Saç Dökülmesi Nedenleri – Saç Dökülmesi Nasıl Önlenir?

saç dökülmesi

Saçlar, kadın erkek fark etmeksizin insanların dış görünüşlerinde en çok değer verdiği faktörlerden biridir. Estetik açıdan kişiye farklı görünüm kazandırır hatta zaman zaman saygınlığın derecesini bile belirler. Bu açıdan insanlar saçlarının bakımlı, temiz, güzel olmasına önem gösterir. Cinsiyet ya da yaş fark etmeksizin saçlar özeldir, kimse saç dökülmesi yaşamak istemez.

Ancak vücudun her noktasında olduğu gibi saçlarda da birtakım problemler oluşabilir. Saçların sağlıklı uzamaması, saçların dökülmesi, kepeklenmesi, bitlenmesi gibi birçok sorun insanların karşısına çıkar. Bu sorunlardan en büyüğü ise saç dökülmesidir.

Saç dökülmesi neden oluşur, saç dökülmesi nasıl önlenir? Gibi birçok soru insanlar tarafından uzmanlara yöneltilmektedir.  Saç dökülmesinin durdurulması için profesyonel bir uzmandan görüş ve tedavi almakta fayda vardır.

sac dokulmesi1
saç dökülmesi

Saç Dökülmesinin Asıl Nedenleri

Saç dökülmesinin birden çok sebebi olabilir. Tedavi de saç dökülmesinin sebebine göre belirlenir. Temel olarak demir eksikliği, mevsim değişikliği, hormon bozuklukları, stres gibi birçok nedeni bulunur. Ancak uzun vadede görülen saç dökülmesi daha ciddi problemlerin habercisi olabilir.

  • Genetik Faktörler
  • Saç derisindeki rahatsızlıklar
  • Beslenmedeki yanlış yaklaşımlar
  • Mineral ve vitamin eksiklikleri
  • Birtakım hastalıklar
  • Kullanılan ilaçlar
  • Kadınların doğum yapması
  • Kemoterapi süreci

Gibi birçok nedenden kaynaklı saç dökülmesi yaşanabilir. Öncelikle nedenini bulup ona göre gerekli tedavi yaklaşımlarını yapmak önemlidir.

Saç Dökülmesinin Tipleri

Saç dökülmeleri birçok tipte gerçekleşebilir. Dökülmenin görüldüğü cinsiyete göre de farklılık gösteren bir durumdur.

  • Erkek Tipi Saç Dökülmesi: Genelde genetik zeminli bir saç dökülmesi çeşididir. Erkeklerin yarısında kadınların ise çoğunlukla %20-25’inde rastlanır. Oldukça sinsi bir dökülme çeşididir. Genelde ilk önce saç telinin inceldiğinden şikayet ederler. Sonra ise yavaş yavaş saçın seyreklediği görülür. Ve ardından önlenemez şekilde saçlar dökülür.
  • Saç Kıran Tipi Dökülme: Yuvarlak şekilde saçta ya da sakalda görülen dökülme biçimidir. Bölgesel olarak dökülme görülür ve dökülmenin olduğu alanda hiç saç görülmez. Tedavi alındığında dökülmede gerileme görülür ama eğer hala devam ediliyorsa mutlaka uzman yardımı alınmasına devam edilmelidir.

Erkeklerde kadınlara oranla daha fazla saç dökülmesine rastlanır. Bunun nedeni genetik faktörlerle açıklanır.

soya proteini
soya proteini

Saç Dökülmesini Bitiren Mucizevi Gıda

Saç dökülmesi için uygulanani tedavi yöntemleri saç dökülmesinin nedenine göre belirlenmektedir. Ama saçların sağlıklı olması, dökülmemesi ve en önemlisi saç dökülmesini bitiren mucizevi gıda soya proteinidir. Soya proteini Avrupa’da yapılan çalışmalara göre saç büyümesini de %15 oranında arttıran da bir gıdadır. Tercih edilebilir. Bunun dışında da farklı tedavi yöntemleri bulunur.

  • Saç Mezoterapisi: Mikro iğneler yardımıyla saçların güçlenmesi için gerekli olan bütün vitamin ve minareler saç derisine enjekte edilir. Kadın ve erkeklerde tercih edilebilir bir yöntemdir. Etkili olabilmesi için 5-10 seans uygulanması gerekir.
  • PRP Saç Tedavisi: Hastanın kendi kanı alınarak kök hücreyi besleyecek kısım ayrıştırılır ve saç derisine enjekte edilir. Özellikle genetik kaynaklı dökülmelerde çok etkilidir. İlaç tedavisiyle birlikte kişiye uygulanabilir.
  • Saç Ekimi: Erkek tipli dökülmeleri olan kişilere uygulanabilir. En kesin ve kalıcı tedavi yöntemi olduğu için tercih edilir.

Saç Dökülmesi Nasıl Önlenir?

Sağlıklı beslenmek gerekir, stresten uzak durulmalıdır, kan değerleri kontrol ettirilerek kişinin sağlıklı olması sağlanmalıdır. Böylece hem dökülme önlenir hem de dökülen saçların tekrar çıkması gerçekleştirilebilir.

Bilinçsizce yapılan diyetlerden uzak durulmalı, uyku saatlerine önem verilmeli, sigara ve alkol kullanılmamalı, fast foodlardan uzak durulmalıdır.

Çocuklarda Saç Dökülmesi

Genelde saç dökülmesi yetişkinlerde görülse de çocuklarda da rastlanabilir. Çocuklarda rastlanan saç dökülmesinin diğer çeşidi saç kırandır. Dairesel dökülmeler şeklinde görülür. Saçlara sıkı örgüler yapmaktan kaçınılmalıdır, çocukların saçları sertçe taranmamalıdır. Çocuklarda saç dökülmesinin bir diğer sebebi de psikolojiktir. Halk arasında saç koparma hastalığı olarak bilinen trikotilomani hastalığı nedeniyle çocuklar kendi saçlarını koparabilir. Bu yüzden de saçlarında azalma görülür. Çocukları iyi takip etmek ve gerekli tedavi almalarını sağlamak gerekir.

Source: Mayoclinic / Medicinenet

Corona Virüsü ve Grip Aynı Anda Ölüm Riskini İkiye Katlıyor

corona virüsü

Kış dönemlerinde başlayan ve tüm dünyayı etkisine alan corona virüsü ile alakalı yine mevsimsel geçiş dönemlerinde yaşanan korkular baş göstermeye başlıyor. Başlangıçta belirtileri soğuk algınlığı ile sık sık karıştırılan hastalıkla alakalı her geçen gün daha fazla araştırma ve bilgi elde edilirken nasıl daha kolay atlatılacağı da bulunmaya çalışılıyor. Son araştırmalarda en çok merak edilen sorulardan bir tanesine cevap verilmiş olundu.

Gribin Etkilerine Eklenen Corona Virüsü

Yine yapılan değerlendirme, doktor görüşleri ve araştırmalar sonucunda ortaya çıkan durum grip ile birleşen corona virüsü hastalarda olumsuz etkileri de beraberinde getirdiği oldu. Vücudun direncini düşüreni solunum yollarında çeşitli rahatsızlıklara neden olan soğuk algınlığı, üşütme veya diğer gribal olasılıklar hastaların virüsten daha geç kurtulmasına neden oluyor. Aynı zamanda virüsle alakalı olarak ölümlerin daha çok olabileceğinin de sinyallerini veriyor.

covid 19
corona virüsü

Ölüm Riskinde Katlama

Bir başka önemli sonuç ise hastaların hem virüs hem de gribal kökenli hastalıkla alakalı şikayetleri olduğunda sürecin daha hızlı ilerlediği oldu. Araştırmalar her iki hastalığı da bünyesinde barındıran hastalarda yapılan hesaplamalara göre ölüm riskinin neredeyse iki katına çıktığını tespit etti. Vücudun daha az direncinin olması ve solunumla alakalı sürecin etkiler dolayısıyla daha kısa sürede daralmaya neden olması ölümlerde ana etkenler olarak gösterildi.

Hastaların grip ve etkilerinden olabildiğince uzak olması corona virüsü konusunda daha az risk anlamına geliyor. Sonbahar ve kış dönemlerinde grip olmamak adına daha çok çaba sarf edilmesi önerisinde bulunan doktorların grip aşısı konusunda da aile hekimlerinden yeterli bilgiyi almalarını istiyor. Kronik durumda olanların ise ekstra şekilde daha çok dikkat etmesi gerektiğinin altı ısrarla çizilmeye devam ediyor.

Source: CDC

Astım Bronşit Belirtileri – Astım Bronşit Bitkisel Tedavi

astım bronşit

Bronşit sözcüğünün anlamı bronşiol şeklinde adlandırılan ve akciğerlerde bulunan ufak hava keseciklerinde iltihap varmış şeklinde tanımı yapılabilir. Görülme sıklığı olarak astım bronşit mevsimlerle beraber yaşa göre de farklılık gösterir. Bu hastalık genellikle ilkbahar aylarının başlangıç döneminde ve kış aylarında yoğun bir şekilde yaşanabilir. Astım bronşit rahatsızlıklarında birçok bitkisel kür tarifleri mevcuttur.

Limon Kürü

Limon dünyada çok sevilen ve aynı zamanda mutfaklarda çok fazla tüketilen yiyecekler arasındadır. Limonun suyu anti-kanser ve antioksidan özelliği ile bilinmektedir. Limon suyu aynı zamanda çoğu astım bronşit hastasına faydalı olduğu gözlemlenmiş. Limon suyu daha rahat ve konforlu nefes almayı ve akciğerin güçlenmesini de sağlıyor. Limon suyu çay kaşığının yarısı olacak ölçüde bir bardak suyla karıştırıp yemeklerden evvel tüketmek insan vücuduna çok iyi geliyor. Bu şekilde tıkanık durumda olan hava yollarını tamamen açmaya yardımcı olmaktadır.

astim bronsit belirtileri
Astım Bronşit Belirtileri

Keçiboynuzu Kürü

Doğadaki bütün bitkiler şifa deposudur. En etkili ve en önemli şifa bitkilerinden biri de keçiboynuzudur. Keçiboynuzu Harnup adıyla da bilinen zengin mineral ve vitaminlerle son derece besleyici ve sağlıklı bir gıdadır. Keçiboynuzunun etkili olduğu hastalıklar soğuk algınlığı, öksürük ve nefes darlığı şeklinde oluşan göğüs hastalıklarıdır. Astım, bronşit, alerjik astım ve nefes darlığı için mükemmel bir gıda şeklinde bilinmektedir.

Orta büyüklükte 5-6 parça keçiboynuzunu küçük küçük kırıp, ortalama iki bardak suda 8-9 dakika kaynatılmalıdır. Ardından suyunu süzerek ılıttıktan sonra günde bir bardak sabah kahvaltısında tüketmeniz yeterli olacaktır. Lezzeti de çok güzel olan bu içeceğe isterseniz bal ilave ederek etkisini daha çok arttırma imkanınız vardır. Bu kürü 15 gün devamlı, günlük olacak şekilde tüketmeniz önerilmektedir. Bu sürecin ardından bronşlarda ve solunumda rahatlama başlayacaktır.

Astım Bronşit Nedir?

Bronşlarda iltihaplanmayla beraber daralma oluşur. Bu duruma bağlı olarak hasta kişilerde, normal bronşitin dışında nefes darlığı da oluşmaktadır. Akciğerlerimiz de var olan aynı zamanda akciğerlerinize hava transferi yapmaya yarayan ve bronş olarak adlandırılan borucukların içinde oluşan iltihabıdır.

Genellikle iki yaşın altındaki çocuklarda sıklıkla gözlemlenebilir. Hastaya tanı konulmasının ardından hastalığın şiddetini belirlemek için klinik derecelendirmeler yapılır. Bu yöntemi gerçekleştirirken hastanın retraksiyon varlığı, 1 dakika içinde oluşan solunum sayısı, mevcut durumundaki iştahsızlık, bilinç bozukluğu ve huzursuzluk durumunu göz önüne alır. Doktorlar tanıyı koyabilmek amacıyla kan tetkikleri, spirometre, balgam testi, akciğer röntgeni gibi bazı testleri yaptırabilir.

astim bronsit nedir
Astım Bronşit Nedir

Astım Bronşit Belirtileri

  • Astım bronşit hastalığı çoğu zaman üst solunum yolları enfeksiyonu müteakiben açığa çıkar. Hastalık oluşumunda ilk belirtiler çok kez burun akıntısı ve hapşırma gibi solunum yolları enfeksiyonu belirtileri oluşur.
  • Bronşiollerde oluşan enfeksiyonun artmasıyla beraber iştahsızlık ve yüksek ateş meydana gelebilir.
  • Solunum sıkıntısının fazla ulaşması hastanın ansızın oluşan öksürük krizleri geçirmesine sebep olur.
  • Yeşil veya sarı balgam
  • Baş ağrısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı şeklinde oluşan ve enfeksiyonların neden olabileceği diğer belirtilerdir.

Astım Bronşitin Sebepleri Nelerdir?

Bronştin çoğu zaman nedeni virüslerdir. Hastaların tamamında sebep olan virüsü tespit edilemese dahi parainfluenza, adenovirus, ınfluenza B ve A, rhinovirus benzeri virüslerin bronşite sebep olduğu bilinmektedir. Bunların dışında kısa sürede bile maruz kalınan hava kirliliği, sigara dumanı ve bronşların tahribine ve tahrişine neden olabilecek kimi dumanlar ve kimyasal buhar ile türlü alerjiler bu hastalığa sebep olabilir. Astım bronşitin en belirgin sebeplerinden biri sigara içmektir. Sigara içenlerin çoğunda bronşit belirlenmektedir. Hava kirliliği, bulunduğumuz iş yerinde veya çevrede zehirli gazlar ya da toza da uzun zaman maruz kaldığında da hastalığa sebep olmaktadır.

Source: Mayoclinic / Medlineplus / CDC

Vücudumuzu Mikroplardan Arındıran 10 Doğal Antibiyotik

doğal antibiyotik

İnsan bedeni oldukça dayanıklı olmasıyla bilinir. Ancak bu herkes için bazı durumlar da geçerli değildir. Korkmayın doğal antibiyotik yanınızda.

Son yıllarda meydana doğal ve küresel değişimler hayvan popülasyonunu şehirlere doğru itmiş ve yolda sokakta neredeyse her yerde doğal yaşam alanlarını yok ettiğimiz bu yüzden yiyecek bulmak için aramıza katılan irili ufaklı hayvanları görmeye başladık. Bunların başında yılanlar, kurbağalar ve böcekler gelmekte bu üç hayvan türü de doğada en çok bakteriye sahip olan hayvanlar olarak bilinir.

Bu hayvanların ekili bahçelerde sebzelere oldukça sık temas etmesi, gün içinde insanların iç içe yaşaması ve hijyenden uzak kalmaları, yapay maddelerin yiyeceklere enjekte edilmesi gibi pek çok faktör hastalıklara sebebiyet vermiştir.  Bu durumda bizlerin doğal antibiyotik alamamamıza sebep olmuştur.

Özellikle son dönem de ortaya çıkan ve tüm dünyayı alt üst eden covid19 virüsü de hijyensizlik ve kuralsızlık sonucudur. Sağlığına dikkat eden ve hastalıklardan korunmaya çalışan insanlar için doğal antibiyotik olan besinler nelerdir?

dis apsesi icin dogal antibiyotik
diş apsesi için doğal antibiyotik

Sarımsak

Faydaları saymakla asla bitmeyecek olan sarımsak doğal antibiyotik denince akla ilk gelen sebzedir. İlaçlarında ana maddelerinden olan sarımsak, damar yollarını açarak kalp, tansiyon ve şeker hastaları için dermandır. Sarımsak kış aylarında dirençsiz kalan vücudumuzu bakterilerden ve mikroplardan temizleyerek bağışıklığı güçlendirir. Öksürük, bademcik, romatizma gibi hastalıklarda tam anlamıyla tedavi edici mikroorganizmalara sahiptir. Her sabah bir diş çiğ sarımsak yutmak hem beyin sağlığını hem de kalp damar sağlığını korur.

bogaz agrisina dogal antibiyotik
boğaz ağrısına doğal antibiyotik

Doğal Antibiyotik Zencefil

Yıllardır Çin tıbbında faydaları bilinen zencefil virüs ve mikroplara karşı antibiyotik olarak kullanılmıştır. Grip hastalığına iyi gelen bu bitki sindirim yollarını da rahatlatmaktadır. Diğer bir faydası ise solunum yollarını temizlemek ve toksinleri atmak için kullanılmasıdır.

dogal antibiyotik yapimi
soğan

Soğan

Soğan da tıpkı sarımsak gibi çok faydalı bir sebzedir. Antiseptik içeriği ile kış aylarında nezle ve grip hastalıklarının tedavisini sağlar. Ayrıca bağışıklık sistemini de güçlendirerek metabolizmayı hızlandırır.

en guclu dogal antibiyotikler
turunçgil

Turunçgiller

Kış aylarının vazgeçilmez meyvesi olan portakal, mandalina ve limon C vitamini açısından en zengin meyvelerdir. Tek başına bir portakal günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılamaktadır. Vücudun en çok ihtiyaç duyduğu C vitaminini bolca karşılayan turunç meyveler bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. C vitamini en büyük doğal antibiyotik olarak ön plana çıkar.

gribe karsi dogal antibiyotik
turp

Turp

Hastalıktan yeni kurtulan ya da dirayetli insanlar için kullanılan ‘turp gibi’ terimi turp sebzesinin adeta hakkını veriyor. İçeriğinde bolca C vitamini, folik asit, fosfor gibi yüksek lif oranına sahiptir. Soğuk algınlığı gibi düşük bağışıklık hastalıklarının çok güçlü bir antibiyotiği olan turp mutlaka bal ile beraber tüketilmelidir.

brokoli
brokoli

Brokoli

Pek fazla sevilmese bile vitamin açısından oldukça zengindir. C ve E vitaminlerini içerisinde barındırarak bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Ayrıca sigara tüketimine bağlı KOAH hastalığını engelleyen sülforapan maddesi brokoli sebzesinde bol miktarda bulunmaktadır.

kirmizi biber
kırmızı biber

Doğal Antibiyotik Kırmızı Biber

Asya mutfağında altın kadar değerli olan kırmızıbiber ülkemizde de çok fazla tüketilmektedir. İçerisinde bulunan yüksek C vitamini ile ağrı kesici iltihap sökücü ve doğal antibiyotik görevi görür. Ayrıca içinde bulunan potasyum ile kalp krizi riskini de ortadan kaldırır.

ws kiwi drops 1920x1080
kivi

Kivi

Antioksidan özelliği taşıyan kivi en az portakal kadar C vitaminine sahiptir. Ayrıca günlük olarak tüketilmede bağışıklığı hızlıca tamir ettiği ortaya çıkmıştır. İçerisinde ki pektin maddesi sayesinde toksin ve bakterilerden damarları korur.

pirasa
pırasa

Pırasa

Yine sofralarda pek yeri bulunmayan pırasa, kesinlikle değeri bilinmesi gereken bir sebzedir. Kalp damarlarını koruması, içerisinde bulunan kamferol ile damar yollarını açarak kalp hastalıklarını tedavi etmesi ile kansere de karşı çıkan bir sebze olarak var olmaktadır.

kudret nari
kudret narı

Doğal Antibiyotik Nar

En sevilen meyveler arasında yer almayı başarmış Nar tam bir doğal antibiyotik. Günlük C vitamin ihtiyacını %75 oranında karşılar. İçeriğinde bulunan polifenoller ile kollajen seviyesini yükseltirken mikroplar ile de savaşır. Medicalnewstoday / Healthline

Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir? – Kalp Krizi Nedenleri Nelerdir …

kalp krizi belirtileri

İnsan hayatının devamlılığı için en önemli organ kalptir. Kalp, günde 100 bin kez kasılır ve 8000 litre kan pompalayan bir organdır. Kalpte oluşan bir bozukluk sebebiyle çeşitli kalp hastalıkları ve kalp krizi gerçekleşebilir. Kalp krizi geçiren bir insanın hayatta kalma şansı yüzde 25 ile 20 arası değişiklik gösterir. Eğer kalp krizi belirtileri sizde varsa hemen bir hastaneye müracaat etmelisiniz.

Öncelikle kalp krizinin nasıl ortaya çıktığına bir göz atalım. Kalbi çeşitli yollarla besleyen atardamarda oluşan bir tıkanma sonucu kalbe yeteri kadar oksijen gitmez. Bu durum kalbe ciddi oranda zarar verir. Kalbe ulaşamayan besinler atardamarda birikir. Zaman içinde atardamarda daralmalar ve çatlaklar oluşur.

kalp krizi belirtileri1
kalp krizi belirtileri

Bu çatlaklar ile birlikte atardamara pıhtılar ulaşır ve kalp krizi meydana gelir. Zamanında hastaneye ulaşılıp uzman kişiler tarafından müdahale edilmezse kalp dokusu kaybı kendini gösterir. Kalp pompalama işlevini yapamaz hale gelir ve kalp yetmezliği ortaya çıkar. Türkiye’ye bakıldığı zaman her yıl 200 bine yakın kişi kalp krizi sonucu hayatını kaybetmektedir.

Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir?

Sağlıklı olmayan kalbe sahip birçok insanda kalp krizi belirtileri vardır. Şiddetli bir şekilde etkisi gösteren kalp ağrısı aslında bir göğüs ağrısıdır. Batma hissi vermez ve nefes alıp verirken ağrıda azalma ya da artış olmaz.

Bu ağrı sanki göğsümüzde taş varmış gibi bir hissettirir. Göğsünüze sürekli bir baskı yapar. Sol kola, çeneye ve sırta yayılabilir. Bu hissiyat hali 15 dakika ile 20 dakika arası değişkenlik göstererek sürer.

Diğer kalp krizi belirtileri: baş kısmında dönme hissi, mide bulantısı hissi, sürekli sıkıntılı hissetme, nefes çekmekte zorlanış gösterme, yorgunluk hissiyatı gibi belirtiler ile kendini göstermektedir. Bu gibi durumlarda en büyük ilaç insanın dinlenmesidir. Alınan ilaçların etki etmediği ve ağrıların artması sonucu kesinlikle en yakın hastaneye gidip muayene olmanız sağlığınız açısından kesinlikle şarttır.

kalp krizi nedenleri nelerdir
Kalp Krizi Nedenleri Nelerdir

Kalp Krizi Nedenleri Nelerdir?

Ciddi bir hastalık olan ve ölüm riskinin yüksek olduğu bu hastalığın belli başlı bazı nedenleri vardır.

Bu nedenler şu şekilde sıralanabilir;

  • Sigara kalp krizinde en büyük etkenlerden biridir. Sigara kullanan bir kişinin, diğer sigara kullanmayan insanlara göre kalp krizine yakalanma olasılığı daha fazladır.
  • Kanda LDL adlı bir madde bulunur, bu maddenin gereğinden fazla olması kalp krizi riskine yol açmaktadır. LDL maddesi en çok sosis, sucuk, karides, salam, et, kızartmalarda, tereyağları, mayonez, yağlı süt ürünleri gibi ürünlerde bulunmaktadır. Bu ürünleri gereğinden fazla tüketmek sağlığımız açısından olumsuz etkiler yaratacaktır. Kalp krizi belirtileri göstermeye başlarsınız.
  • Şeker hastalıkları, kalp krizi riskini ciddi oranda tetikleyen rahatsızlıklar arasında ilk sıralardadır. Birçok insan zaten şeker hastalığı sebebiyle kalp krizi geçirip vefat etmektedir.
  • Obezite, damar sertleşmesine sebep olduğundan ötürü kalp krizi riski fazladır.
  • İlerleyen yaşlar ile birlikte kalp damarları eskisi kadar sağlam olmayabilir. Bu da kalp krizi riskini tetikler niteliktedir.
  • Kadınlarda doğuştan var olan östrojen hormonu kalp krizine karşı koruyucu niteliktedir. Fakat kadında oluşan menopoz sonrası kalp krizi riski oluşmaktadır.
  • Sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşamda kalp krizi belirtileri arasındadır.

Yukarıdaki gibi nedenler kalp krizine sebebiyet verebilir.

kalp krizi
Kalp Krizi

Kalp Krizi Tedavi Yöntemleri

kalp krizi belirtileri var olan bir kişinin kesinlikle en yakın hastaneye götürülüp tedavi ettirilmesi gerekir. Bu konuda hızlı olunmalarıdır çünkü hasta her an yaşamını yitirebilir.

Kalp krizi sebebiyle oluşan ölümlerde genellikle kalp krizi geçirdikten 30 dakika ile 1 saat arasında gerçekleşen bir ölüm oluşmaktadır. Hastanın alanında uzman kişiler tarafından tedavi ettirilmesi gerekir. Doğru teşhis ve doğru tedavi hasta yaşamı için önemlidir. Yakın çevrenizde kalp krizi geçiren birine asla su harici bir şey vermeyin.

Ambulansın gelmesine kadarki sürede hastayı yere yatırıp dizleriniz ile kalbine baskı yapmanız gerekir. Kalp krizi belirtileri göstererek hastaneye ulaşan hastaya anjiyo yapılır. Anjiyo sonuçlarına göre hastaya gerekli ilaç verilir ya da cerrahi işlemler uygulanır. Wikipedia / Mayoclinic / Heart

Kara Mürver Nedir? Kara Mürver Faydaları Nelerdir?

kara mürver

Son yıllarda gelişen alternatif tıp teknolojisine her yıl yeni bir buluş eklenmekte. Bu buluşlardan birisi de kara mürver adı verilen bir çiçekli bitki türüdür. Kara mürver çiçeği veya meyvesi olarakta bilinen bitki önemli miktar da C vitamini içermesi ile de biliniyor.

Bağışıklık sistemi güçlendirici olarak kullanılan ve eczanelerde pastil şeklinde satılan mürver meyvesi orijinal ve aromatik tadı ile de kendini sevdirmiş durumda. Pek çok hastalığa faydası olan ve tedavilerde kullanılan mürver meyvesinin diğer faydaları nelerdir?

kara murver nedir
Kara Mürver Nedir

Kolesterol Düzenleyici

Mürver kullanan şeker hastaları ve kalp hastaları bir süre sonra onları rahatsız eden çarpıntı, baş dönmesi ve halsizlik gibi sorunların azaldığını belirtmişlerdir. Bu özelliği ile kara mürver meyvelerinin damar yollarını açıcı antiseptikler içerdiği ortaya konmuştur. Ayrıca şeker dengesini düzenleyerek içerisinde bulunan doğal tatlandırıcılar ile şeker hastalarının ihtiyacı olan dengeli şeker oranını sağlamaktadır.

Sindirim Sistemi Düzenleyici

Mürverin diğer bir faydası ise sindirim sistemleri üzerinde ki yapılandırıcı etkisidir. Hazımsızlık ve kabızlık gibi rahatsızlıkları bulunan insanlar üzerinde işe yaradığı tespit edilmiş ve lif kaynağı olduğu için diyet yapmakta olanlara da şeker takviyesi olarak tavsiye edilir.

Kara Mürver Cildi Korur

Bilhassa üzerinde durulması gereken bir konu olan; kara mürverin cilt kanserine karşı koruyucu olması belki de en önemli özelliğidir. İçerisinde bulunan çinko ve kolajenler sayesinde cilt derisinin erken yaşlanmasını önleyerek sıkı durmasını ve de hücre yenilenmesini sağlamaktadır. Diğer bir faydası saçlar da bulunan keratin maddesini arttırarak güçlü ve sağlam saçların temel maddesi olma özelliğidir.

Solunum Yolları Hastalıklarını Tedavi Eder

Grip, soğuk algınlığı gibi bakteri kaynaklı hastalıkların meydana gelmesine engel olur. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi bu konu da örnek olarak gösterilebilir ancak bu bitki gribe sebebiyet veren patojenlerin çoğalmasını durdurarak vitamin eklentisi yapar.

Mide Hastalıkları Tedavisi

Bol miktar da D, E ve C vitamini içermesi nedeni ile mide öz suyunun ihtiyacı olan vitaminleri karşılar. Ayrıca mide bulantısı, mide ağrısı gibi hastalıklar da doğal antibiyotik olarak kullanılır.

kara murver faydalari nelerdir
Kara Mürver Faydaları Nelerdir

Kara Mürver Hakkında Kısa Bilgiler

Yapılan araştırmalar ile mürver bitkisinin yağ yakımına yardımcı olduğu görülmüştür. Ayrıca iyi bir ter söktürücü olan bu meyvenin zatürre gibi hastalıklar da doktorların tercih ettiği bir yöntem olarak bilinir. Son zamanlar da meydana gelen covid19 virüs pandemisi ile mücadele de hava yolları şirketlerinin yolcularına ikram ettiği gözlenmiştir.

Bunların dışında kara mürver;

  • İdrar söktürücüdür
  • Böbrek iltihap söktürücü
  • Hemoroit ağrılarına iyi gelir
  • Stres yüzünden oluşan baş ağrısı gibi rahatsızlıkları giderir
  • Balgam söktürücüdür
  • Romatizma ağrılarına iyi gelir
  • Emziren annelerin sütünü arttırdığı gözlenmiştir
  • Eklem ve kas ağrılarını iyileştirir
  • Nefes borularına yapışan enfeksiyonları temizler
  • Epilepsi hastalığı tedavisinde kullanılır
  • Cilt kızarıklığı, sivilce lekeleri gibi defekteleri tedavi eder
  • HIV ve AİDS hastalığında etkilidir
  • Kanserle savaşır

Çiçeklerinden çay yapılan kara mürverin hafta da 4 defa tüketilmesi uygun görülür.

kara murver surubu
kara mürver şurubu

Kara Mürver Yan Etkileri

Ne kadar çok faydası var ise paralel olarak kara mürver meyvesinin yan etkileri de mevcuttur. Bu yan etkilerin başlı başına kişinin alerjik ve hastalık reaksiyonlarına bağlıdır. Örneğin hamile iseniz daha süt gelmeden mürver tüketmek tehlikeli olabilir. Bu bitkinin kabuklarını ayrı bir şekilde tüketmek ise mide rahatsızlıklarına neden olmaktadır. Diğer bir yan etkisi ise cilt üzerine sürülmesi durumunda kızarıklık ve şişkinlik yaratmasıdır. Kişinin alerjik durumunu göz önünde bulundurarak meyveyi tüketmesi daha sağlıklı olacaktır. Wikipedia

Beyin Tümörü Belirtileri Nelerdir?

beyin tümörü

Merhaba değerli okuyucu,

Bugün sizinle beyin tümörleri hakkında önemli bilgiler paylaşacağım. Bu konu, maalesef birçok insanın karşılaşabileceği bir sağlık sorunu. Belirtileri ve tanı yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak, erken teşhis ve tedavi açısından büyük bir önem taşıyor.

Bildiğiniz gibi, beyin tümörleri beyin dokusu veya çevresinde anormal hücre büyümeleridir. Bu tümörler farklı belirtilere sebep olabilir ve doğru bir tanı için çeşitli tanı yöntemleri kullanılmaktadır.

Gelecekteki yazılarımızda daha ayrıntılı bilgilere yer vereceğiz, ancak şimdi sizi merakta bırakmak istemiyorum. Beyin tümörlerinin belirtileri ve tanı yöntemlerini yakından inceleyeceğiz. Bu sayede siz ve sevdikleriniz, erken dönemde müdahale etme şansına sahip olacaksınız.

Unutmayın, sağlık her şeyden daha önemlidir. Doğru bilgilerle donanmış olmanız, kendinizi ve sevdiklerinizi korumanız için büyük bir adım olacak.

Bizi takip etmeye devam edin. Hep birlikte beyin tümörleri hakkında daha fazla bilgi edinelim ve bu önemli konuda farkındalık yaratmaya devam edelim.

Sağlıklı günler dilerim,

beyin-tumoru

Ana Başlıklar

  • Beyin tümörlerinin belirtileri nelerdir?
  • Beyin tümörü tanısı nasıl konulur?
  • Beyin tümörü çeşitleri ve oluşumu nasıldır?
  • Beyin tümörü nedenleri ve risk faktörleri
  • Görüntüleme teknikleri ile beyin tümörü teşhisi

Beyin Tümörü Genel Bilgiler

Beyin tümörleri, beyinde veya çevresinde anormal hücre büyümeleridir. Beyin dokusunda oluşan bu tümörler farklı tiplerde olabilir ve farklı şekillerde oluşabilir. Beyin tümörleri genellikle iyi huylu (iyi niyetli) veya kötü huylu (kötü niyetli) olarak sınıflandırılır. İyi huylu tümörler, çoğunlukla sınırlı bir alanda büyür ve yayılmazken kötü huylu tümörler hızlı bir şekilde büyüyebilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir.

Beyin Tümörü Nedir?

Beyin tümörü, beyin dokusunda veya beyinle bağlantılı yapılarında meydana gelen anormal hücre büyümeleridir. Bu tümörler normal beyin fonksiyonlarını etkileyebilir ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Beyin tümörleri genellikle iyi huylu veya kötü huylu olarak sınıflandırılır ve tedavi seçenekleri ve prognozları tümörün türüne bağlı olarak değişebilir.

Beyin Tümörü Çeşitleri ve Oluşumu

Beyin tümörleri, farklı tiplerde olabilir ve farklı şekillerde oluşabilir. İyi huylu beyin tümörleri, beyin dokusu içinde sınırlı bir alanda büyür ve diğer dokulara yayılmaz. Kötü huylu beyin tümörleri ise hızlı bir şekilde büyüyebilir, çevredeki dokulara yayılabilir ve beyin fonksiyonlarını etkileyebilir. Beyin tümörlerinin oluşumunun tam olarak neden olduğu bilinmemektedir, ancak genetik faktörler, radyasyon maruziyeti ve bazı çevresel etkenlerin rol oynayabileceği düşünülmektedir.

beyin-tumoru-1

Beyin Tümörü Nedenleri ve Risk Faktörleri

Beyin tümörlerinin neden olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri ve etkenlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Bu faktörler arasında şunlar yer alabilir:

  1. Genetik faktörler: Ailede beyin tümörü öyküsü olan bireylerde yüksek risk faktörü bulunabilir.
  2. Radyasyon maruziyeti: Yüksek dozda radyasyona maruz kalmak beyin tümörü riskini artırabilir. Özellikle çocukluk döneminde radyasyona maruz kalanlar daha büyük bir risk altında olabilir.
  3. Çevresel etkenler: Bazı kimyasal maddelere veya çevresel faktörlere uzun süre maruz kalmak beyin tümörü riskini artırabilir.
  4. Yaşam tarzı faktörleri: Sigara içmek, aşırı alkol tüketmek, obezite ve hareketsiz yaşam tarzı gibi faktörler beyin tümörü riskini artırabilir.

Ancak beyin tümörlerinin gelişiminde birden fazla faktörün etkili olduğunu unutmamak önemlidir. Her bireyde farklı faktörler etkili olabilir ve nedenlerin tam olarak belirlenmesi zor olabilir.

Beyin Tümörü Belirtileri

Beyin tümörlerinin belirtileri, tümörün türüne, konumuna ve büyüklüğüne bağlı olarak değişebilir. Erken dönemde ortaya çıkan belirtiler genellikle baş ağrısı, mide bulantısı ve denge sorunları gibi non-spesifik semptomlar olabilir. İleri dönem belirtileri ise daha belirgin olabilir ve nöbetler, motor beceri kaybı, konuşma bozuklukları gibi şiddetli semptomlara yol açabilir.

Erken Dönemde Ortaya Çıkan Belirtiler

Beyin tümörü erken dönemdeyken ortaya çıkan belirtiler genellikle diğer hastalıklarla ilişkilendirilebilir ve teşhis etmesi zor olabilir. Bunlar şunları içerebilir:

  • Baş ağrısı: Sık ve şiddetli baş ağrıları, beyin tümörünün erken belirtilerinden biridir.
  • Mide bulantısı ve kusma: Beyin tümörü, beyin dokusuna baskı yaparak mide bulantısına ve kusmaya neden olabilir.
  • Denge sorunları: Koordinasyon ve denge sorunları, beynin etkilenmesiyle ortaya çıkabilir.
  • Görme problemleri: Bulanık görme veya çift görme gibi gözle ilgili sorunlar, beyin tümörünün belirtileri olabilir.

İleri Dönem Belirtileri ve Hastalar Üzerindeki Etkileri

Beyin tümörünün ilerlemesiyle birlikte belirtiler daha belirgin hale gelir ve hastalar üzerinde önemli etkileri olabilir. İleri dönem belirtileri şunları içerebilir:

  • Nöbetler: Beyin tümörü, beyin aktivitesinde anormal değişikliklere yol açarak nöbetlere neden olabilir.
  • Motor beceri kaybı: Tümör, beyindeki motor bölgeleri etkileyerek güçsüzlük, felç veya hareket koordinasyonunda sorunlara neden olabilir.
  • Konuşma bozuklukları: Beyin tümörü, konuşma merkezlerine baskı yaparak konuşma güçlüğü, anlama bozukluğu veya kelime bulma zorluklarına neden olabilir.
  • Davranış değişiklikleri: Beyin tümörü, kişilik değişiklikleri, hafıza sorunları veya duygusal dalgalanmalara yol açabilir.

Beyin tümörü belirtileri, hemen herkes için aynı olmayabilir ve her bireyde farklılık gösterebilir. Bu yüzden, herhangi bir belirti veya semptom fark ederseniz, derhal bir sağlık uzmanına başvurmanız önemlidir.

Beyin Tümörü BelirtileriErken Dönemde Ortaya Çıkan Belirtilerİleri Dönem Belirtileri ve Hastalar Üzerindeki Etkileri
Baş ağrısıBaş ağrısıNöbetler
Mide bulantısı ve kusmaMide bulantısı ve kusmaMotor beceri kaybı
Denge sorunlarıDenge sorunlarıKonuşma bozuklukları
Görme problemleriGörme problemleriDavranış değişiklikleri
beyin-tumoru-2

Tanı Yöntemleri ve Önemi

Beyin tümörü tanısı, hastalığın doğru bir şekilde teşhis edilmesi için önemlidir. Bu teşhis süreci, çeşitli tanı yöntemlerini içerir ve tümörün türünü, konumunu ve evresini belirlemeye yardımcı olur. Doğru tanı, uygun tedavi yaklaşımının belirlenmesi için kritik bir adımdır.

Beyin tümörü tanısı için kullanılan önemli yöntemler arasında görüntüleme teknikleri ve biyopsi yer alır. Görüntüleme teknikleri, tümörün yerleşim yeri, boyutu ve yayılma durumu hakkında bilgi sağlar. Bunlar arasında manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları bulunur.

MRG taraması, yüksek hassasiyet ve ayrıntılı görüntüleme sağlayarak beyin tümörlerinin tespitinde sıkça kullanılan bir yöntemdir. Beyin dokusunu ayrıntılı bir şekilde inceleyerek tümörlerin boyutunu, konumunu ve karakteristik özelliklerini gösterir.

MRG taraması, beyin tümörü tanısında etkili bir yöntemdir. Yüksek çözünürlüklü görüntüler sağladığı için tümörün büyüklüğünü, şeklini ve etrafındaki dokuyu belirlemek için önemli bir araştırma aracıdır.

BT taraması ise bilgisayarlı tomografi cihazı kullanılarak yapılan bir yöntemdir. Beyin tümörlerini daha hızlı ve hassas bir şekilde tespit etmek için kullanılır. BT taraması, tümörlerin yapısal özelliklerini ayrıntılı bir şekilde gösterir ve patolojik değişiklikleri ayırt etmeye yardımcı olur.

BT taraması, beyin tümörü tanısında değerli bilgiler sağlar. Çok yönlü görüntüler elde ederek tümörlerin boyutunu, sınırını ve varsa diğer anatomik yapılarla olan ilişkisini gösterir.

Biyopsi ise tümörün doğrudan incelenmesini sağlayan bir yöntemdir. Tümörden alınan doku örneği, patolojik incelemeler için laboratuvarlara gönderilir. Bu incelemeler sonucunda, tümörün iyilik veya kötülük derecesi ve genetik özellikleri belirlenebilir.

Beyin tümörlerinin doğru tanı yöntemleriyle teşhis edilmesi, hastaların uygun tedavi ve takip süreçlerine ihtiyaç duymasını sağlar.

Tanı YöntemiÖzellikleri
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)Yüksek çözünürlük, ayrıntılı görüntüleme, tümörlerin konumu ve boyutunu gösterme
Bilgisayarlı Tomografi (BT)Hızlı ve hassas tarama, tümörlerin yapısal özelliklerini gösterme
BiyopsiDoğrudan tümörün incelenmesini sağlama, patolojik incelemeler için doku örneği alımı

Görüntüleme Teknikleri ile Beyin Tümörü Teşhisi

Beyin tümörlerinin teşhisinde görüntüleme teknikleri büyük önem taşır. Bu teknikler, beyin tümörlerinin tanısını koymak ve doğru tedavi planını oluşturmak için kullanılır. En yaygın kullanılan görüntüleme teknikleri arasında Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) bulunur.

Bilgisayarlı Tomografi (BT)

Bilgisayarlı Tomografi (BT), X ışınları kullanarak kesitli görüntüler elde etmeyi sağlayan bir görüntüleme yöntemidir. Bu tarama, beyin tümörünün konumunu, boyutunu ve şeklini belirlemek için kullanılır. BT taramaları, tümörün diğer dokulara olan etkisini göstererek cerrahi planlama ve tedavi stratejisi oluşturmada önemli bir araçtır.

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ise manyetik alan ve radyo dalgaları kullanarak detaylı görüntüler elde etmeyi sağlar. Beyin dokusunun farklı yapılarını daha net bir şekilde görüntülemek için kullanılır. MRG taramaları, beyin tümörlerinin büyüklüğünü, şeklini ve varsa yayılımını değerlendirmek için etkili bir yöntemdir. Ayrıca, MRG taramaları tümörün diğer dokulara olan yakınlığını da göstererek cerrahi planlamada yardımcı olur.

sik-sorulan-sorular

Sık Sorulan Sorular

Beyin tümörü nedir?

Beyin tümörü, beyin dokusundaki veya çevresindeki anormal hücre büyümeleridir.

Beyin tümörü çeşitleri ve oluşumu hakkında bilgi verebilir misiniz?

Beyin tümörleri, farklı tiplerde olabilir ve farklı şekillerde oluşabilir.

Beyin tümörlerinin nedenleri ve risk faktörleri nelerdir?

Beyin tümörlerinin neden olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri ve etkenlerin rol oynadığı düşünülmektedir.

Beyin tümörlerinin belirtileri nelerdir?

Beyin tümörlerinin belirtileri, tümörün türüne, konumuna ve büyüklüğüne bağlı olarak değişebilir.

Erken dönemde ortaya çıkan beyin tümörü belirtileri nelerdir?

Erken dönemde ortaya çıkan beyin tümörü belirtileri genellikle baş ağrısı, mide bulantısı ve denge sorunları gibi non-spesifik semptomlar olabilir.

İleri dönemde ortaya çıkan beyin tümörü belirtileri ve hastalar üzerindeki etkileri nelerdir?

İleri dönemde ortaya çıkan beyin tümörü belirtileri ise daha belirgin olabilir ve nöbetler, motor beceri kaybı, konuşma bozuklukları gibi şiddetli semptomlara yol açabilir.

Beyin tümörü nasıl teşhis edilir ve teşhis yöntemleri ne kadar önemlidir?

Beyin tümörlerinin doğru bir şekilde teşhis edilmesi önemlidir. Tanı yöntemleri, görüntüleme teknikleri ve biyopsi gibi yöntemleri içerir ve tümörün türünü, konumunu ve evresini belirlemeye yardımcı olur. Tanı yöntemleri doğru tedavi yaklaşımını belirlemek için önemlidir.

Beyin tümörünün teşhisi için hangi görüntüleme teknikleri kullanılır?

Görüntüleme teknikleri, beyin tümörlerinin teşhisinde önemli bir rol oynar. Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) gibi teknikler, beyin tümörlerini teşhis etmek için kullanılır.

Kaynak Bağlantıları

Üzüm Çekirdeği Faydaları

üzüm çekirdeği

Dünya üzerinde bulunan her şeyin bir anlamı bulunuyor. Özellikle doğaya bakıldığında doğada var olan pek çok şeyin bir ya da birkaç faydası bulunuyor. Hatta bu durum o kadar bilinen bir şey ki şu anda Dünya üzerindeki birçok iş koluna ev sahipliği yapıyor. Son yıllarda insanlar daha çok doğaya yöneliyor. Doğal olanın daha faydalı olması pek çok kişinin tercihini doğal ürünlerden yana kullanmasını sağlıyor. Üzüm çekirdeği bunlardan biri.

Doğada bulunan bir ürünün pek çok farklı faydası olabiliyor. Özellikle son zamanlarda üzüm çekirdeği ve faydaları konusunda ortada pek çok bilgi bulunuyor. Neredeyse herkesin severek tükettiği üzümün elbette faydaları bulunuyor. Ancak üzümün çekirdeğinin de faydalı olması oldukça değerli bir bilgidir. Eğer sizde üzümün çekirdeğinin nelere iyi geldiğini merak ediyorsanız kısa bir araştırma yapmanız yeterli olacaktır.

uzum cekirdegi
üzüm çekirdeği

Üzüm Çekirdeği Yağı Faydaları

Bazı besinlerin sadece kendisi değil tohumu ya da çekirdeği de oldukça fazla fayda sağlayabiliyor. Özellikle üzümün çekirdeğinden elde edilen yağında pek çok farklı faydası bulunuyor. Genel olarak çekirdekten yağ elde etmenin 2 yolu bulunuyor. Bunlar soğuk sıkım yöntemi ve çekirdekleri zeytinyağında bekletme yöntemidir. Eğer çekirdek ya da tohum hâlindeki ürünlerin yağını temin etmek istiyorsanız en faydalı olanı soğuk sıkım yöntemi ile elde edilmiş olanıdır. Bu nedenle üzüm çekirdeğinin yağı da oldukça faydalıdır. Bu yağ daha çok kozmetik ve cilt bakım ürünleri hazırlamakta kullanılan yaşlanma karşıtı bir yağdır.

Üzüm Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir?

Üzüm çekirdeğinin bilinen ve kesin olarak kanıtlanmış pek çok faydası bulunuyor.

Bu faydalardan birkaçı şunlardır:

  • Bağışıklığı güçlendirir.
  • Sindirim sistemini korur.
  • Saçtaki beyazlamayı azaltır.
  • Saçı parlatır ve uzatır.
  • Cildi gerginleştirir ve besler.
uzum cekirdegi yagi
üzüm çekirdeği faydaları 37

Daha pek çok faydası bulunan bu ürünü gün içerisinde kontrollü ve az miktarda tüketerek birçok sağlık sorununa çözüm bulabilirsiniz.

Aynı zamanda saç ve cilt bakımında oldukça faydalı olan bu besini hem yiyerek hem de yağını cildinize uygulayarak çok iyi sonuçlar alabilirsiniz. Bu faydalı besini mutlaka tüketmeye özen göstermelisiniz.

Üzüm Çekirdeği Tozu Nedir?

Üzüm çekirdeği birçok farklı kullanım şekli olan bir besindir. Bu kullanım şekillerinden en az bilineni üzüm çekirdeği tozu hâlidir. Genel olarak bu besinin daha çok meyve hâli ve yağı bilinse de çekirdeğinin öğütülerek toz hâline getirilmesi de oldukça faydalıdır. Üzüm çekirdeğinin yüksek basınçlı makinelerde toz hâline getirilmesiyle faydasında bir azalma olmaz. Eğer bu şekilde toz olarak kullanımın nasıl olacağı konusunda bir bilginiz yoksa yoğurt ve süte katarak gayet kolay bir şekilde tüketerek bu besinin tüm faydalarından yararlanmanız oldukça mümkündür. Toz hâline getirilen üzüm çekirdeğinin tadı daha kekremsi ve acımtıraktır. Bu nedenle daha çok süt, peynir, kefir ve yoğurt gibi ürünlerle tüketmenizde fayda vardır.

uzum cekirdegi tozu
üzüm çekirdeği faydaları 38

Üzüm Çekirdeği Yağının Kullanımı Üzüm çekirdeğinin bilinen ve bilinmeyen pek çok farklı faydası bulunuyor. Bu nedenle hâlâ daha bu konuyla ilgili birçok araştırma yapılıyor. Üzümün çekirdeği, yağı ve tozunun ayrı ayrı faydaları olduğu gibi genel olarak aynı besinden oluştuğu için faydaları aynı olabilir. Üzüm çekirdeğinin yağını daha çok kişisel bakım ürünlerinizde kullanabilirsiniz. Kırışık karşıtı etkisi olan bu yağı, cilt bakım ürünlerinizin içerisine eklemekle beraber bu yağdan kremde yapabilirsiniz. Çekirdeğin tozunu ise daha çok sıvı besinlerle karıştırarak tüketmeniz daha kolay olacaktır. Toz hâline gelen çekirdeği aynı zamanda salatalarınıza serperek de farklı bir tat katıp daha faydalı bir hâle getirmenizde oldukça mümkündür

Eklem Ağrılarına Ne İyi Gelir?

eklem ağrısı

Eklemler kemikler ile birleşerek daha rahat hareket etmeyi sağlarlar. Kemikleri destekleme görevleri de mevcuttur. Yanlış beslenme, kilo artışı ve dış darbeler, uygunsuz ve ani hareketler gibi faktörlerin etkisiyle eklemler zarar görebilir ve bu durumda eklem ağrısı adı verilen olay gerçekleşir. Bu ağrılardan kurtulmak için ağrıları azaltan unsurlara yönelmek gerekir.

Eklem ağrısına şunlar iyi gelmektedir:

  • Düzenli şekilde spor yapmak.
  • Eklem bölgelerine rahatlatıcı masaj uygulamaları yaptırmak.
  • Boyunluk, dizlik gibi koruyucu ekipmanlar kullanmak.
  • Esneme hareketleri yapmak.
  • Ağrıyan bölgeye soğuk veya sıcak su torbası uygulamak.
  • Sağlıklı ve doğal beslenme düzenini benimsemek.
diz kapaginda agri
diz kapağında ağrı

Eklem ağrılarını gidermenin ve rahatlatmanın bir sürü doğal ve tedaviye dayalı yöntemleri yer almaktadır. Bu doğal yöntemler arasından en sık tercih edilenlerden biri doğal yollarla hazırlanan kürlerdir.

Eklem Ağrısı İçin Kür Tarifi

Eklem ağrılarına iyi gelen gıdalar kullanılarak birçok kür tarifi elde edilmektedir. Eklem ağrısını gidermek için sirke ve zeytinyağı kullanılarak kür elde edilebilir. Bu kür doğal bir antioksidan görevi üstlenmektedir. Elma sirkesini ve zeytinyağını bir kapta karıştırın. Oluşan karışımı diz bölgesine yavaş hareketlerle sürün. Bu kür diz kapağında ağrı şikayeti olan kişiler için birebirdir. Ağrıyan bölgeye masaj yaparak uygulanmalıdır.

Eklem Ağrılarına İyi Gelen Besinler Nelerdir?

Düzenli beslenme ve doğru gıdaların seçimiyle eklem ağrılarını gidermek mümkündür. Eklem ağrılarını gidermede tercih edilen kaynaklardan biri zencefildir. Zerdeçal adı verilen bitkinin de iyileşmeyi hızlandırdığı ve eklem ağrılarına iyi geldiği bilinmektedir. Yeşil yapraklı bitkiler, çemen tohumu, tarçınlı bal gibi besinler ve bitkiler eklem ağrılarına iyi gelmektedir. Bu besinler yardımıyla kürler de yapılabilmektedir.

eklem agrisi icin egzersizler
eklem ağrısı i̇çin egzersizler

Eklem Ağrısı İçin Hangi Egzersizler Yapılmalıdır?

Hareket ederek ve düzenli bir spor alışkanlığı kazanarak eklem ağrıları giderilebilir. Bunun için eklemi zorlamayacak aksine eklemlere iyi gelecek hareketler seçilmelidir. Yürüyüş eklem ağrılarını gidermek için önerilmektedir. Evlerde ise sandalye hareketleri bu ağrıların giderilmesi için uygun görülmektedir.

Eklemleri rahatlatmak için genellikle esneme hareketlerine yönelmek gerekir. En iyi esneme hareketlerini de pilates yöntemi sayesinde yapabiliriz. Evlere eliptik gibi birden fazla kası ve eklemi aynı anda çalıştıran aletler alınarak spor yapılabilir. Egzersizlerde eklemleri zorlayacak ağırlıklar kaldırılmamalıdır. Hafif ağırlıklar ile eklemler kuvvetlendirilebilir. Zumba gibi spor dallarına yönelmek de eklem problemlerini giderebilir. Bu sayede hem ağrılar azaltılır hem de eğlenceli bir ortam yaratılmış olur.

Eklem Ağrılarının Tedavisi

Bazen kişiler dayanılmaz eklem ağrıları yaşayabiliyor. Bunun için doğal yöntemlerden daha çok tıbbi yöntemlere başvurmak gerekir. Doktora giderek eklem ağrısı tespiti ve nedenleri araştırılmalı ve uygun tedaviye başlanmalıdır. Uygun tahliller yapılarak eklem problemleri saptanır ve değerlendirilir. Eğer ağrıların sebebi fazla kilo ise kişiye uygun egzersizler yazılır. Eklem ağrıları için genellikle fizik tedavi uygulanmaktadır.

eklem agrisi1
eklem ağrısı

Bu tedavi sayesinde bu problemlerden kurtulmak mümkündür. Gut hastalığı olan kişilerde de bu eklem ağrıları görülebilir. Bu hastalar fazla protein ağırlıklı beslenmemelidir. İlaç tedavisi, fizik tedavi, kapalıca tedavisi, akupunktur tedavi eklem ağrılarında kullanılan yöntemlerden bazılarıdır. Fizik tedavide kişiye uygun egzersizler verilir ve bu egzersizler düzenli olarak kontrol edilir.

Kaplıcalara Gitmek Eklem Ağrısına İyi Gelir Mi? Kaplıcalar eklem ağrılarını gidermek için kullanılan ve başvurulan yöntemler arasında yer almaktadır. İçerisindeki mineraller sayesinde ve oluşan basıncın etkisiyle eklem ağrılarını giderir. Düzenli şekilde yapıldığı taktirde faydası görülmektedir. Kaplıcalarda yer alan ısı eklemleri rahatlatmakta ve belli sürelerle yapıldığı taktirde gidermektedir. Eklem ağrısı için kullanılan tedavi yöntemleri arasında sayılabilir.

B12 Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?

b12 vitamini hangi besinlerde bulunur

Sağlıklı bir vücut ve yaşam dengesine sahip olunabilmesi için her bakımdan vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineral değerlerinin mutlaka yerinde olması gerekir. İnsanlar için oldukça hayati öneme ve değere sahip olan birçok türde farklı vitamin bulunmaktadır. Bunlar arasında yer alan en önemlilerinden biri B12 vitamini. Bu vitaminin vücudun sağlık dengesi üzerinde oynadığı rol oldukça büyüktür.

Bundan dolayı tüm insanların vücutlarında yeterince B12 bulunduğundan emin olmaları gerekir. B12 vitaminini birçok besinden alabilme şansları daima vardır. B12 içeren sağlıklı yiyecekler arasında en başta kuzu ciğeri gelir. Diğer besinlere nazaran kuzu ciğeri daha fazla B12 vitamini içerir. Bunun yanı sıra dalak ve karaciğer gibi sakatat türü besinler de oldukça iyi bir şekilde fazlaca B12 içerirler.

b12 vitamini 1
B12 vitamini

Bu besinleri belirli aralıklarla insanların daima tüketmeye özen göstermeleri gerekir. B12 vitaminin mevcut olduğu diğer yiyecekler arasında kırmızı lahana, karides, istiridye, balık gibi deniz ürünü canlılar da yer alır. Özellikle uskumru, somon, alabalık ve konserve olmayan ton balığı oldukça iyi kaynaklardır.

B12 Değeri Kaç Olmalıdır?

Vücutta B12 değerini gerekli seviyelerde tutmak son derece önem arz etmektedir. Genel itibariyle insanlar da B12 değerinin 800 ve üzerinde tutulmaya çalışılması gerekir. Bu sağlıklı bir vücut için oldukça özen gösterilmesi gereken bir durumdur. Çünkü aksi halde vücutta hücresel sistemlerde birtakım DNA ve işleyiş bozulmaları meydana gelir.

Emziren veya hamile olan kişilerde B12 ihtiyaçları bu doğrultuda daha fazla olabilmektedir. Bunun için gerekli test ve kontroller daima yaptırılmalı ve değerler bir uzman hekim aracılığıyla takip edilmelidir. B12 değerinin insanlarda 200’ün altına düşmesi sağlık açısından oldukça ciddi risklerin oluşmaya başlaması anlamına gelir. Bundan dolayı bunun bir an önce yükseltilmesi için gerekli destekler alınmalıdır.

Vücutta B12 Eksikliği Belirtileri

B12 vücut için oldukça önemli bir vitamindir. Bunun eksikliği ve yetersizliği halinde kişilerde belirgin bir şekilde yaşam kalitesi düşüklüğü gözlenebilir. Bu vitaminin eksikliğine işaret eden bazı uyaranlar vardır. Bunları doğru bir şekilde analiz ederek bu kapsamda bir değerlendirme yapılabilir.

  • Hafızada zayıflama ve konsantrasyon bozuklukları,
  • Vücutta belirgin bir halsizlik, yorgunluk ve enerji düşüklüğü,
  • Depresyon belirtileri ve sinirlilik,
  • Kalp çarpıntılarının yaşanması,
  • Vücutta bazı çeşitli uzuvlarda birtakım uyuşmalar,
  • Sıkça çıkan ağız yaraları ve üşüme hissi,
  • Vücutta oluşan belirgin kilo kayıpları,
  • Oluşan iştahsızlık ve kabızlık durumları,
benexol
Benexol

Genel olarak insanlarda B12 eksikliğinin olması bu türden belirtilerle kendisini ortaya çıkarır. B12 vitamini tüm vücudun tim genel enzimatik işleyişinde önemli rol üstlendiği için bu eksikliğin fark edilmesi ve en kısa sürelerde mutlaka giderilmesi gerekir. Besinlerin dışında buna alternatif olarak bir hekim gözetiminde Benexol B12 gibi takviyelerin alınması da uygun olabilir.

B12 Vitamini Neden Önemli

B12 her bakımdan vücut için en önemli vitaminlerden biridir. Kobalamin adıyla da tanımlanan bu vitamin, suda çözünebilen bir yapıya sahiptir. B12 vitaminin en önemli görevlerinden biri vücutta etkin olarak DNA sentezi yapılmasına katkı sağlamasıdır.

Yine vücutta kırmızı kan hücrelerinin oluşumu ve bilhassa bağışıklık sisteminin aktif işleyişinde bu vitaminin önemli bir rolü bulunmaktadır. B12 vitamini insan vücudunda enerji oluşumu konusunda da aktif bir rol üstlenir. Sinir sisteminin düzenlenmesi ve sağlığında B12 çok önemli bir görevi olduğu yapılan araştırmalarca kanıtlanmıştır. Sağlıklı ruhsal sisteme sahip olunması, bitkinliğin yorgunluğun azaltılmasında yine B12 vitamininin gücü kendisini ön plana çıkarır. Genel sağlık durumu üzerinde her yönde önem arz eden bir işlevselliği olan bu vitaminin eksikliğini daima giderilmeye çalışılması gerekir.

Kuru Öksürük Nedenleri? En Hızlı Öksürük Kesici

kuru öksürük

İnsanlarda kuru öksürük görünmesi üst solunum yolu hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığın belirtisi olarak bilinmektedir. Doğru bir tedavi için öksürüğe neden olan hastalığın teşhisi ve değerlendirilmesi oldukça önemlidir.

Öksürük Nedir?

Öksürük bir hastalık olmamakla beraber vücudun boğaz ve solunum yollarını temizlemeye çalıştığı savunma mekanizmasıdır. Öksürükler balgamlı, balgamsız veya kronik, AKUT şeklinde iki çeşit olarak sınıflandırılmaktadır. Kuru öksürük boğazda gıcıklık hissine neden olmaktadır. Genellikle 3 haftadan uzun süren öksürüklere kronik öksürük denilmektedir. Akut öksürük ise faranjit, sinüzit, nezle ve benzeri sebeplerden oluşur.

kuru oksuruk
Kuru Öksürük

Kuru Öksürük Neden Olur?

Balgam görülmeyen öksürük türüne Kuru Öksürük denilmektedir. Kuru öksürükler birçok rahatsızlığın nedeni olarak ortaya çıkabilir. Ateş, halsizlik ve mide bulantısı ile birlikte olmadığı hallerde ciddi bir hastalık belirtisi değildir. Ancak kuru öksürük genellikle grip, geniz akıntısı, astım, faranjit, kalp yetmezliği, akciğerde sıvı toplaması nedenleriyle ortaya çıkmaktadır.

Kuru öksürük uzun süre devam ederse boğazda tahriş ve akciğerlerde ağrıya neden olabiliri. Kuru öksürük atakları bazı insanlarda baş ağrısı, baş dönmesi ya da bayılma ile sonuçlanmaktadir. Hatta çok şiddetli öksürükler kasları olabileceği için bazı insanlarda idrar kaçırma Göğüs kafesinde ağrılı fıtık olma ihtimali de bulunmaktadır. Kuru öksürüğün yanı sıra aşağıda sıralanan belirtiler bulunuyorsa doktora görünmekte fayda vardır.

  • Nefes darlığı
  • Bacak şişmesi
  • Uzun süren yüksek ateş
  • Gece terlemesi
  • Kanlı balgam
  • Öksürülmediği zaman göğüs ağrısı
  • Halsizlik
  • Hırıltı
  • Iştah kaybı
oksuruge ne iyi gelir
Öksürüğe Ne İyi Gelir

Öksürüğe Ne İyi Gelir?

Öncelikle öksürüğün neden olduğu konu tam olarak öğrenilmelidir. Öksürükten kurtulmak için sebep olan hastalığı öğrenmek ve tedavi etmek gerekmektedir.

Solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle öksürük oluştuğu düşünülürse öksürüğe iyi gelen durumlar şöyle sıralanabilir;

  • C vitamini alımını artırmak
  • Düzenli ve dengeli beslenmek
  • Banyo yapmak
  • Spor ya da yürüyüş yapmak
  • Uyumak
  • Bol sıvı almak

Ayrıca Öksürüğün en yaygın nedenlerinden birisi de sigara kullanmaktır. Sigaradan uzak durmak hem ciddi sağlık sorunlarının önüne geçer hem de kuru öksürük semptomu görmezler. Öksürük şikayeti çekenlerin bilmesi gereken en önemli nokta doktora danışılmadan öksürük şurubu kullanmamaktadır.

Kuru Öksürük Ve Balgamdan Kurtaran Doğal Yöntem (Kür Tarifi)

Öksürük ve balgamdan kurtarabilmek için birçok En Hızlı Öksürük Kesici kür tarifi bulunmaktadır.

en hizli oksuruk kesici
En Hızlı Öksürük Kesici

Bunların arasında en sık kullanılan ve en iyi sonuçlar alınan kür tarifleri şöyle sıralanabilir;

  • Soğanlı su yöntemi, 1 adet soğanı 4’te öldükten sonra bir bardak kadar su ilave edip kaynatmak gerekmektedir. Kür 5 dakika kaynatıldıktan sonra altı kapatılacak ve biraz ılık olması için beklenecek. Yeterli ılıklığa geldiği zaman süzüp içine bir tatlı bal kaşığı koyup karıştırmak gerekir. Yaklaşık yarım saat sonra bu içecek öksürükten kurtulmayı sağlamaktadır.
  • Ballı turp yöntemi, 1 adet turpun İçerisi oyulduktan sonra tipi delinmelidir. Sonra ise turpu bir bardağın içerisine yerleştirilerek içerisine bal ilave edilir. Bu şekilde turp bir gün bekletildikten sonra bardağa damlamış olan balın tüketilmesi önerilir.
  • Sarımsak yöntemi ise bir bardak kadar kaynar suyun içine bir diş sarımsak ve 2 adet tarçın ilave edilmesi ile yapılmaktadır. Bu kür 5 dakika demlendikten sonra içilmelidir.
  • Limonlu karabiber yöntemi, 1 adet çeyrek limonun üzerine biraz karabiber ve tuz serptikten sonra limonlu bu şekilde tüketmek gerekmektedir.

En sık kullanılan öksürük ve balgamdan kurtaran doğal kür tarifleri ise en geç yarım saat içerisinde etkisini göstermektedir. Bu kürler sayesinde anında kuru öksürüklerden kurtulmak mümkündür.

Aralıklı Oruç Diyeti Kaç Saat Tutulur?

aralıklı oruç diyeti

Diyet yapılmak istendiği durumlarda, aralıklı oruç diyeti konusunda bilgi edinmek; diyet yapmak isteyen bireyler için kolaylık sağlayacak önemli bir durumdur. Aralıklı olarak yapılan oruç diyeti; vücudun yemeklerden arındırılarak dinlenmesini sağlayan, midenin

Her insanın uygulaması için uygun olan diyet türlerinden olmayan oruç diyeti, ancak sağlıklı olan bireyler tarafından uygulanabilir. Aralıklı olarak uygulanacak olan oruç diyetini yapacak olan bireyler; kaç saat uygulanması gerektiği, hangi hataların yapılmaması gerektiğini ve hangi durumlarda yapılmayacağını bilmelidir.

aralıklı oruç
aralıklı oruç

Aralıklı Oruç Diyeti Nedir?

Aralık koyma düzenine bağlı olarak uygulaması yapılan oruç diyeti; bedenin almış olduğu fazla yağların atılmasını, beslenme durumunun düzene koyulmasını sağlamak amacıyla kısa süreler halinde beslenme durumunun kesilmesine dayanan bir diyettir. Bu diyet, tam olarak aç ve susuz kalma anlamına gelen bir diyet çeşidi değildir. Yalnızca alınan yemeklerin belirli saat aralıklarla durdurulmasını sağlayan bir diyettir. Uygulama yapılırken; özellikle yeşil çay, kahve ve su tüketimi yapılması sağlanmalıdır.

Bu şekilde vücut, besin alımı sağlamıyor olmasına rağmen enerjik hissedecektir. Aralıklı olarak uygulanan oruç diyeti hakkında önemli bir konu ise, ne kadar yoğun düzeyde bu diyetin uygulanacağıdır. Kişilerin kilo durumuna bağlı olarak; belirli saatlerde besin alınmaması ve bu saatlerin bünye durumuna göre ayarlanması gerekir. Uygulama yapılmadan önce, kaç saat oruç tutma diyetinin uygulanması gerektiği iyi bilinmelidir.

Aralıklı Oruç Diyetini Kimler Uygulayamaz?

Aralıklı olacak şekilde ve vücudun belirli oranlarda aç bırakılmasına dayanan oruç diyeti, her birey tarafından isteğe bağlı olarak uygulanan diyetlerden değildir. Bu diyeti yapabilecek olan bireyler, bazı hastalıklardan kesin olarak uzak olmalıdır.

Bununla birlikte, aralıklı uygulamaya dayanan oruç diyetini tutamayacak olan bireyler şu şekildedir:

  1. Özellikle; iğne veya ilaç kullanım zorunluluğu olan bireyler, belirli aralıklarda besin alma zorunluluğu olan bireylerdir. Bu tür durumlar olduğu halde besin alınmaması durumunda ciddi sorunlar ve komplikasyonlar ortaya çıkabilir.
  2. Aralıklı olarak sağlanacak oruç diyeti, genel olarak belirli bir kilonun üzerinde olan bireyler için önerilen bir diyet türüdür. Kilo durumunun altmış düzeyinin altında olması durumunda genel olarak önerilmez.
  3. Bazı durumlarda bireylerin kan değerleri düşük olmasına rağmen kilo durumu fazla olabilir. Bu durumu yaşayan bireyler, günlük olarak beslenme sağlayarak kan değerlerini korur. Kan değerlerinin kontrol edilmesine bağlı olarak bu sorunu yaşayan bireyler, aralıklı olarak uygulanan oruç diyetini uygulayamaz.

Bu durumlar, aralıklı bir şekilde uygulama yapılacak oruç diyetini kullanmaya engel olan bireylerdir. Bunlara rağmen uygulama yapıldığında ise sağlık durumunu tehlikeye atan veya daha fazla kilo alımına neden olan sorunlar ortaya çıkabilir.

Aralıklı Oruç Diyeti Uygulaması Kaç Saattir?

Aralıklı olarak yapılması planlanan oruç diyeti, farklı etkenlere bağlı olarak saat belirlemesine neden olur. Bu etkenler özet olarak; diyeti uygulayacak olan kişinin yaşı, sahip olduğu kilo, hastalık durumu ve kan değerleri durumudur. Bu değişkenler göz önünde bulundurularak saat belirlemesi yapılır.

Bununla birlikte, tutulması gereken aralıklı oruç saatleri genel olarak şu şekildedir:

  1. Yüz kilo ve üzerinde bulunan sağlıklı bireyler için günde altı saat açlık iki saat yemek yeme olacak şekilde üç kez tekrar etmesi
  2. Yüz kilo ve üzerinde olan, sağlık durumu yeteri kadar yerinde olmayan bireylerde; günlük dört saat oruç ve iki saat yemek olacak şekilde günde dört kez
  3. Seksen kilo ile yüz kilo arasında bulunan sağlıklı bireylerde; günde beş saat oruç bir saat yemek olacak şekilde günde dört kez
  4. Altmış kilo ile seksen kilo arasında olan bireylerde; sekiz saat oruç ve dört saat yemek olacak şekilde günde iki kez
  5. Altmış kilo altında bulunan, ancak yaş aralık grubu göz önünde bulundurulduğu zaman kilo durumu fazla olan bireylerde; dört saat oruç iki saat yemek olacak şekilde günde dört kez uygulanması gerekir. Bu durumda ek olarak, doktor tarafından önerilen sporların yapılmasına ve gereken besinlerin alınmasına dikkat edilmelidir.

Bu aralıklara dikkat edilerek, aralıklı olarak uygulanan diyetin tekrar etmesini sağlamak gerekir. Yüz kilo altında bulunan ve sağlık durumu yerinde olmayan bireylerde bu diyet türü önerilmez. Buna rağmen doktor ve diyetisyen tarafından önerme durumu söz konusu olduğunda; yine bu uzmanlar tarafından belirlenen periyot aralıkları takip edilerek uygulanır.

aralıklı oruç diyeti
aralıklı oruç diyeti

Aralıklı Oruç Diyeti Tutulurken Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar Nelerdir?

Aralıklı bir periyot halinde uygulaması yapılacak olan oruç diyetinde, bazı konulara özel olarak dikkat etmek gerekir. İlk olarak, oruç diyetinin mantığı tamamen sıvı ve katı olacak besinleri almayı bırakmak değildir. Bu konunun iyi bir şekilde bilinmesi gerekir. Yalnızca katı besinlerden belirli saat aralıklarında uzaklaşma mantığına dayanır. Bireylerin bu süreç içerisinde; enerji kaybını önlemek amacıyla yeterli sıvı alımını sağlamaları, diyetisyen tarafından önerilen ara öğünleri almaları ve beslenme zamanı geldiğinde yağsız besinler tercih etmeleri gerekir. Bu durumlara ilave olarak, aralıklı oruç diyeti daha fazla yarar göstermesini sağlamak amacıyla spor da yapılmalıdır.

Ayrıca, aralıklı olarak belirlenen diyet; aralıkların gereğinden fazla uzatılması durumunda ciddi zararlara neden olabilir. Her diyet saati süresi, kişinin kilo ve sağlık durumuna bağlı olarak belirlenen sürelerdir. Üzerinde değişim yapılması durumunda da sağlık riske atılmış olur. Bu sebeple, aralık saatlerinin tam olarak uygulanmasına oldukça dikkat etmek gerekir. Bir diğer dikkat gerektiren durum ise, bu diyetin uzman kontrolünde yapılması gereken diyet olduğudur. Doktorlar veya beslenme uzmanları tarafından önerilmedikçe diyetin uygulanması tavsiye edilmez.

Demans Nedir?

demans nedir 1

İnsan yaşamını her bakımdan oldukça zorlaştıran ve yaşam kalitesini düşüren birbirinden farklı türde birçok sağlık problemi vardır. Demans bunlar arasında yer alan ve mutlaka üzerinde durulması gereken en önemli rahatsızlıklardan biridir. Demans nedir? Ve insan vücudunda ne gibi etkilere yol açıyor bu oldukça merak edilmektedir. Genel olarak bu rahatsızlık zihinsel aktivite ve becerilerin önemli ölçüde zayıf bir hale gelmesiyle karakterizedir

Demans genel itibariyle unutkanlığın meydana geldiği birçok hastalığı tanımlamada kullanılan tıbbi bir terimdir. Kişilerde demansı meydana getiren etkenler birbirinden farklı niteliklere sahip olabilir. Bu rahatsızlık çoğunlukla yaşlı insanlarda ortaya çıkmaktadır. Sosyal becerileri ve düşünmeyi oldukça olumsuz bir yönde etkilemektedir. Halk arasında bunama olarak da bilinen demansın günümüz toplumunda en sık karşılaşılan türü Alzheimer rahatsızlığıdır.

demans nedir2
demans nedir

Demans’a Yakalanmamak İçin Ne Yapmalı?

Demans ciddi anlamda insan yaşamını oldukça olumsuz bir yönde etkileyen özelliğe sahiptir. Bu rahatsızlığa yakalanmamak için tam ve net olarak çizgileri konulmuş kesin bir yol yoktur. Fakat bunun meydana gelmesini engelleyecek çok iyi yöntemler ve yaşam değişiklikleri seçenekleri vardır.

  • Zihnin daima etkin olarak oyunlar ve okumalarla canlı tutulması,
  • Daima karşılıklı ve etkileşimli sosyal ilişkiler kurulması,
  • Fiziksel olarak vücudu daima dinamik tutacak uygun egzersizlerin yapılması,
  • Vücuttaki mineral ve vitamin değerlerinin daima uygun seviyelerde tutulması,
  • B vitamini, D vitamini ve C vitamini değerlerinin muhakkak vücutta iyi seviyelerde olması,
  • Sigara kullanımına kesinlikle bir son verilmesi,
  • Kardiyovasküler unsurların bir düzen altına alınması,
  • Daha çok omega 3 ve bunun gibi tam sağlıklı yağlarla beslenilmesi,
  • Şeker ve şekerli gıdaların, paketlenmiş hazır katkı maddeli gıdaların tüketiminden kaçınılması,
  • Mutlaka uykunun en kaliteli şekilde alınmaya çalışılması,

Bu çok önemli unsurlar genel olarak demans hastalığı rahatsızlıklarının meydana gelmesini önemli bir ölçüde engelleyen özelliklere sahiptirler. Yaşamda bu unsurları dikkat alacak şekilde bir prensiple ilerlemek her zaman daha konforlu ve sağlıklı bir hayatın temellerini oluşturmaya yardımcı olur.

Demans Nedir? Demansın Genel Belirtileri

İnsanlarda gözlenen bazı değişimler demans rahatsızlığının oluşmuş olmasına yönelik şüpheleri akıllara getirebilir. Demans nedir diye düşündüğümüzde bu değişimler genel itibariyle kendilerine özgü birtakım karakteristik özelliklere sahiptirler. Bu rahatsızlığın teşhis edildiği insanlarda ilgili belirtiler sıkça gözlenmektedir.

  • Bellek ve hafızada dikkat çekici şekilde zayıflama,
  • İletişim dil kullanımında ve kelimeleri bulmada yaşanan zorluk,
  • Yol tayin etmede ve bulmada bir öngörü azalması,
  • Görsel algı kapasitesinde zayıflamalar,
  • Muhakeme, sorun çözme ve kavrama konusunda oluşan sorunlar,
  • Kişileri tanıma ve adlarını hatırlamada yaşanan zorluklar,

Demans rahatsızlıkları karakteristik olarak bu türden belirtilerle kendisini ortaya çıkarırlar. Bu belirtilerin varlığı halinde kişide bir demans tablosu olması durumu etkin bir ihtimal dahilindedir.

demans nedir3 1
demans nedir? 56

Demansın Teşhis Edilmesi ve Seyri

Demans hastalığının seyri genel olarak birkaç yıldan başlayıp 10 yıla kadar uzanabilmektedir. Bunun ortaya çıkış nedenine bağlı olarak bu durum bir değişkenlik gösterir. Demans rahatsızlıklarını tedavi etme konusunda rahatsızlığın olumsuz gidişatını hafifletici bazı girişimlerde bulunulabilmektedir. Duruma uygun olarak kullanılacak ilaçlarla rahatsızlığın semptomları hafifletilebilmektedir.

Tıbbi olarak demansın kesin ve net bir tedavisi henüz bulunmamaktadır. Fakat ilaç tedavisine ek olarak vücuttaki eksik olan vitamin ve mineral değerlerinin yerine konulması durumun seyrini olumlu yönde etkileyebilmektedir.

Özellikle B12 başta olmak üzere D3 vitamini, magnezyum, çinko, bakır ve diğer minerallerle durum daha olumlu bir hal alabilmektedir. Her ne kadar çoğunlukla rahatsızlığı gidermede tam bir başarı elde edilemese de ilaçlar ve ek vitamin mineraller bazen hastalığın tamamen ortadan kaldırılabilmesine yardımcı olmaktadır.

Ayak Yanması Neden Olur?

ayak yanması

Sıklıkla karşı karşıya kalınan hastalıklardan olan ayak yanması temelinde oldukça rahatsızlık hissi veren bir durumdur. Hastalar veya bu konudan şikayeti olanlar genelde bu durumu huzursuzluk hissi olarak tanımlar.

Geceleri daha çok rahatsız eden bu hastalık için bazı nedenler aranır. Her ne kadar genel nedenlere bağlı ortaya çıktığı düşünülse de kesin nedeni bilinmez. Hasta bu şikayetle geldiğinde doktorlar bazı olası hastalıklardan şüphelenerek gerekli araştırmaların yapılmasını ister.

ayak yanması
ayak yanması

Gece uykusuz kalmaya ve hayat standartlarının azalmasına kadar uzayan bir sürece yayılan bu hastalıkla alakalı geç kalmadan önce doğal yolla sonrasında ise fazla beklemeden hekim aracılığıyla tedavi yoluna gidilmelidir. Çünkü en belirgin nedenlerinden olan diyabet farkında olmadan daha ilerleyerek farklı sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Ayak Yanması Nedir?

Yaş veya temel bir nedene dayandırılması zor olan ayakta yanma için bazı belirgin tanımlamalar ve nedenler ortaya koyulur. Ayağın tabanında kendi gösteren ve genelde acı biber sürülmüş hissi ile tanımlanan haldir. Bundan dolayı hasta olan kişi özellikle de geceleri ayaklarını soğutmak için tabanına uygulayacak soğuk bir şeyler arar. Buz torbası koymak, ayaklarını yıkamak veya soğuk bir yerde açık şekilde yatmak gibi öneriler de çare olmayınca yaşam kalitesi düşmeye başlar. Belirgin olan durum ise yanmanın sadece ayağın alt kısımlarında yaşanmasıdır. Vücudun diğer kısımları normal derecesinde ve rahatsızlık hissi vermeyecek şekildedir.

neden ayak yanması olur
Neden Ayak Yanması Olur

Neden Ayak Yanması Olur?

Bahsedildiği üzere kesin bir nedene bağlamak zor olsa da genel olarak dayandırıldığı bazı etmenler vardır.

Yatınca ayak yanması şikayeti ile gelen bir hastanın ilk olarak şu durumları ele alınmalıdır:

  • Ayakta kalarak yoğun çalışmak,
  • Şeker veya ileri derecede diyabet,
  • Ayakkabı seçiminde yanlışların olması,
  • Kan seviyesinde düşme,
  • Mantar kaynaklı sorunlar,
  • Sinir sıkışması adı verilen hastalık,
  • Alerji,
  • Böbrekten kaynaklanan nedenler,
  • Fazla kilo alma,
  • Hormonla alakalı etmenler olarak değerlendirilir.

Genetik yatkınlık da bu hastalıklar üzerinden bakılarak mutlaka değerlendirilir. İlk olarak ayaklarınızı ferahlatmak adına bazı yollar bularak geçici çözümlere başvurmak ve doğal yollarla çare aramak gerekir. Ardından da doktora başvurmalısınız.

Ayaklarda görülen bu rahatsızlığın gebelik halinde iken olması da en sık görülen hasta şikayetleri arasında sayılır. Değişen hormonlar veya kilo alımına bağlı etkenler kadar stres bile etkili olabilir. Gebelerin bu şikayet ile alakalı böbrek ve diyabet seçeneklerini değerlendirmesi ve sorun olmadığından emin olması önerilir. Bunlar elendikten sonra doğal çözümlere başvurmak daha doğru olacaktır.

yatınca ayak yanması
Yatınca ayak yanması

Doğal Çözümler Nelerdir?

En çok uygulanan ve geçici olsa da rahatlık sağlayan çözüm ayaklarınızın altına buz torbaları yerleştirmek olmalıdır. Bunu bir kabın içine koyarak da yapabilirsiniz. Çare olmadığında ise ayaklarınızı daha fazla buzun üzerinde durdurmanız önerilmez. Elma sirkesi çözümüne başvurmalısınız. Elma sirkesi doğal yapısı sayesinde ayaklarınıza iyi gelecektir. Akşam yatağa girmeden 1- 2 saat kadar önce ortalama 3 litrelik bir suya 1 bardak sirke karıştırmanız ve içinde ayaklarınızı dinlendirmeniz önerilir. Bu şekilde ayak tabanlarınızın rahatladığını fark etmeye başlarsınız. Yine zeytinyağı kullanmak da ayağınızdaki dengenin oluşması adına önerilen başka bir çare olacaktır.

Nasıl Tedavi Edilir? Tedavi için doğal yollar etkili olmadığında doktora başvurmalısınız. Doktor rahatsızlığın temelinde yatan durumu anlayarak gereken tedaviye başlayacaktır. Diyabet olması halinde tedaviye başladığınızda artık belirtiler azalarak kaybolur. Bunun için nedeni saptamak önemlidir. Doktorun verdiği ilaçları kullanmanız ve tedaviyi aksatmamanız da bir başka önemli olan durum olacaktır. Fazla geç kalmadan tedaviye başlanmalıdır.

Mide Şişkinliği Neden Oluyor?

mide şişkinliği

Karın veya karnın hemen üstünde yer alan bölgede rahatsızlık hissi veren bir takım gaz oluşumu meydana gelebilir. Hemen hemen her insan hayatının belli dönemlerinde veya her zaman mide şişkinliği sorunu ile karşı karşıya kaldığını söyleyecektir. Midede bu oluşumların olmasının temelde bazı nedenleri vardır. Ama her belirtide en kötüsünü düşünmek veya her belirtiyi önemsememek en yanlış yaklaşımlar olur. Neden kaynakladığını anlamak ve buna göre tedavi yolu çizmek adına oldukça dikkatli olunmalıdır. Genelde evde yapılan kür ve basit teknikler ile geçmesi de sağlanabilir.

Neden Oluşuyor?

Midenizde şişkinlik hissinin oluşması bazı nedenlerden kaynaklanır. Her insanda farklı bir senaryo ve hasta şikayet öyküsü ile karşı karşıya kalmak mümkündür.

mide şişkinliği neden oluyor
mide şişkinliği

Ama genel anlamda kategoriler halinde incelemek gerektiğinde genel olarak:

  • Sağlıksız beslenme,
  • Stres,
  • Bağırsak kökenli hastalıklar,
  • Parazit,
  • Alkol ve asit tüketimi,
  • Sindirim sistemi hastalıkları olarak sıralanabilir.

Sağlıksız beslenme hemen hemen her konuda şikayetlerin temelinde yatan bir faktördür. Çalışma hayatının uzun zamana yayılması veya diğer etmenlerin bir araya gelmesi öğün atlanmasına veya masa başında gereğinden fazla yemek yenmesine neden olur.

Stres de aynı şekilde birçok hastalıkta olduğu gibi ciddi şekilde rahatsızlık oluşturan etkenlerin başında gelir. Mideniz, sindirim sisteminiz veya bağırsaklarınızdan kaynaklanan bir rahatsızlığınızın olması da aynı şekilde ilk akla gelenler arasında olacaktır.

Çünkü bunların tamamı kısa süreli mide sorunları oluşturmaya yetecek faktörlerdir. Birkaç kez yaşadığınız rahatsızlık belki gözden kaçacak bir detay olabilir. Ama geçmeyen karın şişliği artık bir hekime görünme zamanının geldiğini anlatır. İlk olarak bitkisel kürlerden destek almayı unutmamalısınız.

Mide Şişkinliği İçin Kür Tarifi

Kürler mide söz konusu olduğunda kurtarıcı olacaktır. Bu konuda en sık uygulanan kür ise patates kürüdür. Patatesleri haşladıktan sonra iyice ezerek üzerine birkaç kaşık zeytinyağı ve nane atılmalıdır. Ekşi ile arası iyi olanlar ise limondan faydalanabilir. Bu sayede mideniz aç karnına mide asidini çeken ve tokluk hissi veren besinler ile dolmuş olur. Haftada 3 veya 4 kez yeterli olacaktır.

mide şişkinliği i̇çin kür tarifi
mide şişkinliği

Nelere Dikkat Edilmelidir?

Bu tarz sorunlarda önemli olan ne kadar sıklıkla ve neden rahatsızlık yaşandığıdır. Stres ve diğer etmenlerin ayrı ayrı ele alınması önerilir. Evde aktarılan kürler ile şişkinliğin giderilmesi için hareket edilmesi önemlidir. Bunun dışında ne kadar süredir bu durumun yaşandığı ve geçici olmadığı da atlanmaması gereken bir başka detay olur.

Ek olarak zencefil de kullanabilirsiniz. Hem mideyi rahatlatan hem de hoş kokusu ile ferahlık veren zencefil mide dostu olması ile tanınır. Aynı zamanda nane de bilinen en eski mide dostu besinler arasında gelir. Çayını içmek veya çiğ şekilde tüketmek önemlidir.

Rezene stres kaynaklı şişkinlikleri giderir. Aynı zamanda dinginlik ve mide konusunda destek olma özelliği de vardır. Sabahları aç karnına limonlu su tüketmek de iyi gelecek bir başka yoldur. Bunların tamamı kürlerle desteklenmeli ve olabildiğince neden olan faktörlerden uzak durulmaya çalışılmalıdır.

mide şişkinliği nasıl fark edilir?
mide şişkinliği

Nasıl Fark Edilir? Bir başka önemli konu ise karın şişliği mide bulantısı halsizlik olarak ortaya çıkan tablodur. Sadece mide şişkinliği sayılan nedenlere bağlı olarak oluşabilen ve sık karşılaşılan bir olaydır. Ama eşlik eden bulantı ve halsizlik olması başka şüphelerin oluşmasına da dayanak olur. İlerleyen şişkinlik nefes kesilmesine ve kalp krizine kadar ilerleyebilir. Bunun için eşlik eden belirtileri de atlamamak gereklidir. Bunlar görülmeye başlandığında doktordan yardım almanın zamanı gelmiş demektir.