İçeriğe Git
Story Görsel

En İyi Ataşehir Eşya Depolama Şirketleri

İçeriğe Git
Story Görsel

Lingual Ortodonti Nedir?

İçeriğe Git
Story Görsel

Karaciğer Kisti Nedir?

İçeriğe Git
Story Görsel

Retraksiyon İpi Nedir?

Türkiye'nin Diyet & Beslenme ve Sağlık Platformu!

Aşotu Nedir? 13 Mucize Faydası

aşotu nedir

Aşotu Nedir? Faydaları Nelerdir? Bu küçük ve etkili ota yönelik sorulan soruların başına gelmektedir. Aşotu Latince adı Coriandrum Sativum olmakla birlikte halk ağzında Kişniş Otu adıyla daha çok bilinmektedir. Bu ot maydanozgiller ailesinden olmakla birlikte sağlık açısından tamamlayıcı bir etkiye sahip olan doğal bir mucizedir.

Günümüzde beslenme şekli ağırlıklı olarak doğal yollardan sağlanan besinler aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu bağlamda en doğal olarak tüketilecek besinlerin başında otlar gelmektedir ve genel anlamıyla bu otlar sağlıklı bir yaşamın anahtarları olmaktadır. Aşotu da doğal ve sağlıklı bir yaşam sürebilmek adına en çok tercih edilen otların başında gelmektedir.

Bir diğer ismi kişniş olan ot, Anadolu coğrafyasında çok sık olarak bulunmasının yanı sıra yoğunlukla tercih edilen otlar arasındadır. Görünüş bakımından maydanoza çok benzeyen Aşotu pek çok farklı yöntem ile tüketilebilmektedir.

Anadolu’da çoğunlukla yoğurt ya da ayran çorbası adı verilen çorbanın temel malzemesi olmakla birlikte, hamurişi ürünlerde, salatalarda, güveçte pişen yemeklerde aroma katmak amacıyla baharat gibi kullanılıyor olmasının yanı sıra, gövde ve kökü de tıpkı bir sebze gibi pişirilerek ya da kaynatılarak tüketilebilmektedir.

Aşotu aynı zamanda çay haliyle de tüketilebilmektedir. Buna karşın çaydan elde edilen posa aynı zamanda yüze sürülmek üzere de kullanılabilmektedir. Cilde sürülmesi durumunda akne ya da sivilce oluşumunu engellediği gibi bu tarz problemlerin giderilmesi adına da etkili çözümler sunduğu düşünülmektedir.  

aşotu nedir
Aşotu Nedir

Aşotu Nedir?

Aşotu nedir? Sorusu özellikle şifa kaynağı olan bu bitki hakkında en çok merak edilen soruların başına gelmektedir. Pek çok amaçla ve yöntemle kullanılabilen ve maydanoza benzerliği ile dikkat çeken bu ot, gerçek bir şifa deposu olmak özelliği göstermektedir.

Diğer bir ismi kişniş olmakla birlikte, oyun ana yurdunun Akdeniz Havzası olduğu tahmin dilmektedir. Gerçek bir yabani ot olmasının yanı sıra günümüzde pek çok alanda kullanılarak, şifa kaynağı olarak tüketilmektedir.

Aşotu aynı zamanda meyvesinden tutun, yaprağına ve köklerine, gövdesine kadar tüketilmesi uygun olduğundan son derece bereketli bir bitki olma özelliği de göstermektedir. Baharat olarak da kullanılabilen ot gerçek anlamıyla bir şifa deposudur ve her evden eksik olmaması uzmanlar tarafından önemle tavsiye edilmektedir.

Aşotu Nasıl Tüketilir?

Aşotu nasıl tüketilir? sorusu ile birlikte aşotu nedir? Sorusu da herkes tarafından çok merak edilen bu küçük otun işlevleri ve faydaları konusunda ne denli büyük öneme sahip olduğunu göstermektedir. Bilineceği üzere aşotu bitkisinin hemen hemen her bölgesi besin olarak tüketilmeye son derece uygundur. Kökünden tohumuna kadar her tarafı değerlendirilebilir ve kolaylıkla tüketilebilmektedir.

Aşotunun tüketim alanlarını şekillerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Aşotu yapraklarından soslar yapılabilir ya da doğrudan salatalara eklenebilir.
  • Gövdesi ve kökü kendi başına çorba yapımına da uygun olmakla birlikte, çorbalara eklendiğinde eşsiz bir lezzet sunacaktır.
  • Tohumundan turşulara eklenilerek faydalanılmasının yanı sıra toz haline getirilerek baharat olarak da kullanılabilmektedir.
  • Yine tohumları aracılığıyla çay olarak kullanımına da uygundur.

Aşotu nedir? Ve ne işe yarar? Diyorsanız bu uygulamalar ile kullanarak ne denli lezzetli ve sağlıklı sonuçlar vereceğini görebilmeniz mümkündür.

Aşotu Nerede Bulunur?

Aşotu Nerede Bulunur? Sorusunun cevabı doğal olarak bu bitkinin Akdeniz Havzası özelinde yetiştiği düşünüldüğünde bu alanda sıklıkla yabani olarak bulunabileceği anlamına gelmektedir. Burdur, Antalya, Konya, Isparta ve Erzurum gibi bölgelerde bitkinin yabani halini görmek ve toplamak mümkündür.

Öte yandan internet üzerinden de aşotu satışı yapan kimseler bulunmaktadır. Sahip olmak istemeniz durumunda aktar ya da benzeri ürünler satan yerlerden temin etmek mümkündür. Öte yandan sebze, Ağustos ve Eylül aylarında olgunlaşıyor olmasından dolayı, en taze şekilde kullanılmak isteniyorsa bu aylarda tedarik edilmesi tavsiye edilmektedir.

aşotu nedir
Aşotu Nedir

Aşotu Faydaları

Aşotu faydaları bakımından Anadolu coğrafyasının mucizevi özelliğe sahip bitkilerinden biri olmakla birlikte, her derde deva olma niteliğine sahiptir. Tohumu, yaprakları, meyvesi, kökü ve gövdesi dahil olmak üzere her bölgesinden ay ayrı yararlanılması mümkün olan aşotu nedir? Ya da ne faydaları vardır? Gibi soruların cevapları pek çok kimse tarafından merakla takip edilmektedir. Tam bir şifa deposu olmasının yanı sıra, sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olmak adına düzenleyici özelliğe sahip olan aşotunun faydaları saymakla bitmez durumdadır.

Aşotu ya da kişniş olarak bilinen bu bitkinin faydaları arasında:

  • Güçlü bir antioksidan özelliğe sahip olduğundan grip ve soğuk algınlığı gibi dönemsel hastalıklara çok iyi gelmektedir.
  • İçinde barındırmış olduğu bazı özel asitlerden dolayı kötü kolesterolün yok edilmesi konusunda son derece etkin bir rol oynamaktadır.
  • Kan şekerini düzenler ve kolesterolü dengeler.
  • Felç ve kalp krizi gibi hastalıkların yaşanmasına yönelik engelleyici bir etkisi vardır.
  • Sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlamakla birlikte hazımsızlığı da gidermektedir.
  • Mide krampı, şişkinlik ya da mide ağrısı gibi yemek sonrasında yaşanılan problemlere iyi gelmektedir.
  • Aşotu tohumları çiğnenmesi durumunda ağız kokusunu giderici bir etkiye sahiptir.
  • Etkili bir zayıflama aracıdır.
  • Stres ve kaygı gibi zihin yoran durumların önüne geçme konusunda son derece etkilidir.
  • Özellikle kadınlarda olmak üzere cinsel isteği arttırdığı bilinmektedir.
  • İştah açıcı bir etkiye sahiptir.
  • Akne, sivilce ya da açık yaralar üzerinde güçlü bir etkisi vardır.
  • Göz ve deride oluşan iltihaplara da iyi gelmektedir.

Bunlar ve bunlara benzer pek çok fayda bulunmaktadır. Kişniş ya da aşotu adı verilen bu mucizevi bitki gerçek anlamıyla bir şifa deposu olma özelliği göstermektedir. Bu bağlamda aşotu nedir? Diye soranlara verilebilecek en net yanıt, her bir bölümü ayrı ayrı şifaya sahip mucizevi bir sağlıklı beslenme aracıdır demek yanlış olmayacaktır.

Kaynak: wikipedia / thespruceeats

Paleo Diyeti Nasıl Yapılır? Örnek Diyet Rehberi

paleo diyeti

Paleo diyeti nasıl yapılır? Örnek diyet rehberi ışığında son dönemde çok popüler olan bu diyet yöntemi hakkında bilgi almak ve fikir sahibi olmaya imkan tanınmaktadır. Paleo diyeti bir diğer ismi ile Taş Devri Diyeti gerçek anlamıyla kadim bir geçmişe sahiptir.

Diyetin çıkış noktası bakımından taş devri döneminde insanların beslenme yöntemlerinden feyz alınarak tasarlanmıştır. Bu bağlamda pişmemiş ürünleri merkez alan bir yönteme sahip olan diyet, son derece başarılı sonuçlar vermesi bakımından oldukça dikkat çekici görülmektedir.

Paleo diyeti kamuoyunda pek çok özel isim ile bilinmektedir ve buna karşı diyetin orijinal ismi, Paleotik çağdan gelmekle birlikte Paleo olmaktadır.

Taş Devri Diyeti, Avcı-Toplayıcı Diyet, Mağara Adamı Diyeti isimleriyle de anılan diyet, gerçek bir zayıflama tekniği sunuyor olması bakımından etkin bir zayıflama yöntemi olma özelliğine sahiptir. Sporcular tarafından da çok sık tercih edilen zayıflama yöntemlerinden biri olan bu diyet, günümüzde en popüler zayıflama tekniklerinin başına gelmektedir. 

paleo diyeti 2 1
Paleo diyeti

Paleo Diyeti Nedir?

Paleo diyeti nedir? Sorusu özellikle son dönemde herkes tarafından sıklıkla sorulan soruların başına gelmektedir. Özellikle bu mucizevi zayıflama tekniğinin etkin sonuçlar verdiğinin farkında olan kimseler, bu zayıflama tekniğine son derece yüksek ilgi göstermektedir. Diyet esas itibariyle beslenme düzeni konusunda kadim alışkanlıklar üzerine bina edilmiştir. Bu alışkanlıkların temelinde tahmin edileceği üzere işlem görmemiş besinler ve pişmemiş doğal besin kaynakları bulunmaktadır.

Paleotik dönemde bilineceği üzer insanoğlu henüz yerleşik yaşantıya geçmediğinden tarım ya da buna benzer beslenme yöntemleri henüz gündelik yaşantının bir parçası haline gelmemiştir. Bu devirde insanoğlu avcılık, toplayıcılık ve yabani bitkilerin köklerinden oluşan doğal besin kaynakları aracılığıyla en temel ihtiyaçların başına gelen beslenme ihtiyacını karşılamaktadır. Söz konusu diyet de bu bağlamda insanoğlunun bu çağ üzerinde gerçekleştirdiği beslenme yönteminden feyz almaktadır.

Antik çağın beslenme tekniklerinin kullanıldığı paleo diyeti, dönemin beslenme esaslarına göre, unlu mamuller, süt ürünleri ve şeker gibi yerleşik hayata dair temel besin kaynaklarının kullanılmaması üzerine kuruludur. Buna karşın diyet kapsamında sebze ya da meyve tüketilmesi konusunda herhangi bir engel bulunmamaktadır

Diyet, temelde basit ve ilkel beslenme yöntemi ile zayıflamayı vadettiğinden, komplike besin ürünleri yerine daha basit ve kolay erişilebilir temel besinler diyet kapsamında tercih edilmektedir. Dolayısıyla diyet kapsamında sadece doğal ürünler tercih edilmekle birlikte, işlenmiş ürünlerin tercih edilmemesi zaruridir. 

paleo diyeti
Paleo diyeti

Paleto Diyeti Nasıl Yapılır?

Paleo diyeti nasıl yapılır? sorusunun cevabı ise son derece basit ve temel öngörülebilir besin kaynaklarının tüketilmesi üzerine kuruludur.  Sebepten dolayı diyet kapsamında en çok dikkat edilmesi gereken temel mesele, tüketilecek besinlerin tamamen doğal olmasıdır.

Diyet kapsamında ilk olarak dikkat edilmesi gereken şey karbonhidrat tüketiminin minimuma indirilmesi gerektiğidir. Dolayısıyla şeker ve nişasta içeren unlu mamullerden ve buna bağlı bazı meyvelerden uzak durmak gerekecektir.

İnsan vücudu için hayati bir öneme sahip olan karbonhidratlar bu gıdalar yerine gündelik yaşantı içerisinde tüketilen doğal ürünlerden sağlanacağından, herhangi bir endişe ya da kaygı taşınmasını gerektirecek bir durum yoktur.

Paleo diyeti kapsamında protein tüketimine de dikkat edilmesi gerekmektedir. Antik çağlarda insanların çoğunlukla kaslı ve atletik bir yapıya sahip oldukları düşünülecek olursa, bunun temel sebebinin protein ağırlıklı beslenme olduğu görülecektir. Bu sebepten dolayı doğal şartlarda yetişmiş olan hayvanlardan elde edilen kırmızı et, tavuk eti, balık eti ya da yumurta gibi besin kaynakları bu diyet kapsamında önemli rol oynamaktadır.

Diyet kapsamında yaşantıdan tamamen çıkarılması gereken besinleri şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Tuz ve tüm bakliyatlar
  • Süt ve süte bağlı ürünler
  • Bakliyatlar, un ve tahılgiller
  • Mayalı besinler ve alkol
  • İşlenmiş yağlar ve tüm işlenmiş besinler

Diyet kapsamında bu ve buna benzer doğallıktan uzak tüm besin kaynaklarının tercih edilmesine engel olunmaktadır. Bu sebepten dolayı diyet boyunca bu ürünler üzerine kurulu bir beslenme biçimi tercih edilememektedir.

Paleo Diyeti Listesi

Paleo diyeti listesi kapsamında tahmin edileceği üzere tamamen antik beslenmeye uygun besin kaynakları bulunmaktadır. Bu besin kaynakları çoğunlukla protein ağırlıklı olmakla birlikte karbonhidrat barındıran besinlerden uzak durulması sağlanmaktadır.

Paleo diyeti kapsamında örnek verilebilecek diyet listesini şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Kahvaltı: Haşlanmış ıspanak, 5 dilim pastırma ve 5 adet ceviz
  • Ara Öğün: 1 adet portakal
  • Öğle Yemeği: 250 gr dana bonfile, 1 tatlı kaşığı tereyağı, 5 dilim ananas ve 1 kase semiz otu
  • Ara Öğün: 1 adet yeşil elma
  • Akşam Yemeği: 2 fileto ızgara somon, 1 kase yeşil salata, 1 kase fıstık ve son olarak 1 yemek kaşığı zeytinyağı

Görüleceği üzere liste çoğunlukla protein ağırlıklı olmakla birlikte lif içeren besin kaynaklarından oluşmaktadır. Böylelikle karbonhidrat ağırlıklı beslenmeden uzak durularak protein ağırlıklı bir beslenme düzeni oluşturulmaktadır.

paleo diyeti
Paleo diyeti

Paleo Diyeti Faydaları

Paleo diyeti faydaları bakımından da tıpkı beslenme düzeninin sağlanarak sağlıklı bir zayıflama sunma konusunda olduğu gibi pek çok avantaj sunmaktadır. Bu avantajlar tahmin edileceği üzere diyetin özünü oluşturan doğallıklardan gelmekle birlikte sağlıklı ve zinde bir yaşam adına da alternatifler sunmaktadır. Ayrıca kaslı ve atletik bir vücut görünümü sağlamak isteyenlere de son derece etkin bir çözüm önerisi sunmaktadır.

Paleo diyetinin zayıflama ve sağlıklı bir beslenme düzeninin sağlanması dışında faydalarını şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Diyabet ve tansiyon hastalıkları konusunda risk azaltıcıdır
  • Kansere bağlı hastalıklara yakalanma riskini de düşürmektedir.
  • Kalp rahatsızlıkları konusunda düzenleyici bir işleve sahiptir.

Bunlara ek olarak düzenli ve sağlıklı besleniyor olmanın, uyku düzenini sağlanması, sindirim sisteminin sağlıklı şekilde işlemesi gibi yan faydalarını da görmek mümkündür.

Kaynak: mayoclinic / thepaleodiet

Sinir Otu Faydaları Nelerdir?

sinir otu faydaları

Sinir otu faydaları nelerdir? Sorusu son dönemde kamuoyunu son derece meşgul etmektedir. Faydaları bakımından sağlıklı bir yaşamın anahtarı olan sinir otu nerdeyse her derde deva olma niteliği taşımaktadır. Tohumu ve yaprağı ayrı ayrı şifa kaynağı olan sinir otu faydaları saymakla bitmeyecek alternatif sağlıklı yaşam ürünlerinden biri olmakla birlikte, vadettiği doğallıkla pek çok derdin çözümü olma konusunda son derece kritik bir öneme sahiptir.

Sinir otu faydaları açısından çok şey vadediyor olmasına karşın düzenli olarak kullanılması da gerekmektedir. Bu otu düzenli olarak tüketen kimselerde son derece belirgin yararları olmasına karşın bazı durumlarda otun zarar veren yapısı da belirgin bir şekilde açığa çıkabilmektedir. Çoğunlukla çay olarak tüketilerek tercih edilen ot, alternatif tıbbın şifa kaynağı olma özelliği göstermektedir. Bu sebepten dolayı günümüzde son derece popüler olarak tüketiliyor olmakla birlikte, her geçen gün talep yüksek oranda artış göstermektedir.  

sinir otu faydaları
Sinir otu faydaları

Sinir Otu Nasıl Kullanılır?

Sinir otu nasıl kullanılır? Sorusu adeta şifa kaynağı olan bu otun popüler hale gelmesi ve sağladığı şifanın kamuoyu tarafından bilinmesiyle en çok sorulan soruların başında gelmektedir. Doğada bulunan ve alternatif tıbbı tedavide rolü son derece önemli olan bitki ve otlar gibi sinir otunun kullanımı da son derece kolaydır. Çoğunlukla çay olarak tüketilen otun kullanıma hazır hale gelmesi hız ve basitlik konusunda avantaj sağlamaktadır.

Sinir otunu çay haliyle kullanmak için demleme yönteminin tercih edilmesi tavsiye edilmektedir. Şifa kaynağı olan bu otu demleme işlemine başlamadan önce 3 su bardağı kadar suyun kaynatılması gerekmektedir. Kaynamış bu suya birkaç tutam kadar sinir otu ilave edilmelidir ve demlenmesi üzere beklenmelidir. Yaklaşık olarak 10 ile 15 dakika kadar sonra çay hazır hale gelecektir ve gönül rahatlığıyla içilebilir durumdadır.

Alternatif tıbbın bu çok kullanılan otu, aynı zamanda kekik ile benzerliklere sahiptir. Bu sebepten dolayı kekik ile karıştırılarak tüketilmesi de mümkündür. Kekik ve sinir otunun birleştirilerek oluşturulan karışım yine demleme yöntemiyle ve çay haliyle yapılmaktadır. 3 bardak kaynamış suya kekik ve bir tutam kadar sinir otu ilave edilir ve yine demlenmesi üzere 10 ya da 15 kadar bekletilmesi gerekmektedir.

Sinir Otu Faydaları

Sinir otu faydaları sıralamakla bitmeyecek bir şifa kaynağıdır. Pek çok problemin çözümü konusunda yardımcı ve alternatif bir şifa kaynağı olmasının yanı sıra, düzenli tüketilmesi durumunda özellikle kalp ve damar hastalıkları başta gelmek üzere, pek çok rahatsızlık konusunda önleyici bir etkiye sahiptir. Aynı zamanda yine düzenli tüketiminde sindirim sistemini düzenleyici bir etkiye sahip olan ot, kabızlık durumlarına son derece faydalı gelmektedir.

Sinir otu faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  1. DNA üzerinde gerçekleşebilecek yıkıcı etkileri tamamen önler.
  2. Kalp ve damar hastalıkları konusunda mucizevi bir etkiye sahiptir.
  3. Karaciğer hastalıkları konusunda yardımcı besin kaynağıdır.
  4. Solunum yollarını açar ve solunum yolu hastalıkları konusunda son derece etkilidir.
  5. Kansere bağlı kötü huylu hücrelerin çoğalmasının önüne geçer.
  6. Cilt konusunda eşine az rastlanır bir fayda sağlamaktadır.
  7. Çıban tedavisinde etkin bir şekilde kullanılır.
  8. Bağırsak hastalıkları konusunda son derece etkilidir ve sindirim sistemini düzenler.

Bu belirleyici faydalarının yanı sıra pek çok konuda fayda sağlayan sinir otu adeta doğanın sunduğu mucizevi bir çözüm önerisi olma özelliğine sahiptir.

Sinir otu faydaları arasında diğer faydalara bakılacak olursa, açık yaraların tedavi edilmesi konusunda kullanılmasının yanı sıra, akciğer ve karaciğer üzerinde dağılan pis kanı temizleme özelliğine de sahiptir. Öksürük ve ona bağlı oluşan boğaz gıcıklanmalarına karşı son derece etkili olmakla birlikte, nasıl oluşumlarının önüne geçmektedir ve bu bağlamda nasır tedavisinde de aktif olarak kullanılabilmektedir. Böcek ısırıklarına karşı da doğal bir çözüm önerisi olan sinir otu, mantara bağlı yaşanılan rahatsızlıklarda da başvurulacak ilk alternatiflerin başında gelmektedir.

sinir otu faydaları
Sinir otu faydaları

Sinir Otunun Zararları

Sinir otunun zararları en az faydaları kadar dikkat edilmesi gereken bir öneme sahiptir. Şifa ve sağlık kaynağı olan bu otun faydaları olduğu kadar zararları da vardır. Bu sebepten dolayı kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmakla birlikte, yine de tüketilmeden önce uzmanlara danışılmasında son derece fayda vardır.

Sinir otu faydaları olduğu kadar zararları da olan bir ottur. Sinir otu zararları arasında başlıca olanlarını şu şekilde sıralamak mümkündür:

  1. Doğrudan deriye temas ettiği durumlarda sıklıkla olmasa da tahriş özelliğine sahiptir.
  2. Astım ve Tansiyon hastaları kullanmadan önce uzmanlara danışmalıdır.
  3. Gereğinden çok tüketilmesi durumunda göğüs ağrısı ve göğüs sıkışması görülebilir.
  4. Gözde yaşlılık hissi yaratabilir.
  5. Gıcık hissinin yanı sıra hapşırma ve öksürmede yapabilmektedir.

Bu tarz durumların yaşanmaması adına böylesine yüksek ölçekli etkiye sahip bu şifa kaynağı ot tüketilmeden önce daima uzmanlardan ya da hekimlerden tavsiye almak son derece kritik bir öneme sahiptir. Özellikle sinir otu faydaları bakımından çok cazip gelebilmektedir ve bununla birlikte pek çok kimse hassasiyet göstermeden bu otun sağladığı şifadan yararlanabilmeyi arzu etmektedir. Olumsuzlukların yaşanmaması adına bu tarz durumlarda uzman tavsiyesiyle hareket edilmelidir.

Kaynak: wikipedia / ncbi.nlm.nih

Kapari Turşusu Nasıl Yapılır? Kapari Faydaları

kapari turşusu

Kapari turşusu nasıl yapılır? şüphesiz herkes tarafından çok meral edilen soruların başına gelmektedir. Kapari, çoğunlukla Ege ve Akdeniz Bölgelerinin kıyı kesiminde yer alan bölümlerde bolca görülen, yabani bir bitki olma özelliğini göstermektedir. Ege ve Akdeniz Bölgelerinde bolca yetişiyor olmasından tahmin edileceği üzere güneşi çok seven bitkinin toplanması son derece güçtür. Dikenli bir yapıya sahip olan Kapari, pek çok anlamda şifa kaynağıdır. Reçeli ve çayı da yapılabilen bu meyvenin en çok tercih edilen tüketilme biçimi ise şüphesiz turşu şeklindedir.

Kapari turşusu için ihtiyaç duyulan malzemeler

  1. Kapari meyvesi (Yarı olgunlaşmış ve yaklaşık 1 kilogram)
  2. 5 Diş Kadar Sarımsak
  3. İsteğinize göre bir miktar kişniş
  4. 1 litre kadar içme suyu
  5. 1 çay bardağı kadar ev yapımı olmasına özen gösterilmesi gereken Elma sirkesi
  6. 4 yemek kaşığı kaya tuzu (İri olmasına özen gösterilmeli)
  7. Tercihen 2-3 adet kadar defne yaprağı

Bu malzemelerin tamamı sağlanması durumunda kapari turşusu için her şey hazır duruma gelecektir.

kapari turşusu
Kapari turşusu

Kapariler güzelce yıkanmalıdır ve kavanozun en alt kısmına yerleştirilmelidir. Bu işlem sırasında 2-3 parmak kadar boşluk bırakılmalıdır ve sonrasında diğer malzemeler boşluk bırakılmayacak şekilde kavanoza sıkıca yerleştirilerek kavanoz kapatılmalıdır. Bu noktada hava almadığından emin olmanız gerekmektedir. Bu işlemin tamamlanarak turşunun yenmeye hazır hale gelmesi için yaklaşık olarak serin bir ortamda 10 ya da 15 gün kadar beklemesi gerekmektedir.

Kapari Turşusu Nedir?

Kapari turşusu Nedir? Son dönemde en çok merak edilen soruların başına gelmektedir. Kapari turşusu pek çok konuda şifa kaynağı olmakla birlikte, doğru şekilde hazırlanması durumunda sağlık açısından kritik faydalar içermektedir. Turşu adını aldığı kapari meyvesinden yapılmaktadır. Meyve, güneşi çok seviyor olması bakımından ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgelerinde sıklıkla görülüyor olmasına karşın toplaması son derece zahmetlidir.

Akdeniz iklimine uygun özellikli ve kısa boylu olan Kapari bitkisi sert yamaçların güneşe bakan yüzünde bolca bulunabilmektedir. Bitkinin yaklaşık olarak 100 ya da 150 yıl kadar yaşayabiliyor olduğu bilinmekle birlikte, dünya mutfaklarında çok sık tüketilen meyvesi ülkemizde son dönemde tüketilmeye uygun şekliyle günümüzde yeni yeni popüler olmaya başlamıştır. Öte yandan bitkinni ismi yöresel olarak değişiklik de göstermektedir. Kepere, keper, gebere, geber otu ve buna benzer bazı isimlerle anılan bitkinin orijinal ismi Kapari’dir. 

Kapari turşusu tüketilmeden önce dikkat edilmesi gerekenlerin başında, bu bitkinin tüketilmeden önce bir süre tuzlu suda ve sonrasında sirkeli suda bekletilmesi gerekliliğidir. En çok tüketim şekli olan turşu haliyle meyvenin tüketilmesi için tomurcuklarını bir süre tuzlu suda bekletildikten sonra, yaklaşık olarak 10 ile 15 gün kadar da sirkeli suda bekletilmesi gerekmektedir. Böylelikle turşu tüketimi için hazır hale gelecektir.

kapari turşusu
Kapari turşusu

Kaparinin Acısı Nasıl Giderilir?

Kaparinin acısı nasıl giderilir? Sorusu özellikle kapari meyvesi ile turşu yapmak isteyenler için en merak edilen soruların başında gelmektedir. Son derece endemik ve yabani olan bu meyvenin suya yatırılması durumunda ne denli acı olduğu da anlaşılmaktadır. Toplandıktan sonra suya yatırılmasında faydalan olan meyve, gün içerisinde suyunun değiştirilmesini gerektirmektedir. Böylelikle acı giderme işlemi daha da hızlanacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken temel mesele su değiştirirken verdiği acı hissidir. Suya biraz yaklaşıldığında acı kendini belirgin edeceğinden, su değiştirme işlemlerini tamamlamak için acı kokusunun bitmesini beklemek son derece kritik bir öneme sahip olmaktadır.

Kapari Faydaları

Kaparinin faydaları saymakla bitmez. Alternatif bir sağlık deposu olan meyve, zorlu işlemlerden geçtikten sonra tüketime hazır hale gelmektedir. Buna karşın bu zorluklara değecek oranda faydaları da bulunmaktadır. En çok tüketim şekli olan turşu haliyle meyvenin tüketilmesi özellikle pek çok konuda fayda sağlamaktadır.

Kaparinin faydaları arasında:

  1. Kilo verilmesini sağlar.
  2. Uzun süreli tokluk hissi yaratır
  3. Gündelik yaşantıda dinç ve dinamik bir özelliğe sahip olunmasını sağlar.
  4. Kronik bir yorgunluk hissine sahip olanlar için bu hissi giderir.
  5. Kemik ve diş gelişimine son derece kritik katkılar sağalar.
  6. Hücre hasarlarının en aza indirilmesini sağlar.
  7. Karaciğer yağlanmalarına karşı mucizevi bir çözüm önerisidir.
  8. Regl düzensizliğini düzenli hale getirir.
  9. Sindirim sistemine katkı sağlar.
  10. Kanser hastaları için alternatif yan katkı sağlamaktadır.  

Bu ve buna benzer pek çok şey bulunmaktadır. Meyvenin magnezyum ve kalsiyum bakımından zengin olması özellikle bu elementlerin eksikliği üzerine gelişen rahatsızlıklarda son derece etkili bir çözüm öneri olarak görülmektedir.

kapari turşusu
Kapari turşusu

Kapari Turşusu- Nefis Yemek Tarifleri 

Kapari nefis yemek tarifleri açısından da lezzetlere lezzet katma konusunda son derece değerli bir meyvedir. Kapari kullanılarak yemeklere lezzet katmak mümkündür. Özellikle basit ve işlevsel olmayan yemeklere bir miktar kapari katılarak renkli ve sağlıklı hale getirilebilmektedir. Bilineceği üzere kapari meyvesinin yararları saymakla bitmemektedir. İşte kapari ile yapılabilecek yemekler:

  1. Kaparili Somon Carpaccio
  2. Limon ve Kapari Soslu Balık Kek
  3. Kaparili Makarna Sosu
  4. Kaparili Levrek
  5. Kaparili Somon
  6. Kaparili Mantar
  7. Kaparili Rus Salatası

Gibi pek çok yemek üzerine bir miktar kapari ilave edilerek çok lezzetli ve son derece sağlıklı bir hale gelmektedir. Bunlara ek olarak unutulmamalıdır ki kapari en çok turşu hali ile tüketilmektedir ve kapari turşusu her anlamda sağlık deposudur.

Kaynak: wikipedia / thespruceeats

Ceviz Suyu Faydaları Nelerdir? 12 Bilimsel Sonuç

ceviz-suyu-faydalari-4

Ceviz suyu faydaları nelerdir? Sorusunun cevabı pek çok şifa kapısını aynı anda açmasının yanı sıra ceviz suyu düzenli olarak tüketildiğinde mucizevi bir alternatif tedavi yöntemi olarak kullanılabilmektedir.

Özellikle her gün aç karınla tüketilmesi sonucundan zayıflama ve dengeli bir sindirim sisteminin oluşmasına çok yüksek katkıları olan ceviz suyu faydaları bakımından en çok tercih edilen alternatif sağlıklı yaşam yöntemlerinin başında gelmektedir.

Bilineceği üzere ceviz zihin açıcı etkisi ve zekaya yaptığı katkıdan dolayı herkes tarafından çok sık tüketilen ve ülkemizde kolaylıkla bulunabilecek alternatif besin kaynaklarının başında gelmektedir.

Cevizin bilinen faydaları arasında diyabete iyi gelmesinden, vücutta bulunan kötü huylu kanser hücrelerin yok edilmesine kadar pek çok özellik bulunmaktadır. Bunların yanı sıra kemik erimesi ve kemik zayıflaması gibi pek çok derde de deva olma özelliğine sahip olan ceviz, su ile tüketildiğinde adeta sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez bir besin kaynağına dönüşebilmektedir. Ceviz suyu faydaları bakımından alternatifi olan pek çok sağlıklı zayıflama yönteminden daha etkili sonuçlar verebilmektedir. 

ceviz suyu faydaları
ceviz suyu faydaları

Ceviz Suyu Nasıl Hazırlanır?

Ceviz suyu nasıl hazırlanır? Sorusu özellikle ceviz suyu tüketerek sağlıklı bir yaşama sahip olmak isteyen ve yine bu doğrultuda sağlıklı bir zayıflama yöntemi belirlemek isteyenler için en çok merak edilen soruların başına gelmektedir. Ceviz, kolayca bulunabilen bir ürün olması bakımından çok tercih ediliyor olmakla birlikte, ceviz suyunun hazırlanması da tıpkı cevizin tedarik edilmesindeki kolaylık kadar son derece basit ve rahat yapılabilmektedir.

Ceviz suyu faydaları bakımından hemen hemen herkesin ilgi odağı haline gelmeye devam etmektedir. Ceviz suyu hazırlamak son derece kolay olmakla birlikte, tüketilmesi ve tedarik edilmesi de son derece koalydır. Öncelikle kabuklu halde bulunan cevizlerin kırılarak içlerinin çıkarılması gerekmektedir. Ceviz suyu hazırlanırken 2 ya da 3 parça ceviz içine ihtiyaç duyulmaktadır. Kırılarak içi ayıklanan 2-3 parça ceviz, akşam uyumadan önce bir bardak kadar suyun içerisine bırakılmalıdır. Böylelikle ceviz suyu hazırlanmış olacaktır. Sonrasında ise bu su afiyetle içilerek, içinde ki cevizlerin de yenilmesi gerekmektedir.

Ceviz Suyu Faydaları

Ceviz suyu faydaları bakımında adeta bir şifa deposu olmaktadır ve onlarca sağlık probleminin çözümünde etkin bir şekilde kullanılabiliyor olmasının yanı sıra sağlıklı bir kilo verme ve sindirim sisteminin düzenli çalışması için de alternatif oluşturmaktadır. Neredeyse hiçbir yan etkisi olmayan ceviz suyu, vücut içerisinde dengeleyici özelliğiyle dikkat çekmektedir. Cevizin doğal faydalarının yanı sıra ceviz suyunun faydaları tahmin edileceğinden çok daha yüksektir.

Ceviz suyu her anlamda bir şifa kaynağı olmakla birlikte doğru şekilde tüketilmesi gerekmektedir. Özellikle aç karınla tüketilmesi göstereceği etkilerin açığa çıkması bakımından son derece kritik bir öneme sahip olmaktadır. Şifa deposu olan ceviz suyu faydaları arasında şunlar bulunmaktadır:

  1. Kolesterolü düşürmektedir.
  2. Kalp sağlığını koruyarak, kalp krizi riskini en aza indirmeye katkı sağlamaktadır.
  3. Sinir sistemi üzerinde son derece etkilidir ve stres ya da kaygı gibi durumları önler.
  4. Kalp damalarının en iyi şekilde çalışmasında yardımcı role sahiptir.
  5. Tiroid hastaları için alternatif bir şifa kaynağıdır.
  6. Cildin tazelenerek genç bir görünüm kazanmasına katkı sağlar.
  7. Kansere karşı son derece etkilidir.
  8. Karaciğeri güçlendirmektedir.
  9. Sağlıklı kilo vermeyi sağlamakla birlikte metabolizmayı hızlandırmaktadır
  10. Sedef ve egzama gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilir.
  11. Emziren kadınlar için uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir.
  12. Tok tutucu özelliğe sahiptir.
  13. Diyabet hastaları için yüksek faydaları bulunmaktadır.  

Bunlar ve bunlara benzer pek çok konuda şifa kaynağı olan ceviz suyu, kolaylıkla hazırlanarak herkes tarafından ulaşılabilir bir alternatif sağlıklı yaşam yöntemi olma özelliğine sahiptir. Özellikle cevizin zengin bir besin değerine sahip olması ve pek çok vitamini içeriyor olması emziren anneler açısından büyük önem arz etmektedir. Ceviz suyu faydaları içerisinde en dikkat çekici özellik emzirme döneminde olan annelerin, süt aracılığıyla şifa deposu olan ceviz suyunun faydalarını bebeklerine geçirebilecek olmasıdır.

ceviz suyu faydaları
ceviz suyu faydaları

Ceviz suyu faydaları arasında regl döneminin düzenli olarak yaşanması ve cilt konusunda yapmış olduğu mucizevi etki ile kadınları son derece önemle ilgilendiren özellikler de bulunmaktadır. Bunların yanı sıra ceviz suyu karışımı ile tırnak ve saçlar da beslenmektedir. Böylelikle ceviz suyu sadece alternatif bir şifa kaynağı olmakla kalmayarak alternatif bir bakım aracı olarak da görülebilmektedir. Kan şekerini düzenleme konusunda da son derece etkin çözümler sunan ceviz suyu, uyku problemi yaşayan insanlar için de uyku düzenleyici bir yapıya sahiptir.

Ceviz Suyu Ne kadar Süreyle İçilmeli?

Ceviz suyu ne kadar süreyle içmeli? Sorusu özellikle bu karışımın ne denli yararlı ve sağlıklı sonuçlar verdiğinin bilincinde olan kimseler tarafından belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda ceviz suyu tüketmenin genel anlamıyla zararlı hiçbir yönü olmamakla birlikte, yan etkileri de neredeyse yok denecek kadar azdır. Bu sebepten dolayı gönül rahatlığıyla tüketilebilir olmaktadır. Ceviz suyunun uygun şekilde tüketilmesi bu karışımın sağlayacağı faydaların en etkin şekilde alınması adına önemli bir yere sahiptir. Her ne kadar açık bir yan etkisi olmamasına karşın suyun tüketilmesi açısından dikkat edilmesi gereken bazı noktalarda bulunmaktadır. Ceviz suyu faydaları en iyi şekilde açığa çıkarılması adına günde bir bardak kadar aç karınla içilmesi gerekmektedir. 15 gün arayla düzenli olarak kullanılmasına da dikkat edilmesi gerekmektedir.

Kaynak: healthline / health.harvard

Diz Ağrısı Neden Olur? Geçirmek İçin 2 Etkili Yöntem

diz ağrısı

Diz ağrısı tek ya da çift taraflı olarak ortaya çıkabilen bölgesel bir rahatsızlıktır. Ağrı bölgeseldir ancak altında yatan nedenler kişiden kişiye değişebilir. Dolayısıyla dizde oluşan ağrının nedenlerini de yaşanılan semptomlar doğrultusunda belirlemek daha isabetlidir. Aslında diz kapağı ağrısı birçok yöntemle tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Ancak herkesin iyileşme süresi ve süreci farklı seyredebilir. Ağrı şiddeti de keza böyledir. Eklemler ve kas yapısı her insan için farklı olabileceğinden, diz ağrısı hassasiyeti de herkes için farklı olabilir.

Diz ağrısını geçirmek için etkili yöntem bulmak kolay olmayabilir. Dolayısıyla kendiniz için en iyisini bulabilmek ağrının nedenleri hakkında bilgi sahibi olmaktan geçer. Peki diz ağrısı neden olur?

diz ağrısı
diz ağrısı neden olur? geçirmek i̇çin 2 etkili yöntem 21

Diz Ağrısı Nedenleri

Diz ağrısı nedenleri ağrının uzun ya da kısa süreli olmasına göre sınıflandırılabilir. Çünkü kronik diz ağrısı, kısa vadeli diz ağrılarından çok farklıdır. Kısa vadeli ağrılar genellikle herhangi bir tedaviye gerek duyulmadan geçer. Ancak kronik diz ağrısı nedenleri hakkında daha derin bir araştırma gerekebilir. Kronik diz ağrılarında nedenler genellikle bir bütün hâlindedir ve birden fazladır. Diz ağrısı nedenleri arasında gösterilebilecek bazı durumlar şöyle sıralanabilir:

  • Osteoartrit: Eklemlerin yıpranması ya da yapısının bozulması şeklinde ifade edilebilecek, iltihaplanmanın kaynaklık ettiği diz ağrıları
  • Tendinit: Diz önü ağrısı şeklinde tanımlanabilen ve genellikle efor hâlindeyken ortaya çıkabilen ağrı (yokuş çıkarken, merdiven çıkarken ya da dizlere yüklenilen bir başka eylemde)
  • Bursit: Dizin aşırı zorlanması ile tekrarlayabilen ya da yaralanmalar sonucu ortaya çıkabilen iltihapların kaynaklık ettiği ağrılar
  • Kondromalazi patella: Diz kapağının arkasında yer alan kıkırdağın yumuşaması sonucu kemiklerin birbirine sürtünmesi nedeniyle ortaya çıkan ağrı
  • Diz arkası kistleri: Dizin arka bölümünde sinoviyal sıvı (eklemlerin kayganlığını sağlayan yağın) birikmesi sonucu meydana gelen ağrılar
  • Romatoid artrit (eklem romatizması): Bölgesel bir şişme gözlenebilen, ilerleyen süreçte eklem deformasyonlarına ve kemik erozyonuna da neden olabilen bu enfeksiyonel hastalığın kaynaklık ettiği ağrılar
  • Çıkıklar: Diz kapağının olağan konumundan oynaması ve çıkması sonucu ortaya çıkan travmatik bir ağrı
  • Menisküs yırtığı: Dizde yer alan kıkırdağın küçük ya da büyük bir bölümünde meydana gelen yırtılma kaynaklı ağrılar
  • Bağ yırtığı: Dizde yer alan dört ayrı bağdan birinde ya da birkaçında yırtık meydana gelmesi sonucu ağrı (Bu yırtık genellikle ön çapraz bağda gerçekleşir.)
  • Kemik tümörü: Osteosarkom, yani kemik kanseri türleri arasında en yaygın ikinci kanser.

Bütün bu durumlar kronik diz ağrısı oluşumuna neden olabilecek faktörleri içerir. Eğer kronik ağrı tedavi edilmezse daha ciddi eklem ve kemik sorunlarıyla karşılaşılabilir. Hayat kalitesini ciddi oranda düşüren bu rahatsızlığa iyi gelen tıbbi tedavi yöntemleri olduğu gibi, alternatif tedavi yöntemleri de vardır. Peki diz ağrısına ne iyi gelir?

diz ağrısı
diz ağrısı neden olur? geçirmek i̇çin 2 etkili yöntem 22

Diz Ağrısına Sirke

Diz ağrısına sirke ile oluşturulabilecek doğal bir kür ile tedavi uygulamak mümkündür. Sirke sağlık için çok faydalıdır ve tarih boyunca birçok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. Diz ağrısı için kür tarifi de sirkenin içinde bulunduğu etkili bir yöntemi meydana getirir. Sirke ile zeytinyağı karıştırılarak iyi gelebilecek bir kür elde edilir. Bu kür diz ve komşu bölgelere hafif şiddetli bir masaj eşliğinde uygulanabilir. Deri altına nüfuzunun tam olarak sağlanması için de bir müddet beklenir. Bu mucizevi kürü düzenli uygulayarak diz ağrılarından kurtulmanız mümkün olabilir.

Ayrıca sirke sadece kür yoluyla değil, içilerek de iyi gelebilmektedir. Ağrıların şiddetlendiği zamanlarda bir bardak sirke-su karışımı içmek oldukça etkilidir. Bu da denenmeye değer bir yöntemdir.

Diz Ağrısına Patates

Diz ağrısına patates kullanılarak hazırlanacak bir karışım da oldukça iyi gelmektedir. Çünkü patatesin yapısında bulunan bileşenler onu ödem ve ağrı giderici bir sebze hâline getirmektedir. Bu yüzden patates eklem ağrılarının tedavisinde alternatif bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Patates püresi ile tedavi uygulamak için;

  • Bir adet orta boy haşlanmış patates
  • Bir tatlı kaşığı kadar ozon yağı
  • Bir çay kaşığı pelesenk yağı
  • Bir çay kaşığı çörek otu yağı
  • Bir tatlı kaşığı karabiber
  • Bir tatlı kaşığı pulbiber

Patates ezilerek püre hâline getirilir ve tarifte yer alan tüm malzemeler bu pürenin içine karıştırılır. Malzemelerin iyice karışması önemlidir. Daha sonra bu püre, ağrının yaşandığı dize ya da ekleme dağıtılır ve streç filmle sarılarak beklenir. Pürenin sıcak ya da soğuk olması önemli değildir. Ağrılı bölgeye uygulanması, karışımın tüm tedavi edici özelliklerinin deri altına geçmesini sağlayacaktır.

Kaynak: webmd / mayoclinic

Limon Kabuğunun Faydaları 11 Mucize Özellik

limon kabuğunun faydaları

Limon, taze ve ferahlatıcı tadıyla mutfaklarımızda sıkça yer bulur. Ancak limonun sadece suyu değil, kabuğu da sağlık açısından inanılmaz faydalar sunar. İşte limon kabuğunun 11 mucizevi faydası:

1. Güçlü Antioksidan Kaynağı

Limon kabuğu, yüksek miktarda antioksidan içerir. Antioksidanlar, vücuttaki serbest radikalleri nötralize ederek hücrelerin zarar görmesini engeller. Bu sayede yaşlanma belirtilerini geciktirir ve genel sağlığı destekler.

2. Kanserle Mücadelede Etkili

Yapılan araştırmalar, limon kabuğunda bulunan D-limonen adlı bileşiğin, belirli kanser türlerine karşı koruyucu özellikler taşıdığını göstermiştir. Bu bileşik, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını engellemeye yardımcı olur.

limon kabuğunun faydaları
limon kabuğunun faydaları

3. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir

C vitamini açısından zengin olan limon kabuğu, bağışıklık sistemini güçlendirir. C vitamini, enfeksiyonlara karşı vücudu korur ve hastalıklarla mücadelede etkilidir.

4. Sindirimi Destekler

Limon kabuğu, diyet lifi içerir. Lif, sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlar ve bağırsak hareketlerini düzenler. Ayrıca, mide rahatsızlıklarını ve kabızlığı önlemeye yardımcı olur.

5. Kalp Sağlığını Korur

Limon kabuğunda bulunan polifenoller, kalp sağlığını korur. Bu bileşikler, kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olur ve kalp krizi riskini azaltır.

limon kabuğunun faydaları
limon kabuğunun faydaları

6. Cilt Sağlığını Destekler

Limon kabuğundaki doğal yağlar, cilt sağlığını destekler. Bu yağlar, cildi nemlendirir ve canlandırır. Ayrıca, akne ve sivilce gibi cilt problemlerine karşı etkilidir.

7. Kemik Sağlığını Güçlendirir

Limon kabuğu, kalsiyum ve C vitamini açısından zengindir. Bu mineraller, kemik sağlığını korur ve osteoporoz riskini azaltır. Düzenli tüketim, kemik yoğunluğunu artırır.

8. Kilo Vermeye Yardımcı Olur

Limon kabuğunda bulunan pektin, tok hissetmeyi sağlar ve iştahı kontrol eder. Bu sayede kilo vermeye yardımcı olur. Ayrıca, metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını destekler.

limon kabuğu çayı
Limon kabuğu çayı

9. Diş ve Ağız Sağlığını Korur

Limon kabuğundaki antimikrobiyal bileşikler, ağız sağlığını korur. Bu bileşikler, ağızda bakteri oluşumunu engeller ve diş eti hastalıklarını önler. Ayrıca, nefesi ferahlatır.

10. Toksinleri Temizler

Limon kabuğu, vücuttaki toksinleri temizlemeye yardımcı olan detoksifiye edici özelliklere sahiptir. Bu sayede karaciğerin daha sağlıklı çalışmasını sağlar ve genel detoks sürecini destekler.

11. Enerji ve Ruh Halini İyileştirir

Limon kabuğundaki uçucu yağlar, enerji seviyelerini artırır ve ruh halini iyileştirir. Bu yağlar, sinir sistemini rahatlatır ve stresle mücadelede etkilidir.

haşlanmış limon kürü
haşlanmış limon kürü

Limon Kabuğunu Nasıl Tüketmeli?

Limon kabuğunu tüketmek oldukça kolaydır. İşte birkaç öneri:

  • Salatalara rendeleyin: Limon kabuğunu ince ince rendeleyerek salatalarınıza ekleyebilirsiniz.
  • Çayınıza katın: Limon kabuğunu çayınıza ekleyerek hem lezzet katabilir hem de sağlığınızı destekleyebilirsiniz.
  • Smoothie’lerde kullanın: Limon kabuğunu smoothie’lerinize ekleyerek ekstra vitamin ve mineral alabilirsiniz.

Sonuç

Limon kabuğu, sağlık açısından sayısız fayda sunan mucizevi bir besindir. Antioksidan, kanserle mücadele, bağışıklık sistemi desteği, sindirim sağlığı, kalp sağlığı, cilt sağlığı, kemik sağlığı, kilo kontrolü, diş ve ağız sağlığı, detoks ve enerji gibi birçok alanda olumlu etkileri bulunmaktadır. Günlük diyetinize limon kabuğunu ekleyerek bu faydalardan yararlanabilirsiniz.

Unutmayın, doğanın sunduğu bu mucizevi besini tüketerek sağlığınıza yatırım yapın ve hayatınıza tazelik katın.

Kekreyemiş Tozu Zayıflatır mı? Kapsamlı Analiz

kekreyemiş tozu

Kekreyemiş tozu zayıflatır mı? Kırmızı yaban mersini olarak da adlandırılan kekreyemiş meyvesinden elde edilen kekreyemiş tozu kilo verdirme özelliği ile ön plana çıkar. Ancak yağ yakıcı özelliğinin yanı sıra, sağlık için daha birçok faydasıyla ünlüdür. Ayrıca kalp sağlığını iyileştirici etkisiyle de günümüzde oldukça popüler hâle gelmiş bir meyvedir.

Kekreyemiş Tozu Nedir, Ne İşe Yarar?

Kekreyemiş tozu nedir? Ne işe yarar? Ağırlıklı olarak Kuzey Avrupa’nın İskandinav bölgesine özgü bir meyve olan kekreyemiş, oldukça küçük çalılar üzerinde yetişir. Yapılan klinik araştırmalar doğrultusunda gerek metabolizma hızlandırıcı gerekse de kalp sağlığını iyileştirici etkisiyle tıbbi literatürde süper meyve olarak anılmaktadır. yetişen bukızılcıklara benzer tada sahip ancak pek de ekşi olmayan küçük kırmızı meyvelerdir.

Kilo vermek isteyen ve birçok yöntem deneyerek sonuç alamamış kişiler tarafından sorulan o popüler soru: “Kekreyemiş tozu zayıflatır mı?” Bakalım nasıl zayıflatıyormuş…

kekreyemiş tozu
kekreyemiş tozu zayıflatır mı? kapsamlı analiz 32

Kekreyemiş Tozu Nasıl Zayıflatır?

Kekreyemiş tozu düşük kalorili besin içeriği ve lifli yapısıyla zayıflatır. Bu yüzden günlük düzenli tüketimi sırasında yaşattığı tokluk hissi ile zayıflamaya büyük ölçüde yardımcı olur.

100 gramlık bir porsiyonunda sadece 54 kalori vardır. Bununla birlikte düşük kalorili bir besin olmasının yanında lifli yapısıyla da vücudun tok tutulmasını sağlar.

Vücut yağı bakımından obezite düzeyinde olan katılımcıların yer aldığı üç aylık bir klinik araştırma oldukça şaşırtıcı sonuçlar ortaya koymuştur. Üç aylık bir zaman dilimi boyunca katılımcıların bir kısmından günlük porsiyonlarının %20’sini kekreyemiş meyvesinden oluşturmaları istenmiştir. Bir kısmı ise her zamanki beslenme düzenlerine devam edeceklerdir. Üç aylık süre sonunda kekreyemiş meyvesini tüketen grubun vücut yağlılık oranlarında önemli ölçüde düşüş gözlenmiştir. Bu da kekreyemiş meyvesinin yağ yakıcı özelliğine ilişkin önemli bilgiler sağlamıştır.

Ayrıca kekreyemiş meyvesinin kilo verdirici etkilerinin bağırsak hareketliliğini iyileştirici gücünden de kaynaklanması muhtemeldir. Bu da yine tıbbi literatürde kekreyemiş meyvesi ve tozu ile ilgili varılan bir başka kanıdır. Çünkü sindirim sistemine olumlu etkileri yönünden besinlerin sindiriminde oynadığı rol de önemli bir detaydır.

Direkt kekreyemiş tozu ile ilgili yapılan bir başka klinik çalışma ise bağırsaklarda yararlı bakterilerin artmasında önemli bir rolü olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bağırsak tarafından sindiriminde zorlanılan besin artıklarını iyi bir şekilde değerlendirir. Dolayısıyla vücutta yağ oluşturucu etki yapma özelliğinde olan bazı besinlerin sindiriminde bağırsağa yardımcı olması kekreyemiş tozunun kilo verdirdiğini kanıtlamıştır.

Bütün bu araştırmaların dışında yapılan bir başka klinik çalışma ise yağların sindirimi ile ilgilidir. Yağların vücutta sindirimini sağlayan bazı enzimlerin salgılanmasına engel olur. Bu da yağların sindirilmeden vücuttan atılabileceği anlamına gelmektedir. Yağlar sindirilmezse vücuda katılmaz ve kilo almaya da neden olmaz. Bu yanıyla da kilo verdirme özelliğini taşır.

kekreyemiş tozu
kekreyemiş tozu zayıflatır mı? kapsamlı analiz 33

Kekreyemiş tozu 1 ayda kaç kilo verdirir?

Kekreyemiş tozu düzenli kullanımlarda 1 ayda kişiden kişiye değişen miktarlarda kilo verdirir. Bunun nedeni her insanın vücudunun metabolizmasındaki çalışma etkinliğinin farklı olmasıdır. Metabolizma hızlandırıcı ve yağ yakıcı özelliği ile kekreyemiş tozu sayesinde kilo verenlerin sayısı günden güne artmaktadır. Düzenli bir beslenme pratiği, düzenli egzersizler ve düzenli kullanımı ile 1 ay içinde 10 kilo vermek bile mümkündür. Bu, metabolizma çalışma hızlarına göre değişiklik gösterebilir. Ancak şu bir gerçektir ki vücuttan ciddi miktarda yağ kaybettirebilir. Bu da obezite sınırında olan ya da hâlihazırda obeziteyle mücadele edenlerin güvenle kullanabilecekleri anlamına gelir.

kekreyemiş tozu
kekreyemiş tozu zayıflatır mı? kapsamlı analiz 34

Kekreyemiş Tozu Nasıl Kullanılır?

Kekreyemiş tozu her bitkisel ürün diyetinin gerektirdiği gibi açken tüketilmesi önerilen bir besindir. Her gün düzenli olarak aç karna iki kez tüketildiğinde zayıflamak isteyenlere önemli etkiler gösterecektir. Ayrıca bağırsak hareketliliğini ve sindirim sisteminin çalışmasını destekleyici özelliğiyle de besinlerin yakılmasına yardımcı da olacaktır.

Kekreyemiş tozu ister süt ister su ile karıştırılarak günde iki kez tüketilebilir. Aç karna günde iki kez alımlarda kilo verdirici özelliğini bir iki hafta içinde görmek mümkündür. Süt ve suyun yanı sıra yoğurda karıştırılarak da tüketilmesi yağ yakmanız için etkili bir yoldur. Ancak hamilelere ve kronik böbrek yetmezliği olanlara tüketimi önerilmez. Bu yüzden kronik herhangi bir hastalığınız varsa ya da böyle bir hastalıktan şüpheleniyorsanız bir doktora danışmadan kullanmaya başlamak riskli olabilir. Bu yüzden güvenli bir şekilde tüketmek için herhangi bir kronik rahatsızlığınız olmadığından emin olun.

Kaynak: wikipedia

EMS nedir? Gerçekten kilo vermeyi sağlıyor mu?

ems nedir

EMS nedir? Teknolojinin kilo verme prosedürlerine en büyük etkilerinden biri de EMS’nin ortaya çıkışıdır. 18. yüzyılın sonlarında bir fizik tedavi yöntemi olarak uygulanmaya başlanan ancak sonraları kilo vermeye de yardımcı olduğu ortaya çıkan EMS, günümüzde de popülaritesini korumaktadır.

EMS (Electro Muscle Stimulation) elektronik bir makine üzerinden oldukça düşük frekanslardaki akımların elektrotlar yardımı ile vücuda verilmesidir. Vücut için etkili bir egzersiz yöntemidir ve kilo vermek isteyenler tarafından oldukça sık tercih edilmektedir.

electro muscle stimulation
electro muscle stimulation

EMS bir fizik tedavi ve rehabilitasyon süreci için kullanıldığı zamanlarda da amaç motor sinirlerin düşük frekanslı akımlarla uyarılması olmuştur.

Motor sinirlere gönderilen elektrik akımı ile kasların aldığı sinyal onların fazladan kasılmalarını ve daha aktif bir hâle gelmelerini sağlamaktadır. Etkili bir kilo verme prosedürü olarak EMS bu sayede kasların çalışmasını teşvik etmektedir.

Günümüz teknolojisinin geldiği noktada, keşfedildiği günlerdekinden çok daha üst düzey bir çalışma prensibine sahip olan EMS yaygın kullanımı ile birçok kişinin fit bir vücuda kavuşmasına eşlik etmektedir.

ems nedir
ems nedir

EMS nedir? EMS’nin açılımı nedir? EMS neyin kısaltması?

EMS’nin açılımı Electro Muscle Stimulation’dur. Türkçesi ise “Elektriksel Kas Uyarımı”dır. Adından da anlaşılacağı üzere elektrik akımlarının kasların uyarılması için vücuda verilmesi işlemidir. Kaslar, EMS cihazının bağlı olduğu kemerler ya da giyilebilir yelekler yardımıyla egzersiz sırasında ekstra uyarılır.

Vücudun egzersiz sırasında zaten kasları çalıştırdığı düşünüldüğünde, ekstra bir uyarımla kasların etkinliğini artırmak çok olumlu bir süreci başlatır. Egzersizler vücudun enerji harcayarak kasları çalıştırması anlamına gelir.

Yapılan egzersizin vücuda yaptığı etkileri, gönderilen elektrik akımı yardımıyla artırmak da daha fazla efor sarf edileceği anlamına gelir. Dolayısıyla EMS kasları elektrikten aldığı güçle vücuda bağlı elektrotlar üzerinden uyarır ve kilo verme sürecinde de olumlu sonuçlar alınmasına yardımcıdır.

EMS ile Kilo Verme

2015 yılı içerisinde yapılan “EMS ile Kilo Verme: Genç Kadınlarda Yüksek Frekanslı Elektrik Akımlarının Abdominal (Karın Bölgesi) Obezite Üzerine Etkisi” adlı kontrollü bir çalışma sürecinin sonuçları uluslararası bir dergide yayımlanmıştır.

Bu çalışmaya göre EMS ile kilo vermenin mümkün olup olmadığı araştırılmıştır. Dolayısıyla EMS’nin vücutta yağ yakma etkinliğine ilişkin yararları üzerine bir klinik çalışmayla sonuçlar hakkında tıp çevrelerinin bilgilendirilmesi amaçlanmıştır.

ems nedir
ems nedir

Söz konusu çalışma obezite ile ilgili sorunlar yaşayan bir grup katılımcının midelerine yerleştirilen elektrotlar yardımı ile sürdürülmüştür. Katılımcıların midesine yerleştirilen ve yüksek frekanslı elektrik akımları yayan bu elektrotlar yaklaşık 30 dakika boyunca etkin hâle getirilmiştir.

6 haftalık bir süre içerisinde haftada 3 kez alınan bu akım terapisi katılımcıların vücutlarındaki değişikliklerin izlenmesi ile olumlu sonuçlar ortaya koymuştur. Çünkü 6 haftalık EMS terapisi sonunda katılımcıların vücut kitle endeksleri, deri altında bulunan yağ yüzdeleri ve vücutlarının toplam yağ kütleleri ölçülmüştür.

Kaynak: wikipedia / scientificamerican

Karbonhidrat tozu nedir? Ne işe yarar? En iyisi hangisi?

karbonhidrat tozu

Karbonhidrat tozu nedir? Ne işe yarar? En iyisi hangisi? Karbonhidrat tozu, içinde vücudun kas ve bu sayede hacim kazanmasına yardımcı birçok önemli bileşik barındıran takviye maddesidir.

Karbonhidratlar sakkarit olarak da adlandırılan bileşiklerdir. Kimyasal açıdan incelediğimizde karbonhidratlar 4 ayrı gruptur. İlk grup monosakkarit, ikincisi disakkarit, üçüncü oligosakkarit ve son olarak dördüncüsü de polisakkarittir. Bunlardan ilk iki grup şeker olarak kabul edilen basit karbonhidrat grubudur. Bileşik yapılarına göre basit olarak kabul edilirler.

Oligosakkarit ve polisakkaritlerin ise bileşik yapıları daha komplekstir. Bu yüzden bu iki grupta bulunan her iki bileşik de karmaşık karbonhidrat olarak kabul edilir. Karbonhidrat tozları da kimyasal olarak 4 ayrı grupta incelenen karbonhidratın yanı sıra, vitamin, mineral, aminoasit, yağ ve protein gibi kalori bakımından oldukça yüksek bileşenleri de içerirler. İçeriğin bu denli yüksek kalorili bileşiklerden oluşmasının nedeni, kullanılması durumunda vücuda yüksek enerji ve güç sağlamasının istenmesinden kaynaklıdır.

Ayrıca karbonhidrat tozu vücudun ihtiyacı olan enerjinin büyük bir bölümünü karşılamasının yanı sıra, yorgunluk hissinin meydana gelmesini de uzun süreler geciktirebilir. Peki bütün bu etkilerinin dışında karbonhidrat tozu ne işe yarar?

karbonhidrat
karbonhidrat tozu nedir? ne işe yarar? en iyisi hangisi? 43

Karbonhidrat tozu ne işe yarar?

Karbonhidrat tozu metabolizmayı hızlandırır. Bu, vücudun hızlı bir metabolizmaya sahip olması bakımından daha fazla enerji üreteceği anlamına gelir. Metabolizması hızlı çalışan bir vücut yüksek enerjiler harcayacağı gibi, aynı zamanda bu enerjinin karşılanması için daha fazla gıda takviyesine ihtiyaç duyar.

Karbonhidrat tozunun yapısında yer alan protein ve yağ gibi bileşenler sayesinde bu vücudun enerji ihtiyacını en üst seviyede karşılar. Sahip olduğu enerji ile de artık olağan bir performansla çalışmaz. Normalden çok daha hızlı çalışan metabolizma vücudun optimum düzeyde performans sergilemesine yardımcı olur.

Vücudun enerji ihtiyacı büyük ölçüde glikozdan, yani şekerden karşılanır. Çünkü beyinin kasların gelişiminde ve çalışmasında kullanmak için tercih ettiği enerji kaynağı glikozdur. Kaslar çalışma etkinliği süresi boyunca en çok glikoz parçalayarak enerji sağlar.

Bu nedenle kaslar için tercih edilebilir bir enerji kaynağı hâline gelmesi için karbonhidratın glikoza çevrilmesi gerekir. Glikoza dönüştürülmek için kullanılabilecek karbonhidrat ihtiyacı da vücut için karbonhidrat tozları tarafından karşılanabilir.   

Eğer vücudun enerji ihtiyacı yoksa, glikoza da ihtiyacı yok demektir. Durağan hâldeyken vücut çok fazla enerjiye ihtiyaç duymaz. Dolayısıyla vücutta bulunan karbonhidratlar yakılmak yerine glikojen olarak depolanır. Bu depolama işlemi, olası bir enerji ihtiyacı sırasında kullanılmak üzere karaciğer ve kaslarda gerçekleştirilir.

Yani enerji ihtiyacı anında harcanmak üzere bir karbonhidrat kumbarası olarak karaciğer ve kaslar kullanılır. Vücudun herhangi bir şekilde enerjiye ihtiyaç duyması durumunda ise glikojene dönüştürülerek depolanmış olan karbonhidratlar devreye girer.

Ancak şunun belirtilmesinde fayda vardır: Eğer glikojen olarak depolama kapasiteleri hem kaslar için hem de karaciğer için dolduysa artık karbonhidratlar yağ olarak vücutta barındırılır. Dolayısıyla vücudun ne fazla ne de az karbonhidrat alması gerekir. Karbonhidrat yeterli miktarın üstünde tüketildiğinde vücutta yağlanma gibi ciddi hastalıkların kaynağı olabilecek bir süreç meydana gelir. Bu yüzden kullanılan karbonhidrat tozu miktarı vücudun alabileceği maksimum kapasiteyi geçmemelidir.

Yeterli miktarda alındığı takdirde vücutta şu önemli gelişmelere de önemli ölçüde öncülük eder:

karbonhidrat tozu
karbonhidrat tozu nedir? ne işe yarar? en iyisi hangisi? 44
  • Kasların geliştirilmesi ve bu sayede sahip olunacak güçlü bir iskelet sistemi: Karbonhidrat tozu yeterli miktarlarda alınacaksa bu, genellikle egzersiz öncesi süreç içinde gerçekleşmelidir.Vücut geliştirme ve egzersiz uzmanlarının önerileri, karbonhidrat tozunun vücut için optimum seviyede yarar sağlayabilmesi için egzersiz öncesi kullanımının uygun olduğuna yöneliktir. Ancak yüksek miktarlarda olmamak şartıyla egzersiz sonrası da küçük bir doz karbonhidrat tozu alınabilir. 2010 yılında bir dergide yayımlanan spor ve metabolizma hızı üzerine yapılan bir araştırma ortaya koymuştur ki, karbonhidrat tozu yapılan egzersizden maksimum düzeyde yarar sağlayabilmek için gereklidir. Ayrıca beslenme ve diyetetik alanında uzman birçok kişi tarafından da karbonhidrat tozunun emilim hızı ile vücudun enerji ihtiyacının önemli ölçüde karşılanabileceğini kabul etmektedir.
  • Vücudun sergileyebileceği maksimum performansı zamanla üst seviyelere çıkarır: Kullanım amacına göre değişen yararları ile karbonhidrat tozu egzersiz yaparken vücudun ihtiyacı olan enerji miktarını büyük ölçüde karşılar. Eğer sadece bir enerji takviyesi olarak kullanılacaksa etkileri hızlı emilimi sayesinde kısa sürede gözlemlenebilir.
  • Kas kayıplarının yeniden onarılması için yapılan egzersizlerde zaman kazandırır: Vücutta bulunan kas miktarının daha geniş hacimlere ulaşmasını sağlamak ya da herhangi bir kas kaybı yaşandıysa kasları geri kazanmak için egzersiz yapmak… Her iki amaç için de oldukça sık kullanılan karbonhidrat tozu vücuda sağladığı karbonhidrat miktarıyla kas geliştirme sürecini daha kısa hâle getirebilir. Bu, elbette birkaç günde sonuç alabileceğiniz anlamına gelmez. Ancak kas gelişiminde elle tutulur sonuçlar alınabilmesi için gereken asgari süreyi daha alt seviyelere çekebilir.
karbonhidrat tozu
karbonhidrat tozu nedir? ne işe yarar? en iyisi hangisi? 45

En İyi Karbonhidrat Tozu

En iyi karbonhidrat tozu seçiminde rol oynaması gereken en önemli faktör kullanım amacıdır. Kullanım amacı belirlendikten sonra ürünün içeriği ayrıntılı bir biçimde kontrol edilmelidir. Çünkü kullanımı sırasında vücuda yarar sağlama mekanizmasını belirleyecek olan karbonhidrat tozu içeriğidir.

Son yıllarda kilo kaybının takviye edilmesi için de kullanılabilen karbonhidrat tozu içeriğinde bulunan bileşiklerin yüzdelerine göre sınıflandırılabilir. Dolayısıyla kilo almak için kullanmak istiyorsanız %70 oranında karbonhidrat ve geri kalanı da proteinden oluşan karbonhidrat tozları sizin için uygun olabilir. Kas geliştirme amacı ile kullanılmak istenmesi durumunda ise bu yüzdeler tam tersi biçimde değişebilir.

Aynı düzeylerde karbonhidrat ve protein tozları içeren ya da bu miktarlara yakın bir içerikte olan karbonhidrat tozları da genellikle kas geliştirme ve performans artırıcı olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla kullanım amacınız size, piyasadaki en iyi karbonhidrat tozunu seçme imkânı tanıyacaktır.

Kaynak: muscleandstrength

Biorezonans nedir? Sigara bıraktırır mı? Bilimsel mi?

biorezonans

Biorezonans nedir? Sigara bıraktırır mı? Bilimsel mi? Biorezonans vücuttan yayılan manyetik enerjinin dalga boylarını ölçen ve bu dalga boyları hakkında frekans bilgisi veren işlemdir. Pek çok hastalığın erken teşhis edilmesinde kullanılan bu yöntem aynı zamanda tedavi amacı ile de kullanılabilmektedir.

Günümüz teknolojisinde bulunduğu konum ile biorezonans örneğin sigara bıraktırma süreci için de etkili bir araçtır. Biorezonans terapisi olarak da anılmaktadır ve kullanımında bilimsel yönden herhangi bir tutarsızlık teşkil etmez. Birçok uzman doktor tarafından da önerilebilen biorezonans teknolojisi verdiği olumlu sonuçlar sayesinde günümüzde çok daha popüler hâle gelmiştir.

biorezonans
biorezonans nedir? sigara bıraktırır mı? bilimsel mi? 49

Biorezonans ne işe yarar?

Biorezonans sağlıklı yapısını kaybetmiş hücreler ya da işlerliğini sürdüremeyen organlarda meydana gelen DNA kaynaklı hasarlar doğrultusunda bir elektromanyetik alan oluşturdukları varsayımına göre kullanılır.

Bu, fiziksel ve kimyasal yapısı bozularak sağlıklı çalışamayan hücre ya da organların yaydığı manyetik dalgaların teşhis edilerek meydana gelebilmesi muhtemel hastalıkların önüne geçilmesini sağlayabilmektedir. Yapılan çeşitli analizler sonucu herhangi bir hastalığın bulunduğu tespit edildiği takdirde de yayılan dalga boylarının bozuk frekanslarını eski hâline getirmenin tedavi sağlayacağı fikri bu yöntemde oldukça hâkimdir.

Biorezonans işlemi sırasında, vücuttan yayılan elektromanyetik enerjinin dalga boylarının ölçümünü ve analizini yapan elektrotlar kullanılır. Biorezonans cihazına bağlı bu elektrotlar vücutta cilt üzerine yerleştirilerek gerekli ölçümler yapılır.

Kompleks bir makine olan biorezonans cihazı yaptığı ölçümleri hafızasına kaydederek sonradan analiz edilmek üzere bazı raporlar sunar. Bu, bir teşhis işlemidir ve teşhis tamamlandıktan sonra uygulanacak tedavi yöntemine karar verilir. Sonuçların yorumlanması doğrultusunda da vücuttan alınan elektromanyetik enerji dalgalarının frekansları biorezonans cihazı ile olması gereken değerlere geri döndürülebilir.

Biorezonans ne için kullanılır?

Biorezonans tedavisi vücut sağlığını ilgilendiren birçok olumsuz durumun teşhisi ve tedavisinde kullanılır. Vücudun ve geri kalan her organının kendi alanlarında oluşturduğu manyetik alanı teşhis ve tedavi eden bu yöntemle:

  • Uzun yıllardır kullanılmakta olan ve sağlığı ciddi anlamda tehdit eden hastalıklara yol açabilen sigarayı bırakabilir,
  • Gündelik hayatın can sıkıcı engellerinden biri olan ve genellikle stresin kaynaklık ettiği karın ağrısını vücudunuzdan uzaklaştırabilir,
  • Çeşitli alerjik reaksiyonlara yol açan durumları (alerjik astım ve benzer durumları), egzamayı tedavi edebilir,
  • Romatizmal hastalıkların vücutta yol açtığı eklem iltihaplarını giderebilir,
  • Vücutta oluşması muhtemel ya da oluşmuş olan kanserli hücreleri teşhis edebilir,
  • Fibromiyalji gibi birlikte yaşanmaya alışılan ve kurtulması güç bir hastalıktan kurtulabilirsiniz.
biorezonans 2 1
biorezonans

Biorezonans işe yarıyor mu?

  • Biorezonansla sigara bırakma: 2014 yılı içinde yürütülen bir placebo araştırmasında alınan sonuçlar biorezonansı sigara bırakmada çok etkili bir tedavi yöntemi olarak ön plana çıkarmıştır. Biorezonans tedavisi uygulanan sigara tiryakilerinde placebo etkisi gözlenip gözlenmediğine ilişkin yürütülen çalışmada tiryaki grubunun %77’lik kısmı bir sonraki hafta sigarayı bırakmayı başarmıştır. Bütün bu sonuçlar doğrultusunda sigara bırakma tedavisi için kullanımı yaygınlaşan biorezonans terapisine de duyulan güven fazlasıyla artmıştır. Biorezonansla sigara bırakma tedavisi gören ve olumlu sonuçlar alan kişilerin sayısı günden güne artmaktadır.
  • Karın ağrısı tedavisinde kullanımı: Biorezonansın karın ağrısının tedavisinde kullanımı da olukça yaygındır. Talep edilmesi durumunda biorezonans işlemi ile karın ağrısından kurtulanların sayısı da oldukça fazladır. Karın ağrısı tedavisi olarak kullanılmaya başlanmasında etkili olan faktör aslında midedir. Mide ağrısının hafifletilmesi ya da tamamen giderilmesinde kullanılan biorezonans, yapılan klinik araştırmalara göre bu soruna da iyi gelmekte başarılı olmuştur.
  • Alerji, egzama ve astım tedavisi: Alerji, egzama ve astım için biorezonans kullanımı, diğer sorunların tedavisinde kullanımı ile mukayese edildiğinde belki de en etkili olduğu alandır. Tedavide placebo etkisi oldukça ayrıntılı bir biçimde klinik ortamda çalışılmış ve dikkat çekici sonuçlar elde edilmiştir. Alerji, egzama ve astım tedavisinde kullanımı ve olumlu etkileri hakkında yapılan araştırmalar çok az olsa da yararlarının gözlemlenebilmesi için yeterlidir. Talep edilmesi durumunda bu sorunların tedavisinde de kullanımı mümkündür.
  • Romatizmal eklem iltihabı tedavisi: Romatoit artrit olarak da adlandırılan romatizmal eklem iltihapları da biorezonansla tedavi edilen bir diğer hastalıktır. Yapılan bazı resmî olmayan biorezonans çalışmaları göstermiştir ki romatizmal eklem iltihabının azaltılmasında da biorezonans tedavisi işe yaramaktadır. Biorezonans, işlerliğini sürdürmekte sorun yaşayan ve vücut için önemli olan antioksidanların elektromanyetik frekanslarına olumlu etkiler yapabilmektedir. Bu da, antioksidanların tekrar aynı mekanizmaları ile eklem iltihabıyla savaşmalarına yardımcı olabilmektedir.
  • Fibromiyalji tedavisinde kullanımı: Biorezonans terapisinin etkili olduğu bir diğer hastalık da fibromiyaljidir. Yapılan resmî bir biorezonans araştırmasına göre fibromiyaljinin ağır bir şekilde seyrettiği hastalar elektromanyetik alan tedavisi ile iyileştirilmeye çalışılmıştır. Bu tedavi sürecinde hastaların %72’lik bir bölümünde fibromiyaljide ciddi bir iyileşme gözlemlenmiş ve biorezonansın bu hastalığın tedavisinde kullanılması adına önemli bir aşama kaydedilmiştir. Biorezonans fibromiyaljinin yanı sıra insomnia gibi uyku bozukluğuna neden olan hastalıkların tedavisi için de denenmektedir. Bu alandaki araştırmalarda da olumlu sonuçlar gelmeye başlamıştır ve çalışmalar son hızıyla sürmektedir.

Kanserde erken teşhis ya da tedavi: Biorezonansın kanser üzerindeki etkisine ilişkin de birkaç çalışma bulunmaktadır. Biorezonansın aşırı hızlı çoğalan kanser hücrelerinin etkinliğinin baskılanmasında rol oynayabileceği düşünülmektedir. Ayrıca hücrelerde çoğalma etkinliğini baskılamasının yanı sıra, kanserli hücreleri öldürmesi konusunda da bazı kabuller mevcuttur.

Kaynak: scmp / drstephensimpson

Tahin Helvası Faydaları 8 Önemli Özellik

tahin helvası faydaları

Tahin helvası faydaları ile vücuda etkisini öğütülmüş susamdan alır. Dünya üzerinde birçok kültür tarafından sevilerek tüketilen tahin helvası faydaları ile günümüzde de popülerliğini korumaktadır. Tahin, birçok mutfağın vazgeçilmezi olarak türlü gıdalarda kullanımının yanı sıra, sağlık için de sıklıkla tüketilmektedir.

Tahinin yapımında çövenin kullanılması oldukça eski bir geleneğe dayanır. Çövene ek olarak şeker de karıştırılan bu müthiş lezzet bulaşıcı hastalıklara karşı vücudu korumaktadır. Bunu da bağışıklık sistemini güçlendirici etki yapan çövene borçludur.

Hem çöven hem susam tarih boyunca birçok hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde kullanılmıştır ve günümüzde de tahin helvası bu iki mucizevi bileşeni barındırması bakımından bir şifa kaynağıdır. Bunların dışında içeriği ile bin bir derde deva olarak tanımlanabilecek tahin helvasının faydaları şöyle sıralanabilir:

  • Kalsiyum bakımından oldukça zengin bir besin olan tahin helvası bu özelliği ile kemikleri besler.
  • İçerdiği lesitin ile vücudumuzun daha güçlü bir yapıya sahip olmasını teşvik eder.
  • Hücre yenilenmesi vücut için çok önemli bir süreçtir. Kolajen üretimine etkileri bakımından tahin helvası vücuttaki hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur ve gençleştirici etki yapar.
  • Vücudun enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayabilir. Tahin, içeriğindeki yüksek kalori ile yorgunluk hissinin şiddetini azaltır. Zinde bir vücuda sahip olmanızı sağlar.
  • Yüksek kalorili içeriğinin aksine kolesterolün yükselmesinde herhangi bir olumsuz etki yapmaz. Tahin helvası tüketilmesi durumunda yüksek kaloriler kolesterolsüz olarak vücuda alınmış olur.
  • Tok tutma özelliği ile günlük öğünlerin azaltılmasına yardımcı olabilir ve kilo vermeyi sağlayabilir. Beslenme düzenindeki atıştırmalıklara ayrılan öğünlerin ortadan kaldırılmasına yardımcıdır.
  • Mide asitliğini düzenleyici etkisiyle reflü, hazımsızlık gibi mide şikâyetlerini gidermeye yardımcı olur.
  • Üst solunum yollarının sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olur. Tahin helvası etkili bir balgam söktürücü olarak kullanılabilir.
  • Egzama, sedef hastalığı gibi cilt sorunlarının hafifletilmesi ve tedavi edilmesinde etkilidir. Dermatologlar tarafından da önerilebilmektedir.
  • Doğum yapmış olan kadınların süt sorunlarına çare olabilmektedir.
  • Enerji verici özelliği ile sporcular tarafından güvenli bir şekilde tüketilmektedir. Enerji verici özelliği, yüksek efor isteyen eylemlerde bulunanlar için birebirdir.
  • B grubu vitaminler bakımından vücudunda eksiklikleri olanlar güvenle tüketebilir. B vitamini eksikliği için bir takviye olarak kullanılabilir.
tahin helvası faydaları
tahin helvası faydaları

Tahinin Mideye Faydaları

Tahinin mideye faydaları asitlik düzenleyici etkisi sayesindedir. Midede yaşanan birçok hafif şiddetli problemin giderilmesinde kullanılabilir. Bunların yanı sıra tahin helvasının susam içeriğinde, karaciğeri ve böbrekleri korumada etkili bileşikler bulunur.

Tahin, karaciğerinizi ve böbreklerinizi herhangi bir hastalıktan kaynaklı hasarlardan korumaya yardımcı olabilecek bileşikler bakımından zengindir. Toksinlerin vücuttan uzaklaştırılması sürecinde oldukça etkin bir konumda olan bu iki hayati organa tahin helvasının yararları dikkate değerdir.

Tip 2 diyabet hastalığı ile mücadele eden yaklaşık 50 kişilik bir katılımcı grubu üzerinde yapılan bir araştırma, tahin helvasının yararları hakkında net sonuçlar ortaya koymuştur. Üç ay boyunca düzenli olarak tahin helvası tüketen katılımcıların, tahin helvasının içeriğindeki susam yağı sayesinde karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının iyileştiği gözlemlenmiştir.

Ayrıca aynı çalışmada susam yağının karaciğeri vanadyum adlı toksik bir bileşenin zararlı etkilerinden de koruduğu ortaya çıkmıştır. Bunun dışında karaciğer yağlanmasına da iyi geldiği birçok başka araştırma tarafından kanıtlanmıştır.

Bütün bu olumlu etkileri düşünüldüğünde göstermektedir ki, tahin helvası karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının sağlıklı bir biçimde işlerliğini sürdürebilmesi için önemlidir.

tahin helvasi faydalari 1 2
tahin helvası faydaları

Tahin Yağının Faydaları

  • Antibakteriyel özellikleri ile bakterilere karşı vücudu koruyucu etkiler yapabilir.
  • Antioksidanlar bakımından zengindir. Bu sayede hücrelerin oksidasyonuna engel olmakta, oksidasyon hızını da yavaşlatmaktadır. Serbest radikaller olarak anılan ve hücre hasarına neden olan zararlı bileşikler vücutta hastalık yapıcı etki yapabilirler. Özellikle de tip 2 diyabet, kalp hastalıkları ve bazı kanser türleri, serbest radikallerin yol açabileceği hastalıkların başında gelmektedir. Tahin helvasının içeriğinde lignan adlı bir bileşik bulunur. Bu bileşik bir antioksidandır. Dolayısıyla hücre hasarının önlenmesinde tahin helvası tüketimi etkili bir yöntemdir.
  • İçerdiği antiinflamatuar bileşenler ile vücutta iltihaplanmayı azaltıcı etkiler gösterir. Enfeksiyon vücut için çok ciddi bir risk hâline gelebilir. Tahin helvasının düzenli tüketimi, enfeksiyonlara karşı önlem alınmasına yardımcı olabilir.

Tahin Helvası Besin Değerleri

Tahin helvası kolesterole olumsuz etkileri olmayan yağlar, vitaminler ve mineraller bakımından oldukça zengindir. İnce bir dilim tahin helvası, günlük vücuda alınması gereken yararlı bileşiklerin neredeyse %10’undan fazlasını karşılamamızı sağlar.

Kibrit kutusu kadar (ya da ince bir dilimlik) tahin helvasında:

  • 12,53 gram yağ
  • 1,37 gram lif
  • 5,11 gramlık protein
  • 56 mg potasyum
  • 5,95 mg sodyum
  • 15,79 gramlık karbonhidrat
  • 18,2 mg kalsiyum
  • Çok az bir miktar da A vitamini ve demir

bulunmaktadır.

Kaynak: wikipedia / thespruceeats

Pilates Hareketleri 5 Çok Kolay Hareket Videolu Anlatım

pilates hareketleri

Pilates hareketleri sağlıklı bir vücuda sahip olmanıza yarayacak bir dizi egzersiz metodunu içerir. Sağlıklı ve dinç olabilmenin en önemli koşulu da formda ve güçlü vücut bölgeleridir. Vücudun her yeri farklı kas çeşitleri ile donatılmıştır. Bu kasların düzenli olarak çalışması kan dolaşımına ve dolayısıyla metabolizmanın etkinliğine iyi gelir. Haftalık egzersizler ile formda ve sağlıklı bir vücuda sahip olmak pilates hareketleri sayesinde çok kolay.

Pilates hareketleri herhangi bir egzersiz ekipmanı kullanmadan da yapılabileceği gibi aletli pilates metotları da mevcuttur. Her ikisi için de konuşmak gerekirse vücudunuzdaki kasları çalıştırmak oldukça basittir. Çünkü pilates hareketleri daha çok vücut odaklıdır ve vücudunuzun alacağı bazı biçimler egzersiz sürecini kolaylıkla başlatmanızı sağlar. Sırtınızı güçlü omurlarla güçlendirmek, karın kaslarınızı çalıştırıp şekillendirmek ve tüm bunların yanında metabolizma hızınızı da artırarak huzurlu bir hayat sürmek istiyorsanız pilates hareketleri tam size göre.

Pilates Hareketleri Köprü Metodu

Köprü Metodu

Köprü metodunda sırt üstü konum alınır. Bacaklar yukarı doğru bükülür. Ayaklar yere basar hâldedir ve yönü karşı tarafa bakmalıdır. Kollar kapalı ve yere yatay biçimde konulmuş hâlde olmalıdır. Bu konumdayken poponuzu yukarı doğru kaldırarak belinizi hafif bir kıvrımla bükün. Vücudunuz, omuzlar ve kalça düz bir şekle bürünene kadar da yerden bel kaldırma hareketini devam ettirin. Daha sonra kalça kaslarınızı sıkın ve yavaşça ilk konumunuza dönmek için poponuzu aşağı indirin. Bu hareketi on kez tekrarlayarak ilk seti tamamlamış olursunuz. Art arda iki setlik bir egzersizle bu hareketi sonlandırabilirsiniz.

Pilates Hareketleri Abdominal Metodu

Abdominal Metodu

Sırt üstü konumda durulur. Bacaklar kırılarak ayakların üzerine basılır. Bacaklar ters V şeklini aldıktan sonra vücut ideal konuma gelmiş olur. Eller başın arkasına sıkıştırılır. Ve mekik hareketine hazırlanıyormuş gibi bir hâl alınmış olur. Başınızın arkasına koyduğunuz ellerinizle ensenize tutunarak hafifçe karnınıza doğru kalkılır. Karın kasları hafifçe sıkılır. İlk konumunuza yeniden dönmek üzere bu hareket sonrası baş yavaşça aşağı indirilir. Bu hareketi de on kez tekrarlayarak ilk seti tamamlamış olursunuz. Art arda iki seti, setler arasında 10 dakikalık aralar vererek tamamlayabilirsiniz. Bu hareketle karın, sırt ve omurlarınız güçlenecektir.

Pilates Hareketleri Bisiklet Metodu

Pilates Hareketleri Bisiklet Metodu

Yine sırt üstü yatar pozisyon alınan bir hareket daha… Ellerinizi başınızın arkasında konumlandırın ve dirsekler iki yana açılmış olsun. Bacaklar dizden kırılarak havaya kaldırılır ve yere 90 derecelik bir açıyla bakmalıdır. Yatar konumda ayaklarınızın altında bisiklet pedalı varmış gibi çevirme hareketi yapılır. Bu sırada ayak tabanları hafifçe öne doğru eğilerek bacak kaslarının sıkılması sağlanır. Ayaklarınız pedal çevirme hareketi yaparken iki yana açık dirseklerinizle de sağ ve sol yanınıza esnemeye çalışın. Kalçalarınız yere dokunur hâlde olmalıdır ve yerinden kalkmamalıdır. İlk konumunuza dönmek için bacaklar yavaşça indirilir. Bu, hareketin ilkidir. Hareketi yaklaşık 20 kez tekrarlayarak bir set bitirmiş olursunuz. Arka arkaya iki seti, aralarında belirli bir zaman mola verecek şekilde bitirin. Vücudunuzu bu hareketle oldukça verimli bir şekilde çalıştırabilirsiniz.

Pilates Hareketleri Yüzükoyun Metodu

Yüzükoyun Metodu

Adından da anlaşılacağı üzere yüz üstü uzanılır ve bacaklar yere paralel olacak şekilde durur. Her iki bacak da birbirine yapışıktır ve ayaklar da bu sırada serbest bir hâldedir. Dirsekler iki yana açık olacak şekilde eller birbirine kenetlenir ve alın da ellerin üzerine kapanır. Bu şekilde göğüs bölgesi ile birlikte koordineli bir şekilde baş yukarı doğru yavaşça kaldırılır. Sırtın üst bölgelerini çalıştırmak için ideal bir harekettir. Başlangıç durumunuza geri dönmek için yavaşça başınızı yere indirin. Bu hareketi 10 kez tekrarlayın. Her set 10 tekrardan oluşacak şekilde iki set tamamlayın.

Pilates Hareketleri Av Köpeği Metodu

Pilates Hareketleri Av Köpeği Metodu

Av köpeği metodunda pozisyon almak için öncelikle dizlerinizin üzerine çökün ve öne doğru ellerinizin üzerine basın. Adeta bir köpeğin dört ayağı üzerindeki duruşu gibi… Bu pozisyonda boynunuz yere 45 derecelik bir açı yapabilir. Av köpeği metodunu gerçekleştirmek için şimdi de sağ elinizi öne doğru, yere paralel duracak şekilde uzatın. Sağ elinizi bu şekilde uzatırken sağ ayağınızı da yere paralel olacak şekilde kaldırarak arkaya doğru gerin. Bacağınız dizden kırılmamalıdır. Bacağınızı dizlerinizi kilitleyerek uzatmanız gerekir. Daha sonra bu hareketin aynısını sol el ve sol bacak ile tekrarlayın. Sağ el ve bacaktan sola geçerken yavaş hareket edin. Bu hareketi sağ ve sol el/bacak için 10 kez tekrarlayın. Her set 10 tekrar içerir. Art arda iki set gerçekleştirebilirsiniz.

Kaynak: self / verywellfit

Bağırsak Tıkanıklığı Belirtileri Nelerdir? Nasıl Açılır?

bağırsak tıkanıklığı

Bağırsak tıkanıklığı, sindirim sisteminin önemli bir ögesi olan bağırsağın fiziksel nedenler ya da kasılma yoksunluğuyla tıkanmasıdır. Bağırsak içinde vücuttan atılmak üzere bulunan maddeler dinamik bir durumdadır. Bağırsakta sürekli hareket ederler. Bağırsakta herhangi bir şekilde tıkanıklık meydana gelirse bu hareketlilik hâli sekteye uğrar. Bağırsak tıkanıklığı hem ince bağırsağın hem de kalın bağırsağın tıkanması ile ortaya çıkabilir. Tıkanmanın bağırsağın bir bölümünde ya da tamamında gerçekleşmesi mümkündür. Her iki durumda vücut, atık hâline getirdiği maddeleri bağırsaktan geçiremez.

Bağırsak tıkanıklığı oluşması durumunda, tıkanmanın gerçekleştiği bölümün arkasında kalan yerde sıvı ve katı atıklar, mide asitleri ve bir miktar gaz yığılır. Tıkanmanın boyutuna ve yığılan maddelerin miktarına göre bağırsak yırtılması meydana gelebilir. Bu durumda vücut için çok zararlı olan bu maddeler iç organlarınıza temas edecek biçimde yayılabilir. Hayati tehlike de bu süreçte başlar. Bu yüzden bağırsak tıkanıklığı oluşmadan önce engelleyici yöntemler kullanılmalıdır. Bağırsağın hayati bir biçimde tıkanmasına neden olabilecek durumlara karşı önlem alınmalıdır.  

bağırsak tıkanıklığı
bağırsak tıkanıklığı belirtileri nelerdir? nasıl açılır? 58

Bağırsak Tıkanıklığı Nedenleri

Bağırsak tıkanıklığı nedenleri birçok durumun kompleks bir araya gelişini içerebilir. Her hastalıkta olduğu gibi bağırsak tıkanıklığında da erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi bağırsak tıkanıklığı ölümcül sonuçlara yol açabilir. Tıkanıklık kısmi ise ameliyat edilmeden de tedavi edilebilir. Ancak bağırsağın tamamı tıkandıysa ameliyat kaçınılmaz olabilir. Bağırsak tıkanıklığına neden olan durumlar ise fiziksel ve fiziksel olmayan tıkanma şeklinde iki ayrı başlıkta incelenebilir.

  • Fiziksel Tıkanma
  • Eğer abdominal ya da pelvik ameliyatlar geçirdiyseniz sonrasında, ameliyat geçirmediyseniz iltihaplar yolu ile gelişebilen fibröz dokularda gözlemlenen adezyonlar
  • Bağırsakların boğumlarında ya da başka bir bölgesinde bükülmeler
  • Bağırsağın herhangi bir bölümü ile bir bölümünün birbirine dolanması ya da bir bölümün konum değiştirmesi (itme yolu ile)
  • Bağırsak içinde oluşabilen malformasyonlar (çoğunlukla yeni doğmuş bebeklerde gözlemlenir ancak çocuklar ve gençlerin de bu durumu yaşaması muhtemeldir)
  • Bağırsaklarda meydana gelmiş tümörler
  • Safra kesesinde taş oluşumuna bağlı tıkanmalar
  • Genellikle çocuklarda rastlanılan yabancı cisim yutulması durumu
  • Bağırsakların bir bölümünün vücudun dışına çıkması
  • Enfeksiyonlara neden olabilecek Crohn hastalığı
  • Yumurtalık kanseri
  • Kolon kanseri
  • Bağırsakta yara ya da enfeksiyonlar sonucu kolon daralması
  • Fiziksel Olmayan Tıkanma
  • Abdominal ya da pelvik cerrahi işlemi
  • Gastroenterik ya da apandisit kaynaklı enfeksiyon
  • Ağrı kesici olarak kullanılan opioid gibi bazı ilaçlar
  • Elektrolit yapıda dengesizlik
bağırsak tıkanıklığı
bağırsak tıkanıklığı

Bağırsak Tıkanıklığı Teşhisi

Bağırsak tıkanıklığında teşhis nasıl konur? Öncelikle bir uzman doktor tarafından muayene edilmeniz gerekir. Doktorunuz muayene sırasında karnınıza temas eder ve baskı uygulayabilir. Ayrıca bağırsak hareketliliği ve durumu ile ilgili bilgi alabilmek adına stetoskop yardımı ile karnınızı dinleyebilir. Doktorunuz, karnınızın herhangi bir bölümünde bağırsağın tıkanıklığı ihtimalini düşündüren bir yumru arar. Bunun dışında da bağırsakların çıkardığı seslere göre durumu analiz edebilir. Bütün bunlar doktor muayenesi sürecidir. Daha sonra ayrıntılı tetkikler yapılabilir. Bunlar:

  • Kan sayımı,
  • Karaciğerin, böbrek fonksiyonlarının ve elektrolit dengesinin kontrolü için kan testleri,
  • Röntgen ile bağırsaklarınızın görüntülenmesi
  • Bilgisayarlı tomografi
  • Lavman

Kolonoskopi (Kolonoskopi işleminde kalın bağırsak kontrolü yapılmaktadır. Ucunda aydınlatıcı olarak ışık bulunan küçük ebatlarda bir tüp ile bağırsaklarınız görüntülenebilir.)

Bağırsak Tıkanıklığı İçin Keten Tohumu

Bağırsak tıkanıklığı tedavisinde keten tohumu kullanmak etkili bir yöntemdir. Keten tohumu ile hazırlayabileceğiniz basit bir kür ile bağırsaklarınızın hareketlerini düzenleyebilir ve tıkanıklığını açabilirsiniz.

bağırsak tıkanıklığı
bağırsak tıkanıklığı belirtileri nelerdir? nasıl açılır? 59

Bağırsak tıkanıklığı için keten tohumu kürü: Çekilmiş keten tohumu kullanılır. Keten tohumu taze çekilmiş olmalıdır. 1 çay kaşığı kadar keten tohumunu bir bardak su ile tüketebilirsiniz. Bu sayede bağırsaklarınız çalışmaya başlayacak ve tıkanıklığı da tarih olacaktır. Daha ciddi bir durum varsa doktora mutlaka başvurulmalıdır.

Keten tohumunun yanı sıra kıvırcık labada da bağırsak tıkanıklığını açmak için kullanılan bir diğer yöntemdir. Kıvırcık labada bağırsak hareketliliğini artırır ve tıkanıklığa neden olan atık maddelerin dışarı atılmasına yardımcı olur. Kıvırcık labada kapsülleri piyasada oldukça yaygın bir şekilde bulunmaktadır. Bağırsaklarınız ile ilgili herhangi bir ciddiyet sezmeniz durumunda bir uzman doktora başvurmak sağlığınız için en iyisi olacaktır.

Kaynak: mayoclinic / medlineplus

Çiçek Balı Faydaları Nelerdir?

çiçek balı faydaları

Çiçek balı faydaları, diğer ballardan farklı olarak doğal antioksidan ve antienflamatuar kaynağıdır. Yani oksidasyonu ve enfeksiyonu önleyici özelliklere sahiptir. Çiçek balının bu özellikleri onu doğal bir bağışıklık sistemi güçlendirici besin hâline getirmiştir. Çiçek balı; soğuk algınlığına karşı etkili bir savaşçı, enfeksiyon oluşumuna engel olan bir güç mekanizması ve boğaz ağrılarına iyi gelen bir ilaç şeklinde düşünülebilir. Ayrıca vücutta dış etkenler kaynaklı oluşabilecek hasarlara karşı da önemli ölçüde koruma sağlayabilir. Bunu, güçlü bir vücuda sahip olmamızı sağlayarak yapar. Çiçek balı faydaları bütün bu nitelikleri göz önüne alındığında oldukça fazladır.

Pastörize Edilmemiş Bal

Bu arada çiçek balının dışında kalan diğer bal türlerinde benzer yararlı özellikler mevcut olabilir. Ancak burada bir parantez açmamız gerekir. Marketlerden paketli olarak satın alma imkânı bulduğumuz ballara genellikle pastörizasyon işlemi uygulanmıştır. Pastörize edilerek piyasaya sürülen çiçek balı, bütün bu özelliklerinin birçoğunu kaybeder ya da etkileri azalır. Dolayısıyla pastörize ya da süzme işlemlerimden geçmiş bir çiçek balından aynı etkileri beklemek pek mantıklı değildir. Bu açıdan bakıldığında işlenmemiş çiçek balı faydaları, balın paketli ürüne dönüşmesi sonrası önemli ölçüde azalır. Konuyu ayrıntıları ile ifade etmek gerekirse biraz da çiçek balının tam olarak ne olduğundan bahsedelim.

cicek bali faydalari 1 1
çiçek balı faydaları

Çiçek balı nedir?

Çiçek balı nedir? Çiçek balı tarih boyunca birçok kültürde ilaç olarak kullanılmıştır ve dolayısıyla da tıbbi bir yönü vardır. İnsan sağlığına olan katkıları göz ardı edilemeyecek çoktur ve bu yüzden tedavilerde kullanılması oldukça yaygınlaşmıştır. Özellikle de yaraların tedavi edilmesinde günümüzde bile tercih edilen bir ilaçtır. Balın bu tedavi edici özelliklerinin hepsi, pastörizasyona ya da süzme işlemine tabi olmamış çiçek balı için geçerlidir. Kendine özgü tedavi edici nitelikleri ile çiçek balı, diğer bal türlerinden ayrılır.

Herhangi bir marketin rafında yer alan balların çoğu pastörize edilmiştir. Balın pastörizasyonu sırasında bal yüksek sıcaklıklara maruz bırakılır ve raf ömrü bu sayede uzatılmış olur. Doğal bal kristalleşir. Kristalleşmenin gerçekleşmesinin önüne geçmek ve daha uzun süreler tüketilebilmesini sağlamak için de bal pastörize edilir. Çiçek balı bu işlemler sonrası önemli birçok özelliğini yitirir. Rengi ve yapısı daha estetik hâle getirilir ancak tedavi edici birçok niteliği de ortadan kalkmış olur. Dolayısıyla vücuda yararlı besin değerlerinin de çoğu kaybolur.

Organik Çiçek Balı Faydaları

Organik çiçek balı faydaları ile doğal bir şifa kaynağıdır. Yüzyıllardır bilinen bir gerçeğin günümüzde de popülerliğini koruması bir tesadüf değildir. Bal, bir doğal tatlandırıcı olarak da kullanılmaktadır ancak böyle kısıtlı bir tüketim sürecinde bile birçok yarar sağlar. Enfeksiyonu önler, hastalıklara karşı vücudumuzun dirençli bir biçimde savaşmasına da yardımcı olur. Balı bir şeker alternatifi olarak değil, sofraların vazgeçilmezi olarak tüketmek gerektiğini dünyaca ünlü birçok immünolog tavsiye etmektedir. Bağışıklık sistemini adeta bir zırha çeviren bu mucizenin yararlarının farkında olmak hepimiz için gereklidir.

Diğer ballara nazaran daha faydalı olmasının sebebi organik çiçek balı içerisinde herhangi arındırıcı kimyasalın bulunmamasıdır. Organik çiçek balı doğal ortamda yetişen çiçeklerin arılar ile birlikte döllenmeleri sürecinden elde edilen baldır. Dolayısıyla bu bal kovanlardan çıkarıldığı gibi kalır. Daha tortulu bir görünüme sahiptir. Dolayısıyla marketlerdeki ballar gibi pürüzsüz bir görünümü yoktur.

Organik çiçek balı faydaları ile insanlara yüzyıllar boyu şifa olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.

cicek bali faydalari 1 2
çiçek balı faydaları

Kestane Balının Faydaları

Kestane balının faydaları içeriğinde bulunan yüksek miktarda mineraller ile antioksidan ve antibakteriyel özelliklerinden gelir. Oldukça aromatik bir lezzete sahip bu eşi benzeri bulunmayan baş birçok hastalığa karşı etkili bir ilaçtır. Tarçın gibi bir diğer mucizevi lezzetle birlikte kullanıldığında vücuda olumlu etkileri kısa bir zamanda ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında kestane balının faydaları ise şöyle sıralanabilir:

  • İçeriğinde yüksek miktarlarda früktoz bulunur. Bu açıdan kullanıldığında vücuda eşi bulunmaz bir enerji verir. Yorgunluğu alarak yerine enerjik bir vücut armağan eder.
  • Sivilce birçoğumuz tarafından şikâyet edilen bir cilt sorunudur. Kestane balı cilt iyileştirici özelliği ile de yüzünüzü sivilcelerden arındırır. İçine yulaf unu katılarak hazırlanan kestane balı maskesi sivilce sorunları için ideal bir çözümdür.
  • Antioksidanlar bakımından muhteşem bir kaynaktır. Antioksidanlar vücudunuzu hastalıklara karşı koruyan birer silahşordur. Kestane balı ile hastalıklara karşı bir bodyguardı tutmak hiç de zor değil.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara yakalanma risklerini en aza indirir.
  • Antibakteriyel özelliklidir. Bakterilere karşı hazırlıklı bir vücuda sahip olmak kestane balı ile mümkündür.
  • Bol miktarda mineralin yanı sıra B ve C vitaminler ile demir, kestane balının içindeki bin bir yararlı bileşikten bazılarıdır. Kaslara ve kemiklere dayanıklılık kazandırmak onun işidir.
  • Kan dolaşımını hızlandırır.
  • Karaciğer ve mide kaynaklı hastalıkların tedavi edilmesinde kullanılabilir.
  • Kalp hastalıkları riskini en aza indirir. Bunu, kolesterol düşürücü özelliği ile gerçekleştirir.
  • Kalp atımını düzenler.
  • Öksürüğe ve bademciklerin iltihaplanmasına karşı iyi bir silahtır.
  • İltihap önleyici özelliğini eklemleri iyileştirici gücü ile de gösterir.
  • Göz hastalıklarının tedavisinde de önemli ölçüde etkilidir. Katarakta yakalanma risklerini de en aza indirir.
  • Sindirim sisteminin düzenli çalışmasında etkilidir. Bu açıdan kabızlık sorununa çare olması için yaygın bir şekilde kullanılır.
  • Düzenli bir beslenme alışkanlığı ile birlikte tüketildiğinde kilo vermeye yardımcıdır. Çünkü düzenli egzersizle bol miktarda yağ yakabilmeniz için gereken enerjiyi kestane balından alabilirsiniz.
cicek bali faydalari 2 1
çiçek balı faydaları

Çiçek balı mı çam balı mı?

Çam balı birçok özelliği ile çiçek balından ayrılır. İkisinin de kendine has özellikleri vardır ve ikisi de sağlığa çok faydalıdır. Çam balı, çam dışkısına arılar tarafından karıştırılan enzimler sayesinde meydana gelir. Oluşum biçimi de bu yüzden çiçek balından çok farklıdır. Çam balı da tıpkı çiçek balı gibi doğal bir mineral kaynağıdır. Ayrıca antioksidanlar bakımından da oldukça zengindir.

Çam balı çiçek balına kıyasla dayanıklılığı ile de ünlüdür. Herhangi bir bozulma olmadan yıllar boyu taze kalabilir. Bu yüzden saklama koşulları çiçek balına göre daha kolaydır. Çiçek balından daha koyu bir kıvama ve renge sahiptir. Ayrıca içinde bulunan şeker miktarı da (glikoz, früktoz) çiçek balına göre daha azdır. Dolayısıyla tat bakımından da çiçek balından ayrılır. Aromatik bir tat onda da vardır ancak çiçek balından daha az şekerli bir tat verir. Aminoasitler, mineraller, enzimler ve antioksidanlar bakımından çiçek balından yaklaşık olarak on kat daha zengindir. Fakat organik bir içeriği sahip oldukları takdirde ikisi de iyileştirici ve koruyucu gücü ile ön plana çıkar.

Kaynak: healthline / everydayhealth

Akgünlük: Dumanı Bile faydalı

akgünlük

Boswellia olarak da adlandırılan akgünlük, akgünlük ağacının mucizevi bir hediyesidir. Akgünlük ağacından elde edilen nebati özlerden oluşur ve yüzyıllardır özellikle Hindistan’da tıbbi amaçla kullanılmaktadır. Antienflamatuar özelliğiyle enfeksiyonların önlenmesinde ve oluşan enfeksiyona karşı da tedavi edici olarak tercih edilir. Yapılan klinik araştırmalar doğrultusunda ulaşılan sonuçlar akgünlük için iltihap savaşçısı lakabını uygun görmüştür. Genellikle tıbbi literatürde de bu lakabıyla nam salmıştır. Kireçlenmeye, romatizmaya, astıma ve enfeksiyonel bağırsak hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.

Akgünlük ne işe yarar?

Akgünlük ne işe yarar? Kemik ve eklem rahatsızlıkları ile ilgili yürütülen birçok araştırma akgünlükte bulunan bozvelik asidin ön plana çıktığını göstermiştir. Bozvelik asit vücudun belirli yerlerinde, özellikle de kemik ve eklemlerde meydana gelen iltihaplanmalara karşı etkilidir. İltihap oluşumunu tetikleyen lökotrien adlı bir tür molekülün baskılanmasında rol oynadığı kanıtlanmıştır. Lökotrienler de bu arada astım hastalığına neden olabilmektedirler. Akgünlük bilindiği gibi astıma da çok iyi gelmektedir.

Akgünlük sakız olarak da temin edilebilmektedir. Akgünlük ağacının reçinesinde bulunan dört asidin enfeksiyon önleyiciliği de çeşitli klinik deneylerde kanıtlanmıştır. Bu dört farklı asidin aynı şekilde lökotrien üretimini tetikleyen enzimlerin engellenmesini sağladığı bir gerçektir.

akgünlük
akgünlük: dumanı bile faydalı 68

Akgünlük nasıl kullanılır?

Akgünlük piyasada farklı tiplerde bulunabilir. Bu tipler arasında haplar, akgünlük sakızı ve kremler yer almaktadır. Akgünlüğün mucizevi özelliklerinden üretildiği hangi form aracılığı ile yararlanmak istiyorsanız kullanma talimatları önemlidir. Genellikle akgünlüğün hapı günde iki ila üç kez alınabilmektedir. Hapların dozları da çoğunlukla 300 ila 500 mg arasında değişmektedir. Uzmanların önerileri de zaten bu dozlar içindir. Akgünlük sakızı kullanımı biraz daha farklıdır. İstenildiğinde çiğnenebilir. Toz haline getirilerek yutulabilir ya da aynı toz formu krem hâline getirilerek ağrılı bölgelere uygulanabilir. Akgünlük kremi yapılan araştırmalara göre eklem romatizması ve ağrılarına iyi gelmektedir. Aynı şekilde hap ve sakız formları da genellikle bu hastalıkların tedavisi için kullanılmaktadır.

Akgünlük ne için kullanılır?

Akgünlük enfeksiyon önleyici özelliklerinden dolayı hemen etki edecek bir ağrı kesici olarak da kullanılmaktadır. Ayrıca yukarıda da söylediğimiz gibi eklem ağrılarına, eklem romatizmasına, iltihaplı hastalıklara, kıkırdak dokuların onarımına, astıma ve kansere iyi gelmektedir. Yine akgünlüğün enfeksiyon önleyici içeriği ile enfeksiyon kaynaklı kıkırdak kayıplarını önleyebilmektedir.

Son yıllarda kanser ile ilgili araştırmalar yürüten bir grup uzman kadro, akgünlüğün kan kanseri (lösemi) ve meme kanseri gibi kanser türleri için de tedavi edici özellikleri olduğunu gözlemlemişlerdir. Kanser önleyici ya da kanser tedavisinde kullanılma metotları hâlâ araştırılıyor olsa da bulgular umut vadeden türdedir.

Bunların dışında akgünlüğün doktorlar tarafından reçete edilmiş enfeksiyon ilaçlarıyla etkileşimde bulunduğu da ortaya konmuş bir gerçektir. Reçeteli ilaçların etki mekanizmalarını azalttığı gözlemlenmiştir. Bu yüzden enfeksiyon önleyici ilaçlar ile birlikte kullanılmaya karar verildiyse mutlaka bir uzmandan bu konu hakkında bilgi almanız önerilmektedir.

akgünlük
akgünlük: dumanı bile faydalı 69

Akgünlük Faydaları

  • Kireçlenme: Bozvelik asit bakımından zengin akgünlük, faydaları ile adından günümüzde de oldukça sık söz ettirmektedir. Kireçlenmeye iyi geldiği, osteoartrit tedavisi gören bir grup üzerinde araştırma yürütülürken fark edilmiştir. Eklemlerdeki iltihaplanmanın ve ağrıların önüne geçtiği kanıtlanmıştır.

Ayrıca 2003 yılında yayımlanan klinik bir araştırmaya göre de diz ağrılarından yakınan bir grup tarafından akgünlük hap şeklinde kullanılmış ve diz ağrıları geçirilmiştir. Eklemlerdeki enfeksiyonlarda da önemli ölçüde bir azalma olduğu ortaya çıkmış, akgünlüğün daha ayrıntılı incelenmesine karar verilmiştir. Akgünlüğün kireçlenmeye iyi geldiğinin fark edilmesi olayı, verdiği olumlu sonuçlar bakımından tıp dünyasını şaşırtmıştır.

  • Romatizma: Romatizma tedavisi için de kullanılabilen akgünlüğün bu konudaki çalışmaları hâlâ devam etmektedir. Romatologların birçoğu tarafından önerilen bu bitki, eklemlerde meydana gelen ödemlerin azaltılmasında da etkili bir tedavi yöntemidir. Ayrıca bağışıklık sistemine de bazı olumlu katkıları olduğu ortaya çıkan akgünlüğün bu sayede enfeksiyon önleyici özelliğinin dışında, serbest radikallere (virüs, bakteriler vb.) karşı etkili olduğu da kanıtlanmıştır.
  • Astım: Akgünlüğün astımı tetikleyen lökotrienlerin baskılanmasında önemli bir rol oynadığını söylemiştik. 1998 yılında yürütülmüş tıbbi bir araştırma grubuna göre, akgünlüğün astım üzerindeki etkileri olumlu gözlenmiştir. Yapılan araştırmada astım hastalığından şikâyetçi olan katılımcıların hastalık şiddetlerinde azalma görülmüştür. Çünkü akgünlük bir tedavi edici olarak kullanılmış, düzenli olarak katılımcılara verilmiştir. Ayrıca yine bağışıklık sisteminin çalışma niteliğini güçlendirici özellikleri ile de alerjik astımın şiddetini azalttığı ya da alerjik astımı tamamen tedavi ettiği gözlenmiştir.
  • Kanser: Bozvelik asitlerin kanserin ilerleyişini durdurup durdurmadığına ilişkin bazı klinik araştırmalar yapılmıştır. Yapılan araştırma sonuçları ile kanserin yayılımını engelleyici etkileri kesinleşmiştir. Akgünlüğün kanser önleyici ve kanseri tedavi edici özelliği de DNA’nın yapısını bozabilecek hücrelerin gelişimini engellemesi sayesinde keşfedilmiştir. Bunlar hem lösemi hem de meme kanseri için geçerli etkilerdir.
akgünlük
akgünlük: dumanı bile faydalı 70

Kanser hücreleri vücuda dâhil olduklarında sağlıklı hücrelerin DNA’larını değiştirirler. DNA’sı değişen her hücre, kanser hücresinin aynısı olan bir kopyaya dönüşür ve çoğalmaya başlarlar. Akgünlük işte bu kanser hücrelerinin sağlıklı hücrelerin DNA’sına etki etmelerine engel olur. Ayrıca DNA kopyalama sürecine engel olmakla kalmaz, hücrelerin yok edilmesine katkıda bulunmak için de onlarla savaşır. Devam eden çalışmalar gösteriyor ki umut vadeden sonuçlarla karşılaşmamızı sağlayacaklar.

Source: healthline / ncbi.nlm.nih

Fındığın Faydaları

findigin faydalari 4

Fındığın faydaları mucizevi bir şekilde içinde bulunan vitamin, mineral ve antioksidanlardan ileri gelir. Genellikle kuruyemiş olarak tüketilen fındık çiğ ya da kavrulmuş olarak çok lezzetlidir. Unlu mamuller ve yemeklerde de sıklıkla kullanılan fındığın faydaları dünyanın birçok yerinde yapılan sağlık çalışmalarıyla kanıtlanmıştır.

Kolesterole, yüksek kan basıncına, enfeksiyona ve yüksek şekere iyi gelen fındığın saymakla bitmeyen faydalarını makalemizde ayrıntılarıyla ele aldık.

Fındığın Kısa Tarihçesi

Düzenli beslenmenin en önemli kurallarından biri de yiyecek ve içeceklerin zaman içinde niçin kullanıldıklarını bilerek onları tüketmektir. Fındığın tarih boyunca birçok kesim tarafından benimsendiği ve hastalıkların tedavisinde kullanıldığı da göz önüne alınırsa tüketimi için tereddüde gerek kalmaz. Tarihten günümüze popülaritesini her çağda korumuş olan fındığın geçmişi oldukça eski çağlara dayanmaktadır.

Likörler ve kahveler için aroma artırıcı olarak kullanılmasının yanı sıra yağından da yemeklerin yapımında faydalanılırmış. Ayrıca antioksidan bakımından çok zengin bir yapıya sahip olan fındık vejetaryen ve veganlar tarafından da ilgi odağıdır. Günlük alınması gereken protein miktarının %30’unu karşılayabilen fındık içeriğindeki diğer yararlı bileşenlerle oldukça besleyicidir. Bu yüzden tarihte de gerek çiğ, gerek kavrulmuş, gerek de yağı ile önemli bir yemiş olarak konumunu güçlü bir şekilde korumuştur.

fındığın faydaları
Fındığın faydaları

Fındıkta hangi vitaminler var?

Kesinlikle kolesterol ve sodyum içermeyen fındıkta hangi vitaminler ve mineraller var? Günlük yağ ihtiyacının yaklaşık %93’ünü temin edebileceğiniz tek sağlıklı besin kaynağı fındığın içinde bulunanlar şöyledir:

100 gram fındık:

  • Lifli bir yapıya sahip olduğu bilinen fındıkta bulunan lif miktarı: 9.7 g
  • Protein: 15 g’lık bir protein deposudur.
  • Yağ: 60,75 g
  • Karbonhidrat: 16,70 mg
  • Kalsiyum: 114,0 mg
  • Demir: 4,70 mg
  • B6 Vitamini 0,563 mg
  • E Vitamini: 15,03 mg
  • K Vitamini: 14,2 mikrogram (mcg)
  • Bakır: 1,725 mg
  • Magnezyum: 163 mg
  • Manganez: 6,175 mg
  • Fosfor: 290 mg
  • Potasyum: 680 mg
  • Selenyum: 2,4 mcg
  • Çinko: 2,45 mg

Fındık bağırsaklara iyi gelir mi?

Fındık diyet lifi bakımından oldukça zengin bir yemiştir. İçinde bulunan diyet lifinin vücuda alınması durumunda bağırsaklar daha iyi çalışır. Bağırsakların düzenli çalışmasına katkıda bulunması ile sağlıklı bir boşaltım sistemine sahip olmanızı sağlar. Bu özelliği ile kabızlığın önlenmesinde önemli bir yeri vardır.

Ünlü diyetisyenler tarafından yürütülen araştırmalar ışığında yapılan günlük diyet lifi tüketimi önerisi kadınlar için (31-50 yaş aralığı) 25,2 gram ve erkekler için (31-50 yaş aralığı) 30,8 gramdır. Hem erkekler hem de kadınlar tarafından günlük diyet lifi tüketimi vücut sağlığı için önemlidir.

fındığın faydaları
Fındığın faydaları

Fındık Yiyerek Zayıflama

Fındık yiyerek zayıflama konusu üzerine yapılan klinik araştırmalar birçok insanda bu durumun işe yaradığını göstermiştir. Kilo vermek ya da ideal kilonun korunması ile ilgili herhangi bir diyet yapıyorsanız beslenme düzeninizde mutlaka fındık da olmalıdır.  

2018 tarihli bir araştırmaya göre en çok tüketilen unlu mamul olan ekmeğin tüketiminin azalması ile obezite riski arasında bir bağlılık olduğu ortaya çıkmıştır. Günlük ekmek tüketimi ne kadar az olursa obeziteye yakalanma riski de o kadar azalmaktadır. Aynı çalışma, fındık tüketimi diğerlerine göre daha fazla olanların ekmek tüketimleri diğerleri ile aynı olmasına rağmen obeziteye yakalanma risklerinin daha az olduğunu da ortaya koymuştur. Günlük önerilen fındık tüketim miktarına uyulduğu takdirde kilo almaya yatkınlık azalır.

Fındığın Cilde Faydaları

Fındık hücrelerin oksidasyona uğrama riskine karşı alınabilecek etkili bir önlemdir. Hücrelerin canlılığını korumalarını sağlayan fındık bu özelliğiyle cildin kendini yenileme süreçlerine yardımcı olur. Dışarıdan gelebilecek ve serbest hâlde bulunan, gözle görülemeyen bakterilere karşı korunmak için düzenli fındık tüketimi gerekir. Böylece hücrelerin hasar görmesine neden olabilecek oksidasyon riskinden de cilt korunmuş olur.

Ayrıca yapısında E vitamini de bulunan fındık bu yönüyle de önemli bir antioksidan olarak karşımıza çıkar. E vitamini bunun dışında kanser hücrelerinin oluşumuna karşı da vücudu korur ve kansere karşı etkili bir silahtır.

Fındık kolesterole iyi gelir mi?

Fındık yemenin kolesterolü düşürdüğü bir gerçektir. Kolesterol özellikle kalp kaynaklı birçok hastalığa neden olabilecek bir bileşendir. Düzenli ve yeterli miktarda fındık tüketmenin kolesterolün dengelenmesine yardımcı olduğu klinik deneylerle kanıtlanmıştır.

2013 yılı içerisinde yapılan bir araştırmaya göre fındığın başat rol oynadığı bir diyet, araştırmaya katılanlar tarafından uygulanmıştır. Bu diyet uygulanmaya başladıktan haftalar sonra yapılan testlerde katılımcıların kolesterollerinin düşme eğilimde olduğu gözlemlenmiştir. Kolesterolün kalp sağlığını hayati oranda etkilemesine engel olmak için fındık tüketilmelidir.

Ayrıca uzun bir süre devam eden aynı araştırmanın 3 yıl sonraki verilerinde ise katılımcıların kilolarında bir değişim yaşanmadığının gözlemlenmesi önemlidir. Bu, fındığın ideal kilonun korunmasını sağladığı anlamına gelir ki etkili bir form tutmanın en iyi yollarından biri olarak onu öne çıkarır.

fındığın faydaları
Fındığın faydaları

Fındık ve Diyabet Hastalığı

Her gün bir avuç kadar fındık ya da bir tatlı kaşığı şekersiz fındık ezmesi diyabet hastaları için oldukça sağlıklıdır. İnsülin duyarlılığı söz konusu diyabet olduğunda çok önemlidir. Yapılan bir araştırmaya göre düzenli ve yeterli miktarlarda tüketilen fındığın insülin duyarlılığını artırmaktadır. Çok tehlikeli bir hastalık olan Tip-2 diyabet, insülin duyarlılığındaki düşüşün sonucunda gerçekleşir. Bu yüzden Tip-2 diyabete yakalanma riskinden korunmak için fındık tüketilmelidir.

Fındığın Kalbe Yararları

Fındık, kalp sağlığının sürdürülebilirliği için önemli bir besindir. Kardiyovasküler sistemde yaşanması olası risklere karşı da iyi bir önlemdir. Damar sağlığının iyileştirilmesi ve damarlar kaynaklı sorunlara yakalanma riskinin düşürülmesi için fındık tüketimine dikkat edilmelidir.

Fındık Enfeksiyonu Önler

Dengeli bir beslenme düzeninde fındığın da bulunması vücutta enfeksiyonların oluşumuna karşı etkilidir. Enfeksiyon kaynaklı hastalıklara yakalanmamak için vücut fındık ile takviye edilebilir.

Fındık sperm sayısını arttırır mı?

Cinsel performansa ve sperm sayısına yaptığı olumlu katkılar ile bilinen fındık bu konudaki birçok araştırmaya konu olmuştur. Yapılan birçok araştırma göstermiştir ki; içinde fındığın da bulunduğu bir miktar kuruyemiş tüketmek, sperm sayısında ve kalitesinde olumlu etkiler yapar.

Source: stylecraze / draxe / healthline / medicalnewstoday

Kuşkonmazın Faydaları

kuşkonmazın faydaları

Latince Asparagus ismi ile de anılan zambakgillerden bir bitki kuşkonmazın faydaları onu popüler hâle getirmiştir. İki yüzden fazla türü bulunan kuşkonmaz familyasında bazı türler süs bitkisi, bazıları da aranjman olarak kullanılmaktadır. Ancak asıl ünü tüketilmeye başladıktan sonra iyi geldiği hastalıklarla yaygınlaşmıştır.

Yaklaşık olarak 2500 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin edilen kuşkonmaz mızrağa benzeyen uçlara ve yeşil bir renge sahiptir. Büyük çoğunlukla bahar mevsimi ile birlikte toplanırlar ve birçok şekilde tüketilebilirler. Kuşkonmazın faydaları kanserle mücadeleden boşaltım sistemine kadar uzanır. Makalemizde kuşkonmaza dair tüm ayrıntıları öğrenebilirsiniz.

Kuşkonmazın tadı nasıldır?

Kuşkonmazın en çok tüketilen türleri farklı tatlara sahiptirler. Yeşil kuşkonmazların inceleri kokuları ile ünlüdür ve yoğun bir kokuya sahiplerdir. Ayrıca lifli bir yapıları vardır. Yeşil kuşkonmazların kalınlarında ise lezzet biraz daha farklıdır. Daha kolay çiğnenebilir olanları kalın kuşkonmazlardır çünkü daha az lifli bir yapıya sahiptirler.

Yeşil kuşkonmazın yanı sıra beyaz kuşkonmaz da vardır. Bu türde ise lifli yapı kendini sert ve sulu bir hâle bırakır. Ayrıca toprağımsı tat da daha acılaşır. Beyaz kuşkonmazın tadı acıdır. Ayrıca beyaz kuşkonmazın yetiştirilmesi sürecinde daha fazla emek sarf edilir. Dolayısıyla beyaz kuşkonmazın yetiştirilmesi daha zahmetli ve zordur. Bu da temin edilmesi için gereken maliyeti biraz artırır. Yeşil kuşkonmaza göre fiyatı biraz daha fazladır. Ancak her ne olursa olsun kuşkonmazın tüketilebilir her türü vücuda birçok yarar sağlamaktadır.

kuşkonmazın faydaları
kuşkonmazın faydaları

En yaygın çeşidi yeşil kuşkonmaz ve bir diğer türü beyaz kuşkonmazın yanı sıra mor kuşkonmaz da vardır. Mor kuşkonmaz diğer türlerine göre daha tatlıdır. Tadı diğerlerine göre daha belirgin ve yoğundur.

Bu arada renk farklılıklarının doğmasının nedeni yetiştiriliş süreçleri ile alakalıdır. Örneğin beyaz kuşkonmazın beyaz olarak kalmasının nedeni yer altında yetiştiriliyor olmasıdır. Bitkilere yeşil rengini veren klorofilden güneş göremediği için mahrum kalan beyaz kuşkonmaz rengini bu duruma borçludur.  

Kuşkonmazda hangi vitaminler var?

Kuşkonmazın sahip olduğu besin değeri ile de ünlüdür. Dengeli bir beslenme süreci ile hayatınıza sağlıklı bir şekilde devam etmek için sofralarda kuşkonmazın mutlaka bulunması gerekir. Vücuda yarar sağlayan birçok bileşeni içeriğinde barındıran kuşkonmazda bulunanlar şu şekilde sıralanabilir:

  • DNA üretimi için kullanılan bir tür B vitamini folatlar
  • Kan pıhtılaşması için önemli bir görev üstlenen, dolaşım sistemi ve kemik sağlığının olmazsa olmazlarından K vitamini
  • Kas ve sinirlerin sağlıklı bir biçimde çalışmasını ve işlevlerini sürdürebilmesini sağlayan potasyum
  • Cilt, kemik ve bağ dokular için iyileştirici etkileri olan ve vücudun ihtiyacı olan demir emilimini sağlamaya yardımcı bir antioksidan C vitamini
  • Kemiklerin büyüyüp gelişmesinde, görme, üreme ve diğer hücre fonksiyonlarının iyileştirilmesi ile bağışıklık sistemi için önemli bir rol üstlenen A vitamini

Kuşkonmazın Besin Değeri

Bir porsiyon kadar kuşkonmazın içerdiği kalori ve besin değerleri ise şu şekildedir:

  • Bir porsiyon kuşkonmaz yaklaşık 13 kaloridir.
  • 1.5 gram protein (günlük vücut tarafından alınması gereken mijtarın %3’üne tekabül eder.)
    • gr yağ
  • 2.6 g karbonhidrat
  • 1.4 g lif (alınması gereken günlük miktarın %5.6’sı)
  • 135 miligram potasyum (günlük ihtiyacımız olan miktarın %2.9’u)
  • 3.8 mg C vitamini (günlük alınması gereken miktarın %6.3’ü)
  • 35 mikrogram folat (günlük alınması gereken miktarın %8.8’i)
  • 507 IU’luk miktarda A vitamini (günlük alınması gerekenin %10.1’i)
  • 27.9 mikrogram K vitamini (alınması gereken günlük miktarın %34.9’u)
kuşkonmazın faydaları
kuşkonmazın faydaları

Kuşkonmaz nasıl yenir?

Kuşkonmaz ister çiğ ister pişirilerek tüketilebilir. Eğer çiğ olarak tüketilecekse sert bir yapıya sahip olan sapları ince ince kıyılabilir ve çiğneme işlemi daha kolay hâle getirilebilir.

Bununla birlikte genelde kuşkonmazın pişirilerek yendiği kanısı yaygındır. Ancak çiğ olarak tüketildiğinde de oldukça besleyici bir sebzedir. Pişirerek yemenin avantajı da sert yapısının yumuşaması ve çiğnemeyi kolaylaştırması şeklinde açıklanabilir. Bu, sindirimi için de olumlu etkiler yaratır.

Hem pişmiş hem de çiğ olarak oldukça lezzetli bir sebze olan kuşkonmazın önce mızrağa benzeyen uçları çıkarılmalıdır. Bunun için bitki, uçlarından yaklaşık 2-3 cm kesilir. Uçları kesildikten sonra direkt ısırılarak da yenebilir ancak çiğnenmesi daha güç olacaktır. Bu yüzden bir soyucu ile ince lifler hâline getirilebilir ya da bir bıçak yardımı ile ince ince kesilebilir. Arzu edilirse de rendelenebilir ve çiğ olarak tüketilebilir.

Bunun dışında çiğ olarak tüketilmek istenen kuşkonmaz bazı işlemlerle pişirmeden de yumuşatılabilir. Sapların zeytinyağı ve limonlu bir karışıma ya da sirkeye yatırılması ve bekletilmesi yumuşaması için etkili bir yöntemdir. Bu sayede hem lezzetini artırmış hem de sindirimini de daha kolay hâle getirmiş olursunuz.

Kuşkonmaz nasıl pişirilir?

Çiğ de tüketilen kuşkonmaz nasıl pişirilir? Eğer kuşkonmazı çiğ değil de pişirerek de tüketmek istiyorsanız etkili bir antioksidan kaynağı buldunuz demektir. Pişirilen kuşkonmazın antioksidan bakımından daha da zengin hâle gelebildiğine dair birkaç önemli araştırma yapılmıştır. Ve kanıt şudur ki: Kuşkonmaz her iki durumda da; yani çiğken de pişmişken de bir antioksidan kaynağıdır. Ancak pişirme sırasındaki işlemlerle antioksidanlar bakımında daha zengin bir hâle gelebilmektedir.

Kuşkonmaz pişirilerek yenecekse birkaç farklı metot bulunmaktadır: Haşlanmış kuşkonmaz yapılacaksa pişirileceği kabın/tencerenin içine uçları temizlendikten sonra dik bir biçimde yerleştirilir. Sapının pişip gevreme süreci ile uçlarının pişme süreci farklı zamanlar almaktadır. Arzu edildiği takdirde direkt tencereye koymak yerine dikey yerleştirilebilecekleri bir kapta da pişirilebilirler. Bir kavanoza konulabilen kuşkonmazlar tencereye su doldurularak kaynar su ile birlikte haşlanabilir.

Source: simplyrecipes / cookieandkate

Zeytinyağlı Sabun Faydaları

zeytinyağlı sabun faydaları

Zeytinyağlı sabun faydaları ile düzenli kullanımlarda tüm ciltler için muhteşem sonuçlar sağlar. Özellikle içeriği ile cildin en derin tabakalarına dahi nüfuz edebilir ve sağlıklı bir görünüm elde etmenin kapısı sonuna kadar açılabilir. Cildinizin kırışıklıklardan, kuruluktan, aknelerden, lekelerden ve solgunluktan kurtulması için başvurabileceğiniz en iyi yollardan biri zeytinyağlı sabundur. Zeytinyağlı sabun faydaları son yıllarda yapılan klinik araştırmalar neticesinde dermatologlar tarafından da kanıtlanmıştır. Yaşlanmayı geciktiren ve cildinizin daha parlak, daha canlı bir görünüm kazanmasını sağlayan zeytinyağlı sabun aynı zamanda enfeksiyon önleyicidir. Bu muhteşem doğallıktaki sabunun faydaları tüm ayrıntılarıyla makalemizde.

Zeytinyağlı sabun nelere iyi gelir?

Zeytinyağlı sabunun nelere iyi geldiğini anlatmadan önce bu faydalı yapısını borçlu olduğu zeytinyağından bahsedelim. Zeytinyağı da bir bitkisel yağ çeşididir. Özellikle sızma zeytinyağları antioksidanlar bakımından çok zengindir ve birçok vitamini de içinde barındırır. Özellikle Akdeniz ve Ege yöresi insanının sofralarından eksik etmediği zeytinyağının faydaları saymakla bitmez. Zeytinyağı düzenli tüketilmesi durumunda kalp, yüksek tansiyon, felç ve diğer hayati hastalıklara karşı güçlü bir koruma sağlar.

Zeytinyağı besin olarak tüketilmesinin yanında sürülerek de vücuda iyi geldiği kanıtlanmış bir bitkisel yağdır. Zeytinyağının cildin yenilenmesinde etkin bir rol oynadığı ve bu yüzden yaşlanmayı geciktirdiği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. Hücrelerin yenilenmesinde oynadığı bu aktif rol de cildin ve saçların sağlıklı bir görünüm kazanmasına katkıda bulunacağı anlamına gelir Bu yüzden zeytinyağlı sabunun faydaları da içinde bulunan yoğun zeytinyağından gelir. Zeytinyağlı sabun kullanımlarında cildinizin gençleştiğini ve saçlarınızın daha dinç bir görünüm kazandığını görebilirsiniz.

Ayrıca saç derisinde enfeksiyon oluşumuna karşı önlem almak için de zeytinyağı sabunu kullanılabilir. Zeytinyağlı sabun saç derisini besleyici etkisiyle enfeksiyonların önlenmesinde önemli ölçüde etkilidir.

zeytinyagli sabun faydalari 2 1
zeytinyağlı sabun faydaları 81

Zeytinyağlı Sabun Cilde Faydaları

Zeytinyağlı sabunun cilde faydalarını şu maddeler hâlinde açıklamak mümkündür:

  • Zeytinyağlı sabun yaşlanma karşıtı doğal bir üründür: Yapısında bulunan polifenol ve oleik asit ile zeytinyağı cildin rengini ve yüzeyini iyileştirici etkisiyle ön plana çıkar. Bu sayede yaşlanmaya karşı etkili bir savaş açabilen zeytinyağlı sabun cildi genç tutmak için kullanılabilir. Cilde pürüzsüz ve dolgun bir görünüm vermek için oldukça etkili bir yöntemdir. Ayrıca besleyiciliğiyle zamanla cildin kaybettiği yağı ve nemi de cilde yeniden kazandırır ve kuruluğu önler.
  • Zeytinyağlı sabun kuru ya da yağlı fark etmez, her cilt tipi için uygundur: Zeytinyağlı sabun diğer kozmetik ürünlerden bu yönü ile ayrılır. Çocuk, genç ya da yaşlı her insan grubunun cildi için uygundur. Ayrıca zeytinyağlı sabun hipoalerjenik bir yapıdadır. Bu yapısıyla ciltte herhangi bir yan etkiye sebep olmaz. En hassas yapıya sahip olan cildin bile tahriş olmadan iyileştirilmesine yardımcı olur. Zeytinyağlı sabunun yararlı bileşenleri cilt tarafından emilir ve bu bileşenler cilde derinlemesine nüfuz eder. Egzama ve sedef hastalığı gibi cilt problemlerine karşı da güvenle kullanılabilir.
  • Cilt için önemli bir antioksidandır: Zeytinyağlı sabunda bol miktarda antioksidan bulunur. Antioksidanlar bakımından zengin yapısıyla oksidasyonu önler ve ciltte olumsuzluklara yol açabilecek bakterileri önleyerek cildin daha sağlıklı olmasına yardımcı olur. Oksidasyondan korunmak için en iyi yöntemlerden biri de zeytinyağlı sabunun cilde düzenli olarak uygulanmasıdır. Zeytinyağı yapısı itibarıyla antioksidanlar sayesinde bu tür dış çevre kaynaklı tehlikelere karşı cilt için savaşır ve vücudun ihtiyacı olan proteinleri üretmesini sağlar. Bu sayede cilt pürüzsüz ve sivilcesiz bir görünüme kavuşur.
  • Zeytinyağlı sabunda birçok vitamin vardır: Zeytinyağlı sabun birçok vitamin açısından zengindir. Cildin beslenmesine ve daha iyi hissetmenize yardımcı olacak bu vitaminler görünümünüzün estetik bir hâl almasını sağlar. A ve E vitaminleri başta olmak üzere cildin ihtiyacı olan her bileşeni fazlasıyla almasına katkıda bulunur. Bunların dışında aynı zamanda yeni hücre oluşumunun desteklenmesini sağlayan ve bu sayede hücre yenilenmesi ile gençleşmeye yardımcı olan beta karotenler de zeytinyağlı sabunun içeriğinde bulunur.
zeytinyagli sabun faydalari 1 1
Zeytinyağlı sabun faydaları

Zeytinyağlı Sabun Saça Faydaları

Piyasada bulunan ve yaygın şekilde kullanılan bazı şampuanlar içeriklerinde özellikle farklı çeşitlerde kimyasallar barındırır. Bu kimyasalların kullanılma sebepleri arasında saça sağlık kazandırma amacından çok şampuanın bütünlüğünün korunması eğilimi daha fazladır. Bütün bu kimyasalların yoğun şekilde kullanıldığı kozmetik saç ürünleri zamanla saçın yıpranmasına katkıda bulunur. Yıpranan saçlarda gerçekleşen kopmalar ve dökülmeler de bu sürecin kaçınılmaz bir sonucudur. Bu yüzden tamamen doğal yollarla saçlarını temiz ve bakımlı bir hâle getirmek isteyenler zeytinyağlı sabun kullanmaktadırlar. Zeytinyağlı sabunun saçı besleyiciliği de yapılan birçok klinik araştırma sayesinde kanıtlanmıştır. Saçın ihtiyacı olan nemi geri kazanmasında ve saç derisinin kendisini yenilemesinde oldukça önemli bir rol oynar. Zeytinyağlı sabunla saçlarınıza sağlıklı ve parlak bir görünüm kazandırabilir, dökülmeleri ve kepeği önleyebilirsiniz.  

Eşek Sütü Sabunu

Bir tür zeytinyağlı sabun olan eşek sütü sabunu da oldukça besleyicidir. Eşek sütü ile elde edilen sabunların yapımı sırasında yapısına zeytinyağı da katılarak besleyiciliği katbekat artırılır. Eşek sütü sabunu diğer kozmetik saç ürünleri ile mukayese edildiğinde eşsiz bir yararla ön plana çıkar. Eşek sütü sabununun kremsi yapısı saça ve cilde kolaylıkla uygulanabilmesini sağlar. Ayrıca cilt tarafından kolaylıkla absorbe edilerek besleyicilik süreci çabucak başlatılmış olur. Bunun dışında hoş kokusu ve eşsiz içeriği ile de saç ve cilt bakım ürünleri arasında ayrı bir yeri olan eşek sütü sabunu son yıllarda çok popülerdir. Bunun nedeni de takdir edilmelidir ki cilt, saç ve saç derisine uygulandıktan sonra alınan mucizevi sonuçlardır.

Yaşlanmanın geciktirilmesi, aknelerin ciltte oluşumunun önüne geçilebilmesi, sivilcelenmenin önlenmesi ve pürüzsüz bir cilde sahip olunabilmesi için eşek sütü sabunu mutlaka denenmelidir.

Source: nourishedlife

Kalamarın Faydaları

kalamarın faydaları

İtalyanca kökenli calamari veya calamaro sözcüklerinden türemiş kalamarın faydaları oldukça fazladır. Kalamar bir tür deniz canlısıdır ve içeriğinde bulunan yararlı bileşenler onun besin değerini çok yüksek hâle getirir. Kalamarın anatomik yapısı ile ilgili de bilgi vermek gerekirse o bir kafadanbacaklıdır ve tıpkı ahtapot gibi birçok kolu bulunur. Sert bir kabuğu bulunmaz ve yumuşakça sınıfındadır. Kalamar kızartılarak servis edilmediği sürece sağlık için çok yararlı bir besindir. Kızarmış yiyeceklerin tüketimi konusunda birçok klinik araştırma bulunur ve kalamarın da kızarmış olarak tüketilmesi önerilmez. Ancak tadım yapılabilmesi elbette mümkündür. Bunların dışında kalamar tüketiminin birçok yolu vardır. Kalamarın faydaları hakkında birçok ayrıntıya değindik.

Kalamarın faydaları nelerdir?

Yukarıda da belirttiğimiz üzere kalamarın kızartılması besin değerleri açısından olumsuzlukları da beraberinde getirir. Zaten kolesterol bakımından zengin olan kalamarı bir yağda kızartmak onu kalp ve vücudun diğer organları için zararlı bir yağ deposu hâline getirir. Bunun dışında ızgara, sote ya da buğulama şeklinde kalamar tüketmek oldukça faydalıdır. Bu şekilde servis edildiği takdirde düşük kalorili, protein bakımından zengin ve diyet programları için de uygun bir besinle karşı karşıyasınız demektir.

kalamarin faydalari 1 1
kalamarın faydaları

Bu özelliklerinin dışında kalamarda bulunan bileşenler;

  • Demir
  • A vitamini
  • Kalsiyum
  • B-12 vitamini
  • Potasyum
  • Fosfor
  • Çinko

Şeklinde sıralanabilir. Birçok yararlı mineralin yapısında bulunduğu kalamarın faydaları bu kadarla sınırlı değildir.

Kalamar cinsel gücü artırır mı?

Evet, yapısında bulunan omega tipi yağ asitleri vücutta dopamin salgılanmasını tetikler. Bu durum klinik testlerle kanıtlanmıştır. Kalamarın afrodizyak etkisi de omega yağ asitlerinden ileri gelmektedir. Bu yağ asitleri vücutta meydana getirdiği değişiklikler ile cinsel gücü artırıcı etki yapabilir.

Erkek ve kadında omega yağ asitleri seksüel dürtüyü tetikleyici hormonların yapıtaşlarıdır ve damarların tıkanmasına engel oldukları da bilinir. Daha temiz bir damar, kan akışının daha kolay gerçekleşmesini sağlayan bir damardır ve bu da dolaşım sistemine etki ederek cinsel performansa katkıda bulunur. Dopamin salgılanmasına yaptığı etkiler ile de kalamar, enerji ve sağlıklı bir ruh hâli verir. Bu yönüyle de hem libidoya hem de cinsel performansa olumlu katkılarda bulunur.

Kalamarın Besin Değeri

Kalori / BesinMiktar
Kalori92 kcal
Karbonhidrat3,08 g
Yağlar1,38 g
  Doymuş yağ0,36 g
  Tekli Doymamış Yağ0.11 g
  Doymamış yağ0,52 g
    Omega-3 Yağ Asitleri0,50 g
    Omega-6 Yağ Asitleri0,01 g
Protein15,58 g
Kalamarın faydaları

Kalamarda Bulunan Vitaminler

VitaminMiktar
Riboflavin (B2)0.41 mg
Kobalamin (B12)1,30 mcg
Kolin65.0 mg
Niasin (B3)2.18 mg
C vitamini4.70 mg
E vitamini1.20 mg
Pantotenik Asit (B5)0,50 mg
Piridoksin (B6)0,06 mg
Tiamin (B1)0,02 mg
Folat5.0 mcg
A vitamini10 mcg
Kalamarın faydaları

Kalamar Takviyeleri

Kalamarın iyileştirici gücünden tam anlamıyla faydalanabilmek için onu yiyerek tüketmenin dışında kalamar yağı takviyeleri de mevcuttur. Bazı araştırmalar göre kalamar yağı bir diğer deniz ürünü balığın yağından daha yararlıdır. Bunun nedeni olarak da yağın direkt kalamardan değil, kalamarın yan ürünlerinden elde ediliyor olması öner sürülmektedir.

Günümüzdeki beslenme düzenlerinin tümünde yer alması önerilen kalamar yağı, içerdiği omega-3 yağ asitleri ile oldukça sağlıklıdır. Birçok birey tarafından, HDL olarak adlandırılan iyi kolesterole takviye yapılması için kullanılmaktadır. Ayrıca kalamar, diğer deniz ürünleri ile mukayese edildiğinde içerdiği cıva miktarı bakımından oldukça alt sıralardadır. Cıva zehirli bir maddedir ve deniz ürünlerinde zehirleyici olabilecek eşiklerde olmaması çok önemlidir. İçerdiği cıva miktarı bakımından da kalamar avantajlı bir besindir.

kalamarin faydalari 2 1
kalamarın faydaları 86

Kalamar nasıl yenir?

Kalamarın bütün bu kalp ve vücut dostu bileşenlerinden onu çeşitli şekillerde tüketerek faydalanmak mümkün. Yağda kızartmanın dışında güvenle önerilen kalamar yemekleri şu şekildedir.

Izgara Kalamar

Limon ve maydanozun da eşlik ettiği bu tarifte limon yerine limon suyu da kullanılabilir. Ve ayrıca taze baharatlar da tarifin bir diğer önemli ögesidir. Kalamarlar çok az bir zeytinyağı ile kısa bir süre sotelenir. Bu sayede kalamarın lezzeti de korunmuş olurken aynı zamanda doymuş yağ oranı da en düşük seviyede tutulur. Servis edilirken küçük küçük doğranmış maydanozlar ile lezzetine lezzet katabilirsiniz.

Fırında Kalamar

İçi derince bir kaba 2 adet orta boy kalamar konur. Kalamarlarla birlikte kabın içine bir şişe de maden suyu eklenir. Kapta maden suyu ile birlikte kalamarları iyice ovun. Ovma işlemini bitirdikten sonra bir iki saat dinlendirmek üzere kabın üzerini sıkıca kapatın.

Kalamarlar dinlenirken altı adet kurutulmuş domatesi ince ince kıyarak sıcak suyun içine koyun ve suda beş dakika boyunca bekletin. Beş dakika sonra domatesleri bir süzgeç ya da kevgir yardımıyla süzün. 100 gram ezilmiş az yağlı beyaz peynirin üzerine ekleyin. Bu karışımın içine de altı yedi yemek kaşığı zeytinyağı, bir çay kaşığı kekik ve karabiberi de ekleyin. Daha sonra bu karışımı da dinlendirip kuruladığınız kalamarların içine taşmayacak şekilde doldurun. Kalamarların ağzını da kürdanla kapatın. Kalamarları yağlı kâğıda koyun ve üzerlerine bir yemek kaşığı zeytinyağını sürün. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında kalamarların üzeri iyice kızarana kadar pişirin. Maydanozları da kıyarak servis sırasında kalamarlara serpiştirmek üzere hazır edin.

kalamarın faydaları
kalamarın faydaları

Kalamar Tava

  • 2-3 adet temizlenmiş kalamar
  • 1 şişe maden suyu
  • 1 tatlı kaşığı kadar toz şeker
  • 1/2 çay kaşığı karbonat
  • Bir miktar tuz
  • Kızartmak için de 3 yemek kaşığı un ve yarım su bardağı ayçiçek yağı

Kalamar tava tarifinde kızartma işlemi vardır ancak yağ miktarını çok az tutarsanız yemeği sağlıksız hâle de getirmiş olmazsınız. Önce kalamarlar ovulur. Ovma işlemi için 1 tatlı kaşığı toz şeker, bir miktar tuz ve yarım çay kaşığı karbonat gerekiyor. Bunları kalamarların üzerine dökün ve kalamarlar yumuşayıncaya kadar ovun. Bu işlem yaklaşık yarım saat sürmelidir. Daha sonra yumuşayan kalamarlara maden suyu da eklenir. 2 saatlik dinlendirme işlemi sonrası buzdolabından alınan kalamarları süzün. Kalamarların marinasyon işleminden geçtikleri için durulanmaması gerekir. Durulamadan aldığınız kalamarları unlayın ve tavada yakmadan kızdırdığınız çok az bir miktar ay çiçek yağı ile kızartın.