Kuşkonmazın Faydaları

kuşkonmazın faydaları

Latince Asparagus ismi ile de anılan zambakgillerden bir bitki kuşkonmazın faydaları onu popüler hâle getirmiştir. İki yüzden fazla türü bulunan kuşkonmaz familyasında bazı türler süs bitkisi, bazıları da aranjman olarak kullanılmaktadır. Ancak asıl ünü tüketilmeye başladıktan sonra iyi geldiği hastalıklarla yaygınlaşmıştır.

Yaklaşık olarak 2500 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin edilen kuşkonmaz mızrağa benzeyen uçlara ve yeşil bir renge sahiptir. Büyük çoğunlukla bahar mevsimi ile birlikte toplanırlar ve birçok şekilde tüketilebilirler. Kuşkonmazın faydaları kanserle mücadeleden boşaltım sistemine kadar uzanır. Makalemizde kuşkonmaza dair tüm ayrıntıları öğrenebilirsiniz.

Kuşkonmazın tadı nasıldır?

Kuşkonmazın en çok tüketilen türleri farklı tatlara sahiptirler. Yeşil kuşkonmazların inceleri kokuları ile ünlüdür ve yoğun bir kokuya sahiplerdir. Ayrıca lifli bir yapıları vardır. Yeşil kuşkonmazların kalınlarında ise lezzet biraz daha farklıdır. Daha kolay çiğnenebilir olanları kalın kuşkonmazlardır çünkü daha az lifli bir yapıya sahiptirler.

Yeşil kuşkonmazın yanı sıra beyaz kuşkonmaz da vardır. Bu türde ise lifli yapı kendini sert ve sulu bir hâle bırakır. Ayrıca toprağımsı tat da daha acılaşır. Beyaz kuşkonmazın tadı acıdır. Ayrıca beyaz kuşkonmazın yetiştirilmesi sürecinde daha fazla emek sarf edilir. Dolayısıyla beyaz kuşkonmazın yetiştirilmesi daha zahmetli ve zordur. Bu da temin edilmesi için gereken maliyeti biraz artırır. Yeşil kuşkonmaza göre fiyatı biraz daha fazladır. Ancak her ne olursa olsun kuşkonmazın tüketilebilir her türü vücuda birçok yarar sağlamaktadır.

kuşkonmazın faydaları
kuşkonmazın faydaları

En yaygın çeşidi yeşil kuşkonmaz ve bir diğer türü beyaz kuşkonmazın yanı sıra mor kuşkonmaz da vardır. Mor kuşkonmaz diğer türlerine göre daha tatlıdır. Tadı diğerlerine göre daha belirgin ve yoğundur.

Bu arada renk farklılıklarının doğmasının nedeni yetiştiriliş süreçleri ile alakalıdır. Örneğin beyaz kuşkonmazın beyaz olarak kalmasının nedeni yer altında yetiştiriliyor olmasıdır. Bitkilere yeşil rengini veren klorofilden güneş göremediği için mahrum kalan beyaz kuşkonmaz rengini bu duruma borçludur.  

Kuşkonmazda hangi vitaminler var?

Kuşkonmazın sahip olduğu besin değeri ile de ünlüdür. Dengeli bir beslenme süreci ile hayatınıza sağlıklı bir şekilde devam etmek için sofralarda kuşkonmazın mutlaka bulunması gerekir. Vücuda yarar sağlayan birçok bileşeni içeriğinde barındıran kuşkonmazda bulunanlar şu şekilde sıralanabilir:

  • DNA üretimi için kullanılan bir tür B vitamini folatlar
  • Kan pıhtılaşması için önemli bir görev üstlenen, dolaşım sistemi ve kemik sağlığının olmazsa olmazlarından K vitamini
  • Kas ve sinirlerin sağlıklı bir biçimde çalışmasını ve işlevlerini sürdürebilmesini sağlayan potasyum
  • Cilt, kemik ve bağ dokular için iyileştirici etkileri olan ve vücudun ihtiyacı olan demir emilimini sağlamaya yardımcı bir antioksidan C vitamini
  • Kemiklerin büyüyüp gelişmesinde, görme, üreme ve diğer hücre fonksiyonlarının iyileştirilmesi ile bağışıklık sistemi için önemli bir rol üstlenen A vitamini

Kuşkonmazın Besin Değeri

Bir porsiyon kadar kuşkonmazın içerdiği kalori ve besin değerleri ise şu şekildedir:

  • Bir porsiyon kuşkonmaz yaklaşık 13 kaloridir.
  • 1.5 gram protein (günlük vücut tarafından alınması gereken mijtarın %3’üne tekabül eder.)
    • gr yağ
  • 2.6 g karbonhidrat
  • 1.4 g lif (alınması gereken günlük miktarın %5.6’sı)
  • 135 miligram potasyum (günlük ihtiyacımız olan miktarın %2.9’u)
  • 3.8 mg C vitamini (günlük alınması gereken miktarın %6.3’ü)
  • 35 mikrogram folat (günlük alınması gereken miktarın %8.8’i)
  • 507 IU’luk miktarda A vitamini (günlük alınması gerekenin %10.1’i)
  • 27.9 mikrogram K vitamini (alınması gereken günlük miktarın %34.9’u)
kuşkonmazın faydaları
kuşkonmazın faydaları

Kuşkonmaz nasıl yenir?

Kuşkonmaz ister çiğ ister pişirilerek tüketilebilir. Eğer çiğ olarak tüketilecekse sert bir yapıya sahip olan sapları ince ince kıyılabilir ve çiğneme işlemi daha kolay hâle getirilebilir.

Bununla birlikte genelde kuşkonmazın pişirilerek yendiği kanısı yaygındır. Ancak çiğ olarak tüketildiğinde de oldukça besleyici bir sebzedir. Pişirerek yemenin avantajı da sert yapısının yumuşaması ve çiğnemeyi kolaylaştırması şeklinde açıklanabilir. Bu, sindirimi için de olumlu etkiler yaratır.

Hem pişmiş hem de çiğ olarak oldukça lezzetli bir sebze olan kuşkonmazın önce mızrağa benzeyen uçları çıkarılmalıdır. Bunun için bitki, uçlarından yaklaşık 2-3 cm kesilir. Uçları kesildikten sonra direkt ısırılarak da yenebilir ancak çiğnenmesi daha güç olacaktır. Bu yüzden bir soyucu ile ince lifler hâline getirilebilir ya da bir bıçak yardımı ile ince ince kesilebilir. Arzu edilirse de rendelenebilir ve çiğ olarak tüketilebilir.

Bunun dışında çiğ olarak tüketilmek istenen kuşkonmaz bazı işlemlerle pişirmeden de yumuşatılabilir. Sapların zeytinyağı ve limonlu bir karışıma ya da sirkeye yatırılması ve bekletilmesi yumuşaması için etkili bir yöntemdir. Bu sayede hem lezzetini artırmış hem de sindirimini de daha kolay hâle getirmiş olursunuz.

Kuşkonmaz nasıl pişirilir?

Çiğ de tüketilen kuşkonmaz nasıl pişirilir? Eğer kuşkonmazı çiğ değil de pişirerek de tüketmek istiyorsanız etkili bir antioksidan kaynağı buldunuz demektir. Pişirilen kuşkonmazın antioksidan bakımından daha da zengin hâle gelebildiğine dair birkaç önemli araştırma yapılmıştır. Ve kanıt şudur ki: Kuşkonmaz her iki durumda da; yani çiğken de pişmişken de bir antioksidan kaynağıdır. Ancak pişirme sırasındaki işlemlerle antioksidanlar bakımında daha zengin bir hâle gelebilmektedir.

Kuşkonmaz pişirilerek yenecekse birkaç farklı metot bulunmaktadır: Haşlanmış kuşkonmaz yapılacaksa pişirileceği kabın/tencerenin içine uçları temizlendikten sonra dik bir biçimde yerleştirilir. Sapının pişip gevreme süreci ile uçlarının pişme süreci farklı zamanlar almaktadır. Arzu edildiği takdirde direkt tencereye koymak yerine dikey yerleştirilebilecekleri bir kapta da pişirilebilirler. Bir kavanoza konulabilen kuşkonmazlar tencereye su doldurularak kaynar su ile birlikte haşlanabilir.

Source: simplyrecipes / cookieandkate

Zeytinyağlı Sabun Faydaları

zeytinyağlı sabun faydaları

Zeytinyağlı sabun faydaları ile düzenli kullanımlarda tüm ciltler için muhteşem sonuçlar sağlar. Özellikle içeriği ile cildin en derin tabakalarına dahi nüfuz edebilir ve sağlıklı bir görünüm elde etmenin kapısı sonuna kadar açılabilir. Cildinizin kırışıklıklardan, kuruluktan, aknelerden, lekelerden ve solgunluktan kurtulması için başvurabileceğiniz en iyi yollardan biri zeytinyağlı sabundur. Zeytinyağlı sabun faydaları son yıllarda yapılan klinik araştırmalar neticesinde dermatologlar tarafından da kanıtlanmıştır. Yaşlanmayı geciktiren ve cildinizin daha parlak, daha canlı bir görünüm kazanmasını sağlayan zeytinyağlı sabun aynı zamanda enfeksiyon önleyicidir. Bu muhteşem doğallıktaki sabunun faydaları tüm ayrıntılarıyla makalemizde.

Zeytinyağlı sabun nelere iyi gelir?

Zeytinyağlı sabunun nelere iyi geldiğini anlatmadan önce bu faydalı yapısını borçlu olduğu zeytinyağından bahsedelim. Zeytinyağı da bir bitkisel yağ çeşididir. Özellikle sızma zeytinyağları antioksidanlar bakımından çok zengindir ve birçok vitamini de içinde barındırır. Özellikle Akdeniz ve Ege yöresi insanının sofralarından eksik etmediği zeytinyağının faydaları saymakla bitmez. Zeytinyağı düzenli tüketilmesi durumunda kalp, yüksek tansiyon, felç ve diğer hayati hastalıklara karşı güçlü bir koruma sağlar.

Zeytinyağı besin olarak tüketilmesinin yanında sürülerek de vücuda iyi geldiği kanıtlanmış bir bitkisel yağdır. Zeytinyağının cildin yenilenmesinde etkin bir rol oynadığı ve bu yüzden yaşlanmayı geciktirdiği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. Hücrelerin yenilenmesinde oynadığı bu aktif rol de cildin ve saçların sağlıklı bir görünüm kazanmasına katkıda bulunacağı anlamına gelir Bu yüzden zeytinyağlı sabunun faydaları da içinde bulunan yoğun zeytinyağından gelir. Zeytinyağlı sabun kullanımlarında cildinizin gençleştiğini ve saçlarınızın daha dinç bir görünüm kazandığını görebilirsiniz.

Ayrıca saç derisinde enfeksiyon oluşumuna karşı önlem almak için de zeytinyağı sabunu kullanılabilir. Zeytinyağlı sabun saç derisini besleyici etkisiyle enfeksiyonların önlenmesinde önemli ölçüde etkilidir.

zeytinyagli sabun faydalari 2 1
zeytinyağlı sabun faydaları 7

Zeytinyağlı Sabun Cilde Faydaları

Zeytinyağlı sabunun cilde faydalarını şu maddeler hâlinde açıklamak mümkündür:

  • Zeytinyağlı sabun yaşlanma karşıtı doğal bir üründür: Yapısında bulunan polifenol ve oleik asit ile zeytinyağı cildin rengini ve yüzeyini iyileştirici etkisiyle ön plana çıkar. Bu sayede yaşlanmaya karşı etkili bir savaş açabilen zeytinyağlı sabun cildi genç tutmak için kullanılabilir. Cilde pürüzsüz ve dolgun bir görünüm vermek için oldukça etkili bir yöntemdir. Ayrıca besleyiciliğiyle zamanla cildin kaybettiği yağı ve nemi de cilde yeniden kazandırır ve kuruluğu önler.
  • Zeytinyağlı sabun kuru ya da yağlı fark etmez, her cilt tipi için uygundur: Zeytinyağlı sabun diğer kozmetik ürünlerden bu yönü ile ayrılır. Çocuk, genç ya da yaşlı her insan grubunun cildi için uygundur. Ayrıca zeytinyağlı sabun hipoalerjenik bir yapıdadır. Bu yapısıyla ciltte herhangi bir yan etkiye sebep olmaz. En hassas yapıya sahip olan cildin bile tahriş olmadan iyileştirilmesine yardımcı olur. Zeytinyağlı sabunun yararlı bileşenleri cilt tarafından emilir ve bu bileşenler cilde derinlemesine nüfuz eder. Egzama ve sedef hastalığı gibi cilt problemlerine karşı da güvenle kullanılabilir.
  • Cilt için önemli bir antioksidandır: Zeytinyağlı sabunda bol miktarda antioksidan bulunur. Antioksidanlar bakımından zengin yapısıyla oksidasyonu önler ve ciltte olumsuzluklara yol açabilecek bakterileri önleyerek cildin daha sağlıklı olmasına yardımcı olur. Oksidasyondan korunmak için en iyi yöntemlerden biri de zeytinyağlı sabunun cilde düzenli olarak uygulanmasıdır. Zeytinyağı yapısı itibarıyla antioksidanlar sayesinde bu tür dış çevre kaynaklı tehlikelere karşı cilt için savaşır ve vücudun ihtiyacı olan proteinleri üretmesini sağlar. Bu sayede cilt pürüzsüz ve sivilcesiz bir görünüme kavuşur.
  • Zeytinyağlı sabunda birçok vitamin vardır: Zeytinyağlı sabun birçok vitamin açısından zengindir. Cildin beslenmesine ve daha iyi hissetmenize yardımcı olacak bu vitaminler görünümünüzün estetik bir hâl almasını sağlar. A ve E vitaminleri başta olmak üzere cildin ihtiyacı olan her bileşeni fazlasıyla almasına katkıda bulunur. Bunların dışında aynı zamanda yeni hücre oluşumunun desteklenmesini sağlayan ve bu sayede hücre yenilenmesi ile gençleşmeye yardımcı olan beta karotenler de zeytinyağlı sabunun içeriğinde bulunur.
zeytinyagli sabun faydalari 1 1
Zeytinyağlı sabun faydaları

Zeytinyağlı Sabun Saça Faydaları

Piyasada bulunan ve yaygın şekilde kullanılan bazı şampuanlar içeriklerinde özellikle farklı çeşitlerde kimyasallar barındırır. Bu kimyasalların kullanılma sebepleri arasında saça sağlık kazandırma amacından çok şampuanın bütünlüğünün korunması eğilimi daha fazladır. Bütün bu kimyasalların yoğun şekilde kullanıldığı kozmetik saç ürünleri zamanla saçın yıpranmasına katkıda bulunur. Yıpranan saçlarda gerçekleşen kopmalar ve dökülmeler de bu sürecin kaçınılmaz bir sonucudur. Bu yüzden tamamen doğal yollarla saçlarını temiz ve bakımlı bir hâle getirmek isteyenler zeytinyağlı sabun kullanmaktadırlar. Zeytinyağlı sabunun saçı besleyiciliği de yapılan birçok klinik araştırma sayesinde kanıtlanmıştır. Saçın ihtiyacı olan nemi geri kazanmasında ve saç derisinin kendisini yenilemesinde oldukça önemli bir rol oynar. Zeytinyağlı sabunla saçlarınıza sağlıklı ve parlak bir görünüm kazandırabilir, dökülmeleri ve kepeği önleyebilirsiniz.  

Eşek Sütü Sabunu

Bir tür zeytinyağlı sabun olan eşek sütü sabunu da oldukça besleyicidir. Eşek sütü ile elde edilen sabunların yapımı sırasında yapısına zeytinyağı da katılarak besleyiciliği katbekat artırılır. Eşek sütü sabunu diğer kozmetik saç ürünleri ile mukayese edildiğinde eşsiz bir yararla ön plana çıkar. Eşek sütü sabununun kremsi yapısı saça ve cilde kolaylıkla uygulanabilmesini sağlar. Ayrıca cilt tarafından kolaylıkla absorbe edilerek besleyicilik süreci çabucak başlatılmış olur. Bunun dışında hoş kokusu ve eşsiz içeriği ile de saç ve cilt bakım ürünleri arasında ayrı bir yeri olan eşek sütü sabunu son yıllarda çok popülerdir. Bunun nedeni de takdir edilmelidir ki cilt, saç ve saç derisine uygulandıktan sonra alınan mucizevi sonuçlardır.

Yaşlanmanın geciktirilmesi, aknelerin ciltte oluşumunun önüne geçilebilmesi, sivilcelenmenin önlenmesi ve pürüzsüz bir cilde sahip olunabilmesi için eşek sütü sabunu mutlaka denenmelidir.

Source: nourishedlife

Kalamarın Faydaları

kalamarın faydaları

İtalyanca kökenli calamari veya calamaro sözcüklerinden türemiş kalamarın faydaları oldukça fazladır. Kalamar bir tür deniz canlısıdır ve içeriğinde bulunan yararlı bileşenler onun besin değerini çok yüksek hâle getirir. Kalamarın anatomik yapısı ile ilgili de bilgi vermek gerekirse o bir kafadanbacaklıdır ve tıpkı ahtapot gibi birçok kolu bulunur. Sert bir kabuğu bulunmaz ve yumuşakça sınıfındadır. Kalamar kızartılarak servis edilmediği sürece sağlık için çok yararlı bir besindir. Kızarmış yiyeceklerin tüketimi konusunda birçok klinik araştırma bulunur ve kalamarın da kızarmış olarak tüketilmesi önerilmez. Ancak tadım yapılabilmesi elbette mümkündür. Bunların dışında kalamar tüketiminin birçok yolu vardır. Kalamarın faydaları hakkında birçok ayrıntıya değindik.

Kalamarın faydaları nelerdir?

Yukarıda da belirttiğimiz üzere kalamarın kızartılması besin değerleri açısından olumsuzlukları da beraberinde getirir. Zaten kolesterol bakımından zengin olan kalamarı bir yağda kızartmak onu kalp ve vücudun diğer organları için zararlı bir yağ deposu hâline getirir. Bunun dışında ızgara, sote ya da buğulama şeklinde kalamar tüketmek oldukça faydalıdır. Bu şekilde servis edildiği takdirde düşük kalorili, protein bakımından zengin ve diyet programları için de uygun bir besinle karşı karşıyasınız demektir.

kalamarin faydalari 1 1
kalamarın faydaları

Bu özelliklerinin dışında kalamarda bulunan bileşenler;

  • Demir
  • A vitamini
  • Kalsiyum
  • B-12 vitamini
  • Potasyum
  • Fosfor
  • Çinko

Şeklinde sıralanabilir. Birçok yararlı mineralin yapısında bulunduğu kalamarın faydaları bu kadarla sınırlı değildir.

Kalamar cinsel gücü artırır mı?

Evet, yapısında bulunan omega tipi yağ asitleri vücutta dopamin salgılanmasını tetikler. Bu durum klinik testlerle kanıtlanmıştır. Kalamarın afrodizyak etkisi de omega yağ asitlerinden ileri gelmektedir. Bu yağ asitleri vücutta meydana getirdiği değişiklikler ile cinsel gücü artırıcı etki yapabilir.

Erkek ve kadında omega yağ asitleri seksüel dürtüyü tetikleyici hormonların yapıtaşlarıdır ve damarların tıkanmasına engel oldukları da bilinir. Daha temiz bir damar, kan akışının daha kolay gerçekleşmesini sağlayan bir damardır ve bu da dolaşım sistemine etki ederek cinsel performansa katkıda bulunur. Dopamin salgılanmasına yaptığı etkiler ile de kalamar, enerji ve sağlıklı bir ruh hâli verir. Bu yönüyle de hem libidoya hem de cinsel performansa olumlu katkılarda bulunur.

Kalamarın Besin Değeri

Kalori / BesinMiktar
Kalori92 kcal
Karbonhidrat3,08 g
Yağlar1,38 g
  Doymuş yağ0,36 g
  Tekli Doymamış Yağ0.11 g
  Doymamış yağ0,52 g
    Omega-3 Yağ Asitleri0,50 g
    Omega-6 Yağ Asitleri0,01 g
Protein15,58 g
Kalamarın faydaları

Kalamarda Bulunan Vitaminler

VitaminMiktar
Riboflavin (B2)0.41 mg
Kobalamin (B12)1,30 mcg
Kolin65.0 mg
Niasin (B3)2.18 mg
C vitamini4.70 mg
E vitamini1.20 mg
Pantotenik Asit (B5)0,50 mg
Piridoksin (B6)0,06 mg
Tiamin (B1)0,02 mg
Folat5.0 mcg
A vitamini10 mcg
Kalamarın faydaları

Kalamar Takviyeleri

Kalamarın iyileştirici gücünden tam anlamıyla faydalanabilmek için onu yiyerek tüketmenin dışında kalamar yağı takviyeleri de mevcuttur. Bazı araştırmalar göre kalamar yağı bir diğer deniz ürünü balığın yağından daha yararlıdır. Bunun nedeni olarak da yağın direkt kalamardan değil, kalamarın yan ürünlerinden elde ediliyor olması öner sürülmektedir.

Günümüzdeki beslenme düzenlerinin tümünde yer alması önerilen kalamar yağı, içerdiği omega-3 yağ asitleri ile oldukça sağlıklıdır. Birçok birey tarafından, HDL olarak adlandırılan iyi kolesterole takviye yapılması için kullanılmaktadır. Ayrıca kalamar, diğer deniz ürünleri ile mukayese edildiğinde içerdiği cıva miktarı bakımından oldukça alt sıralardadır. Cıva zehirli bir maddedir ve deniz ürünlerinde zehirleyici olabilecek eşiklerde olmaması çok önemlidir. İçerdiği cıva miktarı bakımından da kalamar avantajlı bir besindir.

kalamarin faydalari 2 1
kalamarın faydaları 12

Kalamar nasıl yenir?

Kalamarın bütün bu kalp ve vücut dostu bileşenlerinden onu çeşitli şekillerde tüketerek faydalanmak mümkün. Yağda kızartmanın dışında güvenle önerilen kalamar yemekleri şu şekildedir.

Izgara Kalamar

Limon ve maydanozun da eşlik ettiği bu tarifte limon yerine limon suyu da kullanılabilir. Ve ayrıca taze baharatlar da tarifin bir diğer önemli ögesidir. Kalamarlar çok az bir zeytinyağı ile kısa bir süre sotelenir. Bu sayede kalamarın lezzeti de korunmuş olurken aynı zamanda doymuş yağ oranı da en düşük seviyede tutulur. Servis edilirken küçük küçük doğranmış maydanozlar ile lezzetine lezzet katabilirsiniz.

Fırında Kalamar

İçi derince bir kaba 2 adet orta boy kalamar konur. Kalamarlarla birlikte kabın içine bir şişe de maden suyu eklenir. Kapta maden suyu ile birlikte kalamarları iyice ovun. Ovma işlemini bitirdikten sonra bir iki saat dinlendirmek üzere kabın üzerini sıkıca kapatın.

Kalamarlar dinlenirken altı adet kurutulmuş domatesi ince ince kıyarak sıcak suyun içine koyun ve suda beş dakika boyunca bekletin. Beş dakika sonra domatesleri bir süzgeç ya da kevgir yardımıyla süzün. 100 gram ezilmiş az yağlı beyaz peynirin üzerine ekleyin. Bu karışımın içine de altı yedi yemek kaşığı zeytinyağı, bir çay kaşığı kekik ve karabiberi de ekleyin. Daha sonra bu karışımı da dinlendirip kuruladığınız kalamarların içine taşmayacak şekilde doldurun. Kalamarların ağzını da kürdanla kapatın. Kalamarları yağlı kâğıda koyun ve üzerlerine bir yemek kaşığı zeytinyağını sürün. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında kalamarların üzeri iyice kızarana kadar pişirin. Maydanozları da kıyarak servis sırasında kalamarlara serpiştirmek üzere hazır edin.

kalamarın faydaları
kalamarın faydaları

Kalamar Tava

  • 2-3 adet temizlenmiş kalamar
  • 1 şişe maden suyu
  • 1 tatlı kaşığı kadar toz şeker
  • 1/2 çay kaşığı karbonat
  • Bir miktar tuz
  • Kızartmak için de 3 yemek kaşığı un ve yarım su bardağı ayçiçek yağı

Kalamar tava tarifinde kızartma işlemi vardır ancak yağ miktarını çok az tutarsanız yemeği sağlıksız hâle de getirmiş olmazsınız. Önce kalamarlar ovulur. Ovma işlemi için 1 tatlı kaşığı toz şeker, bir miktar tuz ve yarım çay kaşığı karbonat gerekiyor. Bunları kalamarların üzerine dökün ve kalamarlar yumuşayıncaya kadar ovun. Bu işlem yaklaşık yarım saat sürmelidir. Daha sonra yumuşayan kalamarlara maden suyu da eklenir. 2 saatlik dinlendirme işlemi sonrası buzdolabından alınan kalamarları süzün. Kalamarların marinasyon işleminden geçtikleri için durulanmaması gerekir. Durulamadan aldığınız kalamarları unlayın ve tavada yakmadan kızdırdığınız çok az bir miktar ay çiçek yağı ile kızartın.

Kolesterol İlaçları İsim Listesi

kolesterol ilaçları

Kolesterol ilaçları, karaciğer tarafından üretilen ve kanda dolaşıma katılan bir tür yağ olan kolesterolün düşürülmesini sağlarlar. Kolesterol karaciğerde üretilmesinin yanı sıra dışarıdan, yani hayvansal gıdalar yolu ile de vücuda katılabilir. Organ sağlığı ve yaşamsal faaliyetlerin düzenli sürdürülebilmesi için vücudun kolesterole ihtiyacı vardır ancak belirli oranlarda…

Kolesterol vücutta yeterli üst sınırdan fazla miktarlarda bulunması durumunda hayati tehlike arz edebilecek hastalıklara yol açabilmektedir. Kolesterol ilaçları da bu hayati tehlikelere karşı önlem alabilmek için kullanılırlar. Kişiler kanlarında bulunan kolesterol miktarını kontrol altına alamadıklarında devreye ilaçların girmesi gerekebilir. Kolesterol doğal yollar, düzenli egzersiz ve beslenme ile de düşürülebilir ancak bu yöntemler yetersiz kaldığında kolesterol ilaçları vücut sağlığında önemli bir rol oynayabilir. İlaçlar ile ilgili ayrıntılara geçmeden önce kolesterol türlerine değinmekte fayda vardır.

kolesterol ilaclari 1 1
kolesterol

Kolesterol Türleri

Kolesterol HDL ve LDL şeklinde adlandırılan iki farklı türde bulunur. Bunlardan HDL iyi kolesterol olarak bilinmektedir. HDL yüksek yoğunluğa sahip bir yağ türüdür ve iyi kolesterol olarak anılmasının sebebi vücuttan bu yağın atılmasına yardımcı olmasından kaynaklanır. Kolesterol türlerinden diğeri olan LDL ise kötü kolesterol olarak tanımlanır. Yoğunluğu düşüktür ve damarlarda birikerek dolaşım sisteminin düzgün çalışmasına engel olabilir. LDL’nin yol açabileceği bu olumsuzluk kalbe kan akışını düzeltmek için daha fazla efor sarf ettirir. LDL’nin kötü kolesterol olarak anılması da tam olarak vücutta meydana getirebileceği hastalıklardan ileri gelir. Kanında yüksek oranda LDL değerlerine sahip olan biri kalp krizi ve inme gibi risklerle karşı karşıyadır.

Kolesterol İlaçları İsimleri

Statinler olarak adlandırılan kolesterol düşürücü ilaçlar karaciğerin kolesterol üretimindeki etkinliğini azaltırlar. Asıl etki mekanizması LDL kolesterolün düşürülmesine yöneliktir. HDL kolesterol düzeylerine sınırlı etkileri vardır. Statinler olarak anılan LDL kolesterol düşürücü ilaçların bazıları:

  • Livalo (pitavastatin)
  • Pravakol (pravastatin)
  • Crestor (rosuvastatin)
  • Mevakor (lovastatin)
  • Leskol (fluvastatin)
  • Lipitor (atorvastatin)
  • Zocor (simvastatin)

Etkileri: Bu gruba dâhil olan ilaçların etkileri genel olarak ortaktır. En yaygın kullanılan kolesterol düşürücü ilaç türleridir ve karaciğerdeki kolesterol üretici enzimleri baskılarlar. Ayrıca kan damarlarını iyileştirici, enfeksiyon/ödem önleyici ve kan sulandırıcı etkileri de vardır.

Yan Etkileri: Kabızlık, mide bulantısı, baş ağrısı, soğuk algınlığı benzeri belirtiler, kas ağrıları, karaciğerde düşük hasar, kan şekerinin yükselmesi, bazı nörolojik sorunlar

Dipnot: Kolesterol ilaçları greyfurt suyu ile birlikte alınmamalıdır. Çok ağır yan etkilere yol açabilir.

kolesterol ilaclari 2 1
kolesterol ilaçları

Praluent ve Evolocumab

Statin grubundaki ilaçlar kolesterol düşürmek için yeterli olmadığı durumlarda ek olarak PCSK9 inhibitörü grubundaki ilaçlar kullanılabilir. Praluent ve Evolocumab da bu gruptaki ilaçlardandır. Genellikle kalp hastalığı kaynaklı riskler taşıyan kişilerin kolesterol tedavisinde kullanılırlar.

Yan etkileri: Miyalji olarak da adlandırılan kas ağrıları ve sırt ağrısı vardır. Enjeksiyon yolu ile vücuda verildikleri için enjekte edildiği bölgede ödem ya da ağrı da olabilmektedir. Bunun dışında maliyeti de diğer ilaçlara göre daha yüksektir.

Lipidil

Lipidil; Tricor, Antara, Fenoglide, Fibricor, Lipofen, Triglide, Trilipix ile birlikte fibratlar sınıfından bir ilaçtır. Trigliseritin düşürülmesi için kullanılır. Trigliserit de vücutta bulunan yağlardan biridir ve besinler yolu ile vücuttaki seviyeleri artabilir. Trigliseritin düşürülmesi için kullanılan Lipidil de bu besinler kaynaklı olumsuzlukların giderilmesi için kullanılır.

Yan Etkiler: Kabızlık ya da ishal başta olmak üzere, kilo kaybı, kusma, gaz, şişkinlik, mide ağrısı, baş/sırt ağrısı, kas ağrısı

Kolestiramin

Kolestipal ve Kolesevelam ile birlikte safra sınıfındandır ve safraya bağlanarak vücuda etki eder. Asıl kullanım amacı LDL, yani kötü kolesterolü düşürmek ve HDL kolesterolün yükselmesine katkıda bulunmaktır.

Yan Etkileri: Boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, kabızlık, ishal, kilo kaybı, gaz, şişkinlik, bulantı, kusma, midede ağrı

Niaspan

Niaspan ve muadili Niacor hem reçeteli hem de reçetesiz olarak satılabilen nikotinik asit sınıfı ilaçlardır. LDL kolesterolü ve trigliseriti düşürerek HDL kolesterolü artırıcı etki yaparlar. Gut hastaları ya da kronik karaciğer rahatsızlığı olanlar Niaspan, Niacor ya da türevlerini kullanmamalıdır.

Yan Etkileri: Niasin içerikli ilaçların başlıca yan etkisi yüzde kızarıklıktır. Tok karna alındığında yan etki daha hafif seyredebilir. Ayrıca doktor önerisine göre Niaspan almadan yarım saat önce aspirin içilebilir. Bu, kızarıklığın hafif seyretmesine destek olabilir. Bunun dışında diğer yan etkileri ise; kaşıntı ya da cildin bazı bölgelerinde karıncalanma, baş ağrısı, mide bulantısı, kan şekerinin düşmesi, öksürük.

kolesterol ilaclari 3 1
kolesterol ilaçları hakkında

En iyi kolesterol ilacı hangisi?

Uzman bir doktor tarafından yüksek kolesterol değerinin düşürülmesine yardımcı olmak için ilaç yazılabilir. Bu ilaçların kullanılması sırasında gözlem çok önemlidir. Dolayısıyla hâlihazırda kullanılan diğer ilaçlarla etkileşimleri, gösterdiği yan etkiler ve kronik bazı hastalıklara karşı etkileri gözlemlenerek en iyi kolesterol ilacına doktor ile karar verilir. Statin grubu ilaçlar genellikle kolesterol düşürmek için yan etkileri gözlemlenerek değiştirilebilecek başlangıç ilaçlarıdır. Kolesterol ilaçları bir uzman doktor tarafından reçete edilmeden kesinlikle kullanılmamalıdır.

Kolesterol ilaçları kilo verdirir mi?

Nadiren de olsa kolesterol düşürücü ilaçlar bazen yan etki olarak kilo kaybına neden olabilmektedir. Özellikle yüksek dozlu kullanımlarda kolesterol düşüren ilaçların kilo verdirdiği klinik çalışmalarda kanıtlanmıştır. Bazı yan etkiler ise dolaylı olarak kilo kaybı yaşanmasını da tetikleyebilir. Örneğin kolesterol düşürücü ilaç kullanımlarında sık rastlanan yan etkilerden biri olan mide bulantısı ve kusma beslenme düzeninizi etkileyebilir. Bazı HDL kolesterol düşürücü ilaçlarınsa iştah kaybına yol açtığı da bilinmektedir. Bu iştah kaybı sonucu beslenme düzeninde meydana gelen olumsuzluklar kilo vermeye neden olabilir. Bazı ilaçlarda ise yan etki olarak kilo vermenin yanı sıra kilo alma da gözlemlenebilmektedir. Ayrıca yine HDL kolesterol düşürücü ilaçlarda metabolizma hızlandırıcı özellikler de bulunabilmektedir. Kolesterolü düşürmelerinin yanında HDL düşürücü ilaçlar metabolizmayı da hızlandırarak vücutta karbonhidrat yakımını da sağlayabilmektedir. Doktor kontrolünde dozu ve kullanım sıklığı belirlenen kolesterol ilaçları vücutta yol açtığı reaksiyonlara göre doktor tarafından değiştirilebilir ya da ek bir ilaçla takviye edilebilir.

kolesterol ilaclari 4
kolesterol ilaçları

Kolesterol ilaçları böbreğe zarar verir mi?

Kolesterol ilaçları genel kanının aksine böbreklere büyük çaplı zararlar vermez. Kolesterol ilacı kullanımına bağlı böbrek hasarı riski oldukça düşüktür ve bu konuda doktorunuz sizi mutlaka bilgilendirecektir. Ayrıca böbrek yetmezliği ya da buna benzer böbrek kaynaklı bir hastalığınız varsa bu konuda doktorunuzu bilgilendirmeniz önemlidir. İlaç seçimi ve dozları bu durum göz önüne alınarak gerçekleşecektir.

Ayrıca kolesterol ilaçlarının böbreğe zarar verip vermediğine ilişkin yapılan klinik bir çalışmaya göre bazı sonuçlar elde edilmiştir. Alınan sonuçlara göre yüksek dozlu kolesterol ilacı kullanımlarında böbrek hasarı yaşama ihtimalinin %30’lar civarında olduğu ortaya çıkmıştır. Günümüzde de süren araştırmalar düşünüldüğünde henüz bu konuda kesinleşmiş veriler elde etmemizi sağlayacak bir sonuç yoktur. Ancak şu belirtilmelidir ki yüksek kolesterolün neden olabileceği ölümcül hastalıklara karşı önlem almak çok önemlidir. Dolayısıyla böbrek hasarı riski ile kıyaslandığında kolesterol yüksekliği çok daha ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir. Doktorunuz bu konuda sizin için en doğru kararı verecek ve böbrek hasarı riskini en aza indirmek için gereken önlemleri almanızı sağlayacaktır.

Pazının Faydaları

Eğer doktor tarafından reçete edilmiş bir kolesterol ilacı kullanmaktaysanız ya da ilaca yeni başlayacaksanız beslenme düzeninizde yapacağınız küçük değişikliklerle tedavi sürecini hızlandırmak mümkündür. Hem de pazı ile! Pazının kolesterolü düşürdüğü kesin olarak bilinmekle birlikte, şeker hastalığına ve gözlere iyi geldiğini de söyleyebilmek mümkündür. Vücut için yararlı birçok bileşeni barındıran pazı beslenme programınızda mutlaka bulunması gereken mucizevi bir bitkidir. Bu bitkiyi çiğ ya da pişmiş olarak tüketmek vücudunuzun sağlığı için oldukça önemlidir.

Source: heart / mayoclinic / webmd / cdc / healthline

Dereotunun Faydaları Nelerdir? Nasıl Kullanılması Önerilir?

dereotunun faydaları

Genellikle salatalarda tüketilen dereotunun faydaları çiğ bir şekilde tüketildiğinde ortaya çıkar. Dereotu, magnezyum, bakır, C ve A vitaminleri, Potasyum, Fosfor, Kalsiyum, Çinko ve Demir açısından oldukça zengin bir bitkidir. Karın ağrısı ile mide bulantılarının giderilmesinde oldukça etkili olan dereotu sindirim sistemi sorunlarına ve ağız kokusunun tedavi edilmesinde çoğu zaman kullanılmaktadır.

Aynı zamanda emziren anneler sütünü arttırmak amacıyla dereotu tüketebilirler. Çocukların ve bebeklerin gaz sancılarının giderilmesinde faydalıdır. Bu hazımsızlık, mide krampları ve mide ağrılarının tedavisinde oldukça etkilidir. Gaz sorunu yaşayan bireyler için de birebir etkiye sahip olan dereotu gaz çıkarılmasına fayda sağlamaktadır.

dereotunun faydaları
dereotunun faydaları nelerdir? nasıl kullanılması önerilir? 21

Dereotunun Şeker Hastalığına Faydaları Nelerdir?

Oldukça etkili olan bu bitki doğal insülin vazifesi görebilir. Bu husus ile alakalı bireyler üzerinde gerçekleştirilen deneyler oldukça sınırlı bulunmasına rağmen yapılan çalışmalar insülin düzeyindeki çeşitli dalgalanmalara engel olabildiğini ortaya koymuştur.

Dereotunun Kansızlığa Faydaları

Saymakla bitmeyen pek çok hastalığa şifa olan dereotunun faydaları oldukça fazladır. Besin değeri açısından tam bir mineral ve vitamin deposudur. Günümüzde sıklıkla görülen kansızlık rahatsızlığına da oldukça faydası bulunmaktadır.

Dereotunun Kemik Erimesi Hastalığında Mucizevi Etkileri Nelerdir?

Dereotu içeriğinde fazla miktarda bulunan kalsiyum içeriği sebebiyle kemik sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Kemiklerde oluşabilecek mineral kaybına engel olur ve her sene 100 binlerce bireyin yakalanmış olduğu kemik rahatsızlıklarına yakalanma riskini minimum seviyeye indirir.

dereotunun faydaları
dereotunun faydaları

Düzenli Tüketilen Dereotunun Faydaları

Dereotu düzenli ve ölçülü bir şekilde tüketildiğinde pek çok hastalığa faydalı olmaktadır.

Faydalı olabilecek rahatsızlıklar şunlardır;

  • Diyabet
  • Kansızlık
  • Kemik erimesi rahatsızlığı
  • Bağışıklık sistemi sorunları
  • Depresyon
  • Diş ve ağız sağlığı problemleri
  • İshal
  • Solunum yolu problemleri
  • Aşırı gaz problemleri
  • Eklem iltihabı sorunları
  • Yüksek kolesterol problemi

Dereotunun Herhangi Bir Zararı Var Mıdır?

Dereotu aşırı ve doğru tüketilmediği zaman sağlık bakımından zararlı olmaktadır. Aşırı tüketim ile ilgili olarak birçok yan etkisi olabilir. Hamilelik sürecinde dereotu tüketim miktarına özellikle dikkat etmelisiniz. Emzirme sürecinde dereotu tüketiminin hangi ölçüde güvenli olduğu açısından yeterli araştırma bulunmamaktadır. Bu sebeple doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir. Dereotu ve dereotu suyu özellikle cildi güneş ışınlarına karşı hassas ve duyarlı hale getirmektedir bu sebeple de cildinizin güneş yanığı olabilme olasılığını arttırabilmektedir.

Source: verywellfit / gooddecisions / healthbenefitstimes

Eklem Ağrısı İçin Tuz ve Zeytinyağı Kullanın

eklem ağrısı

Tuz ve yağ tedavisi gibi doğal formüllü reçeteler hem sağlığa faydalı hem de uzun süre etkili olmasıyla bilinmektedir. Tuz ve yağ formülü doğal oldukları için vücuda zarar vermemekte ve eklem ağrısı için etkili bir tedavi yöntemi olarak bilinmektedir.

Neden Eklem Ağrıları Yaşıyoruz?

Gün geçtikçe pek çok insan günlük hayatında eklem ağrıları yaşamaktadır. Bunun sebebi ise, fiziksel aktiviteler için fazla zaman ayrılamaması ve insanların ortalama yaşam sürelerinin artmasıdır. Eskiye göre daha uzun süre yaşayan insanlar, kemiklerini ve kaslarını daha uzun yıllar kullanmak durumunda kalmaktadır. Bunun sonucu olarak da eklemler ve kaslar yıprandığından özellikle ilerleyen yaşlarda bireylerde eklem ağrısı yaşanmaktadır.

eklem ağrısı
eklem ağrısı

Eklem Ağrısında Ne Gibi Çözümler Kullanılabilir?

Genellikle insanlar, eklem ağrısı semptomlarını gösterdiklerinde, bu ağrıları hafifletmek için ibuprofen veya asetaminofen gibi kimyasal ilaçlara başvurmaktadır. Fakat kullanılan bu ilaçlar özellikle mideye ve karaciğere zarar vermektedir. Bu sebeple, doğal yöntemleri tercih etmek bireyin organ sağlığı açısından daha faydalı olduğu bilinmektedir.

Zeytinyağının Muhteşem Özellikleri

Zeytinyağı polifenoller bakımından zengin, antioksikdan işlevi gören bir içeriğe sahip olduğu bilinmektedir. Bu altın renkli yağ, vücut ile temas ettiğinde hücre yaşlanmasını yavaşlatır bu da eklem ağrısının ortaya çıkmasını geciktirmektedir. Zeytinyağı oleokanital içerdiğinden enflamasyonu tetikleyen enzimlerin aktif hale geçmesini engellemektedir. Ortalama 3 yemek kaşığı yağ kimyasal eklem ağrısı ilaçlarının onda biri kadar bireyde etki göstermektedir. İçerisinde barındırdığı doymamış yağ asitleri ile stresi düzenlemektedir, dolaşım sistemini güçlendirmektedir.

Deniz Tuzunun Mucizevi Özellikleri

Tuz ve yağ tedavisinin maddesi olarak çeşitli faydalarından dolayı deniz tuzu tavsiye edilmektedir. Deniz tuzu, bolca magnezyum içerdiğinden, dokuları güçlendirmeye yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla, ilerleyen yaştan veya hastalıktan kaynaklanan çökmeleri durdurma yolu olarak kullanılmaktadır. Bunlara ilave olarak tuzdaki mineraller, bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.

eklem ağrısı
eklem ağrısı

Yağ ve Tuz Tedavisi Nasıl Uygulanır?

İnsan sağlığına birçok olumlu etkisi bulunan zeytinyağı ve tuz tedavisi uygulamak oldukça basittir. İsteyen herkes iki malzemeyi tedarik ettikten sonra eklem ağrısı için bu yöntemi uygulayabilir.

Uygulama şu şekildedir;

Malzemeler

  • 20 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 10 yemek kaşığı tuz
  • 1 bardak su

Hazırlanış; 20 yemek kaşığı zeytinyağını 10 yemek kaşığı tuza suyla birlikte ekleyin, malzemeleri iyice karıştırın ve ağrı olan bölgelere 3 dakika boyunca masaj yaparak uygulayın.

Source: webmd / healthline / nhs

Nasır Tedavisinde Domates Nasıl Kullanılır?

nasır tedavisinde domates

Nasır tedavisinde domates nasıl kullanılır? Ayrıntılı tarif uygulandığı takdirde nasır tedavisi domates ile yapılabilmektedir. Özellikle sürtünme kaynaklı oluşan deformasyonlar neticesinde kalınlaşan cilt tabakasına nasır denir. Sahip olunan yaşam tarzına göre nasırların yeri değişebilir. Ancak nasıra en sık rastlanılan uzuvlar eller ve ayaklardır.

Nasırlaşmış bölgeler sporcular ya da müzisyenler söz konusu olduğunda kimi zaman avantaj yaratsa da durum herkes için böyle değildir. Dolayısıyla nasır, gündelik hayatını sporcu ya da müzisyen gibi yaşamayanlar tarafından hem sağlık hem de estetik açısından hoş karşılanmaz. Bu yüzden “istenmeyen nasırlar”dan kurtulmak isteyenler olarak farklı farklı yollar deneriz. Bunların arasında en etkili yöntemlerden biri olarak öne çıkan domates mutlaka denenmelidir. Peki nasır tedavisinde domates nasıl kullanılır? Ayrıntılı tarif makalemizde. Ancak bundan önce nasır neden ve nasıl oluşur, bunun hakkında birkaç önemli kısma değinmekte fayda var.

nasır tedavisinde domates
nasır tedavisinde domates

Nasır neden olur?

Nasır neden olur? Nasır, yukarıda da değindiğimiz gibi herhangi bir nedenle kalınlaşmış deri tabakasıdır. Ayakta oluşumunun nedeni genellikle ayakkabı, terlik gibi günlük kullandığımız malzemelerdir. Ellerde nasır oluşumuna ise çoğunlukla iş amaçlı kullanılan malzemeler (eldiven, nasıra neden olabilecek bazı gereçlerin elde uzun süre kalması) kaynaklık eder. Ya da günlük hayatımızda cildimizin düzenli kullanımına alışık olmadığı bir nesne de (tornavida, çekiç sapı, zımpara, tahta ya da sert plastik menşeli malzemeler) nasıra neden olabilir. Ancak nasır oluşumunun nasıl gerçekleştiğine yönelik asıl cevabı “Nasır neden olur?” sorusunu açıklarken söylediklerimizi ayrıntılayarak verelim.

Nasır nasıl oluşur?

Nasır nasıl oluşur? İnsan cildinde en dışarıdaki tabaka ölü deridir. Dokunma eylemi gerçekleşirken olası bir tehlikeye karşı en dış tabakadaki cilt, canlı hücreleri korumaktadır. Dolayısıyla cildimizin en dış tabakasını canlı deri hücrelerini korumak için bir zırh olarak tanımlamamız mümkündür. İşte nasır oluşumuna kaynaklık eden tam olarak en dış tabaka ile ondan bir sonrakidir. Vücut cilt yüzeyine uygulanan olağandışı bir sürtünme ya da basınca, sonrasında nasırlaşabilecek olan içi sıvı dolu cilt kabarcıkları ile tepki verir. Bu sıvı ile dolu kabarcıklar maruz kalınan sürtünmeyi ya da basıncı canlı cilt hücrelerine ulaştırmamak için oluşturulur. “Cildin su toplaması” olarak da hepimizce bilinen bu durum tekrarlandığı takdirde, bölgedeki ölü deri altında ekstra bir katman oluşumu tetiklenir. Kalınlaşan bu tabaka cildin ne kadar altına inerse, acı hissi ve diğer olumsuzluklar da o kadar şiddetli olacaktır.

nasir tedavisinde domates 1 1
nasır tedavisinde domates

Nasır ne kadar zamanda oluşur?

Nasır oluşumu çoğu zaman çabuk fark edilmez. Ancak nasırların boyutu da onun ne zaman farkına varılabileceğine etki etmektedir. Bütün bunları göz ardı ederek denilebilir ki, bir nasırın oluşması yaklaşık bir hafta sürebilir. Örneğin nasır oluşumuna kaynaklık eden herhangi bir eylem içindeyseniz ve onu tekrarlıyorsanız bu süre kısalabilir. Ya da farklı şekilde nasır oluşumu için zemin hazırlayan bir işi yapmayı ya da bir nesneye uzun süre maruz kalmayı tekrarlamıyorsanız süre uzayacaktır. Hatta tek seferlik bir durumsa da nasırın hiç oluşmama ihtimali de mevcuttur. Çünkü cildimiz sürekli yenilenmektedir. Cilt her gün belirli bir miktarda ölü deri kaybeder ve kendini yeniler.

Nasır Tedavisinde Domates

Nasır tedavisinde domates etkili bir yöntemdir. Domatesin dışında birçok nasır tedavisi seçeneği elbette vardır fakat domates doğal bir yöntem olarak öne çıkar. Herhangi bir nedenle vücudunuzun bir bölgesinde nasır oluştuğunu fark ettiyseniz onu kontrol altına almak önemlidir. Cilt, kendi imkânları ile zaten ölü derileri belirli periyotlarda atar, kendini yeniler. Fakat bu, inatçı ve derinlemesine oluşmuş bir nasırdan kurtulmak için yeterli gelmeyebilir. Nasır tedavisinde domates uygulamadan önce şu önemli eylemleri gerçekleştirdiğinizden emin olmalısınız:

  • Nasırı zamanla zayıflatabilmek ve onun oluşumunun önüne geçmek için günlük vücut bakımı çok önemlidir. Günlük duş sayınızı artırmanız ya da vakit bulamıyorsanız nasırlı bölgenin temizliği ve nemliliğine dikkat etmek etkili bir yoldur. Ayrıca ponza taşı kullanarak nasırlı bölgenin ovulması da önerilmektedir.
  • Düzenli aralıklarla nasırlı bölgeyi tıraşlayıp oradaki dokunun inceltilmesini sağladığınızdan emin olun. Kalınlaşıp derinleşmemiş bir nasır ile mücadele etmek daha kolay olacaktır. Ancak tıraşlamayı mümkünse nasırlar için özel olarak üretilen araçlar ile gerçekleştirin.
nasir tedavisinde domates 2 1
nasır tedavisinde domates

Nasırla mücadelede bütün bu uygulamaların düzenli hâle gelmesi nasırın yaşam kalitenize olumsuz etkilerini de en aza indirebilir. Nasır tedavisinde domates ile ekstra bir mücadele süreci yaratmak da ondan kurtulmanızı daha kolay hâle getirecektir. Nasır tedavisinde domates kullanımı için;

  • Domateslerin kabuklarını soyun.
  • Domateslerin çekirdekleriyle birlikte sulu hâle geldiğinden emin olana kadar rendeleyin.
  • Rendelenmiş domatesleri nasırlı olan bölgeye özenle sürerek dağıtın.
  • Domates sürülmüş olan bölgeyi temiz bir bezle herhangi bir sızıntı olmayacak biçimde sarın.
  • Yaklaşık 8 saatlik bir zaman diliminin geçmesini bekleyin. (Bu yüzden bu yöntemin gece yatmadan önce uygulanması önerilir.)
  • 8 saat sonunda sargıyı açın ve sabunla yıkayın.
  • Bölgeye nemlendirici uygulamayı da unutmayın.

Nasır tedavisinde domates, düzenli olarak uygulandığında olumlu sonuçlar vermektedir. Nasırlarınızın zamanla yumuşadığını ve nasırın bulunduğu bölgedeki derinin inceldiğini fark edeceksiniz.

Nasır Ameliyatı

Nasırdan kurtulmak için bakım ve doğal yöntemler de uygulandıktan sonra olumlu bir sonuç alınamadığı takdirde nasır ameliyatı düşünülebilir. Nasır ameliyatı nasırlı bölge için kısa vadede bir çözüm olabilir fakat nasırın tekrar ve aynı bölgede oluşma ihtimali vardır. Yani aslında bölgedeki deri kalınlaşmasını tetikleyen herhangi bir iş ya da spor etkinliği içindeyseniz, nasır ameliyatı ile nasırdan sadece bir süreliğine kurtulursunuz. Ancak herhangi bir şekilde oluşumunu önleyemediğiniz nasırdan kurtulmak isteyen biriyseniz ve sporcu ya da nasıra neden olan bir işte çalışmıyorsanız nasırdan ameliyatla kurtulabilirsiniz. Tekrarlamasını önlemek için de cerrahi müdahale sonrası bölgenin iyi korunması ve tekrarlayıcı etki yapacak etkinliklerden kaçınılması gerekir.

nasir tedavisinde domates 4 1
nasır tedavisinde domates

Nasırdan Korunmak İçin

  • Nasır oluşumuna neden olabilecek etkinliklerden kaçının,
  • Ciltte tahriş oluşumuna neden olabilecek kumaşlar tercih etmeyin. Nasırla mücadelede nasır oluşma ihtimali olan yerlere koruyucu kullanmak ve pamuklu kumaşları tercih etmek önemlidir.
  • Ayakkabılarınızı büyük ya da küçük seçmeyin.
  • Ayağınız için en uygun ayakkabıyı gerçekleştireceğiniz etkinliğe göre seçin. Egzersizleriniz, işiniz ve diğer etkinlikler için giyebileceğiniz farklı ayakkabılarınız olsun.
  • Yine ayaklarda nasır oluşumunu önlemek için hava alan malzemelerden üretilen kaliteli ayakkabılar kullanın.

Source: webmd / mayoclinic

Karaciğer Hastalığı Belirtileri Nelerdir? Nasıl Anlaşılır?

karaciğer hastalığı belirtileri

Karaciğer, vücudumuzdaki en önemli organların başında gelir. Hastalanması demek kişinin hayatından olabileceği anlamına gelebilir. Hepatit, karaciğer yağlanması, karaciğerde toksin birikmesi, karaciğer kanseri, siroz ve kist oluşumu karaciğerde görülen hastalıklardır. Neredeyse tüm hastalıklarda belirtiler aynıdır, ufak farklılıklar olabilir. Karaciğerin en önemli görevi, vücutta biriken toksinleri temizlemektir. Eğer olumsuz bir durum varsa bize sinyaller gönderir, bu belirtileri dikkate alarak erken önlem almak iyileşme sürecinde oldukça önemlidir. İşte karaciğer hastalığı belirtileri

Ağrı

Ağrı ilk belirtidir. Karaciğerin olduğu bölgede yani karnın sağ üstünde genelde durağan olarak görülen ağrılar meydana gelir. Karaciğer yediğimiz besinleri atık yoluyla uzaklaştırmaktan da sorumludur, ancak hastalanınca bu işi yapamaz ve acı çeker. Ağrılarla görevini yerine getiremediğini belli eder.

karaciğer hastalığı belirtileri
karaciğer hastalığı belirtileri

Bacak ve Ayak Bileğinde Şişme

Eğer ağrı görmezden gelinirse karaciğer kendini bir şekilde onarmaya çalışır. Bunu skar doku oluşturarak gerçekleştirir, ancak skar doku ne kadar fazla olursa karaciğerin çalışması o kadar zorlaşır. Bu durum hipertansiyona yol açar. Hipertansiyon ise özellikle ayak bileklerinde ödem oluşmasına neden olur. Bilekler balon gibi şişer, damarlar daha belirgin bir hale gelir. Buda elbette hareketlerini kısıtlar.

Aniden Kilo Alma

Eğer hormonal bozukluklardan dolayı kilo alımı gözlemleniyorsa, bunun sebebi karaciğer hastalıkları olabilir. Belirtilerden biri de aniden kilo almaktır. Bunun önüne geçmek zamanla zorlaşır ve mutlaka doktora danışmak gerekir. Kilo almanın nedeni, karaciğer vücuda giren yapay tatlandırıcılar, yağlı yiyecekler ve ilaçlar yani toksin maddelerle mücadele edemez ve bunlar vücuda depolanır. Buda elbette kilo vermeyi engeller.

karaciger hastaligi belirtileri 2 1
karaciğer hastalığı belirtileri

Gözlerde Sararma

Karaciğerde bir problem olduğunda bunu gözlerde ve deride sararma olarak gösterir. Bu durumun adı, sarılıktır. Sarılık aslında bir hastalık değildir, vücudumuzda meydana gelen sorunların habercisidir. Karaciğerde çok fazla bilirubin biriktiğinde ortaya çıkan bir hastalık belirtisidir. Karaciğerdeki kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasıyla ortaya çıkar.

Yorgunluk

Yorgunluk elbette herkesin hissedebileceği bir şeydir. Ancak kronik hale gelmesi, uzun süreli grip gibi bir hastalığa dönüşür. Yani bu belirti en az 6 ay devam edebilir. Bunun nedeni karaciğer zehirlenmesi olabilir.

Source: liverfoundation / journeypure

Kakule Bitkisi Nasıl Kullanılır? Faydaları Nelerdir?

kakule bitkisi

Kakule bitkisi, zencefilgiller familyasından sağlığa faydalı bir baharattır. Ülkemizde yetişmez. Hindistan gibi ülkelerden ithal edilir. Keskin bir tadı vardır. Yemeklere, hamur işlerine, kahveye ve çaya aroma vermesi için konur. Tek başına çayı da demlenebilir.

Kakule Bitkisi Nasıl Kullanılır?

Şifa deposu bir bitki olan kakule, kullanmadan hemen önce öğütülmelidir. Aksi halde içeriğindeki faydalı maddeler hava ile temas ederek kaybolabilir. Öğütülen kakule hamur işlerine, yemeklere, çaya ve kahveye konabilir.

kakule bitkisi1 1
kakule

Böylece hem aromasından faydalanılır hem de sağlığa katkısı sağlanır. Özellikle baklagil ve balık yemeklerine çok yakışır. Hatta sütlü tatlılarda ve hoşafta da kullanılır. Finlandiya ve İsveç gibi ülkelerde hamur işlerinde çok sık katılmaktadır.

Kakule bitki çayları gibi demlenip içilebilir. Bunun için bir çay fincanı kaynar suya bir tatlı kaşığı kakule tohumu konur ve 8-10 dakika demlenmeye bırakılır. İsteğe göre tatlandırmak için bal ya da şeker konabilir. Sıcak olarak tüketilir.

Aromasını sevenler için kakulenin kahvelere eklenmesi de mümkündür. Kahve yapılırken her fincan için yarım çay kaşığı kadar öğütülmüş kakule eklenebilir.

Kakule Bitkisinin Faydaları Nelerdir?

Kakule iyi bir mineral ve vitamin kaynağıdır. A ve C grubu vitaminleri içeriğinde bol miktarda bulundurur. Sodyum, kalsiyum, manganez, demir, çinko, fosfor, magnezyum gibi mineraller açısından da zengindir.

Kakulenin sağlığa faydaları özetle şunlardır.

  • Sinirleri yatıştırır.
  • Depresyon, anksiyete, panik atak gibi psikolojik rahatsızlıklara iyi gelir
  • Sindirim sisteminin işleyişini kolaylaştırır
  • Gaz gidericidir
  • Mide asitlerini düzenler
  • Stresi azaltır
  • Yatmadan önce içildiğinde vücudu gevşetir ve rahat bir uyku sağlar
  • Kötü kolesterolü düzenler
  • Tansiyonu dengeler
  • Vücudun kan dolaşımını düzenler, kanı seyreltir
  • Çok güçlü bir afrodizyaktır. Cinsel isteği ve cinsel gücü artırır.
  • Kadınların adet dönemlerinde yaşadığı ağrılara iyi gelir
kakule bitkisi 1 1
kakule

Ağız, diş ve diş eti problemlerine iyi gelir. Ağızdaki zararlı mikropları öldürür. Bu nedenle tohumlarının ağızda çiğnenmesi veya suda demlenmesiyle elde edilen su ile ağzın çalkalanması tavsiye edilir. Ağız kokularına iyi gelir. Hindistan’da bu özelliği nedeniyle kakule ağızda çiğnenmektedir. Öksürüğe iyi gelir.

Bu faydaları nedeniyle kakule bitkisi aranan bir baharattır. Hindistan ve Nepal gibi ülkelerden dünyanın her yerine ihraç edilmektedir.

Kakule Bitkisinin Sağlığa Zararı Var mıdır?

Kakule bitkisini aşağıdaki durumlarda doktora danışarak tüketmekte fayda vardır.

  • Düzenli olarak depresyon ilacı kullanılıyorsa
  • Aspirin gibi kan inceltici ilaçlar kullanılıyorsa
  • Safra kesesinde taş oluşma durumu varsa

Bu hallerde kakulenin yoğun kullanımı problem olabilir.

Source: wikipedia / gardenerspath

Bel Ağrısına İyi Gelen Hareketler

bel ağrısına iyi gelen hareketler

Bel ağrısına iyi gelen hareketler, hayatının belli bir döneminde bel ağrısı yaşamış ya da hâlihazırda yaşayan herkes için umut vericidir. Çünkü hayat kalitesini önemli ölçüde düşüren bel ağrısı, neden olduğu hareket kısıtlılığı ile de gündelik işleri yapmayı bile bir ızdırap hâline dönüştürebilir. Bütün bu olumsuz yönleri düşünüldüğünde bel ağrısı ile yaşamayı öğrenmektense ona çözüm bulmayı amaçlayan insan sayısı da oldukça artmıştır. Dolayısıyla ilerleyen teknolojinin de ışığında yapılan tıbbi araştırmalar sayesinde bel ağrısına iyi gelen hareketler belirli bir standart hâline gelebilmiştir.

Lumbago adı da verilen bel ağrısına iyi gelen hareketler özellikle vücudun hareket kısıtlılığını ortadan kaldırmaya yöneliktir. Yani ısınma egzersizleri ile başlayan süreç hem bel ağrısını ortadan kaldırmak hem de bel ağrılarının vücudumuza tekrar uğramasını engellemek amacı ile yürütülür. Bel ağrısına iyi gelen hareketler günü kurtarmak için yapıldığında uzun vadeli bir sonuç almak neredeyse imkânsızdır. Bu hareketlerin düzenli olarak yapılması ve bunların yanında kiloya, beslenmeye ve aktif bir yaşam sürmeye de dikkat edilmesi gerekmektedir.

Bel ağrısına iyi gelen hareketler bel ağrısını tetikleyen bazı alışkanlıklardan da vazgeçmekle olumlu sonuçlar verebilir. Bu alışkanlıklardan bazıları;

  • Düzensiz beslenmek
  • Duruş bozuklukları
  • Hareketsiz bir hayat düzeni
  • Stres
  • Uykunun yeterince alınmaması
  • Yatar pozisyonda bel için olumsuz etkileri olan yerlerin tercihi
  • Isınmadan ya da düzensiz aralıklarla vücut için zorlayıcı spor dalları ile uğraşmak

şeklindedir.

bel agrisina iyi gelen hareketler 4 1
bel ağrısına iyi gelen hareketler

Bel Ağrısı Egzersizleri

Bel ağrısı egzersizleri belin zaman içinde gerçekleşen deformasyonunun etkilerini azaltmaya yöneliktir. Hareketsiz bir yaşam belin en büyük düşmanlarından biridir. Yürüyüş ve akla gelebilecek her türlü aktifliğe dayanan yaşam biçimi, sadece bel ağrısına iyi gelmez, aynı zamanda vücudun bütünü için de çok yararlıdır.  Bel ağrısı egzersizleri ile amaçlanan aslında belin güçlenmesini sağlayacak sırt, karın ve baldır kaslarının çalıştırılmasıdır. Bu bölgelerdeki kasların gelişimi belin üstlendiği vücut yükünü en aza indirmeye yöneliktir. Vücudun özellikle bacak bölgesindeki kasların güçlenmesi, belin taşıdığı yükün azaltılmasını da sağlar.

Bel ağrısı egzersizleri omurga kaynaklı birçok duruş bozukluğu için de idealdir. Ancak yine de bu egzersizler, bel ağrısının şiddetine ve belin yıpranma durumuna bağlı olarak bir uzman tarafından önerildiği takdirde yapılmalıdır. Bazı bel ağrısı egzersizleri belinizin ve omurganızdaki bazı kişiye özgü semptomların durumuna göre tehlike arz edebilir. Egzersizlere bir uzmana muayene olduktan sonra öneri üzerine başlamak her zaman daha sağlıklıdır. Egzersizlerin vücudunuza maksimum yarar sağlamasını istiyorsanız, uzman bir hekim tarafından ayrıntılı MR ve omurga muayenesi sonuçlarını beklemeniz gerekebilir.

Herhangi bir şekilde bel kaynaklı ağrılar yaşıyorsanız aşağıdaki bel ağrısı egzersizleri uzmanlar tarafından önerilmektedir:

bel agrisina iyi gelen hareketler 1
bel ağrısına iyi gelen hareketler

Ayak parmak uçlarına dokunma egzersizi: Ayaktayken gerçekleştirilen bu egzersiz birkaç faklı biçimde yapılabilir. Ayakta durun ve kaliteli nefes alışverişine dikkat edin. Daha sonra dizlerinizi kırmadan iki elinizin parmakları ile ayak parmak uçlarınıza dokunmaya çalışın. Farklı bir biçimde sağ elinizi sol ayağınızın, sol elinizi de sağ ayağınızın parmaklarına dokundurarak da yapabilirsiniz. Her iki durumda da boşta olan elinizi yukarı doğru esnetmeniz gerekir. Bu egzersiz omurga, sırt ve karın kaslarının çalışmasını sağlayarak belin güçlenmesine yardımcı olabilir.

bel agrisina iyi gelen hareketler1 1
bel ağrısına iyi gelen hareketler

Yarım mekik egzersizi: Bu egzersiz kronikleşmiş ve henüz tedavi aşamasına gelinmemiş bel ağrıları çekenler için önerilmez. Sakatlanma riskine karşı dikkatli bir biçimde yapılmalıdır. Sırt üstü uzanılır ve baş enseden avuçlar içine alınarak kavranır. Bu egzersiz sağ dirsek karnın sol kısmına, sol dirsek de karnın sağ kısmına ulaşmaya çalışacak şekilde çaprazlama tekrarlanır.

bel ağrısına iyi gelen hareketler
bel ağrısına iyi gelen hareketler

Tek bacak egzersizi: Yatar pozisyonda gerçekleştirilir. Tek bacak dizden ya da diz arkasından iki elle kavranır. Daha sonra karna doğru çekilir ve bu sırada diğer bacak düz kalmalı ve çekiş esnasında karın kasları sıkılmalıdır.

Bel ağrısı neden olur?

Bel ağrısı neden olur? Bel ağrısının nedeni, ayrıntılı olarak gerçekleştirilen tıbbi tetkikler neticesinde dahi bazen belirlenememektedir. Bu belirsizlik durumları elbette fıtık, omur yaralanmaları, skolyoz gibi elle tutulur bir sonuca varılamadığında geçerlidir. Bununla birlikte bel ağrısı nedenleri birçok farklı kaynaktan beslenebilir. Bunların başında belin düzenli taşıdığı yük miktarının fazlalığı ve ani hareketler gelir.

Bel ağrıları vücuda aşırı yüklenilmesi durumunda da ortaya çıkabilir. Bunlara ağır ve bilinçsizce yapılan egzersizler örnek verilebilir. Üstelik bazı egzersizlerin vücuda zaten zararlı olmasının dışında, bir de yanlış metotlarla uygulanması çok ciddi bel sakatlıklarına yol açabilmektedir. Bu sakatlıklar çoğu zaman kronikleşen ağrılarla kendilerini gösterirler.

Bel ağrısına neden olabilen bir diğer durum ise birçok kişi tarafından yakından tanınan bel fıtığıdır. Bel fıtığının yanı sıra en az onun kadar ağrılı bir sürece neden olan omur disk kaymaları da bir diğer örnektir. Sinir sıkışmaları gibi daha az önem teşkil eden ve omurga tümörleri gibi çok daha ciddi hastalıklar da bel ağrısı nedenleri arasında olabilir.

bel agrisina iyi gelen hareketler 3 1
bel ağrısına iyi gelen hareketler

Bel ağrısı nasıl geçer?

Bel ağrısı nasıl geçer? Bel ağrısına ne iyi gelir? Bel ağrısı tedavisi olmak isteyen hastanın yaşı, kilosu, yaşam tarzı ve buna benzer birçok faktör tedavi sürecinde devreye girebilir. Peki bel ağrısı nasıl geçer? Bel ağrısına ne iyi gelir? Bel ağrısı tedavisi için kullanılabilecek olan yöntemler aşağıdaki gibidir:

  • Kronikleşmemiş ve kısa süreli ağrılar için ağrı kesiciler,
  • Ağrı kesici ve kas gevşetme özellikli bitki çayları,
  • Ağrının şiddetine göre soğuk ya da sıcak pres uygulaması,
  • Doktor önerisi ile belirlenmiş egzersiz programları,
  • Teşhis konmamış ise çok hafif ısınma egzersizleri,
  • Yoga yapmak,
  • Akupunktur,
  • Ayrıntılı muayene ve teşhis sonucunda karar verilen fizik tedavi

Kronikleşmiş ve egzersizle tedavi olmayacak bir nedene bağlı ise ameliyat.

Source: healthgrades / utswmed / medicalnewstoday

Bağırsak Temizleme Nasıl Yapılır? Basit ve Etkili Tarif

bagirsak temizleme1 1

Bağırsakların dolması halinde, kabızlık olarak da nitelendirilen sindirim ve boşaltım problemi ortaya çıkar. Bu nedenle, bazı sorunlar ortaya çıktığı zaman bağırsak temizleme yapılması gerekir. Bu konuda; ne zamanlar bağırsak temizleme yapılması gerektiği, bağırsak temizlemenin nasıl yapılacağı, ne kadar süre içerisinde tamamlanacağı da öğrenilerek işlemlere başlanmalıdır.

Bağırsak Temizleme Yapmak İçin Neler Gerekir?

Bağırsak temizleme yapılmasına ihtiyaç duyulan zamanlarda, basit ve etkili olan tarifler denenerek rahat bir şekilde işlem yapılabilir. Bunun için de bazı gıda malzemelerine ihtiyaç duyulur. Gıda malzemeleri sayesinde sindirimin hızlandırılması ve daha hızlı, kolay bir şekilde boşaltım sağlanacağı için; bağırsakların çalışmasına olanak sağlayan gıdalar tercih edilir.

bağırsak temizleme
bağırsak temizleme nasıl yapılır? basit ve etkili tarif 44

Malzemeler:

  • Kurutulmuş halde bulundurulan kayısı
  • Kuru kayısının olmaması halinde yaş kayısı ve kayısı yaprakları
  • Kaynamış halde bulunan su ve demleme kabı
  • Yaş kayısı kullanılacaksa eğer, fırın

Gibi, gereken malzemeler mevcuttur.

Bağırsak Temizleme Yapılması Nasıl Sağlanır?

Bağırsak temizleme yapmak için, sindirimi hızlandıran ve kolaylaştıran bir karışımın tüketilmesi gerekir. Bunun için, kuru kayısı varsa doğrudan kullanım sağlanırken; yaş kayısı varsa, ortadan ikiye kesilir ve çekirdeksiz bir halde fırın içerisine yerleştirilir. Fırının ısısı sayesinde yanmadan kuruyan kayısılar alınır ve işleme devam edilir.

Kaynamış halde bulunan su içerisine, kuru olan kayısılar atılır ve demleme kapları içerisinde bir miktar bekletilir. Yaşanan bağırsak doluluğunun ölçüsüne göre kayısı kullanımı yapılırken, en fazla; bir su bardağı için dört tam kayısı olacak şekilde oran sağlandığına emin olunur. Daha sonra karışımın renk aldığı fark edildiği zaman doğrudan tüketilmeye hazır hale gelir.

Ayrıca, sıcak içeceklerin tüketilmesini sevmeyen insanlar, kayısıların mutfak robotu içerisinde parçalanmasını sağlayarak da tüketimini yapabilir. Mutfak robotunda küçük parçalara ayrılan kayısılar, sularını da bırakarak yoğun kıvamlı bir meyve suyu haline gelir. Bu pürelerin tüketilmesi, bağırsakların daha hızlı bir şekilde temizlenmesine yardımcı olacaktır. Arıca, uzun vadeli olarak bağırsak temizliğini sağlamak için; kayısı yaprakları ve bir miktar kayısı kaynatılarak haftada iki gün tüketilmelidir.

Source: webmd

Yağ Oranı Hesaplama

yağ oranı hesaplama

Yağ oranı hesaplama metotları ile en doğru vücut yağ oranı bulunabilir. Vücut yağ oranları için erkekler ve kadınlara göre değerlendirmeler mevcuttur. Standartlar erkek ve kadınlarda farklılık gösterir. Cinsiyetin yanı sıra, sporcular ve fitnessçılar söz konusu olduğunda da ideal değerler farklı olabilir. Vücudunuz ile ilgili gerekli ölçümler yapıldıktan sonra kişiye özgü sonuçlar da elde edilebilmektedir. Ancak standartlar ile karşılaştırılabilir bir ölçüm sonucuna ulaşmak için de vücudun doğru bölgelerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.

Bunların dışında yağ ölçümleri sonuçlarına göre vücut sağlığı hakkında ayrıntılı bir değerlendirmede bulunmak mümkün değildir. Çünkü standart yağ oranlarına göre obezite sınırında olan bir insanın aksine sağlıklı bir vücuda sahip olması da muhtemeldir. Bunun tamamen zıddı olacak şekilde yağ oranları standart değerlerde seyreden birinin de vücudunda ciddi başka problemler olabilmesi sık rastlanılan bir durumdur.

Yağ oranı hesaplama metotları makalemizde.

Vücut yağ oranı nedir?

Vücut yağ oranı hesaplamasından önce vücut yağ oranı nedir, ne anlama gelir, bunları yanıtlayalım. Vücutta bulunan yağlar genellikle kilolu olmak ile eşdeğer tutulur ancak durum böyle değildir. Yağ, vücut için mutlaka gerekli bir bileşendir ve herkeste bulunur. Fakat vücut yağının bir tehdit hâline gelmesi onun fazlalığı söz konusu olduğunda geçerlidir. Aksi durumda vücut yağı kişilerin enerji ihtiyacını karşılamada kullanılır. Ayrıca soğuktan ya da sıcaktan korunmak için de yeterli miktarda yağ vücutta depolanmış bir şekilde durur. Bütün bu koruyucu özelliklerini normal değerlerde seyrettiğinde taşıyan yağ, vücutta fazla miktarlara çıktığı takdirde bazı hayati risk taşıyan hastalıklara yakalanmanıza neden olabilir.

yağ oranı hesaplama
yağ oranı hesaplama 47

Vücut yağ oranı nasıl hesaplanır?

Vücut yağ oranı hesaplama süreci, boy ve kilo ölçümü kadar pratik değildir. Vücut yağ oranı hesaplamak için basit bir işlem uygulanacaksa ortalama değerlerin elde edilmesi vücudun bazı bölgelerinin ölçümüne bağlıdır. Kol, bel çevresi, kalça ve kilo hep birlikte değerlendirilir ve yağ oranı da bu değerlerin katıldığı bir hesaplama yöntemi ile hesaplanır.

İki insan aynı ölçülere sahip olabilirler. Kiloları da aynı olabilir. Hatta boyları da. Ancak vücutlarında bulunan yağ yüzdeleri aynı olmayabilir. Bunun sebebi vücudun yağı nerede depoladığına ilişkin farklılıklar ortaya çıkabilmesidir. Kişiden kişiye değişebilen bu durum, ayrıntılı bir yağ ölçümü ile ortadan kaldırılabilir.

Obezite sınırındaki biri ile fitness yapan birinin aynı kilolarda olmalarına rağmen farklı vücut yağ oranlarına sahip olabilmeleri de bir başka örnektir. Fitness vücutta kas gelişimini sağlar ve kasların gelişimi sonrası hacimleri de büyüdüğü için kiloya bu şekilde katılırlar. Kilo ölçümünde bir tarafta kas kütleleri yer alırken diğer tarafta vücutta biriken büyük hacimli yağ kütleleri vardır. Dolayısıyla vücudunuzda bulunan kas ve yağ miktarının ölçümü de birçok yolla yapılabilir ama bu yollardan biri kilonuza bakmak değildir.

Vücut Yağ Oranı Hesaplama

  • Mezura ile yapılacak birkaç basit ölçüm ile: Vücut yağ oranı hesaplamak için kullanılan yollardan biri de vücudun belli bölgelerinin ölçülmesidir. Yağ oranlarının ölçümü için elde edilecek bel, kalça ve kol çevreleri değerleri genellikle inç cinsinden değerlendirilir. Vücut yağ oranı hesaplamak için mezura kullanılacak ise kadınlar ve erkekler farklı yollar izler. Ancak şunu belirtelim: Vücut yağ oranı hesaplama konusunda en doğru yöntemin bu olduğu söylenemez. Bu yöntemde yanılma payı oldukça yüksek olabilmektedir.

Erkeklerde yağ oranı hesaplama için boyun ve göbek çevresi ölçülür. Daha sonra boyun ölçümü sonrası elde edilen değer, göbek çevresi değerinden çıkarılır.

Kadınlarda yağ oranı hesaplama için ise boyun, bel ve kalça çevreleri ölçülür. Ve bu ölçümler her bölgenin en geniş yerinden alınır. Kadınlarda vücut yağ oranı hesaplamak için bel ve kalça çevresi değerleri toplanır. Bu toplamdan boyun çevresi değeri çıkarılır.

Bu vücut çevresi ölçümleri kullanılarak online vücut yağ oranı hesaplama sitelerinde de işlem yapılabilir.

  • Yağ oranı ölçümü için kullanılan kaliperler ile: Vücut yağ oranı hesaplama için kullanılabilecek bir diğer yöntem de kaliperlerdir. Vücudun belli bölgelerindeki deri yığılmaları ölçülerek yapılır. Daha anlaşılır bir dille anlatmak gerekirse vücutta üst üste binerek katmer hâle gelen deri kütleleri ölçülür. Bunun için özel bir kaliper kullanılır. Maliyetli bir yöntem değildir ve yanılma payı %3’ler civarında seyretmektedir.
  • Yağ oranı hesaplama ölçekleri: Bazı tartıların kilo ölçmenin yanı sıra yağ oranı tahmininde bulunduğu da bilinmektedir. Teknolojinin gelişimi ile birlikte yaygınlaşmaya başlayan bu tartılar vücudunuzun belirli bölgelerinin değerlerini girerek vücut yağ oranı hesaplama yapabilir.
  • Hidrostatiğin Vücut Yağ Ölçümünde Rolü: Vücudun su altındaki ağırlığının ölçülmesi ile elde edilen bir yağ oranı hesaplama yöntemidir. Vücut, suyun kaldırma kuvvetine karşı bir tepki uygular. Bu da su içinde yer alan tartı ile ölçülür. Sonuç, su altındaki vücut ağırlığı ve bazı ölçümler ile ulaşılan vücut yağ oranıdır. Su altında gerçekleştirilen bu ölçüm işleminin maliyeti il, sigorta desteği ve hizmeti sunan kurum gibi etkenlere göre değişiklik gösterebilir.

Vücut yağ oranı kaç olmalı?

Aşağıda yer alan tablo erkek ve kadınlarda yaşa göre vücutta bulunması gereken yağ oranı yüzdelerini göstermektedir. Herkesin vücudunda olması gerektiği kadar yağ bulunmalıdır. Önemli olan standart değerlerin dışında bir yağ oranına sahip olmamaktır. Ne daha fazla ne de daha az, sadece normal değerlere sahip olun!

Yaş20-2930-3940-4950-5960+
Erkek%7-17%12-21%14-23%16-24%17-25
Kadın%16-24%17-25%19-28%22-31%22-33

Source: calculator / verywellfit / healthline

Yüksek tansiyona ne iyi gelir?

yüksek tansiyona ne iyi gelir

Yüksek tansiyona ne iyi gelir? Yüksek tansiyon ya da tıptaki adı ile hipertansiyon çoğu kez semptom göstermeyen sinsi bir hastalıktır. Bu yönü ile vücut için oldukça tehlikelidir ve teşhisinde geç kalındığı takdirde ölümcül sonuçlar doğurabilir.

Bütün bunların yanı sıra kalp, beyin, akciğer gibi birçok hayati organa zarar verebilir. Kontrol altına alınmamış ve tedavi edilmeyen yüksek tansiyon hayat kalitesini de ciddi oranda düşürür. Bu hayati organlar kaynaklı ölümler dünyada büyük bir istatistiki değere sahiptir. Bu nedenledir ki yüksek tansiyon kontrol altına alınmalı ve takip edilmelidir. Tedavisi de hem ilaç hem de hayatınızda değiştireceğiniz birkaç önemli alışkanlık ile mümkündür.

Ayrıca yüksek tansiyona iyi gelen ve kalp hastalıkları uzmanları tarafından da önerilen kürler de vardır. İlaç tedavisine ek olarak bunlar da kullanılabilir. Elbette bir doktor tarafından gerçekleştirilmiş ayrıntılı bir muayene sonrası… Peki yüksek tansiyona ne iyi gelir?

Yüksek tansiyon nasıl düşürülür?

  • Daha fazla hareket edin. Yürüyüş, hafif egzersizler tansiyon düşürmede etkilidir. Asansör yerine merdiveni kullanın, kısa mesafeleri arabanız ile değil yürüyerek katedin. Ev temizliği yapın. Doktorunuza danışarak hafif bir egzersiz programı ayarlayın ve günün belirli saatlerinde egzersiz yapın.
  • Fazla kilolar da yüksek tansiyona neden olabilir. Sağlıklı bir diyet ile kilo verin.
  • Tüm zamanların bir klişesi: Üç beyazdan uzak durun. Un, tuz ve şeker kullanımını azaltın.
  • Uyku düzeninize dikkat edin.
  • Stresli bir hayatınız varsa rahatlamak için yoga yapmayı deneyebilirsiniz.
yuksek tansiyona ne iyi gelir1
yüksek tansiyona ne iyi gelir

Doğal Tansiyon Düşürücü

Evde doğal tansiyon düşürücü besinler kullanılabilir. Yüksek tansiyona iyi gelen bu besinler:

  • Su: Günlük iki buçuk litrelik su tüketimi tansiyonun düşürülmesinde etkili bir yoldur.
  • Limon: Limonun yüksek tansiyona iyi geldiği uzman çevrelerce de kanıtlanmıştır. Her gün aç karna bir bardak limon suyu, tansiyonunuzu düşürmeye yardımcı olacaktır.
  • Zencefil: Damarların temizlenmesinde rol oynar. Damar sertliğine de iyi gelir ve tansiyonu düşürür.
  • Sarımsak: Sadece tansiyonu düşürmeye yardımcı olmaz, aynı zamanda kolesterole de iyi gelir. Günde bir iki diş sarımsağı çiğ tüketin.

Source: healthline / clevelandclinic / webmd

Ananasın Faydaları Nelerdir?

ananasın faydaları

Ananas faydalarıyla beraber görünüşüyle de oldukça dikkat çeken bir meyvedir. Görünüşü sebebiyle bir çok meyveden farklı olan ananas yeşil yaprakları olan, dış kısmı dikenlerle kaplı, çapraz çizgileri bulunan ve altın rengine sahiptir. Görünüşüyle bu kadar dikkat çekmesi yanında sağlık açısından da ananasın faydaları göz ardı edilemeyecek kadar çoktur. Ananas C vitamini açısından en zengin meyvelerden biridir. Bununla birlikte bu meyve dışında hiçbir meyve de bulunmayan bazı enzimler sayesinde sindirimi kolaylaştırır ve bu sayede yağ yakımını oldukça hızlandırmaktadır.

Ananasın faydaları şu şekilde sıralanabilir;

  • Ananasta bulunan yüksek miktardaki C vitamini sayesinde mikrobikal enfeksiyonlara, öksürüğe, grip ve nezle gibi hastalıklara iyi gelir.
  • İçerisinde bulunan bromelain isimli enzim sayesinde solunum yolu hastalıkları ve yanık ve yara tedavilerinde oldukça etkin rol oynar.
  • Yine bromelain enzimi sayesinde cilt kırışıklıkların açılmasında etkili olur.
  • Ananasın ağrı kesici özelliği vardır.
  • Diş çürümelerini engeller ve diş minelerini güçlendirir.
  • Antidoksidan yapısı sayesinde kalp hastalıklarına ve kansere karşı koruma sağlamaktadır.
  • Sindirimi kolaylaştırması, proteinlerin kolay parçalanmasını sağlaması, selilüt oluşumunu engellemesi, yağ yakımını hızlandıran ve vücuttaki yağ depolanmasını engelleyen ananas bu özellikleri sayesinde insanların özellikle kadınların gözde meyvesi haline gelmiştir.
  • Ananas gut, boğaz ağrısı ve şişliklere iyi gelmektedir.
  • İltihaba karşı savaşma özelliği olan ananas bronşit iltihaplarının oluşmasında oldukça etkin rol oynamaktadır.
  • Yüksek tansiyon sorunu olan kimselere de ananas tüketimi önerilmektedir.
  • Ananas ciltte oluşan çatlak ve kuruluklara iyi gelmektedir.
  • Aç karnınıza tüketirseniz bu meyve bağırsak kurtları ve parazitlerini döker.
  • Ananası hem yemeniz hem de ezip maske olarak yüzünüze sürmeniz aknelerinize iyi gelecektir.
ananasin faydalari1
ananasın faydaları

Ananasın Zararları Nelerdir?

  • Çok fazla miktarda tüketilen ananas yanaklar, dudaklar, iç dilde hassasiyet ve şişme meydana getirebilir.
  • Ananasın kava, kedi otu kökleri ve alkol ile etkileşime geçmesi zararlı sonuçlar doğurabilir.
  • İçerisinde bulunduğu bazı enzimler sebebiyle fazla oranda tüketilmesi gebelerde düşüklere sebebiyet veren rahim kasılmalarına sebep olabilmektedir.
  • Bromelain enzimi yararlı olmasının yanında fazla tüketilirse kusma, ishal, deri döküntüsü, aşırı adet kanamasına sebep olabilmektedir.

Görüldüğü üzere ananasın zararları genellikle fazla tüketimle ortaya çıkan durumlardır. Bu durumlar ananasın faydaları yanında dikkat edildiği sürece etkili olmayacaklardır. Meyve olarak direk tüketilebilen ananas bunun yanında farklı şekillerde de tüketilebilmektedir. Bunlardan en gözde olanı iste rengarenk olan ananas salatalarıdır. Bunlardan ananas ve karides salatası tarifi şu şekildedir:

Malzemeler:

  • Konserve ya da taze ananas (150 gram)
  • Karides (150 gram kadar)
  • Marul
  • Mayonez
  • Limon
  • Peynir
  • Yumurta(3 adet orta boy)

Hazırlama:

Yumurtaları haşlayarak küçük küpler halinde kesin. Ananasları da eğer konserve alacaksanız direk küpler halinde kesebilirsiniz fakat taze alacaksanız ilk olarak dikenlerinden ve kabuklarından ayıklamanız gerekmektedir sonrasında küpler haline getirebilirsiniz. Ayrıca içini aldığınız ananasın kabuklarını da çanak olarak kullanabilirsiniz.

Bu esnada karidesleri de ayıklayıp kaynatmalısınız. Tüm işlemler gerçekleştikten sonra marul dahil malzemelerimizi karıştırarak üzerine peynir rendeleyip limon baharat ve eğer isterseniz değişik otlar ekleyebilirsiniz. Ananasın faydaları oldukça fazladır tek dikkat edilmesi gereken husus tüketim konusunda fazlaya kaçmamaktır bunun dışında afiyetle tüketebilirsiniz.

Source: everydayhealth / livescience

Gül Hastalığı Nedir Belirti ve Tedavileri Nelerdir?

gül hastaliği

Gül hastalığı tıbbi adıyla Roza ciltte kızarıklık ve iltihaplı sivilcelerle ilerleyen bir cilt hastalığıdır. Halk arasında Gülleme olarak bilinir. Genellikle gıda alerjileri, hormonal dengesizlik ya da güneşe bağlı olarak çıktığı kabul edilmektedir. Gül hastalığı, reflü ve mide ülseri ile eş zamanlı ortaya çıkabilir. Kızarıklar başlangıçta çıkıp daha sonra kaybolma gösterebilir. Hastalık genelde açık ten ve renkli gözlü kişilerde daha sık rastlanır. Özellikle bahar aylarında etkili olan bu hastalık ciltte kırmızımsı, pembemsi lekelerle kendini belli ediyor. Merak etmeyin gül hastalığı tedavisi hakkındaki tüm cevaplar burada.

Gül Hastalığı Neden Olur?

Gül hastalığının nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Bazı ırklarda (Kafkas) fazla görülmesi genetik olabileceği araştırılmış fakat herhangi bir gen bulunamamıştır. Mantarlar, stres, güneş ışığı, aşırı sıcak, makyaj malzemeleri ve baharatlı yiyecekler gibi nedenlere bağlı olarak Gül hastalığının gelişebileceği gözlenmiştir.

gül hastalığı
gül hastalığı nedir belirti ve tedavileri nelerdir? 54

Gül Hastalığı Belirtileri

Hastalık kızarıklık ve yanma ataklarıyla başlıyor. Kızarıklık genelde burun üzerinde, yanaklar ve alın kısmında görülüyor. Gül hastalığının ilerlemesi tüm vücutta görülmesine sebep olur. Kızarıklık kalıcı hale gelmeye başlıyor ve üzerinde kılcal damarlarda artış ortaya çıkabilmektedir. Ciltte iltihaplı yada iltihapsız sivilcelerde görülmektedir.

Hastalığın semptomları ve seyri kişiden kişiye değişebilir. Gül hastalığı, hastaların 1/3’ünde göz tutulumu olarak da kendisini gösterebiliyor. Genelde 20-40 yaş arası kadınlarda görülüyor. Erkeklerde daha ileri yaşlarda görülüyor fakat kadınlarda oranla hastalık daha ağır ilerliyor. Erkekler de ileri vakalarda burun büyümesi gibi çeşitli etkiler olabiliyor.

Gül Hastalığı Tedavisi

Tüm hastalıklar da olduğu gibi Gül hastalığında da erken tanı çok önemlidir. Hastalık eğer erken teşhis edilirse tedavide o kadar etkili olur. Hastalar cildi tahriş edebilecek alkol, tonik gibi ürünlerden uzak durmalıdır. Metronidzol içeren krem ve jeller kullanılabilir. Şiddetli vakalarda sistemik tedaviler uygulanıyor. Daha ağır vakalarda A vitamini türevi ilaçlar kullanılmaktadır. İyileşme 2-6 ay sürebiliyor.

Hasta güneşten mutlaka korunmalıdır. Sauna, hamam gibi çok sıcak ortamlar hastalığı şiddetlendirebilir. Sıcak ve baharatlı yiyecekler de dikkatli kullanılmalıdır. Bunun yanında teknolojiyle beraber gelişen modern tıpta hastaya çeşitli tedavi yöntemleri sunuyor. Mezoterapi, Fraksiyonel lazer gibi yöntemlerle hastalığın seyrine azaltmak ya da bıraktığı etkileri silmeye yardımcı oluyor.

Source: mayoclinic / medlineplus / medicinenet

Pancar Pekmezi Faydaları Nelerdir?

pancar pekmezi faydaları

Pancar pekmezinin sahip olduğu faydalar; hem sağlık alanında, hem vücut güzelliği alanında hem de cinsel hayat alanındadır. Pancar pekmezi konusunda, pancar pekmezi faydaları nelerdir, araştırması sıklıkla yapılır. Pancar pekmezi; kan değerlerini düzenleme, cilt güzelliğini sağlama ve cilt tonu eşitleme, cinsel hayatı düzenleme gibi konularda fayda sağlar. Ancak bu faydaları elde etmek için, doğal pancar pekmezinin yapılması sağlanmalıdır.

Şeker Pancarı Pekmezi Nasıl Yapılır?

Şeker pancarı kullanılarak yapılacak olan pekmez, doğrudan şekerin kaynağı kullanılarak pekmez yapılmasına bağlı olarak; besin değerleri ve fayda oranı en yüksek olan pekmez çeşididir. Bu pekmezi yapmak için, ilk olarak şeker pancarlarının soyulması sağlanır.

pancar pekmezi faydaları
pancar pekmezi faydaları

Kabuksuz halde elde edilen şeker pancarı, doğrudan güneş altında kalacak şekilde bir gün boyunca bekletilir. Bekleme sayesinde pancarın sahip olduğu şeker daha da tatlı bir hal alır ve pancarın gevşediği görülür. Bu aşamadan sonra, şeker pancarı miktarıyla orantılı olacak şekilde kazanlar ayarlanır ve içerisine bir miktar su koyularak kaynatılır.

Kaynar su içerisine, pancarların küçük parçalara ayrılmış hali ilave edilir ve su buharlaşması sağlayana kadar kaynatılır. İyice kaynayan ve daha yoğun bir kıvama gelen pancarın, sıvı ancak yoğun bir yapıda olduğu görülür.

Daha sonra, güneş altında bekletmek için uygun olan ve güneşe temas eden yüzeyin geniş olmasını sağlayacak özellikte kaplara aktarım sağlanır. Bir hafta içerisinde yapılacak olan ara ara karıştırma aşamalarından sonra pekmez hazır hale gelir.

Pancar Pekmezi Nasıl Kullanılır?

Elde edilen pancar pekmezi için, kesin olarak kullanım şekli söz konusu olamaz. Beğeni ve damak tadı algısına bağlı olarak; sabahları aç karna, yemeklerde ve özellikle kahvaltıda öğün olarak, süte karıştırılarak tüketilebilir. Bu durum tamamen kişisel tercihtir.

pancar pekmezi faydaları
pancar pekmezi faydaları

Pancar Pekmezinin Cinselliğe Etkisi

Cinsel olarak yaşanan hareketlilik sonucunda, özellikle erkeklerde besin kaybı söz konusu olur. Vücut içerisinden atılan yüksek fruktozlu salgılar; halsiz kalınmasına, aç ve yorgun hissedilmesine neden olur. Bu aşamada kullanılacak olan pancar pekmezi, içerisinde yüksek oranda şeker bulundurmasına bağlı olarak; atılan şekerin alınmasını, vücudun yeniden enerji kazanmasını ve isteğe bağlı olarak yeniden harekete geçilmesine imkan tanır.

Source: wikipedia

Kolesterol Nasıl Düşürülür? Kolesterole Ne İyi Gelir?

kolesterol nasıl düşürülür

Kolesterol Nasıl Düşürülür? Kanda pek çok madde bulunur. Bu maddelerden bazıları vücut fonksiyonlarının çalışmasını ve hücrelerin yenilenmesini hayati derecede etkiler. Yaşamımız için önemli olan maddelerin başında kolesterol gelmektedir. Kanda doğal olarak bulunan ve mum kıvamında yer alan kolesterol iki türde bulunur ve insan sağlığı için oldukça önemlidir. Ancak İyi kolesterol ve kötü kolesterol olmak üzere iki grubu vardır. Günümüzdeki bireylerin pek çoğunda bu kötü kolesterol görülmektedir. Kolesterol yükseldiği zaman sağlığı tehdit etmektedir. Peki,

Kolesterol Nasıl Düşürülür?

1. Kuru Yemişler Kolesterol Düşmesine Yardım Etmektedir

Kolesterol seviyesini düşürüp daha kaliteli yaşama sahip olabilmektesiniz. Yüksek değerde olan kolesterolü düşürebilmek için öğünlerinizde kuru yemiş tüketebilirsiniz. Sağlıklı yağlardan fındık, badem, ceviz gibi kuru yemişler evlerde ve öğünlerde muhakkak bulunmalıdır.

kolesterol nasıl düşürülür
kolesterol nasıl düşürülür

2. Mevsiminde Meyve ve Sebzeler Tüketilmelidir

Uzmanlar ve hekimler, sebzelerin ve meyvelerin sağlıklı beslenme yolunda yer almasını önermektedir. Bağışıklık sisteminin ve metabolizmanın daha sağlıklı çalışmasını sebzeler ve meyveler desteklemektedir. Taze sebzeler ve meyveler tüketip kötü kolesterol seviyelerini düşürebilmektesiniz. Yükselen kolesterolü düşürmek için öğünlerinize mutlaka salata; tatlı saatlerinizeyse bir porsiyon meyve ekleme sağlıklı bir seçimdir.

3. Haftada 2 Gün Balık Tüketmek Şart!

Omega 3 yağ asidi açısından oldukça zengin olan deniz ürünleri özellikle de balık tüketimi, vücudun ihtiyaçlarından biri olan fosforu karşılamakla beraber yüksek kolesterolü düşürücü etkiye de sahiptir. Uzmanlar soğuk suda yaşayan balıkların tüketilmesini tavsiye eder. Taze uskumru, alabalık, somon ve ringa balığı gibi balıklar, haftada en az iki kez sofrada konuk edilmeli ve kolesterol seviyesi dengede tutularak yükselmesi önlenmelidir.

kolesterol nasil dusurulur2
kolesterol nasıl düşürülür

4. Lifli Yiyecekler Düzenli Biçimde Tüketilmelidir

Lifli yiyecekleri tüketmek, sağlıklı bağırsaklara sahip olmanın anahtarlar noktalarından biridir. Lifli gıdalarda özellikle tüketilmesi gerekenler; kabak, mandalina, erik, armut, incir ve daha fazlası yer alır. İçinde bu besinlerin de yer aldığı beslenme programları hazırlar ve bunlara uygun öğünler oluşturursanız, kolesterolü kısa zaman içinde ideal bir rakama getirebilmektesiniz. Yüksek kolesterolün insan sağlığını tehdit ederek kalp krizi riskine neden olduğu bilinmektedir. Sağlıklı bir kalbe sahip olabilmek için için lifli gıdaları tercih edebilirsiniz.

Source: mayoclinic / health.harvard / nhlbi.nih

Safran Nedir? Safranın Faydaları Nelerdir?

safran nedir 1

Safran, birçok kültürde yüzyıllardır kullanılan, gerçekten büyüleyici bir baharat. Renk ve aroma bakımından oldukça zengin olan safran, yemeklerinize harika bir tat katmanın yanı sıra sağlık açısından da birçok faydası olan bir süper gıda. İşte safranın bazı önemli faydalarına bir göz atalım:

  1. Moral Bozukluğuna İyi Gelir: Safran, doğal bir ruh hali düzeltici olarak bilinir. Araştırmalar, düzenli olarak safran tüketmenin depresyon semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor. Yani, biraz safran eklenmiş bir çay ya da yemek, sizi biraz daha mutlu edebilir!
  2. Hafıza Dostu: Safranın, hafıza ve öğrenme yeteneklerini geliştirebileceği söylenir. Alzheimer hastalığı gibi durumlarla mücadelede destekleyici olabilecek antioksidanlar içerir. Bu nedenle, beyin sağlığınız için safranlı tariflere yer açabilirsiniz.
  3. Görme Sağlığı: Safran, göz sağlığı için de faydalıdır. Antioksidan özellikleri, göz hücrelerini zararlı UV ışınları ve oksidatif stresten koruyarak görme kalitesini artırabilir.
  4. Kalp Sağlığı: Bu kıymetli baharat, kalp sağlığını destekleyen bazı bileşenlere sahiptir. Kan dolaşımını iyileştirerek ve kan basıncını düşürerek kalp hastalıklarına karşı koruma sağlayabilir.
  5. Cilt Sağlığı: Safran, cilt sağlığı için de harikalar yaratabilir. Anti-inflamatuar özellikleri sayesinde cildinizi canlandırır ve bazı cilt sorunlarına karşı koruma sağlar.

Yani, safran sadece yemeklerinize renk ve lezzet katmakla kalmaz, aynı zamanda sağlıklı yaşamın kapılarını aralamada da size yardımcı olur. Bir tutam safran, büyük değişiklikler yapabilir!

Sarımsak Yutmak Faydalı mı?

sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsak yutmak faydalımı? Bu sorunun cevabından önce sarımsağın nasıl bir sebze olduğundan bahsedilmelidir. Birçok hastalığın tedavisi için mucize bir şifa yöntemi olarak sarımsak, soğangiller ailesinin bir üyesidir ve farklı çeşitleri bulunmaktadır. Soğangiller familyasından farklı olarak sarımsak, küçük parçalardan oluşan taneler taşır.

Tarih boyunca neredeyse tüm uygarlıklar tarafından çeşitli amaçlar için kullanılıp tüketilen sarımsak günümüzde de birçok kültürün farklı mecralarda vazgeçilmezi hâline gelmiş durumda.

Çiğ, pişirilerek, kavrularak, yemeklerin içinde, tek başına tüketilebilir.  Peki sarımsak yutmak faydalımı?

Sarımsak Yutmanın Faydaları

Sarımsak yutmanın faydaları sarımsağın çiğ tüketilmesi üzerine yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Çiğ sarımsak vücuda pişmiş olarak tüketildiğindekinden çok daha fazla faydalıdır. Sarımsakta bulunan A, C, E vitaminleri ve antioksidanlar onu besin değeri oldukça yüksek bir doğal mucize hâline getirir. Ayrıca günlük olarak vücut tarafından alınması gereken manganezin %10’u sarımsakta bulunur. Antioksidan özelliği ile de hücrelere zarar vermesi muhtemel olan zararlı etkenleri yok eder.

sarımsak yutmak faydalımı
sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsak mantarlara karşı da önleyici bir etki gösterir. Ayrıca antibakteriyel ve antiviral özelliklere de sahiptir. Bu üç özelliği sayesinde sebzeler arasında önleyici değil, aynı zamanda anti-bakteriyel ve anti-viraldir. Bu, bu üçlü afet bitkisini çok güçlü kılıyor. Sarımsağın kan akışını artırarak kalp rahatsızlıklarına yardımcı olduğu söyleniyor. Kilo vermeye de yardımcı olabilir. Bu güçlü bitki, tüm diyetlerimizin temelini oluşturmalıdır.

Aç Karnına Sarımsak Yutmak

Aç karnına sarımsak yutmak, diğer sebzelerin çiğ tüketimi ile karşılaştırıldığında daha etkili bir yöntemdir. Sarımsak, diğer sebzeler ile mukayese edildiğinde onun aralarındaki en güçlü sebze olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü çoğu sebzeden çok daha etkilidir ve çok az miktarlarda yenildiğinde bile sayısız fayda sağlar.

Diyetisyenlerin ve diğer birçok uzmanın önerileri gün boyunca tüketilmesi gereken meyve ve sebze miktarının 800 gram civarında olduğunu gösterir. Günlük tüketilmesi gereken meyve ve sebze miktarının bir kısmını da sarımsağa ayırmanız gerekmektedir. Günde 1 ya da 2 diş sarımsak yutmak birçok kronik rahatsızlığın etkilerini en aza indirir. Hâlihazırda bu rahatsızlıklardan birine sahip değilseniz yakalanma riskinizi de en aza indirir. Aç karnına sarımsak yutmak, sarımsağın mucize içeriği ile savaştığı belirlenen şu hastalıklara iyi gelir ve etkileri de şöyledir:

  • Kolesterolün düşürülmesinde etkilidir.
  • Kan basıncının (tansiyon) normal düzeylerde seyretmesine yardımcı olur.
  • Kanın pıhtılaşma riskini azaltır ve inme, felç, kalp krizi gibi hastalıkların riskini azaltır.
  • Bronşit, astım ve öksürük gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır.
  • Antimikrobiyal etkileri ile mikroplara karşı koruma sağlar.
  • Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli ölçüde pay sahibi olur.
sarımsak yutmak faydalımı
sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsakta hangi vitaminler var?

Sarımsakta hangi vitaminler var olduğu ortaya çıktığından beri birçok bilim insanı onu süper sebze olarak anmaktadır. Sarımsağın kalorisi oldukça düşüktür. Ayrıca C ve B6 vitaminleri açısından zengindir. Bunların dışında yapısında bol bol manganez bulunmaktadır. Bütün bunların dışında içeriği ile besin değeri çok yüksek bir sebzedir.

Bir diş çiğ sarımsakta bulunanlar:

  • Manganez: Günlük tüketilmesi gereken değerin %2’si kadar manganez bulunur.
  • B6 Vitamini: Günlük tüketilmesi gereken miktarın %2’si
  • C Vitamini: Günlük tüketilmesi gereken miktarın %1’i
  • Selenyum: Günlük tüketilmesi önerilen miktarın %1’i
  • Kalsiyum
  • Bakır
  • Potasyum
  • Fosfor
  • Demir
  • B1 vitamini
  • Protein
  • Karbonhidrat

Sarımsak zayıflatır mı?

Sarımsak zayıflatır mı? Sarımsak sahip olduğu besin değerleri ve onların etkileri sayesinde zayıflamaya yardımcı olur. Beslenme düzeninde mutlaka yer alması, kilo vermek isteyenler tarafından tercih edilmektedir. Sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirir, kan dolaşımının düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar ve etkinliğini artırır, ayrıca enflamasyonu azaltır. Kan damarlarının genişlemesine yardımcı olduğu için de kan basıncını düşürerek tansiyonun normal seviyelerini korur. Tansiyon kaynaklı hastalıklardan biri olan kalp hastalığı riskini de bu sayede azaltmış olur.

Yapılan bir araştırmaya göre sarımsağın kilo verme etkinliğinde söz sahibi olabileceği ortaya konulmuştur. Yapısında bulunan besinlerin vücuda faydaları sayesinde yağ yakılmasında oldukça etkilidir. Böylece formunu korumak isteyenlerin ilgi odağı hâline gelmiştir. Zinde bir bağışıklık sistemi hareket etmek için yeterli enerjinin vücutta yer almasını sağlar. Böylece spor destekli zayıflama süreçlerinin bir parçası olarak sarımsak da öne çıkmaktadır. Lifli yapısı, B6 ve C vitamini açısından zenginliği, manganez ve kalsiyum içermesi onu kilo vermeye yardımcı olan bir sebze yapmaktadır.

sarimsak yutmak faydalimi3
sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsak Yutmak ve Saça Faydaları

Sarımsak yutmak saça faydaları ile de ön plana çıkar. Sarımsak çeşitli rahatsızlıkları iyileştirmeye yardımcı tıbbi özelliklerin yanı sıra saça da faydalıdır. Bu harika sebze mucize içeriği ile bir ilaçtan çok daha fazlasıdır. Birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığı gibi, mükemmel bir saç bakım ürünü olarak da tüketilebilir. Özellikle saç dökülmesi şikâyetleri ile savaşmak isteyenlerin sarımsak tükettiği bilinmektedir.

Saç dökülmesi sadece saç derisi ya da saç kaynaklı olmayabilir. Vücutta meydana gelen herhangi bir eksikliğin ya da başka tür bir problemin işareti olabilir. Vücudun yaşadığı bu dengesizlikler yüzünden saç dökülmesi ile sonuçlanan can sıkıcı olaylar ortaya çıkabilir. Sarımsağın içeriğinde bulunan bileşenler onu doğal bir saç çıkarma ve saç bakım ürünü hâline getirir. Saç dökülmesi ile ilgili klinik araştırmalar yürüten birçok dermatolog tarafından sarımsak tüketimi önerilmektedir.

Hint dermatoloji, veneroloji ve leproloji alanlarında içerik üreten bir dergide yayınlanan araştırmaya göre, saç dökülmesinin meydana geldiği bölgelere sarımsak özlü jellerin uygulanması saç derisinin iyileştirilmesine yardımcı olmaktadır. Sarımsak özlü jellerin uygulandığı bölgelerdeki kelliğin azaldığı, saç derisindeki deformasyonların ortadan kalktığı ve saç diplerinin beslendiği ortaya çıkmıştır. Araştırmaya göre sarımsağın içinde bulunan kükürt ve selenyum, saç telinin yapısını güçlendirmede etkili olmaktadır. Ayrıca sarımsak sadece saç dökülmesine ya da kelliğe çare olmaz. Aynı zamanda bu problemlerin herhangi birinin bulunmadığı kişilerin de saçlarına bakım yapar ve onları güçlendirir.

Sivilce İçin Sarımsak

Yüzyıllardır tıbbi amaçlar için kullanılan sarımsak yapılan birçok araştırma sonucunda göstermiştir ki cilde de çok iyi gelmektedir.

Antibakteriyel, antifungal, antiviral ve antiseptik özellikleri sayesinde sivilceye neden olan cilt problemleri ve bakterileri öldürmeye yardımcı olur. Ayrıca ciltte yağ bezelerinin ve iltihaplı yapıların tedavi edilmesinde de kullanılır. Cildin alması için gerekli olan nemi ve yararlı maddeleri cilt tarafından emilimini sağlar. Kan dolaşım sisteminin de iyileştirilmesinde etkin bir rol aldığı için sarımsak cildin dolaşımdaki kandan daha fazla yararlanmasını ve beslenmesini sağlar. Sarımsak ayrıca antimikrobiyal olarak işe yarayan tiyosülfinatlar ile donatılmıştır. Sarımsağın düzenli kullanım il birlikte cildin temizliğinde de önemli bir rol oynadığı kanıtlanmıştır.

Sarımsak bunların dışında akne ile mücadelede de etkili bir besin maddesidir. Aknelerin tedavi edilmesinde etkili vitamin ve mineralleri içeren sarımsak, akne tedavi edici özelliğini C vitamini, A vitamini, B6, selenyum, bakır, çinko gibi maddeleri içermesine borçludur. Ciltte ciddi sorunlara yol açabilen ve iltihaplı bir hastalık olan sedef hastalığına ve yaralara da iyi geldiği de kanıtlanmış etkilerinden biriridir. Dolayısıyla sarımsak tüketimi sayesinde kişiler sağlıklı ve pürüzsüz bir cilde sahip olabilmektedirler.

sarımsak yutmak faydalımı
sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsak şekeri düşürür mü?

Sarımsak, yüksek tansiyonu düşürmeyi sağlamasının yanı sıra; kolesterol seviyesini de düşürür. Ek olarak sarımsak, kalp rahatsızlıklarının da büyük ölçüde önünde geçilmesini sağlayan yararlı bir besindir.

2006 yılında gerçekleştirilen bir çalışmada şeker hastalarının kalp damarlarındaki deformasyon riskini azaltmak için çiğ sarımsağın kullanılabileceği kanıtlanmıştır. Böylece kan şekeri düzeyini düşürmeye yardımcı olduğu da ortaya çıkmış oldu.

Kan şekeri seviyelerine olan etkileri hâlâ ayrıntılı olarak araştırılsa da 2014 yılında yapılan ek bir çalışma sonrası sarımsak tüketiminin kan şekerinin düşürülmesine yardımcı olduğu yeniden kanıtlanmıştır.

Sarımsağın aynı zamanda iyi bir B6 ve C vitamini kaynağı olduğunu söylemiştik. B6 vitamini karbonhidrat metabolizmasında rol oynar. C vitamini ise kan şekeri seviyelerinin korunmasında rol oynayabilir.

Şeker hastalığının seyrini ağırlaştıran bazı hastalıklara etkisiyle de sarımsak diyabet için etkili bir takviye gıdadır:

  • Kolesterol, trigliserit ve kan lipit seviyelerini azaltır.
  • Kardiyovasküler sistemi tedavi eder.
  • Tümör önleyici etkisi vardır
  • Kanser hücrelerinin büyümesini önler.
sarımsak yutmak faydalımı
sarımsak yutmak faydalımı

Sarımsak kokusu nasıl geçer?

Sarımsak kokusu nasıl geçer? Yetişkinler arasında sarımsak tüketimi güvenle sürdürülebilir. Ancak sarımsağın pişirilerek yenmesi ya da yemeklerle birlikte tüketilmesi koku problemi yaratabilir.

Sarımsak soğangiller familyasının bir üyesi olduğu için bileşimleri soğangiller ürünlerinin yapılarına benzer ve kükürt açısından zengindir. Kükürt gıdalara kendine özgü bir lezzet ve koku verir. Kesildiklerinde ya da ezildiklerinde bulundukları ortama yapısında bulunan gazları yayarak keskin bir kokuya neden olurlar. Sarımsak tüketimi sonrası da midede sindirimi gerçekleşen maddeler nefesinizin bu keskin kokuyla birleşirler.

Sarımsağın neden olduğu nefes kokusu saatlerce etkili olmaya devam edebilir. Hatta sindirim sürecinin bir parçası olarak kan dolaşımına da katıldığı için tende de ter vasıtası ile koku yapabilir. Nefes kokusuna olumsuz etkileri de olsa sarımsak tüketimi oldukça sağlıklıdır ve bu kokunun önlenmesi için de birçok yol mevcuttur.

  • Elma, ıspanak veya taze nane sarımsak kokusunun giderilmesinde etkilidir: Aralarında özellikle de taze nane sarımsak kokusunu önlemede birebirdir. Yoğun sarımsak kullanılmış bir yemek sonrası tatlı olarak elma tercih edebilir, taze ıspanak ya da naneyi de çiğ olarak bir miktar tüketebilirsiniz. Ayrıca bazı klinik çalışmalar göstermiştir ki taze veya pişirilmiş elma sarımsak kokusunun giderilmesine yardımcı olmaktadır.
  • Yemekten sonra mutlaka dişlerinizi fırçalayın ve düzenli diş ipi kullanımına özen gösterin: Ağız kokusuna neden olan bakterilerin çoğu, diş eti çizgisinin altında ve dişlerde plak oluşumuna etki ederek oluşurlar. Sarımsaklı bir yemek yedikten sonra dişlerinizi fırçalamak ve düzenli diş ipi kullanımına bu yemekten sonra da özen göstermek, kokuya neden olan bakterileri ve besin artıklarını ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir. Özellikle de elektrikli bir diş fırçası kullanmak, diş eti çizgisinin altını da fırçalamanıza imkân tanır ve plak oluşumunu azaltmanıza yardımcı olabilir. Bu, nefesi daha uzun süre temiz tutar. Ağzınızda diş fırçası ile ulaşabildiğiniz her bölgeyi ve ayrıca dilinizi özenle fırçalamak, sarımsak kaynaklı ağız kokusunun giderilmesinde etkilidir.
  • Klor dioksit ağzı bakım suları kullanın: Bilimsel araştırmalar sonucunda bu konuda içerik üreten kaynaklar klor dioksit içeren ağız bakım sularının ağız kokusuna etkili bir darbe vurduğunun kanıtlandığına sık sık değinmektedirler. Klor dioksit, plak oluşumunu önler ve oluşmuş plağın giderilmesini sağlar. Yemek sonrası dilde kalan besin artıklarının temizlenmesini sağlar.
  • Bazı bitki özü yağları sarımsak kokusunun önlenmesinde yardımcı olabilir: Bitki özlerinden elde edilen bazı yağlar ile gargara yapmak da sarımsak kokusunu önlemede etkildir. Ferah bir nefese sahip olmanızı sağlamanın yanında antibakteriyel özellikler taşıyan bitki yağları da mevcuttur. Hindistan cevizi yağı, tatlı badem veya zeytinyağı gibi malzemeler ile kendi ev yapımı gargaranızı üretebilir ve ferah bir nefese sahip olabilirsiniz. Ağızdaki sarımsak kokusunu gidermek için kullanımında olumlu etkileri kanıtlanmış diğer bitki özü yağlarına gelince onlar da şöyle sıralanabilir: nane, biberiye, mür, okaliptol.

Küçük bir öneri: Hem sarımsak kokusunun etkilerinden hem de ağızdaki yemek artıklarından kurtulmak için 1 çay kaşığı nane yağını ağzınıza sürün. Ağız içerisinde oluşan koku ve bakterilerden kurtulabilmek için, yalnızca 1 çay kaşığı yağı ağzınıza sürebilirsiniz.

Source: nccih.nih / medicalnewstoday

Çay Ağacı Yağı Faydaları Nelerdir?

çay ağacı yağı faydaları

Çay ağacı yağı faydaları nelerdir? Nasıl kullanılır? Kullananlar ne diyor? Çay ağacı yağı, Avustralya’ya özgü olan bir ağaç türünün yapraklarından elde edilir. Oolong çay ağacı ile oldukça benzerlik gösterir ve siyah ya da yeşil çay olarak kullanılabilen bu çay ağacı ile karıştırılmamalıdır.

Dışa kapalı, ilkel bir topluluk olan Aborjinler tarafından yüzyıllar boyunca ilaç olarak kullanılmıştır. Bu Avustralya yerlileri ağacın yağını çıkarmak için yapraklarını iyice ezmiş ve öksürük, soğuk algınlığı gibi hastalıkların tedavisinde kullanmışlardır. Bu hastalıkların tedavisi için yağın kokusunu solumak yeterliyken cilt için ise cilt yüzeyine doğrudan uygulanması gereklidir. Aborjinlerin bu ağaç ile ilgili tedavi yöntemi bu şekildedir.

Günümüzde çay ağacı yağı %100 doğal olarak, seyreltilmemiş, saf hâliyle yaygın bir şekilde mevcuttur. Cilde iyi gelmesi için hazırlanan formlarında ise %5 ila 50 oranında seyreltilmiş içerik bulunmaktadır. Çay ağacı yağı bazı türlerdeki bakterileri, mantarları ve hatta virüsleri öldürdüğü ortaya çıkan Terpinen-4-ol başta olmak üzere; birden fazla bileşik içermektedir. İçeriğinde bulunan bu bileşikler, özellikle de Terpinen-4-ol beyaz kan hücrelerinin aktivitelerini artırmaya yardımcı olarak vücudun mikroplara karşı daha güçlü korunmasını sağlar. Bunların dışında gözle görülmeyen diğer birçok mikroorganizmayla savaşmada da etkilidir.

Bütün bu özellikleri göz önüne alındığında çay ağacı yağı, bakteriyel ya da fungal cilt rahatsızlıkları ve diğer enfeksiyonların önlenmesinde, iyileştirilmesinde doğal bir çare olarak düşünülebilir. Bu doğal bitki yağının saymakla bitmeyen faydaları elbette bunlarla da sınırlı değildir.

çay ağacı yağı faydaları
çay ağacı yağı faydaları

Çay Ağacı Yağı Faydaları

Çay ağacı yağı, cilt, saçlar, kişisel temizlik, enfeksiyonlar, yaralar ve ağız sağlığı için birçok fayda içerir. Vücutta neredeyse iyi gelmediği bir yer olmayan çay ağacı yağı faydaları birçok uzun soluklu araştırmaya konu olmuş ve sonuçları bilim insanlarını çok şaşırtmıştır:

  • Diş için çay ağacı yağı: Teorik olarak çay ağacı yağı antibakteriyel özellikler taşır ve ağızda besin artıkları ya da başka etkiler ile oluşan bakterilerin temizlenmesinde oldukça etkili bir çözümdür. Sürdürülebilir ağız sağlığı diş çürümesinin ve plak oluşumunun önlenmesine bağlıdır. Çay ağacı yağı da dişlerde tartar oluşumunun ve çürümenin en büyük düşmanıdır.  Tartarlar diş etlerinin çekilmesine neden olabilen periodontal bir hastalıktır. Hastalık süreci kontrol altına alınmazsa diş kaybından ağır enfeksiyonlara kadar birçok soruna neden olabilir. Bu yüzden dişlere çay ağacı yağının düzenli olarak uygulanması önerilir.
  • El temizliği: Çay ağacı yağı doğal bir el dezenfeksiyonu sağlar. Yapılan birçok araştırmaya göre hastalığa neden olabilecek bazı bakteri ve virüsleri öldürdüğü ortaya çıkmıştır. Ayrıca el temizliğine sabun ve haricî dezenfektanlarla hâlihazırda dikkat edilirken ekstradan kullanılmasının çok sağlıklı olduğu da bir gerçektir. Nemlendirici etkisiyle dezenfektan kullanımının yan etkilerinden olan egzama ve kuruluğu da önemli ölçüde azaltır.
  • Doğal böcek kovucu: Çay ağacı yağı aynı zamanda evleri istila ederek sorunlara yol açabilecek böceklerin uzaklaştırılmasında da etkilidir. Hatta bazı böcek türlerinde böcek öldürücü malzemelerden çok daha etkilidir. İnekler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre de derisine çay ağacı yağı sürülenlerin sürülmeyenlere göre %60 oranında daha az sineğe maruz kaldığını göstermiştir.
  • Doğal bir deodorant: Çay ağacı yağı, vücutta koku oluşumundan sorumlu olan bakterilere karşı savaşan bir içeriğe sahiptir. Deodorant olarak kullanılmasında hiçbir sakınca yoktur. Çay ağacı yağı güvenli ve uzun süre etkili bir deodorant olarak kullanılabilir.
  • Yaralar için doğal antiseptik: Çay ağacı yağının Hindistan cevizi yağı ile karışımından elde edilen kürün yara bölgelerine uygulanması bölgenin enfekte olmasını önlemeye yardımcı olur. Küçük kesik ve sıyrıklar söz konusu olduğunda bu kür ile yaraların güvenle korunmasına yardımcı olunabilir.
  • Aknelere karşı etkili: Çay ağacı yağı içeren jeller ciltteki lezyonların ve sivilcelerin önemli ölçüde azalmasına yardımcı olur. Çay ağacı yağının cilde etkisi üzerine yapılan bir dizi araştırma bu yağı içeren jellerin kullanımıyla ciltteki lezyonların önüne geçilebileceğini ortaya koymuştur.
  • Tırnak mantarına iyi geliyor: Çay ağacı yağı, mantar oluşumunun bulunduğu vücut bölgelerinde en az antifungal ilaçlar kadar mantar kaynaklı enfeksiyonları önlemektedir. Özellikle tırnaklarda meydana gelen mantarların tedavisinde tek başına ya da diğer antifungal ilaçlarla birlikte kullanılabilir. Tırnaklardaki sağlıksız görünümün giderilmesi ve hastalığın ilerleyerek yayılmasını önlemek için çay ağacı yağı güvenle kullanılabilir.
  • Doğal ağız bakım suyu: Ağız sağlığının korunmasında düzenli olarak gargara yapmak önemli bir yer tutar. Çay ağacı yağı da doğal bir ağız bakım suyudur. Ağza bir miktar çay ağacı yağı alınarak yapılacak 30 saniyelik bir gargara işlemi, ağız içi birçok sorun için birebirdir. Gargara sonrası yağ yutulmadan tükürülmelidir.
  • Kepek önleyici: Yapılan sınırlı sayıda araştırma çay ağacı yağının kepeklenmenin şiddetini azalttığı yönünde sonuçlar ortaya koymuştur. Hatta saç derisindeki bazı yaraların iyileştirilmesinde etkili olduğu da söylenebilir.
  • Yaraları çabuk iyileştirir: Çay ağacı yağı, iltihap oluşumunun önüne geçebilecek nitelikteki özellikleri ile yaranın iyileşme hızını artırır. İyileşme hızının artmasında etkili olan bir diğer özelliği de beyaz kan hücrelerinin vücuttaki etkinliğini artırmasıdır.
  • Çok amaçlı yüzey temizleyici: Çay ağacı yağı, evlerde birçok alanın temizliğinde kimyasal içermeyen bir temizleme ürünü olarak kullanılabilir. Daha derinlemesine ve güçlü bir temizlik malzemesi elde etmek için çay ağacı yağı su ve sirke ile karıştırılabilir. Böylece tuvalet gibi temizliği çok daha önemli olan bölgelerin mikroplardan arındırılmasında daha etkili sonuçlar verir.
çay ağacı yağı faydaları
çay ağacı yağı faydaları

Çay ağacı yağı nasıl kullanılır?

Vücudun birçok bölgesinde kullanılabilmesinin yanı sıra yüzey temizliğinde de etkili olan çay ağacı yağı nasıl kullanılır?

  • Ağız ve diş bakımında kullanımı: Diş çürümesine ve ağız kokusuna sebep olan bakterilerden ağzı arındırmak için çay ağacı yağı ile hazırlanan ağız bakım suyu kullanılabilir. Hiçbir kimyasal madde içermeyen çay ağacı yağı gargarası için bir bardak ılık suya bir damla çay ağacı yağı ekleyin. İyice karıştırın ve 30 saniye kadar gargara yapın. Daha sonra tükürerek ağzınızı bol su ile çalkalayın.
  • Çay ağacı yağı ile el dezenfektanı yapımı: Küçük bir cam kâseye veya herhangi bir sert plastik kaba 30 damla çay ağacı yağı, 10 damla lavanta yağı koyun. Yağların iyice karışmasını sağladıktan sonra yaklaşık 100 ml kadar etil alkol ekleyin ve tekrar karıştırın. Bu karışıma da 25 ml kadar aloevera jeli ekledikten sonra tekrar karıştırarak her malzemenin homojen olmasını sağlayın. Püskürterek kullanabileceğiniz bir kaba alarak her uygulama öncesi şişeyi hafifçe çalkalayın.
  • Sivrisineklerden korunmak için: Bir sprey şişesine 20’şer damla kadar çay ağacı yağı, lavanta yağı, limonotu yağı ve sardunya yağı doldurun. Daha sonra 150 ml kadar etil alkolü de şişeye ekleyerek iyice karıştırın. Bu karışım, cilde uygulandığında sivrisinekler ve diğer böcekleri, konmayı ve ısırmayı en sevdiği uzuvlarınızdan mahrum bırakmış olacaksınız.
  • Doğal deodorant olarak kullanımı: 3’er yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı ve shea yağını bir cam kavanozun içine koyun. Kavanozu kaynar su dolu bir tencere ya da tavanın içine koyarak yağların iyice erimesini sağlayın. İkisi de eriyip birbirine iyice karıştıktan sonra suyun içinden kavanozu alın. İçine ikisi de yarım çay bardağı olacak şekilde nişasta ve karbonat koyun. Son olarak 30 damla çay ağacı yağı da ekleyerek malzemelerin iyice karışmasını sağlayın. Sonra da karışımı uygun bir kaba boşaltıp katılaşmasını bekleyin. Katı bir hâl aldıktan sonra artık kullanıma hazırdır. Elde edilen bu katı karışımdan elinize bir miktar alarak koltuk altlarınıza deodorant olarak uygulayabilirsiniz.
  • Çay ağacı yağı ile yüzey temizleyici yapımı: 20 damla çay ağacı yağı, bir su bardağı suyu ve yarım bardak elma sirkesini karıştırın. Bir sprey şişesine karışımı boşaltın ve malzemelerin iyice karışması için çalkalayın. Yüzey temizliği için kullanırken yüzeylere yeteri kadar sıkın ve kuru bir bezle bölgeyi iyice silin. Her kullanım öncesi de şişeyi çalkalayarak karışımın homojen kalmasını sağlamayı unutmayın.
  • Cilt temizliği için kür: İltihaplı bir cilde sahipseniz cildin iltihaptan arınmasını sağlamak için 10 damla çay ağacı yağını, bir çorba kaşığı ölçüsünde eritilen Hindistan cevizi yağıyla beraber homojen hale gelene kadar karıştırın. Kapağı sıkıca kapalı kalabilecek bir kaba alın ve cilde günde iki kez iltihap semptomları düzelene kadar uygulayın.
cay agaci yagi faydalari2
çay ağacı yağı faydaları

Çay Ağacı Yağı Cilde Faydaları

Çay ağacı yağı cildi, tırnakları, saç derisini ve dolayısıyla da saçı etkileyen birçok rahatsızlığı tedavi etmek için de kullanılır.

Kozmetik kaygıların yanında cilt rahatsızlıkları, çok ciddi enfeksiyonları da tetikleyebileceği için daha hayati kaygılar oluşturabilir. İster ciltte estetik bir görünüm elde etmek ister ciltteki enfeksiyonların giderilmesini sağlamak amacıyla olsun, çay ağacı yağı güvenle kullanılabilir. Çay ağacı yağı cilde faydaları söz konusu olduğunda çok daha ayrıntılı bir maddeleme gerektirir. Bu maddelerin başlıkları ise şöyledir:

  • Kuru ciltleri nemlendirir.
  • Egzamaya iyi gelir.
  • Yağlı ciltler için antiseptik olarak kullanılabilir.
  • Ağrılı cilt enfeksiyonlarının iyileştirilmesinde etkilidir.
  • Saç derisindeki zararlı mikroorganizmaları ve ölü deri hücrelerini temizler. Kepek oluşumunun önüne geçmek için de kullanılabilir. Sağlıklı ve neme doymuş saçlara sahip olmanın yolu saç derisine düzenli çay ağacı yağı uygulamaktan geçer.
  • Çay ağacı yağı, antienflamatuvar ve antimikrobiyal özellikleri ile akne tedavisi için de önemli bir alternatif oluşturur. Yüzdeki kızarıklıkların, şişliklerin ve iltihabın giderilmesinde etkili olduğu için akne oluşumunun da önüne geçebilir. Ayrıca sivilcelenmenin de tedavisinde kullanılabilir.
  • Çay ağacı yağının sedef hastalığına da iyi geldiği ortaya çıkmıştır. Her ne kadar araştırmalar bu alanda kısıtlı olsa da bu hastalık için çay ağacı yağı kullananların tedavisinin olumlu sonuç vermesi önemli bir kanıttır. İçeriği itibarıyla zaten iltihaplanma ve enfeksiyonlara iyi gelen çay ağacı yağı, iltihaplanma ile seyreden sedef hastalığına karşı da etkili olabilmektedir. Ayrıca bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde de etkili olması, ciltte baş göstermesi muhtemel birçok hastalığın önüne geçer.
  • Ciltte meydana gelen kaşıntıların da büyük bir kısmını çay ağacı yağı ile tedavi etmek mümkündür. Çay ağacı yağının antienflamatuvar özellikleri kaşıntılı cilt yüzeyindeki problemlerin giderilmesinde etkili olabilir. Cildi nemlendirerek rahatlatması da kaşıntıya neden olan bazı cilt enfeksiyonlarının tedavisi için kullanılabilir. Göz kapaklarında meydana gelen kaşıntılar üzerine yapılan bir araştırmaya göre kaşıntının azaltılmasında çay ağacı yağı etkili olmuştur. Kaşınan göz kapaklarına içinde çay ağacı yağı bulunan merhemlerle tedavi uygulanmış ve merhem uygulanmayan hastalar nazaran olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Kaşıntıya neden olan cilt hastalıklarının önlenmesinin yanı sıra hâlihazırda kaşıntı yapan rahatsızlıkların tedavisi için de çay ağacı yağının kullanılabileceği açıktır.
  • Bunların dışında böceklerin ısırması sonucu ciltte meydana gelen iltihapların tedavisinde de çay ağacı yağı kullanılabilir. Böcek ısırığına maruz kalan ciltler üzerinde yapılan araştırmalar, çay ağacı yağının enfeksiyon önleyici, iyileştirici özelliğini kanıtlamıştır.

Çay Ağacı Yağı Kullananlar

Çay ağacı yağı kullananlar göz önüne alındığında vücuttaki birçok sorunun giderilmesinde yaygın hâle geldiği söylenebilir. Çay ağacı yağı kullanımının yaygınlaşması da bu yağın çok amaçlı uygulanabilmesi durumuyla ilgilidir.

Yapılan klinik araştırmalar doğrultusunda da etkileri göstermiştir ki, çay ağacı yağı piyasada kutulu satılan birçok ürünün yerine geçebilecek doğal bir mucizedir.

Source: healthline / webmd / nccih.nih / uofmhealth