Kapari Turşusu Nasıl Yapılır? Kapari Faydaları

kapari turşusu

Kapari turşusu nasıl yapılır? şüphesiz herkes tarafından çok meral edilen soruların başına gelmektedir. Kapari, çoğunlukla Ege ve Akdeniz Bölgelerinin kıyı kesiminde yer alan bölümlerde bolca görülen, yabani bir bitki olma özelliğini göstermektedir. Ege ve Akdeniz Bölgelerinde bolca yetişiyor olmasından tahmin edileceği üzere güneşi çok seven bitkinin toplanması son derece güçtür. Dikenli bir yapıya sahip olan Kapari, pek çok anlamda şifa kaynağıdır. Reçeli ve çayı da yapılabilen bu meyvenin en çok tercih edilen tüketilme biçimi ise şüphesiz turşu şeklindedir.

Kapari turşusu için ihtiyaç duyulan malzemeler

  1. Kapari meyvesi (Yarı olgunlaşmış ve yaklaşık 1 kilogram)
  2. 5 Diş Kadar Sarımsak
  3. İsteğinize göre bir miktar kişniş
  4. 1 litre kadar içme suyu
  5. 1 çay bardağı kadar ev yapımı olmasına özen gösterilmesi gereken Elma sirkesi
  6. 4 yemek kaşığı kaya tuzu (İri olmasına özen gösterilmeli)
  7. Tercihen 2-3 adet kadar defne yaprağı

Bu malzemelerin tamamı sağlanması durumunda kapari turşusu için her şey hazır duruma gelecektir.

kapari turşusu
Kapari turşusu

Kapariler güzelce yıkanmalıdır ve kavanozun en alt kısmına yerleştirilmelidir. Bu işlem sırasında 2-3 parmak kadar boşluk bırakılmalıdır ve sonrasında diğer malzemeler boşluk bırakılmayacak şekilde kavanoza sıkıca yerleştirilerek kavanoz kapatılmalıdır. Bu noktada hava almadığından emin olmanız gerekmektedir. Bu işlemin tamamlanarak turşunun yenmeye hazır hale gelmesi için yaklaşık olarak serin bir ortamda 10 ya da 15 gün kadar beklemesi gerekmektedir.

Kapari Turşusu Nedir?

Kapari turşusu Nedir? Son dönemde en çok merak edilen soruların başına gelmektedir. Kapari turşusu pek çok konuda şifa kaynağı olmakla birlikte, doğru şekilde hazırlanması durumunda sağlık açısından kritik faydalar içermektedir. Turşu adını aldığı kapari meyvesinden yapılmaktadır. Meyve, güneşi çok seviyor olması bakımından ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgelerinde sıklıkla görülüyor olmasına karşın toplaması son derece zahmetlidir.

Akdeniz iklimine uygun özellikli ve kısa boylu olan Kapari bitkisi sert yamaçların güneşe bakan yüzünde bolca bulunabilmektedir. Bitkinin yaklaşık olarak 100 ya da 150 yıl kadar yaşayabiliyor olduğu bilinmekle birlikte, dünya mutfaklarında çok sık tüketilen meyvesi ülkemizde son dönemde tüketilmeye uygun şekliyle günümüzde yeni yeni popüler olmaya başlamıştır. Öte yandan bitkinni ismi yöresel olarak değişiklik de göstermektedir. Kepere, keper, gebere, geber otu ve buna benzer bazı isimlerle anılan bitkinin orijinal ismi Kapari’dir. 

Kapari turşusu tüketilmeden önce dikkat edilmesi gerekenlerin başında, bu bitkinin tüketilmeden önce bir süre tuzlu suda ve sonrasında sirkeli suda bekletilmesi gerekliliğidir. En çok tüketim şekli olan turşu haliyle meyvenin tüketilmesi için tomurcuklarını bir süre tuzlu suda bekletildikten sonra, yaklaşık olarak 10 ile 15 gün kadar da sirkeli suda bekletilmesi gerekmektedir. Böylelikle turşu tüketimi için hazır hale gelecektir.

kapari turşusu
Kapari turşusu

Kaparinin Acısı Nasıl Giderilir?

Kaparinin acısı nasıl giderilir? Sorusu özellikle kapari meyvesi ile turşu yapmak isteyenler için en merak edilen soruların başında gelmektedir. Son derece endemik ve yabani olan bu meyvenin suya yatırılması durumunda ne denli acı olduğu da anlaşılmaktadır. Toplandıktan sonra suya yatırılmasında faydalan olan meyve, gün içerisinde suyunun değiştirilmesini gerektirmektedir. Böylelikle acı giderme işlemi daha da hızlanacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken temel mesele su değiştirirken verdiği acı hissidir. Suya biraz yaklaşıldığında acı kendini belirgin edeceğinden, su değiştirme işlemlerini tamamlamak için acı kokusunun bitmesini beklemek son derece kritik bir öneme sahip olmaktadır.

Kapari Faydaları

Kaparinin faydaları saymakla bitmez. Alternatif bir sağlık deposu olan meyve, zorlu işlemlerden geçtikten sonra tüketime hazır hale gelmektedir. Buna karşın bu zorluklara değecek oranda faydaları da bulunmaktadır. En çok tüketim şekli olan turşu haliyle meyvenin tüketilmesi özellikle pek çok konuda fayda sağlamaktadır.

Kaparinin faydaları arasında:

  1. Kilo verilmesini sağlar.
  2. Uzun süreli tokluk hissi yaratır
  3. Gündelik yaşantıda dinç ve dinamik bir özelliğe sahip olunmasını sağlar.
  4. Kronik bir yorgunluk hissine sahip olanlar için bu hissi giderir.
  5. Kemik ve diş gelişimine son derece kritik katkılar sağalar.
  6. Hücre hasarlarının en aza indirilmesini sağlar.
  7. Karaciğer yağlanmalarına karşı mucizevi bir çözüm önerisidir.
  8. Regl düzensizliğini düzenli hale getirir.
  9. Sindirim sistemine katkı sağlar.
  10. Kanser hastaları için alternatif yan katkı sağlamaktadır.  

Bu ve buna benzer pek çok şey bulunmaktadır. Meyvenin magnezyum ve kalsiyum bakımından zengin olması özellikle bu elementlerin eksikliği üzerine gelişen rahatsızlıklarda son derece etkili bir çözüm öneri olarak görülmektedir.

kapari turşusu
Kapari turşusu

Kapari Turşusu- Nefis Yemek Tarifleri 

Kapari nefis yemek tarifleri açısından da lezzetlere lezzet katma konusunda son derece değerli bir meyvedir. Kapari kullanılarak yemeklere lezzet katmak mümkündür. Özellikle basit ve işlevsel olmayan yemeklere bir miktar kapari katılarak renkli ve sağlıklı hale getirilebilmektedir. Bilineceği üzere kapari meyvesinin yararları saymakla bitmemektedir. İşte kapari ile yapılabilecek yemekler:

  1. Kaparili Somon Carpaccio
  2. Limon ve Kapari Soslu Balık Kek
  3. Kaparili Makarna Sosu
  4. Kaparili Levrek
  5. Kaparili Somon
  6. Kaparili Mantar
  7. Kaparili Rus Salatası

Gibi pek çok yemek üzerine bir miktar kapari ilave edilerek çok lezzetli ve son derece sağlıklı bir hale gelmektedir. Bunlara ek olarak unutulmamalıdır ki kapari en çok turşu hali ile tüketilmektedir ve kapari turşusu her anlamda sağlık deposudur.

Kaynak: wikipedia / thespruceeats

Ceviz Suyu Faydaları Nelerdir? 12 Bilimsel Sonuç

ceviz-suyu-faydalari-4

Ceviz suyu faydaları nelerdir? Sorusunun cevabı pek çok şifa kapısını aynı anda açmasının yanı sıra ceviz suyu düzenli olarak tüketildiğinde mucizevi bir alternatif tedavi yöntemi olarak kullanılabilmektedir.

Özellikle her gün aç karınla tüketilmesi sonucundan zayıflama ve dengeli bir sindirim sisteminin oluşmasına çok yüksek katkıları olan ceviz suyu faydaları bakımından en çok tercih edilen alternatif sağlıklı yaşam yöntemlerinin başında gelmektedir.

Bilineceği üzere ceviz zihin açıcı etkisi ve zekaya yaptığı katkıdan dolayı herkes tarafından çok sık tüketilen ve ülkemizde kolaylıkla bulunabilecek alternatif besin kaynaklarının başında gelmektedir.

Cevizin bilinen faydaları arasında diyabete iyi gelmesinden, vücutta bulunan kötü huylu kanser hücrelerin yok edilmesine kadar pek çok özellik bulunmaktadır. Bunların yanı sıra kemik erimesi ve kemik zayıflaması gibi pek çok derde de deva olma özelliğine sahip olan ceviz, su ile tüketildiğinde adeta sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez bir besin kaynağına dönüşebilmektedir. Ceviz suyu faydaları bakımından alternatifi olan pek çok sağlıklı zayıflama yönteminden daha etkili sonuçlar verebilmektedir. 

ceviz suyu faydaları
ceviz suyu faydaları

Ceviz Suyu Nasıl Hazırlanır?

Ceviz suyu nasıl hazırlanır? Sorusu özellikle ceviz suyu tüketerek sağlıklı bir yaşama sahip olmak isteyen ve yine bu doğrultuda sağlıklı bir zayıflama yöntemi belirlemek isteyenler için en çok merak edilen soruların başına gelmektedir. Ceviz, kolayca bulunabilen bir ürün olması bakımından çok tercih ediliyor olmakla birlikte, ceviz suyunun hazırlanması da tıpkı cevizin tedarik edilmesindeki kolaylık kadar son derece basit ve rahat yapılabilmektedir.

Ceviz suyu faydaları bakımından hemen hemen herkesin ilgi odağı haline gelmeye devam etmektedir. Ceviz suyu hazırlamak son derece kolay olmakla birlikte, tüketilmesi ve tedarik edilmesi de son derece koalydır. Öncelikle kabuklu halde bulunan cevizlerin kırılarak içlerinin çıkarılması gerekmektedir. Ceviz suyu hazırlanırken 2 ya da 3 parça ceviz içine ihtiyaç duyulmaktadır. Kırılarak içi ayıklanan 2-3 parça ceviz, akşam uyumadan önce bir bardak kadar suyun içerisine bırakılmalıdır. Böylelikle ceviz suyu hazırlanmış olacaktır. Sonrasında ise bu su afiyetle içilerek, içinde ki cevizlerin de yenilmesi gerekmektedir.

Ceviz Suyu Faydaları

Ceviz suyu faydaları bakımında adeta bir şifa deposu olmaktadır ve onlarca sağlık probleminin çözümünde etkin bir şekilde kullanılabiliyor olmasının yanı sıra sağlıklı bir kilo verme ve sindirim sisteminin düzenli çalışması için de alternatif oluşturmaktadır. Neredeyse hiçbir yan etkisi olmayan ceviz suyu, vücut içerisinde dengeleyici özelliğiyle dikkat çekmektedir. Cevizin doğal faydalarının yanı sıra ceviz suyunun faydaları tahmin edileceğinden çok daha yüksektir.

Ceviz suyu her anlamda bir şifa kaynağı olmakla birlikte doğru şekilde tüketilmesi gerekmektedir. Özellikle aç karınla tüketilmesi göstereceği etkilerin açığa çıkması bakımından son derece kritik bir öneme sahip olmaktadır. Şifa deposu olan ceviz suyu faydaları arasında şunlar bulunmaktadır:

  1. Kolesterolü düşürmektedir.
  2. Kalp sağlığını koruyarak, kalp krizi riskini en aza indirmeye katkı sağlamaktadır.
  3. Sinir sistemi üzerinde son derece etkilidir ve stres ya da kaygı gibi durumları önler.
  4. Kalp damalarının en iyi şekilde çalışmasında yardımcı role sahiptir.
  5. Tiroid hastaları için alternatif bir şifa kaynağıdır.
  6. Cildin tazelenerek genç bir görünüm kazanmasına katkı sağlar.
  7. Kansere karşı son derece etkilidir.
  8. Karaciğeri güçlendirmektedir.
  9. Sağlıklı kilo vermeyi sağlamakla birlikte metabolizmayı hızlandırmaktadır
  10. Sedef ve egzama gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilir.
  11. Emziren kadınlar için uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir.
  12. Tok tutucu özelliğe sahiptir.
  13. Diyabet hastaları için yüksek faydaları bulunmaktadır.  

Bunlar ve bunlara benzer pek çok konuda şifa kaynağı olan ceviz suyu, kolaylıkla hazırlanarak herkes tarafından ulaşılabilir bir alternatif sağlıklı yaşam yöntemi olma özelliğine sahiptir. Özellikle cevizin zengin bir besin değerine sahip olması ve pek çok vitamini içeriyor olması emziren anneler açısından büyük önem arz etmektedir. Ceviz suyu faydaları içerisinde en dikkat çekici özellik emzirme döneminde olan annelerin, süt aracılığıyla şifa deposu olan ceviz suyunun faydalarını bebeklerine geçirebilecek olmasıdır.

ceviz suyu faydaları
ceviz suyu faydaları

Ceviz suyu faydaları arasında regl döneminin düzenli olarak yaşanması ve cilt konusunda yapmış olduğu mucizevi etki ile kadınları son derece önemle ilgilendiren özellikler de bulunmaktadır. Bunların yanı sıra ceviz suyu karışımı ile tırnak ve saçlar da beslenmektedir. Böylelikle ceviz suyu sadece alternatif bir şifa kaynağı olmakla kalmayarak alternatif bir bakım aracı olarak da görülebilmektedir. Kan şekerini düzenleme konusunda da son derece etkin çözümler sunan ceviz suyu, uyku problemi yaşayan insanlar için de uyku düzenleyici bir yapıya sahiptir.

Ceviz Suyu Ne kadar Süreyle İçilmeli?

Ceviz suyu ne kadar süreyle içmeli? Sorusu özellikle bu karışımın ne denli yararlı ve sağlıklı sonuçlar verdiğinin bilincinde olan kimseler tarafından belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda ceviz suyu tüketmenin genel anlamıyla zararlı hiçbir yönü olmamakla birlikte, yan etkileri de neredeyse yok denecek kadar azdır. Bu sebepten dolayı gönül rahatlığıyla tüketilebilir olmaktadır. Ceviz suyunun uygun şekilde tüketilmesi bu karışımın sağlayacağı faydaların en etkin şekilde alınması adına önemli bir yere sahiptir. Her ne kadar açık bir yan etkisi olmamasına karşın suyun tüketilmesi açısından dikkat edilmesi gereken bazı noktalarda bulunmaktadır. Ceviz suyu faydaları en iyi şekilde açığa çıkarılması adına günde bir bardak kadar aç karınla içilmesi gerekmektedir. 15 gün arayla düzenli olarak kullanılmasına da dikkat edilmesi gerekmektedir.

Kaynak: healthline / health.harvard

Diz Ağrısı Neden Olur? Geçirmek İçin 2 Etkili Yöntem

diz ağrısı

Diz ağrısı tek ya da çift taraflı olarak ortaya çıkabilen bölgesel bir rahatsızlıktır. Ağrı bölgeseldir ancak altında yatan nedenler kişiden kişiye değişebilir. Dolayısıyla dizde oluşan ağrının nedenlerini de yaşanılan semptomlar doğrultusunda belirlemek daha isabetlidir. Aslında diz kapağı ağrısı birçok yöntemle tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Ancak herkesin iyileşme süresi ve süreci farklı seyredebilir. Ağrı şiddeti de keza böyledir. Eklemler ve kas yapısı her insan için farklı olabileceğinden, diz ağrısı hassasiyeti de herkes için farklı olabilir.

Diz ağrısını geçirmek için etkili yöntem bulmak kolay olmayabilir. Dolayısıyla kendiniz için en iyisini bulabilmek ağrının nedenleri hakkında bilgi sahibi olmaktan geçer. Peki diz ağrısı neden olur?

diz ağrısı
diz ağrısı neden olur? geçirmek i̇çin 2 etkili yöntem 11

Diz Ağrısı Nedenleri

Diz ağrısı nedenleri ağrının uzun ya da kısa süreli olmasına göre sınıflandırılabilir. Çünkü kronik diz ağrısı, kısa vadeli diz ağrılarından çok farklıdır. Kısa vadeli ağrılar genellikle herhangi bir tedaviye gerek duyulmadan geçer. Ancak kronik diz ağrısı nedenleri hakkında daha derin bir araştırma gerekebilir. Kronik diz ağrılarında nedenler genellikle bir bütün hâlindedir ve birden fazladır. Diz ağrısı nedenleri arasında gösterilebilecek bazı durumlar şöyle sıralanabilir:

  • Osteoartrit: Eklemlerin yıpranması ya da yapısının bozulması şeklinde ifade edilebilecek, iltihaplanmanın kaynaklık ettiği diz ağrıları
  • Tendinit: Diz önü ağrısı şeklinde tanımlanabilen ve genellikle efor hâlindeyken ortaya çıkabilen ağrı (yokuş çıkarken, merdiven çıkarken ya da dizlere yüklenilen bir başka eylemde)
  • Bursit: Dizin aşırı zorlanması ile tekrarlayabilen ya da yaralanmalar sonucu ortaya çıkabilen iltihapların kaynaklık ettiği ağrılar
  • Kondromalazi patella: Diz kapağının arkasında yer alan kıkırdağın yumuşaması sonucu kemiklerin birbirine sürtünmesi nedeniyle ortaya çıkan ağrı
  • Diz arkası kistleri: Dizin arka bölümünde sinoviyal sıvı (eklemlerin kayganlığını sağlayan yağın) birikmesi sonucu meydana gelen ağrılar
  • Romatoid artrit (eklem romatizması): Bölgesel bir şişme gözlenebilen, ilerleyen süreçte eklem deformasyonlarına ve kemik erozyonuna da neden olabilen bu enfeksiyonel hastalığın kaynaklık ettiği ağrılar
  • Çıkıklar: Diz kapağının olağan konumundan oynaması ve çıkması sonucu ortaya çıkan travmatik bir ağrı
  • Menisküs yırtığı: Dizde yer alan kıkırdağın küçük ya da büyük bir bölümünde meydana gelen yırtılma kaynaklı ağrılar
  • Bağ yırtığı: Dizde yer alan dört ayrı bağdan birinde ya da birkaçında yırtık meydana gelmesi sonucu ağrı (Bu yırtık genellikle ön çapraz bağda gerçekleşir.)
  • Kemik tümörü: Osteosarkom, yani kemik kanseri türleri arasında en yaygın ikinci kanser.

Bütün bu durumlar kronik diz ağrısı oluşumuna neden olabilecek faktörleri içerir. Eğer kronik ağrı tedavi edilmezse daha ciddi eklem ve kemik sorunlarıyla karşılaşılabilir. Hayat kalitesini ciddi oranda düşüren bu rahatsızlığa iyi gelen tıbbi tedavi yöntemleri olduğu gibi, alternatif tedavi yöntemleri de vardır. Peki diz ağrısına ne iyi gelir?

diz ağrısı
diz ağrısı neden olur? geçirmek i̇çin 2 etkili yöntem 12

Diz Ağrısına Sirke

Diz ağrısına sirke ile oluşturulabilecek doğal bir kür ile tedavi uygulamak mümkündür. Sirke sağlık için çok faydalıdır ve tarih boyunca birçok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. Diz ağrısı için kür tarifi de sirkenin içinde bulunduğu etkili bir yöntemi meydana getirir. Sirke ile zeytinyağı karıştırılarak iyi gelebilecek bir kür elde edilir. Bu kür diz ve komşu bölgelere hafif şiddetli bir masaj eşliğinde uygulanabilir. Deri altına nüfuzunun tam olarak sağlanması için de bir müddet beklenir. Bu mucizevi kürü düzenli uygulayarak diz ağrılarından kurtulmanız mümkün olabilir.

Ayrıca sirke sadece kür yoluyla değil, içilerek de iyi gelebilmektedir. Ağrıların şiddetlendiği zamanlarda bir bardak sirke-su karışımı içmek oldukça etkilidir. Bu da denenmeye değer bir yöntemdir.

Diz Ağrısına Patates

Diz ağrısına patates kullanılarak hazırlanacak bir karışım da oldukça iyi gelmektedir. Çünkü patatesin yapısında bulunan bileşenler onu ödem ve ağrı giderici bir sebze hâline getirmektedir. Bu yüzden patates eklem ağrılarının tedavisinde alternatif bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Patates püresi ile tedavi uygulamak için;

  • Bir adet orta boy haşlanmış patates
  • Bir tatlı kaşığı kadar ozon yağı
  • Bir çay kaşığı pelesenk yağı
  • Bir çay kaşığı çörek otu yağı
  • Bir tatlı kaşığı karabiber
  • Bir tatlı kaşığı pulbiber

Patates ezilerek püre hâline getirilir ve tarifte yer alan tüm malzemeler bu pürenin içine karıştırılır. Malzemelerin iyice karışması önemlidir. Daha sonra bu püre, ağrının yaşandığı dize ya da ekleme dağıtılır ve streç filmle sarılarak beklenir. Pürenin sıcak ya da soğuk olması önemli değildir. Ağrılı bölgeye uygulanması, karışımın tüm tedavi edici özelliklerinin deri altına geçmesini sağlayacaktır.

Kaynak: webmd / mayoclinic

Limon Kabuğunun Faydaları 11 Mucize Özellik

limon kabuğunun faydaları

Limon, taze ve ferahlatıcı tadıyla mutfaklarımızda sıkça yer bulur. Ancak limonun sadece suyu değil, kabuğu da sağlık açısından inanılmaz faydalar sunar. İşte limon kabuğunun 11 mucizevi faydası:

1. Güçlü Antioksidan Kaynağı

Limon kabuğu, yüksek miktarda antioksidan içerir. Antioksidanlar, vücuttaki serbest radikalleri nötralize ederek hücrelerin zarar görmesini engeller. Bu sayede yaşlanma belirtilerini geciktirir ve genel sağlığı destekler.

2. Kanserle Mücadelede Etkili

Yapılan araştırmalar, limon kabuğunda bulunan D-limonen adlı bileşiğin, belirli kanser türlerine karşı koruyucu özellikler taşıdığını göstermiştir. Bu bileşik, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını engellemeye yardımcı olur.

limon kabuğunun faydaları
limon kabuğunun faydaları

3. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir

C vitamini açısından zengin olan limon kabuğu, bağışıklık sistemini güçlendirir. C vitamini, enfeksiyonlara karşı vücudu korur ve hastalıklarla mücadelede etkilidir.

4. Sindirimi Destekler

Limon kabuğu, diyet lifi içerir. Lif, sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlar ve bağırsak hareketlerini düzenler. Ayrıca, mide rahatsızlıklarını ve kabızlığı önlemeye yardımcı olur.

5. Kalp Sağlığını Korur

Limon kabuğunda bulunan polifenoller, kalp sağlığını korur. Bu bileşikler, kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olur ve kalp krizi riskini azaltır.

limon kabuğunun faydaları
limon kabuğunun faydaları

6. Cilt Sağlığını Destekler

Limon kabuğundaki doğal yağlar, cilt sağlığını destekler. Bu yağlar, cildi nemlendirir ve canlandırır. Ayrıca, akne ve sivilce gibi cilt problemlerine karşı etkilidir.

7. Kemik Sağlığını Güçlendirir

Limon kabuğu, kalsiyum ve C vitamini açısından zengindir. Bu mineraller, kemik sağlığını korur ve osteoporoz riskini azaltır. Düzenli tüketim, kemik yoğunluğunu artırır.

8. Kilo Vermeye Yardımcı Olur

Limon kabuğunda bulunan pektin, tok hissetmeyi sağlar ve iştahı kontrol eder. Bu sayede kilo vermeye yardımcı olur. Ayrıca, metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını destekler.

limon kabuğu çayı
Limon kabuğu çayı

9. Diş ve Ağız Sağlığını Korur

Limon kabuğundaki antimikrobiyal bileşikler, ağız sağlığını korur. Bu bileşikler, ağızda bakteri oluşumunu engeller ve diş eti hastalıklarını önler. Ayrıca, nefesi ferahlatır.

10. Toksinleri Temizler

Limon kabuğu, vücuttaki toksinleri temizlemeye yardımcı olan detoksifiye edici özelliklere sahiptir. Bu sayede karaciğerin daha sağlıklı çalışmasını sağlar ve genel detoks sürecini destekler.

11. Enerji ve Ruh Halini İyileştirir

Limon kabuğundaki uçucu yağlar, enerji seviyelerini artırır ve ruh halini iyileştirir. Bu yağlar, sinir sistemini rahatlatır ve stresle mücadelede etkilidir.

haşlanmış limon kürü
haşlanmış limon kürü

Limon Kabuğunu Nasıl Tüketmeli?

Limon kabuğunu tüketmek oldukça kolaydır. İşte birkaç öneri:

  • Salatalara rendeleyin: Limon kabuğunu ince ince rendeleyerek salatalarınıza ekleyebilirsiniz.
  • Çayınıza katın: Limon kabuğunu çayınıza ekleyerek hem lezzet katabilir hem de sağlığınızı destekleyebilirsiniz.
  • Smoothie’lerde kullanın: Limon kabuğunu smoothie’lerinize ekleyerek ekstra vitamin ve mineral alabilirsiniz.

Sonuç

Limon kabuğu, sağlık açısından sayısız fayda sunan mucizevi bir besindir. Antioksidan, kanserle mücadele, bağışıklık sistemi desteği, sindirim sağlığı, kalp sağlığı, cilt sağlığı, kemik sağlığı, kilo kontrolü, diş ve ağız sağlığı, detoks ve enerji gibi birçok alanda olumlu etkileri bulunmaktadır. Günlük diyetinize limon kabuğunu ekleyerek bu faydalardan yararlanabilirsiniz.

Unutmayın, doğanın sunduğu bu mucizevi besini tüketerek sağlığınıza yatırım yapın ve hayatınıza tazelik katın.

Kekreyemiş Tozu Zayıflatır mı? Kapsamlı Analiz

kekreyemiş tozu

Kekreyemiş tozu zayıflatır mı? Kırmızı yaban mersini olarak da adlandırılan kekreyemiş meyvesinden elde edilen kekreyemiş tozu kilo verdirme özelliği ile ön plana çıkar. Ancak yağ yakıcı özelliğinin yanı sıra, sağlık için daha birçok faydasıyla ünlüdür. Ayrıca kalp sağlığını iyileştirici etkisiyle de günümüzde oldukça popüler hâle gelmiş bir meyvedir.

Kekreyemiş Tozu Nedir, Ne İşe Yarar?

Kekreyemiş tozu nedir? Ne işe yarar? Ağırlıklı olarak Kuzey Avrupa’nın İskandinav bölgesine özgü bir meyve olan kekreyemiş, oldukça küçük çalılar üzerinde yetişir. Yapılan klinik araştırmalar doğrultusunda gerek metabolizma hızlandırıcı gerekse de kalp sağlığını iyileştirici etkisiyle tıbbi literatürde süper meyve olarak anılmaktadır. yetişen bukızılcıklara benzer tada sahip ancak pek de ekşi olmayan küçük kırmızı meyvelerdir.

Kilo vermek isteyen ve birçok yöntem deneyerek sonuç alamamış kişiler tarafından sorulan o popüler soru: “Kekreyemiş tozu zayıflatır mı?” Bakalım nasıl zayıflatıyormuş…

kekreyemiş tozu
kekreyemiş tozu zayıflatır mı? kapsamlı analiz 22

Kekreyemiş Tozu Nasıl Zayıflatır?

Kekreyemiş tozu düşük kalorili besin içeriği ve lifli yapısıyla zayıflatır. Bu yüzden günlük düzenli tüketimi sırasında yaşattığı tokluk hissi ile zayıflamaya büyük ölçüde yardımcı olur.

100 gramlık bir porsiyonunda sadece 54 kalori vardır. Bununla birlikte düşük kalorili bir besin olmasının yanında lifli yapısıyla da vücudun tok tutulmasını sağlar.

Vücut yağı bakımından obezite düzeyinde olan katılımcıların yer aldığı üç aylık bir klinik araştırma oldukça şaşırtıcı sonuçlar ortaya koymuştur. Üç aylık bir zaman dilimi boyunca katılımcıların bir kısmından günlük porsiyonlarının %20’sini kekreyemiş meyvesinden oluşturmaları istenmiştir. Bir kısmı ise her zamanki beslenme düzenlerine devam edeceklerdir. Üç aylık süre sonunda kekreyemiş meyvesini tüketen grubun vücut yağlılık oranlarında önemli ölçüde düşüş gözlenmiştir. Bu da kekreyemiş meyvesinin yağ yakıcı özelliğine ilişkin önemli bilgiler sağlamıştır.

Ayrıca kekreyemiş meyvesinin kilo verdirici etkilerinin bağırsak hareketliliğini iyileştirici gücünden de kaynaklanması muhtemeldir. Bu da yine tıbbi literatürde kekreyemiş meyvesi ve tozu ile ilgili varılan bir başka kanıdır. Çünkü sindirim sistemine olumlu etkileri yönünden besinlerin sindiriminde oynadığı rol de önemli bir detaydır.

Direkt kekreyemiş tozu ile ilgili yapılan bir başka klinik çalışma ise bağırsaklarda yararlı bakterilerin artmasında önemli bir rolü olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bağırsak tarafından sindiriminde zorlanılan besin artıklarını iyi bir şekilde değerlendirir. Dolayısıyla vücutta yağ oluşturucu etki yapma özelliğinde olan bazı besinlerin sindiriminde bağırsağa yardımcı olması kekreyemiş tozunun kilo verdirdiğini kanıtlamıştır.

Bütün bu araştırmaların dışında yapılan bir başka klinik çalışma ise yağların sindirimi ile ilgilidir. Yağların vücutta sindirimini sağlayan bazı enzimlerin salgılanmasına engel olur. Bu da yağların sindirilmeden vücuttan atılabileceği anlamına gelmektedir. Yağlar sindirilmezse vücuda katılmaz ve kilo almaya da neden olmaz. Bu yanıyla da kilo verdirme özelliğini taşır.

kekreyemiş tozu
kekreyemiş tozu zayıflatır mı? kapsamlı analiz 23

Kekreyemiş tozu 1 ayda kaç kilo verdirir?

Kekreyemiş tozu düzenli kullanımlarda 1 ayda kişiden kişiye değişen miktarlarda kilo verdirir. Bunun nedeni her insanın vücudunun metabolizmasındaki çalışma etkinliğinin farklı olmasıdır. Metabolizma hızlandırıcı ve yağ yakıcı özelliği ile kekreyemiş tozu sayesinde kilo verenlerin sayısı günden güne artmaktadır. Düzenli bir beslenme pratiği, düzenli egzersizler ve düzenli kullanımı ile 1 ay içinde 10 kilo vermek bile mümkündür. Bu, metabolizma çalışma hızlarına göre değişiklik gösterebilir. Ancak şu bir gerçektir ki vücuttan ciddi miktarda yağ kaybettirebilir. Bu da obezite sınırında olan ya da hâlihazırda obeziteyle mücadele edenlerin güvenle kullanabilecekleri anlamına gelir.

kekreyemiş tozu
kekreyemiş tozu zayıflatır mı? kapsamlı analiz 24

Kekreyemiş Tozu Nasıl Kullanılır?

Kekreyemiş tozu her bitkisel ürün diyetinin gerektirdiği gibi açken tüketilmesi önerilen bir besindir. Her gün düzenli olarak aç karna iki kez tüketildiğinde zayıflamak isteyenlere önemli etkiler gösterecektir. Ayrıca bağırsak hareketliliğini ve sindirim sisteminin çalışmasını destekleyici özelliğiyle de besinlerin yakılmasına yardımcı da olacaktır.

Kekreyemiş tozu ister süt ister su ile karıştırılarak günde iki kez tüketilebilir. Aç karna günde iki kez alımlarda kilo verdirici özelliğini bir iki hafta içinde görmek mümkündür. Süt ve suyun yanı sıra yoğurda karıştırılarak da tüketilmesi yağ yakmanız için etkili bir yoldur. Ancak hamilelere ve kronik böbrek yetmezliği olanlara tüketimi önerilmez. Bu yüzden kronik herhangi bir hastalığınız varsa ya da böyle bir hastalıktan şüpheleniyorsanız bir doktora danışmadan kullanmaya başlamak riskli olabilir. Bu yüzden güvenli bir şekilde tüketmek için herhangi bir kronik rahatsızlığınız olmadığından emin olun.

Kaynak: wikipedia

Biorezonans nedir? Sigara bıraktırır mı? Bilimsel mi?

biorezonans

Biorezonans nedir? Sigara bıraktırır mı? Bilimsel mi? Biorezonans vücuttan yayılan manyetik enerjinin dalga boylarını ölçen ve bu dalga boyları hakkında frekans bilgisi veren işlemdir. Pek çok hastalığın erken teşhis edilmesinde kullanılan bu yöntem aynı zamanda tedavi amacı ile de kullanılabilmektedir.

Günümüz teknolojisinde bulunduğu konum ile biorezonans örneğin sigara bıraktırma süreci için de etkili bir araçtır. Biorezonans terapisi olarak da anılmaktadır ve kullanımında bilimsel yönden herhangi bir tutarsızlık teşkil etmez. Birçok uzman doktor tarafından da önerilebilen biorezonans teknolojisi verdiği olumlu sonuçlar sayesinde günümüzde çok daha popüler hâle gelmiştir.

biorezonans
biorezonans nedir? sigara bıraktırır mı? bilimsel mi? 28

Biorezonans ne işe yarar?

Biorezonans sağlıklı yapısını kaybetmiş hücreler ya da işlerliğini sürdüremeyen organlarda meydana gelen DNA kaynaklı hasarlar doğrultusunda bir elektromanyetik alan oluşturdukları varsayımına göre kullanılır.

Bu, fiziksel ve kimyasal yapısı bozularak sağlıklı çalışamayan hücre ya da organların yaydığı manyetik dalgaların teşhis edilerek meydana gelebilmesi muhtemel hastalıkların önüne geçilmesini sağlayabilmektedir. Yapılan çeşitli analizler sonucu herhangi bir hastalığın bulunduğu tespit edildiği takdirde de yayılan dalga boylarının bozuk frekanslarını eski hâline getirmenin tedavi sağlayacağı fikri bu yöntemde oldukça hâkimdir.

Biorezonans işlemi sırasında, vücuttan yayılan elektromanyetik enerjinin dalga boylarının ölçümünü ve analizini yapan elektrotlar kullanılır. Biorezonans cihazına bağlı bu elektrotlar vücutta cilt üzerine yerleştirilerek gerekli ölçümler yapılır.

Kompleks bir makine olan biorezonans cihazı yaptığı ölçümleri hafızasına kaydederek sonradan analiz edilmek üzere bazı raporlar sunar. Bu, bir teşhis işlemidir ve teşhis tamamlandıktan sonra uygulanacak tedavi yöntemine karar verilir. Sonuçların yorumlanması doğrultusunda da vücuttan alınan elektromanyetik enerji dalgalarının frekansları biorezonans cihazı ile olması gereken değerlere geri döndürülebilir.

Biorezonans ne için kullanılır?

Biorezonans tedavisi vücut sağlığını ilgilendiren birçok olumsuz durumun teşhisi ve tedavisinde kullanılır. Vücudun ve geri kalan her organının kendi alanlarında oluşturduğu manyetik alanı teşhis ve tedavi eden bu yöntemle:

  • Uzun yıllardır kullanılmakta olan ve sağlığı ciddi anlamda tehdit eden hastalıklara yol açabilen sigarayı bırakabilir,
  • Gündelik hayatın can sıkıcı engellerinden biri olan ve genellikle stresin kaynaklık ettiği karın ağrısını vücudunuzdan uzaklaştırabilir,
  • Çeşitli alerjik reaksiyonlara yol açan durumları (alerjik astım ve benzer durumları), egzamayı tedavi edebilir,
  • Romatizmal hastalıkların vücutta yol açtığı eklem iltihaplarını giderebilir,
  • Vücutta oluşması muhtemel ya da oluşmuş olan kanserli hücreleri teşhis edebilir,
  • Fibromiyalji gibi birlikte yaşanmaya alışılan ve kurtulması güç bir hastalıktan kurtulabilirsiniz.
biorezonans 2 1
biorezonans

Biorezonans işe yarıyor mu?

  • Biorezonansla sigara bırakma: 2014 yılı içinde yürütülen bir placebo araştırmasında alınan sonuçlar biorezonansı sigara bırakmada çok etkili bir tedavi yöntemi olarak ön plana çıkarmıştır. Biorezonans tedavisi uygulanan sigara tiryakilerinde placebo etkisi gözlenip gözlenmediğine ilişkin yürütülen çalışmada tiryaki grubunun %77’lik kısmı bir sonraki hafta sigarayı bırakmayı başarmıştır. Bütün bu sonuçlar doğrultusunda sigara bırakma tedavisi için kullanımı yaygınlaşan biorezonans terapisine de duyulan güven fazlasıyla artmıştır. Biorezonansla sigara bırakma tedavisi gören ve olumlu sonuçlar alan kişilerin sayısı günden güne artmaktadır.
  • Karın ağrısı tedavisinde kullanımı: Biorezonansın karın ağrısının tedavisinde kullanımı da olukça yaygındır. Talep edilmesi durumunda biorezonans işlemi ile karın ağrısından kurtulanların sayısı da oldukça fazladır. Karın ağrısı tedavisi olarak kullanılmaya başlanmasında etkili olan faktör aslında midedir. Mide ağrısının hafifletilmesi ya da tamamen giderilmesinde kullanılan biorezonans, yapılan klinik araştırmalara göre bu soruna da iyi gelmekte başarılı olmuştur.
  • Alerji, egzama ve astım tedavisi: Alerji, egzama ve astım için biorezonans kullanımı, diğer sorunların tedavisinde kullanımı ile mukayese edildiğinde belki de en etkili olduğu alandır. Tedavide placebo etkisi oldukça ayrıntılı bir biçimde klinik ortamda çalışılmış ve dikkat çekici sonuçlar elde edilmiştir. Alerji, egzama ve astım tedavisinde kullanımı ve olumlu etkileri hakkında yapılan araştırmalar çok az olsa da yararlarının gözlemlenebilmesi için yeterlidir. Talep edilmesi durumunda bu sorunların tedavisinde de kullanımı mümkündür.
  • Romatizmal eklem iltihabı tedavisi: Romatoit artrit olarak da adlandırılan romatizmal eklem iltihapları da biorezonansla tedavi edilen bir diğer hastalıktır. Yapılan bazı resmî olmayan biorezonans çalışmaları göstermiştir ki romatizmal eklem iltihabının azaltılmasında da biorezonans tedavisi işe yaramaktadır. Biorezonans, işlerliğini sürdürmekte sorun yaşayan ve vücut için önemli olan antioksidanların elektromanyetik frekanslarına olumlu etkiler yapabilmektedir. Bu da, antioksidanların tekrar aynı mekanizmaları ile eklem iltihabıyla savaşmalarına yardımcı olabilmektedir.
  • Fibromiyalji tedavisinde kullanımı: Biorezonans terapisinin etkili olduğu bir diğer hastalık da fibromiyaljidir. Yapılan resmî bir biorezonans araştırmasına göre fibromiyaljinin ağır bir şekilde seyrettiği hastalar elektromanyetik alan tedavisi ile iyileştirilmeye çalışılmıştır. Bu tedavi sürecinde hastaların %72’lik bir bölümünde fibromiyaljide ciddi bir iyileşme gözlemlenmiş ve biorezonansın bu hastalığın tedavisinde kullanılması adına önemli bir aşama kaydedilmiştir. Biorezonans fibromiyaljinin yanı sıra insomnia gibi uyku bozukluğuna neden olan hastalıkların tedavisi için de denenmektedir. Bu alandaki araştırmalarda da olumlu sonuçlar gelmeye başlamıştır ve çalışmalar son hızıyla sürmektedir.

Kanserde erken teşhis ya da tedavi: Biorezonansın kanser üzerindeki etkisine ilişkin de birkaç çalışma bulunmaktadır. Biorezonansın aşırı hızlı çoğalan kanser hücrelerinin etkinliğinin baskılanmasında rol oynayabileceği düşünülmektedir. Ayrıca hücrelerde çoğalma etkinliğini baskılamasının yanı sıra, kanserli hücreleri öldürmesi konusunda da bazı kabuller mevcuttur.

Kaynak: scmp / drstephensimpson

Tahin Helvası Faydaları 8 Önemli Özellik

tahin helvası faydaları

Tahin helvası faydaları ile vücuda etkisini öğütülmüş susamdan alır. Dünya üzerinde birçok kültür tarafından sevilerek tüketilen tahin helvası faydaları ile günümüzde de popülerliğini korumaktadır. Tahin, birçok mutfağın vazgeçilmezi olarak türlü gıdalarda kullanımının yanı sıra, sağlık için de sıklıkla tüketilmektedir.

Tahinin yapımında çövenin kullanılması oldukça eski bir geleneğe dayanır. Çövene ek olarak şeker de karıştırılan bu müthiş lezzet bulaşıcı hastalıklara karşı vücudu korumaktadır. Bunu da bağışıklık sistemini güçlendirici etki yapan çövene borçludur.

Hem çöven hem susam tarih boyunca birçok hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde kullanılmıştır ve günümüzde de tahin helvası bu iki mucizevi bileşeni barındırması bakımından bir şifa kaynağıdır. Bunların dışında içeriği ile bin bir derde deva olarak tanımlanabilecek tahin helvasının faydaları şöyle sıralanabilir:

  • Kalsiyum bakımından oldukça zengin bir besin olan tahin helvası bu özelliği ile kemikleri besler.
  • İçerdiği lesitin ile vücudumuzun daha güçlü bir yapıya sahip olmasını teşvik eder.
  • Hücre yenilenmesi vücut için çok önemli bir süreçtir. Kolajen üretimine etkileri bakımından tahin helvası vücuttaki hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur ve gençleştirici etki yapar.
  • Vücudun enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayabilir. Tahin, içeriğindeki yüksek kalori ile yorgunluk hissinin şiddetini azaltır. Zinde bir vücuda sahip olmanızı sağlar.
  • Yüksek kalorili içeriğinin aksine kolesterolün yükselmesinde herhangi bir olumsuz etki yapmaz. Tahin helvası tüketilmesi durumunda yüksek kaloriler kolesterolsüz olarak vücuda alınmış olur.
  • Tok tutma özelliği ile günlük öğünlerin azaltılmasına yardımcı olabilir ve kilo vermeyi sağlayabilir. Beslenme düzenindeki atıştırmalıklara ayrılan öğünlerin ortadan kaldırılmasına yardımcıdır.
  • Mide asitliğini düzenleyici etkisiyle reflü, hazımsızlık gibi mide şikâyetlerini gidermeye yardımcı olur.
  • Üst solunum yollarının sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olur. Tahin helvası etkili bir balgam söktürücü olarak kullanılabilir.
  • Egzama, sedef hastalığı gibi cilt sorunlarının hafifletilmesi ve tedavi edilmesinde etkilidir. Dermatologlar tarafından da önerilebilmektedir.
  • Doğum yapmış olan kadınların süt sorunlarına çare olabilmektedir.
  • Enerji verici özelliği ile sporcular tarafından güvenli bir şekilde tüketilmektedir. Enerji verici özelliği, yüksek efor isteyen eylemlerde bulunanlar için birebirdir.
  • B grubu vitaminler bakımından vücudunda eksiklikleri olanlar güvenle tüketebilir. B vitamini eksikliği için bir takviye olarak kullanılabilir.
tahin helvası faydaları
tahin helvası faydaları

Tahinin Mideye Faydaları

Tahinin mideye faydaları asitlik düzenleyici etkisi sayesindedir. Midede yaşanan birçok hafif şiddetli problemin giderilmesinde kullanılabilir. Bunların yanı sıra tahin helvasının susam içeriğinde, karaciğeri ve böbrekleri korumada etkili bileşikler bulunur.

Tahin, karaciğerinizi ve böbreklerinizi herhangi bir hastalıktan kaynaklı hasarlardan korumaya yardımcı olabilecek bileşikler bakımından zengindir. Toksinlerin vücuttan uzaklaştırılması sürecinde oldukça etkin bir konumda olan bu iki hayati organa tahin helvasının yararları dikkate değerdir.

Tip 2 diyabet hastalığı ile mücadele eden yaklaşık 50 kişilik bir katılımcı grubu üzerinde yapılan bir araştırma, tahin helvasının yararları hakkında net sonuçlar ortaya koymuştur. Üç ay boyunca düzenli olarak tahin helvası tüketen katılımcıların, tahin helvasının içeriğindeki susam yağı sayesinde karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının iyileştiği gözlemlenmiştir.

Ayrıca aynı çalışmada susam yağının karaciğeri vanadyum adlı toksik bir bileşenin zararlı etkilerinden de koruduğu ortaya çıkmıştır. Bunun dışında karaciğer yağlanmasına da iyi geldiği birçok başka araştırma tarafından kanıtlanmıştır.

Bütün bu olumlu etkileri düşünüldüğünde göstermektedir ki, tahin helvası karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının sağlıklı bir biçimde işlerliğini sürdürebilmesi için önemlidir.

tahin helvasi faydalari 1 2
tahin helvası faydaları

Tahin Yağının Faydaları

  • Antibakteriyel özellikleri ile bakterilere karşı vücudu koruyucu etkiler yapabilir.
  • Antioksidanlar bakımından zengindir. Bu sayede hücrelerin oksidasyonuna engel olmakta, oksidasyon hızını da yavaşlatmaktadır. Serbest radikaller olarak anılan ve hücre hasarına neden olan zararlı bileşikler vücutta hastalık yapıcı etki yapabilirler. Özellikle de tip 2 diyabet, kalp hastalıkları ve bazı kanser türleri, serbest radikallerin yol açabileceği hastalıkların başında gelmektedir. Tahin helvasının içeriğinde lignan adlı bir bileşik bulunur. Bu bileşik bir antioksidandır. Dolayısıyla hücre hasarının önlenmesinde tahin helvası tüketimi etkili bir yöntemdir.
  • İçerdiği antiinflamatuar bileşenler ile vücutta iltihaplanmayı azaltıcı etkiler gösterir. Enfeksiyon vücut için çok ciddi bir risk hâline gelebilir. Tahin helvasının düzenli tüketimi, enfeksiyonlara karşı önlem alınmasına yardımcı olabilir.

Tahin Helvası Besin Değerleri

Tahin helvası kolesterole olumsuz etkileri olmayan yağlar, vitaminler ve mineraller bakımından oldukça zengindir. İnce bir dilim tahin helvası, günlük vücuda alınması gereken yararlı bileşiklerin neredeyse %10’undan fazlasını karşılamamızı sağlar.

Kibrit kutusu kadar (ya da ince bir dilimlik) tahin helvasında:

  • 12,53 gram yağ
  • 1,37 gram lif
  • 5,11 gramlık protein
  • 56 mg potasyum
  • 5,95 mg sodyum
  • 15,79 gramlık karbonhidrat
  • 18,2 mg kalsiyum
  • Çok az bir miktar da A vitamini ve demir

bulunmaktadır.

Kaynak: wikipedia / thespruceeats

Bağırsak Tıkanıklığı Belirtileri Nelerdir? Nasıl Açılır?

bağırsak tıkanıklığı

Bağırsak tıkanıklığı, sindirim sisteminin önemli bir ögesi olan bağırsağın fiziksel nedenler ya da kasılma yoksunluğuyla tıkanmasıdır. Bağırsak içinde vücuttan atılmak üzere bulunan maddeler dinamik bir durumdadır. Bağırsakta sürekli hareket ederler. Bağırsakta herhangi bir şekilde tıkanıklık meydana gelirse bu hareketlilik hâli sekteye uğrar. Bağırsak tıkanıklığı hem ince bağırsağın hem de kalın bağırsağın tıkanması ile ortaya çıkabilir. Tıkanmanın bağırsağın bir bölümünde ya da tamamında gerçekleşmesi mümkündür. Her iki durumda vücut, atık hâline getirdiği maddeleri bağırsaktan geçiremez.

Bağırsak tıkanıklığı oluşması durumunda, tıkanmanın gerçekleştiği bölümün arkasında kalan yerde sıvı ve katı atıklar, mide asitleri ve bir miktar gaz yığılır. Tıkanmanın boyutuna ve yığılan maddelerin miktarına göre bağırsak yırtılması meydana gelebilir. Bu durumda vücut için çok zararlı olan bu maddeler iç organlarınıza temas edecek biçimde yayılabilir. Hayati tehlike de bu süreçte başlar. Bu yüzden bağırsak tıkanıklığı oluşmadan önce engelleyici yöntemler kullanılmalıdır. Bağırsağın hayati bir biçimde tıkanmasına neden olabilecek durumlara karşı önlem alınmalıdır.  

bağırsak tıkanıklığı
bağırsak tıkanıklığı belirtileri nelerdir? nasıl açılır? 36

Bağırsak Tıkanıklığı Nedenleri

Bağırsak tıkanıklığı nedenleri birçok durumun kompleks bir araya gelişini içerebilir. Her hastalıkta olduğu gibi bağırsak tıkanıklığında da erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi bağırsak tıkanıklığı ölümcül sonuçlara yol açabilir. Tıkanıklık kısmi ise ameliyat edilmeden de tedavi edilebilir. Ancak bağırsağın tamamı tıkandıysa ameliyat kaçınılmaz olabilir. Bağırsak tıkanıklığına neden olan durumlar ise fiziksel ve fiziksel olmayan tıkanma şeklinde iki ayrı başlıkta incelenebilir.

  • Fiziksel Tıkanma
  • Eğer abdominal ya da pelvik ameliyatlar geçirdiyseniz sonrasında, ameliyat geçirmediyseniz iltihaplar yolu ile gelişebilen fibröz dokularda gözlemlenen adezyonlar
  • Bağırsakların boğumlarında ya da başka bir bölgesinde bükülmeler
  • Bağırsağın herhangi bir bölümü ile bir bölümünün birbirine dolanması ya da bir bölümün konum değiştirmesi (itme yolu ile)
  • Bağırsak içinde oluşabilen malformasyonlar (çoğunlukla yeni doğmuş bebeklerde gözlemlenir ancak çocuklar ve gençlerin de bu durumu yaşaması muhtemeldir)
  • Bağırsaklarda meydana gelmiş tümörler
  • Safra kesesinde taş oluşumuna bağlı tıkanmalar
  • Genellikle çocuklarda rastlanılan yabancı cisim yutulması durumu
  • Bağırsakların bir bölümünün vücudun dışına çıkması
  • Enfeksiyonlara neden olabilecek Crohn hastalığı
  • Yumurtalık kanseri
  • Kolon kanseri
  • Bağırsakta yara ya da enfeksiyonlar sonucu kolon daralması
  • Fiziksel Olmayan Tıkanma
  • Abdominal ya da pelvik cerrahi işlemi
  • Gastroenterik ya da apandisit kaynaklı enfeksiyon
  • Ağrı kesici olarak kullanılan opioid gibi bazı ilaçlar
  • Elektrolit yapıda dengesizlik
bağırsak tıkanıklığı
bağırsak tıkanıklığı

Bağırsak Tıkanıklığı Teşhisi

Bağırsak tıkanıklığında teşhis nasıl konur? Öncelikle bir uzman doktor tarafından muayene edilmeniz gerekir. Doktorunuz muayene sırasında karnınıza temas eder ve baskı uygulayabilir. Ayrıca bağırsak hareketliliği ve durumu ile ilgili bilgi alabilmek adına stetoskop yardımı ile karnınızı dinleyebilir. Doktorunuz, karnınızın herhangi bir bölümünde bağırsağın tıkanıklığı ihtimalini düşündüren bir yumru arar. Bunun dışında da bağırsakların çıkardığı seslere göre durumu analiz edebilir. Bütün bunlar doktor muayenesi sürecidir. Daha sonra ayrıntılı tetkikler yapılabilir. Bunlar:

  • Kan sayımı,
  • Karaciğerin, böbrek fonksiyonlarının ve elektrolit dengesinin kontrolü için kan testleri,
  • Röntgen ile bağırsaklarınızın görüntülenmesi
  • Bilgisayarlı tomografi
  • Lavman

Kolonoskopi (Kolonoskopi işleminde kalın bağırsak kontrolü yapılmaktadır. Ucunda aydınlatıcı olarak ışık bulunan küçük ebatlarda bir tüp ile bağırsaklarınız görüntülenebilir.)

Bağırsak Tıkanıklığı İçin Keten Tohumu

Bağırsak tıkanıklığı tedavisinde keten tohumu kullanmak etkili bir yöntemdir. Keten tohumu ile hazırlayabileceğiniz basit bir kür ile bağırsaklarınızın hareketlerini düzenleyebilir ve tıkanıklığını açabilirsiniz.

bağırsak tıkanıklığı
bağırsak tıkanıklığı belirtileri nelerdir? nasıl açılır? 37

Bağırsak tıkanıklığı için keten tohumu kürü: Çekilmiş keten tohumu kullanılır. Keten tohumu taze çekilmiş olmalıdır. 1 çay kaşığı kadar keten tohumunu bir bardak su ile tüketebilirsiniz. Bu sayede bağırsaklarınız çalışmaya başlayacak ve tıkanıklığı da tarih olacaktır. Daha ciddi bir durum varsa doktora mutlaka başvurulmalıdır.

Keten tohumunun yanı sıra kıvırcık labada da bağırsak tıkanıklığını açmak için kullanılan bir diğer yöntemdir. Kıvırcık labada bağırsak hareketliliğini artırır ve tıkanıklığa neden olan atık maddelerin dışarı atılmasına yardımcı olur. Kıvırcık labada kapsülleri piyasada oldukça yaygın bir şekilde bulunmaktadır. Bağırsaklarınız ile ilgili herhangi bir ciddiyet sezmeniz durumunda bir uzman doktora başvurmak sağlığınız için en iyisi olacaktır.

Kaynak: mayoclinic / medlineplus

Çiçek Balı Faydaları Nelerdir?

çiçek balı faydaları

Çiçek balı faydaları, diğer ballardan farklı olarak doğal antioksidan ve antienflamatuar kaynağıdır. Yani oksidasyonu ve enfeksiyonu önleyici özelliklere sahiptir. Çiçek balının bu özellikleri onu doğal bir bağışıklık sistemi güçlendirici besin hâline getirmiştir. Çiçek balı; soğuk algınlığına karşı etkili bir savaşçı, enfeksiyon oluşumuna engel olan bir güç mekanizması ve boğaz ağrılarına iyi gelen bir ilaç şeklinde düşünülebilir. Ayrıca vücutta dış etkenler kaynaklı oluşabilecek hasarlara karşı da önemli ölçüde koruma sağlayabilir. Bunu, güçlü bir vücuda sahip olmamızı sağlayarak yapar. Çiçek balı faydaları bütün bu nitelikleri göz önüne alındığında oldukça fazladır.

Pastörize Edilmemiş Bal

Bu arada çiçek balının dışında kalan diğer bal türlerinde benzer yararlı özellikler mevcut olabilir. Ancak burada bir parantez açmamız gerekir. Marketlerden paketli olarak satın alma imkânı bulduğumuz ballara genellikle pastörizasyon işlemi uygulanmıştır. Pastörize edilerek piyasaya sürülen çiçek balı, bütün bu özelliklerinin birçoğunu kaybeder ya da etkileri azalır. Dolayısıyla pastörize ya da süzme işlemlerimden geçmiş bir çiçek balından aynı etkileri beklemek pek mantıklı değildir. Bu açıdan bakıldığında işlenmemiş çiçek balı faydaları, balın paketli ürüne dönüşmesi sonrası önemli ölçüde azalır. Konuyu ayrıntıları ile ifade etmek gerekirse biraz da çiçek balının tam olarak ne olduğundan bahsedelim.

cicek bali faydalari 1 1
çiçek balı faydaları

Çiçek balı nedir?

Çiçek balı nedir? Çiçek balı tarih boyunca birçok kültürde ilaç olarak kullanılmıştır ve dolayısıyla da tıbbi bir yönü vardır. İnsan sağlığına olan katkıları göz ardı edilemeyecek çoktur ve bu yüzden tedavilerde kullanılması oldukça yaygınlaşmıştır. Özellikle de yaraların tedavi edilmesinde günümüzde bile tercih edilen bir ilaçtır. Balın bu tedavi edici özelliklerinin hepsi, pastörizasyona ya da süzme işlemine tabi olmamış çiçek balı için geçerlidir. Kendine özgü tedavi edici nitelikleri ile çiçek balı, diğer bal türlerinden ayrılır.

Herhangi bir marketin rafında yer alan balların çoğu pastörize edilmiştir. Balın pastörizasyonu sırasında bal yüksek sıcaklıklara maruz bırakılır ve raf ömrü bu sayede uzatılmış olur. Doğal bal kristalleşir. Kristalleşmenin gerçekleşmesinin önüne geçmek ve daha uzun süreler tüketilebilmesini sağlamak için de bal pastörize edilir. Çiçek balı bu işlemler sonrası önemli birçok özelliğini yitirir. Rengi ve yapısı daha estetik hâle getirilir ancak tedavi edici birçok niteliği de ortadan kalkmış olur. Dolayısıyla vücuda yararlı besin değerlerinin de çoğu kaybolur.

Organik Çiçek Balı Faydaları

Organik çiçek balı faydaları ile doğal bir şifa kaynağıdır. Yüzyıllardır bilinen bir gerçeğin günümüzde de popülerliğini koruması bir tesadüf değildir. Bal, bir doğal tatlandırıcı olarak da kullanılmaktadır ancak böyle kısıtlı bir tüketim sürecinde bile birçok yarar sağlar. Enfeksiyonu önler, hastalıklara karşı vücudumuzun dirençli bir biçimde savaşmasına da yardımcı olur. Balı bir şeker alternatifi olarak değil, sofraların vazgeçilmezi olarak tüketmek gerektiğini dünyaca ünlü birçok immünolog tavsiye etmektedir. Bağışıklık sistemini adeta bir zırha çeviren bu mucizenin yararlarının farkında olmak hepimiz için gereklidir.

Diğer ballara nazaran daha faydalı olmasının sebebi organik çiçek balı içerisinde herhangi arındırıcı kimyasalın bulunmamasıdır. Organik çiçek balı doğal ortamda yetişen çiçeklerin arılar ile birlikte döllenmeleri sürecinden elde edilen baldır. Dolayısıyla bu bal kovanlardan çıkarıldığı gibi kalır. Daha tortulu bir görünüme sahiptir. Dolayısıyla marketlerdeki ballar gibi pürüzsüz bir görünümü yoktur.

Organik çiçek balı faydaları ile insanlara yüzyıllar boyu şifa olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.

cicek bali faydalari 1 2
çiçek balı faydaları

Kestane Balının Faydaları

Kestane balının faydaları içeriğinde bulunan yüksek miktarda mineraller ile antioksidan ve antibakteriyel özelliklerinden gelir. Oldukça aromatik bir lezzete sahip bu eşi benzeri bulunmayan baş birçok hastalığa karşı etkili bir ilaçtır. Tarçın gibi bir diğer mucizevi lezzetle birlikte kullanıldığında vücuda olumlu etkileri kısa bir zamanda ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında kestane balının faydaları ise şöyle sıralanabilir:

  • İçeriğinde yüksek miktarlarda früktoz bulunur. Bu açıdan kullanıldığında vücuda eşi bulunmaz bir enerji verir. Yorgunluğu alarak yerine enerjik bir vücut armağan eder.
  • Sivilce birçoğumuz tarafından şikâyet edilen bir cilt sorunudur. Kestane balı cilt iyileştirici özelliği ile de yüzünüzü sivilcelerden arındırır. İçine yulaf unu katılarak hazırlanan kestane balı maskesi sivilce sorunları için ideal bir çözümdür.
  • Antioksidanlar bakımından muhteşem bir kaynaktır. Antioksidanlar vücudunuzu hastalıklara karşı koruyan birer silahşordur. Kestane balı ile hastalıklara karşı bir bodyguardı tutmak hiç de zor değil.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara yakalanma risklerini en aza indirir.
  • Antibakteriyel özelliklidir. Bakterilere karşı hazırlıklı bir vücuda sahip olmak kestane balı ile mümkündür.
  • Bol miktarda mineralin yanı sıra B ve C vitaminler ile demir, kestane balının içindeki bin bir yararlı bileşikten bazılarıdır. Kaslara ve kemiklere dayanıklılık kazandırmak onun işidir.
  • Kan dolaşımını hızlandırır.
  • Karaciğer ve mide kaynaklı hastalıkların tedavi edilmesinde kullanılabilir.
  • Kalp hastalıkları riskini en aza indirir. Bunu, kolesterol düşürücü özelliği ile gerçekleştirir.
  • Kalp atımını düzenler.
  • Öksürüğe ve bademciklerin iltihaplanmasına karşı iyi bir silahtır.
  • İltihap önleyici özelliğini eklemleri iyileştirici gücü ile de gösterir.
  • Göz hastalıklarının tedavisinde de önemli ölçüde etkilidir. Katarakta yakalanma risklerini de en aza indirir.
  • Sindirim sisteminin düzenli çalışmasında etkilidir. Bu açıdan kabızlık sorununa çare olması için yaygın bir şekilde kullanılır.
  • Düzenli bir beslenme alışkanlığı ile birlikte tüketildiğinde kilo vermeye yardımcıdır. Çünkü düzenli egzersizle bol miktarda yağ yakabilmeniz için gereken enerjiyi kestane balından alabilirsiniz.
cicek bali faydalari 2 1
çiçek balı faydaları

Çiçek balı mı çam balı mı?

Çam balı birçok özelliği ile çiçek balından ayrılır. İkisinin de kendine has özellikleri vardır ve ikisi de sağlığa çok faydalıdır. Çam balı, çam dışkısına arılar tarafından karıştırılan enzimler sayesinde meydana gelir. Oluşum biçimi de bu yüzden çiçek balından çok farklıdır. Çam balı da tıpkı çiçek balı gibi doğal bir mineral kaynağıdır. Ayrıca antioksidanlar bakımından da oldukça zengindir.

Çam balı çiçek balına kıyasla dayanıklılığı ile de ünlüdür. Herhangi bir bozulma olmadan yıllar boyu taze kalabilir. Bu yüzden saklama koşulları çiçek balına göre daha kolaydır. Çiçek balından daha koyu bir kıvama ve renge sahiptir. Ayrıca içinde bulunan şeker miktarı da (glikoz, früktoz) çiçek balına göre daha azdır. Dolayısıyla tat bakımından da çiçek balından ayrılır. Aromatik bir tat onda da vardır ancak çiçek balından daha az şekerli bir tat verir. Aminoasitler, mineraller, enzimler ve antioksidanlar bakımından çiçek balından yaklaşık olarak on kat daha zengindir. Fakat organik bir içeriği sahip oldukları takdirde ikisi de iyileştirici ve koruyucu gücü ile ön plana çıkar.

Kaynak: healthline / everydayhealth

Akgünlük: Dumanı Bile faydalı

akgünlük

Boswellia olarak da adlandırılan akgünlük, akgünlük ağacının mucizevi bir hediyesidir. Akgünlük ağacından elde edilen nebati özlerden oluşur ve yüzyıllardır özellikle Hindistan’da tıbbi amaçla kullanılmaktadır. Antienflamatuar özelliğiyle enfeksiyonların önlenmesinde ve oluşan enfeksiyona karşı da tedavi edici olarak tercih edilir. Yapılan klinik araştırmalar doğrultusunda ulaşılan sonuçlar akgünlük için iltihap savaşçısı lakabını uygun görmüştür. Genellikle tıbbi literatürde de bu lakabıyla nam salmıştır. Kireçlenmeye, romatizmaya, astıma ve enfeksiyonel bağırsak hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.

Akgünlük ne işe yarar?

Akgünlük ne işe yarar? Kemik ve eklem rahatsızlıkları ile ilgili yürütülen birçok araştırma akgünlükte bulunan bozvelik asidin ön plana çıktığını göstermiştir. Bozvelik asit vücudun belirli yerlerinde, özellikle de kemik ve eklemlerde meydana gelen iltihaplanmalara karşı etkilidir. İltihap oluşumunu tetikleyen lökotrien adlı bir tür molekülün baskılanmasında rol oynadığı kanıtlanmıştır. Lökotrienler de bu arada astım hastalığına neden olabilmektedirler. Akgünlük bilindiği gibi astıma da çok iyi gelmektedir.

Akgünlük sakız olarak da temin edilebilmektedir. Akgünlük ağacının reçinesinde bulunan dört asidin enfeksiyon önleyiciliği de çeşitli klinik deneylerde kanıtlanmıştır. Bu dört farklı asidin aynı şekilde lökotrien üretimini tetikleyen enzimlerin engellenmesini sağladığı bir gerçektir.

akgünlük
akgünlük: dumanı bile faydalı 46

Akgünlük nasıl kullanılır?

Akgünlük piyasada farklı tiplerde bulunabilir. Bu tipler arasında haplar, akgünlük sakızı ve kremler yer almaktadır. Akgünlüğün mucizevi özelliklerinden üretildiği hangi form aracılığı ile yararlanmak istiyorsanız kullanma talimatları önemlidir. Genellikle akgünlüğün hapı günde iki ila üç kez alınabilmektedir. Hapların dozları da çoğunlukla 300 ila 500 mg arasında değişmektedir. Uzmanların önerileri de zaten bu dozlar içindir. Akgünlük sakızı kullanımı biraz daha farklıdır. İstenildiğinde çiğnenebilir. Toz haline getirilerek yutulabilir ya da aynı toz formu krem hâline getirilerek ağrılı bölgelere uygulanabilir. Akgünlük kremi yapılan araştırmalara göre eklem romatizması ve ağrılarına iyi gelmektedir. Aynı şekilde hap ve sakız formları da genellikle bu hastalıkların tedavisi için kullanılmaktadır.

Akgünlük ne için kullanılır?

Akgünlük enfeksiyon önleyici özelliklerinden dolayı hemen etki edecek bir ağrı kesici olarak da kullanılmaktadır. Ayrıca yukarıda da söylediğimiz gibi eklem ağrılarına, eklem romatizmasına, iltihaplı hastalıklara, kıkırdak dokuların onarımına, astıma ve kansere iyi gelmektedir. Yine akgünlüğün enfeksiyon önleyici içeriği ile enfeksiyon kaynaklı kıkırdak kayıplarını önleyebilmektedir.

Son yıllarda kanser ile ilgili araştırmalar yürüten bir grup uzman kadro, akgünlüğün kan kanseri (lösemi) ve meme kanseri gibi kanser türleri için de tedavi edici özellikleri olduğunu gözlemlemişlerdir. Kanser önleyici ya da kanser tedavisinde kullanılma metotları hâlâ araştırılıyor olsa da bulgular umut vadeden türdedir.

Bunların dışında akgünlüğün doktorlar tarafından reçete edilmiş enfeksiyon ilaçlarıyla etkileşimde bulunduğu da ortaya konmuş bir gerçektir. Reçeteli ilaçların etki mekanizmalarını azalttığı gözlemlenmiştir. Bu yüzden enfeksiyon önleyici ilaçlar ile birlikte kullanılmaya karar verildiyse mutlaka bir uzmandan bu konu hakkında bilgi almanız önerilmektedir.

akgünlük
akgünlük: dumanı bile faydalı 47

Akgünlük Faydaları

  • Kireçlenme: Bozvelik asit bakımından zengin akgünlük, faydaları ile adından günümüzde de oldukça sık söz ettirmektedir. Kireçlenmeye iyi geldiği, osteoartrit tedavisi gören bir grup üzerinde araştırma yürütülürken fark edilmiştir. Eklemlerdeki iltihaplanmanın ve ağrıların önüne geçtiği kanıtlanmıştır.

Ayrıca 2003 yılında yayımlanan klinik bir araştırmaya göre de diz ağrılarından yakınan bir grup tarafından akgünlük hap şeklinde kullanılmış ve diz ağrıları geçirilmiştir. Eklemlerdeki enfeksiyonlarda da önemli ölçüde bir azalma olduğu ortaya çıkmış, akgünlüğün daha ayrıntılı incelenmesine karar verilmiştir. Akgünlüğün kireçlenmeye iyi geldiğinin fark edilmesi olayı, verdiği olumlu sonuçlar bakımından tıp dünyasını şaşırtmıştır.

  • Romatizma: Romatizma tedavisi için de kullanılabilen akgünlüğün bu konudaki çalışmaları hâlâ devam etmektedir. Romatologların birçoğu tarafından önerilen bu bitki, eklemlerde meydana gelen ödemlerin azaltılmasında da etkili bir tedavi yöntemidir. Ayrıca bağışıklık sistemine de bazı olumlu katkıları olduğu ortaya çıkan akgünlüğün bu sayede enfeksiyon önleyici özelliğinin dışında, serbest radikallere (virüs, bakteriler vb.) karşı etkili olduğu da kanıtlanmıştır.
  • Astım: Akgünlüğün astımı tetikleyen lökotrienlerin baskılanmasında önemli bir rol oynadığını söylemiştik. 1998 yılında yürütülmüş tıbbi bir araştırma grubuna göre, akgünlüğün astım üzerindeki etkileri olumlu gözlenmiştir. Yapılan araştırmada astım hastalığından şikâyetçi olan katılımcıların hastalık şiddetlerinde azalma görülmüştür. Çünkü akgünlük bir tedavi edici olarak kullanılmış, düzenli olarak katılımcılara verilmiştir. Ayrıca yine bağışıklık sisteminin çalışma niteliğini güçlendirici özellikleri ile de alerjik astımın şiddetini azalttığı ya da alerjik astımı tamamen tedavi ettiği gözlenmiştir.
  • Kanser: Bozvelik asitlerin kanserin ilerleyişini durdurup durdurmadığına ilişkin bazı klinik araştırmalar yapılmıştır. Yapılan araştırma sonuçları ile kanserin yayılımını engelleyici etkileri kesinleşmiştir. Akgünlüğün kanser önleyici ve kanseri tedavi edici özelliği de DNA’nın yapısını bozabilecek hücrelerin gelişimini engellemesi sayesinde keşfedilmiştir. Bunlar hem lösemi hem de meme kanseri için geçerli etkilerdir.
akgünlük
akgünlük: dumanı bile faydalı 48

Kanser hücreleri vücuda dâhil olduklarında sağlıklı hücrelerin DNA’larını değiştirirler. DNA’sı değişen her hücre, kanser hücresinin aynısı olan bir kopyaya dönüşür ve çoğalmaya başlarlar. Akgünlük işte bu kanser hücrelerinin sağlıklı hücrelerin DNA’sına etki etmelerine engel olur. Ayrıca DNA kopyalama sürecine engel olmakla kalmaz, hücrelerin yok edilmesine katkıda bulunmak için de onlarla savaşır. Devam eden çalışmalar gösteriyor ki umut vadeden sonuçlarla karşılaşmamızı sağlayacaklar.

Source: healthline / ncbi.nlm.nih

Fındığın Faydaları

findigin faydalari 4

Fındığın faydaları mucizevi bir şekilde içinde bulunan vitamin, mineral ve antioksidanlardan ileri gelir. Genellikle kuruyemiş olarak tüketilen fındık çiğ ya da kavrulmuş olarak çok lezzetlidir. Unlu mamuller ve yemeklerde de sıklıkla kullanılan fındığın faydaları dünyanın birçok yerinde yapılan sağlık çalışmalarıyla kanıtlanmıştır.

Kolesterole, yüksek kan basıncına, enfeksiyona ve yüksek şekere iyi gelen fındığın saymakla bitmeyen faydalarını makalemizde ayrıntılarıyla ele aldık.

Fındığın Kısa Tarihçesi

Düzenli beslenmenin en önemli kurallarından biri de yiyecek ve içeceklerin zaman içinde niçin kullanıldıklarını bilerek onları tüketmektir. Fındığın tarih boyunca birçok kesim tarafından benimsendiği ve hastalıkların tedavisinde kullanıldığı da göz önüne alınırsa tüketimi için tereddüde gerek kalmaz. Tarihten günümüze popülaritesini her çağda korumuş olan fındığın geçmişi oldukça eski çağlara dayanmaktadır.

Likörler ve kahveler için aroma artırıcı olarak kullanılmasının yanı sıra yağından da yemeklerin yapımında faydalanılırmış. Ayrıca antioksidan bakımından çok zengin bir yapıya sahip olan fındık vejetaryen ve veganlar tarafından da ilgi odağıdır. Günlük alınması gereken protein miktarının %30’unu karşılayabilen fındık içeriğindeki diğer yararlı bileşenlerle oldukça besleyicidir. Bu yüzden tarihte de gerek çiğ, gerek kavrulmuş, gerek de yağı ile önemli bir yemiş olarak konumunu güçlü bir şekilde korumuştur.

fındığın faydaları
Fındığın faydaları

Fındıkta hangi vitaminler var?

Kesinlikle kolesterol ve sodyum içermeyen fındıkta hangi vitaminler ve mineraller var? Günlük yağ ihtiyacının yaklaşık %93’ünü temin edebileceğiniz tek sağlıklı besin kaynağı fındığın içinde bulunanlar şöyledir:

100 gram fındık:

  • Lifli bir yapıya sahip olduğu bilinen fındıkta bulunan lif miktarı: 9.7 g
  • Protein: 15 g’lık bir protein deposudur.
  • Yağ: 60,75 g
  • Karbonhidrat: 16,70 mg
  • Kalsiyum: 114,0 mg
  • Demir: 4,70 mg
  • B6 Vitamini 0,563 mg
  • E Vitamini: 15,03 mg
  • K Vitamini: 14,2 mikrogram (mcg)
  • Bakır: 1,725 mg
  • Magnezyum: 163 mg
  • Manganez: 6,175 mg
  • Fosfor: 290 mg
  • Potasyum: 680 mg
  • Selenyum: 2,4 mcg
  • Çinko: 2,45 mg

Fındık bağırsaklara iyi gelir mi?

Fındık diyet lifi bakımından oldukça zengin bir yemiştir. İçinde bulunan diyet lifinin vücuda alınması durumunda bağırsaklar daha iyi çalışır. Bağırsakların düzenli çalışmasına katkıda bulunması ile sağlıklı bir boşaltım sistemine sahip olmanızı sağlar. Bu özelliği ile kabızlığın önlenmesinde önemli bir yeri vardır.

Ünlü diyetisyenler tarafından yürütülen araştırmalar ışığında yapılan günlük diyet lifi tüketimi önerisi kadınlar için (31-50 yaş aralığı) 25,2 gram ve erkekler için (31-50 yaş aralığı) 30,8 gramdır. Hem erkekler hem de kadınlar tarafından günlük diyet lifi tüketimi vücut sağlığı için önemlidir.

fındığın faydaları
Fındığın faydaları

Fındık Yiyerek Zayıflama

Fındık yiyerek zayıflama konusu üzerine yapılan klinik araştırmalar birçok insanda bu durumun işe yaradığını göstermiştir. Kilo vermek ya da ideal kilonun korunması ile ilgili herhangi bir diyet yapıyorsanız beslenme düzeninizde mutlaka fındık da olmalıdır.  

2018 tarihli bir araştırmaya göre en çok tüketilen unlu mamul olan ekmeğin tüketiminin azalması ile obezite riski arasında bir bağlılık olduğu ortaya çıkmıştır. Günlük ekmek tüketimi ne kadar az olursa obeziteye yakalanma riski de o kadar azalmaktadır. Aynı çalışma, fındık tüketimi diğerlerine göre daha fazla olanların ekmek tüketimleri diğerleri ile aynı olmasına rağmen obeziteye yakalanma risklerinin daha az olduğunu da ortaya koymuştur. Günlük önerilen fındık tüketim miktarına uyulduğu takdirde kilo almaya yatkınlık azalır.

Fındığın Cilde Faydaları

Fındık hücrelerin oksidasyona uğrama riskine karşı alınabilecek etkili bir önlemdir. Hücrelerin canlılığını korumalarını sağlayan fındık bu özelliğiyle cildin kendini yenileme süreçlerine yardımcı olur. Dışarıdan gelebilecek ve serbest hâlde bulunan, gözle görülemeyen bakterilere karşı korunmak için düzenli fındık tüketimi gerekir. Böylece hücrelerin hasar görmesine neden olabilecek oksidasyon riskinden de cilt korunmuş olur.

Ayrıca yapısında E vitamini de bulunan fındık bu yönüyle de önemli bir antioksidan olarak karşımıza çıkar. E vitamini bunun dışında kanser hücrelerinin oluşumuna karşı da vücudu korur ve kansere karşı etkili bir silahtır.

Fındık kolesterole iyi gelir mi?

Fındık yemenin kolesterolü düşürdüğü bir gerçektir. Kolesterol özellikle kalp kaynaklı birçok hastalığa neden olabilecek bir bileşendir. Düzenli ve yeterli miktarda fındık tüketmenin kolesterolün dengelenmesine yardımcı olduğu klinik deneylerle kanıtlanmıştır.

2013 yılı içerisinde yapılan bir araştırmaya göre fındığın başat rol oynadığı bir diyet, araştırmaya katılanlar tarafından uygulanmıştır. Bu diyet uygulanmaya başladıktan haftalar sonra yapılan testlerde katılımcıların kolesterollerinin düşme eğilimde olduğu gözlemlenmiştir. Kolesterolün kalp sağlığını hayati oranda etkilemesine engel olmak için fındık tüketilmelidir.

Ayrıca uzun bir süre devam eden aynı araştırmanın 3 yıl sonraki verilerinde ise katılımcıların kilolarında bir değişim yaşanmadığının gözlemlenmesi önemlidir. Bu, fındığın ideal kilonun korunmasını sağladığı anlamına gelir ki etkili bir form tutmanın en iyi yollarından biri olarak onu öne çıkarır.

fındığın faydaları
Fındığın faydaları

Fındık ve Diyabet Hastalığı

Her gün bir avuç kadar fındık ya da bir tatlı kaşığı şekersiz fındık ezmesi diyabet hastaları için oldukça sağlıklıdır. İnsülin duyarlılığı söz konusu diyabet olduğunda çok önemlidir. Yapılan bir araştırmaya göre düzenli ve yeterli miktarlarda tüketilen fındığın insülin duyarlılığını artırmaktadır. Çok tehlikeli bir hastalık olan Tip-2 diyabet, insülin duyarlılığındaki düşüşün sonucunda gerçekleşir. Bu yüzden Tip-2 diyabete yakalanma riskinden korunmak için fındık tüketilmelidir.

Fındığın Kalbe Yararları

Fındık, kalp sağlığının sürdürülebilirliği için önemli bir besindir. Kardiyovasküler sistemde yaşanması olası risklere karşı da iyi bir önlemdir. Damar sağlığının iyileştirilmesi ve damarlar kaynaklı sorunlara yakalanma riskinin düşürülmesi için fındık tüketimine dikkat edilmelidir.

Fındık Enfeksiyonu Önler

Dengeli bir beslenme düzeninde fındığın da bulunması vücutta enfeksiyonların oluşumuna karşı etkilidir. Enfeksiyon kaynaklı hastalıklara yakalanmamak için vücut fındık ile takviye edilebilir.

Fındık sperm sayısını arttırır mı?

Cinsel performansa ve sperm sayısına yaptığı olumlu katkılar ile bilinen fındık bu konudaki birçok araştırmaya konu olmuştur. Yapılan birçok araştırma göstermiştir ki; içinde fındığın da bulunduğu bir miktar kuruyemiş tüketmek, sperm sayısında ve kalitesinde olumlu etkiler yapar.

Source: stylecraze / draxe / healthline / medicalnewstoday

Kuşkonmazın Faydaları

kuşkonmazın faydaları

Latince Asparagus ismi ile de anılan zambakgillerden bir bitki kuşkonmazın faydaları onu popüler hâle getirmiştir. İki yüzden fazla türü bulunan kuşkonmaz familyasında bazı türler süs bitkisi, bazıları da aranjman olarak kullanılmaktadır. Ancak asıl ünü tüketilmeye başladıktan sonra iyi geldiği hastalıklarla yaygınlaşmıştır.

Yaklaşık olarak 2500 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin edilen kuşkonmaz mızrağa benzeyen uçlara ve yeşil bir renge sahiptir. Büyük çoğunlukla bahar mevsimi ile birlikte toplanırlar ve birçok şekilde tüketilebilirler. Kuşkonmazın faydaları kanserle mücadeleden boşaltım sistemine kadar uzanır. Makalemizde kuşkonmaza dair tüm ayrıntıları öğrenebilirsiniz.

Kuşkonmazın tadı nasıldır?

Kuşkonmazın en çok tüketilen türleri farklı tatlara sahiptirler. Yeşil kuşkonmazların inceleri kokuları ile ünlüdür ve yoğun bir kokuya sahiplerdir. Ayrıca lifli bir yapıları vardır. Yeşil kuşkonmazların kalınlarında ise lezzet biraz daha farklıdır. Daha kolay çiğnenebilir olanları kalın kuşkonmazlardır çünkü daha az lifli bir yapıya sahiptirler.

Yeşil kuşkonmazın yanı sıra beyaz kuşkonmaz da vardır. Bu türde ise lifli yapı kendini sert ve sulu bir hâle bırakır. Ayrıca toprağımsı tat da daha acılaşır. Beyaz kuşkonmazın tadı acıdır. Ayrıca beyaz kuşkonmazın yetiştirilmesi sürecinde daha fazla emek sarf edilir. Dolayısıyla beyaz kuşkonmazın yetiştirilmesi daha zahmetli ve zordur. Bu da temin edilmesi için gereken maliyeti biraz artırır. Yeşil kuşkonmaza göre fiyatı biraz daha fazladır. Ancak her ne olursa olsun kuşkonmazın tüketilebilir her türü vücuda birçok yarar sağlamaktadır.

kuşkonmazın faydaları
kuşkonmazın faydaları

En yaygın çeşidi yeşil kuşkonmaz ve bir diğer türü beyaz kuşkonmazın yanı sıra mor kuşkonmaz da vardır. Mor kuşkonmaz diğer türlerine göre daha tatlıdır. Tadı diğerlerine göre daha belirgin ve yoğundur.

Bu arada renk farklılıklarının doğmasının nedeni yetiştiriliş süreçleri ile alakalıdır. Örneğin beyaz kuşkonmazın beyaz olarak kalmasının nedeni yer altında yetiştiriliyor olmasıdır. Bitkilere yeşil rengini veren klorofilden güneş göremediği için mahrum kalan beyaz kuşkonmaz rengini bu duruma borçludur.  

Kuşkonmazda hangi vitaminler var?

Kuşkonmazın sahip olduğu besin değeri ile de ünlüdür. Dengeli bir beslenme süreci ile hayatınıza sağlıklı bir şekilde devam etmek için sofralarda kuşkonmazın mutlaka bulunması gerekir. Vücuda yarar sağlayan birçok bileşeni içeriğinde barındıran kuşkonmazda bulunanlar şu şekilde sıralanabilir:

  • DNA üretimi için kullanılan bir tür B vitamini folatlar
  • Kan pıhtılaşması için önemli bir görev üstlenen, dolaşım sistemi ve kemik sağlığının olmazsa olmazlarından K vitamini
  • Kas ve sinirlerin sağlıklı bir biçimde çalışmasını ve işlevlerini sürdürebilmesini sağlayan potasyum
  • Cilt, kemik ve bağ dokular için iyileştirici etkileri olan ve vücudun ihtiyacı olan demir emilimini sağlamaya yardımcı bir antioksidan C vitamini
  • Kemiklerin büyüyüp gelişmesinde, görme, üreme ve diğer hücre fonksiyonlarının iyileştirilmesi ile bağışıklık sistemi için önemli bir rol üstlenen A vitamini

Kuşkonmazın Besin Değeri

Bir porsiyon kadar kuşkonmazın içerdiği kalori ve besin değerleri ise şu şekildedir:

  • Bir porsiyon kuşkonmaz yaklaşık 13 kaloridir.
  • 1.5 gram protein (günlük vücut tarafından alınması gereken mijtarın %3’üne tekabül eder.)
    • gr yağ
  • 2.6 g karbonhidrat
  • 1.4 g lif (alınması gereken günlük miktarın %5.6’sı)
  • 135 miligram potasyum (günlük ihtiyacımız olan miktarın %2.9’u)
  • 3.8 mg C vitamini (günlük alınması gereken miktarın %6.3’ü)
  • 35 mikrogram folat (günlük alınması gereken miktarın %8.8’i)
  • 507 IU’luk miktarda A vitamini (günlük alınması gerekenin %10.1’i)
  • 27.9 mikrogram K vitamini (alınması gereken günlük miktarın %34.9’u)
kuşkonmazın faydaları
kuşkonmazın faydaları

Kuşkonmaz nasıl yenir?

Kuşkonmaz ister çiğ ister pişirilerek tüketilebilir. Eğer çiğ olarak tüketilecekse sert bir yapıya sahip olan sapları ince ince kıyılabilir ve çiğneme işlemi daha kolay hâle getirilebilir.

Bununla birlikte genelde kuşkonmazın pişirilerek yendiği kanısı yaygındır. Ancak çiğ olarak tüketildiğinde de oldukça besleyici bir sebzedir. Pişirerek yemenin avantajı da sert yapısının yumuşaması ve çiğnemeyi kolaylaştırması şeklinde açıklanabilir. Bu, sindirimi için de olumlu etkiler yaratır.

Hem pişmiş hem de çiğ olarak oldukça lezzetli bir sebze olan kuşkonmazın önce mızrağa benzeyen uçları çıkarılmalıdır. Bunun için bitki, uçlarından yaklaşık 2-3 cm kesilir. Uçları kesildikten sonra direkt ısırılarak da yenebilir ancak çiğnenmesi daha güç olacaktır. Bu yüzden bir soyucu ile ince lifler hâline getirilebilir ya da bir bıçak yardımı ile ince ince kesilebilir. Arzu edilirse de rendelenebilir ve çiğ olarak tüketilebilir.

Bunun dışında çiğ olarak tüketilmek istenen kuşkonmaz bazı işlemlerle pişirmeden de yumuşatılabilir. Sapların zeytinyağı ve limonlu bir karışıma ya da sirkeye yatırılması ve bekletilmesi yumuşaması için etkili bir yöntemdir. Bu sayede hem lezzetini artırmış hem de sindirimini de daha kolay hâle getirmiş olursunuz.

Kuşkonmaz nasıl pişirilir?

Çiğ de tüketilen kuşkonmaz nasıl pişirilir? Eğer kuşkonmazı çiğ değil de pişirerek de tüketmek istiyorsanız etkili bir antioksidan kaynağı buldunuz demektir. Pişirilen kuşkonmazın antioksidan bakımından daha da zengin hâle gelebildiğine dair birkaç önemli araştırma yapılmıştır. Ve kanıt şudur ki: Kuşkonmaz her iki durumda da; yani çiğken de pişmişken de bir antioksidan kaynağıdır. Ancak pişirme sırasındaki işlemlerle antioksidanlar bakımında daha zengin bir hâle gelebilmektedir.

Kuşkonmaz pişirilerek yenecekse birkaç farklı metot bulunmaktadır: Haşlanmış kuşkonmaz yapılacaksa pişirileceği kabın/tencerenin içine uçları temizlendikten sonra dik bir biçimde yerleştirilir. Sapının pişip gevreme süreci ile uçlarının pişme süreci farklı zamanlar almaktadır. Arzu edildiği takdirde direkt tencereye koymak yerine dikey yerleştirilebilecekleri bir kapta da pişirilebilirler. Bir kavanoza konulabilen kuşkonmazlar tencereye su doldurularak kaynar su ile birlikte haşlanabilir.

Source: simplyrecipes / cookieandkate

Zeytinyağlı Sabun Faydaları

zeytinyağlı sabun faydaları

Zeytinyağlı sabun faydaları ile düzenli kullanımlarda tüm ciltler için muhteşem sonuçlar sağlar. Özellikle içeriği ile cildin en derin tabakalarına dahi nüfuz edebilir ve sağlıklı bir görünüm elde etmenin kapısı sonuna kadar açılabilir. Cildinizin kırışıklıklardan, kuruluktan, aknelerden, lekelerden ve solgunluktan kurtulması için başvurabileceğiniz en iyi yollardan biri zeytinyağlı sabundur. Zeytinyağlı sabun faydaları son yıllarda yapılan klinik araştırmalar neticesinde dermatologlar tarafından da kanıtlanmıştır. Yaşlanmayı geciktiren ve cildinizin daha parlak, daha canlı bir görünüm kazanmasını sağlayan zeytinyağlı sabun aynı zamanda enfeksiyon önleyicidir. Bu muhteşem doğallıktaki sabunun faydaları tüm ayrıntılarıyla makalemizde.

Zeytinyağlı sabun nelere iyi gelir?

Zeytinyağlı sabunun nelere iyi geldiğini anlatmadan önce bu faydalı yapısını borçlu olduğu zeytinyağından bahsedelim. Zeytinyağı da bir bitkisel yağ çeşididir. Özellikle sızma zeytinyağları antioksidanlar bakımından çok zengindir ve birçok vitamini de içinde barındırır. Özellikle Akdeniz ve Ege yöresi insanının sofralarından eksik etmediği zeytinyağının faydaları saymakla bitmez. Zeytinyağı düzenli tüketilmesi durumunda kalp, yüksek tansiyon, felç ve diğer hayati hastalıklara karşı güçlü bir koruma sağlar.

Zeytinyağı besin olarak tüketilmesinin yanında sürülerek de vücuda iyi geldiği kanıtlanmış bir bitkisel yağdır. Zeytinyağının cildin yenilenmesinde etkin bir rol oynadığı ve bu yüzden yaşlanmayı geciktirdiği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. Hücrelerin yenilenmesinde oynadığı bu aktif rol de cildin ve saçların sağlıklı bir görünüm kazanmasına katkıda bulunacağı anlamına gelir Bu yüzden zeytinyağlı sabunun faydaları da içinde bulunan yoğun zeytinyağından gelir. Zeytinyağlı sabun kullanımlarında cildinizin gençleştiğini ve saçlarınızın daha dinç bir görünüm kazandığını görebilirsiniz.

Ayrıca saç derisinde enfeksiyon oluşumuna karşı önlem almak için de zeytinyağı sabunu kullanılabilir. Zeytinyağlı sabun saç derisini besleyici etkisiyle enfeksiyonların önlenmesinde önemli ölçüde etkilidir.

zeytinyagli sabun faydalari 2 1
zeytinyağlı sabun faydaları 59

Zeytinyağlı Sabun Cilde Faydaları

Zeytinyağlı sabunun cilde faydalarını şu maddeler hâlinde açıklamak mümkündür:

  • Zeytinyağlı sabun yaşlanma karşıtı doğal bir üründür: Yapısında bulunan polifenol ve oleik asit ile zeytinyağı cildin rengini ve yüzeyini iyileştirici etkisiyle ön plana çıkar. Bu sayede yaşlanmaya karşı etkili bir savaş açabilen zeytinyağlı sabun cildi genç tutmak için kullanılabilir. Cilde pürüzsüz ve dolgun bir görünüm vermek için oldukça etkili bir yöntemdir. Ayrıca besleyiciliğiyle zamanla cildin kaybettiği yağı ve nemi de cilde yeniden kazandırır ve kuruluğu önler.
  • Zeytinyağlı sabun kuru ya da yağlı fark etmez, her cilt tipi için uygundur: Zeytinyağlı sabun diğer kozmetik ürünlerden bu yönü ile ayrılır. Çocuk, genç ya da yaşlı her insan grubunun cildi için uygundur. Ayrıca zeytinyağlı sabun hipoalerjenik bir yapıdadır. Bu yapısıyla ciltte herhangi bir yan etkiye sebep olmaz. En hassas yapıya sahip olan cildin bile tahriş olmadan iyileştirilmesine yardımcı olur. Zeytinyağlı sabunun yararlı bileşenleri cilt tarafından emilir ve bu bileşenler cilde derinlemesine nüfuz eder. Egzama ve sedef hastalığı gibi cilt problemlerine karşı da güvenle kullanılabilir.
  • Cilt için önemli bir antioksidandır: Zeytinyağlı sabunda bol miktarda antioksidan bulunur. Antioksidanlar bakımından zengin yapısıyla oksidasyonu önler ve ciltte olumsuzluklara yol açabilecek bakterileri önleyerek cildin daha sağlıklı olmasına yardımcı olur. Oksidasyondan korunmak için en iyi yöntemlerden biri de zeytinyağlı sabunun cilde düzenli olarak uygulanmasıdır. Zeytinyağı yapısı itibarıyla antioksidanlar sayesinde bu tür dış çevre kaynaklı tehlikelere karşı cilt için savaşır ve vücudun ihtiyacı olan proteinleri üretmesini sağlar. Bu sayede cilt pürüzsüz ve sivilcesiz bir görünüme kavuşur.
  • Zeytinyağlı sabunda birçok vitamin vardır: Zeytinyağlı sabun birçok vitamin açısından zengindir. Cildin beslenmesine ve daha iyi hissetmenize yardımcı olacak bu vitaminler görünümünüzün estetik bir hâl almasını sağlar. A ve E vitaminleri başta olmak üzere cildin ihtiyacı olan her bileşeni fazlasıyla almasına katkıda bulunur. Bunların dışında aynı zamanda yeni hücre oluşumunun desteklenmesini sağlayan ve bu sayede hücre yenilenmesi ile gençleşmeye yardımcı olan beta karotenler de zeytinyağlı sabunun içeriğinde bulunur.
zeytinyagli sabun faydalari 1 1
Zeytinyağlı sabun faydaları

Zeytinyağlı Sabun Saça Faydaları

Piyasada bulunan ve yaygın şekilde kullanılan bazı şampuanlar içeriklerinde özellikle farklı çeşitlerde kimyasallar barındırır. Bu kimyasalların kullanılma sebepleri arasında saça sağlık kazandırma amacından çok şampuanın bütünlüğünün korunması eğilimi daha fazladır. Bütün bu kimyasalların yoğun şekilde kullanıldığı kozmetik saç ürünleri zamanla saçın yıpranmasına katkıda bulunur. Yıpranan saçlarda gerçekleşen kopmalar ve dökülmeler de bu sürecin kaçınılmaz bir sonucudur. Bu yüzden tamamen doğal yollarla saçlarını temiz ve bakımlı bir hâle getirmek isteyenler zeytinyağlı sabun kullanmaktadırlar. Zeytinyağlı sabunun saçı besleyiciliği de yapılan birçok klinik araştırma sayesinde kanıtlanmıştır. Saçın ihtiyacı olan nemi geri kazanmasında ve saç derisinin kendisini yenilemesinde oldukça önemli bir rol oynar. Zeytinyağlı sabunla saçlarınıza sağlıklı ve parlak bir görünüm kazandırabilir, dökülmeleri ve kepeği önleyebilirsiniz.  

Eşek Sütü Sabunu

Bir tür zeytinyağlı sabun olan eşek sütü sabunu da oldukça besleyicidir. Eşek sütü ile elde edilen sabunların yapımı sırasında yapısına zeytinyağı da katılarak besleyiciliği katbekat artırılır. Eşek sütü sabunu diğer kozmetik saç ürünleri ile mukayese edildiğinde eşsiz bir yararla ön plana çıkar. Eşek sütü sabununun kremsi yapısı saça ve cilde kolaylıkla uygulanabilmesini sağlar. Ayrıca cilt tarafından kolaylıkla absorbe edilerek besleyicilik süreci çabucak başlatılmış olur. Bunun dışında hoş kokusu ve eşsiz içeriği ile de saç ve cilt bakım ürünleri arasında ayrı bir yeri olan eşek sütü sabunu son yıllarda çok popülerdir. Bunun nedeni de takdir edilmelidir ki cilt, saç ve saç derisine uygulandıktan sonra alınan mucizevi sonuçlardır.

Yaşlanmanın geciktirilmesi, aknelerin ciltte oluşumunun önüne geçilebilmesi, sivilcelenmenin önlenmesi ve pürüzsüz bir cilde sahip olunabilmesi için eşek sütü sabunu mutlaka denenmelidir.

Source: nourishedlife

Kalamarın Faydaları

kalamarın faydaları

İtalyanca kökenli calamari veya calamaro sözcüklerinden türemiş kalamarın faydaları oldukça fazladır. Kalamar bir tür deniz canlısıdır ve içeriğinde bulunan yararlı bileşenler onun besin değerini çok yüksek hâle getirir. Kalamarın anatomik yapısı ile ilgili de bilgi vermek gerekirse o bir kafadanbacaklıdır ve tıpkı ahtapot gibi birçok kolu bulunur. Sert bir kabuğu bulunmaz ve yumuşakça sınıfındadır. Kalamar kızartılarak servis edilmediği sürece sağlık için çok yararlı bir besindir. Kızarmış yiyeceklerin tüketimi konusunda birçok klinik araştırma bulunur ve kalamarın da kızarmış olarak tüketilmesi önerilmez. Ancak tadım yapılabilmesi elbette mümkündür. Bunların dışında kalamar tüketiminin birçok yolu vardır. Kalamarın faydaları hakkında birçok ayrıntıya değindik.

Kalamarın faydaları nelerdir?

Yukarıda da belirttiğimiz üzere kalamarın kızartılması besin değerleri açısından olumsuzlukları da beraberinde getirir. Zaten kolesterol bakımından zengin olan kalamarı bir yağda kızartmak onu kalp ve vücudun diğer organları için zararlı bir yağ deposu hâline getirir. Bunun dışında ızgara, sote ya da buğulama şeklinde kalamar tüketmek oldukça faydalıdır. Bu şekilde servis edildiği takdirde düşük kalorili, protein bakımından zengin ve diyet programları için de uygun bir besinle karşı karşıyasınız demektir.

kalamarin faydalari 1 1
kalamarın faydaları

Bu özelliklerinin dışında kalamarda bulunan bileşenler;

  • Demir
  • A vitamini
  • Kalsiyum
  • B-12 vitamini
  • Potasyum
  • Fosfor
  • Çinko

Şeklinde sıralanabilir. Birçok yararlı mineralin yapısında bulunduğu kalamarın faydaları bu kadarla sınırlı değildir.

Kalamar cinsel gücü artırır mı?

Evet, yapısında bulunan omega tipi yağ asitleri vücutta dopamin salgılanmasını tetikler. Bu durum klinik testlerle kanıtlanmıştır. Kalamarın afrodizyak etkisi de omega yağ asitlerinden ileri gelmektedir. Bu yağ asitleri vücutta meydana getirdiği değişiklikler ile cinsel gücü artırıcı etki yapabilir.

Erkek ve kadında omega yağ asitleri seksüel dürtüyü tetikleyici hormonların yapıtaşlarıdır ve damarların tıkanmasına engel oldukları da bilinir. Daha temiz bir damar, kan akışının daha kolay gerçekleşmesini sağlayan bir damardır ve bu da dolaşım sistemine etki ederek cinsel performansa katkıda bulunur. Dopamin salgılanmasına yaptığı etkiler ile de kalamar, enerji ve sağlıklı bir ruh hâli verir. Bu yönüyle de hem libidoya hem de cinsel performansa olumlu katkılarda bulunur.

Kalamarın Besin Değeri

Kalori / BesinMiktar
Kalori92 kcal
Karbonhidrat3,08 g
Yağlar1,38 g
  Doymuş yağ0,36 g
  Tekli Doymamış Yağ0.11 g
  Doymamış yağ0,52 g
    Omega-3 Yağ Asitleri0,50 g
    Omega-6 Yağ Asitleri0,01 g
Protein15,58 g
Kalamarın faydaları

Kalamarda Bulunan Vitaminler

VitaminMiktar
Riboflavin (B2)0.41 mg
Kobalamin (B12)1,30 mcg
Kolin65.0 mg
Niasin (B3)2.18 mg
C vitamini4.70 mg
E vitamini1.20 mg
Pantotenik Asit (B5)0,50 mg
Piridoksin (B6)0,06 mg
Tiamin (B1)0,02 mg
Folat5.0 mcg
A vitamini10 mcg
Kalamarın faydaları

Kalamar Takviyeleri

Kalamarın iyileştirici gücünden tam anlamıyla faydalanabilmek için onu yiyerek tüketmenin dışında kalamar yağı takviyeleri de mevcuttur. Bazı araştırmalar göre kalamar yağı bir diğer deniz ürünü balığın yağından daha yararlıdır. Bunun nedeni olarak da yağın direkt kalamardan değil, kalamarın yan ürünlerinden elde ediliyor olması öner sürülmektedir.

Günümüzdeki beslenme düzenlerinin tümünde yer alması önerilen kalamar yağı, içerdiği omega-3 yağ asitleri ile oldukça sağlıklıdır. Birçok birey tarafından, HDL olarak adlandırılan iyi kolesterole takviye yapılması için kullanılmaktadır. Ayrıca kalamar, diğer deniz ürünleri ile mukayese edildiğinde içerdiği cıva miktarı bakımından oldukça alt sıralardadır. Cıva zehirli bir maddedir ve deniz ürünlerinde zehirleyici olabilecek eşiklerde olmaması çok önemlidir. İçerdiği cıva miktarı bakımından da kalamar avantajlı bir besindir.

kalamarin faydalari 2 1
kalamarın faydaları 64

Kalamar nasıl yenir?

Kalamarın bütün bu kalp ve vücut dostu bileşenlerinden onu çeşitli şekillerde tüketerek faydalanmak mümkün. Yağda kızartmanın dışında güvenle önerilen kalamar yemekleri şu şekildedir.

Izgara Kalamar

Limon ve maydanozun da eşlik ettiği bu tarifte limon yerine limon suyu da kullanılabilir. Ve ayrıca taze baharatlar da tarifin bir diğer önemli ögesidir. Kalamarlar çok az bir zeytinyağı ile kısa bir süre sotelenir. Bu sayede kalamarın lezzeti de korunmuş olurken aynı zamanda doymuş yağ oranı da en düşük seviyede tutulur. Servis edilirken küçük küçük doğranmış maydanozlar ile lezzetine lezzet katabilirsiniz.

Fırında Kalamar

İçi derince bir kaba 2 adet orta boy kalamar konur. Kalamarlarla birlikte kabın içine bir şişe de maden suyu eklenir. Kapta maden suyu ile birlikte kalamarları iyice ovun. Ovma işlemini bitirdikten sonra bir iki saat dinlendirmek üzere kabın üzerini sıkıca kapatın.

Kalamarlar dinlenirken altı adet kurutulmuş domatesi ince ince kıyarak sıcak suyun içine koyun ve suda beş dakika boyunca bekletin. Beş dakika sonra domatesleri bir süzgeç ya da kevgir yardımıyla süzün. 100 gram ezilmiş az yağlı beyaz peynirin üzerine ekleyin. Bu karışımın içine de altı yedi yemek kaşığı zeytinyağı, bir çay kaşığı kekik ve karabiberi de ekleyin. Daha sonra bu karışımı da dinlendirip kuruladığınız kalamarların içine taşmayacak şekilde doldurun. Kalamarların ağzını da kürdanla kapatın. Kalamarları yağlı kâğıda koyun ve üzerlerine bir yemek kaşığı zeytinyağını sürün. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında kalamarların üzeri iyice kızarana kadar pişirin. Maydanozları da kıyarak servis sırasında kalamarlara serpiştirmek üzere hazır edin.

kalamarın faydaları
kalamarın faydaları

Kalamar Tava

  • 2-3 adet temizlenmiş kalamar
  • 1 şişe maden suyu
  • 1 tatlı kaşığı kadar toz şeker
  • 1/2 çay kaşığı karbonat
  • Bir miktar tuz
  • Kızartmak için de 3 yemek kaşığı un ve yarım su bardağı ayçiçek yağı

Kalamar tava tarifinde kızartma işlemi vardır ancak yağ miktarını çok az tutarsanız yemeği sağlıksız hâle de getirmiş olmazsınız. Önce kalamarlar ovulur. Ovma işlemi için 1 tatlı kaşığı toz şeker, bir miktar tuz ve yarım çay kaşığı karbonat gerekiyor. Bunları kalamarların üzerine dökün ve kalamarlar yumuşayıncaya kadar ovun. Bu işlem yaklaşık yarım saat sürmelidir. Daha sonra yumuşayan kalamarlara maden suyu da eklenir. 2 saatlik dinlendirme işlemi sonrası buzdolabından alınan kalamarları süzün. Kalamarların marinasyon işleminden geçtikleri için durulanmaması gerekir. Durulamadan aldığınız kalamarları unlayın ve tavada yakmadan kızdırdığınız çok az bir miktar ay çiçek yağı ile kızartın.

Kolesterol İlaçları İsim Listesi

kolesterol ilaçları

Kolesterol ilaçları, karaciğer tarafından üretilen ve kanda dolaşıma katılan bir tür yağ olan kolesterolün düşürülmesini sağlarlar. Kolesterol karaciğerde üretilmesinin yanı sıra dışarıdan, yani hayvansal gıdalar yolu ile de vücuda katılabilir. Organ sağlığı ve yaşamsal faaliyetlerin düzenli sürdürülebilmesi için vücudun kolesterole ihtiyacı vardır ancak belirli oranlarda…

Kolesterol vücutta yeterli üst sınırdan fazla miktarlarda bulunması durumunda hayati tehlike arz edebilecek hastalıklara yol açabilmektedir. Kolesterol ilaçları da bu hayati tehlikelere karşı önlem alabilmek için kullanılırlar. Kişiler kanlarında bulunan kolesterol miktarını kontrol altına alamadıklarında devreye ilaçların girmesi gerekebilir. Kolesterol doğal yollar, düzenli egzersiz ve beslenme ile de düşürülebilir ancak bu yöntemler yetersiz kaldığında kolesterol ilaçları vücut sağlığında önemli bir rol oynayabilir. İlaçlar ile ilgili ayrıntılara geçmeden önce kolesterol türlerine değinmekte fayda vardır.

kolesterol ilaclari 1 1
kolesterol

Kolesterol Türleri

Kolesterol HDL ve LDL şeklinde adlandırılan iki farklı türde bulunur. Bunlardan HDL iyi kolesterol olarak bilinmektedir. HDL yüksek yoğunluğa sahip bir yağ türüdür ve iyi kolesterol olarak anılmasının sebebi vücuttan bu yağın atılmasına yardımcı olmasından kaynaklanır. Kolesterol türlerinden diğeri olan LDL ise kötü kolesterol olarak tanımlanır. Yoğunluğu düşüktür ve damarlarda birikerek dolaşım sisteminin düzgün çalışmasına engel olabilir. LDL’nin yol açabileceği bu olumsuzluk kalbe kan akışını düzeltmek için daha fazla efor sarf ettirir. LDL’nin kötü kolesterol olarak anılması da tam olarak vücutta meydana getirebileceği hastalıklardan ileri gelir. Kanında yüksek oranda LDL değerlerine sahip olan biri kalp krizi ve inme gibi risklerle karşı karşıyadır.

Kolesterol İlaçları İsimleri

Statinler olarak adlandırılan kolesterol düşürücü ilaçlar karaciğerin kolesterol üretimindeki etkinliğini azaltırlar. Asıl etki mekanizması LDL kolesterolün düşürülmesine yöneliktir. HDL kolesterol düzeylerine sınırlı etkileri vardır. Statinler olarak anılan LDL kolesterol düşürücü ilaçların bazıları:

  • Livalo (pitavastatin)
  • Pravakol (pravastatin)
  • Crestor (rosuvastatin)
  • Mevakor (lovastatin)
  • Leskol (fluvastatin)
  • Lipitor (atorvastatin)
  • Zocor (simvastatin)

Etkileri: Bu gruba dâhil olan ilaçların etkileri genel olarak ortaktır. En yaygın kullanılan kolesterol düşürücü ilaç türleridir ve karaciğerdeki kolesterol üretici enzimleri baskılarlar. Ayrıca kan damarlarını iyileştirici, enfeksiyon/ödem önleyici ve kan sulandırıcı etkileri de vardır.

Yan Etkileri: Kabızlık, mide bulantısı, baş ağrısı, soğuk algınlığı benzeri belirtiler, kas ağrıları, karaciğerde düşük hasar, kan şekerinin yükselmesi, bazı nörolojik sorunlar

Dipnot: Kolesterol ilaçları greyfurt suyu ile birlikte alınmamalıdır. Çok ağır yan etkilere yol açabilir.

kolesterol ilaclari 2 1
kolesterol ilaçları

Praluent ve Evolocumab

Statin grubundaki ilaçlar kolesterol düşürmek için yeterli olmadığı durumlarda ek olarak PCSK9 inhibitörü grubundaki ilaçlar kullanılabilir. Praluent ve Evolocumab da bu gruptaki ilaçlardandır. Genellikle kalp hastalığı kaynaklı riskler taşıyan kişilerin kolesterol tedavisinde kullanılırlar.

Yan etkileri: Miyalji olarak da adlandırılan kas ağrıları ve sırt ağrısı vardır. Enjeksiyon yolu ile vücuda verildikleri için enjekte edildiği bölgede ödem ya da ağrı da olabilmektedir. Bunun dışında maliyeti de diğer ilaçlara göre daha yüksektir.

Lipidil

Lipidil; Tricor, Antara, Fenoglide, Fibricor, Lipofen, Triglide, Trilipix ile birlikte fibratlar sınıfından bir ilaçtır. Trigliseritin düşürülmesi için kullanılır. Trigliserit de vücutta bulunan yağlardan biridir ve besinler yolu ile vücuttaki seviyeleri artabilir. Trigliseritin düşürülmesi için kullanılan Lipidil de bu besinler kaynaklı olumsuzlukların giderilmesi için kullanılır.

Yan Etkiler: Kabızlık ya da ishal başta olmak üzere, kilo kaybı, kusma, gaz, şişkinlik, mide ağrısı, baş/sırt ağrısı, kas ağrısı

Kolestiramin

Kolestipal ve Kolesevelam ile birlikte safra sınıfındandır ve safraya bağlanarak vücuda etki eder. Asıl kullanım amacı LDL, yani kötü kolesterolü düşürmek ve HDL kolesterolün yükselmesine katkıda bulunmaktır.

Yan Etkileri: Boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, kabızlık, ishal, kilo kaybı, gaz, şişkinlik, bulantı, kusma, midede ağrı

Niaspan

Niaspan ve muadili Niacor hem reçeteli hem de reçetesiz olarak satılabilen nikotinik asit sınıfı ilaçlardır. LDL kolesterolü ve trigliseriti düşürerek HDL kolesterolü artırıcı etki yaparlar. Gut hastaları ya da kronik karaciğer rahatsızlığı olanlar Niaspan, Niacor ya da türevlerini kullanmamalıdır.

Yan Etkileri: Niasin içerikli ilaçların başlıca yan etkisi yüzde kızarıklıktır. Tok karna alındığında yan etki daha hafif seyredebilir. Ayrıca doktor önerisine göre Niaspan almadan yarım saat önce aspirin içilebilir. Bu, kızarıklığın hafif seyretmesine destek olabilir. Bunun dışında diğer yan etkileri ise; kaşıntı ya da cildin bazı bölgelerinde karıncalanma, baş ağrısı, mide bulantısı, kan şekerinin düşmesi, öksürük.

kolesterol ilaclari 3 1
kolesterol ilaçları hakkında

En iyi kolesterol ilacı hangisi?

Uzman bir doktor tarafından yüksek kolesterol değerinin düşürülmesine yardımcı olmak için ilaç yazılabilir. Bu ilaçların kullanılması sırasında gözlem çok önemlidir. Dolayısıyla hâlihazırda kullanılan diğer ilaçlarla etkileşimleri, gösterdiği yan etkiler ve kronik bazı hastalıklara karşı etkileri gözlemlenerek en iyi kolesterol ilacına doktor ile karar verilir. Statin grubu ilaçlar genellikle kolesterol düşürmek için yan etkileri gözlemlenerek değiştirilebilecek başlangıç ilaçlarıdır. Kolesterol ilaçları bir uzman doktor tarafından reçete edilmeden kesinlikle kullanılmamalıdır.

Kolesterol ilaçları kilo verdirir mi?

Nadiren de olsa kolesterol düşürücü ilaçlar bazen yan etki olarak kilo kaybına neden olabilmektedir. Özellikle yüksek dozlu kullanımlarda kolesterol düşüren ilaçların kilo verdirdiği klinik çalışmalarda kanıtlanmıştır. Bazı yan etkiler ise dolaylı olarak kilo kaybı yaşanmasını da tetikleyebilir. Örneğin kolesterol düşürücü ilaç kullanımlarında sık rastlanan yan etkilerden biri olan mide bulantısı ve kusma beslenme düzeninizi etkileyebilir. Bazı HDL kolesterol düşürücü ilaçlarınsa iştah kaybına yol açtığı da bilinmektedir. Bu iştah kaybı sonucu beslenme düzeninde meydana gelen olumsuzluklar kilo vermeye neden olabilir. Bazı ilaçlarda ise yan etki olarak kilo vermenin yanı sıra kilo alma da gözlemlenebilmektedir. Ayrıca yine HDL kolesterol düşürücü ilaçlarda metabolizma hızlandırıcı özellikler de bulunabilmektedir. Kolesterolü düşürmelerinin yanında HDL düşürücü ilaçlar metabolizmayı da hızlandırarak vücutta karbonhidrat yakımını da sağlayabilmektedir. Doktor kontrolünde dozu ve kullanım sıklığı belirlenen kolesterol ilaçları vücutta yol açtığı reaksiyonlara göre doktor tarafından değiştirilebilir ya da ek bir ilaçla takviye edilebilir.

kolesterol ilaclari 4
kolesterol ilaçları

Kolesterol ilaçları böbreğe zarar verir mi?

Kolesterol ilaçları genel kanının aksine böbreklere büyük çaplı zararlar vermez. Kolesterol ilacı kullanımına bağlı böbrek hasarı riski oldukça düşüktür ve bu konuda doktorunuz sizi mutlaka bilgilendirecektir. Ayrıca böbrek yetmezliği ya da buna benzer böbrek kaynaklı bir hastalığınız varsa bu konuda doktorunuzu bilgilendirmeniz önemlidir. İlaç seçimi ve dozları bu durum göz önüne alınarak gerçekleşecektir.

Ayrıca kolesterol ilaçlarının böbreğe zarar verip vermediğine ilişkin yapılan klinik bir çalışmaya göre bazı sonuçlar elde edilmiştir. Alınan sonuçlara göre yüksek dozlu kolesterol ilacı kullanımlarında böbrek hasarı yaşama ihtimalinin %30’lar civarında olduğu ortaya çıkmıştır. Günümüzde de süren araştırmalar düşünüldüğünde henüz bu konuda kesinleşmiş veriler elde etmemizi sağlayacak bir sonuç yoktur. Ancak şu belirtilmelidir ki yüksek kolesterolün neden olabileceği ölümcül hastalıklara karşı önlem almak çok önemlidir. Dolayısıyla böbrek hasarı riski ile kıyaslandığında kolesterol yüksekliği çok daha ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir. Doktorunuz bu konuda sizin için en doğru kararı verecek ve böbrek hasarı riskini en aza indirmek için gereken önlemleri almanızı sağlayacaktır.

Pazının Faydaları

Eğer doktor tarafından reçete edilmiş bir kolesterol ilacı kullanmaktaysanız ya da ilaca yeni başlayacaksanız beslenme düzeninizde yapacağınız küçük değişikliklerle tedavi sürecini hızlandırmak mümkündür. Hem de pazı ile! Pazının kolesterolü düşürdüğü kesin olarak bilinmekle birlikte, şeker hastalığına ve gözlere iyi geldiğini de söyleyebilmek mümkündür. Vücut için yararlı birçok bileşeni barındıran pazı beslenme programınızda mutlaka bulunması gereken mucizevi bir bitkidir. Bu bitkiyi çiğ ya da pişmiş olarak tüketmek vücudunuzun sağlığı için oldukça önemlidir.

Source: heart / mayoclinic / webmd / cdc / healthline

Dereotunun Faydaları Nelerdir? Nasıl Kullanılması Önerilir?

dereotunun faydaları

Genellikle salatalarda tüketilen dereotunun faydaları çiğ bir şekilde tüketildiğinde ortaya çıkar. Dereotu, magnezyum, bakır, C ve A vitaminleri, Potasyum, Fosfor, Kalsiyum, Çinko ve Demir açısından oldukça zengin bir bitkidir. Karın ağrısı ile mide bulantılarının giderilmesinde oldukça etkili olan dereotu sindirim sistemi sorunlarına ve ağız kokusunun tedavi edilmesinde çoğu zaman kullanılmaktadır.

Aynı zamanda emziren anneler sütünü arttırmak amacıyla dereotu tüketebilirler. Çocukların ve bebeklerin gaz sancılarının giderilmesinde faydalıdır. Bu hazımsızlık, mide krampları ve mide ağrılarının tedavisinde oldukça etkilidir. Gaz sorunu yaşayan bireyler için de birebir etkiye sahip olan dereotu gaz çıkarılmasına fayda sağlamaktadır.

dereotunun faydaları
dereotunun faydaları nelerdir? nasıl kullanılması önerilir? 73

Dereotunun Şeker Hastalığına Faydaları Nelerdir?

Oldukça etkili olan bu bitki doğal insülin vazifesi görebilir. Bu husus ile alakalı bireyler üzerinde gerçekleştirilen deneyler oldukça sınırlı bulunmasına rağmen yapılan çalışmalar insülin düzeyindeki çeşitli dalgalanmalara engel olabildiğini ortaya koymuştur.

Dereotunun Kansızlığa Faydaları

Saymakla bitmeyen pek çok hastalığa şifa olan dereotunun faydaları oldukça fazladır. Besin değeri açısından tam bir mineral ve vitamin deposudur. Günümüzde sıklıkla görülen kansızlık rahatsızlığına da oldukça faydası bulunmaktadır.

Dereotunun Kemik Erimesi Hastalığında Mucizevi Etkileri Nelerdir?

Dereotu içeriğinde fazla miktarda bulunan kalsiyum içeriği sebebiyle kemik sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Kemiklerde oluşabilecek mineral kaybına engel olur ve her sene 100 binlerce bireyin yakalanmış olduğu kemik rahatsızlıklarına yakalanma riskini minimum seviyeye indirir.

dereotunun faydaları
dereotunun faydaları

Düzenli Tüketilen Dereotunun Faydaları

Dereotu düzenli ve ölçülü bir şekilde tüketildiğinde pek çok hastalığa faydalı olmaktadır.

Faydalı olabilecek rahatsızlıklar şunlardır;

  • Diyabet
  • Kansızlık
  • Kemik erimesi rahatsızlığı
  • Bağışıklık sistemi sorunları
  • Depresyon
  • Diş ve ağız sağlığı problemleri
  • İshal
  • Solunum yolu problemleri
  • Aşırı gaz problemleri
  • Eklem iltihabı sorunları
  • Yüksek kolesterol problemi

Dereotunun Herhangi Bir Zararı Var Mıdır?

Dereotu aşırı ve doğru tüketilmediği zaman sağlık bakımından zararlı olmaktadır. Aşırı tüketim ile ilgili olarak birçok yan etkisi olabilir. Hamilelik sürecinde dereotu tüketim miktarına özellikle dikkat etmelisiniz. Emzirme sürecinde dereotu tüketiminin hangi ölçüde güvenli olduğu açısından yeterli araştırma bulunmamaktadır. Bu sebeple doktorunuza danışmanız tavsiye edilmektedir. Dereotu ve dereotu suyu özellikle cildi güneş ışınlarına karşı hassas ve duyarlı hale getirmektedir bu sebeple de cildinizin güneş yanığı olabilme olasılığını arttırabilmektedir.

Source: verywellfit / gooddecisions / healthbenefitstimes

Eklem Ağrısı İçin Tuz ve Zeytinyağı Kullanın

eklem ağrısı

Tuz ve yağ tedavisi gibi doğal formüllü reçeteler hem sağlığa faydalı hem de uzun süre etkili olmasıyla bilinmektedir. Tuz ve yağ formülü doğal oldukları için vücuda zarar vermemekte ve eklem ağrısı için etkili bir tedavi yöntemi olarak bilinmektedir.

Neden Eklem Ağrıları Yaşıyoruz?

Gün geçtikçe pek çok insan günlük hayatında eklem ağrıları yaşamaktadır. Bunun sebebi ise, fiziksel aktiviteler için fazla zaman ayrılamaması ve insanların ortalama yaşam sürelerinin artmasıdır. Eskiye göre daha uzun süre yaşayan insanlar, kemiklerini ve kaslarını daha uzun yıllar kullanmak durumunda kalmaktadır. Bunun sonucu olarak da eklemler ve kaslar yıprandığından özellikle ilerleyen yaşlarda bireylerde eklem ağrısı yaşanmaktadır.

eklem ağrısı
eklem ağrısı

Eklem Ağrısında Ne Gibi Çözümler Kullanılabilir?

Genellikle insanlar, eklem ağrısı semptomlarını gösterdiklerinde, bu ağrıları hafifletmek için ibuprofen veya asetaminofen gibi kimyasal ilaçlara başvurmaktadır. Fakat kullanılan bu ilaçlar özellikle mideye ve karaciğere zarar vermektedir. Bu sebeple, doğal yöntemleri tercih etmek bireyin organ sağlığı açısından daha faydalı olduğu bilinmektedir.

Zeytinyağının Muhteşem Özellikleri

Zeytinyağı polifenoller bakımından zengin, antioksikdan işlevi gören bir içeriğe sahip olduğu bilinmektedir. Bu altın renkli yağ, vücut ile temas ettiğinde hücre yaşlanmasını yavaşlatır bu da eklem ağrısının ortaya çıkmasını geciktirmektedir. Zeytinyağı oleokanital içerdiğinden enflamasyonu tetikleyen enzimlerin aktif hale geçmesini engellemektedir. Ortalama 3 yemek kaşığı yağ kimyasal eklem ağrısı ilaçlarının onda biri kadar bireyde etki göstermektedir. İçerisinde barındırdığı doymamış yağ asitleri ile stresi düzenlemektedir, dolaşım sistemini güçlendirmektedir.

Deniz Tuzunun Mucizevi Özellikleri

Tuz ve yağ tedavisinin maddesi olarak çeşitli faydalarından dolayı deniz tuzu tavsiye edilmektedir. Deniz tuzu, bolca magnezyum içerdiğinden, dokuları güçlendirmeye yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla, ilerleyen yaştan veya hastalıktan kaynaklanan çökmeleri durdurma yolu olarak kullanılmaktadır. Bunlara ilave olarak tuzdaki mineraller, bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.

eklem ağrısı
eklem ağrısı

Yağ ve Tuz Tedavisi Nasıl Uygulanır?

İnsan sağlığına birçok olumlu etkisi bulunan zeytinyağı ve tuz tedavisi uygulamak oldukça basittir. İsteyen herkes iki malzemeyi tedarik ettikten sonra eklem ağrısı için bu yöntemi uygulayabilir.

Uygulama şu şekildedir;

Malzemeler

  • 20 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 10 yemek kaşığı tuz
  • 1 bardak su

Hazırlanış; 20 yemek kaşığı zeytinyağını 10 yemek kaşığı tuza suyla birlikte ekleyin, malzemeleri iyice karıştırın ve ağrı olan bölgelere 3 dakika boyunca masaj yaparak uygulayın.

Source: webmd / healthline / nhs

Nasırlar İçin Doğal Çözümler ve Kür Tarifleri

nasır tedavisinde domates

Nasırlar, ayaklarda veya elde sertleşen ve bazen ağrılı hale gelen deri bölgeleridir. Genellikle sürekli basınç, sürtünme veya yanlış ayakkabı seçimi nedeniyle ortaya çıkarlar. Doğal yöntemlerle nasırların tedavisine yardımcı olmak mümkündür. İşte bu konuda etkili olabilecek bazı doğal çözümler ve kür tarifleri:

nasır tedavisinde domates
nasırlar i̇çin doğal çözümler ve kür tarifleri 82

1. Elma Sirkesi

Elma sirkesi, nasırların yumuşamasına ve derinin yenilenmesine yardımcı olabilir. Bu doğal çözümü uygulamak için:

  • Bir kaba ılık su dökün.
  • İçine biraz elma sirkesi ekleyin.
  • Ayaklarınızı bu karışımda 15-20 dakika bekletin.
  • Sonrasında, nasırlı bölgeleri nazikçe törpüleyin.

2. Epsom Tuzu

Epsom tuzu, cildinizi yumuşatarak ve iltihaplanmayı azaltarak nasırların tedavisine yardımcı olabilir. Kullanımı için:

  • Bir leğen dolusu sıcak suya yarım su bardağı Epsom tuzu ekleyin.
  • Ayaklarınızı bu suyun içinde 15-20 dakika bekletin.
  • Daha sonra, nasırlı bölgeleri nazikçe törpüleyin.
nasir tedavisinde domates 1 1
nasırlar i̇çin doğal çözümler ve kür tarifleri 83

3. Limon Suyu ve Hint Yağı

Limon suyu ve hint yağı karışımı, nasırları doğal olarak yumuşatmaya ve nemlendirmeye yardımcı olabilir. Hazırlamak için:

  • Bir çay kaşığı limon suyu ve bir çay kaşığı hint yağını karıştırın.
  • Bu karışımı nasırlı bölgelere uygulayın ve masaj yaparak iyice yedirin.
  • Düzenli olarak kullanarak nasırların azalmasını sağlayın.

4. Aloe Vera Jeli

Aloe vera jeli, cildi rahatlatır, nemlendirir ve iyileştirici özelliklere sahiptir. Nasırların tedavisinde kullanmak için:

  • Taze aloe vera yaprağını kesin ve içerisinde bulunan jel kısmını çıkarın.
  • Bu jeli doğrudan nasırlı bölgelere uygulayın.
  • Gece boyunca etki etmesi için temiz bir bandajla sarın.
nasir tedavisinde domates 2 1
nasırlar i̇çin doğal çözümler ve kür tarifleri 84

5. Biberiye Yağı

Biberiye yağı, anti-inflamatuar ve antimikrobiyal özelliklere sahiptir ve nasırların iyileşmesine yardımcı olabilir. Kullanımı için:

  • Birkaç damla biberiye yağını doğrudan nasırlı bölgeye uygulayın.
  • Hafifçe masaj yaparak yağın cilde nüfuz etmesini sağlayın.
  • Düzenli olarak kullanarak sonuçları gözlemleyin.
nasir tedavisinde domates 4 1
nasırlar i̇çin doğal çözümler ve kür tarifleri 85

Sonuç

Nasırlar rahatsız edici olabilir, ancak doğal çözümlerle bunların tedavisi mümkündür. Yukarıdaki kür tariflerini düzenli olarak uygulayarak, nasırlarınızın azaldığını ve cildinizin daha sağlıklı hale geldiğini görebilirsiniz. Ancak, şiddetli veya sürekli ağrı hissediyorsanız, bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir.

Bu doğal kürlerin nasırlarınıza yardımcı olmasını umarız. Sağlıklı ve rahat bir yaşam sürmenizi dileriz!

Karaciğer Hastalığı Belirtileri Nelerdir? Nasıl Anlaşılır?

karaciğer hastalığı belirtileri

Karaciğer, vücudumuzdaki en önemli organların başında gelir. Hastalanması demek kişinin hayatından olabileceği anlamına gelebilir. Hepatit, karaciğer yağlanması, karaciğerde toksin birikmesi, karaciğer kanseri, siroz ve kist oluşumu karaciğerde görülen hastalıklardır. Neredeyse tüm hastalıklarda belirtiler aynıdır, ufak farklılıklar olabilir. Karaciğerin en önemli görevi, vücutta biriken toksinleri temizlemektir. Eğer olumsuz bir durum varsa bize sinyaller gönderir, bu belirtileri dikkate alarak erken önlem almak iyileşme sürecinde oldukça önemlidir. İşte karaciğer hastalığı belirtileri

Ağrı

Ağrı ilk belirtidir. Karaciğerin olduğu bölgede yani karnın sağ üstünde genelde durağan olarak görülen ağrılar meydana gelir. Karaciğer yediğimiz besinleri atık yoluyla uzaklaştırmaktan da sorumludur, ancak hastalanınca bu işi yapamaz ve acı çeker. Ağrılarla görevini yerine getiremediğini belli eder.

karaciğer hastalığı belirtileri
karaciğer hastalığı belirtileri

Bacak ve Ayak Bileğinde Şişme

Eğer ağrı görmezden gelinirse karaciğer kendini bir şekilde onarmaya çalışır. Bunu skar doku oluşturarak gerçekleştirir, ancak skar doku ne kadar fazla olursa karaciğerin çalışması o kadar zorlaşır. Bu durum hipertansiyona yol açar. Hipertansiyon ise özellikle ayak bileklerinde ödem oluşmasına neden olur. Bilekler balon gibi şişer, damarlar daha belirgin bir hale gelir. Buda elbette hareketlerini kısıtlar.

Aniden Kilo Alma

Eğer hormonal bozukluklardan dolayı kilo alımı gözlemleniyorsa, bunun sebebi karaciğer hastalıkları olabilir. Belirtilerden biri de aniden kilo almaktır. Bunun önüne geçmek zamanla zorlaşır ve mutlaka doktora danışmak gerekir. Kilo almanın nedeni, karaciğer vücuda giren yapay tatlandırıcılar, yağlı yiyecekler ve ilaçlar yani toksin maddelerle mücadele edemez ve bunlar vücuda depolanır. Buda elbette kilo vermeyi engeller.

karaciger hastaligi belirtileri 2 1
karaciğer hastalığı belirtileri

Gözlerde Sararma

Karaciğerde bir problem olduğunda bunu gözlerde ve deride sararma olarak gösterir. Bu durumun adı, sarılıktır. Sarılık aslında bir hastalık değildir, vücudumuzda meydana gelen sorunların habercisidir. Karaciğerde çok fazla bilirubin biriktiğinde ortaya çıkan bir hastalık belirtisidir. Karaciğerdeki kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasıyla ortaya çıkar.

Yorgunluk

Yorgunluk elbette herkesin hissedebileceği bir şeydir. Ancak kronik hale gelmesi, uzun süreli grip gibi bir hastalığa dönüşür. Yani bu belirti en az 6 ay devam edebilir. Bunun nedeni karaciğer zehirlenmesi olabilir.

Source: liverfoundation / journeypure

Kakule Bitkisi Nasıl Kullanılır? Faydaları Nelerdir?

kakule bitkisi

Kakule bitkisi, zencefilgiller familyasından sağlığa faydalı bir baharattır. Ülkemizde yetişmez. Hindistan gibi ülkelerden ithal edilir. Keskin bir tadı vardır. Yemeklere, hamur işlerine, kahveye ve çaya aroma vermesi için konur. Tek başına çayı da demlenebilir.

Kakule Bitkisi Nasıl Kullanılır?

Şifa deposu bir bitki olan kakule, kullanmadan hemen önce öğütülmelidir. Aksi halde içeriğindeki faydalı maddeler hava ile temas ederek kaybolabilir. Öğütülen kakule hamur işlerine, yemeklere, çaya ve kahveye konabilir.

kakule bitkisi1 1
kakule

Böylece hem aromasından faydalanılır hem de sağlığa katkısı sağlanır. Özellikle baklagil ve balık yemeklerine çok yakışır. Hatta sütlü tatlılarda ve hoşafta da kullanılır. Finlandiya ve İsveç gibi ülkelerde hamur işlerinde çok sık katılmaktadır.

Kakule bitki çayları gibi demlenip içilebilir. Bunun için bir çay fincanı kaynar suya bir tatlı kaşığı kakule tohumu konur ve 8-10 dakika demlenmeye bırakılır. İsteğe göre tatlandırmak için bal ya da şeker konabilir. Sıcak olarak tüketilir.

Aromasını sevenler için kakulenin kahvelere eklenmesi de mümkündür. Kahve yapılırken her fincan için yarım çay kaşığı kadar öğütülmüş kakule eklenebilir.

Kakule Bitkisinin Faydaları Nelerdir?

Kakule iyi bir mineral ve vitamin kaynağıdır. A ve C grubu vitaminleri içeriğinde bol miktarda bulundurur. Sodyum, kalsiyum, manganez, demir, çinko, fosfor, magnezyum gibi mineraller açısından da zengindir.

Kakulenin sağlığa faydaları özetle şunlardır.

  • Sinirleri yatıştırır.
  • Depresyon, anksiyete, panik atak gibi psikolojik rahatsızlıklara iyi gelir
  • Sindirim sisteminin işleyişini kolaylaştırır
  • Gaz gidericidir
  • Mide asitlerini düzenler
  • Stresi azaltır
  • Yatmadan önce içildiğinde vücudu gevşetir ve rahat bir uyku sağlar
  • Kötü kolesterolü düzenler
  • Tansiyonu dengeler
  • Vücudun kan dolaşımını düzenler, kanı seyreltir
  • Çok güçlü bir afrodizyaktır. Cinsel isteği ve cinsel gücü artırır.
  • Kadınların adet dönemlerinde yaşadığı ağrılara iyi gelir
kakule bitkisi 1 1
kakule

Ağız, diş ve diş eti problemlerine iyi gelir. Ağızdaki zararlı mikropları öldürür. Bu nedenle tohumlarının ağızda çiğnenmesi veya suda demlenmesiyle elde edilen su ile ağzın çalkalanması tavsiye edilir. Ağız kokularına iyi gelir. Hindistan’da bu özelliği nedeniyle kakule ağızda çiğnenmektedir. Öksürüğe iyi gelir.

Bu faydaları nedeniyle kakule bitkisi aranan bir baharattır. Hindistan ve Nepal gibi ülkelerden dünyanın her yerine ihraç edilmektedir.

Kakule Bitkisinin Sağlığa Zararı Var mıdır?

Kakule bitkisini aşağıdaki durumlarda doktora danışarak tüketmekte fayda vardır.

  • Düzenli olarak depresyon ilacı kullanılıyorsa
  • Aspirin gibi kan inceltici ilaçlar kullanılıyorsa
  • Safra kesesinde taş oluşma durumu varsa

Bu hallerde kakulenin yoğun kullanımı problem olabilir.

Source: wikipedia / gardenerspath