Hem Sağlıklı Hem Hızlı Kilo Vermek Mümkün mü?

kilo verme

Aşırı kilo problemi yaşayan kişiler hem kendilerini motive etmek için hem de yaşadıkları toplum baskısı nedeniyle hızlı bir şekilde kilo vermek isterler. Bu hangi açıdan bakarsanız bakın doğru bir yaklaşım sayılamaz. Beslenmesine dikkat etmeye karar veren kişilerin ilk hedefi her şeyden önce sağlıklı kilo vermek olmalı. Peki ikisi bir arada olamaz mı?

Yani hem sağlıklı hem de hızlı kilo verdiren diyetler yok mu? Bu yazımızda birlikte bu sorunun yanıtını arayacağız.
kilo verme 2
kilo verme

Sağlıklı Bir Şekilde Hızlı Kilo Vermek

Popüler diyetlerin birçoğu hızla kilo kaybı yaşatabildiklerini öne sürerler. Eğer hepsi bu kadar başarılı ise en doğru diyeti nasıl seçeceğiz peki? Cevap aslında oldukça basit sağlıklı kilo vermek için uzmanlığına, bilgisine ve tecrübesine yüzde yüz inanıp güvendiğimiz diyetisyen, beslenme uzmanı ve bilim adamlarının düşüncelerine kulak kabartacağız. Her bulduğumuz diyet listesini uygulamayacak, eş dost tavsiyesi yerine bilim insanlarının önerilerini dikkate alacağız. Bir diyeti uygulamaya geçmeden önce o listeye şu soruları sormalısınız;
  • Bu diyet benim günlük almam gereken besin değerlerini karşılıyor mu?
  • Bu diyet ne zamandır uygulanıyor ve kimler nasıl sonuç almış?
  • Herhangi bir bilinen yan etkisi ya da riski var mı?
  • Kim tarafından hazırlanmış ve bilimsel gerçeklere mi dayanıyor?
  • Benim yaşam tarzıma ve beslenme alışkanlıklarıma uygun mu?

Bu soruların yanıtını verdikten sonra bir diyet listesine güvenip güvenemeyeceğinize dair net bir fikir aklınızda oluşacaktır.

kilo verme 1
kilo verme

Hızlı Kilo Verirken Dikkate Alınması Gerekenler

Bu durumun yanı sıra hızlı kilo vermek de diyetler arasında araştırma yapılırken en çok dikkat edilen konulardan biridir. Bir an önce istedikleri kiloya ulaşmak isteyen bireyler zaman zaman doğal olmayan yöntemlere başvurmak gibi sağlık açısından oldukça riski yöntemlere yönelebilmektedir. Bu büyük bir yanılgıdır ve kişide kalıcı hasarlar bırakabileceği gibi ölümle dahi sonuçlanabilen vahim sonuçlara yol açmaktadır.

Bunun yerine bilinçli bir birey illa ki hızla zayıflamak istiyorsa doğal yollarla hızlı kilo verdiren diyetler üzerinde yoğunlaşmalıdır ve bir uzmandan da destek alarak bu diyetler arasından bir tercih yaparak ilerlemelidir.

Tabii ki kişi kilo verirken sağlığını korumaktan da taviz vermemelidir. Ne kadar kilo verilmek istenirse istensin hangi liste uygulanırsa uygulansın ilk şart Dengeli ve Düzenli Beslenmek Dengeli ve Düzenli Beslenmek olmalıdır.

Doğurganlık Diyeti Nedir? Nasıl Yapılır? Hamile Kalmak İsteyenler İçin

doğurganlık diyeti nasıl yapılır

Doğurganlık Diyeti Nedir?

Yoğun iş hayatına adapte olan kadınlar iş stresi ve düzensiz beslenme nedeni ile kadınların doğurganlıkları azalabilmektedir. Doğurganlık diyeti nedir sorusu da bu ihtiyaçtan doğan bir sorudur. Doğurganlık diyeti kadınların sağlıklı bir şekilde evlat edinebilmek için sağlıklı bir şekilde beslenerek sağlını dengeli ve düzenli bir hale getirmesi için uyguladıkları diyetin genel ismidir.

Bu diyet çocuk sahibi olmak isteyenlerin başvurmuş olduğu en yaygın çözümlerden bir tanesi olmaktadır. Yapımı ve uygulaması çok kolay olan diyet en sağlıklı çözümlerin başında yer almaktadır. Diyetin uygulanması ile kadın üreme organında bulunan yumurtalıkların doğurganlığının arttığı görülebilmektedir.

Doğurganlık Diyeti Nasıl Yapılır?

Sağlıklı bir bebek sahibi olabilmek ve doğurganlık diyeti nasıl yapılır sorusuna cevap verebilmek için öncelikle annenin de sağlıklı bir bedene ve zihne sahip olması gerekmektedir. Stresli bir ortam insanların sağlık sal problemler yaşamalarındaki en büyük etkenlerden bir tanesidir. Anne olmak isteyen aday doğurganlık listesini uygulayarak bu imkanları sağlayabilmektedir. Sekiz adımdan oluşan listenin maddeleri şu şekilde sıralanmaktadır.

doğurganlık diyeti nedir
Doğurganlık diyeti nedir

1-Trans Yağın Kesilmesi

Obezite, kolestrol, şeker hastalığı ve tansiyon gibi birçok hastalığa sebep olan trans yağ içeren yiyeceklerin tüketilmesinin kesilmesi gerekmektedir.

2-Doymamış Bitkisel Yağların Tüketiminin Artması

Fındık, fıstık, ceviz gibi sağlıklı kuru yemişler ve sağlıklı olan zeytin yağ gibi doğal besinlerin tüketilmesinin artması gerekmektedir.

3-Diyetinizde Bitkisel Protein Alımı

Doğurganlık diyeti süresince genellikle bitkisel ürünlerden protein alımına dikkat etmelisiniz aşrı yağlı et ürünleri tüketememeye özen göstermelisiniz.

4-Sindirimi Uzun Süren Besinler Tüketin 

Vücudun yenilen yemekten gerekli besinleri alabilmesi için sindirimi yavaş olan sağlıklı karbonhidrat tüketimini arttırmanız gerekmektedir.

5-Protein ve Kalsiyum Değeri Yüksek Besinler Tüketmelisiniz

Süt ve süt ürünlerinde tam yağlı besinler tüketmeye özen göstermelisiniz. Protein değeri yüksek besinler tüketerek vücudunuzun ihtiyacı olan enerji değerlerini sürekli yüksek seviyede tutmalısınız.

6-Vitamin Takviyeleri

Vitamin değerlerinizi sağlıklı bir şekilde yüksek seviyelerde tutmalısınız eczanelerde satılan sağlıklı vitaminler yardımı ile vücudunuza destek olabilirsiniz.

7-Asitli Ve Şekerli İçecekler

Asitli ve şekerli içeceklerin tüketimi en aza indirilerek vücut sağlığı dengede tutulmalıdır.

8-Spor Yapmak

Sağlıklı bir bedene ve uygun vücut kitle endeksine sahip olabilmek için düzenli olarak spor yapılmalıdır. Doğurganlık diyeti süresince egzersiz ve spor yapmak hem anne hem de bebek için oldukça faydalı olacaktır.

Doğurganlığı Arttıran Şifalı Bitkiler

Birçok hastalığa iyi gelen ve pek çok hastalığı önleyen doğanın mucizesi olan şifalı bitkiler insan sağlı açısından çok büyük öneme sahiptir. Bitkilerin günlük hayatımızdaki yerleri çok önemli olmaktadır. Birçok ilaç yapımında kullanılan bitkiler tek başlarına ilaç olma özelliği de taşıyabilmektedirler. Doğurganlığın artmasını sağlayabilecek bitkiler bulunmaktadır. Bu bitkilerden bazıları şu şekilde sıralanmaktadır.

  • Deve dikeni tohumu
  • Karahindiba
  • Zerdeçal
  • Yeşil yapraklı bitkiler
doğurganlık diyeti nedir
Doğurganlık diyeti nedir

Hamile Kalmayı Kolaylaştıran Bitki Çayları

Günlük hayatımızda sıkça tükettiğimiz çayların bilinen ve bilinmeyen birçok hastalığa iyi gelmektedir. Bu bitki çayları insan sağlığına büyük katkılarda bulunmaktadır. İlaç kullanmadan bitki çayları sayesinde hastalıklardan korunabilir ve bünyemizi güçlendirebiliriz. Kadınların doğurganlığını arttırmaya yardımcı olan bitki çayları da bulunmaktadır. Bu bitki çayları kadınların sağlıklı bir şekil de evlat sahibi olmakla birlikte sağlıklarını dengeleyici bir besin takviyesi olmaktadır. Bu çaylardan birkaç tanesi şu şekilde örneklendirilebilirler.

  • Zerdeçal çayı: kaynatılarak içilen zerdeçalın antibiyotik olma özelliği vardır ve yumurtalıklarda oluşan iltihaplanmaları önleyerek cinsel bölgede oluşabilecek enfeksiyonları önlemektedir. Bu da gebeliğe hazırlanan anne adayının cinsel organında uygun ortamın hazırlanmasına yardımcı olabilmektedir.
  • Karahindiba çayı: Antioksidan özelliği taşıyan bitki içerisinde yüksek oranda kalsiyum magnezyum ve c vitamini bulundurmaktadır. Hormonların artışını sağlayan bu bitki çayı doğurganlığın artmasında büyük oranda yardımcı olacaktır. Doğurganlık diyeti süresince karahindiba çayı içilmesi tavsiye edilir.
  • Deve dikeni tohumu çayı: Adet düzensizliği yaşayan kadınlar için doğal bir ilaç görevi gören bitki çayı yüksek oranda östrojen salgılayarak yumurtalıklarda bulunan yumurtaların sayısının artışında yardımcı olabilmektedir. Buda doğurganlığın artmasında büyük etki gösterecektir.
  • Taze zencefil çayı: Erkekler de sperm sayısında artış etkisi gösteren bitki çayı kadınlarda ise yumurta sayısının artmasına yardımcı olabilmektedir.
  • Papatya çayı: stres vücuda hormon salımın da vücuda çok büyük derecede zarar vermektedir. Papatya çayı stersi düşürerek hormonların dengelenmesinde yardımcı olabilmektedir. Hormonların dengelenmesi cinsel birliktelik sırasında anne adayının maksimum yumurta üretimini sağlamsında yardımcı olmaktadır.
  • Giseng : sağlığa bir çok faydası bulunan Giseng  çayı  yumurta sayılarının artmasını sağlayarak doğurganlığın artmasını sağlayan en etkili bitki çaylarından bir tanesidir.

Kaynak : Eatright

Göbek Yağı Eritmek 9 Etkili Öneri

göbek yağı eritmek

Göbek yağı eritmek için birçok yöntem kullandınız fakat zayıflayamadınız mı?  Göbek eritme diyeti, kür, zayıflama egzersizleri yaptınız ama başarılı olamadınız mı? Belki de tercih ettiğiniz yöntemler sizi sağlıklı bir yol izlemenize engel olmuştur. En iyi göbek yağı eritme yöntemleri nelerdir? Şimdi hep birlikte bu soruların cevaplarını bulacağız.

gobek yagi eritmek 1 1
göbek yağı eritmek

Göbek Yağı Nasıl Eritilir?

Göbek yağı eritmek pek kolay bir iş değildir. Ancak korkulması gereken bir durumda değildir doğru yöntemlerle karın yağlarından kurtulabilirsiniz. Sizler için bu yöntemleri aşağıda sıraladık eğer sizde bu yöntemlere uyarsanız en yakın zamanda sonuçlarını almaya başlayacaksınız. Hadi gelin hep birlikte bu yöntemleri inceleyelim.

  • Mutlaka Her Gün 2 Litre Su İçin

Aslında bu sayı kişiden kişiye değişmektedir kimisi kilolu kimisi de zayıf olan insanların su ihtiyacı farklı olmaktadır ama ortalama bir insanın bir günde içmesi gereken su miktarı 2 litredir. Suyun en büyük faydası vücutta metabolizmayı arttırarak ve toksinleri vücuttan atarak organlarımızın daha sağlıklı çalışmasına yardımcı oluyor olmasıdır. Şunu da mutlak suretle unutmayın ki su içmek için susamayı beklemeyin fırsat buldukça su tüketin. Bu size göbek yağı eritmek için yardımcı olacaktır.

  • Yağ Yakımı İçin Sağlıklı Yağlarla Beslenin

Bilinenin aksine bazı yağlar vücudumuza iyi gelmektedir. Dikkatli alındığında, yaşamsal aktivitelerinizin sağlıklı bir şekilde çalışmasına, bazı vitaminlerin vücutta kullanılmasında ve bazı hayati derecedeki organlarımızın sağlıklı çalışmasına yardımcı olmaktadır. Sağlıklı yağ asitlerinin metabolizmayı koruduğunu ve karın bölgesinde önceden birikmiş yağların giderilmesi için ihtiyaç duyulan yeni yağlar olarak kullanılmasına neden olduğu kanıtlanmış bir gerçektir.  

  • C Vitaminini Antrenman Öncesi Tüketin

Gribal enfeksiyonlara karşı vücudumuzu koruyan C vitamini bağışıklığımızın direncini arttırmaktadır. Aynı zamanda spordan önce kullanılması sayesinde vücutta protein değerlerinin artmasına yardımcı olmaktadır. Bu sayede yağ depolarının yakımın da bizlere yardımcı olmaktadır yağ yakım gücünü hızlandıracaktır bu sayede karın yağlarından hızlıca kurtulmamıza yardımcı olmaktadır.

  • Kardiyoyu Azaltın Ağırlık Antrenmanlarını Arttırın

Halk arasında yanlış bilinen bir bilgide kardiyonun yağ yakımını arttırdığıdır. Bu çok yanlış bilinen bilgi yüzünden zayıflamak isteyenler ya spor salonlarında yada dışarda kilometrelerce koşmak zorunda kalmışlardır. Kardiyo egzersizleri tabi ki sağlık için çok önemlidir ancak karın bölgesi yağlarının eritilmesi için en doğru spor antrenmanı ağırlık antrenmanlarıdır.  Ağırlık antrenmanları ile vücuttaki yağlar daha hızlı ve kolay bir şekilde vücuttan atılabilmektedir. Zayıflama veriminizi daha da yükseklere çıkarmaktadır. Pek kolay bir antrenman şekli olmasa bile bizi sonuca daha hızlı götüreceği bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Bazı karın hareketleri ve ağırlık çalışmaları şunlardır; plank, v up, sit-up, russian twist, exercise ball pull-in, mountain climber.

  • Proteini Bol Beslenin

Protein, karbonhidratlar ve yağ vücudumuzun ihtiyaç duyduğu üç en önemli besindirler. Proteinler, hücrelerimizin yapıtaşı ve kas hücrelerimizin oluşumunda yoğun olarak kullanılan besindir. Bu sebeplerden ötürü proteinsiz beslenmek hiçte sağlıklı olmayan bir yöntemdir. Protein aldığımız zaman vücudumuzda bir tokluk hissi belirir bu yüzden yağ değeri az olmasına rağmen verdiği tokluk hissi sayesinde kilo vermemize çok büyük yardımı olmaktadır. proteinli yiyecekler tüketerek daha hızlı zayıflayabiliriz bunun için her gün ve düzenli aralıklarla protein tüketilmelidir.

göbek yağı eritmek
göbek yağı eritmek

Göbek Yağı Eritmek İçin Yardımcı Olan Doğal Tarifler

Karın bölgesi yağlarımızın daha hızlı erimesi için bazı kürler de kullanabiliriz. Şimdi bu kürlere birkaö örnek verelim.

  • Yulaf Ezmesi

Sabah kahvaltısında ister yoğurt ile ister süt ile karıştırarak ve doğal şeker barındıran meyveler ilave ederek günlük şeker ihtiyacı karşılanabilir.

Gece uyumadan 2-3 saat önce bir kase yoğurdun içine bir çay kaşığı pul biber ve birkaç damla limon sıkılarak tüketilirse karın yağlarının yakılmasına yardımcı olabilir.

  • Maden Suyu ve Yoğurt Kürü

3 yemek kaşığı yoğurt, 1 şişe maden suyu, yarım limon suyu, 1 çay kaşığı zencefil, bir kabın içinde karıştırın. Ve bir hafta boyunca hazırlanan bu kürü kahvaltıdan önce tüketin.

  • Elma Sirkesi

Mevsim yeşilliklerinin olduğu salataya biraz zeytinyağı ve 2 çorba kaşığı elma sirkesi ilave ederek tüketin. Böylelikle hem sağlıklı bir öğün hem de sirkenin yağ yakma özelliği ile göbek yağı eritmek için büyük bir adım atmış olursunuz. Bu hazırlanan kürlerle bel ve karın bölgesinde oluşan yağlardan kısa süre içerisinde sağlıklı bir şekilde kurtulabilirsiniz. Karın yağlarınızdan kurtulmak için kesinlikle bu tariflere uyunuz ve sakın zayıflamayacağınızı düşünmeyin unutmayın ki inanmak başarmanın yarısıdır.

Kaynak: healthline / webmd

Omad Diyeti: 5 Adımda En Kapsamlı Anlatım

omad diyeti

Omad diyeti, ‘one meal a day’ ifadesinin baş harflerinin kısaltılmasıyla oluşmuş bir diyet yöntemidir. Bu yönteme göre, İngilizcesinde de belirtildiği üzere günde tek öğün yemek yemek üstünden gidilmektedir. Bu diyetin içeriğine göre, günün herhangi 1 saatini seçip, o zaman diliminde istediğiniz her şeyi yiyebiliyorsunuz.

Bununla birlikte, günde ortalama 8 saat uyunduğu düşünülürse, geri kalan 15 saat içinde bir şey yenilmiyor. O anlamda, bu diyeti uygulamak için ağırlıkla obez olmak, belli bir kilonun üstünde yağ fazlası bulundurmak şarttır. Yoksa vücudunuz bu şok etkisine dayanamayabilir. Fakat bir de gün içinde katı gıda olmaması koşuluyla, sıvı gıdanın istenildiği kadar tüketildiği de görülmektedir.

omad diyeti 2 1
omad diyeti

Omad Diyeti Nedir, Bu Diyette Neler Tüketilmemelidir?

Omad diyeti, günde tek öğüne indirgenmiş bir yöntem olup, ağırlıkla hızlı kilo vereceklerin tercih ettikleri bir diyettir. Kilo verme hususunda herhangi acelesi olanlar, bu diyeti sıklıkla tercih edebilmektedirler.

Omad diyeti ilginç bir şekilde, batı ülkelerinde Ramazan’la birlikte daha da rağbet görüyor. Kimi Avrupalı vatandaşlar, Müslüman olmadıkları halde, Ramazan ritüellerini gerçekleştirip, oruç tutarlarken; kimisi de kilo vermek bağlamında bu diyeti deniyor. Özellikle, Amerika’da salgın boyutuna ulaşmış obezite problemi bağlamında, Omad diyeti de başvurulan çareler arasında görülüyor.

Bu diyet tek öğünlük olduğu için, genellikle ya gündüz ya da öğle süreci tercih ediliyor. O anlamda, bu öğünde yenilmesi gereken besinlerin şunlar olduğu belirtiliyor:

  1. Hayvansal proteini bol olan gıdalar
  2. Bitkisel proteini bol olan gıdalar
  3. Yumurta
  4. Balık
  5. Avokado
  6. Patates
  7. Makarna
  8. Sebze
  9. Meyve
  10. Süt, Yoğurt

Omad diyetinde bilhassa yumurta önerilmektedir. Çünkü günde en 1-2 yumurta yemek insanlara tokluk hissi vermektedir. Bununla birlikte, sebzelerden havuç, tatlı patates, ıspanak, karnabahar önerilirken; meyvelerden elma, portakal, armut, ayva, muz, ananas önerilmektedir. Tavuk, mantar, peynir tüketimi de desteklenirken; esmer pirinç, bulgur pirinci, kinoa, chia, kuruyemiş gibi katkılar da tavsiye edilmektedir.

Omad diyetinde, ekmek tüketimine pek yer verilmez. Ama illa ki ekmek yenilecekse de, onun da oranının kaçırılmaması gerekmektedir. Çünkü insanlar panikle tek bir öğünde yemek tüketirlerken ya da konuyu işlerine geldiği gibi anladıklarında, diyetin bir ayağı eksik kalmaktadır. Bu diyet, ekmek, hamur işi, abur cubur, ‘fast food’ tüketimi üstüne kurulu değildir. Hamur işi sizi daha fazla acıktıracağı ve midenizi de şişireceği için, daha fazla acıkmanız mümkündür. Oysa her gün 1 saat bu öğünü düzenlediğinizde, bir süre sonra -yaklaşık, iki hafta içinde- midenizin de bu duruma uyum sağlayarak küçüldüğünü görebilirsiniz.

Bu diyeti yaparken, beyaz pirinçten de özellikle uzak durmanız istenilmektedir. Beyaz pirinç sizi daha da acıktıracağı ve midenizi de şişireceği için tercih edilmez. Lakin illa ki canınız çekerse, öğün üçünde bol sebzeli bir halini az bir miktarda tüketebilirsiniz.

Margarin, salam, sucuk, sosis, hazır meyveli yoğurt gibi ürünlerden de uzaklaşmanız istenilmektedir. Bu diyette sıvı tüketimi serbesttir. Ama onda da çay, kahveden ziyade, gün içinde bol bol taze sıkılmış meyve suyu, yeşil çay, adaçayı, ıhlamur, ev yapımı çorba içebilirsiniz. Çikolatalarda ise, şeker hastalarının da tercih ettiği % 80-85 aralığında kakao içeren ürünleri tercih edebilirsiniz. Bol bol su tüketmek de size fayda sağlayacaktır.

omad diyeti
omad diyeti

Omad Diyetinin Gerekleri Nelerdir?

Omad diyeti, vücudunuzdaki yağ yakımına odaklanmaktadır. Bu anlamda, siz daha az ya da tek öğün yedikçe, beyin aldığı komut neticesinde, bedeninizde biriken fazla yağları enerjiye dönüştürecektir. Bu dönüşüm de, kısa bir sürede büyük oranda kilo kaybetmenize yol açacaktır.

Burada dikkat etmeniz gereken şey, Omad’ın anoreksiya gibi bir hastalığa sebebiyet vermediğidir. Anoreksiya, psikolojik içerikli bir şeydir. Kişiler bu durumda hiçbir şey yemezler, kendi bedenlerine eziyet ederler. Bir süre sonra küçülen mide, artık gelen yiyecekleri de kabul etmez. Kişi sürekli kusar. O yüzden, anokreksiya çok tehlikeli bir durumdur. Oysa Omad diyeti günlük tek öğün hakkınızda sağlıklı beslenmeniz için, önerilen yiyecekleri tüketmenize teşvik eder. Bununla birlikte, gün içinde sıvı takviyesi almayı sürdürürsünüz.

Omad diyeti için kararlı olmanız, besinlerin içeriklerini, vitamin ve mineral katkılarını çok iyi bilmeniz gerekmektedir. Bunun için doğru ve tıbbi makaleleri okuyabilir, alışveriş listenizi de ona göre düzenleyebilirsiniz. Ayrıca, bir uzmandan, bir diyetisyenden yardım almanız da işinizi çok kolaylaştıracaktır. Omad diyetinde bir defter/günlük tutmanız da önerilmektedir. Zaten, ortalama bir ay sonra, bu sisteme alışacağınız için, artık kendinize göre bir yaşam biçimi de kurabilirsiniz.

Omad diyeti, genellikle kişiye özeldir; bilhassa, yalnız yaşayanlar yahut kendi hayatının merkezinde kararlar alanlar için geçerlidir. Nitekim, eşiniz, anneniz ya da babanız vd. gibi insanlar çevrenizdelerse, onlardan bağımsız bir alan açmanız, buzdolabınızı ona göre dizayn etmeniz zorlaşabilir. Yanınızda yemek yiyen insanları görmeniz, sizin de yenileni arzulamanıza sebebiyet verebilir. Zaman zaman asabileşmeler de görülebilir. Bu yönde, eğer aile hayatı yaşayan yahut kalabalık ortamların içinde vakit geçiren biriyseniz, 1 saatlik tek öğününüzü de özel ve iş hayatınızın şartlarıyla uyumlanacak şekilde düzenlemeniz sizin için kolaylık sağlayacaktır.

omad diyeti
omad diyeti

Omad Diyeti Uygulanırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Omad diyeti, uygulanırken en çok dikkat edilecek konu, kişinin enerji alabileceği, onu gün içinde tok tutacak yiyecekleri tüketmesidir. Bunun yanında, gün içinde tüketilen sıvılar da bu takviyelere göre şekillenmelidir. Omad diyeti yapan insanlara günlük uykularını da düzenli şekilde almaları önerilir. Eğer, belli saatleri ve günleri içeren bir işiniz varsa, uyku düzeninize göre, 00.00-08.00 saatleri arasında ya da 23:00-07:00 saatleri arasında dinlenmeniz faydalı olacaktır.

Omad diyetinde en çok dikkat edilecek diğer hususlar da, seçilen zaman dilimleridir. Genellikle, her gün kafaya esen 1 saat seçileceğine, belirli 1 saat seçilirse vücut bu rutine daha kolay uyumlanacaktır. Bir uzmanın belirttiği üzere, ‘aç kalmak da aslında bir tokluk çeşididir’; bizi tevekküle, şükretmeye, hayattan zevk almaya dair sağlıklı ve dengeli bir yaşama götürür.

Nitekim insanların doyumsuzlukları tüm beden ihtiyaçlarını (yeme, içme, cinsellik, uyku) aşırılaştırmasına yol açmaktadır. Böylelikle, zihni de bulanık olan, sinirlenen, katılaşan yahut dengesini yitiren insanlar da ortaya çıkmaktadır. Omad diyeti aynı zamanda sabrın, kanaatin, dirayetin, yetinmenin, arınmanın da sembolü olan bir felsefe içermektedir. Dengeli uyku, dengeli beslenme, dengeli cinsellik üçlüsüyle birlikte, hayatın hızına yetişemediğiniz noktada, size bir sığınma alanı da açmaktadır.

Omad diyetinde en tehlikeli zamanlar, sabahın ilk ışıklarıyla uyanılan saatlerdir. Bu saatler arasında kişi kendini hafiflemiş, mutlu yahut iş kapsamında koşturma içinde hissederse coşkuyla, tedirginlikle, rehavetle bir kahvaltı edebilir. Yahut işe koştururken, yolda kokusunu aldığı sıcak poğaçayı çayla midesine indirebilir. Bu çok tehlikelidir. O anlamda, sabah kalkıldığında mide asit salgılıyorsa, bir bardak yeşil çayla güne başlamak isabetlidir. Yeşil çay kişiyi kendine getirebilir. Ayrıca, greyfurt suyu, limon suyu, portakal suyu içilmesi de serbesttir. Lakin katı gıdalar tüketilmemelidir.

Omad diyetinde, en isabetli zaman herkes için standart olan ve genellikle öğle tatiline denk gelen 12.00-13.00 saatleri arasıdır. Bazen, bu saat 13.30’a sarksa da, siz belirlenen 1 saat içinde yiyebileceğini tüm ürünleri tüketebilirsiniz. Eğer, iş yerinizin yemekhanesi varsa, oradaki yemekleri tükettikten sonra, takviye gıda almayı sürdürebilirsiniz. Böylelikle, iş ortamında da adaptasyonunuz bozulmaz.

Yine, Omad diyetinde en tehlikeli saatler, akşamüstü eve gidildiği zamanlardır. Eğer, kalabalık bir ailede yaşıyorsanız, etraftaki abur cuburlar, annenizin ya da eşinizin yaptığı yemekler içinizi gıcıklayabilir. Siz yemek yapmak zorundaysanız, aile bireyleriyle sofraya oturmanız gerekebilir. Yalnız yaşıyorsanız, yalnızlık psikolojisi, evde ses olmayışı da, sıkıntıdan sizi yemeğe sevk edebilir yahut eve çağırdığınız her misafirle tükettiğiniz yiyecek, içecekler genel beslenme düzeninizi bozabilir. Bu anlamda, bu diyeti bir süre belli bir disiplin içinde yürütmeniz tavsiye edilir. Çevrenize kulak tıkamanız, düzenli bir hayata geçmek için fırsat yaratmanız ve sağlığınıza dikkat etmeniz, sizin yararınızadır.

Omad diyetinde dikkat edilecek başka bir husus da, alışveriş listenizi gözden geçirmenizdir. Günde bir öğün yerken neleri tüketeceğiniz, bunların oranının haftalara ve aylara göre hesaplanması da, sağlam bir matematik gerektirmektedir.

omad diyeti 5 1
omad diyeti

Omad Diyetini Kimler Yapabilir, Kimler Yapamaz?

Omad diyeti, gerçekten güçlü bünyelerin uygulayabileceği sıkı bir yöntemdir. O anlamda, bu diyeti aşağıdaki kişilerin yapması uygun düşebilir:

  1. Sporla sağlam bir bünyeye sahip olanlar
  2. Obezite sınırında yaşayanlar
  3. Dengeyi kaçırmayacağını düşünenler

Omad diyeti bir dayanıklılık testi gibidir. Kişilerin kararlı, inatçı, uyumlanabilir olmaları ve zorlukların üstesinden gelmeleri onlara büyük bir iç disiplin de sağlayacaktır. Omad diyeti, astım, kalp rahatsızlıkları, mide rahatsızlıkları gibi problemleri de önlemektedir. Fakat bu diyeti yapacakların dışında, yapmaması gerekenler de vardır. Onlar da aşağıda şu şekilde belirtilmişlerdir:

  1. Çocuklar ve ergenlik dönemindeki gençler
  2. Şeker hastaları
  3. Reflüsü ve mide rahatsızlıkları olanlar
  4. Psikolojik rahatsızlığa sahip olanlar; hatta, ilaç kullananlar
  5. Hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlar
  6. Çeşitli ilaçlar kullananlar

Çeşitli ilaçlar kullananlar maddesindeki kısma değinecek olursak, hangi ilacın kullanıldığı, bunun vücuttaki etkileri veya yan etkileri bilinmediği için, o konuda bir doktora danışılması da önerilmektedir. Doktora Omad diyeti yapılacağı; fakat bunun ilaçlarla bir bağlantısının olup olmadığı sorulabilir. Bununla birlikte, sabırsız, sinirli, keskin duruşlu insanların da bu diyete başlarken, bir yardım almaları ve bir motivatöre, danışmana ya da diyetisyene gitmeleri de önerilmektedir. Nitekim Omad diyeti için her şekilde kararlı bir bünye de gereklidir.

omad diyeti
omad diyeti

Omad Diyetinin Sonunda Ne Elde Edersiniz? 

Omad diyeti, içinde sade bir yaşam felsefesi de barındıran, modern dünyanın sıkıştırmalarından sıkılan, sürekli koşturma, tüketim, rol yapma üçgeni arasında çaresiz kalan herkes için denenebilir bir uygulamadır. Bu uygulamayı hayatınıza geçirdiğinizde, ne denli farkındalık elde ettiğinizi görebileceğiniz gibi, aynı zamanda yaşamınıza da istediğiniz sınırları koyabildiğinizi hissedeceksiniz.

Bununla birlikte, Omad diyetinin hem sinirlerinizi yatıştırdığını, hem bedeniniz gevşettiğini, hem cildinizi parlattığını, hem de sizi kalp damar mide, bağırsak rahatsızlıkları gibi rahatsızlıklardan koruduğunu göreceksiniz. Kimi uzmanlara göre ‘anti aging’ etkisi de yaratan Omad diyetinin, insanlarda yaşlanmayı geciktirecek hücreleri de tetiklediği ifade edilmiştir. Sürdürülebilirliği yüksek olan bu diyette, doğru enerjiyi doğru yiyeceklerden aldığınızda, kafanızın da netleştiğini, gerginliklerinizin azaldığını, yaşama bağlılığınızın arttığını göreceksiniz. Tersine, sadeleşerek daralan bir hayatın, sizi fazlalıklardan (fazla insan, fazla yemek, fazla uyku, fazla seks) nasıl da kurtardığını görerek, aynaya daha farklı gözlerle bakacaksınız. Geleceğe doğru kaliteli bir yaşamla yürüme fırsatı elde edeceksiniz.

Kaynak: health / betterme.world

HCG Diyeti 3 Aşamada İğne ile Zayıflama Tekniği

hcg diyeti

HCG diyeti, kilo vermek isteyen vatandaşların açlık hissi yaşamadan kilo kaybına uğramasını vaat eden bir programdır.

HCG, aslında gebelik döneminin ilk aylarında vücutta gözlemlenen bir hormondur. Hatta evde yapılan hamilelik testlerinde, gösterge olarak da kullanılır. Yani, gebe olup olmadığınız vücudunuzda bulunan bu hormon sayesinde belli oluyor.  Doktorlar, bu hormonun kilo kaybı amacı ile de kullanılabileceğini belirtmeye başlayarak, HCG diyeti kavramının hayatımıza girmesini sağlamıştır.

hcg diyeti
HCG diyeti

HCG’nin Vücudunuzdaki İşlevi Nedir?

HCG, hamilelik sırasında üretilen ve vücudun hamile olduğunu söyleyen protein bazlı bir hormondur. HCG, embriyo ve fetüsün gelişmesi için gerekli olan progesteron ve östrojen gibi temel hormonların üretimini sürdürmeye yardımcı olur. Hamileliğin ilk üç ayından sonra kandaki HCG seviyeleri azalır.

  1. Hamilelik testlerinin pozitif çıkması, vücutta bulunan HCG hormonu ile ölçülür.
  2. Hamileliğin düzgün bir şekilde sürdürülebilmesi için önemlidir.
  3. Bebeğin ilk 3 aylık gelişimini destekler.
  4. Erken doğum ihtimalini büyük ölçüde engeller.
  5. Bebeğin kan damarı ve organlarının oluşum süreci için oldukça büyük bir önem arz etmektedir.
  6. Bebeğin bağışıklığını düzenleyen faktörlerden bir tanesidir.

 HCG Diyeti Nedir?

Günümüzde pek çok farklı kilo verme yöntemleri ortaya çıkmıştır. Bu diyet yöntemlerinin her birinin içeriği farklıdır. Kilo sorunu yaşayan insanlar, kendilerine en uygun kilo kaybetme yöntemini araştırmaktadır. Ancak, her birey hızlı bir sonuç elde etmek istemektedir. Hızlı ve gözle görülür bir sonuç elde edemeyen bireyler, genellikle pes etmektedir.

HCG diyeti, oldukça düşük kalorili besinler ile uygulanan bir diyet programıdır. Bu diyet programını, diğer kilo verme yöntemlerinden ayıran fark ise HCG hormonunun uygulanması olmaktadır. Bu hormon, doktorlar tarafından yazılan reçeteler ile eczanelerden alınabileceği gibi web sitelerinden, perakende satış yapan mağazalardan edinilebilmektedir. HCG diyeti, iki ana adımdan oluşmaktadır.

  1. Günlük yaklaşık olarak 500 kalori alımı
  2. HCG hormonunun vücuda enjekte edilmesi 

İlk başta oldukça kolay gibi görünse de 500 kalori oldukça düşük bir beslenmedir. Zira daha açıklayıcı olabilmesi amacı ile, normal bir insanın günlük alması gereken kalori ortalama 2000 olmaktadır. 1500 kalori seviyesinin altına düşen beslenme, metabolizmanın işlevini tam olarak yerine getiremeyeceği anlamına gelmektedir. Ancak tam bu esnada HCG hormonu devreye girer.

hcg diyeti
hcg diyeti

HCG Diyeti Uygulama Aşamaları Nelerdir?

Daha önce de belirttiğimiz gibi oldukça düşük bir kalori alımı ve hormon enjektesi ile gerçekleştirilen bir yöntem olan HCG diyeti, 3 başlık altında uygulama aşamaları gerektirmektedir. Bu uygulama aşamaları aşağıda belirtilmiştir.

1) Yükleme Aşaması

HCG diyetinin ilk aşaması yükleme olmaktadır. HCG hormonu almaya başlanır ve hormon alındıktan sonra ilk 2 gün oldukça yüksek porsiyonlarda bol kalorili yiyecekler tüketilir. Bu iki gün süren aşamanın ardından HCG diyeti uygulayan bireyler, ikinci aşamaya geçer.

Yükleme aşamasında uygulanabilecek bir günlük besin programı, sizlere fikir verebilmesi amacı ile aşağıda yer almaktadır.

  1. Kahvaltı için: 2 adet haşlanmış yumurta + 1 su bardağı süt + 4 adet badem
  2. Öğle yemeği için: 1 su bardağı ton balığı ya da mantar salatası
  3. Atıştırmalık için: 10 adet kabuklu fıstık + 1 fincan yeşil çay ya da tercihinize göre şekersiz bitki çayı
  4. Akşam yemeği için: 1 kase mercimek çorbası + 1 porsiyon ızgaralanmış sebze 

2) Kilo Verme Aşaması

İlk aşamayı bitiren bireyler, HCG hormonu almaya devam eder. HCG hormonu alırken diyet programları ilk aşamaya göre oldukça farklıdır. Kilo verme aşamasına gelen insanlar, 3 ila 6 haftalık bir diyet programına geçiş yapar ve bu diyet programı günlük 500 kalori ile sınırlı olmaktadır.

Günlük 500 kalori alımı gerektiren kilo kaybetme aşamasında uygulayabileceğiniz bir günlük örnek diyet listesi aşağıda verilmiştir. Bu listeye göz atarak daha fazla fikir sahibi olabilirsiniz.

  1. Kahvaltı için: 1 adet haşlanmış yumurta + 1 fincan şekersiz yeşil çay
  2. Öğle yemeği için: 1 küçük kâse mercimek çorbası (yağsız)
  3. Akşam yemeği için: Yarım kepçe haşlanmış fasulye, 1 su bardağı kadar yeşillik

3) Bakım Aşaması

3 ila 6 hafta arası süren bu diyetin ardından, HCG diyeti uygulayan bireyler, hormon almayı bırakır. Vücuda birden bire hızlı yiyecek yüklemesi yapılmaması açısından, yiyecek alımı az az arttırılmaktadır. Diyetlerindeki kaloriyi fazla olmayacak şekilde arttıran bireyler, HCG hormonunu bıraktıktan sonra 3 hafta süre ile nişasta ve şeker alımından uzak durmalıdır.

Bakım aşamasında alınan kaloride artış gözlemlenmektedir. Bu artış için örnek olarak bir diyet listesi örneği aşağıda verilmiştir. Bu bir günlük diyet listesinden yola çıkarak kendinize en uygun programı oluşturmanız mümkündür.

  1. Kahvaltı için: yulaf ezmesi (muzlu olabilir) + 1 fincan sütsüz sade kahve ya da yeşil çay
  2. Öğle yemeği için: 1 kâse salata ya da çorba + 1 su bardağından biraz az lor peyniri
  3. Atıştırmalık için: 1 adet bisküvi ya da kurabiye + 1 su bardağı şekersiz yeşil çay
  4. Akşam yemeği için: 1 porsiyon ızgara tavuk + 1 su bardağı sebze (Akşam yemeğinden sonra 1 bardak ılık süt içilebilir)
hcg diyeti
hcg diyeti

 HCG Diyeti Esmasında Hangi Besinler Tüketilebilir?

HCG diyeti yaparken, bireylerin çok sınırlı bir kalori alım hakkı olduğunu unutmamaları büyük bir önem arz etmektedir. Zira sırf bir besin sağlıklı diye fazla tüketmek, sizlere kilo kaybı açısından bir fayda sağlamayacaktır.

Kendiniz oluşturduğunuz ya da bir diyetisyen uzmandan yardım aldığınız diyet listenize sadık kalmanız oldukça önemlidir. Aşağıda HCG diyeti yaparken belirli miktarlarda tüketebileceğiniz besin grupları yer almaktadır.

  1. Ispanak, turp, havuç, marul, lahana, brokoli, karnabahar, biber, roka, maydanoz, nane, patlıcan, kabak, pırasa, domates, salatalık gibi sebzeler tüketime uygundur.
  2. Meyve grubundan tüketilebilecek besinler arasında elma, avokado, muz, limon, mandalina, ananas, şeftali, armut, erik, karpuz gibi meyveler yer almaktadır.
  3. Alınacak proteinli besinlerden hindi, tavuk, mezgit balığı, uskumru balığı, somon balığı, ton balığı, yumurta, soya fasulyesi ve bakla grubuna dâhil olan yiyeceklerin tüketiminde sakınca bulunmamaktadır.
  4. Tahıllı besinler arasında ise siyah pirinç, yulaf, kırık buğday, kırmızı pirinç, esmer pirinç bu diyette tüketilebilir.
  5. Süt ve süt ürünleri grubundan az yağlı, mümkünse yağsız süt ve light ayran tercih edilebilir.
  6. Yiyeceklerde kullanabileceğiniz yağ deposu ürünlerde de zeytinyağı, balık yağı ve avokado yağı kullanabilirsiniz.
  7. Badem, ceviz, Antep fıstığı kuruyemiş çeşitleri çiğ olarak tüketime uygunken, bunun yanı sıra keten ve ayçiçeği tohumu da tüketebilirsiniz.
  8. Baharat olarak kimyon, rezene, karanfil, fesleğen, kekik, hardal tohumu, kakule, doğal sarımsak tozu, pul biber, toz biber, dereotu, kişniş, zencefil ve toz zencefil, zerdeçal, yıldız anason, safran, nane kullanabilirsiniz.

HCG Diyetinde Kaçınılması Gereken Besinler Nelerdir?

HCG diyeti, oldukça sıkıdır. Zira hızlı bir şekilde kilo vermeyi sağlayabilmek adına günlük olarak tükettiğimiz pek çok üründen uzak durmanız şarttır. Bazı ürün gruplarından kaçınmamanız durumunda, yaptığınız diyetten tam anlamı ile verim almanız pek de mümkün değildir.

Diyet listenize asla eklememeniz gereken besinler aşağıda liste halinde verilmiştir. Yapacağınız HCG diyeti esnasında ya da sonrasında, hatta diyet yapmıyorsanız bile sağlığınızı korumak için aşağıda yer alan bazı besinlerden uzak durmanız oldukça büyük bir önem arz etmektedir.

  1. Oldukça tehlikeli bir sebze olan beyaz patates uzak durmanız gereken yiyecekler listesinin başında yer alıyor. Kızartma olarak tüketilmesinin zararlı olmasının yanı sıra, bir kase haşlanmış patatesin kalorisi 500’ün üzerindedir.
  2. Mango, jackfruit, sapodilla, ejder meyvesi gibi tropikal meyveler oldukça fazla şeker içeriyor. Bu nedenle diyet listenizde bulunmaması gerekiyor.
  3. Kırmızı et aslında güçlü bir besin kaynağı olsa da HCG diyeti için uygun değildir.
  4. Beyaz pirincin içeriği tamamen nişasta olduğu için kaçınmanız gereken bir diğer besindir.
  5. Margarin, tereyağı gibi besinlerin yanı sıra peynir de oldukça yüksek yağ oranına sahiptir, bu yüzden diyet yaptığınız süre zarfında tüketilmesi önerilmez.
  6. Kalorisi yüksek olan ve zararlı olan bitkisel yağ, kenevir tohumu yağı, fındık yağı ve kanola yağından uzak durmanız gerekir.
  7. Karbonhidrat, şeker ve yağ oranı yüksek olan hamur işleri, işlenmiş et, cips, şeker, gofret, patates kızartması, ekmek, kızartılmış et ürünleri, işlenmiş besin ve etler de tüketime uygun olmayan besinler arasındadır.
  8. Enerji içecekleri ve alkolün yanı sıra paketlenmiş meyve ve sebze suları da tüketilmemelidir.
  9. Meyve ve sebzeler, sıkım işleminden geçirildikleri zaman kalorileri artmaktadır.
  10. Kurutulmuş meyveler de normal meyvelere kıyasla daha fazla şeker içerir. Bu nedenle tüketilmemesi gerekmektedir.
hcg diyeti
hcg diyeti

HCG Diyetinin Etkileri

HCG diyeti, oldukça düşük kalorili olduğu için kilo vermek isteyen bireylerin akıllarında soru işaretlerine neden olmaktadır. Zira pek çok birey, HCG hormonu enjekte etmeden bu kadar düşük bir kalori ile zaten kilo verebileceğini düşünmektedir. Aslında bu şekilde düşünen bireyler haksız da sayılmamaktadır.

HCG diyeti, FDA (U.S. Food and Drug Administration) tarafından onaylı değildir. Zira FDA kuruluna göre, HCG sadece hormonsal bozukluğu için doktorlar tarafından verilebilecek bir ilaç niteliği taşımaktadır. Bu nedenle, eğer tedavi yöntemi için uygulanmazsa bazı yan etkiler gözlemlenebilir. HCG diyeti için kullanılan HCG hormonunun yan etkileri aşağıda belirtilmiştir.

  1. Şiddetli baş ağrısı
  2. Sinir ve depresyon
  3. Sürekli olarak yorgun hissetme
  4. Ödem problemi
  5. Erkeklerde göğüs büyümesi
  6. Kanser görülme ve gelişme riski
  7. Kanın pıhtılaşması ve buna bağlı olarak damar tıkanıklığı sorunu

Yukarıda belirtilen yan etkilerin pek çoğu beslenme şeklinin yeteriz olmasından kaynaklanmaktadır. Zira daha önce de belirttiğimiz gibi, sağlıklı bir bireyin metabolik sistemlerini düzgün bir biçimde çalıştırmaya devam edebilmesi için günlük 2000 kaloriye ihtiyaç duymaktadır.

Dahası HCG diyetinde hormon enjektesi değil, az kalori alımı kilo verdirmektedir. Zira en sıkı diyetlerde bile yaklaşık olarak alınan kalori 1000 olmaktadır. Yani yaptığınız HCG diyetindeki alınan hormonun, kilo verme ile doğrudan bir ilişkisi olduğuna dair bir veri bulunmamaktadır. HCG diyeti esnasında kullanılan hormon üzerinde sayısız çalışma yapılmış ve çalışmalar sonucunda kilo vermeye dair bir etki gözlemlenmemiştir. Ancak iştah kaybı sağladığı bulunmuştur.

HCG diyeti yapmakta olan 64 yaşındaki bir kadının bacak ve akciğer bölgelerinde kan pıhtısına rastlandı. Bu pıhtılaşma sorununun kesin olmamakla beraber alınan hormon ve uygulanan diyet ile alakalı olduğu kanısına varıldı. Kalorisi düşük olan herhangi bir diyet ile kilo vermeniz mümkündür. Bu nedenle HCG hormonu enjektesi ile kilo vermeye çalışmamanızı şiddetle tavsiye ederiz. Eğer fazla kilo problemi yaşıyorsanız, bir diyetisyene başvurmanız, sizin için en ideal yöntem olacaktır. Zira internet üzerinden ya da kulaktan kulağa yayılmış olan diyet listeleri herkes için geçerli değildir.

Kaynak: webmd / fda

Eliminasyon Diyeti Nedir? En Kapsamlı Anlatım

eliminasyon diyeti

Eliminasyon diyeti, bilhassa bağırsaklarda sorun yaratan yiyeceklerin tespit edilerek, onların yemek alanın da kullanılmamasını gerektiren bir yöntem çeşididir.

Bu anlamda, vücutta ve özellikle bağırsakta meydana gelen hassasiyetler insanı çok rahatsız ederek, yaşam kalitesini düşürecektir. İnsanın ikinci beyni şeklinde de anılan bağırsaklar, bedenin en önemli parçalarından biridir. Onları korumak temel anlamda sağlığımızı da korumak anlamına gelmektedir.

Fransızcadaki ‘éliminer’ ve İngilizce ’deki ‘eliminate’ sözcüklerinden türetilmiş olan eliminasyon, elemek, seçmek anlamlarına gelir. Dolayısıyla, eliminasyon diyetinde de ana kural, yiyeceğiniz yiyecekleri seçmekten çok, yiyemeyeceğiniz yemekleri hayatınızdan belli bir süre çıkarmanız üzerine gitmektir.

Burada, şüphesiz ki bir uzmana danışmak da çok önemlidir. O konuda, doktorlar ve diyetisyenler sizlere yardımcı olacaklardır. Zaten, midenizde, bağırsaklarınızda, karnınızda ağrı, gaz sıkışması şişkinlik vb. hususlar hissettiğinizde, bir uzmana görünmenizin de vakti çoktan gelmiş demektir.

eliminasyon diyeti
Eliminasyon diyeti

Eliminasyon Diyeti Nedir, Bu Diyette Neler Tüketilmemelidir?

Eliminasyon diyeti, vücudunuzun reaksiyon gösterdiği yiyecekleri saptamanız üstünden, daha sonra bir program yapmanıza dayanan bir sistemdir. Bu yiyecekler size zarar verdikleri için, onları yemeyi kesmenize dayanmaktadır.

Ama kimi yiyecekleri bir süre sonra yeniden yemeniz de mümkündür. Fakat, burada da neyi ne kadar tüketeceğiniz de önem kazanmaktadır. Burada ana unsur elimine edilen besin grupları üstünden bir beslenme biçimi elde etmenizdir. Bu grupları aşağıdaki gibi maddelememiz olasıdır:

  1. Şeker

En önemli elimine besinlerinin başında şeker gelmektedir. Şeker normalde de, her birey için ya sınırlı oranda önerilir ya da hiç önerilmez. Hatta beyaz şeker yerine esmer şeker, elma özü gibi besinlerin de kullanılması tavsiye edilir. Şekerden uzak durulması, sağlıklı beslenmenin ve formu korumanın temel kurallarındandır.

  • Gluten

Günümüz tüketim toplumlarında artık birçok alternatifin görüldüğünü belirtebiliriz. Glütensiz gıdalar da bu alternatiflerin içine girerler. Glüten, arpa, buğday, çavdar gibi tahıllarda bulunan bir çeşit proteindir. Bağışıklık sistemi için kimi yararları olsa da, glütene alerji geliştiren de çoğunluktadır. İşte böylesi kişilerin glütenli gıdalar tüketmeleri onların sağlıklarını da tehlikeye atacaktır. Bu sebeple, glütenden de uzak durulması önerilmektedir.

  • Süt Ve Süt Ürünleri

Süt ve süt ürünleri deyince, sütün dışında peynir, yoğurt gibi gıdaların da olduğu bir kategoriyi anlarız. Bu anlamda, bu ürünlerin içinde yoğun biçimde kalsiyum bulunmaktadır. Lakin bu ürünler de kimilerinde alerji, kızarıklık, kaşıntı, uçuk gibi rahatsızlıklara sebebiyet verebilmektedir. O yüzden, süt ve süt ürünlerine karşı hassasiyet geliştirenlerin de onlardan uzak kalması önerilmektedir.

  • Yumurta

Yumurta hem kalsiyum hem de protein bakımından zengin bir besindir. Hemen hemen her kahvaltı sofrasının olmazsa olmazlarından biri şeklinde bilinir. Fakat kimi bünyeler de yumurta da rahatsızlık yarattığı için, bu konuda önlem alınması gerekebilir. Kimileri yumurtayı azaltırlarken, kimileri de tamamen yememe yoluna giderler.

  • Bakliyat Ürünleri

Bakliyat ürünleri glüten içermeseler de, yine de kimi insanlar için tehlike arz ederler. Glütensiz gıda tüketmeleri önemle tavsiye edilen çölyak hastalarına kimi diğer bakliyat ürünlerinin de yenilmesi önerilmez.

  • Kuruyemiş

Ceviz, badem, fındık, fıstık gibi kuruyemişler yağ, omega 3, karbonhidrat, protein, magnezyum vd. gibi zengin içeriğe sahiptirler. Fakat onların bu lezzetleri bile eliminasyon diyetinin ağına takılmaktan kurtulamaz. Kimi zaman kuruyemiş de alerji yapan ürünler arasına girmektedir.

  • Alkol, sigara

Eliminasyon diyetinde başlıca yasaklanan maddelerden biri alkol, sigaradır. Sigara da beslenme standardımızı ve sağlığımızı etkilediği için, bu diyet içinde fırsattan istifade edilerek azaltılabilir yahut bırakılabilir. Ayrıca, alkol başlığıyla birlikte, gazlı içecekler, çay ve kahve de eliminasyon diyetinin yasaklılar listesine girmektedir. Bu ürünlerin tamamının hayatınızdan çıkarılması, diyetin ötesinde sağlık belirtisi şeklinde okunabilir.

eliminasyon diyeti
eliminasyon diyeti

Eliminasyon Diyetinin Gerekleri Nelerdir?

Eliminasyon diyeti, her on kişiden birinde görülen ve gün geçtikçe, etkisi de artan alerjinin önlenmesi adına ortaya çıkarılmış modern bir yöntemdir. Günümüz koşullarının giderek hızlanması, yaşam kalitesinin düşmesi, bir yerden dikkat edilen konulara odaklanılırken başka bir yerden sorunların çıkması herkesi yormaktadır. Reflü, gastrit gibi mide hastalıkları artarken; migren, vertigo gibi baş ağrıları ve dönmeleri de artmaktadır.

Ayrıca, korona virüsün hayatımıza girişiyle birlikte, ev hastalıklarında da (egzama, sedef, siğil vd.) ilerleme saptanmıştır. Tüm bu şartların olumsuz yöne evirildiğini gözlemlediğimizde, hem metabolizmamızı korumak, hem daha dayanıklı kalabilmek, hem bağışıklık sistemimizi zayıflatmamak adına bazı fedakârlıklar yaparız. Bu fedakarlıklar, eliminasyon diyeti içinde gerçekleştirilebilmektedir.

Bu diyet ekseninde, yediğiniz yemeklere çok dikkat edersiniz. Eğer, içlerinde size rahatsızlık verenleri varsa, onların porsiyonlarını test edersiniz. Porsiyonlar test edildiğinde, tespit ettiğiniz gıdadan yahut gıdalardan az bile yediğinizde vücudunuz büyük bir tepkime veriyorsa, o gıdayı bırakmanızın vakti gelmiştir.

Tıpkı, sosyal hayatımızda da bize zararı dokunan insanları, kendimizden uzak tuttuğumuz gibi… Nasıl ki, o insanlar hayatımızdan çıktıklarında, bir kaybımız olmuyor; hatta yerlerine yenileri geliyorsa, yeni beslenme çeşitleriyle de kendimizi korumamız mümkün olabiliyor.

Yahut bir kişi bizim için önemliyse ve bize çok büyük bir yanlış yaptıysa; nasıl ki, onu da cezalandırmak anlamında, aramıza mesafe koyuyorsak, bu yiyeceklerle de aramıza belli bir süre mesafe koyuyoruz. Eğer, biraz bekleyip, tekrar tükettikten sonra bedenimiz bir tepkime vermiyorsa, sağlığımız düzelmiş demektir. Eğer, bedenimiz tekrar tepkimeye giriyorsa, o vakit o yiyeceği tamamen hayatımızdan ayıklamamız gereklidir.

Eliminasyon diyeti, 21. yüzyılın hızı, hareketliliği ve çıkmazları içinde sunulan alternatif bir yöntem şeklinde değerlendirilebilir. Bu diyet sizi korumak adına ortaya çıkmıştır. O anlamda, bu diyetin en büyük gerekliliği kararlılıktır. Çünkü sizi rahatsız eden besini tespit ettikten sonra, kendinizi ondan korumak için çaba göstermezseniz, vücudunuz tepkime verecektir. Bu diyeti uygulamadan önce, bir gastroenteroloğa, bir uzmana başvurmanız ve sağlık taramalarından da geçmeniz mümkündür. Hormon tedavisi, kan testi, mide ve bağırsak incelemeleri sizin de daha rasyonel kararlar almanıza neden olacaktır.

Eliminasyon diyeti, genellikle her ürünü tüketmeyi kısa süreli olacak şekilde yasaklama yoluna gitmeyi amaçlar. Burada, bir nevi midenizi rahatlatmanız, vücudunuzu dinlendirmeniz de söz konusudur. Nitekim bizler sağlıklı beslenmeye dikkat etsek bile, bunu da bir çeşit hastalık hastalığına çevirerek, aşırılaştırabiliriz. Böylelikle, hayatı kendimize ve çevremize de zindan ederiz. Çünkü aşırı derecede sağlıklı beslenme takıntısı olan insanların sağlık krizleri, ölüm korkuları ve çaresizlikleri psikolojilerine yansır ve dillerine vurur. Daha da katılaşmaya başlarlar. Bu da, onları hayattan mahrum, ceberut birilerine dönüştürür. Oysa hayatın kendine göre bir iç dengesi vardır. Dolayısıyla, eliminasyon sistemi size bu dengeyi yeniden hatırlatmaya çalışır.

eliminasyon diyeti
eliminasyon diyeti

Eliminasyon Diyeti Uygulanırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Eliminasyon diyeti yapılırken, öğünlerinize çok dikkat etmeniz gerekir. Çünkü buradaki temel amaç hangi besinlerin ya da besin gruplarının sizi etkilediğini bulmaktır. Tabii burada da, çeşitli vitamin ve mineral eksiklerinin baş gösterme durumu olacağı için, onların da başka gıdalardan takviye şeklinde alınması gerekmektedir ki vücut dengesini sağlayabilsin.

Eliminasyon diyetine başlamak istiyorsanız aşağıdaki başlıklara dikkat etmeniz yararlı olabilir:

  • Öncelikle, alışveriş listelerinizi gözden geçirin. Nelere zaafınız var, neleri çok tüketiyorsunuz, hangi gıdaları reklam baskısıyla ya da bilinçdışınızın tetiklemesiyle alıyorsunuz, bunları iyice değerlendirin. Mümkünse, alışverişe gitmeden önce listenize çok dikkat edin ve onun dışında ekstra ürünler almamaya gayret edin.
  • Türkiye’de yaşayan çoğu insanın beslenme biçimlerini tetikleyen kimi faktörler vardır. Bunların başında kültürel öğeler gelir. Türk mutfağı, Karadeniz mutfağı, Doğu mutfağı, Ege mutfağı vd. gibi ayrılan beslenme kalıplarına göre, yaşam biçimlerimizi de belirleriz. Bununla birlikte, hız çağı bize ‘fast food’ yemeye, lokanta, AVM, restoran gibi yerlerde vakit geçirmeye de alıştırmıştır. Ailede bile herkes tek tip yemek yemez ya da aksine tek tip yediği için, birinin yediği diğerine iyi gelmez. Bununla birlikte, yalnız yaşayanların sayısındaki artış da psikolojileri etkilediği için, bu insanlar ya beslenmelerine dikkat etmezler ya da içki, sigara, çay-kahve, hazır beslenme gibi alanlara yönelirler. Tüm bu nedenler ekseninde, sizin de, psikolojinizi iyi tartmanız ve yaşam biçiminizi net belirlemeniz gerekir ki, ona göre diyete başlayabilesiniz. Yoksa yarım kalan bir diyetin de size faydasının dokunacağı şüphelidir.
  • Eliminasyon diyetinde diğer kural, iki aşamalı bir dizaynı hayatınıza oturtabilmektir. Nitekim, eliminasyon diyeti öncelikle ‘eliminasyon’ üstünden işler. Eliminasyon fazı diye de bilinen bu döneme göre, aşağıdaki gıdaları hayatınızdan çıkarma sürecine giriyorsunuz:

Glüten, şeker, bakliyat ürünleri, yumurta, alkol, kahve, çay, süt ve süt ürünleri, yağ, yağlı besinler, çeşitli soslar, çorbalar, hazır gıdalar, makarna, et vs. Ardından, bunların yaklaşık bir ay süreyle hayatınızdan uzaklaştırılması süreci gelişiyor. Burada da, daha çok taze sebze-meyve tüketimine yönelebiliyorsunuz. Zeytinyağı, kinoa, chia, balık, esmer pirinç yiyebiliyorsunuz.

Eliminasyon diyetinin ikinci kısmı ‘tekrar tanıtma’ dediğimiz başlıktan oluşuyor. Burada da, tüketmediğiniz ve şüphe duyduğunuz besinleri vücuda tekrar tanıtmaya, onlardan azar azar yemeye başlıyorsunuz. Bu noktada, bir ay boyunca hayatınızda olmayan o yiyecek sizde şişkinlik, kusma hissi, mide ağrısı, gaz, ishal vb. gibi rahatsızlıklara neden olmuyorsa, onu oranınca tüketmeyi sürdürüyorsunuz. Ama kestiğiniz bu besinlerin içinden tekrar yediğinizde rahatsızlık verenleri olursa, onu hayatınızda çıkarabiliyorsunuz ve ondan almanız gereken vitamini, minerali, katkıyı alerjiye, rahatsızlığa neden olmayacak başka bir gıdadan alabiliyorsunuz.

eliminasyon diyeti
eliminasyon diyeti

Eliminasyon Diyetini Kimler Yapabilir, Kimler Yapamaz?

Eliminasyon diyeti, herkesin bir anda adapte olarak hızla yapabileceği bir yöntem değildir. Öncelikle, bir doktora ve diyetisyene gitmeden, kafanıza eseni uygulamanız yanlış sonuçlara da neden olabilir. Eliminasyon diyetini aşağıdaki kişilerin kafalarına göre yapmamaları tavsiye edilmektedir:

  1. Reflüsü ya da başka bir mide rahatsızlığı olanlar
  2. Şeker hastaları
  3. Psikolojik problem yaşayanlar ve ilaç kullananlar
  4. Kronik yorgunluğu olanlar
  5. Bağırsaklarında sorun yaşayanlar
  6. Eklem ağrısı çekenler

Herhangi bir kronik hastalığı olan kişilerin önce doktora danışarak, ardından bu diyeti yapmaları önerilir. Zaten, bu diyet profesyonel bir diyetisyenin gözetiminde olmaksızın, defter/not tutmadan, hassas ölçümler yapılmadan birden uygulanamamaktadır.

Eliminasyon Diyetinin Sonunda Ne Elde Edersiniz?  

Eliminasyon diyeti, vücudunuzu tanımanız adına önerilen bir yöntemdir. Bu anlamda, aslında neye hassasiyetinizin olduğu, hangi besine karşı alerji geliştirdiğiniz, rahatsızlıklarınızın nereden tetiklendiği gibi konuların da ortaya çıkarılmasına yol açar. Eliminasyon diyeti, sabrınızı ve kararlığınızı da gösterecektir. Fakat bu diyet sürekli uygulanmamaktadır. Bu diyeti hayatınıza doğru noktalardan adapte etmeniz ve önünüzdeki yaşantınızı da ona göre şekillendirmeniz de önemlidir. Özellikle, kronik inflamatuar teşhisi konulan hastalara doktorları tarafından da tavsiye edilir. Bu diyet, bedeninizi forma sokmanız adına da, standart bir diyet denli idealdir.

Kaynak: precisionnutrition / greatist

Zayıflama Kürü: Bel Bölgesinden Kilo Vereceksiniz

zayıflama kürü

Bu zayıflama kürü ile belinizdeki yağların kaybolduğunu göreceksiniz. Bel çevresindeki yağlar birçok insan için hem sağlıksız hem de estetikten yoksun bir vücuda neden olur. Beldeki yağlardan kurtulmak için egzersiz yapmanın yanı sıra bazı kürler de şiddetle önerilmektedir. Hayatınızı daha hareketli hâle getirmek bel yağlarından kurtulmak için iyi bir yoldur. Fakat egzersizlere ek olarak daha çabuk sonuç almak için uygulayabileceğiniz zayıflama kürü ile belinizdeki yağların kaybolduğunu göreceksiniz.

zayiflama kuru 1 1
zayıflama kürü

Zayıflama kürü nasıl yapılır?

Günümüzde birçok ilaç, takviye gıda ve hatta özel kıyafetlerin kilo vermeye yardımcı olduğu iddia edilmektedir. Bunların yanında denenebilecek doğal zayıflama kürleri doğal malzemeler içermelerinden ötürü daha çok tercih edilmektedir. İşte bu zayıflama kürlerinin en etkililerinden birinin malzemeleri şöyle:

  • Yarım yağlı yoğurt (Light yoğurt kullanılması özellikle önemlidir. Miktarı 3 yemek kaşığını geçmemelidir.)
  • Bir limonun yarısı (Sulu bir limon olması kürü daha etkili kılacaktır.)
  • 1 çay kaşığının yarısı kadar zerdeçal ya da 1 çay kaşığı acı pul biber de kullanılabilir.

Yarım yağlı yoğurdu, yarım limonun suyunu ve zerdeçal ya acı pul biberi uygun bir kâsede birbirlerine iyice karıştırın. Özellikle uykudan önce tüketilmesi tavsiye edilir. Uyku sırasında metabolizmanın çalışma hızı, uyanıkken çalıştığından daha aktiftir. Metabolizmanızın hızlandırılması için uykudan hemen önce bu kürün tüketilmesi ve sonrasında da herhangi bir şey yenmemesi ya da içilmemesi gerekir.

Uygulamaya Başladıktan Sonra

Zayıflama kürü tek başına beldeki yağların eritilmesinde etkili bir çözüm yolu sunmayabilir. Özellikle hareketsiz bir yaşam sürenler için beldeki yağların eritilmesinde zayıflama kürü kullanmak yarar sağlamaz. Kürü uygulamaya başladıktan sonra bazı alışkanlıklarınızı da değiştirmeniz gerekir.

Daha hareketli bir gündelik hayata merhaba demelisiniz. Kürün uygulanmaya başlaması ile metabolizmanız zaten hızlı çalışacağı için onun enerjisine ayak uydurmanız çok önemlidir. Hareket edin, hafif egzersizler ve yürüyüş yapın.

Hareketli bir yaşamın yanı sıra bol su tüketimi de kilo verme ve yağ yakma konusunda etkili bir yöntemdir. Günlük su tüketiminiz 2 litrenin altına düşmemeli ve suyun yanı sıra bol sıvı gıda da tüketmelisiniz.

Ayrıca kürün fayda vermeye başlaması için etkili bir diyet süreci de başlatmanız gerekir. Yağlı, sağlıksız, çok tuzlu ve şekerli gıdaların tüketiminden kaçınmalısınız. Kilo verme sürecinde dikkat etmeniz gereken klişelerden birini yine analım: Üç beyazdan vazgeçin.

Source: healthline / eatthis

Sirtfood Diyeti Adele Diyeti (1 Haftada 5 Kilo Verdiren Diyet)

sirtfood diyeti

İnsanların özellikle de kadınların en dikkat ettiği konulardan biri de fazla kilolardır. Fazla kilolar görüntü açısından kişileri rahatsız edebileceği gibi sağlık açısından da insanlarda olumsuz etkiler bıraktığı için kurtulmak istenen fazlalıklardır. Ancak kurtulmak istenen bu kilolar ne yazık ki o kadar da kolay gitmemektedir. Ancak umudunuzu yitirmeyin sirtfood diyeti yardımınıza yetişecek.

Verilmesi gereken kilonun çokluğuna göre zorluklar yaşatabiliyor. Ve de bazen insanlar kendilerine hakim olamadıkları için, hemen sonuç görmek isteyip de göremediklerinden çabuk pes edebiliyor.

1 haftada 5 kilo verdiren diyet
1 haftada 5 kilo verdiren diyet

Ama bilim insanları, diyetisyenler ve doktorlar insanların hem daha iyi görünmesine yardımcı olmak hem de sağlık açısından tam olmaları için birçok diyet alternatifi, beslenme düzeni oluşturmaktadır. İnsanlar da kendi vücutlarına iyi gelen, işe yarayan, fazla kilolardan hızlıca kurtulmayı sağlayan doğru beslenme yöntemini kullanabilir.

Bu diyetlerden bir tanesi de ünlü şarkıcı Adele’in meşhur kilolarını vermesini sağlayan, 22 kilodan hızlıca kurtularak fit görünümü elde etmesini destekleyen Sirtfood diyeti olmuştur.

Sirtfood diğer adıyla Sirtuin diyeti şu sıralar sıkça adından söz ettiriyor.

Sirtfood Diyeti Hakkında

Sirtfood diyeti İngiltere’de çok ünlü iki diyetisyenin oluşturmuş olduğu bir diyettir. Adını ise Sirtuin adlı proteinden almaktadır. Diyetin içeriği sirtuin proteinini harekete geçiriyor ve vücuttaki zayıflama noktalarını harekete geçiriyor. Japonların beslenme alışkanlığından ilham alınarak oluşturulan bu diyette odak nokta sadece zayıflamak değil metabolizmayı hızlandırmak ve yaşam süresini uzatmaktır. Böylece kişi hayatına fit ve daha sağlıklı şekilde devam edebilmektedir.

Elbette her diyette olduğu gibi içerisinde kalori kısıtlaması yer alıyor. Hem diyetin içeriği hem de oluşan kalori açığı ile 1 haftada 5 kilo verdiren diyet olarak da biliniyor.

bitter cikolata
bitter çikolata

Sirtfood Diyetindeki En Önemli Besinler

Her spesifik diyetin kendine özgü besinleri vardır. Sirtfood diyetinin de metabolizmayı hızlandıran, kilo verdiren sağlıklı birkaç yiyecek ve içeceği bulunuyor.

  • Çilek
  • Yeşil çay
  • Zeytinyağı
  • Maydanoz
  • Lahana
  • Bitter çikolata
  • Karabuğday
  • Zerdeçal
  • Hurma
  • Kapari
  • Kahve
  • Roka
  • Kırmızı Şarap
  • Yaban Mersini

Bu besinlerin yardımı ile diyet menüsü oluşturuluyor ve kişinin sağlıklı şekilde kilo vermesi destekleniyor.

Sirtfood Diyeti Güvenilir Midir?

Her diyeti uygulamadan önce kişilerin sorduğu sorulardan biri de diyetin sağlıklı olup olmadığıdır. Güvenilir midir, gönül rahatlığıyla yapabilir miyim gibi soruları sormak normaldir. Ancak diyetin içeriği genel olarak temizdir.

İnsan vücudunun ihtiyaç duymuş olduğu besinleri barındırır, antioksidan etkisi sayesinde de vücudu temizler. Ama her kişinin beslenme düzeni kendine özgü olmalıdır, kendi vücudunun ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Bu nedenle diyeti uygulamadan önce elbette bir uzmana danışmakta fayda vardır.

Özellikle de kronik rahatsızlığı olan bireylerin bu diyeti uygulamada doktoruna danışması gerekir. Diyabet, tansiyon ve kalp hastalarının kendilerine özgü beslenme düzeni olacağı için bu tarz diyetlere daha hassas yaklaşmaları gerekir.

sirtfood
Sirtfood Diyeti

Sirtfood Diyeti Nasıl Yapılır?

Sirtfood diyeti verilecek kilo miktarına göre değişmekle birlikte 21 günlük periyotta 2 faz şeklinde uygulanır. Eğer kişi daha fazla kilo vermek istiyorsa 21 günlük periyotları kendi ihtiyacına göre arttırabilir. Bu fazlarda sirtuin mekanizmasına uygun olan besinleri ve içecekleri tüketmek oldukça önemlidir.

Sirtfood Diyeti 1. ve 2. Faz

Sirtfood diyetinin 1. fazı diyetin ilk 7 gününü kapsamaktadır. İlk 7 gün kişinin hem vücudunu hem de zihnini hazırlaması için de önemli bir süredir. Vücut kendini yeni beslenme düzenine adapte etmeye çalışır. 1. fazda çok ciddi bir kalori kısıtlaması bulunur.

Hızlı şekilde başta ödem olmak üzere kilo kaybetmek hedeflenir. İlk üç gün sadece 1 ana öğünle beslenilir ve 3 kez sirtuin diyete uygun olan yeşil içecek tüketilir. Yeşil içeceğin içeriğinde maydanoz, kereviz sapı, yeşil çay yer alabilir. Toplam kalori 1000’i geçmemelidir.

Sonraki 4 günde ise 2 ana öğün ve 2 kez sirtuin içeceği önerilir. Toplam kalori 1500’ü aşmamalıdır. Ve sonrasında 2. faza geçilmelidir.

2. faz 14 gün sürer. Bu fazda alınan kalorinin miktarından çok ne yenildiği ve ne içildiği önemlidir. 3 ana öğün tüketilmeli ve 1 öğün de sirtuin içeceği tüketilmelidir. Elbette ana öğünlerde tüketilen besinlerin sirtuin besin skalasına uygun olması gerekir. Önerilen besinlerden başka besin tüketilmemelidir.

yuruyus
Sirtfood Diyeti

Sirtfood Diyeti Örnek Listesi

Sirtfood diyetini yapmayı planlayan kişiler için örnek diyet listeleri bulunmaktadır. Kişi 21 günlük ilk periyodu bitirdikten sonra da diyete aynı şekilde devam edebilir.

  • Kahvaltı öğününde yumurta içerikli besinler tüketilebilir. Omlet, haşlanmış yumurta, çırpılmış yumurta tercih edilebilir. Zeytinyağı kullanarak da yumurta yapılabilir. Yumurtaya ek olarak maydanoz, roka, ceviz, tam buğday ekmek gibi besinler tüketilebilir.
  • Öğlen yemeğinde isteğe göre kırmızı şarap içilebilir, karabuğday salatası yapılabilir. Salatanın yeşil besinlerle bol bol zenginleştirilmesi gerekir.
  • Akşam ise mutlaka et, tavuk veya balık tüketilmelidir. Bu besinleri zerdeçal, soğan, zeytinyağı ile yapmak gerekir. Daha besleyici olur. Yanında ise bol limonlu zeytinyağlı bir salata tüketilebilir.

Ara öğünlerde de özel sirtuin içecekleri tüketilebilir, bitter çikolata veya kahve tercih edilebilir. Böylece hem kalori açığı yaratılmış olur hem de kişi kendini tok hisseder.

Sirtfood Diyeti Örnek Sirtuin İçeceği Tarifi

Sirtfood, Adele diyeti olarak da bilinen diyet içerisinde yeşil içecekler önemli yer kaplar. Maydanoz suyu, kereviz sapı suyu, yeşil çay ile yapılan sular tüketilebilir. Bu içeceklerden sıkılan kişiler için de daha lezzetli ve farklı smoothie tarifleri bulunuyor.

200 ml badem sütü, yarım çay kaşığı toz zerdeçal, bir avuç lahana sapı, 10 adet çilek, 20 gram bitter çikolata, 100 gram yoğurt, 3 adet ceviz blenderdan geçilerek smoothie yapılabilir. Hem çok lezzetlidir hem de Sirtfood diyetine uygun bir içecektir.

Bu içecekler dışında sık sık yeşil çay ve kahve tüketilmesi de önerilir.

sirtuin
Sirtuin

Sirtfood Diyetinde Yenebilecek Pizza Tarifi

Diyet yaparken pizza yemeyi mümkün kılan bir diyettir. Ama elbette pizzanın içeriği sirtuin proteinini içeren besinlerden oluşmaktadır.

  • Pizza tabanı için; 1 çay kaşığı tuz, 1 çay kaşığı zeytinyağı, 200 gram beyaz un, 300 ml ılık su, 200 gram karabuğday unu, 7 gram maya, 1 çay kaşığı kahverengi şeker, 300 ml ılık su ile hamur yapılır ve tepsiye dizilir.
  • Domates sosu için; yarım kırmızı soğan, 1 diş rendelenmiş sarımsak, 1 çay kaşığı zeytinyağı, 1 tutam tuz, fesleğen, 1 çay kaşığı kekik, 400 gram domates ile sos yapılır ve tabanın üstüne sürülür.
  • Üzerine koyulabilecek besinler arasında roka, rendelenmiş peynir, kırmızı soğan ve ızgara patlıcan yer alır.

Oldukça lezzetli olan bu pizza diyete de uygun olduğu için kişiler rahatlıkla tüketebilir. Herhangi bir olumsuzluk oluşmaz.

Sirtfood Diyetinde Egzersiz

Sirtfood diyetinde ciddi bir kalori kısıtlaması olduğu için hareket etmeye enerji kalmayabilir. Çok da önerilmez. Ancak kişi kendini iyi hissediyorsa yürüyüş yapması önerilir. Aynı zamanda hafif tempolu pilates ve yoga da yapılması tavsiye edilir. Ama baş dönmesi varsa, ani şeker düşmeleri veya tansiyon düşmeleri görülürse kişi hareket etmeyi bırakmalıdır.

Diyet seçiminizde daha fazla seçeneğe bakmak istiyorsanız sitemizde daha önce incelediğimiz Ketojenik Diyet önerimizdir.

Source: Healthline / Womenshealthmag / Thebeet

Yeni Başlayanlar İçin Ketojenik Diyeti

yeni başlayanlar i̇çin ketojenik diyet

Ketojenik diyet günümüzde çok fazla konuşulan diyet çeşidi olup, yeni başlayanlar için ketojenik diyeti kurallarını yazımızda bulabilirsiniz. Ketojenik diyet özellikle son yıllarda adını duyduğumuz ve yapanların memnun kaldıkları diyet çeşitlerindendir. Birçok diyet çeşidini uygulayarak vücudumuzda ki değişiklikleri gözlemleyip kendimize en iyi hangisinin geldiğini gözlemleyebiliriz. Sağlık durumunuz el verdiği sürece ketojenik diyeti uygulayarak kendi içinizdeki değişiklikleri gözlemleyebilirsiniz.

Ketojenik Diyet Nedir?

Ketojenik diyet diğer bir deyiş ile keto diyeti vücuttaki yağ yakımını hızlandırmaya yönelik bir diyettir. Düşük karbonhidrat alımını uygun gören bu diyet çeşidinde vücuda aldığınız karbonhidratlar sınırlı olduğundan vücutta yağ yakım oranı oldukça fazla olmaktadır. Ketojenik diyet uzun vadede uygulandığından hem vücut yapınız için hem de sağlığınız için oldukça olumlu etkileri bulunuyor. Ancak yeni başlayanlar için ketojenik diyeti biraz olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.

Ketojenik diyetler vücudu ketozist moduna sokmak için tasarlanmış diyetlerdir. Hem kilo vermeyi hem de fiziksel yapınızın sağlıklı bir şekilde görünmesini sağlar. Vücudun bu forma ulaşabilmesi için gerekli olan keton seviyesini ayarlar. Bu nedenle adı ketojenik diyet olarak belirlenmiştir. Ketojenik diyet uygulamaya başladığınızda öncelikli olarak diyet ayrıntılarını dikkatli bir şekilde araştırmalısınız. Diyetin amacı sağlıklı bir şekilde kalıcı olarak kilo vermek olduğundan uzak durmanız gereken yiyecek ve içecekler bulunuyor. Bunları dikkatli bir şekilde belirleyerek ve bunu bir yaşam biçimi haline getirerek bu yola çıkmalısınız.

Ketojenik Diyeti Kimler Uygulamamalıdır?

Ketojenik diyet aslında birçok kişi için elverişli bir beslenme şekli sunmaktadır. Ancak buna rağmen belirli yiyeceklerden uzak durmanız gerektiği için bazı problemleri olan kişilerin uzak durmasında faydası bulunuyor.

Peki, kimler bu diyeti uygulayamaz? Bu sorunun cevabını şu şekilde belirtebiliriz;

  • İnsülin ya da sürekli ilaç kullanımı gerektiren diyabet hastaları
  • Yüksek tansiyonu olan kişiler
  • Yüksek kan basıncı bulunan ve bunun için tedavi gören kişiler
  • Emziren kişiler

Saydığımız bu kişilerin bir uzman kontrolü yaptırarak beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri hem kendi sağlıkları için hem de uzun vadede beyin ve fiziksel yapıları için daha yararlı olacaktır.

Ketojenik Diyette Neler Yiyebiliriz?

Ketojenik beslenmede yararlı karbonhidratların vücuda girmesinde bir sakınca bulunmuyor. Örneğin buğday, mercimek, tahıl grupları bu besin ögelerini yararlı karbonhidrat olarak düşünebilirsiniz. Ayrıca yumurta, peynir, sebze ve meyve grupları gibi besin grupları da günlük almanız gereken besin grupları arasındadır.

Bu besin gruplarını yeterli seviyede yediğiniz takdirde vücudunuz gerekli olan yağ miktarını yakacak ve sağlıklı bir şekilde kilo vermeniz gerçekleşecektir. Önemli olan karbonhidratı vücudunuza yararlı besin gruplarından almanızdır. Bu şekilde karbonhidrat alımı yaptığınızda vücudunuz bunun ayrımını yapar ve uzun vadede kalıcı bir şekilde kilo vermeniz gerçekleşir.

Ketojenik Diyette Yememeniz Gereken Besin Grupları Nelerdir?

Yüksek miktarda nişasta ve şeker içeren besin gruplarından bu dönemde uzak durmalısınız. Muz, patates, pirinç, makarna, mısır, bezelye, havuç, üzüm gibi besinler yüksek miktarda şeker içerdiğinden bu ürünleri vücudunuza soktuğunuzda kana çok fazla insülin salgılanır ve sürekli açlık hissi olur. Bu sayede sürekli yemek yeme ihtiyacı hissedersiniz. Bu da sağlıklı kilo vermenin önünde büyük bir engeldir.

Ayrıca pakete girmiş ve işlenmiş olan besin gruplarından da uzak durmalısınız. Özellikle şarküteri ürünleri bu sürede tüketmemeniz gerekiyor. Hazır salam, sucuk, sosis bu gibi ürünlerde yüksek miktarda nişasta ve şeker bulunuyor. Kendi evinizde yapmadığınız sürece market ürünlerini evinize sokmamanız gerekiyor.

Ketojenik Diyeti Sırasında Neler İçebilirsiniz?

Ketojenik diyette yeterli miktarda sıvı alımı oldukça önemlidir. Suyu her gün en az 3 litre içmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Kahve ve çayı da şekersiz ve ölçülü bir şekilde tüketebilirsiniz. Bunların haricinde ketojenik diyette yeşil yapraklı sebzeler ile detoks içecekleri yapabilirsiniz. Bunları da öğünlerinizde tüketebilirsiniz. Bu şekilde yeşil yapraklı yiyeceklerden içecek hazırlamanız hem daha zinde olmanızı sağlar hem de gün içerisinde sizi tok tutarak zararlı besinlere yönelmenizi engeller.

Ketojenik Diyette Vücudumuzdaki Değişiklikler Nelerdir?

Ketojenik diyet uzun vadede uygulandığında kan basıncındaki ani yükselmeleri ortadan kaldırmaktadır Gün içerisinde yaşadığımız ani tatlı krizleri aslında yanlış beslenmemizin bir sonucudur. Vücudu zararlı gıdalar ile doldurduğumuz için vücutta sürekli yeme alışkanlığı olur ve bu durumun sonunda da kilo alımı kaçınılmaz hale gelir. Aynı zamanda ketojenik diyet yine uzun vadede daha zinde bir görüntünüzün olmasını sağlar.

Hem fiziksel hem de beyin yapınızda olumlu gelişmeler sağlayarak odaklanma sürecinizi kısaltır. Genellikle diyet dönemlerinde kişilerde konsantrasyon sorunları oluşabilmektedir. Bu da tamamen yanlış beslenme ile alakalıdır. Keto diyetinde keto salgısının doğru bir şekilde beyine salgılanması amaç olduğundan vücudun halsiz düşmesi gibi bir durum söz konusu olmamaktadır. Yani siz kendinizi enerjik hissederek kilo verme sürecinizi başarılı bir şekilde yönetebilirsiniz. Önemli olan diyetinize odaklanıp yemeniz ve yememeniz gereken şeyleri belirlemenizdir.

Ketojenik Diyetin Faydaları Nelerdir?

Ketojenik diyetin vücuda birçok artısı bulunuyor. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Midenizin rahatlamasını sağlar
  • Kan basıncınızı dengeler
  • Vücudunuzda sivilce problemlerine çözüm olur
  • Tatlı krizlerinizi azaltır
  • Uzun vadede kilo kontrolü sağlar

Bu gibi artılar ketojenik diyetin en belirgin faydaları arasındadır. Uzun vadede daha enerjik bir hale dönüşmenize zemin hazırlayan bu diyeti bir yaşam felsefesi haline getirebilirseniz olumlu etkilerini görebilirsiniz.

Nelere Dikkat Etmeliyim?

Kendi vücudunuzu dikkatli bir şekilde tanıyarak sizin en fazla neye ihtiyacınızın olduğunu belirlemeniz gerekiyor. Bu nedenle vücuda yeterli miktarda besinleri almanız gerekiyor. Özellikle şeker alımında çok dikkatli olmanız gerekiyor. Şekeri doğal yöntemlerden alsanız bile kısıtlı bir şekilde almanız size fayda sağlayacaktır. Bu nedenle diyette özellikle nişasta ve şeker alımını sınırlandırmalısınız.

Ketojenik Diyet Menüleri

ketojenik diyet menüleri

Sağlıklı yaşamak ve kilo vermek için son zamanlarda popüler olarak uygulanan ketojenik diyet menüleri sayesinde birçok ünlü gözle görünür bir değişime uğramış durumda. Ciddi kilolar vererek büyük değişimlere uğrayan ünlüler sayesinde ön plana çıkan ketojenik diyet, kontrollü olarak kilo vermeye yardımcı bir program ve içeriği doğal yağ ve yağ asitlerinden oluşan bir beslenme şeklini içeriyor.

Karbonhidratın tamamen kesildiği, vücudun enerji metabolizmasının değiştiği bu diyet ile sağlıklı ve hızlı bir şekilde kilo vermek mümkün hale geliyor. Önceden çeşitli hastalıkların tedavisi için uygun görülen bir beslenme biçimi olan ketojenik diyet, günümüzde sağlıklı beslenme ve sağlıklı kilo vermek için tercih ediliyor. Ketojenik diyet hala pek çok hastalığın tedavisinde reçete ediliyor. Özellikle karaciğer rahatsızlıklarının tedavisinde doktor kontrolünde yoğun ketojenik diyetler uygulanabiliyor. Peki, ketojenik diyet nasıl yapılıyor?

Ketojenik Diyet Nedir?

En sade haliyle karbonhidrat ve protein kaynaklarının en az miktarda, yağ asitlerinin ise en fazla miktarda kullanıldığı beslenme biçimine ketojenik diyet denir. Oldukça zahmetli ve tıbbi gözetimde yapılması gereken bir diyet programı olan ketojenik diyet menüleri kişiye özel olarak hazırlanır. Bu beslenme programı ile amaç, yağ asitlerinin vücuda sağladığı ekstra enerjiyi ortaya çıkarmaktır. Bu diyet sayesinde metabolizma sistemi yağ ile çalışmaya ve daha hızlı bir şekilde yağ yakmaya başlar.

Ketojenik Beslenme Nasıl Olur?

Ketojenik diyetin temelini %75 yağlar oluşturmaktadır. Un, tuz, şeker ve tahıl grubu beslenme ketojenik diyet menüleri içeriğinde yer almıyor.

İşte ketojenik beslenme menüsüne uygun yiyecekler:

  • Doğal yağlar ( tereyağı, Hindistan cevizi yağı, çörekotu yağı, susam yağı ve saf zeytinyağı)
  • Koyu yeşil renkli sebzeler ( brokoli, roka, marul, ıspanak)
  • Yağlı yemişler ( kaju, yer fıstığı, ceviz, ay çekirdeği, fındık)
  • Kırmızı et ve yumurta
  • Yağlı süt ürünleri ( krema, kaşar peyniri, doğal tereyağı)

Yağ ağırlıklı ketojenik diyet uygulamasında; paketli ve işlenmiş gıdalardan, unlu mamullerden, alkolden ve yüksek glikoz içerikli besin ve sebzelerden kaçınmak gerekiyor.

Ketojenik Diyette Tüketilmemesi Gerekenler

Ketojenik diyette vücudun temel enerji kaynağını yağlar oluşturuyor. Yağ çeşitleri ve vücudun enerji ihtiyacını karşılayacak yağlı ürünler ketojenik diyet menüleri için başlıca beslenme unsurları olarak yer alıyor.

Ketojenik diyete uygun olmayan besinler;

  • Yulaf, pirinç, buğday, mısır
  • Pekmez, bal
  • Patates ve baklagiller
  • Kavun, karpuz, elma, muz gibi meyveler.

Kök sebze ve meyveler, nişasta içeren ürünler de dikkatli olarak tüketilmesi gereken besinlerden.

Ketojenik Diyette Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ketojenik beslenme tarzı kontrollü ve dengeli bir şekilde takip edilen bir programı kapsıyor. Bu nedenle ketojenik diyet menüleri çok uzun süreli kullanıma uygun değil. Aşırı dengesiz beslenmeden dolayı uzun dönemde vücutta bazı problemlere sebep olabilir. Örneğin; beynin enerji kaynağı glikozdur, uzun süreli şekersiz beslenme ile unutkanlık baş gösterebilir. Lifli gıdalar az tüketildiğinden ciddi kabızlık problemleri yaşanabilir. Aşırı yağlı beslenme karaciğer için ekstra yük demektir. Karaciğer rahatsızlıkları bulunan kişilerin mutlaka bir hekim kontrolünde diyet yapması gerekir.

Ketojenik Diyet ile Bir Haftalık Beslenme Menüsü

Pazartesi;

  • Kahvaltı: 2 kibrit kutusu büyüklüğünde herhangi bir yağlı peynir, yeşillik salatası, domates, salatalık, 3-5 adet zeytin
  • Öğle yemeği: Tercihe göre tavuk ya da balık ızgara, limonlu zeytinyağlı bol yeşillikli salata
  • Ara Öğün: Bir avuç kuruyemiş, sütlü bir içecek
  • Akşam yemeği: Öğle yemeğiyle aynı tercih edilebilir. Beyaz et ve salata.

Salı;

  • Kahvaltı: Bir avuç ceviz, 1 kibrit kutusu büyüklüğünde yağlı peynir, zeytinyağlı yeşillik salatası, zeytin
  • Öğle yemeği: Bir porsiyon kuzu pirzola, bir bardak vişne suyu
  • Ara öğün: Avokado salatası, zeytinyağı ve limon ile.
  • Akşam yemeği: Haşlanmış hindi, limonlu ve yağlı bol yeşillik salatası, yemekten sonra bir avuç kabak çekirdeği

Çarşamba;

  • Kahvaltı: 1 adet yumurta, 1 adet avokado, 2 dilim yağlı beyaz peynir, zeytin, domates
  • Öğle yemeği: Bir porsiyon döner(ekmek ya da lavaş olmayacak), zeytinyağlı bol yeşillikli salata
  • Ara öğün: Meyve salatası
  • Akşam yemeği: Bir porsiyon haşlanmış ya da ızgara edilmiş hindi eti, bol zeytinyağlı salata, yemekten sonra bir avuç kuruyemiş

Perşembe;

  • Kahvaltı: 2 kibrit kutusu büyüklüğünde yağlı peynir, 10 adet zeytin, yeşillik salatası
  • Öğle yemeği: Bir porsiyon tereyağlı bonfile, bol yağlı ve limonlu sınırsız salata
  • Ara öğün: Çilekli smoothie
  • Akşam yemeği: Bir porsiyon ızgara köfte, limonlu yeşil salata

Cuma;

  • Kahvaltı: Fıstık ezmesi, bir kâse yoğurt
  • Öğle yemeği: Bir avuç kuruyemiş, salsa soslu tavuk kızartma
  • Ara öğün: Limonata
  • Akşam yemeği: Tereyağlı sebzeli bonfile, limonlu salata

Cumartesi;

  • Kahvaltı: Çilekli sütlü bademli milkshake
  • Öğle yemeği: Izgara burger, salata
  • Ara öğün: Bir avuç kuruyemiş
  • Akşam yemeği: Ispanaklı yumurta, 100 gr. tavukgöğsü ızgara, yeşil salata

Pazar;

  • Kahvaltı: Peynirli omlet, yeşillik salatası, zeytin
  • Öğle yemeği: Kaşarlı ızgara köfte, limonlu yeşil salata
  • Ara öğün: Domates, salatalık söğüş
  • Akşam yemeği: Somon balığı ızgara, peynirli yeşil salata

Sevdiğiniz ya da sevmediğiniz yiyecekleri farklı kategorilerde değiştirerek keyifli ketojenik diyet menüleri hazırlayabilirsiniz. Salatalarda bol limon tercih edebilirsiniz hatta salatalara birden fazla limon sıkarak metabolizmanın yağ yakım hızını artırabilirsiniz. Yeşil sebze ve meyveleri her öğüne mutlaka dâhil etmeyi unutmayın.

Yeşil yapraklı sebze ve meyveleri detox suyu şeklinde tüketmek de faydalı olabilir. Çeşitli karışımlar elde ederek ara öğünlerde tüketebilirsiniz. İşlenmiş et ürünlerinden jambon ve füme ürünlerini haftada bir defayı geçmeyecek şekilde tüketmeye özen gösterin. Acı tüketmeyi seviyorsanız yemek ve soslarınızda acı tüketebilirsiniz. Acı biber de bir diğer yağ yakma potansiyele sahip sebzedir. Ketojenik diyette bol su içmeye özen gösterin.

Aralıklı Oruç Diyeti Kaç Saat Tutulur?

aralıklı oruç diyeti

Diyet yapılmak istendiği durumlarda, aralıklı oruç diyeti konusunda bilgi edinmek; diyet yapmak isteyen bireyler için kolaylık sağlayacak önemli bir durumdur. Aralıklı olarak yapılan oruç diyeti; vücudun yemeklerden arındırılarak dinlenmesini sağlayan, midenin

Her insanın uygulaması için uygun olan diyet türlerinden olmayan oruç diyeti, ancak sağlıklı olan bireyler tarafından uygulanabilir. Aralıklı olarak uygulanacak olan oruç diyetini yapacak olan bireyler; kaç saat uygulanması gerektiği, hangi hataların yapılmaması gerektiğini ve hangi durumlarda yapılmayacağını bilmelidir.

aralıklı oruç
aralıklı oruç

Aralıklı Oruç Diyeti Nedir?

Aralık koyma düzenine bağlı olarak uygulaması yapılan oruç diyeti; bedenin almış olduğu fazla yağların atılmasını, beslenme durumunun düzene koyulmasını sağlamak amacıyla kısa süreler halinde beslenme durumunun kesilmesine dayanan bir diyettir. Bu diyet, tam olarak aç ve susuz kalma anlamına gelen bir diyet çeşidi değildir. Yalnızca alınan yemeklerin belirli saat aralıklarla durdurulmasını sağlayan bir diyettir. Uygulama yapılırken; özellikle yeşil çay, kahve ve su tüketimi yapılması sağlanmalıdır.

Bu şekilde vücut, besin alımı sağlamıyor olmasına rağmen enerjik hissedecektir. Aralıklı olarak uygulanan oruç diyeti hakkında önemli bir konu ise, ne kadar yoğun düzeyde bu diyetin uygulanacağıdır. Kişilerin kilo durumuna bağlı olarak; belirli saatlerde besin alınmaması ve bu saatlerin bünye durumuna göre ayarlanması gerekir. Uygulama yapılmadan önce, kaç saat oruç tutma diyetinin uygulanması gerektiği iyi bilinmelidir.

Aralıklı Oruç Diyetini Kimler Uygulayamaz?

Aralıklı olacak şekilde ve vücudun belirli oranlarda aç bırakılmasına dayanan oruç diyeti, her birey tarafından isteğe bağlı olarak uygulanan diyetlerden değildir. Bu diyeti yapabilecek olan bireyler, bazı hastalıklardan kesin olarak uzak olmalıdır.

Bununla birlikte, aralıklı uygulamaya dayanan oruç diyetini tutamayacak olan bireyler şu şekildedir:

  1. Özellikle; iğne veya ilaç kullanım zorunluluğu olan bireyler, belirli aralıklarda besin alma zorunluluğu olan bireylerdir. Bu tür durumlar olduğu halde besin alınmaması durumunda ciddi sorunlar ve komplikasyonlar ortaya çıkabilir.
  2. Aralıklı olarak sağlanacak oruç diyeti, genel olarak belirli bir kilonun üzerinde olan bireyler için önerilen bir diyet türüdür. Kilo durumunun altmış düzeyinin altında olması durumunda genel olarak önerilmez.
  3. Bazı durumlarda bireylerin kan değerleri düşük olmasına rağmen kilo durumu fazla olabilir. Bu durumu yaşayan bireyler, günlük olarak beslenme sağlayarak kan değerlerini korur. Kan değerlerinin kontrol edilmesine bağlı olarak bu sorunu yaşayan bireyler, aralıklı olarak uygulanan oruç diyetini uygulayamaz.

Bu durumlar, aralıklı bir şekilde uygulama yapılacak oruç diyetini kullanmaya engel olan bireylerdir. Bunlara rağmen uygulama yapıldığında ise sağlık durumunu tehlikeye atan veya daha fazla kilo alımına neden olan sorunlar ortaya çıkabilir.

Aralıklı Oruç Diyeti Uygulaması Kaç Saattir?

Aralıklı olarak yapılması planlanan oruç diyeti, farklı etkenlere bağlı olarak saat belirlemesine neden olur. Bu etkenler özet olarak; diyeti uygulayacak olan kişinin yaşı, sahip olduğu kilo, hastalık durumu ve kan değerleri durumudur. Bu değişkenler göz önünde bulundurularak saat belirlemesi yapılır.

Bununla birlikte, tutulması gereken aralıklı oruç saatleri genel olarak şu şekildedir:

  1. Yüz kilo ve üzerinde bulunan sağlıklı bireyler için günde altı saat açlık iki saat yemek yeme olacak şekilde üç kez tekrar etmesi
  2. Yüz kilo ve üzerinde olan, sağlık durumu yeteri kadar yerinde olmayan bireylerde; günlük dört saat oruç ve iki saat yemek olacak şekilde günde dört kez
  3. Seksen kilo ile yüz kilo arasında bulunan sağlıklı bireylerde; günde beş saat oruç bir saat yemek olacak şekilde günde dört kez
  4. Altmış kilo ile seksen kilo arasında olan bireylerde; sekiz saat oruç ve dört saat yemek olacak şekilde günde iki kez
  5. Altmış kilo altında bulunan, ancak yaş aralık grubu göz önünde bulundurulduğu zaman kilo durumu fazla olan bireylerde; dört saat oruç iki saat yemek olacak şekilde günde dört kez uygulanması gerekir. Bu durumda ek olarak, doktor tarafından önerilen sporların yapılmasına ve gereken besinlerin alınmasına dikkat edilmelidir.

Bu aralıklara dikkat edilerek, aralıklı olarak uygulanan diyetin tekrar etmesini sağlamak gerekir. Yüz kilo altında bulunan ve sağlık durumu yerinde olmayan bireylerde bu diyet türü önerilmez. Buna rağmen doktor ve diyetisyen tarafından önerme durumu söz konusu olduğunda; yine bu uzmanlar tarafından belirlenen periyot aralıkları takip edilerek uygulanır.

aralıklı oruç diyeti
aralıklı oruç diyeti

Aralıklı Oruç Diyeti Tutulurken Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar Nelerdir?

Aralıklı bir periyot halinde uygulaması yapılacak olan oruç diyetinde, bazı konulara özel olarak dikkat etmek gerekir. İlk olarak, oruç diyetinin mantığı tamamen sıvı ve katı olacak besinleri almayı bırakmak değildir. Bu konunun iyi bir şekilde bilinmesi gerekir. Yalnızca katı besinlerden belirli saat aralıklarında uzaklaşma mantığına dayanır. Bireylerin bu süreç içerisinde; enerji kaybını önlemek amacıyla yeterli sıvı alımını sağlamaları, diyetisyen tarafından önerilen ara öğünleri almaları ve beslenme zamanı geldiğinde yağsız besinler tercih etmeleri gerekir. Bu durumlara ilave olarak, aralıklı oruç diyeti daha fazla yarar göstermesini sağlamak amacıyla spor da yapılmalıdır.

Ayrıca, aralıklı olarak belirlenen diyet; aralıkların gereğinden fazla uzatılması durumunda ciddi zararlara neden olabilir. Her diyet saati süresi, kişinin kilo ve sağlık durumuna bağlı olarak belirlenen sürelerdir. Üzerinde değişim yapılması durumunda da sağlık riske atılmış olur. Bu sebeple, aralık saatlerinin tam olarak uygulanmasına oldukça dikkat etmek gerekir. Bir diğer dikkat gerektiren durum ise, bu diyetin uzman kontrolünde yapılması gereken diyet olduğudur. Doktorlar veya beslenme uzmanları tarafından önerilmedikçe diyetin uygulanması tavsiye edilmez.