İçeriğe Git
Story Görsel

En İyi Ataşehir Eşya Depolama Şirketleri

İçeriğe Git
Story Görsel

Lingual Ortodonti Nedir?

İçeriğe Git
Story Görsel

Karaciğer Kisti Nedir?

İçeriğe Git
Story Görsel

Retraksiyon İpi Nedir?

Türkiye'nin Diyet & Beslenme ve Sağlık Platformu!

FUE Saç Ekimi Nedir? Nasıl Yapılır?

fue sac ekimi

Saç ekimi operasyonlarında kullanılan yöntemler arasında ön plana çıkan FUE saç ekimi, İstanbul’da faaliyet gösteren merkezlerde de sıkça uygulanıyor. Özel teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilen bu işlemde hastaların kısa sürede iyileşmesi, istediği doğal görünümle saçlara ulaşabilmesi sağlanıyor.

Cerrahi hassasiyette uygulanması gereken FUE saç ekiminde, başarılı sonuç almanın yolu tecrübeli bir klinikle çalışmaktan geçiyor. Mutlaka steril ameliyathane ortamında yapılması gereken bu işlemlerde operatörün tecrübesi çok önemli.

FUE saç ekimi ile hastaların çok kısa sürede günlük yaşantısına dönmesi sağlanabiliyor. Kullanılan özel ekipmanlar sayesinde operasyon sadece bir gün içinde tamamlanarak hastaların yaşantısını sürdürebilmesine olanak sağlanıyor. FUE saç ekimi operasyonu sonrasında, iyileşme süreci de oldukça hızlı gerçekleşiyor.

FUE Saç Ekimi Nasıl Yapılır?

fue sac ekimi
fue sac ekimi

Açılımı Foliküler Ünite Ekstraksiyonu olan FUE saç ekimi yöntemi, modern saç ekimi teknikleri arasında DHI yöntemi ile birlikte ön plana çıkıyor. Mikro boyutlardaki, özel kalemler ile saç köklerinin alınıp istenen alana yerleştirildiği bu yöntemde oldukça hassas bir süreç gerçekleştiriliyor.

Vücudun herhangi bir alanına, kaş, bıyık, sakal gibi bölgelere de ekim yapılabilmesine olana veren FUE yönteminde kişinin saç tipine ve kök kalınlığına uygun cihazlar belirleniyor. Her biri milimetrik hassasiyete sahip bu cihazlar sayesinde, doğal görünümlü saçların elde edilebilmesi mümkün oluyor.

FUE saç ekimi sırasında, saçların çıkış yönüne dikkate alarak ekim yapılması fazlasıyla önemli. Operatörün tecrübesinin büyük rol oynadığı bu noktada, saçların doğal görünümde uzayabilmesi için mutlaka profesyonel kliniklerle çalışmak gerekiyor.

FUE Saç Ekimi Yaptırılacak Merkezi Doğru Belirleyin

Lale Saç Ekimi Merkezi, https://www.lalesacekimi.com/fue-sac-ekimi/  13 yıllık tecrübesi ile dünyanın her yerinden hastalara hayal ettikleri saçlara kavuşabilme imkanı sunuyor. FUE saç ekimi de dahil olmak üzere son teknoloji yöntemlerin kullanıldığı klinikte, steril ameliyathane ortamında operasyonlar gerçekleştiriliyor. Yapılan tüm çalışmalarda, profesyonel bir ekiple sürdürülen süreç, konsültasyondan iyileşme aşamasına kadar büyük bir özenle devam ettiriliyor. Lale Keskin’in yönetimindeki klinik, tecrübeli kadrosu ile FUE ve DHI gibi yöntemler başta olmak üzere, son teknoloji ekipmanlarla saç ekimi yapıyor. +90 542 203 35 38 numaralı telefondan ulaşabileceğiniz Lale Saç Ekimi Merkezi, yüksek müşteri memnuniyet ile hizmet vermeye devam ediyor.

B6 Vitamini Ne İşe Yarar?

b6 vitamini ne ise yarar

Sağlıklı beslenme rutinleri insanların hem içinde bulundukları anları hem de geleceklerini kurtarmaktadır. Zira yapılan araştırmalara göre dengeli ve sağlıklı beslenenler;

  • Daha az hastalanmakta,
  • Daha uzun yaşamakta,
  • Hastalıkları büyük oranda hafif atlatmaktadır.

Sağlıklı beslenme belli vitamin ve mineralleri gerek besinlerden gerekse takviye olarak temin etmek manasına da gelmektedir. B6 vitamini bu alanda en önemli vitaminlerden biridir. Suda çözünebilen B6 vitamini insan bedeninde farklı görevleri ifa etmektedir.

B6 Vitamini Neye Yarar?

B6 vitamini ne işe yarar merak edenler için ilk olarak vitaminin içeriklerinden bahsedilmektedir. Bu vitamin genel manada protein metabolizmasında koenzim olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda tıbbi açıklamalarında görüldüğü üzere nörotransmitterlerin sentezinde de oldukça önemli bir role sahip olduğunun altı çizilmektedir.

İçinde bulunduğumuz dönemde bağışıklık sisteminin kuvvetli olması hemen her dönemden daha büyük önem arz etmeye başlamıştır. B6 vitamini bu anlamda da oldukça önemli etkilere sahiptir. Zira bahsedilen vitaminin düzenli olarak alınması halinde bağışıklık sistemini güçlendirici bir etkisi olduğundan bahsedilmektedir. İnsanlar genetik nedenler yüzünden ya da beslenmeleri ve yaşam tarzları yüzünden kan seviyelerinde azalmalar görebilmektedir. B6 vitamini kan seviyesinde azalma olanların düzenli olarak almaları önerilen vitaminlerdendir. Çünkü bu vitaminde kan değerlerini dengeleme özelliği de bulunmaktadır.

B6 Vitamini Faydaları

Vitaminlerin içerikleri ve ne şekilde temin edildiklerine göre yarar sağlama alanları değişim gösterebilmektedir. Pek bilinmemesine karşın B6 vitaminin faydaları oldukça fazladır. Uzmanlar tarafından da onaylanan faydalar arasında;

  • Bağışıklık sistemini güçlendirmesi,
  • Hastalıklara karşı koruma oluşturması,
  • Yorgunluk hissini azaltması,
  • Daha zinde hissedilmesini sağlaması,
  • Hücrelerin çoğalmasına katkı yapması,
  • 60’tan fazla enzimin çalışmasına katkıda bulunması sayılabilmektedir.

Uykusuzluk sorunu çekenlerin bu sorunu tedavi etmek için kan değerlerine baktırmaları önerilmektedir. B6 vitamini eksik olan kişilerin uykusuzluk çektiği bir gerçektir. Bu nedene bağlı olarak B6 vitamini faydası kapsamında bazı uykusuzluk türlerini ortadan kaldırdığı sayılabilmektedir. B6 vitamininin kaslardaki kasılma ve kramp benzeri tekrarlayan sorunların tedavisinde de etkili olduğundan bahsedilmektedir.

B6 Vitamini Hangi Meyvelerde Var?

Meyveler, baklagiller ya da sebzeler pek çok vitamini içerisinde bulundurmaktadır. Ancak vitaminlerden elde edilecek olan faydadan istifade edilebilmesi için bedene belli aralıklar ile alınmaları gerekmektedir. Bu neden yüzünden B6 vitamini olan yiyecekler kişilerin beslenme rutinlerine eklenmek zorundadır. Meyveler kapsamında değerlendirme yapıldığında B6 vitamini en çok;

  • Muz
  • Avokado içerisinde yer almaktadır.

B6 vitamini bulunduran sebzeler;

  • Tatlı patates
  • Ispanak
  • Bezelye
  • Havuç
  • Karnabahar şeklinde sıralanmaktadır.

Süt ve süt ürünleri B6 vitamini nelerde var sorusuna yanıt olarak verilmektedir. Yumurtanın da B6 vitamini bakımından değerli olduğundan bahsedilmektedir. Aynı şekilde kabuklu kuruyemişleri tüketenler de bu vitamini doğal yöntemler aracılığı ile vücutlarına almış olmaktadır.

B6 Vitamini Nelere İyi Gelir?

Vitaminlerin içerikleri bazı hastalıklarda tedavi olarak kullanılmalarında da etkili olmaktadır. Fakat destekleyici olma özellikleri de olduğu için tam manası ile ilaç olarak değerlendirmeleri önerilmemektedir. Vitamin kullanımından önce uzmanlara danışılmasının gerekmesi de benzer nedenler üzerinden açıklanmaktadır. B6 vitamini kullanım alanları ya da iyi geldiği bilinen hastalık türleri olarak;

  • Depresyon
  • Otizm
  • Diyabet
  • Çeşitli kalp ve damar hastalıkları
  • Astım sayılabilmektedir.

Yukarıda maddeler halinde verilen rahatsızlıkların tamamı ciddi sağlık sorunları olarak görülmektedir. Bu neden yüzünden bahsedilen sağlık sorunlarına sahip olanların bilinçsiz şekilde vitamin desteği almaları uygun olmayacaktır. Beslenme haricinde B6 vitamini alımı öncesinde muhakkak uzmanların fikri temin edilmelidir. Uzmanlar vitamin desteklerine göre belli ilaçların kullanımını teşvik edip belli ilaçların kullanımına ara verilmesini isteyebilmektedir.

B6 Vitamini Eksikliği Belirtileri

Vitamin eksiklikleri hangi vitaminin eksik olduğuna göre farklı belirtiler üzerinden kendini göstermektedir. B6 vitamin eksikliği belirtileri de bu minvalde oldukça çeşitli olmalarıyla tanınmaktadır. Vitaminin eksikliği halinde;

  • Zihinsel yorgunluk hissi,
  • Uykusuzluk,
  • Kas kaybı yaşanması,
  • Unutkanlık derecesinin yükselmesi,
  • Deride kızarıklık oluşması,
  • Kaşıntı başlaması,
  • Kansızlık gibi semptomlar görülebilmektedir.

Sayılan semptomlar doğrudan B6 vitamini eksikliği manasına gelmemektedir. Farklı hastalıklar ya da psikolojik durumlar yüzünden de benzer belirtiler kendini gösterebilmektedir. Bundan kaynaklı olarak kesin tanı için öncelikle bir uzmana muayene olunmalıdır. Uzmanlar kan tahlili başta olmak üzere farklı testler gerçekleştirerek kesin olarak tanı koyabilmektedir.B6 Vitamini Ne İşe Yarar?

Spermin Cilde Faydaları

spermin cilde faydalari

İnsan vücudu hakkında her geçen gün farklı bir şey keşfedilmektedir. Spermin faydaları da bunlardan biridir. Sperm üzerine;

  • İçeriğinin ne olduğu,
  • Ne sıklıkla yenilendiği,
  • Kalitesi,
  • Nasıl artırılabileceği gibi alanlarda farklı araştırmalar yapılmaktadır.

Sperm düz manada döllenmenin sağlanması için kullanılmaktadır. Ancak içerik bazlı değerlendirmelerden sonra elde edilen verilen spermin cilt üzerinde de çok ciddi faydalarının olduğunu göstermektedir. Peki nedir bu faydalar?

Spermin Bilinmeyen Faydaları

Spermin cilde olan faydaları araştırıldığında;

  • İnce kırışıklıkları giderme,
  • Genç görünüm sağlama gibi konular başı çekmektedir.

Bahsedilen faydalar pek çok uzman tarafından kabul edilmiş olmasına karşın halen konu üzerinde tartışmaların devam ettiği de bilinmelidir. Ancak faydaların temin edilebilmesi açısından açıklanacak başlıklar üzerinde önemle durulması gerektiği de unutulmamalıdır. Öncelikle sperm hücrelerinin yaşam süresi çok uzun değildir. Bu neden yüzünden cilde olan faydalarının temin edilebilmesi için taze olanlarının kullanılması gerekmektedir. Bu da herkes açısından mümkün olmadığından ötürü sperm ile sağlanan masajlar çok yaygın değildir.

Araştırmalar spermin cilde faydaları nelerdir konusu hakkında düzenli kullanım konusunu da gündeme getirmektedir. Buna göre taze olan spermin sorunlu olan bölgelere belli masaj taktikleri ile uygulanması gerekmektedir. Ülkemizde bu tür işlemleri profesyonel olarak gerçekleştiren merkezlere rastlamak henüz mümkün değildir. Buna karşın bazı ülkelerde masaj merkezlerinde taze sperm temin edilerek uygulama sağlama garantisi bulunmaktadır.

Spermin Faydaları Nelerdir?

Cilt bazında düşünüldüğünde sperm faydaları açıklanmıştır. Ancak sperm sadece cilt üzerinde etkilerini göstermemektedir. Cinsel birliktelik sırasında spermin kadınlara psikolojik olarak fayda sağladığı da kanıtlanmış olan gerçeklerden biridir. Kadınlar sperm ile;

  • Kendilerini daha iyi hissetmek,
  • Depresyondan uzaklaşmak,
  • Partnerine bağlanmak gibi artıları elde edebilmektedir.

Tabi psikolojik olarak sağlanan bu tür artılar için erkeklerin kadınların içine boşalması gerekmektedir. Diğer türlü sağlanan birliktelik bir tür tatmin aracı olmaktan ileri gitmeyecektir. Uzmanların spermin cilde olan faydaları konusunda olduğu gibi burada da farklı görüşler bulunduğu bilinmektedir. Ancak sizler için en çok kabul gören verileri toplayarak kafa karışıklığını olabildiğince gidermeye çalıştığımızdan bahsetmek isteriz.

Sperm Neden Meydana Gelir?

Sperm nasıl oluşur konusu da spermin faydalarının açıklanmasında önemli bir role sahiptir. Zira açıklanan faydalar ile spermin içeriği arasında yakından bir ilişki olduğu bilinmektedir. Sperm erkeklerin üreme organları tarafından üretilmektedir. Üretimlerinde;

  • Seminifer tüpler,
  • Testosteron
  • Germ hücreleri gibi önemli isimler sayılmaktadır.

Erkek cinsiyet hormonu olarak da tanımlanan testosteron bahsedilen tüpler aracılığı ile belli aşamalardan da geçerek sperm haline gelmektedir. Sperm hücreleri üzerinde yapılan incelemeler içeriklerinde germ olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Sperm üzerindeki incelemeler içeriklerinde;

  • Potasyum,
  • Fosfor,
  • C vitamini,
  • B12 vitamini,
  • Farklı mineral türlerini bulundurduklarını da ortaya koymaktadır.

Bahsedilen içerikler sayesinde sperm cilde faydaları bakımından pek çok ürünün önünde yer alabilmektedir.

Sperm Artırmak İçin Ne Yapmalı?

Sağlıklı hemen her erkek belli oranda sperm üretmektedir. Ancak yapılan incelemelere göre her erkeğin sağlıklı sperm oranı birbirinden farklıdır. Bu durumda genetik nedenler etkili olmaktadır. Ancak beslenme ve spor gibi konular işin içine katıldığında da etki oranlarının ciddi boyutlara ulaştığından bahsedilebilmektedir. Erkekler sperm arttırmak için;

  • Düzenli spor yapmak,
  • Sağlıklı beslenmek ana önerilerine dikkat etmelidir.

Düzenli spor yapan erkeklerin cinsel yaşamlarında diğerlerine göre daha başarılı olduğu bilinmektedir. Spor ile birlikte;

  • Muz,
  • Bitter çikolata,
  • Ispanak,
  • Keçiboynuzu benzerinde ürünleri tüketmek de sperm miktarını artıracaktır.

Tabi bu alanda tüketimlerin abartılmaması gerekmektedir. Bazı durumlarda sperm sayısı belli hastalıklar yüzünden azdır. Bundan ötürü sperm sayısının değerlendirilmesinin ve tedavisinin bir uzman tarafından yapılması gerekebilmektedir.

Erkek Sperm Kaç Günde Yenilenir?

Sperm gerçekleri faydasının alınabilmesi için de konunun anlaşılabilmesi için de önem arz etmektedir. Öncelikle sperm yenilenme süreci her erkekte aynı değildir. Bahsedilen durumda erkeklerin;

  • Yaşları,
  • Kiloları,
  • Fiziksel durumları,
  • Genetik etmenleri etkili olmaktadır.

Normal şartlar altında bir spermin olgunlaşması için iki ya da üç ay gerekebilmektedir. Verilen rakamlar ortalama zaman dilimlerinden oluşmaktadır. Spermin canlı kalma süresi ise ancak kadın vücudunda maksimumlara ulaşmaktadır. Bir sperm kadın vücudunda üç günden yedi güne kadar canlı kalabilmektedir. Bu da döllenme zamanının anında gerçekleşmesinin bir şart olmadığının en iyi kanıtı olarak verilmektedir.

Açlık Otu Ne İşe Yarar?

aclik otu ne ise yarar

Bitki çaylarının tüketim oranları son yıllarda eskiye nazaran daha yüksektir. Bu duruma farklı nedenler saymak mümkündür. Ancak artık genel manada insanlar;

  • Doğal beslenmeye,
  • Bitkisel ürünlerin faydalarını anlamaya,
  • Katkısız ürünler kullanmaya özen göstermeye başlamışlardır.

Bahsedilen nedenler yüzünden daha öncesinde popüler olmayan ya da ismi duyulmayan bitkiler de sıklıkla kullanılır hale gelmiştir. Açlık otu da bunlardan biri olarak tanımlanmaktadır. İsmini ilk kez duyanlardansanız açlık otunun ne olduğunu ne işe yaradığını, nasıl kullanılması gerektiğini, yararlarını ve zararlarını içeriklerimizden öğrenebilirsiniz.

Açlık Otu Nedir?

Açlık otu, kökeni incelendiğinde Afrikalı olduğu ortaya çıkan bitkilerden biridir. Bu ot ülkemizde;

  • Erkek sinameki
  • Deve gözü otu benzerinde isimler üzerinden de tanınmaktadır.

Açlık otu ne demek ya da ne işe yarar için ise öncelikle farklı şekillerde yanıt verilmesi mümkündür. Bu ot ülkemizdeki popülerliğini son birkaç yılda kazanmış olmasına karşın tarihi oldukça eskilere dayanmaktadır. Araştırmalar otun onlarca yıldan bu yana doğal müshil olarak kullanıldığını göstermektedir.

Açlık Otu Ne İşe Yarar?

Açlık otu hakkında pek çok haber ve bilgi temin etmek mümkündür. Bunun öncesinde insanların açlık otu nereden alınır konusunu bilmeleri gerekmektedir. Bu tür otlar artık hemen her yerde insanların karşısına çıkmaktadır. Ancak bahsedilecek olan faydaların temin edilebilmesi için en doğal olanlarının kullanılması gerekmektedir. Bu neden yüzünden alımların imkân var ise güvenilir aktarlardan gerçekleştirilmesi önerilmektedir. Çevresinde aktar olmayanlar için ise internet satışlarının kontrol edilmesi önerilmektedir. Çünkü belli aktarlar ürünlerini internetten de satabilmektedir.

Açlık otunun ne işe yaradığı konusunda ise farklı açıklamalar bulunmaktadır. Fakat bu ot genel manada bağırsak hareketlerinin düzenlenmesi kapsamında kullanılmaktadır. Ülkemizde gerek beslenmeye bağlı olarak gerekse genetik nedenlere bağlı olarak kabızlık sorunu çekenlerin sayısı oldukça yüksektir. Bahsedilen sorunları yaşayanlar en doğal olan açlık otlarını açıklanacak usuller üzerinden tükettiklerinde sorunlarından kurtulabilmektedir.

Açlık Otu Faydaları Nelerdir?

Kökeni Afrika olmasına karşın ülkemizden de erişim sağlanabilen açlık otu faydaları bir hayli fazladır. Düzenli kullanım çerçevesinde kendini gösterecek olan faydalar arasında;

  • Kabızlık sorununa çözüm sunması,
  • Hazımsızlığı gidermesi,
  • Gaz sancılarına iyi gelmesi,
  • Yağ yakım sürecini hızlandırması sayılabilmektedir.

Açlık otu son zamanlarda pek çok diyetisyen tarafından da önerilmeye başlanmıştır. Diyetisyenler de danışanlarının sayılan faydalardan istifade etmesini istemektedir. Üstelik bu otun düzenli olarak tüketilmesi halinde metabolizmayı hızlandırdığı da gözlemlenmektedir. Metabolizmanın hızlanması demek gıdaların daha çabuk işlenmesi ve vücutta yağ haline gelmesinin önüne geçilmesi demektir. Bu otun bağırsaklarda iyileştirici bir etkisi olduğundan da bahsedilmektedir. Kabızlık sorunu olanlar birbirinden farklı yöntemler deneyerek bağırsak floralarının bozulmasına neden olabilmektedir. Açlık otu faydası ise bozulan floranın eski haline gelmesine destek olması şeklinde açıklanmaktadır.

Açlık Otu Ne Zaman İçilmeli?

Açlık otu nasıl kullanılır konusuna genellikle çay halinde olarak yanıtlar verilmektedir. Fakat bu otun şeklinden ötürü kahvelere eklenmesi ve kahvelerin tatlandırılması da mümkündür. Tüketimin en basit ve kolay yöntemi ise çay olarak içilmesidir. Uzmanlar her gece yatmadan önce bir fincan kadar açlık otu tüketiminin zararlı olmadığının altını çizmektedir. Demleme önerilerinden önce otun bir hafta kullanılıp bir hafta ara vermek usulü üzerinden değerlendirilmesi gerektiğinden de bahsedilmesi iyi olacaktır. Açlık otu demlemek isteyenlerin;

  • On adet kadar açlık otunu,
  • Bir fincan kaynamış suyunu hazır etmeleri istenmektedir.

Kaynamakta olan suyun altı kapandıktan sonra bir iki dakika beklenmesi önerilmektedir. Sonrasında suyun içine açlık otları eklenmeli ve beş dakika kadar demlenmesi beklenmelidir. Süzme işlemi de yapıldıktan sonra açlık otu bitki çayı olarak tüketime hazır hale gelmiş olmaktadır.

Açlık Otu Zararları Nelerdir?

Bitkisel ürünler insanlar tarafından tamamen yararlı zannedilerek tüketilmektedir. Ancak özellikle belli sınırların aşılması halinde bitki çaylarının bile ciddi zararı olabileceğinden bahsedilmektedir. Merak edenler için bu neden yüzünden açlık otunun zararları başlığı oluşturulmuştur. Bu çayın sürekli şekilde ya da gereken dozdan fazla olarak tüketilmesi halinde;

  • Tansiyon dengesizliklerine,
  • Halsizliğe,
  • İshale,
  • Bağırsak flora bozukluklarına neden olacağından bahsedilmektedir.

Hamileler ya da emziren annelerin ise tüketim öncesinde muhakkak bir uzmandan öneri alması gerekmektedir. Çünkü bu tür çaylar hamileler ve emziren anneler açısından tehlikeli olabilmektedir. 

Fazla Sarımsak Yemenin Zararları

fazla sarimsak yemenin zararlari

İnsanların sağlıkları için tercih ettikleri tedavi yöntemleri zaman içerisinde değişim gösterebilmektedir. Artık sağlığını korumak isteyenler;

  • Sporu yaşamlarına sokarak,
  • Dengeli beslenerek,
  • Bitkisel tedavi yöntemlerinden destek alarak hareket etmektedir.

Sarımsak da bu manada ilk akla gelen besinlerden biridir. Gerek yemeklere lezzet katması bakımından gerek doğal bir antibiyotik olarak tanımlanması bakımından ülkemizde sıklıkla tercih edilmektedir. Ancak her şeyde olduğu gibi sarımsak tüketiminde de bir sınır ve ölçü olması gerektiğinden bahsedilmektedir. Aksinin olduğu durumlarda sarımsak yemek faydadan çok zarar getirecektir. İçeriklerimizden sarımsak hakkında merak ettiğiniz detayların tamamına erişim sağlayabilirsiniz.

Fazla Sarımsak Yemek

Sarımsak hakkında elde edilen veriler fazla sarımsak yemenin zararları şeklinde başlıkların açılmasına neden olmuştur. Aşırı sarımsak tüketimi neticesinde midede;

  • Yanma,
  • Acı,
  • Tahriş gibi sonuçlar görülebilmektedir.

Sarımsak tüketimi sadece midesi hassas olanlar için istenmeyen sonuçlar getirmemektedir. Alerjen olan bünyelerde de farklı sıkıntılar oluşabilmektedir. Bahsedilen sorunlar arasında deride;

  • Kaşıntı hissi oluşması,
  • Kızarıklık,
  • Yanma,
  • Kabarma gibi maddeler sayılabilmektedir.

Sarımsağın zararları herkeste görülecek diye bir kaide yoktur. Özellikle uzun yıllardan bu yana sarımsak tüketenlerin bünyesi alışkanlık göstermiştir. Fakat bu durum da pek olumlu olarak karşılanmamaktadır. Uzmanlar her gıdada olduğu gibi sarımsakta da aşırı tüketimden uzak kalınması hatta zaman zaman bırakılması tavsiye edilmektedir.

Günde Ne Kadar Sarımsak Yenmeli?

Sarımsak tüketiminin derecesi herkeste aynı olmamalıdır. Bu durumda kişilerin yaşları da sağlık durumları da etkin şekilde rol oynamaktadır. Peki, günlük ne kadar sarımsak yenmeli? Uzmanlar herhangi bir sağlık sorunu olmayanların günde iki adet çiğ sarımsak yemelerini önermektedir. Sarımsağın antiseptik özelliği olduğu için bu rakamların üzerine çıkılması pek tavsiye olunmamaktadır.

Günlük yenmesi önerilen sarımsak miktarı şeker hastaları için aynı değildir. Sarımsağın olumlu olarak sayılabilecek özellikleri arasında kan şekerini düşürmesi de yer almaktadır. Bu özelliğine bağlı olarak uzmanlara göre şeker hastalarının günlük çiğ 3 dişe kadar sarımsak tüketmelerinde bir sakınca bulunmamaktadır. Böylelikle şeker hastalarının salgılamaları gerekli olan insülin salgılama miktarı artmaktadır.

Sarımsak Yemenin Zararları

Bahsedildiği üzere sarımsağın etkileri kişiden kişiye göre değişim göstermektedir. Sarımsağın zararları da bu minvalde farklı kimseler açısından incelenmektedir. Emziren annelerin ya da hamilelerin günlük çiğ sarımsak tüketmeleri pek tavsiye edilmemektedir. Tüketmek isteyen kimselerin ise öncesinde muhakkak doktorlarından tavsiye almaları gerekmektedir. Aksinin olduğu durumlarda sarımsağın faydasından çok zararının görülme ihtimali ortaya çıkmaktadır. Emziren annelerde annelerin besinleri doğrudan süte geçmektedir. Çiğ sarımsak tüketen annelerin sütleri bebeklerde;

  • Karın ağrısı,
  • Mide yanması,
  • Kızarıklık gibi yan etkilere neden olabilmektedir.

Çok sarımsak yemenin zararları kişiden kişiye göre de değişim gösterebilmektedir. Kimilerinin tansiyonlarında ortaya çıkan zararlar bahsedildiği üzere kimilerinin direkt tenlerine kendini göstermektedir. Alerjik bünyesi olanların çoğunlukla sarımsak tüketimi sonrasında tenleri kabarmaktadır.

Sarımsağın Yan Etkileri

Sarımsak sağlığa yararlı olduğu için pek çok kimse tarafından günlük beslenme rutinine eklenmektedir. Ancak sarımsak tüketiminin çiğ ya da pişmiş olarak gerçekleşmesi durmuna göre farklı neticeler görüldüğü unutulmamaktadır. Sarımsak yan etkiler bakımından en çok çiğ tüketim çerçevesinde ortaya çıkmaktadır. Zararları olarak da kabul edilebilen yan etkiler arasında;

  • Mide bulantısı,
  • Kusma,
  • Baş dönmesi,
  • Baş ağrısı,
  • Yorgunluk oluşabilmektedir.

Sarımsak kullanım yöntemleri arasında cilde sürülmesi de bulunmaktadır. Sarımsak farklı nedenler yüzünden ikiye kesilerek tene sürülebilmektedir. Bu gibi uygulamalarda tende kabarma ve kaşıntı en çok rastlanan yan etkiler olarak tanımlanmaktadır. Yan etkilerin görülmesi halinde sarımsak tüketim oranlarının azaltılması, sarımsak tüketimine ara verilmesi ya da tüketimin tamamen bırakılması önerilmektedir.

Sarımsağın Faydaları

Zararları merak edilen sarımsak faydaları ile de konuşulmaktadır. Bahsedildiği üzere günlük tüketim dozunu kaçırmayanlar için sarımsak;

  • Kalp ve damar sağlığını korumak,
  • Bakterilere karşı korumak,
  • Tansiyonu dengelemek,
  • Kanser hücresi oluşumunu engellemek,
  • Vücuttaki demir oranını yükseltmek ya da dengelemek gibi faydalar içermektedir.

Artık hemen herkes tarafından kabul edildiği üzere sarımsağın saç ya da kaç oluşumuna da etkisi bulunmaktadır. Bu tür faydalardan istifade edilebilmesi açısından sarımsağın ikiye kesilerek sorunlu bölgeye sürülmesi lazımdır. Tabi bahsedilen faydalar birden kendini göstermeyecektir. Saç ve kaş gibi oluşumlar için sarımsak kullanımının bir süre düzenli şekilde devam ettirilmiş olması gerekmektedir.

Kayısı Çekirdeği Yağı Faydaları

kayisi cekirdegi yagi faydalari

Kayısı çekirdeği yağı kozmetik alanında son yıllarda özellikle cilt bakım ürünleri alanında tercih edilen bitkisel yağdır. Kayısı çekirdeği yağı aromaterapide de kullanılıyor ve adı giderek daha popüler hale geliyor. Kayısının kuru tohumlarından elde edilen kayısı çekirdeği yağı ne işe yarar?

Kayısı çekirdeği yağı, cildi besleyen ve antioksidan özelliklere sahip vitamin ve mineraller içerir. Oleik asit (Omega-9) ve linoleik asit (Omega-6) yağ asitleri bakımından zengindir ve cildin beslenmesi için vücudun bunları dışarıdan alması gerekir. Ayrıca badem yağı A, D, E ve K vitaminlerini içerir. Kayısı çekirdeği yağının insan sağlığını korumada çok çeşitli faydaları vardır. Cilt üzerindeki etkisinin yanı sıra zengin içeriği vücudun direncini artırabilir ve enfeksiyon önleyici özellikler gösterebilir. Eklemlerde iltihaplanma, sertlik ve ağrıyı önler. Kayısı çekirdeği yağı antioksidanlar açısından zengindir. Bu işlevi ile cilt kanserine neden olabilecek hücre mutasyonlarını önleyebilir. Bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olur. İç direnci artırarak hastalığın daha hızlı atlatılmasına yardımcı olur.

Yanlış kullanım, saf badem yağı cildinize zarar verebilir. Ayrıca kirpikleri, kaşları ve saçları kalınlaştırır ve yüzde kıllanma sorunlarına neden olur. Bu yağ az miktarda siyanür içerir ve aşırı kullanımı zehirlenmelere neden olabilir.

Kayısı çekirdeği yağının faydaları ise şunlardır:

  • Eklem iltihabı, sertlik ve ağrıyı önleyin.
  • Antioksidanlar açısından zengin olduğu için cilt kanserine neden olabilecek hücre mutasyonlarını önleyebilir.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Enflamasyonu azaltabilir.
  • Kötü kolesterolü düşürerek kalp sağlığını korur.
  • Cildi yumuşatır.
  • Cilt tonunu iyileştirmeye ve cildi yumuşak ve parlak tutmaya yardımcı olur.
  • Cilt kırışıklıklarının, ince çizgilerin ve lekelerin görünümünü azaltır.
  • Akne oluşumunu engeller.
  • Ciltteki yanma, kaşıntı ve tahrişi azaltmaya yardımcı olur ve egzama veya dermatit gibi diğer cilt sorunlarının tedavisine yardımcı olur.
  • Öksürük, astım, bronşit ve solunumla ilgili diğer hastalıkların tedavisinde etkilidir.
  • Kabızlık semptomlarını hafifletir.
  • Saçlara parlaklık katar, dolgunluk hissi verir.
  • Saç kırılmalarının oluşumunu engeller.
  • Saç derisini nemlendirir.
  • Saçların daha hızlı uzamasını sağlayın.
  • Göz altı morluklarına iyi gelir.

Kayısı Çekirdeği Yağı Elde Edilmesi

Ülkemizde kayısı çekirdeği yağı kullanımı son zamanlarda arttı. Bu tohumun yağı, soğuk presleme teknolojisi kullanılarak çıkarılır. Bu yöntemin temeli, tohumları alıp yüksek basınçla ezerek yağı çıkarmaktır. Yöntem teknik imkanlar kullanılarak gerçekleştirilir. Kayısı çekirdeği yağı, ısıl işlem veya kimyasal ürünler olmadan çıkarılır, böylece besin değerini tam olarak koruyabilir. Kayısı çekirdeği yağı satın almak istiyorsanız güvenilir bir kaynaktan temin etmeniz sağlığınız için önemlidir.

Kayısı Çekirdeği Yağı Zararları

Kayısı çekirdeği yağı sağlık için oldukça faydalıdır. Ancak fayda sağlamak için kullanırken çok dikkatli olmak önemlidir. Saf badem yağı kullanılmamalıdır. Saf halde kullanıldığında cilde ciddi zararlar verebilir. Ayrıca kayısı çekirdeği yağı saç köklerini de iyileştirir. Dikkatsiz kullanım aşırı saç büyümesine ve büyümesine neden olabilir. Ayrıca kayısı çekirdeği yağı az miktarda siyanür içerir.

Fazla tüketilirse zehirlenme sorunlarına neden olabilir. Aşırı tüketim ölüme bile neden olabilir. Her üründe olduğu gibi kayısı çekirdeği yağını tüketmeden önce mutlaka bir uzmana danışmalı ve bu şekilde kullanmaya başlamalısınız. Aksi taktirde kişiden kişiye etkileri daha fazla olabilir.  Ayrıca kronik hastalığı olanlar, hamileler ve emziren kişiler kullanmamalıdır.

Kayısı çekirdeği yağının tüylü kökleri besleme özelliği vardır. Bu özelliğinden dolayı kaş ve kirpik dökülmesi problemlerinin tedavisinde kullanılır. Yüz bölgesine uygulandığında hemen tüylenme yapmaz. Ancak fazla kullanıldığında ve sadece kayısı çekirdeği yağı uygulandığında yüzdeki kılları besler. Bu nedenle kayısı çekirdeği yağının az miktarda su ile inceltilerek maske şeklinde kullanılması tavsiye edilir.

Kayısı Çekirdeği Yağı Nasıl Kullanılır?

Kayısı çekirdeği yağı hafif bir dokuya sahiptir. Ancak direkt kullanıldığında gözeneklerin kapanmasına neden olur. Akne oluşumuna neden olabilecek yağ kullanılmadan önce seyreltilmelidir. Kayısı çekirdeği yağı göz çevresine sürüldüğünde göz altındaki yağ bezleri gibi çeşitli sorunlara neden olabilir. Kayısı çekirdeği yağı da sıklıkla saç bakımı için kullanılır. Kayısı çekirdeği yağı saf haliyle kullanıldığında saçların yağlanmasına neden olur. Bu nedenle bu yağ damlasının az bir miktarı saç bakım ürünlerinde kullanılabilir veya kayısı yağı içeren bir saç bakım ürünü ilk tercih olabilir.

Karınca Yağı Faydaları

karinca yagi faydalari

İran, kozmetik yapmak için karınca yumurtası yağı kullanan dünyadaki ülkelerden biridir. Suriye, Suudi Arabistan ve bazı Uzakdoğu ülkelerinde de az miktarda üretim var. Burada sıcak çöl toprağındaki büyük karınca yuvalarından karınca yumurtası yağı elde edilir. Köylülerden karınca yumurtası toplayan bazı firmalar bu karınca yumurtalarını temizleyerek yağlarını çıkarıyor. Bir süre bekledikten sonra kullanılabilen yağ dünyanın birçok ülkesine ihraç edilmektedir.

Vücuttaki istenmeyen tüyler için lazer, ağda gibi birçok yöntem uygundur. Yöntemlerden biri de karınca yumurtası yağıdır. Doğal bir çözüm olduğu için her yaştan insan tarafından güvenle kullanılabilir. Karınca yağı faydaları toplumumuzda pek bilinmese de pek çok faydası vardır. Karınca yağının vücudu tamamen pürüzsüz hale getirmeye yardımcı olduğu ilk olarak İran’da keşfedildi. Ağda, epilasyon gibi ağrılı ve zahmetli yöntemlerden sonra cilde uygulanan karınca yağı, tüylerin zamanla azalmasına ve yok olmasına yardımcı olur. Karınca yağının bilinen faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Cilde uygulanarak sağlıklı bir görünüm elde edilebilir.
  • Cilde uygulayarak ölü deriyi ortadan kaldırarak cildin beyazlamasına ve parlamasına yardımcı olur.
  •  Lazer veya epilasyon yöntemlerinden sonra cilde uygulayarak erken tüy oluşumunu engeller.

Karınca Yağının Özellikleri Nelerdir?

  • Eski çağlardan beri kullanılan karınca yumurtası yağı, kişisel bakımda önemli bir yer tutan bir yağdır.
  • Bu yağ bitkisel yağ değildir. Karıncaların yumurtladığı yumurtalardan elde edilen hayvansal bir yağdır.
  • Çok küçük karıncaların yumurtalarından elde edilen yağ sayesinde bu karıncalar da kendileri kadar küçüktür.
  • Pek çok kişinin sorunu olan saç uzaması sorununa çözüm bulundu.
  • Araştırmalar, eski zamanlarda İranlı kadınların bu yağ sayesinde saçlarından kurtulduğunu göstermiştir.
  • Karınca yumurtası yağı genellikle ağdadan sonra etkisini gösterir ve kıl köklerini incelterek lazer etkisi yaratmak için sık sık kullanılması gerekir.

Karınca yumurtası yağı eski çağlarda kullanılan geleneksel bir yöntemdir. Özellikle istenmeyen tüyleri etkileyerek tüylerin görünümünü azaltabilir. Saçların incelmesine ve daha sonra uzamasına yardımcı olur. Karınca yumurtası yağı saçı önemli ölçüde azaltabilir. Bu da doğal bir yöntemdir. Bu nedenle ergenlikten itibaren her yaştan insan rahatlıkla kullanabilir. Uygulama anından itibaren saçlarda incelme ve azalmanın etkilerini gözlemleyebilirsiniz.

Karınca Yağı Nasıl Kullanılır?

Bu ürün tüy dökülmesi için kullanılır. Karınca yağını kullanmadan önce uygulama yerindeki tüyleri temizleyiniz. Bu ağdadan önce yapılabilir. Ya da tüylerinizi aldığınız herhangi bir başka yöntemden önce de kullanılabilir.  Ardından bölgenin hassasiyetinin geçmesi için yaklaşık 20 dakika beklemelisiniz. Ardından bol miktarda karınca yumurtası yağını bölgeye sürün ve masaj yapın. Bu yağı kullandıktan sonra temizlemeye ve durulamaya gerek yoktur. Bölgedeki saçlar tekrar uzamaya başladığında aynı uygulama tekrar yapılmalıdır. Düzenli olarak uygulandığında önemli farklılıklar görülebilir.

Öncelikle kullanmak istediğiniz alan oldukça temiz olmalıdır. Bu yağın epilasyon işleminden sonra kullanılması tavsiye edilir. Ağda yaptıktan sonra karınca yumurtası yağını ellerinize dökün ve ağdalı bölgeye 10 dakika masaj yapın.

Her ağdadan sonra bu masajı tekrarlayın. Açık gözenekleri etkileyerek saç büyümesini engeller. Karınca yumurtası yağını yüzünüze sürmek istiyorsanız yüzünüzde herhangi bir kesik ya da yara yoksa kullanabilirsiniz. Ağda sonrası kullanılması tavsiye edilir.

Yeni doğum yapmış anneler, bebeklerinde karınca yumurtası yağının kullanımını bilmek isterler. Genel olarak konuşursak, doktorlar bebek cildine herhangi bir yağ kullanılmasını önermezler. Yağ kullanmak istiyorsanız doktorunuzun önerdiği form ve içeriği kullanmalısınız.

Bebeğiniz için karınca yumurtası yağı kullanmak istiyorsanız mutlaka gelişimi takip eden bir doktora danışmalısınız. Aksi takdirde bebeğin cildine zarar verme riski çok yüksektir.

Yetişkinler için önerilen karınca yumurtası yağının etkisi biraz zaman geçtikten sonra etkisini belli edecektir. Özellikle ilk kullanımınızdan sonra en az 5 hafta kadar beklemeniz sağlığınız ve hassasiyetiniz açısından oldukça önemli bir noktadır. Her ağda ya da cilt bakımı sırasında bu yağı kullanmanız gerekse de miktarını çok kullanmamak , dozunda ayarlayabilmek önemlidir.

Karınca yumurtası yağı ile ilgili araştırmalar devam ediyor. Net bir bilimsel açıklama olmaması nedeniyle bazı ülkeler bu yağın kullanımını yasaklamaktadır. Karınca yumurtası yağı satın almak istiyorsanız; güvenilir bir eczaneden veya aktardan satın alabilirsiniz. Karınca yumurtası yağını paket veya tek şişe olarak satın alabilirsiniz.

Andız Pekmezi Faydaları

andiz pekmezi faydalari

İnsanlar daha sağlıklı bir vücut, daha uzun ömür ve daha güzel bir cilt elde etmek için birçok ürünü deniyorlar. Günlük beslenme alışkanlıklarının dışında oldukları için zaman zaman farklı yiyecekleri denemeye eğilimlidirler. İnsanların özellikle doğal ve besleyici ürünler kullanması çok önemlidir. Dolayısıyla bu kişi daha sağlıklı ve sağlıklı bir yaşam sürecektir. İnsanlar daha sağlıklı ve daha uzun bir yaşam için doğal gıdaları tercih ediyor. Hücre yenilenmesini artıran ve kan değerini düzenleyen besinlerin ilk sırasında hiç şüphesiz pekmez yer alır. Andız pekmezi en önemli ve faydalı pekmezlerden biridir.

Andız Pekmezi Faydaları Ve Zararları

Andız ağacı, Akdeniz bölgesinde yüksek rakımlarda yetişen bir çam ağacıdır. Andız pekmezi de bu ağacın kozalaklarından yapılır. Yani yolunuz Akdeniz’e doğruysa köylüler veya pekmez alabileceğiniz dükkanlarla karşılaşabilirsiniz.

Ama böyle bir imkânınız yoksa andız pekmezi internette birçok online mağazada satılıyor. Andız pekmezini organik ürünler satan alışveriş sitelerinde ve online mağazalarda bulabilir, kolayca sipariş verebilirsiniz. Andız pekmezinin fiyatı üretilen pekmezin kalitesine ve ağırlığına göre değişmektedir.

Çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan ve birden fazla kullanım alanı bulunan Andız pekmezi, Türkiye’de eşi olmayan bir üründür ve sadece Türkiye’de üretilmektedir.

Andız pekmezi zararları ve faydaları konusuna gelindiğinde bilmeniz gereken faydalara ve zararlara karşın dikkatli olmanız gerekmektedir.

Pekmez alımının gereğinden fazla olması kilo alma gibi sorunlara neden olabilir. Şeker hastalığı gibi sorunlarınız varsa pekmezi kontrollü bir şekilde tüketmelisiniz. Çünkü andız pekmezi şeker hastalarına zararlı olabilir. Pekmez yoğun bir yapıya sahip olduğu için aşırı tüketimi mide bulantısı veya diğer mide sorunlarına neden olabilir. Her şeyde olduğu gibi pekmezin de aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır. Herhangi bir nedenle boğazınızı tahriş ederseniz ve öksürük gibi sorunlarınız varsa bu sorunları tedavi etmek için pekmez kullanabilirsiniz. Andız pekmezi, idrar yollarının iltihaplanması ve enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılır.

Andız Pekmezinin sağlığa faydalarından bazıları ise şunlardır:

– Düzenli olarak yenen Andız pekmezi güçlü antioksidan özelliklere sahiptir ve vücuttaki yabancı ve zararlı maddelerin yani toksinlerin atılmasına yardımcı olur.

-Astım, bronşit ve soğuk algınlığına iyi gelir. Kuru öksürüğü hafifletebilir ve balgamı gidermeye yardımcı olabilir.

– Böbrek taşlarının azalmasına ve yeni böbrek taşı oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.

– Andız, beyaz kan hücrelerinin hızlı üretimini artırabilen ve grip mevsiminde veya vücudun savunması bozulduğunda vücudu koruyabilen çok sayıda C vitamini içerir.

-Alerjilerin ve alerjilerin neden olduğu cilt hastalıklarının tedavisine yardımcı olur.

– İdrar yolu enfeksiyonlarının iyileşmesine ve idrar yolunun daha hızlı temizlenmesine yardımcı olur.

-Andız pekmezindeki uçucu yağın antioksidan özelliğinden dolayı bağışıklık sisteminin zayıflamasından kaynaklanan ağız ülserlerine iyi gelir ve bu yaraların oluşumunu engeller.

-Eklem, romatizma ve osteoporoz gibi hastalıkların neden olduğu ağrıların şiddetini azaltır. Ayrıca hastalığın ilerlemesini de önleyebilir.

-Andız Pekmezi, hematopoetik ve kan temizleyici etkileri nedeniyle damarlardaki kan dolaşımını düzenleyerek kalp ve kan damarlarının sağlığını korur. Düzenli olarak tüketildiğinde sizi tıkanmış kan damarları ve kalp krizi gibi hastalıklardan koruyabilir.

Andız Pekmezi Nasıl Tüketilir?

Andız pekmezi birçok farklı şekilde tüketilebilir. Her sabah kahvaltıda bir yemek kaşığı Andız pekmezi yemek insanlara kısa sürede fayda sağlayabilecek bir durumdur. Ayrıca tahin ile karıştırılabilir. Bu nedenle acı andız pekmezinin acılığı yumuşar. Pekmezi ılık su veya gargara ile karıştırmak da özellikle ağız içi ülserlerde çok faydalıdır.

Andız Pekmezinin Etkisi

Andız pekmezinin etkisi pekmezin tüketimine bağlı olarak değişebilir. Örneğin Andız pekmezini ılık su ile karıştırıp bu karışımla durulama veya gargara yaparsanız ağız yaralarının iyileşmesine neden olabilir. Aynı zamanda bu, ağız sağlığınızın sağlanmasına ve ağız kokusunun giderilmesine yardımcı olur.

Sabah kalkıp bir yemek kaşığı pekmez içmeniz bağışıklık sisteminizi güçlendirecek ve vücudunuzu hastalıklara karşı daha dirençli hale getirecektir. Bu nedenle özellikle kış aylarında tüketilen Andız pekmezi doğal antibiyotik ve vitamin olarak da kullanılabilir. Andız pekmezi diğer pekmezlere göre daha acı bir tada sahiptir, yemekte zorlanıyorsanız tahinle karıştırarak tadını yumuşatabilirsiniz.

Altını ıslatan çocuklar için andız pekmezi her sabah bir yemek kaşığı yedirilmelidir andız pekmezi bağışıklık ve sinir sistemini güçlendirir ve bu tarz sorunları çözer

Tarçınlı Suyun Faydaları

tarcinli suyun faydalari

Bazı gıdaların doğru tüketimi de birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilir. Tarçın birçok sağlık yararına sahiptir ve farklı şekillerde kullanılabilir. Özellikle tarçınlı su yaygın olarak kullanılmaktadır. Tarçınlı su genellikle kilo vermek için kullanılır.

Tarçın mutfakta sıklıkla kullanılan baharatlardan biridir. Yağ yakıcı özelliği sayesinde kilo vermeyi oldukça kolaylaştırır. Kısmi kilo verme döneminde bel ve karın bölgesindeki yağlanmadan şikayet eden kişilerin yaşadığı tarçınlı süt, belirgin bir incelme sağlayarak sağlıklı bir görünüm kazanmasını sağlar. Tarçınlı su yağ yakıcı özelliğe sahiptir. Sadece sütle içilmez aynı zamanda su içerken metabolizmayı hızlandırabilir, bu sayede kolay ve sağlıklı bir şekilde kilo verebilirsiniz. Günlük hayatta ne kadar tarçın yesem de tatlının üzerine serperek kilo veremiyorum. Tarçın güçlü bir tada sahiptir ve su eklemek kilo vermeyi kolaylaştırabilir. Bu nedenle beslenme uzmanının onayı ile düzenli olarak tarçınlı su içmek hızlı ve etkili bir şekilde kilo verebilir.

Her gün belirli miktarda tarçınlı su içmek, hızlı bir şekilde kilo vermenize yardımcı olabilir. Ayrıca tarçınlı su sindirim sistemini rahatlatabilir. Tarçınlı su da bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Tarçınlı su içmenin sağlığa birçok faydası vardır. Tarçınlı su yağ yakımını hızlandırabilir ve kanseri önleyebilir. Tarçınlı su vücutta serbest radikallerin gelişmesini engelleyerek kanseri önler. Özellikle her gün bir bardak tarçınlı su içmek de bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Düzenli olarak tarçınlı su içmek de vücudun iltihaplanmasına faydalıdır. Tarçınlı su içilebilir, özellikle boğaz iltihabı için.

Tarçın suyu gözenekleri sıkılaştırabilir ve tonik olarak kullanıldığında cilt için iyidir. Büzücü tarçınlı su, tatlılık arzusunu da azaltabilir. Tarçınlı su ayrıca kan şekerini baskılayarak insülin direncini arttırır. Tarçınlı su içmek de hafızayı güçlendirebilir. Tarçınlı suyun faydaları saymakla bitmez. Düzenli olarak tarçınlı su içmek birçok hastalığa iyi gelir. Düzgün hazırlanmış tarçınlı su özellikle kilo vermede yardımcıdır. Tarçınlı su ayrıca metabolizmayı hızlandırabilir ve vücuttaki insülin direncini artırabilir. Uzmanlar şeker hastalarının tarçın tüketmesini tavsiye ediyor. İştahı bastıran tarçınlı su, insanları uzun süre tok tutabilir. Özellikle tatlı yemek krizini önlemek için tarçınlı su için.

Tarçınlı suyun özellikle kadınlar için önemli faydaları vardır. Tarçınlı su adet öncesi sendromuna iyi gelir ve aynı zamanda adet ağrılarını da giderebilir. Ayrıca tarçınlı su ölçülü tüketilmelidir. Tarçınlı suyun aşırı içilmesi kabızlığa neden olabilir. Özellikle ameliyattan veya ameliyattan önce tarçınlı su içilmesi önerilmez. Yüksek tansiyon için ilaç kullanan kişiler de tarçınlı suyu dikkatli içmelidir. Aksi takdirde tansiyonu yükselten tarçınlı su, kan şekerini de düşürebilir. Tarçın suyunun aşırı tüketimi bazı yan etkilere neden olabilir. Ayrıca tarçınlı suyun birçok faydası vardır ve aç karnına tüketilmelidir. Bu sayede kilo vermeyi de önemli ölçüde hızlandıracak ve yağ yakacaktır.

  • Vücutta serbest radikallerin gelişmesini engeller. Bu nedenle kanseri önleyebilir.
  • Bağışıklığı güçlendirmek. Günde bir bardak içerseniz bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.
  • Enflamasyona iyi gelir
  • Boğaz iltihabına iyi gelir.
  • Tarçın suyu tonik olarak kullanıldığında cilde iyi gelir. Gözenekleri küçültme etkisine sahiptir.
  • Tarçınlı su ayrıca kan şekerini baskılayabilir ve tatlı yeme isteğini büyük ölçüde azaltabilir.
  • Belleği geliştirir. Aynı zamanda tarçınlı su içmek hafızayı geliştirmeye yardımcı olur.

Tarçınlı Su Tarifi

Son zamanlarda özellikle tarçınlı su tarifi pek çok kullanıcı tarafından merak edilmeye başlanmıştır.    Peki tarçınlı su tarifi nasıl olmalı? 2 hafta boyunca düzenli olarak içtikten sonra kilo vermeye ve metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olan tarçınlı su diyeti ile sindirim sistemi sorunlarını önleyebilirsiniz. Tarçınlı su diyetinin yağ yakma işlevinden tam olarak yararlanabilmek için doğru tüketimi çok önemlidir. Düzenli olarak kullanırsanız 1 haftada 5 kilo verebileceğiniz söylenir. Tarçınlı su hazırlamak için yapımı çok basit ve pratiktir.250ml suya 1 tatlı kaşığı tarçın ekleyip kaynatın. Köpürme başladıktan sonra biraz ısıttıktan sonra içilebilir, vakit kaybetmeyin.

Tarçınlı Su Yan Etkileri Nelerdir?

Tarçınlı su sağlıklı ve doğru tüketildiğinde kilo vermeye yardımcı olur ancak 15 günden fazla içmek kabızlığa neden olabilir. Tarçınlı su, düzenli ilaç kullanan yüksek tansiyon hastalarına önerilmemektedir. Ayrıca kan şekerinde düşmeye neden olabilir. Ameliyat olacak olanlar en az 15 gün öncesinden tarçın yemeyi bırakmalıdır.

Funda Suyunun Faydaları

funda suyunun faydalari

Doğada insanların yaşadıkları sorunların hemen hepsi için bir çözüm önerisi bulunmaktadır. Çözüm önerilerinin değerlendirilebilmesi için hangi bitkinin neye iyi geldiğinin ve ne şekilde tüketilmesi gerektiğinin bilinmesi yeterli olacaktır. Bu kapsamda funda suyu da son zamanlarda isminden sıklıkla bahsettirmektedir.

  • Bulunmasının kolay olması,
  • Uygun fiyatlı satılması,
  • Pek çok hastalığa iyi gelmesi nedeni ile funda suyunun tüketim oranları da giderek yükselmektedir.

Funda Suyu Neye İyi Gelir?

Funda suyunun içerikleri sayesinde insanlar yaşadıkları pek çok sorunu geride bırakabilmektedir. Tabi bunun için hem düzenli hem de doğru kullanım gerçekleştirmek gerekmektedir. Funda suyunun faydaları olarak da tanımlanan iyi gelen şeyler arasında;

  • Kabızlık
  • İdrar yolları enfeksiyonu
  • Selülitleri gidermesi
  • Böbrek kumlarını dökmesi
  • İdrar söktürme özelliği sayılmaktadır.

Fazla kiloları ile başı dertte olanlar genellikle kabızlık sıkıntısı da yaşamaktadır. Kabızlık konusunda piyasada oldukça farklı çözüm önerileri bulunmaktadır. Ancak önerilerin büyük bir bölümü kişilerde tam mana ile işe yaramamaktadır. Funda suyu kabızlığın giderilmesinde en etkili yöntemlerden biri olarak kendini göstermektedir. Etkisini güçlendirmek isteyenlerin bu suyu biberiye ile birlikte tüketebilmektedir. Tabi sade olarak tüketilmesinde de herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

Funda suyu neye iyi gelir konusunun en önemli başlıklarından biri de idrar yollarındaki enfeksiyonlardır. Bu suyun idrarın söktürülmesi açısından önemli bir etkisi olduğu bilinmektedir. Ancak funda suyu kendi başına bir tedavi yöntemi olarak tanımlanmamaktadır. Hastalıkların tedavisinde yardımcı olarak değerlendirildiği bilinmektedir. Kullanım öncesinde muhakkak uzmanların görüşlerinin alınması gerekmektedir.

Funda Suyu Nasıl Yapılır?

Ülkemizde son yıllarda aktarlar kendilerini büyük oranda geliştirmiş durumdadır. Özellikle büyükşehirlerde içerik konusunda alternatifleri çok geniş olan aktarlar yer almaktadır. Funda suyu yapmak aslen zahmetli bir iş olarak tanımlanmaktadır. Üstelik suyun yapılabilmesi için gerekli olan özellikteki funda yapraklarının ne olduğu herkes tarafından bilinmemektedir. Bu da etki oranı aynı olmayan suların meydana getirilmesine neden olmaktadır. Funda suyunun tüketilmesi açısından verilen önerilerde aktarlarda hazırlanmış olan suların satın alınması bulunmaktadır. Bu sayede kişiler hem uygun fiyatlı hem zahmetsiz hem de kaliteli olan sulara sahip olabilmektedir.

Funda Suyu Kullanımı

Bilmeyenler için funda suyu nasıl kullanılır konusunda farklı açıklamalar yapılmaktadır. Öncelikle bu suyun oldukça keskin ya da ağır olarak tanımlanan bir kokusu bulunmaktadır. Bu neden yüzünden farklı bitkilerle karıştırılarak kullanılması da mümkündür. Kullanım için;

  • Bir ölçek funda suyu,
  • Bir çay bardağı kadar suya ihtiyaç bulunmaktadır.

Kullanım için bir ölçek su ile çay bardağındaki içme suyu karıştırılmalıdır. Bu hali ile sabah öğe ve akşam olmak üzere günde üç kez tüketilmesi istenmektedir. Tüketimlerin ne kadar devam edeceği konusu ile alakalı ise farklı yanıtlar verilmektedir. Bu durum hangi neden ile kullanıldığına göre değişim göstermektedir. Fakat genel manada üç hafta süre ile kullanımı yeterli gelmektedir.

Funda Suyu Zararları

Funda çayı ile funda suyu birbirinin aynı değildir. Bu neden yüzünden iki ürünün zararları karıştırılmamalıdır. Örneğin funda çayının aşırı derecede tüketilmesi genellikle tansiyon düşüklüğüne neden olmaktadır. Fakat funda suyu zararları kapsamında bu gibi başlıklar bulunmamaktadır. Yapılan araştırmalara göre suyun verilen öneriler kapsamında kullanılmasının herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Kullanıcılar genellikle;

  • Kokusundan
  • Tadından yana şikayetlerde bulunmaktadır.

Yine de bazı kimselerin bünyeleri oldukça hassastır. İnsanlar bilmemesine karşın belli bitkilere karşı alerji geliştirebilmektedir. Alerjen bünyelere sahip olanların sorun yaşamaması adına ilk kullanımları öncesinde daha dikkatli olmaları önerilmektedir. Bunun haricinde kayda geçen farklı zararlar bulunmamaktadır.

Funda Suyu Nerede Satılır?

Şifa bulmak nedeni ile olsun tadını merak ettikleri için olsun funda çayı almak isteyenlerin sayısı oldukça fazladır. Bu tür kimselerin ikamet ettikleri bölgelerde yer alan aktarları ziyaret etmeleri önerilmektedir. Artık aktarların hemen hepsinde funda suyu da fundadan imal edilen diğer farklı ürünler de bulunabilmektedir. Bunun haricinde siparişlerin internet üzerinden verilmesi de imkanlar kapsamında yer almaktadır. Ürün teminlerinde sadece;

  • İçeriğin doğal olmasına,
  • Markanın kalite değerlerine,
  • Saklama koşullarına,
  • Miktarına dikkat edilmesi önerilmektedir.

İlk kez kullanacak olanların daha düşük miktarlardaki ürünleri almaları tavsiye edilmektedir. İlerleyen zamanlarda memnun kalınması halinde toplu alımlar yapılması da mümkündür. Üstelik bu şekilde ödenen rakamlar da düşecektir.

Karpuz Çekirdeğinin Faydaları

karpuz cekirdeginin faydalari

Yaz mevsiminin neredeyse en sevilen ve en vazgeçilmez meyvelerinden birisi de karpuz meyvesidir. Karpuz meyvesi yaz sofralarında her zaman bulunan soğuk ve serin tüketilen bir meyvedir.Karpuz meyvesinin içerisinde siyah ve küçük bir sürü çekirdek bulunur. Pek çok insan karpuz yerken bu çekirdeklerden rahatsız olup çekirdekleri ayırsa da aslında bu meyvenin neredeyse bütün faydası çekirdeğindedir.  O yüzden de karpuz meyvesinin çekirdekleri ile birlikte yenilmesi gerekmektedir.

Karpuz Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir?

Karpuz meyvesinde bulunan çekirdeklerden pek çok insanın rahatsız olduğunu, ancak karpuz meyvesinin bütün faydasının çekirdeklerinde olduğunu söylemiştik. Karpuz çekirdekleri ayrı olarak da kuru bir şekilde hemen hemen pek çok yerde satılabilmektedir. İsterseniz bu şekilde satan yerlerden alabilir, isterseniz de evde kendiniz kurutup kullanabilirsiniz.

Karpuz çekirdeğinin faydaları konusundan bahsetmeye gelince;

Karpuz çekirdeklerinin içerisinde çok yüksek bir oranda antioksidan bulunmaktadır. Bu yüksek antioksidan yaşlanma karşıtı olduğu için bu etki ile ciltte bulunmakta olan kırışıklıkların giderilmesinde çok fazla etkilidir. Kırışıklık karşıtı krem ve diğer ürünlerine dikkat ederseniz hemen hemen hepsinin içerisinde karpuz çekirdeği özüne rastlanmaktadır.

Sağlıklı ve parlak saçlar için son derece etkili ve faydalı bir çekirdektir.

Aynı şekilde bu parlaklık sağlama cilt için de gayet geçerlidir. Karpuz çekirdeğini cildinizi parlatmak ve nemlendirmek için kullanabilirsiniz.

Karpuz çekirdekleri kurutulup kullanılarak elde edilen tozun böbrek taşı düşürme konusunda da çok fazla etkili olduğu hemen hemen herkes tarafından bilinmektedir.

İçerisindeki vitaminler ile hafızayı güçlendirici etkisi de fazlaca bulunmaktadır. Düşük ya da yüksek tansiyonu dengede tutma özelliğine de sahiptir

Protein açısından oldukça zengin bir yapıya sahip olan karpuz çekirdeğinin bolca tüketimi son derece faydalıdır. Sinir sistemine de iyi gelir. Aynı zamanda karpuz çekirdeği bağışıklık sistemini oldukça düzenler.

Günümüzde pek çok insanda bulunan kalp rahatsızlıklarına karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır.

Karpuz çekirdeği sindirim sistemi için oldukça faydalı olarak bilinir. Tüketimi ile aynı zamanda mide rahatsızlıklarının önüne geçebilmek de oldukça mümkündür.

Karpuz çekirdeklerinin yüksek kolesterolü dengede tutabilme etkisi de bulunur.

Özellikle sporcular tarafından bilinen ve tercih edilen kas yapmaya yarayan arginin isimli protein, karpuz çekirdeklerinin içerisinde fazlaca bulunmaktadır.

Karpuz çekirdeklerinin B vitamini açısından oldukça zengin bir meyve olduğu bilinmektedir.

Kan şekerini düzenleyerek dengede tutma etkisi bulunmaktadır.

Karpuz çekirdeklerinin cilt ve cilt sağlığı için oldukça çok faydası bulunur.

Karpuz çekirdeklerinin sivilce tedavisinde de kullanıldığı oldukça bilinmektedir. Sivilce oluşumunu engeller ve var olan sivilce izlerini geçirmeye yarar.

Karpuz Çekirdeğinin Zararları Nelerdir?

Karpuz meyvesinde bulunan çekirdeklerin karpuz ile birlikte ya da ayrı olarak normal orandan çok daha fazla oranda tüketilmesi halinde apandisit sorunları ile karşı karşıya gelmek maalesef mümkündür. Ancak bu durum ile çok nadir olarak karşılaşıldığını söylememizde fayda var. Yine de olası sorunlarla karşılaşmamak adına tüketim sıklığına ve miktarına her zaman oldukça dikkat etmenizi tavsiye ederiz.

Karpuz çekirdeğinin fazla tüketilmesi sonucunda sindirim rahatsızlığından dolayı böyle bir apandist problemi oluşabilme ihtimalinden söz edilebilir. Olası apandist sorunları dışında karpuz çekirdeği tüketiminin özellikle sağlık açısından bilinen bir zararı bulunmamaktadır.

Karpuz Çekirdeği Nasıl Tüketilebilir?

Hemen hemen her derde deva, yararlı karpuz çekirdeğini tüketmenin birbirinden farklı pek çok yolu bulunmaktadır.

Karpuz çekirdeklerini direkt olarak yutmak istememeniz halinde karpuz çekirdeklerini kurumaya bırakabilirsiniz. Ardından ise mutfak robotunu ya da bir başka öğütücü  kullanarak kurutulmuş karpuz çekirdeklerini toz haline getirebilirsiniz.

Karpuz çekirdeğinden bu şekilde elde edilen tozu çay olarak da tüketebilmeniz oldukça mümkündür. Kurutulmuş karpuz çekirdeklerini direkt ve katkısız olarak da yemeniz mümkündür. Aynı zamanda en uğraştırmayan yani zahmetsiz şekilde karpuz yerken içerisinde bulunan çekirdekleri karpuzla birlikte de yiyebilirsiniz.

Karpuz Çekirdeği Nasıl Yapılır?

Karpuz çekirdekleri üzerinde bulunan posa atıldıktan sonra ayrılan çekirdekler uzun süre yüksek ısıda kaynatılır. Yeterli kaynamadan sonra iyice ve bolca yıkanıp temizlenmelidir. Bu işlemden sonra suyunu çekmesi için tekrar ateşe konulur ve çok hafif kavrulur sonra da alınır. Son aşama olarak da kıvamını alması için çok sıcak olmaması şartı ile istenilen yere serilir ve belli bir süre kurumaya bırakılır.

Grafen Zararları Nelerdir?

grafen zararlari

Günden güne hızla artan teknolojik gelişmeler toplumların kendi öz tarihlerini yönlendirir. Grafenin de bu gelişmelerin içinde yer alabilmesi mümkün olmuştur. Bronz ve demir antik çağ toplumlarında yayılabilmesi açısından çok fazla önem arz ediyordu ki, bu madenlerin ardından böylece çağlar isimlendirilmiş oldu.

Bu son zamanlarda, yeni bir maddenin geleceği değiştirme potansiyeline sahip olduğu fark edildi. Süper madde olarak adlandırılmış olan grafeni daha iyi anlamak için çabalayan pek çok araştırmacı mevcuttur. Grafenin mükemmel özelliklere sahip olması onun neredeyse efsanevi görülmesini sağlıyor, ancak fizik ve mühendisliğin geleceği için çok gerçek ve sert etkiler ve tehditler ile karşı karşıya kalınabilir.

Bunu tanımlamanın en kolay yolu, ince bir grafit tabakası olmasıdır. Bu yumuşak pul madde, kalemler için kullanılır. Grafit, elementel karbonun bir allotropudur, yani aynı atomlara sahiptir, ancak bu atomların düzeni farklıdır, bu da maddeye farklı özellikler verir.

Örneğin, elmas ve grafit, her ikisi de karbon formlarıdır, ancak özellikleri çok farklıdır. Elmas çok güçlü olmasına rağmen grafit çok kırılgandır. Grafen atomları altıgendir. Onlar düzenlenir. İlginç bir şekilde, grafitten ayrıldığında grafen bazı sihirli özellikler sergiler. Bununla birlikte, grafen bilinen evrendeki en güçlü malzemelerden biridir. Gerilme mukavemeti 130 GPa’dır (Giga Pa) Gücü çeliğin 100 katıdır.

Grafenin Yapısı Nasıldır?

Grafen hem iletken hem de şeffaftır. Bu nedenle, güneş pilleri için bir malzeme olarak büyük potansiyele sahiptir. Genellikle güneş pilleri silikon kullanır Fotonlar bir maddeye çarptığında, silikon bir elektrik yükü oluşturur ve serbest elektronları serbest bırakır. Silikon, kendisine çarpan her foton için sadece bir elektron salıyor. Çalışmalar, grafenin kendisine çarpan her foton için birden fazla elektron salabildiğini göstermiştir. Bu nedenle, grafen güneş enerjisini dönüştürmede daha iyisini yapabilir.

Yakında, daha ucuz ve daha güçlü grafen piller, yenilenebilir enerjide büyük bir artışa yol açabilir.

Grafenin Zararları Nelerdir?

Grafenin zararları nelerdir konusuna gelince; Health Canada’nın grafen içeren maskelerin dağıtımını, üretimini ve ithalatını sağlık riskleri oluşturabileceği için durdurmak istediğini hatırlayabilirsiniz. Çünkü grafen içeren maskeler üzerinde araştırma yapan yetkililer, ön değerlendirmelere dayanarak solunan grafen partiküllerinin akciğer toksisitesine neden olabileceğini belirlediler. Barselona’daki çeşitli merkezlerden bilim adamları, beyne implante edilebilen ve izlenebilen mikro transistörler geliştirmek için bu esnek, ultra ince malzemeyi, grafeni kullanıyorlar.

Hepimizin bildiği gibi, beyin sinyallerinin her biri farklı bölgelerde ilgili bilgiler sağlayan yüksek ve düşük frekanslı sinyaller vardır. 0.1 Hz’nin altındaki bu çok düşük frekanslar elektrotlarla ölçülemez, ancak bunları grafen mikrotransistörlerle okuyabiliriz. Farelerin beyinlerinde test edilmiştir. Çok küçük bir alanı kaplayan bu malzeme aynı zamanda sensör olarak da kullanılabilir.

Bu madde ile karbon bazlı mikroçiplerde elde edilebilir. Canlı hücrelerdeki hücresel süreçlerle etkileşime girebilir veya bunları bozabilir ve hasara neden olabilir. Uzmanlar, nanomalzemelerin vücutta karbon nanomalzemelere dönüştüğünde veya dokularda biriktiğinde organlar için risk oluşturabileceğini söylüyor. Yani grafene maruz kaldığınızda; vücudun bağışıklık sistemi tepki verecek ve iltihaplanmaya neden olacak, bu da ilerde kanser olacağınız anlamına geliyor.

Örneğin, bunun için vücutta grafenin birikmesini ve aglomerasyonunu en aza indirmek için bazı önerilerde bulunurlar. Çünkü organizasyonda birikmesi ciddi zararlara neden olabilir. İsrail’de ikinci doz Pfizer/BioNTech aşısı olan 62 kişide miyokard iltihabı (miyokardit) gelişti. ABD sağlık kuruluşunun CDC’sinde (Hastalık Önleme ve Önleme Merkezleri) bir grup uzman, mRNA ile aşılanan gençler arasında çok nadir görülen kalp hastalığının aşı ile ilgili olabileceğini belirtti.

Grafen Nasıl Elde Edilir?

Grafen, mekanik pul pul dökülme, sıvı faz pul pul dökülme, silisyum karbür ayrıştırma, kimyasal buhar çöktürme ve grafen oksit indirgeme gibi yöntemlerle hazırlanabilir. Grafen oksitin indirgeme yöntemi dışındaki yöntemlerin çıktısı düşüktür. Grafen oksidin indirgenmesi zor ve zaman alıcı bir işlemdir, ancak yüksek verimle ölçeklendirmek en uygunudur. Kimyasal bir yöntem olarak, grafen oksitin indirgenmesi çok zorlu bir süreçtir ve süreç değişkenlerinin nihai ürünün performansı üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu sıkı süreç kontrolü gerektirir. Kimyasal buhar çöktürme gibi düşük verimli yöntemlerle grafen üretimi konusunda yerli araştırmalar olmasına rağmen, grafen oksitten kimyasal yöntemlerle grafen üretimi hala belirsizdir.

Kirpi Etinin Faydaları

kirpi etinin faydalari

Zaman içerisine farklı hayvanların etleri hakkında yeni görüşler ortaya çıkmıştır. Kirpi eti de son zamanlarda pek çok habere gündem olmuştur. Halen ciddi kesimler tarafından bilinmemesine karşın bazı yörelerde yaygın olarak tüketildiği bilinmektedir.

  • Belli hastalıklara iyi gelmesi
  • Tadının güzel olması
  • Avlanmasının kolay olması kirpi etinin popüler olmasını sağlayan ana nedenlerdir.

Kirpi Eti Yenir Mi?

İslam dini hangi hayvanların etlerinin helal hangilerinin haram olduğu konusunda belli sınırlar çizmiş durumdadır. Ancak insanların dahil olduğu mezheplere göre sınırların farklı şekilde algılanması mümkündür. Mezheplere göre haram ve helal algısının değişim göstermesi ise normal olarak karşılanmaktadır. Kirpi eti yemek haram mı sorusu da mezhepler üzerinden farklı şekillerde yanıt almaktadır. Elde edilen bilgilere göre;

  • Hanefi
  • Hanbeli mezheplerine göre kirpi etinin yenmesi mekruhtur.

Mekruh olarak nitelendirmek haram demek değildir. Ancak bir şeyin mekruh olması harama çok yakın olması demek olduğundan insanların olabildiği kadar uzak kalmaları önerilmektedir. Kirpinin eti konusunda;

  • Şafii
  • Maliki mezhepleri helal olduğu yönünde yorumlamalarda bulunmaktadır.

Bahsedilen yorumlar büyük İslam alimleri tarafından yapılmıştır. Bu neden yüzünden kişiler yemek ya da yememek konusundaki kararlarını dahil oldukları mezheplere göre gönül rahatlığı ile gerçekleştirebilmektedir.

Kirpi Eti Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

Doğada pek çok farklı türü olan kirpi için belli hastalıklara iyi geldiğine yönelik açıklamalar yapılmaktadır. Kirpi etinin yenmesi ile şifa bulacaklarını düşünenler yüzünden hayvanın avlanma oranları ciddi seviyelere ulaşmıştır. Kirpi etinin iyi geldiği hastalıklar arasında;

  • Egzama,
  • Cüzzam,
  • Verem,
  • Sedef,
  • Hemoroit gibi rahatsızlıklar bulunmaktadır.

Gece altına işeme sorunu yaşayan çocukların da aynı et kapsamında şifa bulacaklarına yönelik bir inanç vardır. Ayrıca çocuğu olmayan kadınların da düzenli olarak bu etten tüketmeleri önerilmektedir. Et tüketim yöntemlerine yönelik yörelere göre değişim gösteren rivayetler olduğu da bir gerçektir. Ancak rivayetlerde uygulanan yöntemler oldukça çağ dışı olarak yorumlanmaktadır. Bu neden yüzünden artık tüketimler sadece etin pişirilmesi üzerinden gerçekleşmektedir.

Kirpi Eti Yemek

İnsanlar kirpi eti faydası ya da faydalarını temin edebilmek adına bu eti yemeyi tercih etmektedir. Bazı yörelerde ise alışkanlıklardan ötürü bahsedilen etin yenmesi normal olarak karşılanmaktadır. Fakat kirpi eti yemek ile alakalı araştırmalar yapıldığında bu durumun yeni ortaya çıkmadığı görülmektedir. Bahsedilen rivayetler Anadolu’da kirpi etinin tarihinin çok eskilere dayandığının bir göstergesidir.

Kirpi etinin doğrudan yenmesi mümkündür. Bu et ya da kirpi havanının farklı uzuvları kullanılarak belli ilaçlar da yapılabilmektedir. Geçmiş zamanlarda şifa bulunması için hazırlanan karışımlarda kirpi en önemli kaynaklardan biri olarak tanımlanmıştır. Günümüzde ilaçlar genel manada bitkilerden elde edilmektedir.

Kirpi Eti Nasıl Pişirilir?

Kirpi etlerinin pişirilmesi konusu hastalıklarına şifa bulmak isteyenlerin araştırmalarına konu olmaktadır. Öncelikle bu hayvanın eti de sıradan bir et türüdür. Yani istenen şekillerde pişirilerek yenmesi mümkündür. Yapılan araştırmalar kirpi eti pişirme teknikleri arasında en çok yahninin kullanıldığını göstermektedir. Etin şifa bulmak amacı ile katıksız olarak haşlanarak yenmesi de mümkündür. Bazı yörelerde ise pişirme esnasında;

  • Soğan
  • Sarımsak
  • Pirinç gibi malzemelerle tatlandırma sağlandığının altı çizilmektedir.

Damak tadına göre değişim gösteren baharatların da etin içerisinde katılmasında bir sakınca yoktur. Daha önce kirpi eti yememiş olanlar için iki uyarı yapılmaktadır. Öncelikle bu hayvanın etindeki yağ oranı fazladır. İkindi uyarı ise etin tadı ile alakalıdır. Çünkü kirpi etinin pek çok insanın damak tadına göre ekşi kaldığından bahsedilmektedir. Fakat özellikle alışıldıktan sonra etin tadının çok sevildiği de bilinmektedir.

Kirpi Eti Nerede Satılıyor?

Açıklanmış olan hastalıklara iyi gelmesi yüzünden kirpi eti nasıl bulunur konusu pek çok kere gündem olmuştur. Hatta bazı insanların yasadışı olarak internet üzerinden kirpi eti satışı yaptığı da ortaya çıkmıştır. Ülkemizde herhangi bir kasaba giderek bu hayvanın etinin bulunması mümkün değildir. İnternet üzerinden de yasal şekilde temin edilememektedir. Etin en iyi bulunma yöntemi hayanın avlanmasıdır. Ancak bu durum ülkemizdeki kirpi sayısının ciddi oranda düşmesine neden olmuştur. Resmi birimlerden yapılan açıklamalara göre kirpinin bahsedilen hastalıklara iyi gelmemektedir. Bundan ötürü hayvanların avlanmasının durdurulması istenmektedir. Tabi gerçekleştirilen açıklamalara uyan ve inanan insan sayısı yok denecek kadar azdır. 

Amazonit Taşı Faydaları

amazonit tasi faydalari

Doğal taşların insanların enerjileri üzerinde doğrudan etkileri bulundukları bilinmektedir. Etkilerin temin edilebilmesi için;

  • Taşların doğru olarak kullanılması,
  • Ten temasına dikkat edilmesi,
  • Taş temizliğinin uygun olarak yapılması gibi noktalara dikkat edilmesi şarttır.

Amazonit taşı nedir ne değildir. Konusunda da benzer uyarılar yapılmaktadır. Amazon Nehri içerisinden temin edilen bu taşın 4000 yıl öncesinden beridir kullanıldığına inanılmaktadır. Etkileri ve faydalarının yanı sıra görünümü ile de dikkat çeken bu taşın farklı aksesuarlar içerisinde kullanımı da mümkündür. Üstelik artık ülkemizden de erişimi zahmetsiz ve kolay şekilde gerçekleştirilebilmektedir. İşte amazonit taşı ile alakalı olarak merak edilen tüm detaylar.

Amazonit Taşı Özellikleri

Amazonit taşı isminden de belli olduğu üzere içerisinde amazonit bulunduran bir taştır. Kaynağı Amazon Nehri olarak gösterilmektedir. Bu neden yüzünden doğal olmasına dikkat edilmelidir. Zira piyasada görünüm açısından bu taşa benzemesine karşın sahteleri de dolaşmaktadır. Amazonit taşı;

  • Koyu mavi,
  • Mavi,
  • Turkuaz,
  • Mavi – yeşil gibi renklerden oluşabilmektedir.

Renklerin çok olması da taşın özelliklerinden biridir. Ayrıca dikkatli bir şekilde bakıldığında taşın üzerinde küçük kristaller ya da farklı bir değişle prizma şekilleri olduğu fark edilecektir. Bu şekiller yukarıda da verilen renkler ile iç içe geçmiş durumdadır. Böylelikle taşın açıklanacak olan faydalarının yanı sıra bir süs eşyası bir aksesuar olarak kullanımı da mümkün hale gelmektedir.

Amazonit Taşı Ne İşe Yarar?

Amazonit taşı faydaları aynı zamanda taşın ne işe yaradığını da ifade etmektedir. Bu taşın açıklanacak olan faydalarından ötürü uyum taşı olarak nitelendirildiği de bilinmektedir. Taşı uygun olarak kullanan kişilerin;

  • Eskiye göre kendilerini daha sakin hissettikleri,
  • Yaşadıkları olaylara daha pozitif baktıkları,
  • Streslerinin oranlarının azaldığı bilinmektedir.

Taş, sahip olduğu özellikler sayesinde insanların kalplerini sakinleştirmektedir. Ortama pozitif bir hava da kattığı için taşı kullananlar barışçıl insanlar haline gelmektedir. Bu da kişilerin günlük yaşamlarına da iş yaşamlarına da olumlu şekilde etkiler etmektedir. Enerjiyi de yenileyen amazonit taşının etkilerinin daimî olması açısından temizliğine önem verilmesi gerekmektedir.

Amazonit Taşı Nasıl Temizlenir?

Doğal taşların temizliği de kullanımı da faydalarının derecesini belirlemektedir. Öncelikle bu taşların muhakkak tene temas etmesi gerekmektedir. Temas ise sadece taşı kullanan kişiye özel olması lazımdır. Diğer türlü enerji kombinasyonu bozulmuş olacaktır. Amazonit taşı temizliği bakımından diğer doğal taşlarla benzerlik göstermektedir. Kullanıma bağlı olarak aylık şekilde temizlenmesi yeterlidir. İlk kullanım öncesinde de muhakkak verecek olduğumuz yöntemlerle temizlenmesi lazımdır. Temizlik için;

  • Bir kuma gömerek bir gece toprakta bekletmek,
  • Akan suyun altına tutmak yeterli gelecektir.

Yöntemlerden herhangi birinin uygulanması temizliği sağlamış olacaktır. Taşın temizliği için sabun kullanımından kesinlikle uzak kalınmalıdır. Aksinin olduğu durumlarda taşın yapısında belli bozulmalar yaşanacaktır. Bu da otomatik olarak etkilerinin azalmasına yol açacaktır.

Amazonit Taşı Kolye

Doğal taşlar ilk zamanlarda insanların ellerinin altında sıradan taşlar olarak değerlendirilmiştir. Ancak bu şekilde hem kullanım hem de taşıma açısından zorluklar yaşanmıştır. Günümüzde doğal taşlar aksesuar haline getirilmektedir. Kadınlar için de erkekler için de uygun olan aksesuarlar sayesinde taşların etkisini alırken bir yandan da şıklık yakalanmış olunmaktadır. Amazonit taşı bileklik de kolye de bulmak mümkündür.

Bu tür taşların hediye olarak kullanılması da günümüz popüler uygulamalarından biridir. Kadınlara alınan hediyelerde küpeden bahsedildiği üzere bileklik ve kolyeye kadar alternatifler bulunmaktadır. Erkeklere amazonit taşından bir hediye almak isteyenlere tespihler önerilmektedir. Zira hem şık hem de oldukça modern amazonit taşı tespihler satışa sunulmaktadır.

Amazonit Taşı Fiyatı

Doğal taşların kendilerine göre bir piyasası bulunmaktadır. Ortalama rakamlar ise;

  • Taşın bulunma sıklığına,
  • İşlenme durumuna,
  • Büyüklüğüne göre değişim göstermektedir.

Bazı taşlar kesimleri yüzünden enerjilerini kaybetmektedir. Bu tür taşlar piyasa değerlerinin çok altında satılmaktadır. Ancak taşların kullanımı herhangi bir fayda vermemektedir. Amazonit taşı ne kadar ya da fiyatı nedir gibi araştırmalar da benzer maddeler üzerinden yapılmalıdır. Taşın aksesuar olarak temininde kullanılan diğer parçalar da rakamların değişmesine neden olacaktır. Fakat altı yeniden çizilmek gerekirse piyasa değerinin çok altında olan taşlardan uzak durulmalıdır. Amazonit taşını 50 TL’den de çok daha üzeri rakamlardan da satın almak mümkündür.

Amla Yağı Faydaları

amla yagi faydalari

Hindistan’da yaygın olarak kullanılan Amla yağı bizim ülkemizde de kullanılmaktadır. Hindistan’da amla meyvesi doğrudan veya toz olarak yenebilir. Amla yağı, Hindistan cevizi yağı ile ısıtılarak da elde edilebilir. Bu yağ özellikle saç bakımında çok önemlidir. Saç bakımı tüm dünyada kadınların en önemli konularından biridir. Saçları sağlıklı ve parlak tutmak tüm kadınların ilk hayalidir. Bu bakımdan kadınlar daha çok saç dökülmesini önlemek için önleyici tedbirler almaya çalışırlar.

Mevsimsel nedenlerle veya çok miktarda kimyasal kullanımı nedeniyle kadınların saçları hızla dökülmeye başlar. Bu durum birçok kadını rahatsız etmektedir. Birçok kadın saçlarının dökülmemesi için doğru ürünleri kullanır. Bu amaçla faydalı ürün bilgileri elde etmek ister. Kadınların saçlarının istediği bir diğer şey de erken beyazlamaya çare bulmaktır.

Amla Yağı Faydaları Nelerdir?

Amla yağının ne olduğundan ve içeriğinden kısaca bahsettik. Peki nedir bu amla yağının faydaları, ne için kullanmalıyım? gibi sorularınız varsa içeriğimizi okumaya kesinlikle devam edin.

Türkiye’deki adı ile bektaşi üzümü yağı yani amla yağı kullanımını öneren uzmanlar, bu yağın saç büyümesi üzerinde etkisi olduğunu söylüyor. Bu nedenle amla yağı saç çıkartır mı sorusunun cevabı evettir. Phyllanthus emblica yağı saçı besleyen birçok önemli asit içerir. Bu asit sayesinde saçın dayanıklılığı ve canlılığı artar. Bu saçların daha hızlı uzamasına neden olacaktır. Bu, amla yağının faydalarından biri olarak sayılabilir. Saçların çıkmamasının en önemli nedeni çok çabuk kırılacak olmasıdır.

Kadın saçı sürekli olarak birçok süreçten geçer. Bunun sonucunda saçlar kırılır ve canlılığını kaybeder. Saç canlılığını ve nemini kaybeder ve artık uzamaz. Bu noktada uzmanlar Phyllanthus emblica yağının rolünden bahsederler. Amla yağı, saçı güçlendiren mineraller ve vitaminler içerir. Bu sayede saçı uçtan uca besleyebilir. Saçı besleyen amla yağı sayesinde saçlar sağlıksız görünümünden kurtulabilir.

Amla Yağı Nasıl Kullanılır?

Açıklamalar, amla yağının saçlarda kullanımının çok kolay olduğunu gösterir. Amla yağını direkt olarak saç köklerine dökün. Daha sonra bu yağı tüm saç köklerinize masaj yapın. Amla yağının saçta en az iki saat kalması gerekir. Bu süre zarfında şapkayı başınıza geçirin ve iki saat bekleyin. Şapka yerine isteğinize göre bir bone ya da bir tülbent gibi şeyler de tercih edebilirsiniz.

 Ancak amla yağının gece kullanılması daha pratiktir. Gece yatmadan önce saçınıza amla yağı sürün. Sabaha kadar böyle olsun. Bu uygulamayı düzenli olarak uygulayarak saçlar daha parlak ve canlı hale gelecektir. Amla yağını saça sürdükten sonra insanlar kısa sürede etkisini gördüklerini söylerler.

Amla yağını sadece kadınlar kullanabilir gibi herhangi net bir kıssas yoktur. Erkekler de saç veya sakal için amla yağından yararlanabilir. Bunun için elinize biraz bektaşi üzümü yağı alın ve sakalınıza sürün. Yaklaşık bir saat sonra sakalı ılık suyla durulayın. Saçlar için amla yağına başvururken erkeklerin saçlarında amla yağını en az  bir saat bekletmesi gerekmektedir.

Amla Yağının Zararları Nelerdir?

Amla yağı ile alakalı uzmanlar her türlü araştırmayı yaptıklarını belirtir. Amla satışı meydana getiren siteler de bu yağın kullanımının hiç bir zararı olmadığını anlatım eder. Saçları uzatma mevzusunda zararı olmayan amla yağının yine de kesinlikle kullanım sıklığı durumuna dikkat edilmesi önerilir. Amla yağının zararları durumu için  uzmanlar ürünün her gün kullanılmaması gerektiğine dikkat çeker. Buna nazaran amla yağını her gün kullanmak saçların devamlı yağlı bir halde kalmasına sebep olur.

Amla Yağı Evde Nasıl Yapılır?

Amla yağı, en iyi şekilde hindistancevizi  şeklinde elde edilir. Buna ayçiçek yağı da eklenir. Piyasada hazır bulunan amla yağı çoğu zaman katkısız ve saf bir halde karşımıza çıkmayabilir. Sizler için en doğru ve sağlıklı tercih amla yağını evde doğal yollardan kendiniz hazırlamanız ve kullanmanız olacaktır.

1 su bardağı kurutulmuş amlaya Hindistan cevizi yağı ve çok az miktarda Ayçiçek yağı ekleyerek iyice karıştırmanız önerilir. Bu karışımdan sonra amla toz haline bürünecektir. Karıştırma işlemi 5 dakika devam edip tamamen bittikten sonra tavada bu karışımı oldukça az bir ısı ile ısıtmanız gerekecektir. Bu karışım ısındıktan sonra bir süzgeçle iyice süzülmeli ve ardından soğumaya bırakılmalıdır.

Ağdadan Sonra Kabarma ve Kaşıntı Nasıl Gider?

agdadan sonra kabarma ve kasinti nasil gider

Kadınların vücut tüylerinden kurtulmak için değerlendirdiği pek çok farklı yöntem bulunmaktadır. Yöntemler genel olarak tüylerin kökten alınıp alınmaması durumuna göre gruplandırılmaktadır. Ağda;

  • Yüzyıllardan bu yana kullanılan,
  • Farklı türleri bulunan,
  • Tüyleri kökünden alan,
  • Tüylerin daha geç çıkmasını sağlayan etkili epilasyon yöntemlerinden biridir.

Ancak herkes ağda kullanımı konusunda doğru hareket etmemektedir. Hem bu neden yüzünden hem de açıklanacak diğer nedenlere bağlı olarak ağda sonrasında kızarıklıktan kaşıntıya kadar farklı sonuçlar alınabilmektedir. İşte bahsedilen sorunların nedenleri ve sunulan çözüm önerileri.

Ağdadan Sonra Kabarma Neden Olur?

Ağda sonrası kabarma için farklı nedenler sayılabilmektedir. Burada verilecek olan nedenlerin ana sorunu bulmada yardımcı olacağı düşünülmektedir. Siz de kendi yönteminiz ile sorununuzu değerlendirerek çözüm önerileri kısmına geçebilirsiniz.

  • Ağdanın içerik bakımından doğal olmaması,
  • Ağda uygulamasının hatalı şekilde yapılması,
  • Tüylerin çok uzun olması,
  • Ağda sonrasındaki bakımların atlanması kabarma sonucunu getirebilmektedir.

Ağda, tüylerin alınmasında en etkili yöntemlerden biridir. Bazı kadınlar verilen detayların tamamına uygun olarak hareket etmelerine karşın kabarma sonucundan kurtulamamaktadır. Bu durumun nedeni ise tenin hassas olması şeklinde açıklanmaktadır. Ağda, etkili olmasına karşın tek epilasyon yöntemi değildir. Böyle durumlarda kullanım sıklığının azaltılması ya da direkt olarak farklı yöntemlere geçiş sağlanması önerilmektedir.

Ağdadan Sonra Kabarma Nasıl Geçer?

Uzmanlar tarafından verilen öneriler kapsamında ağdandan sonra kabarma nasıl geçer konusu hakkında farklı çözüm önerilerine erişim sağlanabilmektedir. Kaliteli ağdaların ya da vücuda alerji yapmayacak olan bileşenlerin tercih edilmesi bu alanda atılması gerekli olan ilk adımdır. Diğer türlü verecek olduğumuz püf noktaları temelde hatalı uygulamalar olduğundan ötürü herhangi bir sonuç vermeyecektir.

Ağdadan sonra kabarma olmaması için;

  • Ağda yapılan bölgeye çok fazla dokunulmamalı,
  • Bu bölge olabildiği kadar nemli tutulmalı,
  • Ağda bölgesine özel nemlendirici bakımlar uygulanmalı,
  • Ağdadan birkaç saat sonra ılık bir duş yapılmalıdır.

Ağda sonrası bakım önerilerinden sonuç almak için önerilerin bir rutin halinde uygulanması da lazımdır. Aksinin olduğu durumda kabarmalar bir miktar inecek olmasına karşın tam manası ile ortadan kalkmayacaktır.

Ağda Şişliği Nasıl Geçer?

Kadınların cilt tipleri de renkleri de birbirinden farklıdır. Ağda özellikle açık ten rengine sahip olan kadınlarda kendini daha çok belli etmektedir. Bu ten grubundaki kadınlar kızarmanın yanı sıra ağda şişliği de yaşamaktadır. Ağda şişliği neden olur konusunda verilen bir diğer yanıt ağdanın hatalı şekilde uygulanmasıdır. Günümüzde kadınlar genellikle ağdalarını kendileri yapmaktadır. Çok sert çekilen ağda bezleri otomatik olarak deriye hasar vermekte ve şişlik oluşturmaktadır. Şişlik olunması için doğru ağda yapma teknikleri öğrenilmelidir. Buna ek olarak uygulama sonrasında uygun bölgelere buz ile baskı yapılması da önerilmektedir.

Ağdadan Sonra Kaşıntı Nasıl Gider?

Kabartı ve şişlik kadar ağdadan sonra kaşıntı sorunu yaşayan kadınlar da bulunmaktadır. Kaşıntı sorununda da çözüm önerilerinin alınabilmesi adına ilk olarak nedenin bulunması lazımdır. Bazı kadınlar bilmemelerine karşın ağda alerjisi bulundurmaktadır. Alerjen bünyelerde kaşıntının gitmesinin tek çözümü farklı epilasyon yöntemlerinin denenmesidir. Bunun haricinde kaşıntıdan kurtulabilmek için;

  • Ağda sonrasında pamuklu kıyafetlerin tercih edilmesi,
  • Ilık duş alınması,
  • Buz uygulamalarının yapılması,
  • Soğuk su ve süt karşımınım ağda bölgesine sürülmesi yöntemleri denenebilmektedir.

Yöntemlerin biri y ada birkaçı eşzamanlı olarak kullanıldığında kısa sürede sonuç vermektedir. Hangi yöntemin kimde işe yarayacağı da cilt tipleri ile alakalıdır. Bu neden yüzünden deneme yanılma yöntemi üzerinden ilerleme sağlanmaktadır.

Ağda Sonrası Kızarıklık Nasıl Geçer?

Ağda sonrası kızarıklık da uygulama bazında önemli noktalardan biridir. İşlem sonrasında bir süre kızarıklık görülmesi normal karşılanmaktadır. Fakat kızarıkların uzun süre kalması normal değildir. Siz de ağda sonrasında kızarıklık sorunu yaşıyorsanız;

  • Ağdadan birkaç gün önce kese yaparak,
  • Ağda sonrasında hafif kese uygulamaları deneyerek,
  • Ağda sonrasında gözenekleri tıkayacak makyaj uygulamalarından kaçınarak,
  • Korumasız olarak güneşe çıkmayarak,
  • Çok sıcak ya da soğuk sulardan uzak kalarak bu sorunu ortadan kaldırabilirsiniz.

Fazla bilinmemesine karşın aşırı terleme de ağda sonrasında kızarıklık sorunu oluşturabilmektedir. Bu durum terin kimyasal yapısı ile alakası bulunmaktadır. Çok sıcak günlerde ağda yapmamak ya da aşırı terlemeye neden olacak aktivitelerden uzak kalmak da kızarıklıkları önleyecektir.

El Ağdası Nasıl Kullanılır?

el agdasi nasil kullanilir

Özellikle kadınlar her zaman temiz ve pürüzsüz bir cilde, vücuda sahip olmak isterler. Bu temiz ve pürüzsüz vücuda sahip olmak için uygulanan yöntemlerden birisi de el ağdası yöntemidir. Bu ağdanın diğer ağda türlerinden farklı olarak uygulanan bölgeden ağda bezi yerine elle çekildiğini biliyoruz. El ağdaları cildi ve vücudu daha az tahriş etmekte ve daha kolay temizlenme özelliğine de sahiptir.

El Ağdası Kullanımı

El ağdası nasıl kullanılır sorusu özellikle ilk kez kullanacak olanların bir hayli kafasını meşgul etmektedir. Fakat el ağdasının uygulanması çok kolaydır. Birkaç kez kullandıktan sonra artık kolaylıkla bu uygulamayı yapabileceksiniz.

Fayans veya mermer gibi kuru bir yüzeye mümkün olduğunca fazla ağdayı dökün. Buna ek olarak el ağdasını cezve ya da ufak bir tencerede ısıttıktan sonra da fayans ya da mermer gibi kuru bir yüzeye dökebilirsiniz. Başka bir alternatif ise ağzı sıkıca kapalı olan hazır el ağdasını su dolu tencerenin içinde kaynattıktan sonra kullanmaktır.

Ağda vücut sıcaklığına uygun bir sıcaklığa ulaştıktan sonra parmaklarınızla kaldırın ve parlak sarıya dönene kadar birkaç kez sakız gibi gerin ve katlayın. Ardından tüylerden arındırmak istediğiniz bölgeye bir spatula yardımı ile ince bir tabaka halinde sürün.

Ters yönde çekmeden önce eliniz ile bastırmanız tüyleri iyice kapsaması bakımından da önemlidir. Batık problemi gibi problemlerle karşılaşmamak adına bu işlemi olabildiğince hızlı yapmanızda fayda var. En son aşama olarak ağda işleminiz tamamen bittikten sonra uyguladığınız bölgeleri iyice ılık suyla yıkamanız gerekmektedir.

Ellerinize ve istemeyeceğiniz alanlara bulaşmamasına dikkat edin. Özellikle ağdaya dokunduktan sonra ellerinizi gözünüz gibi hassas bölgelere sürmemeye dikkat edin. Olası göze ya da hassas olan bir başka bölgeye bulaş durumunda bol suyla yıkamaya özen gösterin. Ve kurulamak istediğinizde de yapışmayacak türden bir bez kullanmaya dikkat edin.

En iyi sonuç için ağda yapılacak bölge kuru ve temiz olmalıdır. Az bilinen ve ağdanın acısını minimum seviyeye indirecek olan bir yöntem olarak; ağdayı uygulayacağınız bölgeye ağdayı uygulamadan önce yeterli miktarda pudra sürüyoruz. Bu şekilde acı minimum seviyeye ulaşmakla kalmayıp, cildinize ve vücudunuza yapışmış olan ağdayı daha kolay çekmenizi de sağlıyor.

El Ağdasının Zararları

El ağdasının zararları bir çok kadın kullanıcı tarafından merak edilmekte olup bu bahsedilecek olan zararları minimum seviyeye indirmek tamamen sizin kendi elinizdedir. Ne tür bir ağda olursa olsun, uzun süreli kullanım bazı yan etkilere neden olacaktır. Tüm ağdaların doğrudan zararlı olduğunu söylemek yanlış olsa da dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır.

Örneğin ağdanın türü ne olursa olsun, cildin buna uygun olduğundan emin olun. Çoğu kadın ve erkeğin el ağdası, ılık ağda, soğuk ağda gibi farklı ağda türlerine alerjisi vardır. Ağdaya alerjisi olan cilde ağda uygulanırsa ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Şekerin karamel haline getirilmesiyle elde edilen evde şeker ve limondan yapılan doğal ağdalar ve reçineli ağda da  da dahil tüm bunlar alerjiye neden olabilir. Bazı bölgelerde sarkmalara neden olabilir.

Bu gibi olası alerji durumlarını ve sarkmaları önleyebilmek için ağda kullanım sıklığını azaltabilirsiniz. Örneğin üst üste yakın zamanlarda uygulamaktan kaçınmanız alerji ihtimalini önleyeceği gibi tüylerinizin tam çıkmasını beklediğinizde alacağınız performans da artacaktır.

Ev Yapımı El Ağdası Tarifi

Markalardan hazır el ağdası almak istemiyorsanız ya da acil ihtiyacınız olduğu halde hazır el ağdasına ulaşacak vaktiniz eğer yok ise limon, su, toz şeker gibi basit malzemelerle evde kendi el ağdanızı yapıp kolaylıkla kullanabilirsiniz.

Ev yapımı el ağdası tarifi yapılması kadar aynı zamanda uygulanması da sizler için çok kolay olacaktır. İhtiyacınız olan malzemeler; Yarım su bardağı su, 2 buçuk su bardağı toz şeker ve biraz da limon suyu.

Küçük veya isteğinize göre orta boy bir tencerenin içerisine verilen miktarlardaki kadar su ve toz şekeri ekleyip kısık ateşte pişirmeye başlayın. Isındıktan sonra yeteri kadar limon suyu eklenmelidir. Bu aşamada devamlı karıştırılmalıdır. Tahta kaşıkla karıştırmanız yapışmaması açısından çok daha iyi olacaktır. Ağda olması gereken kıvama geldiğinde bir kaba aktarın ve oda sıcaklığındaki bir sıcaklığa erişmesini bekleyin.

Hamam Tozu Nasıl Kullanılır?

hamam otu nasil kullanilir

Birçok insanın, özellikle kadınların istenmeyen tüylerle başının dertte olduğunu biliyoruz. Bu istenmeyen tüylerden kurtulup daha temiz ve pürüzsüz cilde sahip olmak için kullanılan yöntemlerden birisi de geçmiş yıllardan beri çoğunlukla tercih edilen ve hemen hemen herkesin kolaylıkla ulaşabileceği hamam tozudur. Hamam tozu genellikle aktarlarda satılmaktadır ve düşük maliyetle istediğiniz verimi alabileceğiniz bir yöntemdir.

Hamam Tozu Kullanımı

Hamam tozu nasıl kullanılır konusuna gelince; istenmeyen tüylerden kurtulmak için hamam tozu kullanmaya karar verenler, uygulama alanının genişliğine göre miktarı belirlemeli ve ardından tozu bir kaseye aktarmalıdır. Daha sonra suyu yavaş yavaş eklemeli ve kremsi bir karışım elde edene kadar karıştırmalısınız.

Hazırlanan krem karışımı uygulama yapılacak bölgeye sürülerek 4-5 dakika bekletilip hemen ardından temizlenmelidir. Temizlerken destek olarak pamuk tiftiği gibi bir bez kullanabilirsiniz. Bölgeyi temiz suyla yıkayabilirsiniz. Sert bastırmamakta fayda var. Daha sonra tüylerinizin döküldüğünü göreceksiniz. Yaklaşık 2 hafta sonra dökülen tüyler tekrar uzamaya başlayacaktır.

Hamam tozundan sonra en çok merak edilen hamam yağıdır. Bu yağ, toz hali gibi cildi istenmeyen tüylerden arındırmak için değil, arındırılıp dökülmüş olan tüylerin yeniden çıkmasını ertelemek ve tüylerin sıklığını azaltmak için kullanıır. Hamam tozu ile istenmeyen tüylerinizden kurtulduktan sonra cildinize 3-4 damla damlatın ve yaklaşık 7-8 dakika masaj yapıp iyice yedirin. Bu uygulamayı cildinizin tahriş olmaması adına yaklaşık 9-10 gün kadar zaman aralığı ile uygulamanız çok daha yerinde bir karar olacaktır.

Hamam tozu; kimyasal maddeler içerdiğinden kötü ve tehlikeli bir kokuya sahiptir. Bu nedenle hazırlarken ve özellikle kullanırken bu kokuyu mümkün olduğunca solumamaya özen göstermek ve bu tozu kullanma işini bir an önce bitirmek önemlidir.

Hamam Tozunun Faydaları Nelerdir?

Hamam tozunun faydaları hemen hemen herkesin endişe ile merak ettiği bir konu olmaktadır.  Özel bir bitki olan hamam tozu pek çok açıdan faydalıdır ve acaba hamam otu yağı tüyleri azaltır mı gibi bir soruya da olumlu yanıt verilebilir.

Jilet veya diğer tüy dökücü kremlerle karşılaştırıldığında, tüyleri daha uzun sürede yenileyebilir. Kullanımı çok kolay ve  pratiktir. Fiyat olarak da diğer epilasyon kremlerinden çok daha ucuz olduğu için bütçe dostudur. Cildi tahriş etmeden tüyleri kolayca çıkarmanıza yardımcı olabilir. Cildi kurutmaz veya yağlı hale getirmez. Yine de çok az zaman aralıklarıyla kullanmanız ve cildinizde uzun süre bekletmeniz cilt sağlığınız açısından zararlı olacağı için dikkat etmenizde fayda var.

Kullanımdan sonra ciltten kolayca temizleyebilirsiniz. Tüyler ile birlikte bez veya liflerle ovarak deriden uzaklaştırıp cildinizi ferahlatabilirsiniz. Hamam tozunun kokusu çok rahatsız edici olabilir. Özellikle bu noktada çok dikkatli olmalısınız. Hamam tozunu kullandıktan sonra aynı yeri beyaz sabun veya duş jeli ile yıkarsanız koku kolayca ve rahatlıkla kaybolacaktır.

Hamam Tozunun Zararları Nelerdir?

Hamam tozunun zararları nelerdir sorusunu sormak ve olası sonuçlardan haberdar olmak oldukça önemlidir. Faydaları da göz önüne alındığında; bu zararlı bilerek, cildinizde deneyerek kullanmanız çok daha mantıklı olacaktır.

Gebelik döneminde olanlar özellikle hamam otu zararlı mı gibi önemli sorulara doğru yanıt alabilmek  için doğru bilgilere sahip olmak ve kullanım noktasında oldukça bilinçli davranmak gerekmektedir.

Hamam tozu çok güçlü ve tehlikeli bir yapıya sahiptir ve kimyasal olarak As2S3 olarak adlandırılır. Hepimizin bildiği gibi, bazı insanlar hamam tozu kullandıktan zehirlenir, hatta ölüm noktasına kadar bile gidebilir. Bu kötü sonuçların nedeni maalesef ki kokuya çok fazla maruz kalmaktır. Aynı nedenle, hamam tozu ve yağının bilinçsizce uzun süre ciltte bırakılması ciddi tahriş ve yanıklara neden olabilir ve vücutta alerjik reaksiyonlara da neden olabilir.

Ancak yine de hamam tozu kullanmak istiyorsanız önce cildinizin küçük bir bölgesine uygulamanız, 2-3 dakika beklemeniz, temizlemeniz ve reaksiyon oluşmaması için bölgeyi 24 saat gözlemlemeniz gerekir. Ayrıca yüz ve göz gibi hassas bölgelerinizde asla kullanmamanız gerektiğini de bilmelisiniz. Ciltte kaşıntı, yanma veya kızarıklık gibi farklı bir etki ile karşı karşıya geldiyseniz bu tozu kesinlikle kullanmayınız. Aynı şekilde uygulayacağınız alanın iyi havalandırıldığından emin olmalısınız. Kesinlikle bu hamam tozunu hava olmayan küçük bir alanda kullanmayıp kokusuna uzun süre maruz kalmamaya çok dikkat etmelisiniz.

Hasta Yatağı Nasıl Olmalı ?

hasta yatagi

Hasta yatakları, hastaların rahatının sağlanabilmesi, vücut sağlıklarının korunması ve hareketlerinin kolaylaşması için tasarlanmış yatak tipleridir. Genel olarak ortopedik sınıfında değerlendirilir ki bu nedenle diğer tüm yataklardan fiyat bakımından farklılık gösterir. Hasta yataklarının özellikleri incelendiğinde bu fark açıkça görülebilir. Örneğin hastalar için tasarlanan yatakların taşıma kapasitesi, büyüklüğü, korkulukları ve uzunlukları normal yataktan farklıdır. En temel farklılık da aslında motor gücüne sahip olan yatak tipi olmalarıdır.

Yatalak Hasta Yatağı

Yatalak hasta yatakları olarak da bahsedilen medikal hasta yatakları, hastalar için de hastalarla ilgilenecek olan kişiler için de önemli kolaylıklar sunmaktadır. Hem hastaların kolay hareket etmesini sağlar hem de seçilen hasta yatağı tipine göre hastaların sırt bölgelerinde oluşan yaraları önler. Ayrıca hastalara ve yakınlarına kolaylık olması adına ikinci el hasta yatağı seçenekleri de mevcuttur.

Medikal Hasta Yatağı Fiyatları Ne Kadar?

Hasta karyolası olarak da bahsedebiliriz hasta yataklarından. Hasta yatakları ile ilgili en çok merak edilen konulardan birisi fiyattır. Tarafımıza sıklıkla medikal hasta yatağı fiyatları ile ilgili sorular gelmektedir. Bu durumda da yine hasta yatağı özelliklerine ve tiplerine göre fiyat farklılıklarını açıkça görebiliyoruz. Örneğin diğer motorlu hasta yataklarına göre 2 motorlu hasta yatakları daha ucuzdur. Tabi bunun yanında karyola başlığı, ek korkuluk vs. gibi eklemeler de fiyatta değişikliklere neden olmaktadır.

Hasta Yatağı Seçiminde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Hasta yatakları, hastalar için büyük kolaylık ve konfor sağlamaktadır. Bu nedenle de seçimi oldukça önemlidir. Doğru seçim, hastanın hareket kısıtlamasına göre seçim yapılması vs. fazlasıyla önemlidir. Hareket edebilme özelliğine göre sınıflandırılan hasta yatakları, hastaların ne derece hareket edebildiklerine göre kategorilere ayrılmaktadır. Bu nedenle de hastanızın durumuna en uygun olacak hasta yatağı tipini seçmenizde fayda var. Peki ya hasta yatağı seçimlerinde nelere dikkat edilmelidir?

Öncelikle vücut sağlığını en iyi şekilde koruyacak olan hasta yatağını seçmelisiniz. Zaten hasta yatağı denilen şey de buna göre tasarlanmış olup hastaların vücut sağlığını bozmama odaklıdır. Hastanın vücut şeklini alan, bel kısımları belirli yumuşaklıkta olan hasta yatakları, hastalar için fazlasıyla önemli ve gereklidir. Hastanın hareket durumuna zıt özelliklere sahip olmalıdır yatak. Bütün bunlar hasta yatağı seçiminde önemli olan kriterlerdendir. Firmamızla iletişime geçerek hastanız için en ideal hasta yatağı tipini bulabilir ve detaylı bilgiler alabilirsiniz.

Motorlu Hasta Yatağı Özellikleri Nelerdir?

Motorlu hasta yatağı ya da motorlu hasta karyolası olarak bahsedebildiğimiz yataklar, el ile değil kumanda ya da tuş ile ayarlanan yataklardır. Üzerinde bulunan motor tipine, motor sayısına vs. göre isimlendirilmekte ve işlev kazanmaktadır. Yatağın alt kısmında bulunan motor sistemi ile yatakların kullanımları kolaylaşır. Tek motorlu hasta yatakları özellikleri, sadece sırt bölgesinin hareket edebiliyor olup yatış açısının ayarlanır olmasıdır. İki motorlu hasta yatağı özellikleri de hem sırt hem de ayak kısmının hareket edebiliyor olmasıdır. Üç motorlu hasta yataklarının özellikleri, ayak ve bel hareketi yanı sıra yükseklik ayarlanabilme özelliği olmasıdır. Dört motorlular ise tüm bunlara ek olarak kan basıncının düzenlenmesinde de yardımcı olur.

Motorlu Hasta Karyolası Avantajları Motorlu hasta yatakları avantajları, oldukça çok sayıdadır ve her bir avantaj, hastanın bir şekilde daha sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Konforlu ve rahat bir yatma deneyimi elde edilmiş olur ve motorlu hasta yatakları sayesinde hastanın sırt ve bel ağrıları son bulmuş olur. Ayrıca sürekli yatmak zorunda olanlar için de yara oluşumunu önleyici tipler mevcuttur. Firmamız tarafından sunulan ELT 120, ELT 200, ELT 210, ELT 220, ELT 230, ELT 240, ELT 250, ELT 260, ELT 310, ELT 320, ELT 330, ELT 400, ELT 410, ELT 420, ELT 430, ELT 440, ELT 450, hasta yatakları konforunuz için oldukça avantajlıdır. Web sitemizden tüm detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

İyot Damlası Nasıl Kullanılır?

iyot damlasi nasil kullanilir

İyot, 1800’lerde Barnard Courtois tarafından keşfedilen nadir bir elementtir. Bu elementin rengi mora benzer ve çeşitli guatr tedavilerinde kullanılmıştır. Özellikle deniz ürünlerinde düzenli iyot alımı çok önemlidir. Hamilelik sırasında iyot eksikliği, sağlıksız kilo alımı, fazla kilo ve iyot eksikliğinin neden olduğu tiroid problemlerinin neden olduğu çeşitli anormalliklere neden olabilir.

İyot içeren iyot damlaları vücuttaki iyot eksikliğini önlemek için önerilen takviyelerdir. İyot damlaları, suda çözünen haplar, kapsüller veya katı ilaçlar gibi değildir. Sıvı halde üretilmektedir.

İyot damlası nasıl kullanılır diye sorulduğunda en kolay ve rahat olan yöntem İçme suyuna 2 veya 3 damla eklenerek tüketmektir. Pek çok insan bu iyot damlası sayesinde sağlıklı ve eksiksiz hissetmeyi başarmış, hatta fazla kilolarından kurtulup istediği görünüme kavuşabilmiştir.

İyot, insan ve hayvanların normal büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan önemli bir besindir. Vücudumuzdaki iyotun çoğu tiroid bezindedir ve tiroid hormonlarının yapımında kullanılır. Bu hormonlar, vücut ısısının ve enerjisinin oluşumunun yanı sıra normal vücut büyümesi ve entelektüel gelişim gibi olayların devamını sağlar.

 İyot eksikliği olan topraklarda ve bölgesel sularda yetişen gıdalarda yetersiz iyot seviyeleri bulunmuştur. Bu yiyecekleri yiyen insanlar yeterince iyot alamazlar. Bu nedenle gerekli iyotu iyot damla takviyeleri ile vücudumuza kazandırıyoruz.

Doktorunuza danıştıktan sonra iyot damlası kullanmanızı öneririz. Herhangi bir hastalığı olan kişiler ilaç kullandığından iyot damlaları zararlı olabilir, bu nedenle bu tür hastalıkları olan kişilerin kullanmaya başlamak için doktora başvurmaları gerekir.

İyot Damlası İle Zayıflama

İyot damlası ile zayıflama mümkündür. Özellikle son zamanlarda obezite hastalığına sahip insan sayısı çoğalmış, ve buna ek neredeyse hemen hemen herkes sağlıksız beslenmeye başlamıştır. Bu sebeplerden ötürü de fazla kilo problemi kaçınılmaz olmuştur.

Hormonal dengesizlik hafife alınsa da aslında ciddi sorunlara yol açan bir hastalıktır. Bu yüzden önlem almanız ve dikkatli olmanız gerekiyor. Önlemleri alırken çok sık boğulmanızı gerektirecek bir durum yoktur. Yapmanız gereken ilacı düzenli olarak almak ve her gün ihtiyacınız olan iyotu takviye etmek. Bunu yaparak, kolayca kilo verecek ve sağlığınızı geri kazanacaksınız. Son zamanlarda etkili olan iyot damlalarını günlük iyot ihtiyacınızı karşılamak için kullanabilir, kısa sürede kilo verebilirsiniz.

İyot Damlasının Yararları Nelerdir?

İyot damlalarının bir çok faydası olduğundan bahsetmiştik. Aşağıda verilen faydalar her zaman ve her durumda herkes için geçerli olmayabilir. Sonuç olarak her insanın bünyesi, sağlığı ve problemleri birbirinden farklıdır. Eğer aşağıda yazan maddelerden herhangi birini kendinizde eksiklik olarak görüyor iseniz mutlaka uzman bir doktor ile konuşarak ve gerekli testler, analizlerden geçerek doktorunuzun önerdiği doğrultuda ilerleyiniz. Aksi takdirde sadece bir madde sizin için eksiklik olduğu için kendi kendinize dozaj ayarlanmadan ve düzensiz kullanır iseniz çok ciddi sağlık problemleri ile de karşı karşıya kalabilirsiniz.

  • Kemiklerin güçlenmesini ve gelişmesini destekler.
  • Guatr oluşumunu engeller.
  • Psikolojik gelişim üzerinde olumlu etkileri vardır.
  • Hamilelik sırasında oluşabilecek düşük ve ölü doğum gibi sorunları önleyin
  • Boy uzamasına ve fiziksel gelişime katkı sağlar.
  • Vücutta yakılan kaloriyi artıracaktır.
  • Metabolizmayı hızlandırır ve normal çalışmasını sağlar.
  • Direnç ve sağlıklı vücuda katkıda bulunur.
  • Gereken enerjiyi sağlar.
  • Doğal kilo kaybı sağlar.
  • Kabızlık problemlerinin oluşmasını önleyebilir.
  • Işıltılı bir cilt görünümü sağlar.

İyot Damlasının Zararları Nelerdir?

İyot damlasının zararları sizi endişelendirebilir fakat buna yol açmamak neredeyse tamamen sizin elinizdedir. İyot damlaları yanlış kullanılırsa aşırı doz zararlı olabilir. Önerilen dozu aşan herhangi bir üründe olduğu gibi, iyot damlalarının yan etkileri olabilir. Aşırı iyot vücudu olumsuz etkileyebilir. Bu sağlığınız açısından çok zararlı sonuçlar doğurabilir. İyot damlası kullanılmaya başlanmadan önce mutlaka alanında uzman bir doktora danışılmalı, yapılan kan ve vitamin değerli ölçümü sonucunda doktorun önerdiği markalar ve doktorun önermiş olduğu miktarlar göz önünde bulundurulmalıdır.

Doz aşımının bilinen bazı tehlikeleri vardır. Vücudunuzdaki deride alerji oluşabilir, vücudun bazı bölümlerinde sivilceler çoğalabilir, büyüme bozukluğu, guatr, kısır gibi hastalıklara yol açabilir. Orijinal olmayan ve son kullanma tarihi belirtilmeyen ürünleri kullanmamanız da yine aynı şekilde sağlığınız için önemli olacaktır.