Ensenizde bir kitle fark ettiyseniz, endişelenmeniz oldukça doğal. Peki bu ensede kitle ne anlama geliyor? Ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir mi? İşte merak ettiğiniz tüm cevaplar…
Ensede kitle, toplumda her yaş grubunda oldukça sık görülen bir durumdur. Bu kitlelerin büyük bir kısmı iyi huylu (benign) olmakla birlikte, mevcut bir baş-boyun kitlesi kimi zaman altta yatan uzun süreli (kronik) bir enfeksiyonun ya da kötü huylu (malign) bir hastalığın habercisi de olabilir1. Örneğin, araştırmalar 40 yaş üzerindeki hastaların %65’inde biyopsi anında baş-boyunda aşikar bir primer tümör tespit edildiğini göstermektedir2. Bu nedenle boyunda şişlik eksiksiz bir şekilde değerlendirilmeli, tanı konmalı ve tedavi edilmelidir.
Kitle belirtileri arasında boyun ağrısı, şişlik, kızarıklık, ateş ve halsizlik yer alabilir. Bazı durumlarda kitle, altta yatan omurga rahatsızlıkları veya enfeksiyonların bir işareti olabilir. Doğru tümör teşhisi için kapsamlı bir fizik muayene, manyetik rezonans görüntüleme ve biyopsi gerekebilir1. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi tedavi, radyoterapi ve kemoterapi yer alır.
Lenf bezi büyümesi, baş ve boyundaki kitlelerin en sık nedenidir ve yaklaşık 100 adet lenf bezi bulunmaktadır1. Lenfadenopatiler (bezeler) genellikle enfeksiyon kaynaklıdır3. Çocuklarda ve genç erişkinlerde lenf bezi büyümesinin sıklıkla enfeksiyona ya da iltihaba bağlı geliştiği görülmektedir1. Çocuklarda sık olarak görülen lenfadenopatiler bezelye büyüklüğünde olabilir3.
Erken teşhis hayat kurtarabilir. Kitlelerin ağrısız olması, zararsız olduğu anlamına gelmez3. Boyun bölgesindeki şişliklerin tedavisinde önemli olan, hastaların zamanında hekime başvurması ve kitle tipinin belirlenmesidir3. Radyolojik incelemeler (ultrasonografi, tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, anjiografi vb) tedavi sürecinde belirleyici olabilir3.
Ensede Kitle Nedir?
Baş ve boyun bölgesinde yerleşen ve yerleştiği bölgede şekil değişikliği oluşturan her türlü tümöral oluşum yani şişlik “ensede kitle” olarak adlandırılır. Bu kitleler genellikle iki gruba ayrılır: iyi huylu (benign) ve kötü huylu (malign – kanser) şeklinde4. Ensede kitleler katı (solid) ya da içi sıvı dolu kese (kistik) yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ensede Kitlenin Tanımı
Boyunda şişlik son derece yaygın bir durumdur5. Çocuk yaş grubunda görülen baş ve boyun kitlelerinin büyük çoğunluğu iyi huylu kitledir ve genellikle enfeksiyonlar, doku şişmeleri, doğumsal doku kalıntıları, kistler ve lenf bezi büyümeleri gibi nedenlere bağlıdır4. Boyun kitlelerinin çocuklar ve genç yetişkinlerde büyük çoğunluğu kanser değildir5. Kötü huylu tümörler ise büyüme ve yayılma eğiliminde olup tedavi edilebilirler4.
Ensede Kitlenin Belirtileri
Ensede kitle hiçbir şikayete yol açmadan sessiz kalabilirken bazen daha belirgin şikayetlerle ortaya çıkabilir. Kitle belirtileri arasında boyun ağrısı, ses kısıklığı ve yutma güçlüğü yer alabilir. Erişkin bir hastada boyundaki bir kitleye bu belirtiler eşlik ediyorsa ve sigara kullanımı öyküsü varsa, bu durumda kötü huylu bir kitlesel oluşum akla gelmelidir. Lenf düğümlerinin enfeksiyonu da boyunda ağrılı ve hızlı büyüme gösteren şişliklere sebep olabilir5.
Boyundaki şişliklerin endişe verici olup olmadığını belirlemek için doktora başvurulmalıdır5. Kişi, belirti vermeyen ve uzun süre hissettiği kitlelere karşı duyarlı olmalı, kitlelerin önemli bir soruna neden olup olmayacağı fikrini doktora bırakmalıdır. Doktor, boyundaki şişlik hakkında detaylı bilgi almak için çeşitli sorular soracak ve muayene sonucunda bazı testler önerebilir5.
Ensede Kitlenin Nedenleri
Ensede oluşan kitleler, çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Bunlar arasında enfeksiyonlar, doğumsal nedenler ve tümörler öne çıkar. Çocuklar ve genç erişkinlerde görülen boyun kitlelerinin büyük çoğunluğu kanser değildir5. Ancak, yetişkinlerde görülen boyun kitlelerinin önemli bir kısmının kötü huylu olduğu bilinmektedir6.
Enfeksiyonlar
Ensede kitlelerin en yaygın nedeni enfeksiyonlar, özellikle de lenf bezi iltihabıdır. Grip, nezle, sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları, bademcik enfeksiyonları, diş ve dişeti enfeksiyonları ile kulak enfeksiyonları lenf bezlerinin büyümesine yol açabilir1. Bu tür enfeksiyonların neden olduğu şişlikler genellikle yumuşak olup kendiliğinden kaybolma eğilimindedir5.
Doğumsal Nedenler
Doğumsal kistler, ensede kitlelerin bir diğer önemli nedenidir. En sık görülen doğumsal kistler arasında tiroglossal kanal kisti ve brankiyal yarık kisti yer alır1. Bu kistler, embriyonik gelişim sırasında oluşan anomalilerden kaynaklanır ve genellikle cerrahi müdahale ile tedavi edilirler6.
Tümörler
Boyunda yer alan tüm dokularda iyi veya kötü huylu tümörler gelişebilir. İyi huylu tümörler genellikle yavaş büyürken, kötü huylu olanlar hızlı büyüme eğilimindedir. Tükürük bezi hastalıkları ve tümörleri, tiroid bezi hastalıkları ve tümörleri ile baş-boyun bölgesinin diğer tümörleri ensede şişliğe neden olabilir5. Ağız, dil, boğaz ve gırtlak bölgelerinde görülen kanserler ise sıklıkla alkol ve sigara kullanımı ile ilişkilidir.
Tümörlerin teşhisinde fizik muayene, görüntüleme yöntemleri (ultrason, MR, BT) ve biyopsi gibi teknikler kullanılır6. Ultrason, radyasyon içermediği için baş ve boyun kitlelerinin tanısında sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir1. Tedavide ise kitlenin türüne göre cerrahi müdahale, kemoterapi veya radyoterapi uygulanabilir6.
Ensede kitle fark edildiğinde, mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurarak nedeninin araştırılması ve uygun tedavinin planlanması oldukça önemlidir.
Lenfadenopatiler (Bezeler)
Çocuklarda sıklıkla görülen ve halk arasında “beze” olarak bilinen lenfadenopatiler, lenf bezlerinin büyümesi sonucu ortaya çıkar. Lenfadenopatiler genellikle çocuklarda görülür ve bezelerin büyüklüğü genellikle bezelye büyüklüğündedir7. İnsan vücudunda yaklaşık 600-700 adet lenf düğümü bulunmaktadır ve bunların çoğu karın ve baş-boyun bölgesinde yer almaktadır8. Boyunda 200-300 adet civarında lenf bezi bulunur9.
Lenf bezleri, vücudun savunma mekanizmalarının bir parçası olarak görev yapar. Genellikle 2-30 mm uzunluğunda ve oval fasulye veya böbrek şeklinde yapılardır8. Lenf bezlerindeki enfeksiyonlar genellikle vücudun savunma mekanizmalarının bir sonucudur7. Enfeksiyonlar, maligniteler ve otoimmün hastalıklar gibi nedenlerle şişmiş lenf düğümleri ortaya çıkabilir. Çocukluk döneminde enfeksiyon hastalıkları ön planda iken, yaşla birlikte malignite riski artar8.
Genelde 1 cm çapına kadar olan lenf bezleri normal kabul edilirken, daha büyük olanların yakından takip edilmesi gerekmektedir9. Büyüklüğü 2 cm’nin üzerinde olan lenf düğümleri kanser riskini artırabilir8. Ancak lenf düğümlerinin büyümesi sadece kanser belirtisi değildir, enfeksiyonlar nedeniyle de lenf düğümleri büyüyebilir8.
Çocuklarda lenfadenopatilerin çoğu baş ve boyundaki enfeksiyonlardan kaynaklanır7. Enfeksiyon kaynaklı lenf bezlerinde ağrı olması, kısa sürede ortaya çıkması ve üstteki ciltte kızarıklık olması gibi belirtiler öne çıkar9. Viral, bakteriyel ve mantar enfeksiyonlar nedeniyle lenf düğümleri iltihaplanabilir ve bu durumda enfeksiyon etkenine göre destek tedaviler uygulanır8.
Kanser kaynaklı lenf bezlerinde ise hastanın yaşı (40 üzeri), uzun süredir var olması, ağrı olmaması, muayenede cilde yapışık gibi durması gibi özellikler dikkat çeker9. Kanserlerin büyük kısmı lenf yollarıyla yayılmaya çalışırlar ve uzun süre boyun bezelerine takılırlar9.
Lenf bezlerinde meydana gelen büyüme sadece bezin boyutuyla değil, şekli, ultrasondaki içeriği, kalsifikasyonu, ağrılı olup olmaması ve nekroz olup olmaması gibi faktörlere de bakılmalıdır9. Lenf düğümleri bazen enfeksiyon sona erdikten sonra bile şiş kalabilir, ancak bu durum sertleşme veya değişiklik gösterirse uzmana başvurulmalıdır8.
Boyundaki kitlelerin tanısı için genellikle KBB muayenesi ve çeşitli görüntüleme teknikleri kullanılır. Kitlelerin tedavisinde belirleyici faktör, hastaların erken dönemde doktora başvurması ve kitle tipinin belirlenmesidir.
Sonuç olarak, çocuklarda sık görülen lenfadenopatiler genellikle enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıkar. Ancak boyun lenf düğümlerindeki şişmeler, enfeksiyon veya tümörlerin yayılmasını engelleyen mekanizmaların bir sonucu da olabilir7. Bu nedenle lenf bezlerinde büyüme fark edildiğinde, bir uzmana danışmak en doğru yaklaşım olacaktır.
Doğumsal veya Gelişimsel Kitleler
Çocukluk çağında ensede görülen kitlelerin birçoğu doğumsal veya gelişimsel kökenlidir. Bu kitleler arasında en sık rastlananlar tiroglossal kanal kistleri ve brankiyal yarık kistleridir. Doğumsal boyun kitlelerinin yaklaşık %70’ini tiroglossal kistler ve fistüller oluştururken, brankial fistül ve kistler boyun kitlelerinin yaklaşık %30’unu oluşturur ve çoğunlukla tek taraflıdır10.
Tiroglossal Kanal Kisti
Tiroglossal kanal kisti, tiroid bezinin embriyolojik gelişimi sırasında oluşan bir anomalidir. Tiroid bezi oluşumundan sonra geride kalan hücre veya dokulardan gelişir. Genellikle okul öncesi ve ergenlik dönemindeki çocuklarda, boyun orta hatta, yutkunmakla hareketli, yumuşak kıvamlı kitleler olarak karşımıza çıkar. Tiroglossal kanal kistinin tedavisi cerrahi olarak kistin dil köküne kadar olan uzantısı ile birlikte çıkarılmasıdır.
Tiroglossal kanal kistleri, embriyolojik gelişim sırasında tiroid bezinin oluşumu ile ilişkili olarak ortaya çıkan doğumsal kitlelerdir.
Brankiyal Yarık Kisti
Brankiyal yarık kistleri, embriyonel yutak kavislerinin artıklarından gelişen kistik kitlelerdir. Dört tip brankiyal kist olmakla birlikte en sık tip 1 ve 2 görülür. Birinci tip kistler kulak kepçesinin ön kısmında gelişirken, ikinci tip kistler boynun bir ya da iki tarafında yerleşim gösterir. Bu kistler genellikle çocukluk çağı ve ergenlik döneminde geçirilen bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası büyüyerek fark edilir hale gelir. Brankiyal yarık kistinin tedavisi de cerrahi olarak kistin tamamen çıkarılmasıdır.
- Tip 1 brankiyal yarık kistleri kulak kepçesinin ön kısmında gelişir.
- Tip 2 brankiyal yarık kistleri boynun bir ya da iki tarafında yerleşim gösterir.
Doğumsal boyun kitlelerinin erken tanı ve tedavisi önemlidir. Yenidoğan bebeklerin yaklaşık %3-5’inde doğumsal anomali tespit edilmekte ve yenidoğan bebek ölümlerinin yaklaşık %25’i doğumsal anomalilere bağlanmaktadır11. Bu nedenle, ensede fark edilen kitleler mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilmeli ve uygun tedavi yöntemleri uygulanmalıdır. Tiroglossal kanal kisti ve brankiyal yarık kisti gibi doğumsal kitlelerin cerrahi tedavisi, kitlenin tamamen çıkarılmasını ve tekrarlama riskinin en aza indirilmesini sağlar.
Tükürük Bezi Hastalıkları ve Tümörleri
Tükürük bezleri, ağız ve boğazın nemlendirilmesi ve sindirim için önemli bir rol oynar. Her tükürük bezi bir kanal aracılığıyla ağız boşluğuna açılır. Bazen bu kanal bir çökelti ya da taş tarafından tıkanabilir ve tükürük bezinde şişliğe neden olabilir. Bu durum genellikle yemek yerken artar ve sonrasında düzelir. Ancak, tükürük bezinden gelişen iyi ya da kötü huylu tümörler de boyunda şişliğe neden olabilir.
Tükürük bezi tümörleri, vücuttaki tümörlerin yaklaşık %2-3’ünü oluşturur ve bunların %3’ü tükürük bezlerinden kaynaklanır12. Bu tümörlerin %80’i parotis bezinden kaynaklanır ve bunların da %80’i iyi huyludur12. Pleomorfik adenom, parotis tükürük bezinde en sık rastlanan iyi huylu tümördür ve tükürük bezi tümörlerinin yarısından fazlasını oluşturur1314. Warthin tümörü ise ikinci sıklıkta görülen iyi huylu tümördür ve genellikle erkeklerde daha sık görülür14.
Kötü huylu tümörler ise daha çok submandibular veya sublingual tükürük bezlerinde görülür12. Mukoepidermoid kanser, tükürük bezlerinin en sık görülen kötü huylu tümörü olarak karşımıza çıkmaktadır1314. Adenoid kistik kanser ise kötü huylu tükürük bezi tümörlerinin yaklaşık %10’unu oluşturur13.
Iyi huylu tümörler daha yavaş büyür, genellikle ağrı yapmazlar ve nadiren çevre dokulara sıçrarlar. Kötü huylu tümörler ise daha hızlı büyür, bölgesel lenf bezlerine ve uzak organlara metastaz yapabilme potansiyeline sahiptir ve çevre dokuları invaze edebilirler14.
Tükürük bezi tümörlerinin tedavisi, genellikle bezin tümör ile birlikte cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Iyi huylu tümörlerin tedavisinde radyoterapi ve kemoterapi gibi tedaviler genellikle gereksizdir13. Ancak kötü huylu tümörlerde, özellikle mukoepidermoid tümörlerin orta ve yüksek dereceli tiplerinde cerrahi sonrası radyoterapi ve kemoterapi gerekebilir14. Bazı durumlarda, kötü huylu tümörlerin tedavisinde eş zamanlı boyun diseksiyonu da gerekli olabilir12.
Tükürük bezi tümörlerinin Türkiye’deki görülme sıklığı 2000 kişide 1’dir12. Minör bezlerden kaynaklanan kitlelerin kötü huylu olma ihtimali daha fazla olmakla beraber, tükürük bezi kaynaklı bütün kitlelerin mutlaka KBB uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile tükürük bezi tümörlerinde başarılı sonuçlar elde edilebilir ve hem yaşam kalitesi hem de yaşam süresi artırılabilir12.
Iyi Huylu Tümörler | Kötü Huylu Tümörler |
---|---|
Yavaş büyüme | Hızlı büyüme |
Genellikle ağrısız | Ağrılı olabilir |
Nadiren çevre dokulara yayılır | Çevre dokulara ve lenf bezlerine yayılabilir |
Pleomorfik adenom en sık görülür | Mukoepidermoid karsinom en sık görülür |
Cerrahi tedavi genellikle yeterlidir | Cerrahi, radyoterapi, kemoterapi gerekebilir |
Tiroid Bezi Hastalıkları ve Tümörleri
Tiroid bezi, boyun bölgesinde yer alan kelebek şeklindeki bir endokrin bezdir. Tiroid bezi, vücudun metabolizmasını düzenleyen tiroid hormonlarını salgılar. Tiroid bezi hastalıkları ve tümörleri, tiroid bezinin normal işlevini bozarak çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir.
Guatr
Guatr, tiroid bezinin yaygın büyümesidir. Guatr, tiroid bezinin normalden daha fazla çalışması veya büyümesi sonucu ortaya çıkar. Guatr genellikle iyi huyludur, ancak bazen tiroid nodülleri veya kistleri de eşlik edebilir. Guatr tedavisi, altta yatan nedene bağlı olarak değişir.
Tiroid Nodülleri ve Kistleri
Tiroid nodülleri, tiroid bezi içinde gelişen solid veya sıvı dolu kitlelerdir. Tiroid nodülleri genellikle iyi huyludur, ancak %5-10 arasında tiroid nodüllerinin kötü huylu olma olasılığı bulunmaktadır15. Tiroid bezine ait nodüllerin genellikle iyi huylu olmakla birlikte %5-10 oranında kötü huylu olma şansı olduğu kaydedilmektedir15. Tiroid kistleri ise sıvı dolu keseciklerdir ve genellikle iyi huyludur. Tiroid nodülleri ve kistleri ultrasonografi ile kolayca saptanabilir. Şüpheli görünen nodüller için ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılarak hücre örnekleri alınır ve patolojik inceleme yapılır.
Tiroid Kanseri
Tiroid kanseri, tiroid bezindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkan kötü huylu bir tümördür. Tiroid kanseri vakalarının yaklaşık %5’inde kanser gelişmektedir16. Kadınlarda tiroid kanseri erkeklerden 4 kat daha sık görülür16. Tiroid kanserinin iyottan fakir beslenme, radyasyona maruz kalma, sigara tüketimi ve genetik yatkınlık gibi faktörlerle ilişkilendirildiği belirtilmektedir15. Tiroid kanseri genellikle sinsi bir şekilde ilerler ve bazen hiç belirti vermez17. Tiroid kanseri belirtileri arasında boyun bölgesindeki tiroid bezinde şişlik, yorgunluk, ses kısıklığı, yutma güçlüğü ve boğaz ağrısı gösterilir16. Tiroit kanseri tanısı konulan hastaların çoğunda görülen boyunda ele gelen şişlikler, lenf bezlerinin şişmesiyle ilişkilidir17.
Tiroid kanserinin erken teşhis edildiğinde tamamen iyileşme şansı yüksektir17. Tiroid kanseri tedavisinde erken teşhisin başarı oranı diğer kanser türlerine göre daha yüksektir16. Tiroid kanserlerinde cerrahinin en etkili tedavi yöntemi olduğu vurgulanmaktadır15. Tiroid kanseri ameliyatının genellikle 2-3 saat sürdüğü belirtilmektedir16. Tiroit kanserinin ölüm oranları oldukça düşüktür, erken teşhis ve doğru tedavi ile hayat kurtarılabilir17.
Tiroid Bezi Hastalığı | Belirtiler | Tanı Yöntemleri | Tedavi |
---|---|---|---|
Guatr | Boyunda şişlik, yutma güçlüğü, nefes darlığı | Fizik muayene, tiroid fonksiyon testleri, ultrasonografi | İyot takviyesi, tiroid hormon tedavisi, cerrahi |
Tiroid Nodülleri ve Kistleri | Boyunda ele gelen kitle, yutma güçlüğü | Ultrasonografi, ince iğne aspirasyon biyopsisi | Takip, tiroid hormon tedavisi, cerrahi |
Tiroid Kanseri | Boyunda şişlik, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, nefes darlığı | Ultrasonografi, ince iğne aspirasyon biyopsisi, radyoaktif iyot taraması | Cerrahi tedavi, radyoaktif iyot tedavisi, hormon tedavisi |
Damarsal Tümörler
Damarsal tümörler, nadir görülen ancak ensede kitle oluşumuna neden olabilen tümörlerdir. Bu tümörler genellikle şah damarının duvarındaki yapılardan köken alır ve bazen de bu damarların anormal genişlemesi sonucu boyun kitlesi olarak karşımıza çıkabilir18. Damar tümörleri herhangi bir dokuda, organda, uzuvda ve herhangi bir yaşta görülebilir18.
Kan damarlarına ait kitleler içinde en sık karşılaşılanlar hemanjiomlar, lenfatik ve arteriovenöz malformasyonlardır. Hemanjiomlar, damarsal tümörlerin en yaygın türüdür ve çeşitli alt tipleri bulunmaktadır. Bunlar arasında şarap lekesi (port-wine stain), çilek (cherry-strawberry), büyük damar beni (kavernoz hemanjiom), gül lekesi (spider hemanjioma), melek öpücüğü, organ hemanjiomları, leylek ısırığı ve hemanjiomatozis yer alır19.
Damar tümörlerinin çeşitliliği iyi huylu hemanjiyomlardan, orta dereceli hemanjiyoendoterliyomlara ve oldukça kötü huylu anjiyosarkomlara kadar değişmektedir18. Damarsal tümörlerin sınıflandırması karmaşıktır ve edinsel hemanjiyom, anjiyokeratom, kutanöz kollajenöz vaskülopati, granülasyon dokusu, arteriyovenöz malformasyon gibi farklı türleri içerir18.
Hemanjiomların tedavisi, türüne ve hastanın durumuna göre değişiklik gösterir. Tedavi yöntemleri arasında cerrahi müdahale, ilaçla tedavi, kriyoterapi, koter veya infrared koagülasyon, köpükle tedavi, lazer tedavisi ve partikülle tıkama yer alır19. İnfantil kapiller hemanjiomlarda propranolol kullanımı, senil hemanjiomlarda ise ND-YAG Lazer, IPL veya Pulsed Dye Lazer tedavileri uygulanabilir19.
Mersin’de damar tümörü nedeniyle hayatını kaybeden bir çocuğun hikayesi, bu tümörlerin ciddiyetini gözler önüne sermektedir20. Ayrıca, damarsal malformasyonlar nedeniyle ampute edilen kol vakaları da bildirilen vakalar arasındadır20.
Damarsal tümörler, yerleşim yerlerine ve sebep oldukları şikâyetlere göre tedavi edilmesi gereken tümörlerdir. Muayene sırasında kitlenin üzerinden nabız alınması, bu kitleleri diğer tümörlerden ayıran önemli bir özelliktir. Tedavinin temel yöntemi, tümörün cerrahi olarak çıkarılmasıdır.
Diğer Yumuşak Doku Tümörleri
Boyun bölgesinde ortaya çıkan yumuşak doku tümörleri, yağ dokusu, deri, damar, sinir, kas ve kıkırdak dokudan kaynaklanabilir. Bu tümörler genellikle iyi huylu olup, cerrahi müdahale ile tedavi edilebilirler. Ancak, bazı durumlarda malign (kanser) tümörler de görülebilir ve daha kapsamlı bir tedavi gerektirebilir.
En sık görülen iyi huylu yumuşak doku tümörlerinden biri lipomlar olup, yağ dokusundan gelişirler. Lipomlar genellikle ağrısız, yavaş büyüyen ve hareketli kitleler şeklinde ortaya çıkar. Cerrahi olarak çıkarıldıklarında nüks etme olasılıkları düşüktür.
Deri tümörleri de boyunda şişlik yapabilen yumuşak doku tümörlerindendir. Bunlar arasında iyi huylu olanlar, siğiller, sebase kistler ve dermoid kistler sayılabilir. Malign deri tümörleri ise, bazal hücreli karsinom ve yassı hücreli karsinom gibi cilt kanserleridir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile genellikle başarılı sonuçlar alınır.
Damar ve sinir kaynaklı tümörler de boyunda kitle oluşturabilir. Hemanjiomlar, iyi huylu damar tümörleridir ve genellikle doğuştan vardır veya erken çocukluk döneminde ortaya çıkarlar. Nörofibromlar ise sinir kılıfından kaynaklanan iyi huylu tümörlerdir. Her iki tümör türü de cerrahi olarak çıkarılabilir.
Yumuşak doku sarkomları, kaslar, tendonlar, yağ dokusu, lenf damarları, kan damarları ve sinirler gibi yumuşak dokularda başlayan kanserlerdir. Vücudun herhangi bir yerinde gelişebilirler ancak en sık kollar, bacaklar, göğüs ve karında bulunurlar. Nadir görülen yumuşak doku sarkomlarında erken teşhis çok önemlidir21.
Kas ve kıkırdak dokudan gelişen tümörler oldukça nadirdir. Rabdomiyomlar, iyi huylu kas tümörleridir. Kondromlar ise iyi huylu kıkırdak tümörleridir. Her ikisi de genellikle cerrahi olarak tedavi edilir.
Tümör Tipi | Kaynak Doku | Sıklık | Tedavi |
---|---|---|---|
Lipom | Yağ dokusu | Sık | Cerrahi eksizyon |
Deri tümörleri | Deri | Sık | Cerrahi eksizyon, kanser ise ek tedaviler |
Hemanjiom | Kan damarları | Nadir | Cerrahi eksizyon |
Nörofibrom | Sinir kılıfı | Nadir | Cerrahi eksizyon |
Rabdomiyom | Kas dokusu | Çok nadir | Cerrahi eksizyon |
Kondrom | Kıkırdak dokusu | Çok nadir | Cerrahi eksizyon |
Yumuşak doku sarkomlarının yaklaşık %43,6’sı malign tümörlerden oluşmaktadır21. Malign tümörlerin teşhisi biyopsi ile yapılır ve tedavisi cerrahi, kemoterapi ve/veya radyoterapi gibi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir21. Erken teşhis ve uygun tedavi, sağkalım oranlarını önemli ölçüde etkiler yumuşak doku tümörleri21.
Sonuç olarak, boyunda görülen yumuşak doku tümörlerinin büyük çoğunluğu iyi huyludur ve cerrahi müdahale ile tedavi edilebilir. Ancak, malignite riski göz ardı edilmemeli ve şüpheli kitlelerde mutlaka biyopsi yapılmalıdır. Erken teşhis ve doğru tedavi yaklaşımı ile yumuşak doku tümörlerinde başarılı sonuçlar alınabilmektedir.
Ensede Kitlenin Değerlendirilmesi
Ensede kitle şikayeti ile başvuran her hastanın detaylı bir hasta öyküsü alınmalı ve tam bir fizik muayene yapılmalıdır. Öyküde, kitlenin ne zamandır var olduğu, sigara veya alkol kullanımı (%30 oranında alkol ve sigara kullanımı boyun tümörlerine etki edebilir22), ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, boyun bölgesine radyasyon maruziyeti, geçirilmiş travma veya cerrahi gibi faktörler sorgulanmalıdır. Endoskopik muayene ile burun, geniz, yutak ve gırtlak bölgeleri detaylı olarak incelenmelidir.
Tanı sürecinde ultrasonografi, manyetik rezonans görüntüleme ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılmaktadır. Ultrasonografi basit, hızlı sonuç veren ve radyasyon içermeyen bir yöntemdir. Tıbbi tedaviye yanıt alınamayan hastalarda tam kan sayımı ve akciğer filmi çekilmesi önerilir. Tiroid fonksiyon testleri, tiroid bezinin değerlendirilmesinde önemlidir. Test sonuçlarına göre ileri tetkikler planlanabilir. Tanı için detaylı baş boyun muayenesi ve radyolojik tetkikler önemlidir22.
Biyopsi
Bazı durumlarda kesin tanı için ince iğne aspirasyon biyopsisi veya kitlenin cerrahi olarak çıkarılması gerekebilir. İnce iğne aspirasyon biyopsisinde, kitle içerisinden ince bir iğne ile örnek alınarak patolojik inceleme yapılır. Lenf bezi hastalıklarının tanısında lenf bezinin eksizyonel biyopsisi (cerrahi olarak çıkarılması) altın standarttır23. Biyopsi sonucuna göre tedavi planlanır. Boyunda iyi huylu tümörler genellikle ameliyat ile çıkarılırken, kötü huylu tümörlerde radyoterapi veya kemoterapi gerekebilir22. Boyundaki şişliklerin tanısında ayrıntılı muayene, kan tetkikleri, görüntüleme yöntemleri ve patolojik incelemelerin kullanıldığı ifade edilmiştir23.
Kaynak Bağlantıları
- Baş ve Boyun Kitlesi Nedir? – https://www.izmirekolhastanesi.com/bas-boyun-kitlesi-nedir
- Boyun kitlelerinde ayırıcı tanı | Prof. Dr. H. Hakan Coşkun – http://drhakancoskun.com/boyun-kitlelerinde-ayirici-tani.htm
- Boyunda Oluşan Şişliklerin Nedeni Araştırılmalı – Memorial – https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/boyunda-olusan-sisliklerin-nedeni-arastirilmali
- Çocuklarda Baş ve Boyun Kitleleri – https://www.teomandal.com/cocuklarda-bas-ve-boyun-kitleleri
- Boyun Kitleleri – https://www.yusufhansuoglu.com/tr/boyun-kitleleri_a.html
- Boyun Kitlesi Ankara | Prof.Dr.Mehmet Hakan Korkmaz – https://drhakankorkmaz.com/uzmanliklar/boyun-kitlesi-ankara/
- Doğumsal Boyun Kitleleri – https://www.cemerdurak.com/dogumsal-boyun-kitleleri
- Lenf Düğümü (Lenf Bezi-Lenf Nodu) Nedir? – https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/lenf-dugumu-lenf-bezi-lenf-nodu-nedir
- Lenf Bezleri Büyümesi (Lenfadenopati) – https://www.drerkantarhan.com/lenf-bezleri-buyumesi-lenfadenopati
- Çocuklarda Boyun Kitleleri (Şişkinlikleri) | Antalya Çocuk Cerrahi – https://antalyacocukcerrahi.com/cocuklarda-boyun-kitleleri-siskinlikleri/
- Gebelik Sürecinde Bebekte Tespit Edilebilecek Hastalıklar – Memorial – https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/gebelik-surecinde-bebekte-tespit-edilebilecek-hastaliklar
- Kulak ve çene bölgesindeki şişlikleri ihmal etmeyin – Memorial – https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kulak-ve-cene-bolgesindeki-sislikleri-ihmal-etmeyin
- Tükürük Bezi Tümörleri ve Tedavisi – Prof. Dr. Çetin Vural – https://www.cetinvural.com/bas-ve-boyun-cerrahisi/parotis-bezi-tumorleri-tedavisi/
- Tükürük Bezi Tümörleri – Prof. Dr. Çetin Vural – https://www.cetinvural.com/bas-ve-boyun-cerrahisi/parotis-bezi-tumorleri-ve-tedavisi/
- Baş ve Boyun Bölgesinde Ortaya Çıkan Şişkinliklerin Nedeni Kanser Olabilir! – GOP Hastanesi – https://www.gophastanesi.com.tr/saglik-rehberi/blog/bas-ve-boyun-bolgesinde-ortaya-cikan-siskinliklerin-nedeni-kanser-olabilir
- Tiroid Kanseri Nedir? Tiroid Kanseri Belirtileri Nelerdir? – https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/tiroid-kanseri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir
- Tiroit kanserini, boyunda ele gelen şişlik ele veriyor – Prof. Dr. Gürkan YETKİN – https://www.gurkanyetkin.com/tiroit-kanserini-boyunda-ele-gelen-sislik-ele-veriyor/
- Prof. Dr. Ahmet Akgül – Damar Tümör ve Kanserleri (Damar Yumağı). – https://www.ahmetakgul.com.tr/index.php/uzmanliklar/damar-hastaliklari/1729-damar-tumor-ve-kanserleri-damar-yumagi
- Vasküler Tümörler – https://drahucilerturgut.com/tr/blog/vaskuler-tumorler
- Prof. Dr. Ahmet Akgül – DAMAR Sorular: Hemanjiyom, Lenfanjiom, Damar Tümör ve Kanserleri… – https://www.ahmetakgul.com.tr/index.php/sorulariniz-cevaplarimiz/damar-hastaliklari/1575-damar-2-hemanjiom-ve-lenfanjiom
- Ensede Nadir Görülen Ekstraosseöz Ewing Sarkomu Olgusu – https://dergipark.org.tr/tr/pub/ortadogutipdergisi/issue/47530/536096
- Boyundaki İyi ve Kötü Huylu Tümörler – https://www.myavuzsutbeyaz.com/sayfalar.393.boyundaki-iyi-ve-kotu-huylu-tumorler.html
- Anadolu Ajansı – https://www.aa.com.tr/tr/isdunyasi/saglik/boyundaki-sislikler-kanser-belirtisi-olabiliyor/679086