İçeriğe Git
Story Görsel

Kolon Kalınlaşması: Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri

İçeriğe Git
Story Görsel

İndirimli Büyük Beden ve Tesettür Elbise Alışverişinin Adresi

İçeriğe Git
Story Görsel

Bebek Çorbası Nasıl Olmalıdır?

İçeriğe Git
Story Görsel

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası: Sağlığınız için Ekstra Koruma

Türkiye'nin Diyet & Beslenme ve Sağlık Platformu!

Parmak Boyası Nasıl Kullanılır? Çocuğun Beyin Gelişimi ve Sağlığı İçin

parmak boyasi nasıl kullanılır

Çocukların hayal güçlerini geliştirmek adına birçok yöntem kullanılmaktadır. En yaygın yöntemler arasında yer alan resim çocukların kendilerini daha özgür ifade etmeleri açısından çok önemli bir yere sahiptir. Ancak resim çeşitleri kısıtlı alanda sınırlandırılmamaktadır. Sulu boya, pastel boya, parmak boyası ve daha nice yöntemler sayesinde resim alanları geniş bir yer tutmaktadır.

Alanların arasında parmak boyası kreşlerde, anaokullarında en çok kullanılan yöntemlerden bir tanesidir. Çocukların kendilerini daha iyi geliştirmek ve hayal güçleri doğrultusunda kendilerini daha iyi hissedebilmek adına özgürlükleri arasında önemli ir yere sahiptir. Parmak boyası nasıl kullanılır? Tam da bu çerçeve de en merak edilen konulardan bir tanesidir. Parmak boya kullanımı ise şu adımlardan oluşmaktadır;

  • Öncelikle kırtasiyelerden renk renk parmak boyası alınması gerekmektedir.
  • Ardından çocuklarınıza rahat hareket edebileceği kıyafetler giydirmeli masanın altına bir örtü sermelisiniz.
  • Daha sonra büyük resim kâğıtlarına ya da etkinliklere çocuklarınızın parmak uçlarını boyayarak hayal güçlerinden geçenleri yansıtmasını sağlamalısınız.

Sağlanan bu kısa teknikler sayesinde çocuklarınıza kaliteli zamanlar geçirebilir, beyin gelişimini destekleyebilirsiniz.

Parmak Boyası Nedir? Ne İşe Yarar?

Resim ve müzik birçok insana göre ruhun gıdası sayılmaktadır. Özellikle çocukların daha çok gelişmesi adına dans etme, resim yapma gibi birçok metot uygulanmaktadır. Bunlar arasında yer alan parmak boyası hakkında birçok nokta merak edilmektedir. Parmak boyası nedir? Ne işe yarar? İse sıkça sorulan sorulardan bir tanesidir.

Parmak boyası çocukların el ve yüzlerine zarar vermeyecek şekilde üretilen gıda ürünleridir. Yer alan çeşitli tonları sayesinde çocukların birçok alanda kendini daha iyi ifade etmesini, eğlenceli zaman dilimi geçirmesini sağlamaktadır.  Yoğun kıvamı ile uygulanabilir bir yapıya sahiptir. Ele yapışmaz kolay bir şekilde çıkarılmaktadır. Parmak boyası sulandırma sayesinde daha akışkan bir kıvam elde edebilir, donmuş olan sert yapıyı daha da yumuşak hale getirebilirsiniz.

Parmak Boyası Yapımı

Parmak boyası çocukların gelişimleri ve yapısı bakımından keyifli vakit geçirebilmek adına başvurulan yöntemler arasında yer almaktadır. Ancak çevrede yaygın olarak bulunabilecek olan bu ürünler her ne kadar zarar vermeyecek yapıda da olsa içinde yer alan farklı bileşenler sayesinde farklı bir etki yaratır. Tam da bu noktada evde parmak boyası yapımı birçok ailenin başvurduğu konulara arasında yer alır.

Evde bulunan birçok malzeme sayesinde kolay ve pratik şekilde parmak boyası elde etmeniz mümkündür. Bu malzemeler yoğurt, sebzeler ve daha birçok ürün sayesinde yapılmaktadır. Parmak boyası yapımı şu şekilde sıralanmaktadır;

  • Yoğurt,
  • Renklendirilmek üzere kullanılacak gıda boyaları,
  • Yukarıda yer alan malzemeleri güzel bir kap içerisinde akışkan kıvam olana kadar karıştırmanız gerekmektedir. Daha sonrasında biraz dinlendirmeli ardından boyama işlemi için kullanılmaktadır.
  • Verilen malzemelerin yanı sıra kullanmak istediğiniz sebzeleri püre haline getirdikten sonra suyunu süzmelisiniz.
  • Ardından posa halinde kalan sebzeyi yoğurtla beraber birkaç damla zeytinyağı ile karıştırmalısınız. Püre halinden sonra biraz dinlendirip ardından doğal parmak boyası ile çocuklarınızla kaliteli vakitler geçirebilirsiniz.

Geçici Parmak Boyası yapımı

Organik parmak boyası olarak da bilinen bu yöntem çocuklarınızı özellikle şu dönemlerde mikroplara karışmasını engellemektedir. Kısa zaman içerisinde hazırlayacağınız bu karışımı çocuklarınız ile hazırlayabilir, onlara bu onu hakkında detaylı bilgi verebilirsiniz. Geçici parmak boyası yapımı şu aşamalardan oluşmaktadır;

  • Şeker ve mısır ununu büyük bir kapta güzelce karıştırın.
  • Karışan bu iki malzemeyi ocağa alarak orta ateşte pişirmeye devam edin.
  • Ardından soğuk suyu ilave ederek iyice karıştırın. Ocaktan alarak soğumasını bekleyin.
  • Daha sonra kavanozlara aktararak kullanmak istediğiniz anda gıda boyasını ekleyin ve karıştırın. Doğal organik parmak boyası malzemeniz hazır hale gelmiştir.

Parmak Boyası Etkinlikleri

Evde geçirilen şu dönemlerde çocuklarınızla daha kaliteli vakit geçirmek adına parmak boyası ile neler boyanır? Sorusuna çeşitli etkinlikler cevabı verebilmek mümkündür. Bu etkinlikler birçok yaş grubuna hitap etmenin yanı sıra çocuklarınızın akıl ve beyin gelişimini, motor gelişimlerini de desteklemektedir. Evde yapılan parmak boyası etkinlikleri şu şekilde sıralanmaktadır;

  • Arama motorlarından parmak boyası çalışma sayfaları doğrultusunda çocuğunuzun sevdiği karakterleri çıkartabilirsiniz.
  • Parmak boyası 3 yaş için yer alan aktivitelerde hayal dünyasını ve motor gelişimlerini destekleyebilir, özgüvenlerini yerine getirebilirsiniz.
  • Resim kâğıtları yardımı sayesinde parmak boyası 5 yaş etkinlikleri üzerinde değişik çalışmalar yapabilir, çocuklarının yeteneklerini bu dönmede daha rahat anlayabilirsiniz.
  • Fırça kullanmaya pek müsait olmayan çocuklar için parmak boyası 4 yaş etkinlikleri doğrultusunda ilerleme kaydedebilir, kendine inananları için yüreklendirebilirsiniz.
  • Organik parmak boyaları sayesinde sebzelerin faydalarını daha iyi anlatabilmeniz mümkündür.
  • Parmak boyası kullanımını anlayabilir, hayvanlar üzerinde yaratıcı çalışmalar yaptırabilirsiniz.
  • Parmak boyası 1-2 yaş etkinlikleri sayesinde resim yapmayı sevdirebilir, hayata bakış açıları konusunda ilk temeli atabilirsiniz.

Parmak Boyası Zararlı mı?

Çocukların gelişimleri açısından yapılan aktivitelerden birisi olan parmak boyası, kullanımını her geçen gün daha da arttırmaktadır bu konu üzerinde parmak boyası zararlı mı? Sorusu anne babaların en merak ettiği noktalardan biri olmuştur. Parmak boyası içerisinde yer alan maddeler çoğu zaman çocuğunuza zarar vermeyecek minimum düzeyde tutulmuştur. Ancak az miktarda da olsa içerisinde yer alan boya tutucu maddeler zarar verebilmektedir. Bu noktada çocuklarınızın boyama işleminden sonra el ve yüz temizliğine dikkat etmeniz gerekir.

Parmak Boyası Nasıl Çıkar?

Çocukların en sevdiği etkinlikler arasında yerini alan parmak boyası, gelişimleri ve yaratıcılıkları adına önemli faktörlerden bir tanesidir. Sanatçı ruhları ile beraber gelişen motor becerileri birçok alanda kolaylık sağlamaktadır. Tam da bu nokta da parmak boyası nasıl çıkar? sorusu merak edilen konulardan bir tanesidir. Boyama işleminin ardından çocuklarınızı banyo yaptırabilir ya da el ve yüz kısmını güzelce temizleyebilir, kıyafetlerini çamaşır makinesinde yıkayarak boyalardan kurtulabilirsiniz.

Varis Tedavisi

varis tedavisi

Varis, deri tabakasının hemen altında şişmeye başlayıp büzüşen ve genişleyen bu görüntüler sonucu cilt üzerinde görünümü bozan yapısı bozulan damarlara denir. Varisler çoğunlukla bacak bölgelerinde kendini gösterir.  Kılcal, orta ve büyük çaplarda olmak üzere üçe ayrılır. Bu rahatsızlığın günümüzde ameliyatsız yöntemleri de kullanılmaktadır. Varis genellikle mavi, yeşil, kırmızı veya mor renklerde görülmektedir. Damarların içerisinde bulunan kapakçıklar hasar görerek kanın ters yöne akmasına yol açar. Böylelikle varis hastalığı meydana çıkar. Varis tedavisi teknolojinin ilerlemesiyle günümüzde ameliyatsız da tedavi edilmektedir.

varis tedavisi 1
varis tedavisi

Varis Neden Olur?

 İnsan vücudunda çeşitli özelliklere sahip ve kilometrelerce uzunlukta damarlar bulunmaktadır. Bacaklarda oluşan varisler kılcal ve toplardamarlar da görülür. Kirli kan temizlenmesi için kalbe gitmek zorundadır. Kalp bacaklardan yukarı bölgede olduğu için damarın içerisinde kanı yukarı pompalama görevi olan kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar çek valf görevini yaparlar yani yukarı doğru çıkan kanın aşağı akmasına engel olurlar. Hasar gördüklerinde tüm kanı yukarı pompalayamazlar ve kanın bir kısmını kapakçığın arasından kaçırırlar. Geri kaçan kan aşağıda toplandıkça pıhtılaşma söz konuşur. Bu pıhtılaşma zamanla damarların genişlemesine, büzülmesine yani kısacası damarın şekil bozukluğuna neden olur. Bu şekil bozuklukları derinin üzerinden bariz bir şekilde görünür. 

Varis riskine yol açan birden çok neden bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak genetik durumlar, ilerleyen yaş, cinsiyet, gebelik, fazla kilo, sağlıksız beslenme, hareketsiz sporsuz yaşam gibi konular varis riskini tetikler. Varislerin iyileşmesi için kişilerin yaşam düzenini değiştirmesi gerekebilir ve cerrahi müdahale ile tedavi edilir.

Varis Belirtileri

Kılcal damarlar:

 Küçük kan gruplarının geçtiği kan damarlarına kılcal damar denir. Çoğunluğu bacaklarda ve yüzde bulunur. Kılcal damarlar kırmızı renktedirler.

Örümcek Damarlar:

Bir kılcal damar çeşidi olan örümcek damarlar daha küçük boyuttadır. Bu damar tipi vücuttaki en küçük kan damarıdır. Bacaklarda ve yüzde görülen bu damar tipi kırmızı ve mavi renktedir. Şekli örümcek ağı gibi olduğundan örümcek damarlar denilmiştir. Görünüş bakımından rahatsız edecek seviyeye gelmemiş ise tıbbi bir müdahaleye ihtiyaç duyulmaz.

varis tedavisi
Varis Tedavisi

Bacaklarda Meydana Gelen Varis Çeşitleri

Kılcal Varisler

Deri üzerinden herhangi bir şekilde çıkıntı yapmazlar.
Çok ince yapıya sahiptirler.
Kırmızı ve mor renklerde gözlemlenirler.
Çoğunlukla kılcal damar genişlemesi olarak adlandırılırlar.
İnsanlarda çok yaygın şekilde görülürler.
Bölgesel kılcal damarlar pek fazla şikayete sebep olmazlar. Sadece görüntü estetik açıdan hoş olmayan görüntüye sebep olabilirler.
Küçük bir bölgede olabildiği gibi, çok daha geniş bir çapta bulunabilirler.
Yaygın varisler kaşıntı, ağrı ve sızlama gibi acı hislerine neden olabilmektedir.
Doğru uygulanacak tedavi yöntemleri ile kolay bir şekilde tedavi edilebilirler.

Orta Varisler

Cilt üzerinden hafif kabarıklık ile gözlemlenen varis tipidir.
Koyu yeşil ve mor renkte gözlemlenir genelde.

2-3mm çapında gözlemlenir.
Çoğunlukla diz kapaklarının arka bölümünde görülürler.

Büyük Varisler:

Cilt üzerinden net bir şekilde gözlemlenir ve görünümü çok belirgindir.
En net varis tipidir.
Boyutları 3mm’den büyük çaplıdır.
Büyük olmasına rağmen hastalarda herhangi bir şikayet işitilmez.
Bazı kişilerde de tam aksine yoğun şikayetler vücut bulur.

varis tedavisi
varis tedavisi

Kimler Risk Altında?

Ailesinde hatta akrabalarında varis bulunan kişiler risk altındadır. Varisler genetik durumlardan dolayı ailede olan bir kişiden çocuğa geçebilir. Her ailesinde varis olan kişi bu hastalıkla karşılaşacak diye bir durum yoktur. Bunun dışında ailesinde hiç varis olmayan kişilerde varis hastalığıyla karşılaşabilirler. Gözlemlere göre damar genişlemesi sorunu olan kişilerin %50’sinin ailesinde de varis hastalığına rastlanmıştır.

İlerleyen yaş, damar içinde bulunan kapakçıkların yorulmasına ve görevlerini tam olarak yerine getirememesine sebep açar.

Kadınlarda erkeklere kıyasla daha yaygın görülmektedir. Ergenlik, gebelik ve menopoz gibi dönemlerde ortaya çıkan hormonel değişiklikler neden olabilirler.

Hamilelikte büyüyen anne karnı, hareketsizlik ve artan kilo damarlara baskı yapmasına neden olur. Gebelik döneminde meydana gelen varisler çoğunlukla doğum sonrasında kendiliğinden kaybolmaktadır.

Fazla kilolar bacaklarda ki damarların aşırı baskı altında kalmasına neden olduğundan varis oluşumunu tetiklemektedir.

Özellikle mesleki durumlardan veya çeşitli sebeplerden dolayı uzun süre hareketsiz bir şekilde ayakta durmanız ya da oturmanız gerekiyorsa siz de varis hastası adayı olabilirsiniz.

Bacaklarda daha önce meydana gelen kan pıhtıları kanın kalbe doğru pompalanma görevini engeller ve varis riskinin artmasına sebep olabilirler.

Varis Belirtileri

(varis çeşidine göre belirtileri de değişiklik göstermektedir.)
Cilt üzerinden belirgin şişkinlik,, büzülme ve kötü görüntü.
Gün içinde artan ağrı hissi.
Bacaklarda titreme, sızlama, yanma.

Varis Oluşumu Nasıl Engellenir?

Farklı sebeplerden dolayı uzun süre hareketsiz bir şekilde ayakta ya da oturarak durulmamalıdır. Zaman aralıklarıyla mutlaka hareket edilmelidir. Bacakların üzerine oturulmamalıdır. Kan dolaşımının rahat olmasına dikkat edecek oturuş pozisyonlarını seçmelisiniz. Bacaklarınızın yukarıda durmasını sağlamak mümkün ise bundan hiçbir koşulda kaçınmayınız. Günlük olarak en az 30 dakika yürümeye özen göstermelisiniz. Evde egzersiz yaparak bacaklarınızdaki kan dolaşımını hızlandırabilirsiniz. Fazla kilolarınızdan kurtulmaya çalışın. Verilen her kiloda kan akışı rahatlayacak ve bacaklarda ki baskıyı azaltacaktır. Dar kıyafetler giymemeye gayret gösterin. Özellikle bel, kasık ve bacakları sıkmayan kıyafet tercih etmeye çalışın. Dar kıyafet seçildiğinde kan dolaşımı yavaşlatır. Çok fazla topuklu ayakkabı giymekten kaçının. Doktorunuz varislerinizin durumuna göre uygun çorap önerir. Bu çorap

bacaklarınıza baskı yapar ve kan birikimini engeller. Ayrıca bacaklarda ki ödemlerin de azalmasına yardımcı olmaktadır.

varis tedavisi
varis tedavisi

Varis Tedavisi Nasıl Yapılır?

Varis tipleri, boyutu ve çapına göre değişik yöntemlerle tedavi edilir. Tedavide ki amaç ağrı acı ve sızıları hafifletmek ve kötü görünümün düzeltilmesidir. Eğer çok fazla rahatsızlık vermiyorsa ve görünümleri çok az ise, doktorunuz yaşam kalitenizde değişiklikler yapmanızı önerebilir. Fakat aşırı şikayet, kan pıhtısı ve görünüm bozukluğu söz konusuysa tedavi önerecektir. Özellikle kadınlar ağrı, sızlama ya da acı şikayetleri ile söz konusu değilse bile kötü görünümden açısından varislerinin tıbbi olarak tedavisini ister. Varisler tedavi edildiğinde, yaşam tarzı değişmez ise  yeni varisler olabilir. Cerrahi yöntemlerle varis tedavisinde ki amaç varisli damarın tedavi edilmesidir. Damarların yok edilmesi ya da kapatılması herhangi bir soruna neden olmaz.

Skleroterapi

Varisli damarların tedavi edilmesi için damarın içine ince uçlu bir iğne aracılığıyla ilaç enjekte edilir. Bu madde damarın tedavi olmasını sağlar ve varisler yok olur. Çoğunlukla kılcal ve orta varislerin tedavisinde tercih edilir.

Mikro Skleroterapi

Çok küçük varisler için tercih edilir. Az miktarda ki ilaç,  çok ince uçlu bir iğne kullanılarak damara enjekte edilir. Damar bu şekilde tedavi görür ve sorun ortadan kalkar.

Köpük

Skleroterapi ile aynı tedavi yöntemidir. Saf halde enjekte edilen ilaç bu yöntemde hava ile reaksiyona sokulur. İlaç hava ile reaksiyona girdiğinde köpüğe benzer hal aldığından dolayı köpük yöntemi denilir. Varislerin tedavisinde oldukça etkilidir. Yaygın olarak kullanılan bir tedavi yöntemidir.

Lazer

Bu işlem lazerin ısı enerjisi ile varisleri tedavi etmeye dayanır. Lazer ışığı ile kılcal varisler kolay bir şekilde yok edilir. Varisler tamamen cilt yüzeyinden kaybolur.

Kaynak: mayoclinic / womenshealth

Supradyn Nasıl Kullanılır? Kilo Aldırır mı?

supradyn nasil kullanilir

Supradyn genel olarak bitkisel vitamin takviyesi olarak adlandırılmaktadır. Gün içerisinde uğraşılan birden fazla iş sonucunda insan bedeni kısa süre içerisinde yorgun düşmektedir. Supradyn insana enerji verici multi vitamin olarak bilinmektedir. Supradyn kullanımı sayesinde insan kendisini hem fiziksel hem de mental olarak daha rahatlamış ve daha enerjik hisseder. Günlük hayatta tüketilmekte olan sebze ve meyvelere ek olarak kullanılmaktadır.  Besinlerin vücuda sağladığı faydaların artış göstermesine olanak sağlamaktadır. Vücuttaki eksik vitaminlerin giderilmesi açısından kullanımı sağlanmaktadır. Supradyn nasıl kullanılır sorusu ise ürünü ilk defa deneyecek kişilerin merak ettiği konular arasında yer almaktadır. Supradyn kullanımı ve daha birçok bilgi yazı dizimizde yer almaktadır.

Supradyn Nedir?

Supradyn bir ilâç değildir ve takviye gıda olarak tüketilmektedir. Vitamin desteği sağlamaktadır ve mineral, ginseng ile de desteklenmektedir. Tablet, saşe, efervesan şekillerine tüketicilerin hizmetine sunulmuş olan Supradyn kişilere dinçlik kazandırırken günlük hayattaki işleri yaparken yorgunluk hissedilmemesini sağlar. Zengin içeriği ile birlikte insanların kendisini daha zinde hissetmesini sağlamaktadır. Bitkisel vitamin takviyesi olarak kullanılmasından ötürü sağlığa zarar verici şeyler içermemektedir. Gündelik hayattaki işleri hallederken size yardımcı olacak bir ek gıdadır.

Supradyn Faydaları

Supradyn içeriğindeki vitaminler, ginsengler ve mineraller ile birlikte vücudun ihtiyaç duyduğu birçok şeyi karşılamaktadır. Supradyn faydaları birçok farklı şekilde ve bölgede görülebilmektedir. Ürünün genel olarak hiçbir zararı bulunmaması da kullanımı açısından kolaylık sağlamaktadır. Supradyn faydaları ise şu şekildedir:

  • Kemikleri güçlendirir. İçeriğindeki bileşenler sayesinde kemiklerin güçlenmesini sağlar ve kemik zayıflığından kaynaklanan kas rahatsızlıklarının da önüne geçer.
  • Saçları besler. Saçlarda yer alan zayıflıklar, dökülmeler ve kepeklenmeler genel olarak bakım problemlerinden kaynaklansa da vitamin ve mineral eksikliğinden de kaynaklanmaktadır. Supradyn faydaları içerisinde saçları beslemesi de yer almaktadır.
  • Günlük enerji ihtiyacını karşılar. Supradyn genel olarak beslenme problemi yaşayan kişiler için idealdir. İçeriğindeki bileşenler sayesinde düzenli bir beslenme hayatı olmayan kişilerin ihtiyaç duyduğu enerjiyi vücuda sağlar.
  • Cilt problemlerini giderir. Ciltte dökülme, kızarıklık, morarma gibi birçok etkilere son verir. Bileşenleri sayesinde derideki zayıflıkları giderir. Cildin ihtiyaç duyduğu E vitamini sorunu ortadan kaldırılacaktır.
  • Ağrıları hafifletir. Bireyin hastalığında ya da darbe aldığında ağrıya bölgeleri duruma göre daha uzun sürebilir. Bunun sebebi ise kansızlık olabilmektedir. Kan değerlerinin yükselmesini sağlayacak olan Supradyn sayesinde ağrılarınız hafifleyecek ve bir süre sonra da tamamen ortadan kalkacaktır.

Supradyn Kullanımı

Yoğun yaşamda aktif bir şekilde kalabilmek adına üretilmiş olan Supradyn ilaç değildir ve kullanımında herhangi bir sorun yaşanmamaktadır. Supradyn nasıl kullanılır sorusunun cevabına gelindiğinde ise ürüne göre değişiklik göstermektedir. Supradyn efervesan tablet 250 ml su içerisinde eritilerek kullanılır. Supradyn kapsül ise günde 1 kere tok karna tüketilmelidir. Günlük enerjini ihtiyacını karşılayacak olan ürün aşırı kullanımda kısa süreli de olsa karın ağrısına yol açmaktadır. Supradyn kullanımı ürün kutusunun üzerinde yer alan talimatlara uygun şekilde gerçekleştirilebilmektedir.

Supradyn Kilo Aldırır Mı?

Supradyn vitamin ve mineral ihtiyacını gidermektedir. İlaç olmadığı için herhangi bir şekilde zararlı kullanımı da söz konusu değildir. Üründen ilk defa haberi olanların ve daha önce kullanmamış olan kişiler ise Supradyn kilo aldırır mı konusunu merak etmektedir. Vitamin ve mineral desteği olan ürün kilo aldırmaz. Sadece vücudun ihtiyaç duyduğu eksiklikleri gidermektedir.

supradyn kilo aldirir mi
supradyn kilo aldirir mi

Supradyn Yan Etkileri

Supradyn multi vitamin desteği sağlamaktadır. Ürün genel olarak günlük enerji ihtiyacını karşılasa da kimi insanlar üzerinde yan etkileri görülebilmektedir. İnsan vücudundaki değerlere göre de farklı etkileri bulunabilmektedir. Genel olarak yaygın bir yan etkisi görülmese de şikâyetleri olan kişilerin ortak sorunları bulunmaktadır. Supradyn yan etkileri insanlar tarafından genel olarak üç farklı çeşit olarak nitelendirilmiştir. Kabızlık, kusma, bulantı gibi etkileri görülmüştür.

Supradyn Fiyat

Supradyn bileşenleri sayesinde kaliteli bir takviye gıdasıdır. Supradyn fiyat olarak da sağladığı imkânlar doğrultusunda oldukça uygundur. Farklı yerlerde farklı fiyatlandırmalara sahip olsa da ortalama fiyatı 50 TL olarak belirlenmiştir. İnternetten satış yapan siteler kendi içerisinde yaptıkları indirim sebebiyle farklılık göstermektedir.

Supradyn Kullananlar

Ürünü reklamlarda, internette görenler veya tavsiyeler üzere kullanmak isteyen kişiler ise Supradyn kullananlar hakkında araştırmalar yapmaktadır. Supradyn kullananlar genel olarak üründen tamamen memnun olmaktadır. Ürünü kullanan kişiler kendilerini daha enerjik, daha zinde ve daha sağlıklı hissettiklerini söylemektedir. Ufak bir kesim ise yan etkileri olduğunu söyleyerek ürünle ilgili olumsuz görüşler beyan etmektedir.

Ocean D3 K2 Nasıl Kullanılır?

ocean d3 k2 nasıl kullanılır

Ocean D3 K2 nasıl kullanılır sorusu öncesinde bilgi vermek gerekir. Ocean D3 K2 kullanımı ile vücudun ihtiyaç duyduğu birçok eksiklik giderilecektir. Vücutta çok fazla önemli görevleri bulunan yağda çözünen bir vitamin olan D vitamini vücudun en önemli ihtiyaçlarını gidermektedir. Ürün içerisinde hiçbir şekilde katkı maddesi, renklendirici, tatlandırıcı veya yapay aroma yer almamaktadır. Ürünün sahip olduğu damla formu ile birlikte kullanımı çok daha kolay hâle gelmiştir. Ocean D3 K2 nasıl kullanılır sorusu ise birçok kişinin merak ettiği konular arasında yer almaktadır.

D vitamini vücut için çok önemli bir vitamindir. Vücudumuzun neredeyse her kısmı için iyi gelen D vitamini, eksikliği hissedildiği takdirde önemli problemlere yol açabilir. Yaklaşık olarak 400 damlalık bir kullanıma sahip olan Ocean D3 K2 kalitesi ile birlikte birçok yerden kalite ödülünü kazanmayı başarmıştır. Sağlık Bakanlığı tarafından da onaylanmış olan ürün içerisinde yer alan D vitamini sayesinde insan vücudu çok daha dirençli ve dayanıklı hâle gelmektedir.

Ocean D3 K2 Faydaları Nelerdir?

Ocean D3 K2 bünyesinde barındırmış olduğu vitamin sayesinde vücudun ihtiyaç duyduğu birçok problemi ortadan kaldırmaktadır. Ocean D3 K2 faydaları ise kişiler tarafından araştırılan bir konu olmaya devam etmektedir. Faydaları sıralandığında birçok kişi tarafından kullanılan ve oldukça faydası görülen bir ürün olarak dikkat çekmektedir. Ocean D3 K2 faydaları ise şu şekildedir:

Ürünün içerisinde yer alan D vitamini;

  • Normal kan kalsiyum düzeyine katkıda bulunur.
  • Protez, takma dişler hariç olarak normal dişlerin korunmasını sağlar.
  • Normal kemiklerin korunmasında etkilidir ve kemiklerin güçlenmesini sağlar.
  • Bağışıklık sisteminin normal bir şekilde işlediği durumlarda etkili sonuçlar alınmasını sağlar.
  • Hücre bölünmesinde görevi vardır.
  • Kan pıhtılaşmasını sağlayarak kirli kanın değiştirilmesi sağlanır.

Ocean D3 K2 genel olarak vücudun direnç kazanması ve güçlenmesi amacı ile kullanılır. Vücudun belirli yerlerinde ve bölgelerinde etkisi hissedilen ürün dayanıklı olunmasına yardımcı olmaktadır.

Ocean D3 K2 Kullanımı

Ocean D3 K2 kullanımı birçok kişi tarafından merak edilen konulara arasında yer almaktadır. Ürün birçok faydaya sahip olmasıyla birlikte insanlar tarafından son dönemlerde daha da çok tercih edilmeye başlandı. Ürün damla formunda olmakla birlikte kullanımı oldukça kolaydır. Ocean D3 K2 ilaç değildir ve takviye gıda olarak değerlendirilmektedir. Ürün hiçbir şekilde zararlı madde içermediği gibi rahatsız edici bir tat barındırmaması ile de tercih görmektedir.

Ocean D3 K2 kullanımı ağız yoluyla gerçekleştirilmektedir. Damla formu ile birlikte kolay bir kullanıma sahip olan ürün toplamda 400 damlaya kadar içeriğe sahiptir. Ekonomik olması ile birlikte uzun süre kullanılabilmektedir. Kişiden kişiye göre farklı şekillerde kullanılan Ocean D3 K2 genel olarak tek başına tüketilmektedir. Ağıza bir damla damlatılarak tüketilmesi önerilen Ocean D3 K2 damla istenildiği takdirde yemeğe veya yiyeceğe de damlatılarak tüketilebilmektedir.

ocean d3 k2 kullanimi 2
ocean d3 k2 nasıl kullanılır

Ocean D3 K2 Kaç Damla Kullanılır?

’Ocean D3 K2 kaç damla kullanılır’’ sorusu ürünü ilk defa kullananların veya kullanacakların merak ettikleri konular arasında yer almaktadır. Ürün genel olarak etkili bir sonuç göstermektedir. Aşırı kullanımı sonucunda kusma, mide bulantısı veya kısa süreli baş dönmesi gerçekleşebilir. Günde 1 damla tüketildiği takdirde olumlu sonuçlar elde edilebilmektedir. Gün içerisinde 1 damla dozu aşıldığı takdirde ise midede yanma gerçekleşebilmektedir.

Ocean D3 K2 Aç Mı Tok Mu?

İçeriğindeki D vitamini sayesinde insan vücuduna ek direnç kazandıran ve kemik, diş, kan kalsiyumu korunmasını sağlayan Ocean D3 K2, günde sadece bir damla kullanılmalıdır. Birçok kişi ise kullanılacak olan bu damlayı ne zaman tüketeceği sorusunun cevabını merak etmektedir. Ocean D3 K2 aç mı tok mu sorusunun cevabına gelindiğinde ise farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Bitki özleri içeren ilâçları veya takviye gıdaları öğün aralarında yani tok olarak almak en iyisi olacaktır. Ocean D3 K2 içerisinde yer alan D vitamini ise yağda eriyebilen bir yapıya sahiptir. Ocean D3 K2 aç karna alınması tavsiye edilmektedir. Vücuda daha hızlı ve etkili fayda sağlaması için aç karna tüketilmesi gerekmektedir.

Ocean D3 K2 Nereden Alınır?

Ocean D3 K2 takviye gıda olarak dikkat çekmektedir. Ürünü temin etmek için reçeteye gerek yoktur. Dilendiği takdirde eczanelerden temin edilebilir. Ocean D3 K2 nereden alınır sorusunun cevabı olarak ise hem eczane hem de satış siteleri olarak verilebilir. Ürünü internet üzerinden satılan yapan birçok siteden satın alabilmek mümkündür. Farklı sitelerde farklı fiyatlarla karşılaşılabileceği gibi ürünün temini oldukça kolaydır. Satın alınan sitenin anlaşmalı olduğu kargo firması tarafından kapınıza kadar terslim edilmektedir.

Ocean D3 K2 Fiyat

Ocean D3 K2 fiyat farkı genel olarak meydana gelse de ortalama olarak 63 TL olarak belirlenmektedir. Farklı internet sitelerinde farklı fiyatlara sahip olmaktadır. İnternet siteleri kendi içinde kendilerine özel indirimler yaparak fiyatlar üzerinde farklılıklar meydana getirmektedir. Kaliteli bir ürün olan Ocean D3 K2 birçok internet satış sitesinde kolaylıkla bulunabilmektedir.

Beyin Anevrizması Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

beyin anevrizması

Beyin anevrizması nedir? Nasıl tedavi edilir? Gibi soruların cevabını içeren bu sayfa, Fitveform.com ekibi tarafından hazırlanmıştır.

Anevrizma Nedir?

Anevrizma, genel olarak vücuttaki atardamarlarda ve aort damarlarında , damar duvarının zayıflamasının sonucu olarak ortaya çıkan çıkıntılar ve baloncuklardır. Çıkıntıların veya baloncukların oluşmasının sebebi, o bölgede damar duvarının zayıflayarak dayanıksız hale gelmesi ve basınçlı akan kanın damarın o bölümünde şişliklere sebep olmasıdır. Hatta eğer damar duvarı çok zayıflamışsa toplanan kanın yaptığı basıncın etkisiyle damar yırtılabilir. Her türlü damarda görülebilirse de atardamarlarda görülme sıklığı fazladır .

Anevrizmalar vücudun her kısmında görülebilir. Buna rağmen karın aortunda ve beyinde görülme ihtimali çok daha fazladır. Ayrıca yetişkinlerde görülme sıklığının daha fazla olduğu araştırmalarla sabittir. Anevrizma, içinde hayati tehlike içeren bir hastalık olsa da genellikle toplum tarafından çok önemsenmemektedir. Özellikle beyindeki anevrizmalar , damar yırtılıp beyin kanamasına sebep olabileceğinden son derece tehlikelidir. Beyin kanaması geçiren hastaların ortalama olarak yüzde 50’sinin hayatını kaybettiği istatiğini de düşünürsek , kanamaya sebep olma olasılığı çok yüksek olan anevrizmaları da önemsemek gerekiyor.

beyin anevrizması
beyin anevrizması

Beyin Anevrizması Nedir?

Beyin anevrizması, beyindeki, duvarı zayıflamış olan damarlarda çıkıntı ya da balonlaşma olmasıdır. Beyindeki anevrizmalar , beyini besleyen atardamarların duvarındaki incelme sebebiyle oluşur. Beyin anevrizmasının diğer adı serebral anevrizmadır. Eğer söz konusu atardamar çok zayıflarsa yırtılıp beyin kanamasına neden olabilir. Bu tarz kanamalar kimi durumlarda felce de sebebiyet verebilir. Beyin anevrizmasının patlaması oluşan kanama neticesinde eğer kanama şiddetliyse beyin hasar görebilir veya daha kötü ihtimalde bu kanama ölüme neden olabilir. Hangi anevrizmanın ileride kesin olarak patlayacağının tespit edilmesi mümkün değildir.

Anevrizmalar çoğunlukla küçük boyutlardadır. Genel olarak anevrizmaların boyutları 0,3 cm ile 2,54 cm arasında değişmektedir. Ölçüsü 2,54 cm’den büyük olan anevrizmalar dev anevrizmalar olarak tanımlanmaktadır. Dev anevrizmalar çok tehlikelidir ve iyileştirilmeleri oldukça zordur. Bu sebepten, anevrizmaların mümkün olabildiğince erken dönemlerde teşhis edilmesi hastanın hayatını kurtarabilmek bakımından çok önemlidir. Bu alanda yapılan araştırmalara göre serebral anevrizmaların boyutunun yıllık yüzde 0,2-3 arasında arttığı tespit edilmiştir.

Beyin Anevrizmasının Belirtileri Nelerdir?

Beyinde bulunan anevrizmaların büyük bir çoğunluğu patlamadığı takdirde belirti vermez. Beyin atardamarında anevrizma bulunan fakat henüz bundan haberdar olmayan hastalarda anevrizma teşhisi, genellikle anevrizma ile bağlantılı olmayan başka şikayetler araştırılırken yapılan manyetik rezonans (MR) ve/veya bilgisayarlı tomografi (BT) ile çekilen görüntüler sonucunda tespit edilir .

Yırtılmamış veya patlamamış anevrizmalar genel olarak belirti vermeseler de , bu tarz durumlarda anevrizmanın büyüklüğü de çok önemli bir etkendir. Eğer anevrizma küçük boyutlu ise gerçekten de hiç belirti vermeyebilir. Fakat anevrizma büyük ise ve yırtılmamış ise, etrafındaki beyin dokusuna ve sinirlere baskı yaparak; geniş gözbebeği, göz arkasında ağrı, görme bozuklukları, çift görme , yüzde uyuşma, yüz felci, kuvvetsizlik, göz kapağının düşmesi gibi semptomlar görülebilir.

Şayet eğer anevrizma yırtılıp beyin kanamasına sebep olmuşsa , bu halde kanama bulguları daha şiddetli ve/veya daha farklı olabilir. Beyin kanamasının ilk belirtisi, çok şiddetli baş ağrısıdır. Bu baş ağrısı başka hiçbir baş ağrısına benzemez ve dayanılmaz ağrılara sebep olur. Çok şiddetli baş ağrısı haricinde beyin kanaması ek olarak; kusma, bulantı, çift ve bulanık görme, bilinç kaybı, nöbet, ışığa karşı duyarlılık gibi başka semptomlar da görülebilir.

Beyin Anevrizması Nedenleri Nelerdir?

Beyin atardamarlarının duvarlarının zayıflayıp anevrizmaya yol açmasına neden olan birçok sebep vardır. Beyin anevrizmalarının kadınlarda erkeklere kıyasla görülme sıklığı daha fazladır. Ayrıca beyin anevrizmalarının erişkinlerde görülme olasılığı daha çoktur. Anevrizmaya yol açan nedenlerin başından yüksek tansiyon gelir. Yüksek tansiyon hem yeni anevrizmaların oluşmasına yol açabilir hem de önceden oluşan anevrizmaların durumunu kötüleştirip kanamalarına da sebep olabilir. Çok fazla sigara içmek, çok fazla sigara dumanı olan yerlerde bulunmak , yoğun ve ağır alkol tüketmek, kokain başta olmak üzere genel olarak uyuşturucu bağımlılığı beyinde anevrizma oluşma olasılığını yüksek derecede artırmaktadır. Bazı anevrizmaların ise kafa travmaları sonucu veya bazı kan enfeksiyonlarının sonucundan oluşması da mümkündür.

Serebral anevrizmanın başka bir tetikleyicisi ise, kan damarlarının zayıflamasına neden olan, kalıtsal bir bozukluk olan Ehlers-Danlos sendromudur. Anevrizmaya sebep olan diğer bir etken de kan basıncının ani bir şekilde artmasıdır. Bazı insanların doğuştan aortları dar olabilir. Aortun normalden dar olmasına aort koarktasyonu denir ve anevrizma riskini artıran etkenlerden biridir. Anevrizmaya neden olan başka bir hastalık , Serebral arteriyovenöz malformasyondur. Serebral arteriyovenöz malformasyon , beyinde atardamarlarla toplardamarlar arasında normalde olmaması gereken anormal bağlantılar oluşmasıdır. Bu anomali de beyindeki kanın akış düzenini büyük ölçüde bozduğundan anevrizma oluşması riskini arttırır.

beyin anevrizması
beyin anevrizması

Beyin Anevrizması Tanısı Nasıl Konulur?

Beyin anevrizmalarını tespit etmek için en çok kullanılan 4 yöntem : bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme ( MRI), beyin omurilik sıvısı testi, serebral anjiyogram yöntemleridir. Beyin kanamasının tespitinde genellikle ilk kullanılan yöntem bilgisayarlı tomografidir. Bilgisayarlı tomografi testi beynin üç boyutlu görüntülenmesini sağlar. Beyin tomografisi yapılmadan önce hastaya damardan kan akışını gözlemlemeyi kolaylaştıran ve anevrizmanın varlığını gösterebilen kontrast madde adında bir sıvı enjekte edilir. Bilgisayarlı tomografi sonucunda eğer herhangi bir anevrizma tespit edilmemişse, beyin omurilik sıvısı testi uygulanır. Bu testte, beyin omurilik sıvısı bir iğne ile sırttan çekilerek laboratuvar incelemesi yapılır. Eğer beyindeki anevrizma patlamış ya da kanamışsa büyük ihtimalle beyin omurilik sıvısında kırmızı kan hücreleri görülecektir.

Diğer bir yöntem olan MRI ‘da ise manyetik alan ve radyo dalgaları kullanılarak beyin lobları 3 boyutlu görüntülenerek, beyindeki atardamarlar ve toplardamarlar ayrıntılı görüntülenip anevrizma olup olmadığı tespit edilmeye çalışılır. Dördüncü yöntem olan serebral anjiyogram ‘da ise büyük bir artere çoğunlukla kasıktaki artere, ince bir tüp yerleştirilir. Bu tüp bilgisayardan hareketleri adım adım izlenerek önce kalbe kalpten de beyindeki damarlara ulaştırılır. Daha sonra tüpün içine damarlara özel kontrast madde enjekte edilerek beyindeki damarların röntgen altında beyindeki bütün damarlar ve arterler çok ayrıntılı incelenerek anevrizmanın yeri, büyüklüğü, şekli tespit edilmeye çalışılır.

Beyin Anevrizması Tedavi Yöntemleri Nelerdir ?

Beyin anevrizmasının tedavisinde kullanılan birbirinden iki farklı yöntem vardır. Bunlardan birincisinin adı cerrahi klipleme ya da cerrahi kırpma olarak bilinir. Bu yöntemde beyin cerrahı önceden tam yeri tespit edilmiş anevrizmanın olduğu yerde kafa kemiğinin bir bölümünü çıkarır ve beyin zarını açarak anevrizmanın olduğu yere ulaşır. Daha sonra cerrah, anevrizmayı besleyen ana damarı bularak kan akışını kesmek için anevrizmanın açıklık yerine metalden bir klips yerleştirir böylece kan akımını durdurur.

İkinci tedavi yönteminin adı enfovasküler sargıdır. Bu yöntemde anjiyograma benzer şekilde kasık atardamarına kateter tüp yerleştirilerek beyinde anevrizmanın olduğu yere ulaşılır. Sonrasında yumuşak bir platin tel kateterden başka bir tel ile itilerek anevrizma damarın iç kısmından ayrılır. Böylece anevrizma atardamardan kapatılmış olur. Bu yöntemlerin her ikisi de içinde belirli riskler taşımaktadır çünkü beyin çok hassas bir organdır ve bu yüzden işlem sırasında farklı komplikasyonların oluşma olasılığı her zaman vardır. Bunun için de , hasta için hangi tedavi yönteminin uygulanacağı, uzun ve dikkatli planlamalar sonrasında birkaç farklı doktorun fikirlerini aralarında tartışarak belirlenir böylece hastanın durumu için en güvenli yöntem seçilmeye çalışılır.

Kaynak: medlineplus.gov / stroke.org

Ginseng Faydaları Nelerdir?

ginseng faydaları

Sağlıklı bir yaşam için doğal ürünler kullanmak oldukça önemlidir. Dünyanın her bölgesinde geçerli olan bu durum, her bölgenin kendine özgü faydalı bitki kullanımını doğurmuştur.

Ginseng Nedir?

Panax Ginseng nedir? Uzakdoğu Asya’dan ülkemize gelen bir bitkidir. Son yıllarda Türkiye’de tüketimi artan bu bitki, pratik bir kullanıma sahiptir. Düzenli bir kullanımla beraber pek çok faydası olan Ginseng, beyaz, kırmızı ve taze türlerini bulundurur. Peki, Ginseng faydaları nelerdir? Bu faydalardan bir tanesi, güçlü bir antioksidan olup, inflamasyonu azaltmada yararlıdır.

Eğer daha sağlıklı yaşamak ve vücudunuzu geliştirmek istiyorsanız, Panax ginseng ile buna sahip olmanız mümkündür. Çin’de yüzyıllar boyunca kullanılan geleneksel çin bitkisi, burada oldukça önemli bir geleneğe sahiptir. Yavaş büyüyen bir bitki olan Ginseng, hasat için uzun yıllar bekledikten sonra hasat edilir.

Her Ginseng türünün hasadı da birbirinden farklıdır. Taze Ginseng 4 yıl, beyaz Ginseng 4 ile 6 sene, kırmızı Ginseng ise 6 ve daha üzeri yıllarda hasat için bekler. Dolayısıyla büyük bir sabır gerektiren, zahmetli bir bitkidir. Ülkemize Uzakdoğu’dan gelmesinin de eklenmesiyle, piyasa değerinin yüksek olduğu görülür.

ginseng faydaları
ginseng faydaları nelerdir? 17

Ginseng Ne İşe Yarar?

Ginseng nedir ne işe yarar? Günümüzde en yaygın olan kanser, hayatı tehdit eden en büyük hastalıklardan biridir. Kanser hastalarının hastaneye giderek düzgün bir tedavi olması şarttır. Ayrıca bu esnada doğal beslenip, kansere karşı faydalı besinleri tüketmesi de yararlı olur.

Ginseng faydaları, içerisinde bulunan zengin besin değerleriyle daha sağlıklı olmanızı sağlar. Bünyesinde bulunan Ginsenosid vücutta antioksidan koruma sağlamakta olup, iltihaplanma varsa düzenleme yapar. Böylece her hücrenin sağlığını korumasında yardımcıdır.

Ginseng faydaları böylece belirli kanser türlerine karşı daha etkili savaşmada da tercih edilebilir.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirir

Her yaştan insan hastalıktan korunmak ve yakalanmamak ister. Bunun için bağışıklık sistemini güçlü tutmak elzemdir. Bu hususta faydalı besinler ve ürünler kullanmak, daha güçlü olmamızı sağlar. Ginseng faydaları arasında bazı aşıların etkilerini arttırabileceği ve kanserli kişilerde bağışıklığı destekleyebileceği belirtilmektedir.

Cinsel Konular Hakkında Faydaları Nelerdir

Daha sağlıklı bir cinsel hayat, her erkek tarafından önemsenmektedir. Bu nedenle cinsel hususlardan mustarip olan erkekler, buna pek çok çözüm arar.

Ginseng faydaları sertleşme bozukluğu üzerine de görülmekte olup, vücudumuzda bulunan dokularda oksidatif stresin düşmesine yardım sağlayarak, penis üzerinde bulunan kas dokularında kan akışını yükseltir. Bu özelliği sayesinde Erektil disfonksiyon tedavisinde ginsengin literatürlerde önerilmektedir.

Böylece sertleşme sorununda doğal bir şekilde yardımcı olur. Ayrıca bazı bilimsel çalışmalar, erkeklerde spermlerin sayısını ve kalitesini yükseltebileceğine dair bulgulara ulaşılmıştır. Bu husus üzerine bilimsel çalışmalar hâlâ sürmektedir.

Beyin Fonksiyonları Üzerinde Etkili Olur

Daha güçlü bir beyine sahip olmak hem öğrencilerin, hem de çalışanların hayalidir. Ginseng faydaları beyin fonksiyonlarını geliştirmek için de yararlıdır. Alzheimer bulunan kişilerde de faydalı olup ruhsal duygulara, zihinsel işlevlere ve sakinliğe destek sağlar. Bilişsel fonksiyonlar üzerinde de güçlendirme etkisi gösterebilir.

Enerjiyi Arttırmada Yararlıdır

Günlük yaşamın zorluğu ve stresi yorgunluğa ve enerji düşüklüğüne neden olur. Böylece öğrenciler derslerden, çalışanlar da işlerinden yeterli verimi alamaz. Ancak Ginseng faydaları arasında yorgunluğa karşı savaşmak ve enerji sağlamak da vardır.

İçerisinde bulunan değerler sayesinde vücutta oksidatif hasarı düşürerek, her hücrede enerji üretimini yükseltir. Bu sayede hem yorgunluğa karşı mücadele, hem de yoğun bir enerji sağlar. Böylece fiziksel aktivitelerden daha fazla verim almak, gün içerisinde daha aktif olmak mümkündür. Tavsiye edilen miktarı aşmadan kullanım yaparsanız, daha enerjik ve zinde bir vücuda sahip olabilirsiniz.

Kırmızı Ginseng

Ginseng kırmızı, beyaz ve taze gibi seçeneklere sahiptir. Bunların arsından kırmızı Ginseng, fermente edilmiş hali kullanılırsa vücutta insülin üretimine yardımcı olur. Ayrıca hücrelerin aldığı kan şekerinin yükseltilmesini sağlar. Antikoksidan koruma sağlayarak, sağlığımızı da destekler.

Ginseng Nasıl Tüketilir?

Peki, Ginseng nasıl tüketilir? Burada en çok tercih edilen, daha pratik olması için çiğ tüketilmesidir. Eğer bunu arzu etmiyorsanız, yumuşatarak da kullanabilirsiniz. Burada tek yapmanız gereken, buhar üzerinde hafifçe ısıtmak, pişirmektir. Yine arzuya göre çayı yapılarak da içilebilir. Bu yöntemlerin hepsi Ginseng faydaları görmeniz i sağlar.

Bunun içini llk olarak Ginseng aldıktan sonra güzelce dilimlemeniz gerekir. Ardından bunu bir tencereye veya çaydanlığa koyarak, üzerine sıcak su dökün. Ateş üzerinde 1-2 dakika durduktan sonra alın ve tüketin.

Hazır Ginseng çayları da kurutulmuş Ginseng köklerinden yapıldığı için tercih edilebilir. Burada öncelikle su kaynatmanız gerekir. Ardından ateşi tamamen kapatarak, yaklaşık 2 dakika boyunca bekleyin. Ardından çayı suya ekleyerek, 5 dakika boyunca demlenmeye bırakın. Bundan sonra süzdükten sonra tüketin.

Ayrıca Ginseng yemeklere de eklenebilen yapıya sahiptir. Eğer WOK tavada yemek veya çorba gibi yiyecekler yaparken düzgün bir şekilde eklerseniz de kullanmak mümkündür. Ginseng doz olarak alındığı için, günlük belirli ölçüde almanız şarttır.

Genellikle bu durum 1-2 gram ham şekilde Ginseng kökü ya da 200 ile 400 miligram arasında ekstrat dozudur. Burada tavsiye edilen, mümkün ılan en düşük kök ve doz ile başlamaktır. Böylece vücudunuzu yavaş yavaş alıştırabilirsiniz.

ginseng faydaları
ginseng faydaları

Ginseng Çayının Faydaları Nelerdir?

Ginseng çayının faydaları, normal faydaları göstermekle beraber, bazı ek yararları da sağlar. Eğer Ginseng bitkisini çay olarak tüketmeyi seçerseniz, şu faydaları görebilirsiniz.

  1. Ginseng üzerine yapılan araştırmalar, kadınların adet zamanlarında ağrılarını azaltmalarına yardımcı olduklarını işaret eder. Ayrıca menopoz etkilerinde de giderilmesinde de destek sağlar.
  2. Sertleşmeden mustarip erkeklere bu sorunlarda çözüm sağlar ve spermleri arttırır. Ayrıca cinsel performansı da olumlu etkiler.
  3. Kişilerde odaklanmayı ve hafızayı arttırmaktadır. Bu sebeple Alzheimer hastalarına da önerilir.
  4. Hem kan şekerinde, hem de kan basıncında düzenleyici etklere sahiptir.
  5. İçerisinde bulunan antioksidanlar, bağılıklık sistemini destekler.
  6. Ginseng içerisinde pek çok vitamin ve mineral bulundurur. Bunların etkisiyle hem ödemin, hem de toksik unsurların atılmasını sağlar.
  7. Üzerinizden stresi atmada yardımcı olur.
  8. Zinde bir vücut sağlayarak, daha aktif bir gün geçirmenizi sağlar.

Eğer Ginseng çiğ veya yumuşatılmış olarak kullanmak istemiyorsanız, çayını içmek de oldukça faydalıdır. Burada çayın nasıl olduğunun önemi yoktur. Dolayısıyla hazır Ginseng çayları ile sizin Ginseng köklerinden elde ettiğiniz ürünün özellikleri aynı olabilir. Ginseng birçok sağlık sorununa derman olabilir.

Burada kullandığınız miktara dikkat etmeniz gerekli olup, önerilen ölçünün üzerine çıkmak tavsiye edilmez. Zira her ne kadar Ginseng faydalı bir besin de olsa, yan etkilere de sahiptir. Eğer buna riayet etmezseniz, bunların ortaya çıkma durumları yükselecektir.

Ginseng Kullanımında Nelere Dikkat Edilmelidir?

Günümüzde tıbbın gelişmesiyle ile beraber, doğal ürünlerin de yan etkileri bulunduğu malumdur. Buna Ginseng dâhil olup, bu nedenle dikkatli olunmalıdır. Kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışmalı ve onun kontrolünde hareket edilmelidir. Ginsengi mutlaka eczane yada güvenilir olan mağazalardan almalısınız. Bildirilen bazı yan etkiler şöyledir.

  1. Ağız Kuruluğu
  2. Kan Basıncında Değişiklikler
  3. Sinirlilik
  4. Kan Basıncında Değişiklikler
  5. Bulanık Görme
  6. Ödem
  7. Kuvvetli Ciltsel Tepkimeler
  8. Baş Dönmesi
  9. Uyku Sorunları
  10. Baş Ağrıları
  11. Sindirim Sorunları

Bu sebeple tavsiye edilen doz ve kök miktarı asla aşılmamalı, bu riayet edilerek kullanılmalıdır.

Kaynak: ncbi.nlm.nih.gov / wikipedia / medicalnewstoday

Kabak Detoksu Zararları ve Faydaları – Bu Tarif İle Zayıflamak Mümkün

kabak detoksu zararlari optimized

Kabak detoksu zararları ve faydaları konusundan önce bu uygulamanın ne olduğundan bahsedilmelidir. Son zamanlarda fazlası ile tercih edilen etkili yöntemlerden birisidir. Her ne kadar faydalı bir uygulama olsa da doğru bir şekilde yapılmadığı takdirde kabak detoksu zararları ortaya çıkacaktır.

Kabak Detoksu Nedir?

Kabak detoksu nedir sorusunun cevabında baş rolü kabak oynar. Kabak içeriğinde;

  • A, E, K ve C vitaminleri
  • Magnezyum
  • Bakır
  • Demir

Gibi önemli mineralleri barındırdığından oldukça değerli bir besin olma özelliği taşır. Bu detoks isminden de anlaşılacağı üzere kabak ağırlıklı bir zayıflama uygulamasıdır ve bu besin ile birlikte zayıflama konusunda önemli adımlar atmak mümkündür.

Yoğurtlu kabak faydaları ile bilinen bir karışımdır ve kabak yoğurt – salata ikisi ile birlikte kullanıldığında oldukça etkilidir. Kabak detoksu faydaları bakımından değerlendirildiğinde, çoğunlukla su içerdiğinden gönül rahatlığı ile tüketilebilen bir sebzedir.

3 günlük kabak detoksu uygulanmasında sabah ve akşam kabak tüketimi gerçekleşir. Bu yüzden protein eksikliğinin giderilmesi açısından, protein değeri yüksek bir kahvaltı tavsiye edilir. Bunun için kahvaltıda 2 yumurta ve 1 dilim tercih edilir ise, bu yöntem çok daha fazla işe yarayacaktır.  Ara öğünlerde meyve tüketimi (günde 2 meyve) de bu uygulamanın çok daha etkili olmasını sağlayacaktır.  

Kabak Detoksu Faydaları

Birçok yararı bulunan Kabak detoksunun yukarıda birçok vitamini ve minerali barındırdığından bahsetmiştik. Bu etkenlerin yanı sıra antioksidan açısından zengin olması ile bilinir. Aynı zamanda;

  • Kan seviyesini düşürme
  • Kalp sağlığının korunması
  • Göz sağlığının sağlanması
  • Sindirimi kolaylaştırması
  • Kilo verme

Gibi faydaları vardır.

Kabak Detoksu Kilo Verdirir Mi?

Kabak detoksu faydaları arasında kilo vermenin olduğunu da söylemiştik. Nitekim bu yöntemin tercih edilmesinin en önemle nedenleri arasında kilo verdirme özelliği gelmektedir. Tabi bu konu hakkında akademik bir çalışma söz konusu değildir. Kalori değeri düşük besinler arasında yer aldığı için kilo vermede etkili olmaktadır.

Kabak Detoksu Zararları

Zayıflama konusunda etkili bir silah olan Kabak detoksu 3 gün uygulanmalıdır. Bu zayıflama programı süresince kabak ağırlıklı bir beslenme olduğu için 3 günden fazla sürdürülmemelidir. Bu programa 3 gün boyunca uyulduğu takdirde günlük 800 kalorinin aşağısında kalori alınır. Erkekler için günlük kalori alma değeri 1500’ken, kadınlar için 1200’dür. Bu yüzden kabak detoksu zararları daha çok programın süreci ile alakalıdır. Gebelikte ve adette kabak detoksu zararlı olabilir. Bu yüzden mutlaka bir uzmana danışılması gerekir.

Kabak Detoksu Nasıl Yapılır? En Etkili Tarif

Kabak detoksu tarifi öncesinde, programın daha etkili olması için yağda pişirilmesi tavsiye edilir. Kabakların kızartılması ise diyetisyenler tarafından önerilmemektedir. Kabak detoksu zayıflatır mı? Sorusuna evet cevabı alınması için kızartmanın yapılmaması önem taşır. Nitekim bu zayıflamak isteyenler için kabak detoksu yapanlar için olumsuz bir etkide bulunur. Bu uygulama süresince öğle ve akşam yemeğinde kabak yemeğinin tüketilmesi gereklidir.  Kabak detoksu tarifi için;

Gerekli malzemeler:

  • Ne çok büyük ne de çok küçük 2 tane kabak
  • 2 ceviz içi yine orta boy olması tavsiye edilir
  • İstediğiniz bir baharat çeşidi
  • 2 yemek kaşığı ölçütünde yoğurt

Nasıl Hazırlanır?

  • Yukarıda da belirttiğimiz gibi kabağın kızartılmaması gerekir. Bu yüzden yağ koymadan ince şekilde doğranan kabak dilimleri tavaya atılır.
  • Pembeleşinceye kadar pişirdikten sonra tavadan alınır.
  • Soğuması için bir süre beklendikten sonra yoğurt ilave edilir.
  • Baharatlar ile birlikte ceviz içi katılır. Ceviz içlerinin öncesinde rendelenmesi gerekir.
  • Kabak detoksu nasıl yapılır? Sorusu için en uygun cevap budur. Öğle ve akşam bu tarif uygulanır.

Kabak Detoksu Bir Diğer Tarifi

Kabak detoksu tariflerinden birisi de aşağıdaki gibidir;

  • Orta boyda iki adet kabak
  • Çok büyük olmayan bir havuç
  • Kırmızı papya biber ( 1 adet yeterli)

Yapılışı:

  • Kabaklar, havuç ve papya biberi dilimlenmelidir. Dilimleme yapılırken ince olunmasına dikkat edilmelidir.
  • Zeytinyağının içinde tüm malzemeler bir arada sotelenmelidir.
  • Baharat isteğe göre katılabilir veya yoğurt da eklenilebilir.

Bu tarifler uygulanırken 3 gün boyunca sadece 3 ana öğün olarak beslenmelidir. 3 de ara öğün olmalıdır. Her gün minimum 2 litre su tüketimi yapılmalıdır ve şeker içeren besinlerden uzak durulmalıdır. Her gün yürüyüş yapılmalı ve ara öğünlerde metabolizmayı hızlandıran içecek ve yiyeceklerden mümkün olduğunca faydalanılmalıdır ( bitki çayları, 1 adet meyve,  kuruyemiş(yarım avuç), zencefil çayı gibi.).

Nasır Tedavisi 8 Doğal Yöntem

nasir tedavisi 3

Nasır tedavisi yapılmazsa insanların yaşantılarında çeşitli olumsuzluklara neden olur. Estetik açıdan da kötü gözükmesi insanları nasır nasıl geçer sorusuna itmektedir. Sinir uçlarına baskı yapmakta ve düzenli olarak ağrıya neden olmaktadır. Merak etmeyin burada uzun süre bu sıkıntıyı çekenlere derman olacak bitkisel çözümü bulacaksınız.

Nasır Nedir? Nasır nasıl geçer?

Çok kısa olarak nasırın tanımı deri sertleşmesidir. Derinin kendini savunmak amacı ile yaptığı deri içinde katmanlarını arttırması ile meydana gelmektedir. Genellikle ellerde ve ayaklarda ortaya çıkar. Sürtünme veya baskı sebebi ile ciltte meydana gelen tahriş neticesinde derinin korunma amaçlı sertleşmesi olarak görülen nasır ellerde, ayaklarda veya vücutta tekrarlanan sürtünmenin olduğu herhangi bir kısımda meydana gelmektedir. Ayak için en büyük nedenlerden biri olarak ayakkabı gösterilebilir. Aslında önemsiz bir sorun gibi görünen nasırın tedavi edilmesi gerekmektedir. Çünkü bu problemle karşılaşan pek çok kişi, yaşantılarının zorlaştığını ifade etmektedir. Peki nasır oluşumundaki başlıca etkenler nelerdir?

nasır tedavisi
nasır tedavisi

Nasır Oluşmasına Neden Olan Etkenler

Nasırın oluşmasına neden olan birçok etken bulunmaktadır. Bu etkenleri şu şekilde sıralamak mümkündür:      

  • Dar ve sıkı ayakkabı kullanımı, 
  • Ayak yapısının kemikli bir görüntü sergilemesi,
  • Hatalı yürüme ve basma hareketleri,
  • Ayak parmaklarında meydana gelen deformasyonlar,
  • Ayak yapısına aykırı olan yüksek topuklu ayakkabılar,

Bu etkenlerin her biri, nasıra sebep etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır. Pek çok insan, özellikle nasır belirtileri konusunda daha çok bilgi sahibi olmak istemektedir. Peki nasır belirtileri nelerdir?

Nasır Belirtileri Nelerdir?

Pek çok insanın hayatını olumsuz bir şekilde etkileyen nasırların, birçok belirtisi özellikle ayakkabı içinde aynı zamanda gece evdeyken dahi olur. Nasırların belirtilerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Nasırın olduğu bölgede meydana gelen keskin acı olur,
  • Ağrı ile birlikte oluşan kalınlaşma,
  • Zamanla derin ağrı

Bu belirtiler, nasırlı bölgede oluşmakta ve insanların yaşantılarında çeşitli olumsuzluklar meydana getirmektedir. Genellikle hafif nasırlarda ağrı şiddeti oldukça azdır fakat nasırın yoğunlaşması, ağrının sürekli olmasına neden olduğu için kişiler pek çok problem yaşamaktadır. İnanın bu ağrıyı çeken kişiler nasır nasıl geçer diye eşe dosta sormaya başlar. Bu nedenle nasır tedavi edilmesi gereken rahatsızlıklardan bir tanesi olarak görünmektedir.

Nasır Türleri Nelerdir?

Bilindiği üzere vücudun pek çok bölgesinde oluşma ihtimali vardır. Peki nasır türleri nelerdir?

  • Yumuşak Dokulu Nasır: En fazla karşılaşılan nasır türü olarak görülmektedir. Yetişkinlerin yanı sıra çocuklarda da görülebilen bu tür, genellikle ayak parmaklarının arasında oluşur. Ayak parmakları arasında oluşan nasırlardan kurtulmak için bu kısma düzenli aralıklarla krem ve bitkisel özlü karışımların sürülmesi oldukça önemlidir.
  • Sert Dokulu Nasır: Ayakların her bölgesinde görülebilen sert dokulu nasır, iyileşme konusunda uzun bir süreye ihtiyaç duymaktadır.
  • Tohum Nasırı: Geçmesi en zor olan bu tür, kişinin çok fazla ağrı yaşamasına sebep olmaktadır. Küçük ayakkabılar giymek, yanlış basmak gibi sebeplerden meydana gelmekte ve kişilerin çeşitli sıkıntılar ile baş başa kalmasına neden olmaktadır.

Nasır ile İlgili Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Birçok nasır türü bulunmakta. Bazı nasırlar kişilerin çok fazla acı duymamasını sağlar. Bu tür nasırlar, kişiler için çok mühim değildir. Fakat her nasır için bunu söylemek mümkün değildir. Tohum nasırı olarak bilinen nasır türü, kişilerin çok fazla ağrı yaşamasına sebep olmaktadır ve tedavi edilmesi oldukça kritik bir öneme sahiptir. Peki nasır ile ilgili bilinmesi gerekenler nelerdir?

  • Nasırlar, vücudun baskı ve sürtünmeye karşı meydana getirdiği doğal bir cevap olarak görülmektedir. Genellikle ayağa uygun olmayan ayakkabı nedeni ile ortaya çıkmaktadır. Ayakkabı seçimi çok önemlidir. Fakat başka sebepler de bulunmakta, bu sebeplerden ötürü de nasır meydana gelmektedir.
  • Genel olarak ayaklarda çıkan nasırlar, aynı aletlerin uzun süreli kullanımında ötürü ellerde de meydana gelebilmektedir.
  • Ayak tabanlarında oluşan nasırlar, keratin merkezinde oluşan şişkinliklerdir ve üstüne basıldığı an kişiye oldukça fazla acı hissi vermektedir.
  • Nasır tedavisi için çeşitli doğal yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemler dahilinde nasırın iyileşmesi mümkündür.
nasir tedavisi 3
nasir tedavisi 3

Nasır Tedavisi için Doğal Yöntemler Nelerdir?

Nasır için kesin çözüm nedir? Ayak altında Nasıra ne iyi gelir? İnsanların çeşitli derecelerde acı duymasına neden olan nasırların birçok nedeni bulunmaktadır. Bu nedenlerden ötürü oluşan nasırlar, kişinin sosyal yaşantısını etkilemekte olduğu için tedavi edilmesi gerekmektedir. Nasır nasıl geçer? Tedavi yöntemleri.

  • Beyaz Sirke

Asit oranı bakımından diğer sirkelerden bir adım önde yer almaktadır. Nasıra doğal bir yöntem beyaz sirke, üçe bir oranında sulandırılmalı ve nasırlı bölge sirke içerisinde bekletilmelidir. Daha sonra nasırlı bölge törpülenir.

  • Karbonat

Nasır tedavisinde doğal yöntemlerden bir tanesi olan karbonat, peeling etkisi yaratmaktadır; bu nedenle oldukça etkili olduğunu söylemek mümkündür. Karbonat, nasırın tedavisinde iki farklı yolla kullanılabilmektedir. Nasırın bulunduğu bölge bir süre karbonatlı suda bekletilir. Ardından bu bölge üzerinde törpüleme işlemi yapılır. Daha sonra nasıra durulama işlemi yapılır. Karbonatın tedavideki ilk kullanımı bu şekildedir. İkinci yöntemde ise nasıra, karbonat ile ovularak masaj yapılmasıdır. Bu işlem ile birlikte ölü deriler aşınma yöntemi ile uzaklaştırılmış olacaktır.

  • İncir

Nasır tedavisinde ön plana çıkan incir, sütü yardımı ile vücutta meydana gelen siğillerin tedavisinde kullanılmaktadır. Tam olarak olgunlaşmamış bir incir dalından koparıldığında, incirin koparıldığı noktada bir süt ortaya çıkmaktadır. Bu sütün nasırın bulunduğu alana damlatılması gerekmektedir. Bir süre sonra bu süt, nasırın olduğu bölgenin yumuşamasını sağlayacaktır. Geçene kadar incir sütü tedavisi kullanılabilmektedir.

  • Soğan

Nasır tedavilerinden bir tanesi de soğan olarak karşımıza çıkmaktadır. Gündelik hayatta soğanın pek çok faydası bulunmaktadır. Nasır tedavisi için de oldukça önemli olan soğan, bir kısım tarafından kullanılmaktadır. Cildin yenilenmesine yardımcı olan soğan, ezilmeli ve ardından nasırlı alana konulup üzeri kapatılmalıdır. Bu şekilde bir gece kadar bekletilip sonrasında nasırın olduğu bölge yıkanmalıdır.

  • Zeytinyağı

Birçok insan zeytinyağını yemeklerde kullanmakta ve bu sayede sağlıklı bir beslenme hayatına sahip olmaktadır. Nasır tedavisinde de etkili olan zeytinyağı, E vitamini bakımından oldukça zengindir, bu nedenle kişi sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Kişi duştan sonra nasırlı alana zeytinyağı sürmeli ve bu bölgeyi güzelce ovmalıdır. Bir süre bekledikten sonra nasırlı bölgenin yumuşadığı fark edilecektir.

  • Ananas

Nasır tedavisinde etkili olan ananas, bir kısım insan tarafından kullanılmaktadır. Ananası kabuğunu nasırlı bölgeye koyun ve bağlayarak sabaha kadar bekleyin. Tedavi gerçekleşene kadar bu işlem tekrarlanabilmektedir.

  • Papatya

İnsanın sakinleşmesini sağlayan papatya nasır tedavisi için de kullanılabilmektedir. Bunun için kuru papatya, limon suyu ve sarımsağın karıştırılması gerekmektedir. Bu karışım nasırın bulunduğu bölgeye uygulanması ve ardından 20 dakika beklenilmesi gerekmektedir. 20 dakika sonrasında ise nasırlı bölgede durulama işlemi yapılmalıdır. Durulama işleminde kullanılacak suyun ılık olması gerekmektedir. Bu yöntem sayesinde ölü deri atılacak ve nasırlı alanı yumuşayacaktır.

  • Muz

Özellikle çocukların severek tükettiği meyvelerden bir tanesi muz, nasırdan etkilenmiş alanın tedavisinde de oldukça etkilidir. Muz kabuğunun nasırın bulunduğu alana konulması gerekmektedir. Muz nasırlı bölgeye koyulup çorap giyilmeli ve bir gece bu şekilde beklenmelidir. Bu yöntemi yumuşayana kadar uygulayabilirsiniz.

Yukarıda yer alan yöntemlerden her biri nasır tedavisi için kullanılan doğal yöntemler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yöntemler kullanılarak nasırın yumuşaması sağlanmakta, böylelikle kişi rahat bir yaşantı sürmektedir. Bu yöntemler düzenli olarak kullanıldığında nasır yumuşayacaktır. Bu yöntemlerin düzenli bir şekilde uygulanması oldukça kritik bir öneme sahiptir.

Nasırlı bölgeye nasır bandı işe yarar mı?

Nasır nasıl geçer? Eczanelerde satılan nasır bantları hiç şüphesiz çok etkilidir. Yara bandına benzer ve genellikle cilt içine nasırlı alanın üzerinde 3 gün yapıştırılmış şekilde bekletilmesi gerekir. 3 gün bekledikten sonra çıkartıldığında bölge yumuşar ve nasır düşer. Daha fazla bitkisel tedavi içinde nasır tedavisinde domates yazımızı okuyabilirsiniz. Ayrıca evde hazırlayabileceğiniz pratik bilgiler için sitemize abone ol tuşuna basabilirsiniz

Kaynak: webmd / medicinenet

Gano Sabun Nasıl Kullanılır? Gano Sabun Faydaları

gano sabun faydalari

Gano Sabun Nasıl Kullanılır?

Gano Sabun Nasıl Kullanılır? sorusuna cevap vermeden önce, öncelikle kimlerin kullanması gerektiği hakkında bilgi vererek başlayalım. Günümüzde doğal olan güzellik ürünleri çoğunlukla cildi kimyasallara karşı hassas olan bireyler tarafından kullanılmaktadır. Egzama, sedef, sivilce ve iltihaplı cilt problemlerinde de kullanılması önerilir. Piyasada; keçi sütlü ve papatya özlü olmak üzere iki farklı Gano Sabun Türü bulunmaktadır.

gano sabun nasil kullanilir
gano sabun nasıl kullanılır? gano sabun faydaları 24

Gano Transparent Sabun kullanımı sıradan sabunlarla kıyaslandığında biraz farklıdır. El temizliğinde ve cilt bakımında kullanılan sabunlar doğrudan suya temas ettirilmektedir. Fakat bu sabunun kullanımı farklıdır. Gano sabun kullanmak isteyenler sırası ile; ellerini temiz bir şekilde yıkamalıdır, eller ıslakken sabun köpürtülmeye başlanmalıdır, suyla temas olmadan köpürtülen sabun yüze uygulanmalıdır, sabunun uygulanmasından sonra yirmi dakika bekletilmelidir, bekleme süresi kullanımla birlikte artırılmalıdır, bekleme süresi tamamlandıktan sonra yüz su ile nazikçe temizlenmelidir.

Sabunun sayılan farklı türlerinin olması kullanım önerilerinin değişim göstermesine neden olmamaktadır. Bu şekilde kullanımda direkt su teması olmadığı için sabunun oldukça uzun süre kullanılabildiğinin söylenmesi de mümkündür.

Gano Sabun Faydaları

Sabun türleri arasında kullanımda pek bir fark yokken etkilerde ciddi farklılıklar olabilir. Gano Sabun Faydaları da bu şekilde incelenmelidir. Keçi sütünden temin edilmiş olanı özellikle akneli olan ciltler tarafından kullanılmalıdır. Düzenli kullanımla birlikte, oldukça kısa süre içerisinde akne ve iltihapları ortadan kaldıracaktır. Sabunun papatya özlü olanı ise genellikle cildinde leke olanlar için tavsiye edilmektedir. Kadınların hamilelik sürecinde yüzlerinde lekeler oluşabilir. Aynı şekilde güneş lekeleri de pek çok kadın ve erkek için problem oluşturmaktadır. Bu tür lekeleri olanlar sabunu yine düzenli kullanmaları halinde istedikleri cilt tonuna sahip olabilmektedir.

Gano Sabun Yorumlar

Gano Şeffaf Sabun kullananlar zaman içerisinde artış göstermektedir. Üstelik günümüzde bu tür ürünleri tecrübe edenler online satış sayfalarında tecrübelerini de paylaşmaktadır. Böylelikle henüz alıp almama konusunda karara varamayanlara bu yorumları okuyarak bilgi karar verme sürecini hızlandırabilir. Ürün hakkında yapılan yorumların büyük bir bölümü olumlu niteliktedir. Kadınlar ve erkekler özellikle; uzun süre kullanılabilmesinden, cilt tonunun daha açık hale gelmesinden, leke görünümünün azalmasından, yeni sivilce oluşumunun önüne geçmesinden ve egzama gibi rahatsızlıklara iyi gelmesinden memnun kalmaktadır.

Doğal sabun ya da benzeri ürünler herkeste aynı sonucu vermemektedir. Çünkü insanların ciltleri özeldir. Bu da ürünlere verilecek olan tepkinin değişik olabileceğini göstermektedir. Bundan kaynaklı olarak bireysel kullanım olmadan hangi sonuçların elde edileceğini kestirmek imkansızdır.

Gano Sabun Fiyat

Gano Sabun Fiyatları aktar ve marketlere göre internet sitelerinde daha uygun olmaktadır.  Satın alınacak siteye göre değişim göstermekle beraber, kampanyaları takip ederek daha uygun fiyata alabilirsiniz. Fiyatların 20 TL ile 50 TL arasında değişim göstermektedir. Bazı durumlarda ikili ya da üçlü alımlar daha avantajlı olabilir. Daha önce de söylendiği gibi hangi siteden alışveriş yapıldığı bu alanda en önemli belirleyicidir.

Gano Sabun Şikâyet

Gano Sabun Süslü gibi platformlarda sıklıkla yorumlanmaktadır. Bırakılan yorumların büyük bir bölümü olumlu niteliktedir. Ancak cilt tipi yüzünden sabuna iyi tepki vermeyen kimseler de yok değildir. Olumsuz olarak nitelendirilen yorumlarda görülen en büyük sıkıntı sabunun cildi çok kuruttuğu yönündedir. Böyle sorunlar yaşayanlara sabunu sabah akşam yerine günde bir kez kullanmaları önerilmektedir. Günde bir kez kullanıma rağmen kuruluk gitmediyse kullanım gün aşırı olacak şekilde ayarlanmalıdır. Gano sabun şikayetleri kuruluktan ibaret olanlar sabunu uyguladıktan sonra doğal bir nemlendiriciden destek de alabilmektedir. Böylelikle sabunun etkilerinden istifade edilirken ortaya çıkabilecek kuruluk gibi sorunların da önüne geçilmiş olmaktadır.

Venatura D3 K2 Nasıl Kullanılır?

venatura d3 k2 nasil kullanilir

Venatura D3 K2 damlası son dönemlerde kullanımı oldukça artış gösteren bir üründür. İnsanlar günlük hayatta tükettiği besinlere ek gıda olarak almaktadır. İçeriğindeki zengin besin değerleri ve vitaminler ile birlikte bireylere çeşitli açılardan katkıda bulunur. 20 mililitrelik bir şişe içerinde satışı gerçekleştirilen Venatura D3 K2 nasıl kullanılır sorusu ise ürünü tanımayanlar için önemli bir konudur.

Günlük olarak tüketilen normal besinlerin yanında ek gıda olarak tüketilebilen Venatura D3 K2 damla bireyin vücudunun ihtiyaç duyduğu vitaminleri karşılamaktadır. D3 ve K2 vitaminlerine yer verilen ürün ile vücudun direnç ve bağışıklık oranı yükselmektedir. Özellikle kış aylarında kullanımı ile soğuğa ve hastalıklara karşı daha dirençli bir beden sahip olmanızı sağlar.

Venatura D3 K2 Faydaları

Şişe içerisinde ve damla olarak verilen Venatura D3 K2 içeriğindeki bileşenler sayesinde insanların vücutlarını daha dayanıklı hale getiren bir üründür. Venatura D3 K2 faydaları ise birçok insan tarafından merak edilen bir konudur. Ürünün faydaları aşağıdaki gibi listelenmiştir.

  • Bağışıklık sisteminin normal bir şekilde işleyen fonksiyonlarına ek destek görevi görmektedir. Daha güçlü bir bağışıklık sistemi kazandırır.
  • Vücutta yer alan normal kas sistemlerinin ve kasların korunmasına yardımcı olur. Kas yapısının daha güçlü hâle gelmesi için takviye gıda olarak kullanılmaktadır.
  • Venatura D3 K2 faydaları arasında yer alan diğer önemli nokta ise dişlerin korunmasına yardımcı olmasıdır. Takma diş, protez ağız yapısı haricinde doğal dişlerin daha dayanıklı olmasına katkı sağlar.
  • Vücudun ihtiyacı olan kalsiyumun ve fosforun emilimi ihtiyacını koruyarak daha dirençli olmasını sağlar.
  • Platin veya protez kemik yapısı dışında yer alan kemiklerin korunmasına katkıda bulunur.
  • Normal kan kalsiyum düzeyine katkıda bulunmaktadır.
  • İçeriğinde yer alan k vitamini sayesinde kan pıhtılaşmasına yardımcı olur ve kanın temizlenmesini sağlar.

Venatura D3 K2 faydaları doğrultusunda vücudun ihtiyaç duyduğu birçok özelliğin korunmasına ve geliştirilmesine fayda sağlamaktadır. Kemik yapısını koruması ile daha dirençli hâle getirerek kırılma riskini daha da azaltır. Faydalı özellikleri ile dikkat çeken Venatura D3 K2 içeriği ile de merak edilmektedir.

Venatura D3 K2 içeriği

Zeytinyağı, Menaquinon 7 karışımı, Antioksidan, Kolekasiferol, tokoferolce zengin ekstrakt.

Venatura D3 K2 sahip olduğu besleyici ve destekleyici maddeler ile insanın ihtiyaç duyduğu durumların korunmasına ve gelişmesine fayda sağlamaktadır.

venatura d3 k2 kullanimi
venatura d3 k2 kullanimi

Venatura D3 K2 Kullanımı

20 mililitrelik şişe içerisinde satışa sunulan Venatura D3 K2 damla günlük olarak tüketilmelidir. Gün içerisinde aç karınla veya tok karınla kullanımı fark etmemektedir. Direkt olarak tek damla olarak da tüketilebildiği gibi isteğe bağlı olarak yiyeceklerin veya içeceklerin içerisine de damlatarak tüketilebilir. Günlük 1 damla olarak tüketilmesi önemlidir. Venatura D3 K2 nasıl kullanılır sorusu ürünü bilmeyenler ve ilk defa temin edenler için merak konusu olmaktadır. Ürünün gün içerisinde sadece 1 defa kullanılması belirtilmelidir ve fazlası olumsuz etkilemektedir.

Venatura D3 k2 kullanımı 11 yaşından büyük kişiler için uygundur. Kemik ve diş gelişimi henüz tamamlanmamış olan çocuklar için kullanımı sakıncalıdır. Dişlerin korunmasına yardımcı olan ürün çocukların dişlerinin çıkması ve yenilenmesi konusunda acı verici olacaktır.

Venatura D3 K2 Günde Kaç Damla Kullanılmalı?

Ürünü temin edenlerin kafasında meydana gelen sorulardan birisi de Venatura D3 K2 günde kaç damla kullanılmalı olmaktadır. Ürün besleyici ve genel destek sağlayıcı özelliklere sahiptir. Kan pıhtılaşması ve bağışıklık sistemini koruyucu özellikleri ile günde en fazla 1 damla alınması durumunda vücudun ihtiyaçları karşılanacaktır. Fazla kullanımında mide bozukluğuna ve kusmalara sebep olabilmektedir.

Venatura D3 K2 Fiyat

Venatura D3 K2 damla içeriğine ve sağladığı faydalar göz önünde bulundurulduğunda uygun bir ücrete sahiptir. Destekleyici bir ek gıda almak isteyen insanları Venatura D3 K2 fiyat araştırması yaptığında ürünün 59 Türk Lirası olduğunu görecekler.

Venatura D3 K2 Nerede Satılır?

Ürün tüm eczanelerden temin edilebilmektedir. Almak istediğiniz Venatura ürünü eczanenin elinde bulunmasa bile eczane ecza deposundan siparişini vererek ürün ulaşmanızı sağlayabilmektedir. Eczaneye gitmek istemeyen kişilere ise Venatura D3 K2 nerede satılır sorusunun cevabı internet üzerinden satış yapan siteler olacaktır. Birçok ünlü satış firmasının sitelerinde Venatura D3 K2 yer almaktadır.

Venatura D3 K2 Yan Etkileri

Ürünün içerdiği ürünler ve besleyici ek gıdalar sayesinde vücuda katkıları bulunmaktadır. Ürünü tüketenlerin hiçbirinde olumsuz bir şikâyet görülmemiştir. Yan etkileri olarak da hiçbir olumsuz sonucu ortaya çıkmamış olan Venatura D3 K2 gönül rahatlığıyla kullanılabilecek olan bir ek gıdadır.

Kaynak: Wikipedia /

Kekik Çeşitleri: 14 Çeşit Kekik ve Faydaları

kekik çeşitleri

Kekik çeşitleri yüzyıllardır insanların sağlığına derman oluyor. Türk mutfağında en çok tercih edilen baharatlar arasında olan Kekik, Latince adı Lamiaceae olan Ballıbabagiller ailesinden, Satureja, Coridothymus, Origanum, Thymbra ve Thymus cinslerine verilen bir isimdir. Oldukça hoş bir esansı bulunan bitki, özellikle güneşli ve sıcak yerlerde görülür.

Oldukça kolay yetiştiği için tarlalarda, çimenliklerde, çayırlarda ve ormanlarda sıklıkla rastlanır.  Ayrıca evlerde ve bahçelerde büyütme fırsatı vardır.

kekik çeşitleri
kekik çeşitleri: 14 çeşit kekik ve faydaları 31

Kekik Faydaları Nelerdir?

Kekik çeşitleri dünya çapında farklı şekilde olsa da, gösterdiği faydalar bakımından oldukça benzerdir

  1. Anti-bakteriyel özelliği bulunan kekik çeşitleri, mantarların ve bakterilerin sebep olduğu hastalıklara karşı mücadelede faydalıdır. Vücudun hem içindeki, hem de dışındaki bakterileri öldürebildiği için daha sağlıklı bir yaşam sunar. Çayının yapılması durumunda böylece dezenfekte etmede de kullanılır.
  2. A Vitamini bakımından zengin olan kekik çeşitleri, güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Görmeye de yardımcı olarak, kuvvetlenme sağlar.
  3. Kekik çeşitleri antiseptik ve antibiyotik niteliklere sahiptir. Dolayısıyla boğaz ağrıları, kuru öksürük ve nezle gibi hastalıklara karşı da kullanılır. Bronşit’te de kullanılan kekik çeşitleri, yağının çıkarılmasıyla beraber antimikrobiyel özelliklerinde güçlenme gösterir.
  4. Kekik çeşitleri, içerisinde bulunan demir, K vitamini, manganez ve kalsiyum sayesinde kemikleri güçlendirerek, daha sağlıklı ve dayanıklı yapar. Bu sayede kemik hastalıklarına doğal korumadır.
  5. Kekik çeşitleri kapsamında olan demir, vücudumuzdaki kırmızı kan hücrelerinin hem büyümesi, hem de gelişmesi için mühimdir. Böylece anemiye engellemek amacıyla da tercih edilir.
  6. Kekik çeşitleri, kronik inflamasyonun engellemesinde destektir. Böylece kalp rahatsızlıklarına karşı size destek olur. Yağının yapılması, kalbi güçlendirmede ve geliştirmede etkilidir.
  7. Kekik çeşitleri cilt üzerinde bulunan aknelere karşı da yararlıdır.
  8. Kekik, kafamızda kan dolaşımını hızlandırır.
  9. Kekik, saç dökülmesini ve kepeği engelleyerek, uzamasına destek olur.
  10. Stres üzerinde yardımcı olur ve sünür sistemine destek olur.
  11. Düzenli kekik kullanımı, enerji verir ve mevcut yorgunluğu giderir.
  12. Kekik çeşitleri, romatizma üzerinde rahatlama sağlar.

Kekik çeşitleri, içerisinde bulunan demir, potasyum, magnezyum, manganez, kalsiyum, selenyum, B vitamini, A vitamini, C vitamini, E vitamini, beta karoten, omega 3 ve folik asit bulundurur. Tüm bu vitamin, mineral ve organik yağların faydalarını barındıran Kekik, düzenli bir kullanımla daha sağlıklı bir yaşam sunar.

kekik çeşitleri
kekik çeşitleri: 14 çeşit kekik ve faydaları 32

Kekik Çeşitleri Nelerdir?

Kekik çeşitleri nelerdir? Bilim insanları, bu hususta dünyada 350 üzerinde tür olduğunu belirtir. Bunlardan bazıları şu şekildedir.

  1. Thymus Vulgaris Fenol: Bu kekik çeşidi yüksek irtifalarda görülmektedir. İçeriğinde %90’a varan fenol ile oldukça yararlıdır.
  2. Dağ Kekiği: Başlıca kayalık yerlerde ve dağlarda yetişir. Doğal bir antibiyotik olarak bilinir. Vücudu mikroplardan temizleyerek, hastalıklara karşı muhafaza eder. Bu türün çayı yapıldığı gibi, yemekler içerisinde de sıklıkla kullanılır.
  3. Thymus Vulgaris 1,8 Cineole: Bu kekik çeşidi bünyesinde %80 – %90 arasında bir sineol bulundurur. Böylece analjezik, balgam söktürücü, anti-karatar ve di-üretik nitelikler taşır.
  4. Bahçe Kekiği: Evlerde ekilmek suretiyle yetişen bu türler, yaz aylarında toplanır. Kurutulması ardından yağ yapılabileceği gibi, baharat olarak da tercih edilebilir.
  5. Thymus Vulgaris Geraniol: Söz konusu kekik çeşitleri yüksek irtifalarda yetişmekle beraber; sonbahar aylarında hasadı yapılır. Koku olarak limonu andırır.
  6. Thymus Vulgaris Alpha Terpineol: Bu kekik bibere benzeyen bir esansa sahip olup, ilkbahar aylarının başlarında toplanır.
  7. Bilyalı Kekik: Özellikle Ege ve Batı Akdeniz kıyılarında sıkça rastlanan bu tür, Türkiye’de yapılan kekik ihracatında en önemli yeri bulundurur.
  8. Thymus Vulgaris Thuganol: Doğada sıklıkla rastlanan bu bitki, halk arasında tatlı kekik adıyla da bilinir. Vücudumuzda bulunan hormonlar ve bağışıklık sisteminde destekleyici etki yapan bu tür, oldukça yararlıdır.
  9. İstanbul Kekiği: Genellikle Marmara ve Ege bölgelerinde görülen bu tür, temmuz ve ağustos gibi yaz aylarında çiçeklenir.
  10. Yayla Kekiği: Carvacrol bakımından %40 – %80 arasında değere sahip olan bu kekik, endemik türler arasındadır.
  11. Thymus Vulgaris Carvacrol: İçerisinde Carvacrol bulunan bu kekik, antiseptik özellik taşır. Carvacrol, hasadının yapıldığı zamana göre içerisinde %30 – %60-80 oranındadır.
  12. Beyaz Kekik: Güneydoğu Anadolu ile Batı Anadolu bölgelerinde görülen bu türler, akciğer kanserini tedavi etmek için kullanılan bir seçenektir.
  13. Thymus Vulgaris Linalool: Anti-fungal ve Anti-bakteriyel nitelikler bulunduran söz konusu Kekik çeşitleri yüksek irtifalarda görülür.
  14. Thymus Vulgaris Timol: Antiseptik yönü oldukça güçlü olan kekik çeşitleri, %60 ile 70 arasında timol içerir ve sonbahar aylarında toplanır.

Bu türler Kekik çeşitleri arasında birkaç tane olup, dünya üzerinde yetiştirilen pek çok türü vardır. Kullanım alanı bakımından oldukça zengin olan kekiğin, özelikle yağı yapılarak kullanılmaktadır.

Kekik Yağı Nasıl Yapılır?

Malum olduğu üzere yağlar, uçucu ve sabit yağlar olmak üzere ikiye ayrılır. Kekik yağı, bunlardan uçucu sınıfa dâhildir. Kekik çeşitleri hepsinden yağ üretmek mümkün olup, buhar eşliğinde damıtma yöntemiyle elde edilir. Burada ne kadar fazla damıtılırsa, elde edilen renk de öyle olur. Örneğin uzun süre damıtma beyaz kekik yağı sonucunu verir.

Peki, Kekik çeşitleri evde yağ haline getirebilir mi? Eğer gerekli malzemelere sahipsiniz, kendi yağınızı bizatihi kendiniz yapabilirsiniz.  Burada gereksinimiz olan malzemeler şunlardır.

  1. 250 ML zeytinyağı
  2. Tencere
  3. 1/2 fincan kuru kekik
  4. Havan
  5. Cam kutu
  6. Huni

Peki, kekik çeşitleri nasıl yağ yapılır? Bunun için öncelikle kekiği alarak, havana güzelce koymanız gerekir. Ardından kekiği güzelce döverek, yağı çıkana dek tamamen ezilmesini sağlayın. Bundan emin olduktan sonra herhangi bir tencereyi alarak, ateş üzerine yerleştirin ve kekiğin kendisini ve yağını içine dökün.

Ardından tencere içerisinde minimum 5 dakika boyunca kaynamasını sağlayın. Bu esnada ocağı orta ateşe alın ve sürekli karıştırın. Süre dolduğunda ocağı kapatarak, kekiği ve yağı soğumaya bırakın. Bundan sonra huni yardımıyla cam kaba aktararak, serin bir ortamda muhafaza edin.

kekik çeşitleri
kekik çeşitleri: 14 çeşit kekik ve faydaları 33

Kekik Yağı Nasıl Kullanılır?

Peki, bu şekilde elde edilen Kekik yağı nerede kullanılır? Bu yağı ister soluyabilir, isterseniz ağzınızda gargara şeklinde tercih edebilirsiniz. Ayrıca masaj halinde uygulanması da mümkündür. Böylece yağın getirdiği tüm faydalardan yararlanılır.

  1. Bu yağın kullanım alanları oldukça farklı olup, bunlardan bir tanesi ağrı kesici amaçlıdır.  Bunun için hazırladığınız kekik yağından üç damla alarak, bunu 2 çay kaşığı susam yağı ile güzelce karıştırmanız gerekir. Ardından nereniz ağrıyorsa, masaj olarak uygulayın. Örneğin karın bölgenizde ağrı çekiyorsanız, buraya masaj şeklinde kullanmak ağrınızda yardımcı olacaktır.
  2. Eğer evinizde küvetiniz varsa ve uzun keyifler yapmayı seviyorsanız, kekik yağı bunu daha sağlıklı ve dinlendirici yapabilir. Eğer suyun içerisine iki damla eklerseniz, günün tüm yorgunluğunu daha çabuk ve etkili şekilde atlatabilirsiniz.
  3. Kekik yağı, daha iyi uyumanızı sağlamak için de kullanılır. Bunun için yapmanız gereken, dağıtıcı ünitenize 1 ya da iki damla eklemektir.
  4. Kekik yağı gargara yağılırsa, ağız sağlığını korumakta da yardımcı olur.
  5. Eğer vücudunuzun herhangi bir yerinde yara varsa, kekik yağı yarayı ve izini azaltacaktır.

Evinizde tüm kekik çeşitleri, kolay ve pratik bir şekilde yağ yapılarak, kullanılabilir. Böylece düzgün ve düzenli bir kullanım, sağlığınıza pek çok fayda getirir.

Kaynak: medicalnewstoday / thespruceeats

Lapiden Tüy Dökücü Krem Nasıl Kullanılır?

lapiden tuy dokucu krem nasil kullanilir

Tüy dökücü kremler insanların vücutlarında istemediği tüylerden kurtulmak için başvurdukları yollardan bir tanesidir. Günümüzde istenmeyen kıllardan ve tüylerden kurtulabilmek için kullanılan yöntemlerden olan tüy dökücü kremler genel olarak kılların alımında ilk başta kullanılır. İnsanlar tüy dökücü kremlerden sonrasında jilet, epilasyon, lazer veya makinelerin kullanımına dönerler. İstenmeyen tüylerden kurtulmanın en zahmetsiz ve acısız yollarından birisi olmasından dolayı sık sık tercih edilse de bekleme süresinin uzun olmasından dolayı bir süre sonra vazgeçilmektedir. Tüy dökücü krem nasıl kullanılır sorusu ise birçok insan için merak konusu olmaktadır.

Tüy dökücü kremler insan vücudunda aşırı kullanımı sonucunda tahriş ve kızarıklık meydana getirebilmektedir. Her krem için söz konusu olmayan bu durum Lapiden Tüy Dökücü Krem için de geçerli değildir. Vücudumuzun birçok yerinde meydana gelen kıllanmaların ve tüylenmelerin önüne geçebilmek için kullanılan kremlerle ilgili bilinmesi gereken özellikler ve merak edilen birçok soru vardır.

Lapiden Tüy Dökücü Krem Nedir?

Vücuttaki istenmeyen tüylerden kurtulmak için kullanılan Lapiden Tüy Dökücü Krem son derece kullanışlı bir üründür. Herhangi bir şekilde yan etkileri bulunmayan ürün insanların ciltleri için uygun bir üründür. Direkt olarak güneş ışınlarından korunması gereken tüy dökücü krem son kullanma tarihinden önce tüketilmelidir. Son kullanma tarihi geçtikten sonra ciltte yaralanmalara ve hasarlara yol açabilir.

Lapiden Tüy Dökücü Krem Hangi Bölgelerde Kullanılır?

Lapiden tüy dökücü krem istenmeyen tüylerin ortadan kaldırılması için oldukça uygun bir kullanıma sahiptir. Bireylerin vücutlarında yer alan kıllanmaların önüne geçmek ve bir süreliğine ortadan kaldırmak için uygulanan kremlerin hangi bölgelerde kullanılabileceği ise soru işaretidir. Lapiden Tüy Dökücü Krem hangi bölgelerde kullanılır sorusunun cevabı ise yazımızda yer almaktadır.

Genital bölgelerde, koltuk altlarında, kollarda ve bacaklarda rahatlıkla kullanılabilir. Ürünü bu belirtilen yerlerin dışında bir bölgede kullanmak sağlık problemlerine yol açabilir. Özellikle açık yaraların olduğu bölgelerde kullanılması oldukça sakıncalıdır. Genital bölge tüy dökücü krem kullananlar genel olarak memnun kalmaktadır fakat bekleme süresinden dolayı bir süre sonrasında kullanımı bırakmaktadır.

Tüy Dökücü Krem Kaç Dakika Kalmalı?

Kremin uygulanmak istenilen bölgeye masaj yoluyla sürüldükten sonra belli bir süre orada kalması gerekmektedir. Kremin kılların ve tüylerin arasından süzülerek direkt olarak köklere temas etmesi gerekmektedir. Kaç dakika kalmalıdır sorusu ise insanlar tarafından en çok merak edilen bilgiler arasında yer almaktadır. Bireyin uyguladığı bölgede en az 5 dakika en çok da 10 dakika kalması gerekmektedir. Bu süre sonucunda ürününü yanında verilen plastik bıçak benzeri ürünle temizlenmesi gerekmektedir. Lapiden tüy dökücü krem kaç dakika kalmalı sorusunun cevabı genel bir ortalama ile 8 dakika olarak belirtilebilmektedir.

Lapiden Tüy Dökücü Krem Yüze Kullanılır Mı?

Ürün genel olarak genital uzuvlar ve çevreleri için kullanıma uygundur. Lapiden tüy dökücü krem yüz bölgesine kullanım açısından problemler yaratabilir. Hassasiyet açısından daha narin olan yüz bölgesinde birçok sıkıntılara yol açabilir. Ortadan kaldırıldıktan sonra yeniden meydana gelen kıllanma oranı öncesine göre daha fazla bir şekilde ortaya çıkacağı için yüz bölgesinde uygulamak riskli olacaktır. Özetlemek gerekirse Lapiden tüy dökücü krem yüze kullanılır mı sorusunun cevabı ‘uygulanmaz’ olarak dikkat çekmektedir.

Tüy Dökücü Krem Nasıl Kullanılır?

Kozmetik dünyasında çok fazla çeşidi ve markası bulunan tüy dökücü kremler bünyeye olumsuz bir etkide bulunamamakta ve acısız bir şekilde istenilen sonucu vermektedir. Lapiden tüy dökücü krem nasıl kullanılır sorusunun cevabı ise birçok diğer ürünler gibi aynıdır.

Uygulanmak istenen bölge önce nemlendirilir ve krem o bölgeye masaj yoluyla uygulanır. Uygulandıktan sonra yaklaşık olarak 5 – 10 dakika arasında bir bekleme süresi gerekmektedir. Bekleme süresinin sonunda ürünün yanında müşterilere verilen plastik bıçak sayesinde kıllar bölgeden temizlenmelidir. Kalan ufak bölümler ise su yardımıyla durulanarak temizlenmektedir. Basit bir kullanıma sahip olması nedeniyle oldukça sık tercih edilen Lapiden tüy dökücü krem birçok açıdan kullanıcılarını memnun etmektedir.

Tüy Dökücü Kremlerin Zararları

Tüy dökücü kremler genel olarak belirli bir zarar taşımaz. İnsanların özelliklerine göre farklı bünyelerde farklı belirtiler gösterebilir. Tüy dökücü kremlerin zararları ise şu şekilde incelenebilir.

  • Alerjik bedenlerde kızarıklığa ve tahrişe neden olabilir.
  • Kullanımında kısa süre sonra daha çok kıllanma tüy dökücü kremlerin zararları arasında gösterilebilir.
  • Bekleme süresinin uzunluğundan dolayı uygulanan bölgede kuruluk yaratabilir.

Wilkinson Pomad Kullanımı ve Yan Etkileri Nelerdir?

wilkinson pomad kullanimi

Kortizon bulunduran ve bulundurmayan çeşitli ilaçlar bulunmaktadır. Birçok hastalığa veya hastalık sürecinde yaşanan olumsuzluklara iyi gelen tablet, pomad, jel gibi birçok çeşidi bulunan ilaçlar çoğu rahatsızlıklarda kullanılmaktadır. Bunlardan bir tanesi de Etken maddesi: Goudron vegetal, kükürt olan Wilkinson Pomad’dır. Peki Wilkinson Pomad kullanımı nasıl olmalıdır ve yan etkileri nelerdir?

Uyuz Hastalığı ve Kaşınma

Kaşıntı problemi, özellikle uzun süreli olduğunda fazlasıyla rahatsız etmektedir. Süreç uzadıkça rahatsızlık daha da artmaktadır. Kaşıntı devam ettikçe ise kişide kızarıklık, yara gibi cilt rahatsızlıkları ortaya çıkmaktadır. Bu problemin giderilmesi ise bir an önce doktor kontrolünde ilaç kullanımı ile sağlanmalıdır.

Kaşıntı problemi, uyuz hastalığı önemli ve ciddi bir problem olarak algılanmayarak tedavi edilmezse, erken tedavinin tüm faydaları kaçırılacaktır. Eğer tedavi sağlanmazsa ciddi problemler devam edecek ve dermatolojik olarak daha da kötü bir durum yaşanacaktır. Tedavide yaşanılan gecikme veya tedavi ertelemeleri ciltte zamanla sivilce ve yara oluşturcağı için kısa sürede geçebilecek sorun ek sorunlar yaşatarak insan hayatını ve günlük yaşamı olumsuz yönde etkilemektedir. Bunların yaşanmaması için de mutlaka tedavi sağlanmalıdır.

wilkinson pomad
Wilkinson Pomad

Wilkinson Pomad Kullanımı

Wilkinson Pomad kullananlar için önemli olan Wilkinson Pomad kullanımı olmaktadır. Wilkinson Pomad, uyuz hastalığında kullanılmakta olan bir pomaddır. İlaç, dermatoloji uzmanları tarafından yazılan ve kaşıntıları gideren bir kremdir. Ayrıca sedef hastalığı, akne problemi ve egzama gibi sorunlar yaşayan kişiler tarafından da kullanılmaktadır. Wilkinson Pomad prospektüs ile de ulaşılabilecek kullanım şu şekildedir:

  • Vücut keselenir, iyice yıkanarak temizlenir.
  • Ölü deri arındırılarak temiz bir cilt sağlanır.
  • Temizlenmiş vücut iyice kurutulur.
  • Boyundan ayak tabanına varıncaya dek ince bir tabaka halinde 3 gün üst üste, günde 1 defa olmak üzere masaj yaparak kaşınan-kaşınmayan bölge ayırt edilmeden tamamen sürülür.
  • Masaj yapılması ilacın emilmesi için gerekli olduğundan mutlaka yapılmalıdır.
  • Bir süre beklendikten sonra yıkanarak, alkollü mendil veya pamuk ile pomad deriden uzaklaştırılmalıdır.
  • İlaç uygulandıktan sonra temiz, ütülü çamaşırlar tercih edilmelidir.

Harici kullanıma uygun olan bu pomad kullanımında yüz, el, ayak ve genital bölge sırasındaki kullanımlarda oldukça dikkatli olunmalıdır. Gözlere dikkat edilmeli ve pomad kesinlikle yutulmamalıdır. Ovma hareketleri doğru şekilde yapılmalı ve vücudun pomadı tam olarak emmesi sağlanmalıdır. Etkisi oldukça yüksek olan bu ilaç, kısa sürede tedavi etmektedir.

İlaç kullanımında dikkat edilerek pomad; yanık, çatlamış ve yara olan deride kullanılmamalıdır. Parazit öldürücü olarak bilinen bu ilacı kullanırken dikkatli kullanmak gereklidir.

Wilkinson Pomad, içeriğinde kükürt ve vazelin bulundurduğu için etkili bir tedavi yöntemi olmaktadır. Bu tedavi sadece uyuz hastalığı için olmayarak çeşitli problemlerin giderilmesinde de kullanılmaktadır. Oldukça etkili bir tedavi sunan ilaç kısa süreli kullanımda bile etkisini hemen gözle görülür biçimde kullanıcıya göstermektedir.

Özellikle de çok büyük sorunlar yaşatarak günlük hayatı bile etkileyebilen kaşıntı probleminin ortadan kalkması oldukça önemlidir. Bu problemin giderilmesi daha farklı ve çeşitli cilt problemlerinin yaşanmaması açısından önem taşımaktadır.

Wilkinson Pomad Uygulama Alanı

  • Her türlü kaşıntılı bölge,
  • Sedef hastalığı yaşanan bölge,
  • Egzama probleminin yaşandığı bölge,
  • Uyuz hastalığındaki etkilenen bölge ve tam vücut,
  • Akne ve sivilce,
  • Mantar ve parazit.

Cilt görünümüne iyi gelen ve cilt kusurlarını da yok eden pomad aynı zamanda güzelleşme de sağlamaktadır.

wilkinson pomad
wilkinson pomad

Wilkinson Pomad Yan Etkileri Nelerdir?

  • Alerjik reaksiyon nadir olarak, alerjik bünyeli ve çok hassas cilde sahip kişilerde görülmektedir.
  • İlacın içerisindeki maddelere karşı alerji varsa, hastada nefes alma güçlüğü ve hırıltılı solunum gözlenebilir.
  • Deride kızarıklık yaşanabilir.
  • Kullanım sonunda da kısa süreli bir kaşıntı yaşanabilir.
  • Hamile ve emziren annelerin doktor kontrolünde kullanımı önerilmektedir.

Wilkinson Pomad Fiyat

Pomad çoğu cilt rahatsızlığına iyi geldiği için dermatoloji uzmanları tarafından tavsiye edilmekte ve yazılmaktadır. Ancak pomad içeriğinde kortizon bulunmaması sebebiyle de hem reçeteli hem de reçetesiz alınabilmektedir. Buna rağmen 6 yaşından küçük çocuklarda kullanımı doktor kontrolünden olmalıdır.

Çoğu kaşıntı ve dermatoloji ilacından etkili olan Wilkinson Pomad fiyat ile de merak edilmektedir. 2021 fiyatı şu an 16.10 TL olmaktadır. Eczanelerden satın alınabilecek bu ilaç aynı zamanda bir doktor kontrolü ile reçeteli olarak da alınabilmektedir. Hem uzman hekim hem de aile hekimleri yazabilir.

Diş Eti Sızlamasına Ne İyi Gelir?

dis eti sizlamasina ne iyi gelir

Diş eti sızlamasına ne iyi gelir? Son yıllarda oldukça fazla artış gösteren diş eti sızlaması şikâyeti birçok insan için dayanılmaz bir hal almaktadır. Evde uygulanılan tedavi yöntemlerinin de işe yaramaması sebebiyle birçok insan bir diş doktoruna gitmektedir. Doktorun verdiği ilaçların düzenli kullanılmasından sonra şikâyet yavaş yavaş azalmaya başlar ve bir süre sonra da tamamen ortadan kalkar.

Sızlayan dişin ve diş etinin üzerine herhangi bir ağrı kesici koymak çözüm olmamakla birlikte aksine dişi ve diş etini daha da kötü bir hale getirmektedir. Doktorun vermiş olduğu talimatları uygulayarak bu sorundan kolaylıkla kurtulabilirsiniz.

Ağız ve diş sağlığı konusunda çok fazla titiz olmayan bireyler sık sık diş eti sızlaması, diş eti şişmesi gibi sorunlar yaşamaktadır. Diş eti sızlamasına ne iyi gelir olarak yaptıkları araştırmalar ise doktorların bilgisi dâhilinde olmadığında daha da sıkıntılı bir duruma düşürmektedir. Diş etinde meydana gelen apseler ve şişmeler birçok yöntemle geçse de en iyi çözüm yöntemi bir doktora başvurmak olacaktır.

diş eti sızlamasına ne iyi gelir
diş eti sızlamasına ne iyi gelir

Diş Eti Sızlaması Nedir ve Neden Oluşur?

Fazla sıcak veya fazla soğuk yiyecek veya içecekler tüketildiğinde dişler zamanla tahriş olur ve sızlamalar meydana gelir. Diş etleri de bu durumdan olumsuz bir şekilde etkilenir. Meydana gelen diş eti sızlamaları birçok kötü olayın habercisi olabilir. Diş etinde meydana gelecek iltihaplanmalar kişileri diş kaybına kadar götürebilir.

Düzenli diş fırçalanmaması, diş fırçalansa bile diş etinin bu durumdan etkilenmemesi, ağızda meydana gelebilecek yaralar gibi birçok farklı sebep diş eti sızlaması sebepleri arasında gösterilebilir. Üzerine düşülmediğinde veya tedavi aksatıldığında ise bu durum diş etinin kaybına ve doğal olarak da diş kaybına yol açmaktadır. Diş eti sızlaması hissedildiği takdirde acil bir şekilde bir doktora başvurmak gerekmektedir.

Diş eti sızlaması neden oluşur sorusunun cevabına geldiğimizde ise kalitesiz ağız bakımlarının sebep olduğunu söylemek mümkündür. Bunun dışında bazı hastalıklar da diş etlerinde iltihaplanmalara neden olmaktadır. Genel olarak bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanan diş eti iltihabı ‘gingivits’ olarak da bilinmektedir. Diş etlerinde meydana gelen bu sızlamalar genel olarak bir iltihaptan kaynaklanmaktadır ve birkaç gün içerisinde kendiliğinden düzelir. Diş eti iltihabının birkaç gün içerisinde geçmemesi ve şişliğin giderek artması durumunda ise bir doktora görünmek en mantıklı çözüm önerisi olacaktır.

Tedavi edilemeyen gingivitler ise çok daha sıkıntılı bir durum olan periodontite yani diş kaybına neden olmaktadır. Diş kaybından hemen sonrasında da bir süre daha devam edecek olan bu durum güçlü ağrı kesicilerle tedavi edilebilmektedir.

Diş Eti Sızlaması Nasıl Geçer?

  • Diş etinin sızlaması durumundaki en önemli çözüm düzenli ve bakımlı bir şekilde dişlerinizi fırçalamaktır.
  • Tüketilen gıdalara dikkat edilmelidir. Aksi takdirde sızlamalar artış gösterebilir.
  • Kullandığınızın diş fırçasının aşırı sert yada aşırı yumuşak olmaması önemlidir.
  • Kullanılan diş fırçası çok sert bir yapıda ise biraz daha yumuşak bir diş fırçası tercih edilmelidir.
  • Hiç vakit kaybetmeden bir diş doktoruna görünün.
diş eti sızlamasına ne iyi gelir
diş eti sızlamasına ne iyi gelir

Diş Eti Çekilmesi

Diş eti çekilmesi dişleri saran etlerin ve derinin gerilerek dişlerin yapısını ön plana çıkarmasıdır. Dışarıdan gelecek her türlü tehlikelere karşı dişleri savunmasız bırakan bu durum oldukça tehlikeli olmakla birlikte kişiye verdiği acı hissi ile daha da katlanılmaz bir hal almaktadır.

Diş eti çekilmesi sonucunda dişlerin ve diş etinin arasında ‘cepler’ meydana gelmektedir. Ortaya çıkan bu ceplere kolaylıkla girebilecek olan bakteriler ağız ve diş sağlığını kötü yönde etkilemektedir. Yavaş bir şekilde meydana gelen diş eti çekilmesi birçok insan tarafından fark edilmemektedir. Bu yüzden de birden ağzınızda oluşabilecek bir sızlama bundan kaynaklanıyor olabilir. Diş eti çekilmesinin birçok farklı sebebi olabilir.

Diş Eti Çekilmesine Ne İyi Gelir?

Diş eti çekilmesi birçok doğal yöntemler sayesinde ko9laylıkla ortadan kaldırılabilir. Karbonat, limon, misvak, kristal tuz gibi yöntemlerle diş eti çekilmesi engellenebilir veya ağızda yarattığı sızlama hissinden kurtulmak mümkündür.

Limon yağı kullanarak diş eti çekilmesi yaşanan bölgeye masaj yaparak uygulamak diş eti çekilmesinin önüne geçmektedir. Tedavi yöntemleri bireyin kendi kendisine de uygulayabileceği şekilde kolay ve acısızdır. Diş eti çekilmesine karşı tedbir alınmazsa ve bakım yapılmazsa bu durum diş kaybı ile e sonuçlanabilir.

Kaynak: Crest / medlineplus

Yüz Temizleme Fırçası Nasıl Kullanılır?

yüz temizleme fırçası kullanımı

Kişisel bakım en önemli ihtiyaçlardan bir tanesi olmaktadır. Kadınların yüzlerine bakım yaparken uyguladığı yöntemler çeşitlilik gösterebilmektedir. Kadınlar yüzlerine yaptıkları bakım ile hem cilt sağlıklarını korumak hem de yüz güzelliğini ön plana çıkarmayı amaçlamaktadırlar. Cilt bakımı uygulanırken kullanılan malzeme ve eşyalar uygun kalitede olmaz ise cilde zarar verebilmektedir. Bu zararı önleyebilmek için cildinize en uygun kaliteli ürünleri tercih etmelisiniz.

Doğru ve kaliteli ürünleri kullanmak hem güzelliğinizi ön plana çıkaracak hem de cilt sağlığınızı zinde tutacaktır. Yüzünüzdeki kırışıklıklar ve siyah noktalar gibi rahatsız edici etmenleri ortadan kaldırabilmek için yüz bakımı uygulamasını düzenli bir şekilde mutlaka uygulamalısınız. Bu işlemleri düzenli ve doğru bir şekilde uygulayabilmek için öncelikle yüz temizleme fırçası nasıl kullanılır? gibi soruları yanıtlamamız gerekmektedir.

Yüz Temizleme Fırçası Ne İşe Yarar?

İnsan yüzünde kullanılabilmesi için üretilen bir eşya olan yüz temizleme fırçası genel olarak yüze uygulanan bir jel ya da kremi yaymak için kullanılmaktadır. Masaj aleti görevi de görebilen yüz temizleme fırçası yüzdeki kırışıklıkları minimum seviyeye indirmek ve yumuşak bir şekilde siyah nokta gibi rahatsız edici olan etmenleri yok edebilmektedir. Yüze uygulanan bir jel ya da kremi yumuşak bir şekilde dönerek eşit miktarlarda cilt yüzeyine yayabilmektedir.

Genel olarak iki çeşidi bulunan yüz temizleme fırçalarının kalitesi değişkenlik gösterebilmektedir.  Elektrikli ve manüel olarak ikiye ayrılan yüz temizleme fırçalarının fırça kısmındaki fırçaların sertliği ya da yumuşak olması cilt yüzeyinde farklı etkiler oluşturabilmektedir.

Yüz Temizleme Fırçası Nasıl Kullanılır?

Yüz temizleme fırçasını birden fazla amaçla kullanabilirsiniz. Bu amaç günün yorgunluğunu atmak için masaj aleti gibi kullanmakta olabilir. Önemli bir yere gitmek için yapmış olduğunuz makyajı silmek için de kullanılabilir. En önemli faktör kullanım şekli olmaktadır. Yüz temizleme fırçasının genel olarak kullanım şekli şu şekilde yer almaktadır.

  • Kuru ya da nemli cilde kullanılabilmektedir.
  • Cildinizin hassaslığına göre yumuşak ya da sert fırçalı yüz temizleme fırçası tercih etmelisiniz.
  • Ciddi bir cilt rahatsızlığınız var ise yüz temizleme fırçası cildinize zarar verebilir.
  • Yüz temizleme fırçasını kullanmadan önce fırça kısmının üzerine krem ya da jel sürerek dairesel ve yavaş hareketler ile yüzünüze uygulamalısınınız.
  • Yer kullanımdan sonra yüzünüzü bol suyla yıkayarak nemlendirici gibi kremler uygulamalısınız.
  • Hijyen açısından yüz temizleme fırçanızın fırça kısımlarını sık aralıklar ile değiştirmeniz gerekmektedir.

Yüz Temizleme Fırçası Faydaları

Temiz bir yüze sahip olmak ve sağlıklı bir görünüm kazanmak için kullanılan yüz temizleme fırçası düzenli ve kaliteli kullanıma sahip olduğunda cildimiz için faydalı bir araç olmaktadır. Bu faydalar aşağıdaki gibi özetlenmiştir.

yuz temizleme fircasi faydalari 1
yüz temizleme fırçası nasıl kullanılır? 43
  • Cildinizi tamamen tamir ederek hücre yenilenmesini sağlamaktadır. Bu sayede cildinizde meydana gelebilecek olan izler, yaralar gibi istenmeyen olaylar sonrasında kullanılarak iyileşme süreci hızlandırılmış olmaktadır.
  • Fırçayı kullanmanız durumunda cildinizdeki ölü derilerden arındığınız göreceksiniz. Ölü derilerin vücudunuzu terk etmesinden sonra daha sağlıklı ve daha dirençli yeni deri oluşarak sağlam bir yapıya bürünecektir.
  • Yüz temizleme işlemi yapılırken insanlar genel olarak parmaklarını kullanmaktadır. Bu işlem bazı noktalara erişilmesini kısıtlar. Yüz fırçası nasıl kullanılır bölümünde de bahsedildiği gibi fırçanın ince uçları sayesinde ulaşılması daha güç olan gözeneklerinize etki eder.

Yüz Temizleme Fırçası Zararları

Cildimizi korumak için çeşitli uğraşlar vermekteyiz ve bu uğraşlar için çeşitli araçlar kullanmaktayız. Yüz temizleme fırçası da cildin temizlenmesini sağlasa da kullanım şartlarına ve sıklığına göre de cildimizde bazı zararlara yol açabilmektedir.

  • Uzmanlar tarafından sürekli olarak önemle belirtilen husus bu tür cilt temizleme ürünlerini kullanırken dikkatli olunmasıdır. Sürekli kullanım sağlandığında melanin aktivitesini uyarabilecek bir durumu söz konusu olan yüz temizleme fırçası cildinizin renginin değişmesine sebep olabilir. Cildin bir kısmı daha solgun görünürken bir diğer kısmı daha renkli bir görünüme sahip olabilir. Düzenli kullanımda bunlara dikkat edilmesi gerekmektedir.
  • Cildinizdeki ölü derileri temizleme etkisine sahip olan yüz temizleme fırçası sık ve düzenli kullanımından sonra cildinizde kuruluğa sebep olabilir. Cildin önemli bir detayı olan yağ dengesini de bozabilir bu durum cildinizin daha mat bir görünüm kazanmasına sebep olur.
  • Cildinizde gözle görülür bir şekilde olmasa da kronik bir iltihaplanmaya neden olabilir. Cildinizin üst kısmında görünmese bile alt kısımlarında meydana getirebileceği bu kronik iltihaplanmalar erken yaşlanmayı tetikleyebilecek tehlikeli bir durumdur. Cildin yaşlanmasını engellemek veya geciktirmek adına çok sık bir şekilde kullanılmaması gerekmektedir.

Kaynak: Wikihow

Boğazdan Kan Gelmesi Neden Olur?

boğazdan kan gelme sebepleri

Boğazdan kan gelmesinin birçok nedenleri vardır. Bu nedenler ciddi bir hastalığında habercisi olmaktadır. Bunun yanı sıra ağız yoluyla kan gelmesi daha çok on iki bağırsak, mide gibi organlarla da alakalı olmaktadır.

Uzman doktorların ciddi belirtiler arasında sayılan boğazdan kan gelmesi ya da kan tükürmek vücudun işlevsellik ile alakalı bir takım önemli sorunlar olduğunu göstermektedir. Ağızdan kan gelmesi gibi bir durum ile karşılaştığınızda derhal uzman doktorunuza danışmalı, size uygun gördüğü testleri yaptırmalısınız.

Boğazdan Kan Gelmesi Neyin Belirtisidir?

Teknolojinin ilerlemesi ile tıp alanında da büyük gelişmeler yaşanmaktadır.  Her geçen gün gelişen çağ ile beraber ciddi hastalıkların da tedavisi bulunmaktadır. Bununla beraber ağızdan kan gelmesi gibi bir durum söz konusu olduğunda ciddi birçok hastalığın da belirtisi sayılır.

Ağızdan ya da öksürük yolu ile kan gelmesi akciğer veya solunum yoları rahatsızlıkların işareti sayılmaktadır. Gün içerisinde sürekli öksürme, öksürüldüğü an ağızda hissedilen kan tadı ya da solunum yollarında nefes alırken bir problem yaşanması gibi belirtiler gözükmektedir.

Çoğu zaman parlak kırmızı bir renge sahip olan kan rengi, balgam yolu ile de belli olmaktadır. Önlem alınmadığı ya da uzman doktora başvurmadığınız takdirde çok ciddi kanamalara hatta ölüm gibi ağır sonuçlara yol açmaktadır.

Hemoptizi halk dilinde ağızdan kan gelmesi burun içinde oluşan kanamalar ya da sindirim sisteminde meydana gelen kanama türleri ile karıştırılmaktadır. Sindirim sisteminde herhangi bir olumsuz durum yaşandığında bulantı veya kusma yoluyla kırmızıya benzer bir renk ortaya çıkmaktadır. Hemoptizi sırasında oluşan kırmızı ile mideden gelen kırmızımsı ton aynı değildir.

Genizden kan gelmesi birçok rahatsızlığın temeli olarak görülmektedir. Bu hastalıklar;

  • Pnömi,
  • Bronşetakzi,
  • Sol Kalp Yetmezliği,
  • Amfizem,
  • Göğüs Travması,
  • Akciğer Kanseri,
  • Kistik Fibroz, gibi sayısız hastalığın da belirtisiz olmaktadır.

Boğazdan Kan Gelmesi Sebepleri

Uzman doktorların çoğu hastalığın habercisi sayılan Hemoptizi, diğer adıyla boğazdan kan gelmesi çok önemli tetikleyiciler arasında yer almaktadır. Kanlı balgam veyahut öksürürken ağızdan kan gelmesi gibi ciddi belirtiler hastalıkların yanı sıra kişinin psikolojisini de fazlasıyla etkilemektedir.

bogazdan kan gelme nedenleri 1
boğazdan kan gelmesi neden olur? 46

Ağızdan kan gelmesi hastalığının birçok sebepleri vardır. Bu sebepler ise şöyledir;

  • Akciğerde oluşan mantar enfeksiyonları,
  • Akciğer kanserleri,
  • Doğuştan gelen hastalıklar,
  • Damar bozlukları,
  • Aniden oluşan travmalar,
  • Kalp kapakçığında meydana gelen rahatsızlıklar gibi birçok sebepleri vardır. Bu sebeplerinin yanı sıra kişinin ruh hali, psikolojik dengesi gibi dış faktörlerde bu süreci fazlasıyla etkilemektedir. 

Ağızdan ya da genizden kan gelmesi bir durum söz konusu olduğunda derhal uzman doktor ile görüşme sağlanması gerekir. Bu uzman doktorun belirlediği testleri yaptırmalı tedavi sürecine hemen başlanması gerekir.

Uyurken Ağızdan Kan Gelmesi

Gece uyurken kan tadı ile uyanmak ya da sabah kalktığınız anda ağzınızda oluşan kan tadı hissi çoğu insanı tedirginleşmektedir. Sebebi ise önemli bir hastalığın habercisi olabilmektedir. Kanın yoğunluk kısmına, rengine ve daha birçok sebebe göre de hastalığın ne tür olduğuna karar verilir. Uzman doktorun da bu konuda yapacağı testler ve tedavi süreci büyük önem arz etmektedir.

Yemek yerken ya da günlük hayatın her alanında ağızdan veya genizden kan gelmesi diş eti kanaması boğaz tahrişi gibi birçok neden ile kendini gösterir. Ancak hemen geçmiyor ya da halsizlik öksürük krizi gibi ciddi belirtiler oluşturuyor ise derhal uzman ekime başvurmalısınız.

Boyun ve kafaya alınan darbelerde bu konu da çok önemlidir. Alınan darbenin fazla olması ya da bölgeye göre değişkenlik gösteren ağrı sonucunda ciddi bir rahatsızlık geçirebilmeniz mümkündür. Karşınıza gelebilecek ani bir durumda doktorunuza başvurmalı gereken tedavi sürecini düzenli bir şekilde ilerletmeniz gerekir.

Ağızdan Kan Gelmesinin Tedavisi

Ağızdan kan gelmesi ya a öksürürken boğazdan kan gelmesi gibi bir durum yaşandığından öncelikle uzman hekime danışmanız gerekmektedir. Size uygun görülen testleri eksiksiz bir şekilde yaptırmanız gerekir. Ardından doktorunuzun önereceği tedavi sürecini uygulamalı, ilaç verilmiş ise düzenli bir şekilde kullanılmalıdır.

Ağızdan kan gelmesi gibi önemli bir belirtiyi önemli kılan sebeplerin en başında akciğer kanserinin gelmesidir. Bu bağlamda bu gibi belirtiler ile beraber olumsuz sonuçlara karşı gereken tedbirlerin alınması gerekir.

Kortizon Nasıl Kullanılır? Ne İşe Yarar?

kortizon kullanımı

Kortizon, böbreküstü bezlerinde üretilen ve insan vücudu için oldukça önemli bir hormondur. Vücuttaki kortizon üretimi kişiden kişiye değişebilmekle birlikte bireylerin sinirli, stresli ve gergin olduğu dönemlerde kortizon üretim seviyesi artış göstermektedir. Kortizon birçok ilaçların üretiminde kullanılmakla birlikte içeriğinde de kullanılmaktadır. Aşırı kullanımı ise insanları oldukça sıkıntılı ve zorlu bir hastalık dönemi ile baş başa bırakabilir.

Kortizon Nasıl Kullanılır?

Kortizon bireyin bağışıklık sistemini güçlendirici bir etkiye sahiptir. Bireyin vücudunda yeterli miktarda bulunmadığı zamanlarda halsizlik, yorgunluk v zayıf bağışıklığa yol açtığı bilinmektedir.

Kortizon tedavisinin çeşitleri vardır ve bu tedavi yöntemleri bireylerin kendi kendilerine uygulayabildiği yöntemlerdir. Kortizon iğnesi, kortizon hapı ve kortizon kremleri olarak çeşitli seçenekleri vardır.

Kortizon İğnesi

İğne ile vücuda enjekte edilen kortizon tedavisi genellikle kas ve eklem iltihaplanmalarında kullanılır. Çok fazla et tüketildiğinde oraya çıkan gut hastalığının tedavisinde de kullanıldığı bilinmektedir. İğnenin uygulandığı bölgede ise vücutta birkaç günlüğüne kızarıklık ve şişlik meydana getirebilir.

Kortizon Kremleri

Bireylerin ciltlerinde meydana gelen çeşitli rahatsızlıklarda kullanılabilen kortizon kremleri oldukça hızlı etki göstermesiyle bilinir. Böcek ısırmalarında da kullanılan bu tedavi yöntemi, yüzde ve ellerde meydana gelecek olan lekelenmelerde de kullanılmaktadır. Bireyin hormon dengesini de belli bir seviyede tutar.

Kortizon Hapları

Genelde belli başlı rahatsızlıklar için kullanılan kortizon hapları herhangi bir doktor tavsiyesi ve reçetesi olmadan kullanılmamalıdır. İlacın kullanımına başlandıktan sonra ise herhangi bir şekilde doktora danışılmadan bırakılmamalıdır. Bırakıldığı takdirde vücudun dengesini bozan etmenler barındırmaktadır.

kortizon ne ise yariyor 2
kortizon nasıl kullanılır? ne i̇şe yarar? 49

Kortizonun Yan Etkileri Nelerdir?

İnsan vücudunun belli bir bölümünde görülmez. Vücudun her yerinde çeşitli şekillerde yan etkilerinin görülebileceği kortizonun bilinen en önemli yan etkisi şişlik ve kızarıklıktır. Bunların dışında ise bulantı hissi, karın bölgesinde yağlanma, kemik erimesi, uykusuzluk, nefes darlığı, baş dönmesi, ciltte sivilcelenme, ciltte yağlanma gibi yan etkilerine de sahiptir. Bu etkilerden herhangi birinin hissedilmesi veya fark edilmesi durumunda kişi hemen doktoruna başvurmalıdır ve uzman görüşü olmadan ilacı bırakmamalı veya dozajında değişim yapmamalıdır. Aşırı fazla kortizon alınması sonucunda bu etkilerin şiddetinin arttığı bilinmekle beraber yine bir uzaman görüşü olmadan kullanım miktarı arttırılmamalıdır.

Kortizon Tedavisinde Beslenme

Kortizon tedavisini uygulayan bir kişinin belirli bir beslenme üzeni olmalıdır. Uzmanların verdiği beslenme programının dışında herhangi bir besin tüketmemelidir. Kortizon tedavisindeki en önemli detay ise tuz kullanımının azaltılmasıdır. Tuz denildiğinde ise yalnızca yemeklere sonradan ilave edilen tuz gelmemelidir. Örnek olarak belirtmek gerekirse tüketilen ekmeğin içerisindeki tuz miktarı da göz önünde bulundurulmalıdır. Uzmanların tavsiyesi olarak ise tuzsuz ekmek tüketimi oldukça faydalı olacaktır.

Bol sebze ve meyve tüketimi de kortizon tedavisinin en önemli beslenme programları arasındadır. Alınacak olan vitamin ve mineral miktarının yükseltilmesi tedavinin etki göstermesinde önemlidir. Potasyum içeriği yüksek olan sebzelerin tüketimi önem arz etmektedir.

Kortizon tedavisi gören bireylerde kemik yıkılması oldukça sık görülen bir durumdur. Bu durumun önüne geçmek için yapılması gereken ise kalsiyum alımının arttırılmasıdır. Alınan kalsiyum miktarı arttırıldıkça kemiklerin zarar görmesi azalacaktır. Kalsiyum için en çok tüketilmesi gereken besinler ise kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, süt ve yoğurt olarak nitelendirilebilir.

Kortizon kullanımından kaynaklı olarak şeker metabolizmasında bozukluklar yaşanabilir. Bu durumdan kaynaklı olarak bireylerin tatlı ve yağlı yiyecek tüketme isteği daha da artacaktır. Kortizon tedavisi uygulanan kişi ise kendisini olabildiğince bu tatlı ve yağlı tüketim maddelerinden uzak tutmalıdır. Tatlı ihtiyacını ve isteğini gidermek isteyen kişiler bunları düzenli olarak tüketecekleri meyvelerden karşılayabilirler.

Kortizon Ne İşe Yarar?

Kortizon bağışıklığı baskılayan bir ilaçtır. Vücutta oluşacak olan iltihaplanmaların şiddetlenmesini engelleyerek bir süre sonrasında da tamamen keser. Kortizonun yeterli miktarda olmaması durumunda ise vücuttaki iltihaplanmalar artış gösterir. Bireyin vücudundaki kortizon üretiminin yetersiz olması durumundan ek takviyeler yapılmaktadır. Kortizon iğneleri, kortizon hapları ve kortizon kremleri sayesinde bu eksiklik giderilmektedir. Bireylerde en sık rastlanan hastalıklar arasında yer alan astım ve alerjik rahatsızlıkların giderilmesinde kullanılan başlıca ilaçlar arasındadır. Bunlar dışında ise çeşitli cilt rahatsızlıkları, ciltte kuruma, romatizma, zehirlenmeler ve idrar yolu iltihaplanmalarında da önemli bir etkiye sahiptir.

Kaynak: Wikipedia

SMA İlaçları Neden Pahalı?

sma ilaçları ne kadar

SMA ilaçları neden pahalı? İnsan vücudundaki birçok kası tutarak hareket kabiliyetini kısıtlayan Spinal Musküler Atrofi (SMA), bireylerin yaşam kalitesini oldukça düşürmektedir. Hareket hücreleri olarak adlandırılan motor nöronlardan kaynaklanan bu rahatsızlık genelde batı ülkelerinde görülmektedir. Ağırlıklı olarak bebeklerin ölümüne neden olan bu hastalık çok az rastlanan bir problemdir. Omurilikte yer alan hareket etme mekanizmasını etkileyen SMA hastalığı vücuttaki kasların sinir hücrelerinden gelen mesajları alamamasına sebep olmaktadır. Hareket kabiliyetini sıfıra kadar düşürebilen bu rahatsızlığın tedavisi ise ilaç ile mümkün olmaktadır.

Zolgensma adlı ilaçta sayı olarak oldukça fazla virüs bulunmaktadır. Bu virüsler zararsız olmasıyla birlikte SMA hastalarında eksik bulunan bir DNA tipinin yüklenmesiyle hastalara tedavi amacı güder. Değiştirilmiş gen olarak da adlandırılan bu yöntem sayesinde eksik olan DNA hücrelerinin ilacın içerisinde yer alan virüsler sayesinde hastanın vücuduna aktarılır. U.S. Food and Drug Administration (FDA) tarafından faydaları ve etkileri onaylanmış olan ilaç 2 yaşından küçük olan her türlü bebek için tescillenmiştir.

SMA Hastalığı Tedavisi Neden Pahalı?

sma ilaçları
SMA ilaçları

SMA tedavisi için onaylanmış ve etkileri belirgin bir şekilde görülebilen yalnızca 3 farklı ilâç bulunmaktadır. Bu ilaçların dışındaki bir tedavi yöntemi ise sonuç göstermemektedir. Ülkemizde bu ilaçların maddi boyutunu karşılayabilmek adına pek çok ailenin gücünün yetersiz olması doğrultusunda aileler yurtdışına yerleşerek ilacı oradan temin etme yöntemini seçmektedirler. İlaç tedavisi ile çözüm yolu aranan bu rahatsızlık uzun süren laboratuvar çalışmaları ve temin edilme şansının kısıtlı olması sebebiyle pahalı bir ilaçtır. Dünyanın en pahalı ilacı olmasıyla dikkat çeken Zolgensma yurtdışında satılmaktadır. Yurt içerisinde satılan ilaçların bir kısmı devlet tarafından karşılanırken bir kısmı da geri ödemeli olarak verilmektedir.

Yurtdışı menşei olan ilaçların ülkeye girişi, vergiler gibi seçeneklerden dolayı oldukça fiyatlı olan ilaçlar şunlardır: Spinzara, Zolgensma ve Risdiplam.

SMA İlaçları Ne Kadar?

Spinzara: Biogen adlı ilaç firması tarafından piyasaya sürülen bu ilaç SMA tedavisi için ortaya çıkarılan ilk tedavi olmuştur. Omurilik sıvısına enjekte edilerek uygulanmaktadır. 2020 yılında yapılan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası gereğince oluşturulmuş olan Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından yapılan açıklamaya göre Spinzara’nın fiyatı 73 bin avro olarak belirlendi.

Zolgensma: 2019 yılında piyasaya sürülmüş olan bu ilaç fiyatı ile dünyanın en pahalı ilacı olma unvanına sahip olmuştur. Ülkemizde bulunmayan ilaç şu an için yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa’da uygulanmaktadır. Oldukça etkili bir ilaç olmasına karşın fiyatı ile göz korkutan ve birçok aileyi mağdur bırakan Zolgensma’nın piyasa değeri 2 milyon dolar civarındadır. İçerisinde yer alan zararsız virüsler sayesinde hastada eksik olan DNA tipini hasta bedenine aktarmaktadır.

Risdiplam: 2020 yılının hemen başında Roche ilaç firması tarafından piyasaya sürülen Risdiplam, evde alınabilecek ilk ilaç özelliği taşımaktadır. Her gün şurup olarak tüketilmesi gerekmektedir. Kesin çözüm olarak sunulmasının sakıncalı olduğu bu ilaç tedavi gören ailelerin de tedavi sürecini olumsuz etkileyebilecek bir açıklama olacağından dolayı kesin çözüm olarak adlandırılamamaktadır.

sma ilaçları
sma ilaçları

SMA Hastalığı İlacı Devlet Desteği Var Mı?

1 Aralık 2020 tarihinde yayınlanan karar ile SMA ilaçlarının tüm tipleri için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yapılan açıklama ile taraflarından karşılanacağı belirtildi. Geri ödemeli olarak karşılanan sma ilaçları hasta veya hasta yakınları tarafından rahatlıkla temin edilebilmektedir. Yerli ilaç sanayiinin oldukça önemli olduğu da belirtilerek daha etkili çözümler aranacağının da sözü verildi. Spinzara ilacı SMA hastası bireylere herhangi bir ödeme yapmadan uygulanmaktadır.

Türkiye’de Kaç SMA Hastası Var?

Diğer birçok hastalığa göre oldukça ender rastlanan bu hastalık çocukları etkilemeye devam etmektedir. Birçok bebeğin ölüm sebepleri arasında gösterilen hastalık zorlu bir süreç olmakla birlikte ilaç tedavisinin de oldukça pahalı olduğu bilinmektedir. Birçok yurtdışı menşei taşıyan ilaçlar yüksek fiyatları ile umut bekleyen hastaları ve hasta yakınlarını zorlamaktadır. Yurtdışındaki fiyatları ile 2 milyon dolar civarında olan ilaç zor durumda bırakıyor.

Yapılan araştırmalara göre 6 bin ile 10 bin doğum arasında bir görülen SMA hastalığı ender olmasıyla dikkat çekmektedir. Doğum oranlarının yüksek olduğu ülkelerde daha fazla görülmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık olarak 3 bin bebeğin bu hastalıkla mücadele ettiği bilinmektedir. Önümüzdeki yıllarda yüksek teknoloji sma ilaçları beklenmektedir.

Kaynak: Wikipedia / mda

Adetten 10 Gün Sonra Kanama Neden Olur?

adetten 10 gun sonra kanama neden olur 1

Adetten 10 gün sonra kanama neden olur? Günümüzde kadınların biyolojik yapısı gereği belirli döngüler yer almaktadır. Bu oluşan döngüler sayesinde kadın vücudu daha dirençli bir yapıya sahiptir. Bu döngülerin ilk sırasında adet döngüsü yer almaktadır.

Adet döngüsü vücutta bulunan kirli kanın atılmasıyla gerçekleşir. Ayrıca her ay düzenli olarak yumurtalıkların yumurtlama dönemi de gerçekleşmektedir. Böylece bu dönemlerde hamile kalma olasılığı da diğer dönemlere nazaran yüksektir. Adet döneminin öncesinde ve sonrasında yaşanabilecek bazı olaylar vardır. Bu olaylar kimi zaman bir sorun teşkil etmese de bazı noktalarda ciddi hastalıklarında habercisi olmaktadır.

adetten 10 gun sonra kanama neden olur
adetten 10 gun sonra kanama neden olur

Adet Kanamasından 10 Gün Sonra Tekrar Kanama

Kadınlarda her ay düzenli olarak gerçekleşen bu döngüde kimi zaman farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Normal bir kadın vücudu 28-30 gün arayla adet döngüsüne girer. Ancak normal hayatında yaşadığı bir takım olaylar ya da vücutta oluşabilecek hastalıklar bu durumu etkilemektedir. Düzensiz adet ile vücudun dengesi oldukça şaşmaktadır.

Adet Olduktan Sonra Yine Adet Olmak

Adet döngüsü 4-7 gün arasında gerçekleşir. Bu döngünün herhangi aksama olayında sık adet görme denilen durumda beraberinde gelmektedir. Normal adet gününden 10 gün erken adet görmek, vücudun erken yumurtlama dönemi, mevsimsel değişkenlikle gibi birçok olayı da tetiklemektedir.

Hayatımızın her alanında yaşadığımız olayların vücudu etkilediğine dair kanıtlardan birisi de adet döngüsünün sürekli değişmesidir. Çoğu hasta “ 40 günde bir adet oluyorum” diyerek alanında uzman doktoruna başvurmaktadır. Vücutta oluşa bu düzensizliği bir takım ilaçlar ve tedavi yöntemleri sayesinde eski düzenine getirmeniz mümkündür. 

Erken ya da geç adet görme sorunlarının yanı sıra “15 gündür adet oluyorum” gibi bir durumla karşılaştığınız da vücudunuzun dengesi sarsılmış olabilir ya da bir takım etkenler adet döngüsünü uzatmış olabilmektedir. Bunun yanı sıra adet bittikten iki gün sonra kan gelmesi gibi bir etkenle karşılaşabilirsiniz. Bu süreçte sakinliğini koruyarak beklemeli ardından uzman hekime danışmanız gerekir.

Bir Hafta Arayla Adet Görmek

Adet döngüsü her kadının vücudunda farklılık göstermektedir. Fakat ortalama süre 21 gün ile 35 gün arasındadır. Aksi bir gecikme durumu yaşandığında doktorunuza başvurabilir nedenini öğrenebilirsiniz.

10 gün erken adet olmak kadınlar üzerinde birçok durumun habercisi olabilmektedir. Vücudun belirli düzenin bir anda dışına çıkması bir problem olabileceğine işarettir. Kadınlarda yaşanan bu durumda fazlasıyla telaşa kapılmaktadır. Ancak bu endişe çoğu zaman yerini farklı duygulara bırakabilmektedir.

Mensurasyon döneminin gecikmesinin yanı sıra normal döngüden önce adet olabilmekte mümkündür. Bu durum yaşandığında çoğu kadının aklına “ erken adet görme hamilelik belirtisi mi?” diye soru gelmektedir. Bu durum yaşadığında acele etmemenize ya da heyecanlanmanıza pek fazla gerek yoktur. Sebebi ise vücutta yaşanabilecek her durumda bu süreç değişebilmektedir.

adetten 10 gün sonra kanama neden olur
adetten 10 gün sonra kanama neden olur

Bir Ay İçinde İki Kere Adet Görme Nedenleri

İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölür. Bu dünya düzeni içerisinde her anne bir çocuk sahibi olmak iter. Ancak vücutta gelişen bazı istemsiz durumlar bu isteği biraz geciktirebilmektedir. Gelişen durumların belirli nedenleri olmaktadır.

Adet döngüsü ay içinde tekrarlanabilir. Kadınlarda ara kanama diye belirtilen bu dönem zor bir süreç olmak ile beraber birçok duyguyu da beraberinde getirmektedir. Hamilelik bekleyen bir anne adayı “ hamilelik beklerken adet oldum” gibi bir sorunla karılaşabilmektedir. Bu problem bağlamında ay içerisinde iki defa adet olmanın belirli nedenleri vardır. Bu nedenler;

  • Stres, kaygı, endişe gibi ani yaşanan duygular,
  • Hormon dengesizliği,
  • Hareketsizlik,
  • Troid bezlerinde yaşanabilecek olağan üstü durum,
  • Fazla kilo,
  • Ergenlik çağına yeni girmiş genç kızlar,
  • Menopoz dönemine girmeye çok yaklaşmış kadınlar,
  • Enfeksiyonlar gibi belirtiler vücudun dengesini bozabilmektedir.

Bu nedenler haricinde “Âdetim bitti 2 gün sonra adet oldum hamile olabilir miyim?” Gibi bir soruyla yaklaşan anne adayı, bu durumda uzman doktoruna başvurmalı gerekli muayeneleri olmalıdır. Doktorun uygun gördüğü takdirde ilaç veya farklı tedavi yöntemleri uygulanır.

15 Günde Bir Adet Olmak Neyin Belirtisidir?

15 günde bir adet olmak vücudun dengesinin bozulduğuna ya da vücutta istem dışı gerçekleşen bir takım olaylarında habercisi olabilmektedir. Adet bittikten sonra kan gelmesi gibi durumlar yaşandığında öncelikle sakin olmanız gerekmektedir. Adet öncesi ve sonrasında vücudunuzda gerçekleşen durumları takip etmeli aksi bir durum yaşandığı takdirde doktorunuza başvurmalı şikâyetinizi belirtmelisiniz.

Adet döngüsü, istisna sayılacak şekilde hamile kadınlarda gerçekleşmektedir. Hamilelik ara kanamalar tehlikeli olabilmektedir. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi istisna gibi durumlarda bir sorun yaşanmamaktadır.

Kaynak: kidshealth / clevelandclinic

Sol ve Sağ Ayak Baş Parmağı Uyuşması, Ağrıması Neden Olur?

sol ve sag ayak bas parmagi agrisi neden olur 2

Sol veya sağ ayak baş parmağı uyuşması birçok sebepten olabilir. Bu durum bazen ağrı, hissizlik veya yanma şeklinde olabilmektedir. Tüm bu problemler insanlar için uzun bir süre devam ederse can sıkıcı bir duruma gelebiliyor. Saydığımız bu etkenlerin onlarca farklı nedeni olabilir ve doktor görüşü alınması halinde kesin teşhis konulabilir.

Sağ ve Sol Baş Parmak Neden Uyuşur?

Ayak başparmağı uyuşmasının nedenleri;

  • B12 vitamin eksikliği
  • Kansızlık
  • Siyatik
  • Şeker hastalığı
  • Kullanılan ilaçların gösterdiği yan etkiler
  • MS
  • Obozite
  • Dar ayakkabı giymek
  • Periferik arter hastalığı
  • Bel fıtığı
  • Alkol
  • Zona hastalığı
  • Raynaud hastalığı
  • Artrit ve osteartrit hastalıkları
  • Omurilik yaralanmaları
  • Donma
  • Gulian – barre sendromu
  • Ayak yaralanmaları

Şeklindedir ve bu listede olmayan birçok sebepten kaynaklı ayak parmaklarında uyuşma meydana gelebilir.

ayak baş parmağı uyuşması
Ayak baş parmağı uyuşması

Sağ ve Sol Ayak Baş Parmağı Ağrısı Neden Olur?

Uyuşma ve ağrı nedenleri benzerlik gösterir. Bu ağrıların nedenleri;

  • Ayağa alınan darbelerden sonra ağrı
  • Donma sonrasında hissizlik ile beraber ağrı
  • Omurilik kaynaklı ağrılar sonucunda
  • Şeker hastalığı
  • B 12 vitamin eksikliği

Sadece bu kadarla sınırlı değildir; ama biz en önemli sebeplerini sizlerle paylaşıyoruz.

Askerde Ayak Baş Parmağı Uyuşması Neden Olur?

Askerde baş parmağın uyuşması genellikle tek bir nedene bağlıdır. Askeriyede verilen botlar tam ayağı oturmadığı takdirde baş parmağa baskı uygular ve bu da parmağın uyuşmasına veya ağrımasına sebep olur. Bu tür bir durum ile karşılaşan askerlerimizin postallarını değiştirmesi ile birlikte bu sorunda doğal bir şekilde çözülecektir.

Ayak Baş Parmak Uyuşması Hangi Bölüm ve Doktor Bakar?

Ayak baş parmağında uyuşma sorunu yaşayan kişilerin hangi bölüme gidilmesi gerektiği hakkında bilgisi olmayabilir. Sadece ayak baş parmaklarında uyuşma sorununda değil, vücutta ki diğer uzuvların uyuşmalarında da

 nöroloji bölümüne gidilmelidir. Nörolog bir uzman tarafından ancak gerekli testler yapılır ve teşhis konulur. Aynı şekilde nasıl geçer ve tedavisi gibi konular hakkında da hekim en doğru tespiti yapacaktır.

Sağ ve Sol Ayak Parmak Karıncalanması, Ağrısı ve Uyuşması Nasıl Geçer?

Baş parmak ve diğer parmakların karıncalanması ve uyuşması durumlarında bir nöroloji uzmanına gidilmesi en doğru hareket olacaktır. Ayak baş parmağı uyuşması nasıl geçer evde? Diyenler aşağıdaki yöntemleri deneyebilirler.

  • Öncelikli yapılması gereken parmaklara tek tek masaj yapılıp, dolaşımın sağlanmasıdır. Bu durum uyuşmalarda ve karıncalanma durumlarında tavsiye edilir.
  • Mümkün olduğunda uyuşan yer hareket ettirilmeli ve sabit durulmamalıdır.
  • Ayakkabı veya çorap var ise çıkartılmalıdır. Mümkün olduğunca ayak havasız kalmamalıdır.
  • Raynaud hastalığı söz konusu ise ayakların ve parmakların ısıtılması gereklidir.
ayak baş parmağı uyuşması
Ayak baş parmağı uyuşması

Parmak Uyuşması İçin Egzersiz ve Masaj Tavsiyeleri

Sol veya sağ ayak parmakları egzersizleri ile var olan ağrıyı, karıncalanmayı ve uyuşukluğu azaltabilirsiniz. Bunun için;

  • Baş parmakta uyuşma var ise sertleşme olup olmadığına bakılmalıdır. Eğer parmakta sertleşme ve uyuşma var ise, çok yavaş şekilde masaj yapılır.
  • Parmaktaki sertleşme bir süre sonra genellikle sona erer. Karıncalanma ile birlikte uyuşuklukta geçmiş olacaktır.
  • Bunların haricinde parmakların tümünde uyuşukluk var ise, serçe parmaktan başlayarak ufak hareketler ile kıpırdatmak gerekir. Tüm ayak parmakları için bu hareketler 2 veya 3 kez yapılır.
  • Bu egzersiz sonrasında da karıncalanma ve uyuşma sona erecektir.
  • Masajı yapacak kişi iki baş parmağını paralel şekilde, masaj yapılacak parmağa getirmelidir.
  • Aşağıdan yukarı hafif baskılar uygulayarak parmaklar aynı hizada olacak şekilde hafif baskı uygulanmalıdır.

Ayak Baş Parmağın Uyuşması ve Ağrısı Hangi Hastalığın Belirtisi?

Ayak baş parmak uyuştu ise, kişiler bunu pekte sorun etmezler; ama bu durum tekrarlanır ise ve uzun sürerse ciddiye alırlar. Ayak baş parmağı uyuşması neden olur cevabını yazımızın başında belirttiğimiz gibi net bir şekilde doktorlar haricinde kimse veremez. Buna bağlı olarak uyuşmalar veya hissizlikler bir hastalığın belirtisi olabileceği gibi, anlık olarak gerçekleşen küçük bir sağlık problemi de olabilmektedir.

Ayak baş parmağı uyuşması geçmiyor ise nörolog bir doktordan randevu alınmalı ve gerekli tetkikler yaptırılmalıdır. Bu tür karıncalanmalar ve uyuşmalar çok sık olmadığı sürece büyük bir problem olarak görülmemelidir. Ancak bu ağrılar, karıncalanmalar ve uyuşmalar sık sık tekrarlanır ise nasıl geçer veya ne iyi gelir araştırmaları yapmadan doktora gidilmelidir.

Kaynak: MedialNewsToday