Acıkmak, yaşamsal fonksiyonları devam ettirebilmek için doğal bir süreç. Çünkü vücuda enerji sağlamanın yolu biliyoruz ki besinlerden geçiyor. Ancak gün boyu enerjik kalmak ve gereksiz atıştırmalardan uzak durmak için tokluk hissini nasıl sürdürebileceğinizi bilmek oldukça önemli.
Unutmayın ki uzun süre tok kalmak, sadece ne yediğimizle değil, vücudumuzun bu besinleri nasıl işlediğiyle de ilgili. Peki, tok hissetmenizi sağlayacak besinler ve stratejiler neler? Gelin, tüm detayları ile uzun süre tokluk için dikkat edilmesi gerekenleri birlikte keşfedelim.
Neden Acıkırız?
Acıkma hissinin oluşmasının temelinde mide tarafından salgılanan ghrelin hormonu bulunur. Bu hormon sayesinde beynimize acıkma sinyalleri gönderilir. Böylece vücudun enerji üretimini desteklemek için yemek ihtiyacı karşılanır.
Acıkmanın arkasındaki bir diğer neden ise alışılmış bir beslenme düzeninden kaynaklı psikolojik etilerdir. Örneğin akşam yemeğini her zaman saat 18.00’de yiyorsanız saat, 18.00’e yaklaştığında acıkmaya başlayabilirsiniz. Hatta vücudunuz bu saatlerde tamamen açlık sınırına ulaşmasa bile alıştığınız düzeni devam ettirmek için açlık hissedebilirsiniz.
Acıkmanın temel nedenlerinden de anlaşıldığı gibi vücudumuz, aslında enerji ihtiyacını karşılamak ve enerji üretimini devam ettirebilmek için bizi uyaran bir yapıya sahip. Bu nedenle hem hormonal hem de psikolojik etki bağlamında belirli aralıklarla acıkma hissinin oluşması oldukça doğal. Ancak bu his, yemek yediğinizde bile geçmiyorsa dikkat etmeniz gereken farklı unsurlar bulunabilir.
Sürekli Aç Hissetmenin Nedenleri Nelerdir?
Farklı nedenlerden dolayı kişilerde sürekli açlık hissi oluşabilir. Bu hissin temelinde ise beslenme, uyku düzeni gibi yaşam tarzı faktörleri veya çeşitli sağlık problemleri yer alabilir.
“Peki, bu nedenler nelerdir?” diyorsanız genel olarak sürekli acıkmaya neden olabilecek faktörleri şu şekilde sıralamak mümkün:
- Basit karbonhidrat ile beslenmek
- Çok fazla rafine şeker tüketmek
- Yeterli protein almamak
- Yeterince uyumamak
- Yeterince sağlıklı yağ tüketmemek
- Yeterli su içmemek
- Yeterli lif almamak
- Dikkat dağınıkken ve hızlı yemek yemek
- Aşırı stres ve duygusal yeme
- Diyabet, insülin direnci gibi sağlık problemlerine sahip olmak
Sürekli açlığın nedenlerinden de anlaşıldığı gibi beslenme alışkanlıklarının yanı sıra psikolojik durum, kan şekeri seviyesini etkileyen sağlık problemleri, uyku düzeni gibi faktörlerde açlık hissinin artmasına katkı sağlıyor. Kısacası bu durumun önüne geçmek için hem genel sağlık durumunuzu hem de beslenme ve uyku alışkanlıklarınızı gözden geçirmeniz şart.
Tok Tutan Besinler Nelerdir?
Sürekli acıkma durumunun altında yatan nedenlerden görüldüğü gibi besinlerdeki bazı içerikler, daha sık acıkmanıza sebep olabilir. Bu içerikleri ise genel olarak basit karbonhidratlar, rafine şeker ve besin değeri açısından düşük yağlar olarak ele alabiliriz.
Açlık hissini artıran bu besinlerin ortak özelliği ise tüketildiğinde kan şekerini hızlı bir şekilde yükseltmesi. Çünkü bu tip yiyeceklerin glisemik indeksi yüksektir. Bu da tokluk hissi yaratmaktan ziyade yemekten sonra ciddi kan şekeri dalgalanmalarına sebep olabilir.
Uzun süre tok hissetmek için glisemik indeksi yüksek besinlerden ziyade protein ve lif ağırlıklı yiyecekler tercih etmek gerekir. “Peki, bunlar nelerdir?” diyorsanız bazı tok tutan besinleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Tam tahıllı yiyecekler: Yulaf, bulgur, esmer pirinç gibi tam tahıllı yiyecekler yüksek lif içeriğiyle sindirimi yavaşlatır ve tokluk hissini uzun süre korumanıza yardımcı olur.
- Kuru baklagiller: Mercimek, nohut, kuru fasulye gibi kuru baklagiller hem protein hem de lif bakımından zengin bir yapı sunar.
- Kuru yemişler: Ceviz, badem, fındık gibi kuru yemişler sağlıklı yağlar, protein ve lif bakımından zengindirler.
- Deniz ürünleri: Somon gibi yağlı balıklar hem sağlıklı yağ hem de protein açısından zengin olduğu için uzun süre tok hissetmeye yardımcı olur.
- Yeşil yapraklı sebzeler: Brokoli, ıspanak, lahana gibi yeşil yapraklı sebzeler lif, vitamin ve mineral açısından oldukça zengindir.
- Yumurta: Protein bakımından zengin yumurta, tokluk hissini artırabilir.
- Lifli meyveler: Elma, armut, kivi gibi yüksek lifli meyveler, sindirimi yavaşlattığı için tokluk hissine katkı sağlar.
Tüm bu besinlerden de anlaşıldığı gibi karbonhidrat ağırlıklı bir beslenmeden öte beslenme düzeninde lifli ve protein açısından zengin besinler tercih edilerek tokluk süresi artırılabilir. Ancak tabii ki beslenme düzeninin yanı sıra uzun süre tokluk sağlayabilmek için uyku düzeni ve yeterli su tüketimine de dikkat etmek oldukça önemli.
“Peki, tok tutan besinler dışında başka bir çözüm var mı?” diye merak ediyorsanız tok tutan besinlerin yanı sıra hem kan şekerini dengeleyen hem de tokluk hissi yaratan doğal bir çözümü mevcut. Bu da dut yaprağı ekstresi.
Dut Yaprağı Ekstresi Nedir?
Dut yaprağı ekstresini genel olarak beyaz dut yaprağının faydalı bileşenlerini içeren bir öz olarak tanımlayabiliriz. Beyaz dut yaprağı ise geleneksel Çin tıbbında özellikle diyabet için kullanılan doğal bir çözüm. Bunun nedeni ise bu bitkinin ana aktif bileşeni olan DNJ yani Deoksinojirimisin.
Vitamin, mineral ve antioksidan açısından zengin dut yapraklarının ana aktif bileşeni olan DNJ’nin yapılan araştırmalar sonucunda kan şekerini dengeleme etkisi olduğu biliniyor. Bu nedenle de yüksek kan şekerini dengelemek ve uzun süre tokluk hissi sağlamak için dut yaprağı doğal bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.
Ancak dut yaprağındaki DNJ oran oldukça düşük. Dut yaprağının bu etkisinden faydalanmak için dut yapraklarının özü çıkarılarak DNJ oranı daha yüksek dut yaprağı ekstresi üretiliyor. Sıvı veya kapsül formda dut yaprağı ekstresi ile karşılaşmak mümkün.
Dut Yaprağı Ekstresi Uzun Süre Tok Kalmanıza Nasıl Yardımcı Olur?
Kan şekerindeki ani dalgalanmalar, açlık hissini artırabilir. Bu dalgalanmalara sebep olan karbonhidrat ve şekerin emilimi ise dut yaprağı ekstresi sayesinde engellenebilir. Çünkü dut yaprağının içerdiği bileşenler, besinlerin sindirilmesi ile ortaya çıkan kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Bu da daha az insülin salgılanmasına neden olarak açlık hissini bastırır.
Dut yaprağı ekstresinin bu etkisini göstermesi için de genellikle yemekle beraber kullanılması gerekir. Ancak diyabet ilaçları ile birlikte kullanımda dikkatli olunmalıdır. Çünkü dut yaprağı ekstresinin kan şekerini düşürme etkisi, diyabet ilaçları ile beraber üst düzeye çıkabilir. Bu nedenle genel sağlık durumunuza uygun dut yaprağı ekstresi kullanımını belirlemek için öncelikle doktorunuza danışmanızda fayda var.
Kısacası dut yaprağı ekstresi “Uzun süre tokluk hissi nasıl sağlanır?” sorusuna cevap olan etkili bir çözüm. Ayrıca kan şekerini dengeleme etkisi sayesinde de insülin direnci ve diyabet gibi rahatsızlıklarda kan şekeri yönetimi yapabilmek için bitkisel bir destek. Ancak tabii ki herhangi bir sağlık sorunu ya da devamlı ilaç kullanımı söz konusu ise dut yaprağı kullanımı ve etkileri açısından doktorunuza danışmaya özen gösterin.