleri içeren chia tohumu A,B,E ve D vitaminlerini de bünyesinde bulundurmaktadır. Baktığımız zaman chia tohumu faydaları saymakla bitmemektedir.

chia tohumu
chia tohumu faydaları nelerdir? chia tohumu nasıl tüketilir 26

Chia Tohumu Faydaları Nelerdir?

Birçok faydası bulunan Chia Tohumunun en bilinen faydalarından bazıları şunlardır:

  • İçerisinde bulundurduğu C vitamini sayesinde düzenli tüketilmesiyle birlikte hastalıklara karşı savaşırken, yine bu düzenli tüketim sayesinde günlük almanız gereken kalsiyum miktarının çoğunu karşılamaktadır.
  • Chia tohumu enerji verir ve dinç hissetmenizi sağlar.
  • Kan şekerini dengeleyerek ve mide de bulunan karbonhidratların parçalanma hızını yavaşlatarak acıkma hissini oldukça geciktirir ve bu sayede de egzersiz ve spor yaparken kişinin halsiz hissetmesini engeller.
  • Bünyesinde bulundurduğu yüksek oranda lif diyetlere yardımcı olur.
  • Tohum antidoksidan içermesiyle kişinin vücudunu kansere ve yaşlanmaya karşı korumaktadır.
  • Düzenli tüketilmesiyle kış aylarında sıklıkla yakalandığımız nezle, grip gibi hastalıklara karşı direnç geliştirmenizde yardımcı olur.
  • Hazımsızlığı gidererek kabızlığı önlediği bilinmektedir.
  • Çölyak hastaları için tüketime uygundur. Gluten içermez.
  • Kan şekerini dengelediği için şeker hastaları için faydalı olmakla birlikte tohumda bulunan demir oranı sayesinde kansızlığa da iyi gelmektedir.
  • Tırnakların kırılmasını önler, saçları uzatır ve cilt güzelleştirme de oldukça faydalıdır.
  • Beynin gelişimini sağlar.
  • Oluşabilecek kalp rahatsızlıklarını önleme de önemli rol oynar.

Chia Tohumu Yan Etkileri Var Mıdır?

Genel olarak alerjiniz yoksa ya da fazla tüketmediyseniz görülen yan etkisi görülmeyecektir. Fakat chia tohumunun fazla tüketilmesi şişkinliğe sebep olabilir. Yine fazla tüketilme sebebiyle erkeklerde prostat kanserini tetiklediği bilinmektedir. Emziren anneler ve hamile kişiler tarafından da tüketilmesi önerilmemektedir. Bununla birlikte düzenli olarak ilaç kullanan kişiler chia tohumunu kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdırlar.

chia tohumu
chia tohumu faydaları nelerdir? chia tohumu nasıl tüketilir 27

Kullanım

Chia tohumu genellikle çiğ olarak tüketilen bir besindir. Yoğurtlarda, salatalarda, çorbalarda oldukça sık kullanılmaya başlamıştır. Bu kullanım sadece zayıflamak amaçlı değil bunun yanında diğer chia tohumu faydaları da es geçilmemelidir. Tohumu hem çiğ olarak hem de çay olarak kullanabilirsiniz. Chia tohumunun en sık kullanıldığı, en sevilen hali ise Chia puding ‘ir. Hem daha sağlıklı hem de daha besleyici olan muzlu chia puding şu şekilde yapılmaktadır;

Malzemeler

  • 5 yemek kaşığı chia tohumu
  • 1 adet muz
  • 2 tatlı kaşığı bal
  • 2 su bardağı badem sütü
  • 1 çay kaşığı vanilya esansı (isteğe bağlı)

Hazırlama

Fazla küçük olmayan bir kap alarak 2 bardak badem sütünü ve chia tohumlarını karıştırın. Kullandığınız kabın ağzını hava almayacak şekilde güzelce kapatarak 30-45 dk. kadar buzdolabında bekletin. Bu süre sonrasında chia tohumları sütü içine çekecek ve artık jel kıvamında olacaklardır.   Jel kıvamına gelen bu karışıma vanilya özü ve balı ekleyin sonrasında muzunuzu güzelce ezerek bu karışıma ekleyin ve iyice karışana kadar harmanlayın. Hazırladığınız karışımı dilerseniz muzla dilerseniz de başka meyvelerle süsleyebilirsiniz. Chia tohumu faydaları sayesinde hem sağlıklı olabilir hem de enfes tatlılarla karnınızı doyurabilirsiniz.

Source: hsph.harvard / bonappetit / webmd

Hemoglobin Nedir? Hemoglobin Kaç Olmalıdır?

hemoglobin

Hemoglobin, demir açısından zengin kırmızı kan hücrelerinde bulunan bir proteindir. Akciğerlere girmiş olan oksijen kanda bulunan hemoglobine yapışır, hemoglobinde oksijeni vücuttaki dokulara taşımaktadır.

Hemoglobin Nedir?

Akciğerlere girmiş olan oksijeni vücuttaki dokulara taşıyan hemoglobindir. Bu yüzden hemoglobin çok önem taşımaktadır.

Hemoglobin nedir:

  • Kanda demir molekülü içeren kırmızı kan hücrelerinde bulunan bir proteinidir.
  • Her bir hemoglobin proteini, kırmızı kan hücreleri ile dört oksijen molekülü taşımaktadır.
  • Vücut hücrelerinin kendini tamir etmesi ve koruması oksijene bağlıdır. Oksijeni taşıyan hemoglobinler bu yüzden çok önemlidir.
  • Hemoglobin kırmızı kan hücrelerinin disk şeklini almasını sağlamaktadır. Bu şekil sayesinde kan damarları yolunca kolay hareket edebilirler.
  • Hemoglobinin normal değerinden düşük olması anemi göstergesidir.
  • Anemi; kanama, vitamin eksikliği, kronik hastalıklar gibi birçok nedene bağlanabilir.
hemoglobin1
hemoglobin nedir? hemoglobin kaç olmalıdır? 31

Hemoglobin Normal Değerleri Nelerdir?

Hemoglobinin normal değeri erkeklerde ve kadınlarda farklılık göstermektedir. Erkeklerde hemoglobinin normal değerleri desilitrede 13,5 ile 17,5 gram aralığındadır. Kadınlarda hemoglobinin normal değerleri desilitrede 12 ile 15,5 gram arasında bulunmaktadır. Çocuklar için hemoglobin değerleri yaş ve cinsiyete göre değişiklik göstermektedir.

Hemoglobin Düşüklüğü Nedir?

Kişinin hemoglobin değerinin yaş ve kilosuna göre normal değerinin altında olması durumudur. Hemoglobinin düşüklüğüne anemi denir. Anemi tek tür değil çeşitleri bulunmaktadır.

Anemi çeşitleri nelerdir:

  • Demir eksikliği anemisi: En sık görülen anemi eksikliğidir. Bu anemi de insanın vücudunun ihtiyaç duyduğu hemoglobini yapamadığı ve vücudunda yeterli miktarda demir bulunmadığı durumlarda oluşur. Anemi kan kaybına bağlı oluşmaktadır. Ama yetersiz demir emilimi sonucunda da oluşabilmektedir.
  • Vitamin eksikliği anemisi: B12 vitamini veya folik asit gibi düşük seviyelerde besin maddeleri tüketildiğinde ortaya çıkar. Kırmızı kan hücrelerinin şeklini değiştirir. Bu da kırmızı kan hücrelerinin etkisini azaltır.
  • Gebelikte anemi: Gebelikte çok miktarda demir gerektiği için bir demir eksikliği anemisi oluşabilmektedir.
  • Hemolitik anemi: Genetik olabilmektedir. Kırmızı kan hücrelerinin ömürlerini tamamlamadan yıkıma uğrayarak hücrelerden uzaklaştırılmasıdır.
  • Orak hücreli anemi: Hemoglobin proteinin normal olmadığı kalıtsal bir durumdur. Kırmızı kan hücreleri orak şeklinde ve sert olmaktadır. Bu durumda küçük kan damarlarından akması engellenir.

Anemi çeşitleri bu şekilde sıralanabilir.

hemoglobin2
hemoglobin nedir? hemoglobin kaç olmalıdır? 32

Aneminin Nedenleri Nelerdir?

Anemi temel olarak kanamaya bağlı olsa da farklı nedenleri de bulunmaktadır.

Bu nedenler nelerdir:

  • Böbrek hastalıkları aneminin nedenleri arasında bulunmaktadır.
  • Karaciğer hastalıkları anemiye neden olabilmektedir.
  • Hipotiroidi anemiye sebep olmaktadır.
  • Talasemi anemiye sebep olan nedenler arasındadır.

Aneminin nedenleri bu şekilde ifade edilebilir. Ayrıca daha önce anemi geçirmiş olmakta risk taşımak anlamına gelmektedir.

Hemoglobin Yüksekliği Nedir?

Kan tahlili sonucunda cinsiyet, boy ve kiloya göre normal değerlerinden yüksek olması durumudur. Hemoglobinin yüksekliği nadir görülen hastalıklar arasından polisitemi sebebidir. Vücudun çok fazla alyuvar yapmasına ve kanın normalden kalın olmasına sebep olur. Bu durum pıhtılara, kalp krizine ve felçlere sebep olabilir. Tedavi edilmez ise yaşam boyu süren rahatsızlıklara sebep olabilir.

Yüksek hemoglobinin sebepleri nelerdir:

  • Polisistemi (Kemik iliğinin çok fazla kan hücresi oluşturduğu bir kan hastalığıdır.) yüksek hemoglobinin sebepleri arasındadır.
  • Dehidrasyon yüksek hemoglobine neden olmaktadır.
  • Akciğer hastalığı hemoglobinin yükselmesine neden olur.
  • Sigara kullanımı yüksek hemoglobine sebep olur.
  • vücut ısısının yüksek olması hemoglobinin yüksek olmasına neden olmaktadır.
  • Aşırı fiziksel egzersiz yapmak hemoglobinin yükselmesine sebep olmaktadır.

Hemoglobin değerinin normalden yüksek olmasının sebepleri bu şekilde sıralanabilir.

Source: Medicinenet / Labtestsonline / Medicalnewstoday

Kantaron Yağı Faydaları Genel Analiz

kantaron yağı

Eğer doğal yollarla tedavi gerçekleştirmek istiyorsanız kantaron yağı iyi bir alternatiftir. Şifa kaynağı kantaron, yıllardır alternatif tıp alanında tercih edilmektedir. Pek çok faydası bulunur ve bu faydaları renklerine göre değişiklik gösterir. Cam şişelerde muhafaza edilen kantaron yağı cilt bakımından antiseptik özelliği sayesinde yara tedavisinde kullanılmaktadır.

Sarı Kantaron Yağı Faydaları

Kantaron yağı çeşitleri arasında ilk akla gelen sarı olandır. Avrupa ülkelerinde daha yaygın olarak bulunan sarı, mayasıl ot yara otu olarak da bilinir. Yani yaralara çok iyi gelir. Antiseptik özelliği sayesinde iltihapları ve enfeksiyonları iyileştirir. Yara dışında yanıklara da iyi gelir.

Düzenli kullanıldığı taktirde yanığın iz kalmadan iyileşmesini sağlar, ilk kullanımda kendini belli eder. Hücre yenileme özelliği de bulunmaktadır. Yani akne ve sivilce tedavisinde işe yarayabilir. Bunun dışında ani kan kayıplarında oldukça etkilidir, kan akışını yavaşlatır. Demir eksikliği yaşayanlarda kullanabilir. El ve ayak üşümelerine iyi gelir, vücut ısısını arttırır.

kantaron yagi1
kantaron yağı faydaları genel analiz 35

Bunlar dışında diğer faydaları;

  • Varisleri iyileştirir
  • Uçukları iyileştirir
  • Saç dökülmesini engeller
  • Adet sancılarına iyi gelir
  • Bebekler için rahatlatıcı etkisi bulunur
  • Baş ağrısını önler
  • Yorgunluğu alır

Yağı direk sürebilir veya bir çay kaşığı olacak şekilde içebilirsiniz. Sorunlara karşı kullanımı da değişiklik gösterir.

Kırmızı Kantaron Yağının Faydaları

Özellikle enfeksiyonlara neden olan bakteri, virüs, mantar gibi hastalıklara iyi gelir. Bu sayede cilt üzerindeki hastalıklarla mücadele eder. Yara ve aknelerle savaşır, kabuk bağlama süresini kısaltır ve egzama iyi kuruluk hastalıklarına iyi gelir. Sindirime faydalıdır, az miktarda ağızdan alındığında sindirim sistemini düzenleyici etki gösterir. Yemeklerden biraz önce alınırsa kabızlığı önler.

Kantaron Yağı Saça Faydaları

Saç bakımında kantaron yağı kullanılabilir. Saç dökülmesini azaltır, kepekleri önler, saçtaki kuruluğu önler ve nemlenmesini sağlar. Bu sayede egzama oluşumunu engellemiş olur. Ayrıca saçları onarır ve daha gür görünmesini sağlar. Saç derisindeki pullanmayı da önler.

Düzenli kullanım sonucu tüm bu faydalarını görebilirsiniz. Dozunu kaçırmamak çok önemli. Açık yaralara sürülmemelidir. İçmeden önce başka bir hastalığınız varsa doktorunuza danışın.

Source: Verywellmind / Healthline

Bağırsak Kurdu Temizlemenin En İyi Yolu

bağırsak kurdu

Bağırsak kurdu veya parazitleri bağırsaklarda tutuldukları vakit sağlık problemlerine sebep olabilecek organizmalardır. Size bulaşmasında ardından karın ağrısına sebep olur. Aynı zamanda rektal bölgede yenilenen rahatsız eden bir kaşıntıya ve yorgunluğa sebep olurlar. Bunun yanı sıra bir kısım doğal maddelerin içerikleri sayesinde bu parazitin tedavisi mümkün olmaktadır. Daha fazla kötü sonuçlara yol açmadan bu tedaviyi gerçekleştirebiliriz.

Bağırsak Kurdu İçin Kür Tarifi

Birçok rahatsızlıkta olduğu gibi bağırsak kurdu tedavisinde de kür tarifleri bulunmaktadır.

Bunlar;

  • Nane ve limon kürü
  • Hindistan cevizi kürü
  • Hint yağı ve süt kürü
  • Karabiber ve tuzlu domates kürü
  • Bal ve sarımsak kürü

Kirlenmiş su, gıda ve baz böcek cinsleri ile temasın oluşmasından dolayı vücudumuza yerleşmek tedbirler. Pek çok birey bu parazitin daha çok yoksul toplumlarda olduğunu düşünür. Bununla beraber, hakikat şu ki, herkesin enfekte olma ihtimali tehlike arz etmektedir.

bagirsak kurdu 1
bağırsak kurdu temizlemenin en i̇yi yolu 38

Bağırsak Kurdu Tedavisinde Nane ve Limon Kürü Faydaları

Nanenin sindirim özelliği ve limonun anti parazit ve antibiyotik özelliği birleşmektedir. Bu, parazitlerin sebep olduğu herhangi bir problemi gidermek amaçlı iyi bir yöntemdir. Bir bardak su, bir adet limon suyu ve iki yemek kaşığı kadar nane ile elde edeceğimiz bu kür bağırsak paraziti için oldukça faydalıdır. Öncelikle sıcak su ile naneyi karıştırıp sekiz veya 10 dakika kadar dinlendirin. Daha sonra süzme işlemini gerçekleştirip üzerine limon suyunu ilave edin. Enfeksiyonu önleyene kadar 2 kez günde tüketiniz.

Bağırsak Kurdu Tedavisinde Hindistan Cevizi Kürünün Faydaları

Hindistan cevizi yumuşatıcı ve anti parazitik özelliklere sahip olmaktadır. Hindistan cevizi, bu organizmaların sebep olduğu enfeksiyonlarla karşılaştığımız zaman sindirime katkıda bulunur. Bu meyvenin antibiyotik özellikleri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Aynı zamanda size ağrıdan korumaya ve iltihaplanmaya karşı yardımcı olur.

Bağırsak Kurdu Rahatsızlığında Dikkat Edilecek Hususlar

Bağırsak kurdundan kaynaklı enfeksiyonlardan tamamen kurtulmak istiyorsanız rahatsız edici bütün gıdalardan uzak durmanız gerekmektedir. Bunlara yağlar, şekerler ve unlar da dahildir. Bu parazitlerle savaşmak için uygulanan ilaçların hepsi herkes için değişik biçimde işlemektedir. Bu durum bağışıklık sistemimizin verdiği tepkilere ve beslenme şeklimize göre farklılık gösterir.

Source: Wikipedia / Healthline / Amymyersmd

Limon Faydaları Nelerdir? Limonun Cilde Faydaları

limon faydaları

Herkesin yemeklerinde, güzellik ürünlerinde kullandığı limon faydaları saymakla bitmiyor. Limon; vücudumuzun yapıtaşlarından olan C vitaminini yüksek oranda içerir. Stres yorgunluk gibi etkilerle hızlı bir şekilde düştüğü gözlemlenen C vitamini limon sayesinde kolaylıkla dengelenir.

Limon Faydaları

Limon birçok fayda sağladığı için sık kullanımı olan bir sebzedir. Şifalı etkisi sayesinde birçok rahatsızlığa iyi gelir.

Limonun saymakla bitmeyecek bazı özellikleri şu şekildedir;

  • Ateşi düşürür
  • Cilt sağlığını arttırır
  • Yanık tedavisinde önemli role sahiptir
  • Nefesinizi tazeler
  • Zayıflamaya yardımcı olur
  • Sindirim sistemini düzenler

Limon düzenli kullanımda insan sağlığı açısından önemli bir yere sahiptir. Gerek potasyum barındırması, C vitamini olması ve antioksidan özelliği ve yemeklere verdiği lezzet ile evde her mevsim bulundurulması gereken sebzeler arasında ilk sırayı alıyor

limon faydalari1
limon faydaları

İnflamasyonu Azaltır

Düzenli olarak içilen limon suyu hastalık durumlarının ortaya çıkardığı vücut asitinin düşmesine yardımcı olur, düzenli limon tüketimi ise eklemlerde biriken ürik asitin azalmasına yardımcı olur. Limon, taze konserve, limon suyu, toz ya da kuru olarak satılmaktadır, fakat uzmanlar tarafından taze kullanımı önerilir.

Zayıflamak İçin Limon Faydaları

Limonun ödem attırıcı özelliği sayesinde özellikle sabahları su ile karıştırılıp ılık bir şekilde tüketilmesi yağ yaktırımını arttırır ve kilo vermeyi kolaylaştırır. Birçok diyet listesinin içinde özellikle kahvaltıda yeşilliklerle tüketilmesi tavsiye edilir.

Cilde Şifa Veren Sebze

Cilt uzmanları tarafından yapılan araştırmalar sonucunda limonun gözenek sıkılaştırıcı ve yüzde akne azaltıcı etkileri kanıtlanmıştır. Limon içerisinde barındırdığı antioksidan sayesinde kırışıklık gidermeye ve leke açmaya yardımcı olmasını limon faydaları arasında sıralayabiliriz

Tuz ve Karabiber ile İyileşen 5 Hastalık

Tuz, limon ve karabiberin şifalı bir etkisi olduğu biliniyor. Bir araya geldiklerinde, boğaz ağrısı etkilerini azaltıyor, soğuk algınlığını iyileştirmede etkili oluyor. Bunların yanı sıra astım, diş ağrısı ve mide bulantısına iyi geliyor. Tarifi ise herkesin evde uygulayabileceği kadar basit bir bardak ılık su içerisine koyulan yarım çay kaşığı karabiber ardından evde mevcutsa bir çay kaşığı deniz tuzu ya da kaya tuzu ve bir yemek kaşığı kadar limon suyu tarifi tamamlamanızı sağlıyor.

Source: Healthline / İnsider / Edisoninst

Karaciğer Yağlanması Belirtileri Ve Kür Tarifi

karaciğer yağlanması

Karaciğer, vücut için önemli görevler üstlenen bir organdır. Dokuların temizlenmesi, olgun kan hücrelerinin parçalanması, hormonların ve insülinin dengelenmesi gibi birçok rolü vardır. Vücudun dengesini sağlayan bu organın sağlıklı çalışabilmesi son derece önemlidir. Doğrudan veya dolaylı olarak bütün sistemleri etkileyen karaciğerin hücreleri yağla kaplıdır. Bu yağ dengesi korunduğu sürece organın performansı maksimum düzeydedir. Fakat yağlanma arttığında görevlerini yerine getiremez. Buna bağlı olarak karaciğer yağlanması ortaya çıkar.

Karaciğer Yağlanması Belirtileri

Karaciğer yağlanması erken dönemde belirti gösteren bir durum değildir. Çoğu erken vakalar farklı şikayetlerle başvurdukları doktor kontrolünde karaciğerde yağlanma olduğunu öğreniyor.

İleri vakalarda ise karaciğer yağlanması belirtileri şu şekildedir;

  • Halsizlik
  • Deride pullanma
  • Enerji düşüklüğü
  • Çabuk yorulma
  • Göğüs bölgesinde ağrı
  • İştahsızlık
  • Sarılık
  • Mide bulantısı, kusma

Karaciğer yağlanmaya bağlı olarak büyüyerek kaburga ve diğer organlara baskı yapar. Bu da özellikle karın bölgesinde ağrı hissedilmesine neden olur. Bu şikayetle doktora başvuran kişilerde elle yanda ultrasonla yapılan muayene sonrası karaciğer yağlanması teşhisi koyulur. Bu kişilerin mutlaka tedaviye başlaması ve düzenli olarak kontrollere devam etmesi gerekiyor. Karaciğerde yağlanmayı önlemek için diyet ve bitkisel kürlerden de destek almak mümkün.

karaciger yaglanmasi1
karaciğer yağlanması belirtileri ve kür tarifi 43

Karaciğer Yağlanması Diyeti

Daha çok erkeklerde görülen karaciğer yağlanmasını hafife almayın. Kadın olsun erkek olsun herkesin bu sorunu yaşamadan önce önlem alması gerekir. Bunun için ilk olarak beslenme ve yaşam şeklinin düzenlemek gerekiyor. Sağlıksız ve tek tip beslenme bu soruna davetiye çıkarıyor. Aşırı kilo ve hareketsiz yaşam da yine karaciğer yağlanmasına neden oluyor. Karaciğer yağlanması diyeti sağlıklı ve doğal ürünlerden oluşmalıdır.

Bu ürünlerin başında da enginar geliyor. Enginar, karaciğeri temizleyen mucizevi sebzelerden biridir. Ayrıca araştırmalar günde bir fincan kahve içenler de de karaciğer yapılanmasının daha az görüldüğünü ortaya koyuyor. Bununla birlikte alkol, basit şeker, karbonhidrat, salam, sosis gibi gıdaların da diyet listesinden çıkarılması gerekiyor.

Karaciğer Temizliği İçin Doğal Kür

Karaciğer temizliğini sadece organı toksinlerden arındırmak gibi düşünmemek gerekiyor. Temiz ve sağlıklı bir karaciğer dinç ve arınmış bir vücut demek. Karaciğer temizliği için doğal kürlerden yararlanabilirsiniz. Örneğin taze naneli kür ile adeta vücudunuzu yenilenmiş gibi hissedebilirsiniz.

Karaciğer Yağlanmasını Gideren Naneli Kür

Malzemeler;

  • 5 bardak içme suyu
  • Bir çay bardağı taze nane yaprağı
  • 1 çorba kaşığı limon suyu
  • 2 portakalın suyu

Su ile nane yapraklarını 5 dakika kadar kaynatıp diğer malzemeleri ekleyin. Karışım soğuduktan sonra gün boyu tüketebilirsiniz.

Source: Mayoclinic / liverfoundation

Tiroid Belirtileri Nelerdir? Tiroid Hastalarına Doğal Çözüm

tiroid

Tiroid toplumda oldukça yaygın görülen bir hastalıktır. Vücutta tiroid hormonunun fazla salınması ile oluşur. Tiroid fazla salındığı zaman tüm vücudu olumsuz etkilemeye başlar. Vücut metabolizması hızlanır. Aşırı terleme ve ateş görülür. Herhangi bir iş yaparken aşırı hararet görülür. Bunun yanında tiroid ileri evrelere geçtiği zaman tiroid bezinin büyümesine neden olur. Tiroid bezinin büyümesi boynunuzda büyük bir kitle olması demektir. Yaşamı oldukça zorlaştıran bir durumdur.

Tiroid İçin Doğal Çözümler

Tiroide doğal çözüm yolları Ahmet Maranki’nin ceviz küründen geçebilir. Bu ceviz kürleri düzenli kullanımda tiroid hastalığına iyi gelmektedir. Cevizi kullanmanın birden fazla yolu vardır.

ceviz
tiroid i̇çin ceviz suyu

Bunlar;

  1. Birkaç cevizi bir iki gün suda beklettikten sonra önce suyunu içip sonra cevizleri yemek.
  2. Cevizin arasında bulunan ince ve acı lifli yapıyı suda bekleterek içmek.
  3. Ceviz yağını tiroid bölgesine uygulayıp streç sararak üstünü kapatın. 20 gün boyu devam edip 1 hafta ara verin. Ardından tekrar 20 gün 1 haftaya 3 ay boyunca devam etmeniz gerekir.
  4. Cevizin arasında bulunan lifli yapıdan 50 tanesini 1 litre suya atın ve 1 hafta boyunca kapalı bir yerde bekletin. Ardından 20 gün boyunca her gün 1 fincan tüketin. Her 20 günde 1 hafta ara vermeyi unutmayın.

Bu kürleri uygulayarak tiroidinize çözüm oluşturabilirsiniz. Düzenli kullanılan bu kürler ile fark edilir bir iyileşme olacaktır. Bu sayede tiroidi hayatınızdan atın.

Ceviz Mucizesi

Kürlerin yanında cevizin taze tüketilmesi, reçelinin yenmesi gibi etmenlerde tiroid için oldukça faydalıdır. Bunun cevizin antioksidan etkisinin yüksek olması sebebiyle olduğu düşünülüyor. Aynı zamanda ceviz beyin hücreleri için oldukça yararlıdır. Tiroidin kaynağı sadece bez değil beyinle alakalı yapılarda olabilir. Bu yüzden cevizin bu hastalığa iyi gelmesi muhtemeldir. Ceviz kürü tamamen doğal olduğu için vücuda herhangi bir zarar gelmez. Önemli olan kürleri tariflerine göre ve tam zamanlı kullanmak. Kürlerin önerdiği miktarlardan yüksek miktarda tüketmek vücut için zararlı olabilir. Her şeyin fazlası zarar olduğu gibi cevizin de fazlası zarardır.

Source: Medlineplus / Clevelandclinic

B12 Vitamini (Kobalamin) Nedir, Ne İşe Yarar?

kobalamin

B12 vitamini diğer bir adıyla kobalamin olarak da bilinen vitamin, diğer B vitaminleri gibi suda çözülebilir haldedir. Bağışıklık sistemi, sinir sistemi, DNA’ya sentez rolü, kırmızı kanın ortaya çıkarılması gibi görevleri bulunmaktadır. Vücutta çok nadir olarak bulunan kobalt mineralinin ortaya çıkmasını sağlar. Bu yönüyle de vücut için değerli bir vitamindir.

B12 Vitamini (Kobalamin) Nasıl Ortaya Çıkar?

Kobalamin vitamini, doğada bazı bakteriler aracılığı ile ortaya çıkar. Ayrıca bunun dışında insanların ve hayvan türlerinin bağırsak bölgelerinde de B12 vitamini ortaya çıkabilir. Hayvanlar bağırsaklarında var olan B12 vitaminini dışarı atmadan kendi içerisinde kullanabilir. Fakat insanlar bağırsaklarında bulunan vitamini kendi içlerinde kullanamaz, direkt olarak dışkı ile dışarı atarlar. Midede üretimi yapılan bir protein ile insanların B12 vitaminini kendi içlerinde kullanmaları mümkün. Bu sebeplerden insanlar ihtiyaç duyduğu B12 vitaminini dış yollar yoluyla almaktadır.

b12
Kobalamin

B12 Vitamininin (Kobalamin) Faydaları Nelerdir?

B12 vitamini insan vücudu için çok önemli ve hayati bir vitamin olmak ile bilinmektedir.

Diğer adıyla kobalamin vitamininin faydaları şu şekildedir;

  • Sinir sisteminin olması gereken gibi çalışmasını sağlar.
  • Eksikliği psikolojik olarak düzensizliklere yol açar. Kullanımı ile psikolojik sorunları azaltmak mümkün.
  • Vücuttaki kırmızı kan hücrelerinin meydana gelmesini sağlar.
  • Bağışıklık sisteminin olması gerektiği gibi çalışmasına katkıda bulunur.
  • İnsanlarda kullanıldığında yorgunluk ve bitkinlik halini ortadan kaldırmakta önemli ölçüde katkısı bulunur.
  • Hücrelerin bölünmesini sağlar.
  • Vücutta enerji oluşumunu sağlar.

Yukarıda maddeler halinde B12 faydaları görülmektedir.

B12 Vitamini Hangi Yiyeceklerde Bulunur?

B12 vitamini en çok hayvansal ağırlıklı besinlerde bulunur. Kırmızı et, yumurta, balık, süt ve süt ürünleri, beyaz et gibi besinlerde B12 vitamini fazlasıyla bulunmaktadır. Bitkisel olarak bakıldığında herhangi bir B12 kaynağından söz edilemez. Yani kuruyemiş, tahıl, meyve ve sebze gibi besinlerde B12 vitaminine rastlanmaz. Et yiyemeyen vejetaryen yemeklerinin içine B12 takviyesi yapmaları mümkün. Ayrıca kapsül ve hap gibi kaynaklar ile bu vitaminin oluşumu desteklenebilir.

b12 vitamini 2
b12 vitamini

B12 Vitamininin Eksikliğinin Belirtileri Nelerdir?

B12 eksikliğinin birçok belirtisi mevcuttur. Nörolojik, psikolojik, hematolojik açısından yapılan testler ile bu eksiklik ortaya çıkmaktadır. Bu sorunların ortaya çıkmasını engellemek için yeteri kadar B12 takviyesi yapılması gerekir. Ayrıca B12 eksikliği sinirliliğe, duyarsızlığa, endişe haline yol açabilir. Dikkat eksikliği ve yorgunluk haline yol açarak günlük aktivitelerde olumsuzluklara yol açar. Bu gibi hastalıkları yapılan kan tahlilleri ile kolayca anlamak mümkündür. B12 kalp hastalığı, kısır, göz sorunları ayak ve ellerde titreme ve his bozukluğu, hafıza kaybı gibi sorunlara yol açmaktadır. Bu gibi belirtileri olan kişiler kesinlikle en yakın hastaneye görünmesi gerekir.

B12 eksikliğinin en kötü durumlarından biri kolay bir şekilde insanı depresyon duygusuna ulaştırmasıdır. Bu konu için kesinlikle yardım alınması gerekir. Aynı zamanda genelde yaşlı insanlarda görülme olasılığı yüksek olan Alzheimer hastalığını da tetikler niteliktedir. Bu hastalıklar genelde vitamin eksikliği ya da hormon bozuklukları ile ortaya çıkmaktadır.

B12 Eksikliği En Çok Kimlerde Görülür? 65 yaş sonrasında genellikle daha çok görülür. Çünkü yaşlanan vücut artık kobalamin vitaminini emmesi zorlaşır. Bu sebeple bu yaşa ulaşmış kişilerde B12 eksikliği riski daha fazla görülmektedir. Bundan farklı olarak yetersiz ve düzensiz beslenen çocuklarda, alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıkları aşırı tüketen kişilerde, sürekli diyet yapar halde bulunan insanlarda, aşırı antibiyotik kullandıktan sonra bağırsakta bakteri görülen kişilerde, mide hastası olup mide ilacı kullanan kişilerde, AIDS ve HCV gibi virüse sahip kişilerde B12 eksikliği fazlasıyla görülmektedir.

Source: Myfooddata / ods.od.nih / Medicinenet

Lösemi Belirtileri Nelerdir? Lösemi Tedavisi

lösemi belirtileri

Löseminin nedenleri henüz tam olarak bilinmemek ile birlikte çeşitli şekilde lösemi belirtileri kendini gösteriyor. Son teknolojilerle radyasyon, alkol ve uyuşturucu kullanmak, hamilelik esnasında sigara içmek ya da hamileliğin 3 ayında röntgen çektirmek, kimyasal maddeler ve bazı kalıtsal hastalıklar lösemiye neden olabilecekleri çalışmalarla gösterilmiştir.

Lösemi Belirtileri

  • ateş
  • iştahsızlık
  • halsizlik
  • kilo kaybı
  • kansızlık
  • sebepsiz burun ve cilt altı kanamaları
  • karaciğer ve dalak büyümesi ve
  • lenf bezlerinde büyüme meydana gelir.

Ayrıca yayıldığı organlara ait lösemi belirtileri kusma, karın ağrısı, baş ağrısı ve görme bozuklukları görülebilir. Bu belirtilerle gelen bir çocuk, uzmanlar tarafından yapılan muayenede, çoğunlukla dalak ve karaciğer büyümesi, lenf bezinde genişleme ve kanama tespit edilir. Tedavisi öncelikle durumun düzeltilmesi yöntemleri ile başlar. Lösemi hastalığının tedavisinde temel kural kemik iliğindeki ana kan hücrelerinde meydana gelen blast adı verilen hücrelerin çoğalmasını önlemek ve sonrasında normal kan elemanlarının yapılmasını sağlamaktır. Lösemi bulaşıcı değildir.

losemi belirtileri1
lösemi belirtileri

Lösemide Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ailelerin dikkat etmesi gereken en önemli nokta çocuklarının olabildiğince dengeli beslenmelerini sağlamak ve katkı maddesi içeren besinlerden uzak tutmaktır. Kanserojen tüm gıdalar, her çeşit kanseri oluşturabilir. Beslenme büyük bir önem taşır. Kemoterapinin etkisiyle ağızdan beslenme bozulmaktadır ve mide sistemini koruyan mukoza hücreleri de yok olmaktadır. Lösemili çocukların tedavilerinde ağız ve vücut temizlikleri önemlidir, çünkü fırsatçı mikroorganizmalar, vücut direncinin düştüğü dönemlerde enfeksiyona neden olmaktadır. Anal bölgenin, el ve ayakların temiz tutulması gerekir, çamaşırların havluların, çarşafların, giysilerin, çatal kaşık kısacası kullandığı ne varsa itinayla yıkanması ve sık sık değiştirilmesi gerekir.

Lösemi Tedavisi  Lösemi artık tedavi edilebilir hastalıktır. Lösemi tedavisindeki amaç, kandaki akyuvarların sayısını azaltmaktır. Bunun için kanser ilaçları vardır. Bu ilaçlarla kanser hücreleri azaltılır. Bu tedavi ışın tedavisi ile birlikte uygulanır. Hastalıklı dokulara X ışınları uygulanır. Lösemi tipine uygun ilaç seçimi ve tedavi süresinin doğru ayarlanması, iyileşmeyi hızlandırır. Ayrıca kemik iliği nakliyle tamamen iyileşme ihtimali yüksektir.

Source: Webmd / Mayoclinic / Clevelandclinic

Migren belirtileri nelerdir? Migrene ne iyi gelir?

migren1 1

Migren belirtileri nelerdir? Çoklu semptomlara da neden olabilen bu nörolojik hastalık sıklıkla yoğun baş ağrıları ile ortaya çıkar. Diğer yaygın semptomlar ise mide bulantısı, kusma, konuşma güçlüğü, vücudun belli bölgelerinde uyuşukluk veya karıncalanmadır. Işığa ve sese karşı aşırı hassasiyet göstermek de semptomlar arasında yer alabilir. Migrenler çoğunlukla genetiktir ve her yaştan insanı etkileyebilir. Ayrıca çevresel faktörlerin de migrene yol açtığı bilinmektedir.

 “Migren belirtileri nelerdir?” sorusuna genelleştirilmiş bir yanıt vermek mümkün olsa da bazı semptomlar kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı semptomları baş ağrısından çok daha önce belirginleşebilir. Migrenin en bilinen belirtileri ise;

  • Işığa, sese veya kokuya aşırı duyarlılık,
  • Aşırı iştah ya da iştahsızlık,
  • Ani değişen ruh hâlleri,
  • Şiddetli susuzluk,
  • Şişkinlik,
  • Kabızlık veya ishâl

şeklindedir.

migren
migren

Migren Çeşitleri ve Belirtileri

Migren birkaç çeşidi olan bir hastalıktır. En yaygın olanları Klasik Migren (Auralı) veya Yaygın Migren olarak anılırlar. Bu ikisinin dışındaki migren çeşitleri ve belirtileri şu başlıklar altında sıralanabilir:

  • Auralı migren: Beyin kan dolaşımının olumsuz etkilenmesi sonucu görme sırasında gözde dönen siyah noktalar, ışık çakmaları, yıldızlar, kıvılcımlar meydana gelir.
  • Regl migreni: Bu, adından da anlaşılacağı üzere bir kadının regl döneminde baş ağrısı olarak ortaya çıkan bir migrendir.
  • Sessiz migren: Bu türde baş ağrısı semptom olarak yer almaz. Görsel, işitsel sorunlar ya da uyuşukluk gibi belirtilerle baş gösterir.
  • Vertigolu migren: Baş ağrısı olsun olmasın denge problemleri, baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler vardır.
  • Abdominal migren: Uzmanlar bu tür hakkında araştırmalarını sürdürmektedir. Mide ağrısı, bulantı ve kusmaya neden olabilmektedir. Genellikle çocuklarda görülür ve zamanla klasik migrene dönüşebilir.
  • Hemipejik migren: Vücudun herhangi bir bölümünde kısa süreli hissizlik ya da felç gibi durumlar meydana gelebilir. Ayrıca uyuşmalar, baş dönmesi ve görme bozuklukları da bu belirtileri izleyebilir. Acil tıbbi müdahale gereklidir.
  • Oftalmik migren: Bu aynı zamanda oküler veya retinal migren olarak da bilinir. Gözde kısa süreli, kısmi veya tamamen görme kaybına neden olurlar. Başın geri kalanına da yayılabilen, göz arkasında hafif bir ağrıya neden olabilir.
  • Beyin sapı auralı migren: Baş ağrısı semptomundan önce baş dönmesi, kafa karışıklığı veya denge kaybı olabilir. Bu tür migren aynı zamanda hormonal bozukluklarla da güçlü bir şekilde bağlantılıdır ve genellikle kadınlarda görülür.
migren
migren belirtileri nelerdir? migrene ne iyi gelir? 56

Migren Evreleri

Migrenin aşamaları kişiden kişiye değişmesiyle ünlü olsa da genel olarak şu maddelerle açıklamak mümkündür:

  1. Baş ağrısı öncesi (prodromal) evre: Baş ağrısından çok önce, birkaç saat ya da birkaç gün önce ruh hâli değişiklikleri, uyuşukluk, davranış ve iştah bozuklukları meydana gelebilir.
  2. Görsel evre: Aura olarak da anılan bu aşamada genellikle beş dakika ila bir saat arasında seyreden ışık çakmaları ve görüş açısının kısıtlanması gibi problemler yaşanabilir.
  3. Baş ağrısı evresi: Genellikle başın tek tarafında nabız gibi atan veya zonklayan bir ağrı hissedilir. Sıklıkla hâlsiz hissetme, kusma veya parlak ışıklara ve yüksek ses aşırı hassasiyet de ağrıya eşlik eder. Bu durum 4 ila 72 saat boyunca sürebilir.
  4. Kaybolma evresi: Baş ağrısı ve diğer semptomlar yavaş yavaş kaybolur. Sonrasında birkaç günlük bir yorgunluk hissedilebilir.

Migrene ne iyi gelir?

Soğuk pres: Bir havluya sarılmış buz küpleri, donmuş bezelye poşeti ya da hafif soğuk bir duş migrenden kaynaklı baş ağrısını hafifletebilir.

Termal pedler: Sinüslere yayılan baş ağrılarında kafanın arkasına koyulabilecek termal pedler işe yarayabilir. Ilık bir duş da bu süreci destekleyebilir.

Kafa derisindeki baskıyı azaltmak: Şapka, bandaj, bandana vb. aksesuarların kullanımı sınırlandırılmalıdır ya da hiç kullanılmamalıdır. Ayrıca uzun saçların sıkıca toplanması da migrenin belirtilerini tetikleyebilir.

Maruz kalınan ışığın sınırlandırılması: Bilgisayar kaynaklı parlak ışık ya da ortam aydınlatması için kullanılan ışıklar migrenin şiddetini artırabilir. Bu hassasiyeti ortaya çıkaran bir migren yaşanıyorsa ortam ışığının azaltılması ve bilgisayar ekranına bakılma süresinin kısıtlanması etkili önlemler olabilir.

Çiğneme alışkanlığının değişmesi: Sakız çiğnemek, tırnakların ya da dudakların kemirilmesi, kalem ısırmak gibi eylemler migrenin şiddetini artırıcı yönde etki gösterebilirler. Bu eylemlerden kaçınmak ve besin tüketiminde çok sert yiyeceklerin tercih edilmemesi hastalığın şiddetini azaltmak adına iyi birer önlem olacaktır. Ayrıca uyku sırasında diş gıcırdatma ya da sıkma yaşanıyorsa bir diş hekiminden bu konuda yardım alınmalıdır.

migren
migren belirtileri nelerdir? migrene ne iyi gelir? 57

Migrene İyi Gelen Bitkiler

Aloevera: Aloevera bitkisi hakkında genel kanı tam bir mucize olduğu yönündedir. Birçok hastalığın tedavisinde de kullanılan aloevera migrenden kaynaklı ağrılar için de oldukça etkili. Aloevera, yapısında C, A, E, B1, B2, B3, B6, B12 vitaminleri, folik asit, kalsiyum, magnezyum, çinko, krom, selenyum, demir ve potasyum barındırır. Vitamin ve mineral bakımından zengin olmasının yanında migrenin sebep olduğu ağrıları da uyuşturur. Ayrıca aloevera jel olarak da başın belli bölgelerine, özellikle şakaklara masaj şeklinde uygulanabilir.

Lavanta: Lavanta da birçok rahatsızlığa iyi gelmektedir. Bunlardan biri de migrendir. Hoş kokuludur. Kaynamakta olan suyun içine bir miktar lavanta atılır. Lavanta bir süre kaynatıldıktan sonra suyunun buharı içinize çekilebilir hâldedir. Bu buhardan faydalanarak migrenin sebep olduğu ağrı şiddetinin azaltılmasını sağlayabilirsiniz. Migren ataklarının önüne geçmede lavanta oldukça etkili ve doğal bir yöntemdir.

Zerdeçal: Zerdeçalın tarih boyunca neredeyse her derde deva bir bitki olarak kullanıldığı apaçıktır. İnsan sağlığı için çok faydalı bir bitki olan zerdeçal elbette migren tedavisinde de kullanılmıştır ve kullanılmaktadır. Kısa süreli migren ataklarının dindirilmesinde zerdeçal çok etkilidir. Zerdeçal kan dolaşımını hızlandırır ve migren ağrılarını kısa bir süre içinde geçirir. Bilinçli bir şekilde tüketilmedir ve günde iki defa kullanılabilir.

migren
migren belirtileri nelerdir? migrene ne iyi gelir? 58

Veba Otu Kürü

Veba otu kürü de ağrıların dindirilmesinde kullanılan doğal bir yöntemdir. Migren ağrılarına da iyi gelen bu kür petasin maddesi bakımından oldukça zengindir. Toz şeklinde tüketilebilmesinin yanı sıra bir miktar suyla kaynatılarak da içilebilir. Veba otu kürü de zerdeçal gibi günde iki defadan fazla kullanılmamalıdır. Migren ağrıları için etkili bir başka doğal çözümdür.

Gümüşdüğme Bitkisi: Bu bitki de migren tedavisi için kullanılan bir diğer etkili yöntemdir. Gümüşdüğme bitkisi de bu ağrıları uyuşturucu özelliğiyle dindirir. Migren ataklarına karşı doğal çözüm aranıyorsa bu mucizevi bitkinin mutlaka temin edilmesi gerekir. Günlük tüketimi hakkında aktarlardan ya da uzmanlardan bilgi alınabilir.

Chia Tohumu: Özellikle uzman doktor tavsiyeleri arasında yer alan Chia tohomu migrenden kaynaklı ağrılara karşı kullanılabilir ve ağrıların neden olduğu keyifsizliği ortadan kaldırabilir. Migrenin ataklarına karşı doğal çözüm arayanların tercih ettiği Chia tohumu bir miktar suyla kaynatılıp içilebilir. İstenirse tohum olarak da yutulabilmesi mümkündür.

Fesleğen Yağı: Migren tedavisi için kullanılan bitkisel yöntemlerden bir diğeri fesleğen yağıdır. Fesleğen yağı da koklanıldığında migrenin ataklarına iyi gelen bir başka çözüm yoludur. Ayrıca bu yağ başın belli bölgelerine masaj yaparak da uygulanabilir. Fesleğen yağı ile yapılan kısa süreli bir masaj migren atağının dindirilmesinde önemli bir rol oynar.

Source: Womenshealth / Healthline

Kızılcık Suyu Faydaları – Kızılcık Suyu ve Kalp Sağlığı

kızılcık suyu

Kızılcık suyu faydaları ile birçok tıbbi araştırma konusunda yer almıştır. İdrar yolu enfeksiyonu başta olmak üzere iyi geldiği kanıtlanmış olan daha başka hastalıklar da vardır. Kızılcık suyunun faydaları ile ilgili ayrıntılı olarak bahsetmeden önce tanımının yapılması içeriği hakkında daha fazla bilgi verecektir.

Kızılcık suyu nedir?

Kızılcık vücudun enfeksiyonlardan korunmasına ve genel sağlığını iyileştirmesine yardımcı olacak besinlerle dolu bir bitkidir. Genellikle bataklıklarda büyürler. Meyveleri olgunlaşıp toplanmaya hazır olduklarında su yüzeyinde görünür hâle gelirler. Suyun yüzeyinde yer almak onların daha fazla güneş ışığı almasını sağlar. Bol güneş alarak olgunluğunu sürdürmesi kızılcıktaki besin değerlerini de oldukça artırır.

kizilcik suyu faydalari
kızılcık suyu faydaları - kızılcık suyu ve kalp sağlığı 62

Kızılcığın tarih boyunca şu üç rahatsızlığın tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir:

  • İdrar yolu ile ilgili hastalıklar
  • Mide bulantısı
  • Karaciğer hastalıkları
  • Kalp hastalıkları
  • Şeker hastalığı

İyi bir C ve E vitamini kaynağı olan kızılcığın karşıladığı besin değerleri;

  • C vitamini: Günlük alınması gereken miktarın (gagm) %26’sı kızılcıkta bulunur.
  • E vitamini: Gagm %20’si
  • bakır: Gagm %15’i
  • K1 vitamini: Gagm %11’i
  • B6 vitamini: Gagm % 8’i

şeklindedir. C ve E vitaminleri, genel vücut sağlığı için önemli bir rol oynayan güçlü antioksidanlardır.

İdrar Yolu Enfeksiyonu İçin Kızılcık

Kızılcık bitkilerde yaygın olarak bulunan bir bileşikler sınıfını, proantosiyanidinleri içerir. Bu bileşiklerin bakteriler tarafından idrar yollarının tıkanmasına engel olduğu genel bir kanıdır. İdrar yolları enfeksiyonlarının büyük bölümünün kaynağı olan bu bakteriler, kızılcığın yapısındaki bu bileşikler sayesinde yayılamaz. Dolayısıyla vücut enfekte olmaz ve hastalıktan korunmuş olur.

İdrar yolu enfeksiyonunun dışında kızılcığın başka hangi hastalıklara iyi geldiği oldukça merak edilmektedir. “Kızılcık suyu neye iyi gelir?” sorusunun da cevapları olabilecek ana başlıkları sıralayalım.

Kızılcık Suyu ve Kalp Sağlığı

Kızılcık antienflamatuvar özellikler de içerir. Enflamasyon, arterler de dâhil olmak üzere zamanla kan damarlarına zarar vermede rol oynar. Hasar görmüş arterler daha sonra kan akışının yavaşlamasına ya da durmasına sebep olur. Kızılcık suyunda bulunan antienflamatuvar yapı, iltihaplanmaya karşı korunmaya yardımcı olabilir ve kalp hastalıklarına karşı vücudu koruyabilir.

Antioksidanlar Açısından Zengin

Diğer bazı meyveler gibi kızılcıklar da antioksidan görevi gören güçlü fitokimyasallar içerir. Antioksidanlar vücudu hücrelerin hasar görmesine karşı korur. Hücrelerin hasarının önlenmesi aynı zamanda kansere karşı da etkin bir koruma sağlandığı anlamına gelir.

kizilcik1
kızılcık

Sindirim Sistemi İçin Kızılcık Suyu

Kalbi korumaya yardımcı olan aynı bileşikler, sindirim sistemi için de benzer bir etki yaratarak vücudu korur. Kızılcık suyu ülsere neden olabilecek bazı bakterilerin mide zarına yapışmasını ve orada çoğalmasını önleyebilirler. Dolayısıyla kızılcık sindirim sistemine olan iyileştirici etkisini de mide yoluyla gösterir.

Kızılcık suyu nasıl içilir?

Kızılcık suyu günlük besin tüketim sürecinin önemli bir parçası olabilir ve sağlık sorunlarına karşı korunmaya yardımcı olabilir. Ancak tıbbi teşhis ve müdahale gerektiren bir durumun yerine kullanılamaz. Örneğin idrar yolları enfeksiyonu belirtileri ile karşı karşıyaysanız önce mutlaka bir uzman doktora muayene olmanız gerekir. Kızılcık “doktorunuz da uygun gördüğü takdirde” tedavinizi destekleyici ya da ileriki süreçte hastalıklara karşı korunma amaçlı tüketilebilir. Bir porsiyon, yani bir su bardağı kızılcık suyu güvenli ve sağlıklıdır. Her besini olduğu gibi onu da bilinçsiz tüketmek istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Ayrıca kan sulandırıcı ilaçlarla beraber kullanılırken de doktor tavsiyesi alınmalıdır.

Kış aylarında bir kâse kızılcık ve bir litre su birlikte kaynatıldıktan sonra tarçın ile beraber tüketilmesi önerilir. Yaz aylarında ise aynı işlem uygulanarak soğuk şekilde tüketilebilir.

Source: Webmd / Medicalnewstoday / Healthline

Maydanoz Suyu Faydaları? Ayrıntılı Maydanoz Kürü Tarifi

maydanoz

Teknolojinin gelişip değişmesiyle beraber insanlar artık daha az hareket edip daha az doğa ile baş başa kalıyor. Bu nedenle pek çok sağlık sorunu da haliyle ortaya çıkıyor. Pek çok insan genel olarak sağlık sorunlarını ilaç tedavisi ile çözmeye çalışıyor. Ancak ilaçların pek çok yan etkisi olduğunu ve tedavi etmek yerine sadece hastalığı baskıladığını unutabiliyor. Eğer sizin de bir ya da birkaç sağlık sorununuz bulunuyorsa ve bunu beslenme düzeninizi değiştirip sağlıklı şeyler tüketerek çözmek istiyorsanız işe ilk olarak maydanoz tüketmeye başlayabilirsiniz.

Maydanozun Kalp Sağlığı Üzerindeki Etkisi

Maydanozu gün içerisinde neredeyse her öğünde gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz. Günümüzde pek çok insanın yaşı ilerledikçe sağlık sorunlarının arttığı biliniyor. Ancak kalp ile ilgili sorunlar genç yaştaki bireyleri de etkiliyor. Özellikle kalp krizi ile ilgili yapılan pek çok araştırmada kalbi bekleyen damarların açık olmasının önemi belirtiliyor.

maydanoz1
maydanoz

Maydanozun damarlarda bulunan yağlanmaya bağlı tıkanıklığı açtığı ifade ediliyor. Bu nedenle düzenli bir şekilde maydanozu tüketen kişilerin kalp krizi riskinin daha düşük olduğu ifade ediliyor. Hatta maydanozu çeşitli şekillerde beslenme düzenine dahil etmenin kalp krizini dolaylı olarak önlediği ve durduğu ile ilgili de pek çok görüş ortaya konuluyor.

Maydanozun Belli Başlı Faydaları

Yeşil renkli bitkiler daha çok C vitamini konusunda etkilidir. Sanılanın aksine maydanozda bulunan C vitamini miktarı diğer narenciye içeren besinlerden daha fazladır. Aslında maydanozun bilinmeyen pek çok faydası bulunuyor.

Kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olan maydanozun faydalarından bazıları şunlardır:

  • Kilo vermeyi kolaylaştırır.
  • Yağlanmayı önler.
  • Cilt sorunlarını tedavi eder.
  • Cilt rengini açar.
  • Vücuttan fazla suyu atar.
  • Kalp sağlığı için faydalıdır
  • Ağız kokusunu giderir.
  • Diş eti iltihabını tedavi eder.
  • Yorgunluk hissini ortadan kaldırır.

Bu ve bunun gibi daha pek çok faydası olduğu için maydanozu beslenme düzeninizden asla eksik etmemeniz gerekiyor.

maydanoz kürü
maydanoz suyu faydaları? ayrıntılı maydanoz kürü tarifi 66

Maydanoz Kürü Nasıl Yapılır?

Pek çok kişinin severek tükettiği ve artık hayatının bir parçası hâline getirdiği maydanoz kürü aslında yapımı oldukça basit bir kürdür. Bu kürü genel olarak zayıflamak isteyen kişiler yapsa da aslında faydaları sayılamayacak kadar fazladır. Eğer sizde kendi maydanoz kürünüzü yapıp daha sağlıklı olmak istiyorsanız bunu düzenli yapmanız gerekiyor. Bu kür için gerekli olanlar maydanoz, limon ve sudur. 15 dal maydanozu ve yarım limon suyunu ve biraz suyu ekleyip blenderda çekebilirsiniz. Bu kürü 15 gün boyunca her sabah aç karnına içerseniz etkisini görebilirsiniz.

Maydanoz Suyu Tarifi ve Yapımı

Maydanoz suyunu yapmak için ilk olarak 15-20 dal maydanozu güzelce yıkayın. Daha sonra katı meyve sıkacağına koyup güzelce suyunu sıkın.

Maydanoz yapı olarak az sulu bir besin olduğu için suyu oldukça az çıkabilir. Eğer sizde hem maydanoz suyunu daha lezzetli ve besleyici hâle getirmek isterseniz sıkacağın içerisine biraz salatalık ve yeşil elma ekleyebilirsiniz. Bu tarifle besleyici ve şifa deposu bir karışım elde edebilirsiniz. Eğer isterseniz sade bir şekilde de tüketebilirsiniz.

Source: Healthline / Medicalnewstoday

Tahin Faydaları Nelerdir? Tahinin İçeriği ve Bileşenleri

tahin

İnsan sağlığına her yönden faydaları olan birçok türden besin bulunmaktadır. Bunlar arasında hem tadı ve hem de sağlık açısından zengin içeriğiyle tahin en iyi olanlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu güzel ve lezzetli besin genel anlamda susamın birtakım öğütme ve kavurma işlemleri neticesinde ortaya çıkarılmakta ve tüketime hazır bir hale getirilmektedir.

İnsanlarda kemik sağlığına iyi gelmesi ve kemikleri her bakımdan güçlendirmesi özelliği, tahinin faydaları arasında kendisini ön plana çıkaran en önemli unsurdur. Sağlıklı bir kemik yapısına ve vücut sistemine sahip olmak her insan için oldukça önem arz etmektedir.

tahin
tahin

Bunun yanı sıra tahinin vücutta kolesterolü düşürücü bir etkisi de bulunmaktadır. Tahinin içerisinde yer alan omega 3 yağ asitleri sayesinde bu etki meydana gelmektedir. Yaşamda birçok insanda ortaya çıkabilen kardiyovasküler hastalıklar da yine tahin sayesinde aktif olarak önlenebilmektedir.

Vücuda çok iyi bir biçimde enerji vermesi ve zindelik kazandırması da yine tahinin önemli faydaları arasında yer bulmaktadır. Bağışlık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla da insanlar yaşamlarında düzenli olarak tahin tüketmeye özen gösterebilirler.

Tahinin İçeriği ve Bileşenleri

Her kaliteli niteliğe sahip besinin kendi bünyesinde barındırdığı birtakım özellikleri vardır. İçerdiği bileşenler açısından bu besinler genel anlamda birbirlerine göre bir farklılık gösterir. Sağlıklı besin tahin de kendisini bu noktada diğer besinlerden bir ölçüde ayırabilmektedir.

  • Magnezyum, potasyum ve demir,
  • Fosfor, çinko ve lesitin,
  • E vitamini ve B vitamininin bazı formları,
  • Doymamış yağlar ve proteinler,
  • Selenyum ve bakır mineralleri,
  • Kalsiyum ve omega 3 yağ asitleri,
  • C vitamini ve metiyonin amino asitleri,

Genel itibariyle kaliteli ve doğal olarak üretilmiş bir tahinde bu bileşenler aktif olarak yer almaktadır. Bu doğal ve organik tahinin düzenli şekilde tüketilmesi bu bileşenlerin en iyi biçimde vücuda alınmasına yardımcı olur.

Tahin ile Beyin Sağlığının Korunması

Yaş ilerledikçe daima beyin sağlığını koruyan besinleri daha fazla tüketmeye özen göstermek gerekir. Tahin bu noktada tüketilmesi gereken en değerli besinler arasında yer almaktadır. Çünkü tahinin beyinde bilişsel fonksiyonları düzenleyici bir etkisi vardır. Hafıza ve dikkati artırıcı niteliğinden dolayı daima tahin besinini insanların yaşamlarına dahil etmeleri gerekir.

Omega 3 ve omega 6 yağ asitleri yönünden oldukça zengin bir içeriğe sahip olan tahin ileri yaşta bile beyin sağlığının korunmasında destekleyici bir rol oynar. Sinir hücrelerinin düzenlenmesinde iyi bir işlevselliği olan tahin Alzheimer gibi önemli sağlık risklerinin önüne geçilmesine katkı sağlar.

tahin 1
tahin faydaları nelerdir? tahinin i̇çeriği ve bileşenleri 70

Tahin İle Kasların Daha Güçlü Bir Hale Getirilmesi

Protein insan vücudu daima gerekli olan oldukça önemli olan bir bileşendir. Hem beyin sağlığının korunmasın ve hem kas dengesinin oluşturulmasında bu bileşene vücudun mutlak suretle ihtiyacı vardır. Günlük tüketilen besinler arasında protein içeren gıdaların olmasına muhakkak her insan dikkat etmelidir.

Tahinin içinde insan vücudunun gereksinimi bir çok enzim bulunur. Genel olarak %20 oranında protein içerebilen tahin, vücuttaki kas dokusun güçlendirmede de etkili olur. Egzersiz ve sporla ilgilenen insanlar düzenli tahin tüketerek kaslarını daha güçlü ve kuvvetli bir hale getirebilirler.

Güçlü Bağışıklık Sistemi Her insanın daima vücudunun yeterince iyi şekilde bir bağışıklık sistemine sahip olması gerekir. Vücudun kendisini zararlı dış etkenlerden koruması adına bu oldukça önemli olan bir gerekliliktir. Tahin genel içerik yapısı itibariyle güçlü bir bağışlık elde edilmesine yardımcı olur. İçeriğindeki demir, bakır, çinko ve selenyum mineralleri bu bağışıklığın temin edilmesinde aktif olan rolü üstenirler.

Source: Thekitchn / Downshiftology

Kolesterol Nedir? Kolesterol Nasıl Düşer?

kolesterol

Son dönemlerde sağlıklı beslenme alanında çoğunlukla tartışma konusu olan kolesterol, şimdilerde birçok bireyin sorun yaşadığı kalp ve damar rahatsızlığının oluşmasında etkilidir. Vücudumuzda sentezlenmesinin dışında hayvansal kaynaklı olan besinler ile beraber vücuda alınır. Kolesterolün kandaki düzeyinin yüksek ilerlemesi pek çok kronik rahatsızlığa yol açar. Bu sebeple özellikle de kolesterol yüksekliği olan bireyler olmak üzere sağlığını önemseyen herkesin kolesterolünü dengede tutması çok önemlidir.

Kolesterol Nedir?

Kolesterol, vücutta pek çok hücre içindeki yapıların birleşiminde ve hücrede rol alan, vücut fonksiyonlarında ve hormonlar da önemli bir yere sahip yapı taşıdır. Kolesterol, vücudun bütün hücrelerin içerisinde bulunan ve yapısı dolayısıyla yağa benzeyen madde şeklinde tanımlanır. Kolesterol bireylerin kanında yer alan aynı zamanda başta karaciğerde ve tüm hücreler tarafından üretilen yağ türüdür.

kolesterol nedir
kolesterol nedir? kolesterol nasıl düşer? 75

Kolesterolün kanda yüksek düzeyde bulunması kan birikintilerinin gelişmesine hem de damarda sertleşmeye sebep olabilmektedir. Yüksek kolesterolün genetik sebeplerden kaynaklandığı biliniyor fakat daha çok sağlıksız bir yaşam tarzı seçimlerinin neticesinde ortaya çıkar. Düzenli bir şekilde yapılan egzersiz, sağlıklı yapılan bir diyet ve gerekli görülen durumlarda ilaç desteği almak yüksek kolesterolün seviyesini düşürmeye yardımcı olabilir.

Kolesterolün İşlevleri Nelerdir?

Sağlıklı bir hayat için kolesterol seviyesinin olması gereken düzeyde tutulması önemlidir. Kolesterolün işlevleri arasında sinir dokularını ve alyuvarları güçlendirmek, vücudu derinin altında bulunan mikroplara karşı korumak yer alır.

Kolesterolü Düşürmeye Yarayan Öneriler Nelerdir?

Kolesterol düzeyini düşürmek ve vücudumuzda bulunması lazım olan kolesterolün seviyesini yakalayabilmek zor değildir. Kolesterolün bitkisel çözümü var mıdır ve kolesterol nedir tarzında sorular birçok kişinin aklına takılan sorulardır. Yüksek kolesterolün oluşturduğu rahatsızlığın tedavisinde dikkat edilmesi gereken ilk adım sağlıklı yaşam olmalı ve bunun içinde yapılması gereken ideal kiloyu korumaktır.

sarimsak
sarımsak

Yüksek veya orta yoğunluklu egzersiz uygulaması ya da haftada 30 dakikalık en az üç gün yürüyüş yapmak iyi kolesterolün artışına neden olacaktır. Nişastalı ve karbonhidratlı gıdalar, kolesterol riskini aynı zamanda kolesterole bağlı oluşan kalp rahatsızlıkları tehlikesinin artmasına sebep olur. Kolesterolü düşürmek için sarımsak güzel bir alternatiftir çünkü sarımsak enfeksiyonlarla mücadelenin yanı sıra kötü kolesterol ile mücadele eden besin olarak görünüyor.

Yapılan araştırmalar sonucunda sarımsağın sağlık problemlerini dengede tuttuğu belirtilmiştir ve kolesterolün tedavisinde güzel bir bitkisel çözüm olduğu görülmüştür. Sarımsak çok eski dönemlerden itibaren oldukça yaygın bir şekilde kullanılan şifalı bitkiler arasında yer alır ve besin değeri oldukça yüksek bir bitkidir. Yapılan araştırmalara göre günde tüketilen bir tane sarımsak dişinin kolesterolün düzeyinde ciddi ölçüde düşme meydana geldiği gözlemlenmiştir.

kolesterol.jpg1
kolesterol nedir? kolesterol nasıl düşer? 76

Yüksek Kolesterol Belirtileri

Yüksek kolesterolün bir belirtisi bulunmamaktadır ve bu sebeple uzun seneler boyunca herhangi bir şekilde fark edilmeden ilerleyişini sürdürebilecek tıbbi bir sorundur. Fakat ileriki dönemlerde koroner arterler etkilendiği taktirde göğüs ağrısı veya başka koroner arter rahatsızlıklarının belirtileri gözlemlenebilir. Test sonuçlarında kolesterol seviyesi yüksek düzeyde çıktığı takdirde veya istenilen aralıkta bulunmuyorsa risk grubunda yer alır ve sık sık kan testi yaptırmalıdır.

Risk grubunda yer alan bireyler;

  • Kişi sigara kullanıyorsa
  • Yüksek tansiyon ve diyabet rahatsızlığı varsa
  • Ailede kalp hastalığı bulunuyorsa

Bireyde yüksek kolesterol probleminin olup olmadığını anlayabilmek için yapılması gereken tek yol kan testidir. Hekimler tarafından normal koşullarda kalp rahatsızlığı için risk kapsamında olmayan genç yetişkinler ve çocukların bir defa test edilmesi önerilmektedir. Yine kalp rahatsızlığı için risk durumu olmayan yetişkin bireyler için testin çoğunlukla beş yılda bir defa tekrar edilmesi önerilmektedir.

Source: Wikipedia / Netdoktor / Cholesterinspiegel