İçeriğe Git
Story Görsel

Almanya’daki Üniversiteler ve Başvuru Süreci

İçeriğe Git
Story Görsel

Güçlü Bir Başlangıcın Anahtarı

İçeriğe Git
Story Görsel

Her Gününe Renk Katacak Tasarımlar MOONCORN’da Seni Bekliyor

İçeriğe Git
Story Görsel

Şarköy Zeytini: Kendi Bahçesinden

Türkiye'nin Diyet & Beslenme ve Sağlık Platformu!

Limon Faydaları Nelerdir? Limonun Cilde Faydaları

limon faydaları

Herkesin yemeklerinde, güzellik ürünlerinde kullandığı limon faydaları saymakla bitmiyor. Limon; vücudumuzun yapıtaşlarından olan C vitaminini yüksek oranda içerir. Stres yorgunluk gibi etkilerle hızlı bir şekilde düştüğü gözlemlenen C vitamini limon sayesinde kolaylıkla dengelenir.

Limon Faydaları

Limon birçok fayda sağladığı için sık kullanımı olan bir sebzedir. Şifalı etkisi sayesinde birçok rahatsızlığa iyi gelir.

Limonun saymakla bitmeyecek bazı özellikleri şu şekildedir;

  • Ateşi düşürür
  • Cilt sağlığını arttırır
  • Yanık tedavisinde önemli role sahiptir
  • Nefesinizi tazeler
  • Zayıflamaya yardımcı olur
  • Sindirim sistemini düzenler

Limon düzenli kullanımda insan sağlığı açısından önemli bir yere sahiptir. Gerek potasyum barındırması, C vitamini olması ve antioksidan özelliği ve yemeklere verdiği lezzet ile evde her mevsim bulundurulması gereken sebzeler arasında ilk sırayı alıyor

limon faydalari1
limon faydaları

İnflamasyonu Azaltır

Düzenli olarak içilen limon suyu hastalık durumlarının ortaya çıkardığı vücut asitinin düşmesine yardımcı olur, düzenli limon tüketimi ise eklemlerde biriken ürik asitin azalmasına yardımcı olur. Limon, taze konserve, limon suyu, toz ya da kuru olarak satılmaktadır, fakat uzmanlar tarafından taze kullanımı önerilir.

Zayıflamak İçin Limon Faydaları

Limonun ödem attırıcı özelliği sayesinde özellikle sabahları su ile karıştırılıp ılık bir şekilde tüketilmesi yağ yaktırımını arttırır ve kilo vermeyi kolaylaştırır. Birçok diyet listesinin içinde özellikle kahvaltıda yeşilliklerle tüketilmesi tavsiye edilir.

Cilde Şifa Veren Sebze

Cilt uzmanları tarafından yapılan araştırmalar sonucunda limonun gözenek sıkılaştırıcı ve yüzde akne azaltıcı etkileri kanıtlanmıştır. Limon içerisinde barındırdığı antioksidan sayesinde kırışıklık gidermeye ve leke açmaya yardımcı olmasını limon faydaları arasında sıralayabiliriz

Tuz ve Karabiber ile İyileşen 5 Hastalık

Tuz, limon ve karabiberin şifalı bir etkisi olduğu biliniyor. Bir araya geldiklerinde, boğaz ağrısı etkilerini azaltıyor, soğuk algınlığını iyileştirmede etkili oluyor. Bunların yanı sıra astım, diş ağrısı ve mide bulantısına iyi geliyor. Tarifi ise herkesin evde uygulayabileceği kadar basit bir bardak ılık su içerisine koyulan yarım çay kaşığı karabiber ardından evde mevcutsa bir çay kaşığı deniz tuzu ya da kaya tuzu ve bir yemek kaşığı kadar limon suyu tarifi tamamlamanızı sağlıyor.

Source: Healthline / İnsider / Edisoninst

Karaciğer Yağlanması Belirtileri Ve Kür Tarifi

karaciğer yağlanması

Karaciğer, vücut için önemli görevler üstlenen bir organdır. Dokuların temizlenmesi, olgun kan hücrelerinin parçalanması, hormonların ve insülinin dengelenmesi gibi birçok rolü vardır. Vücudun dengesini sağlayan bu organın sağlıklı çalışabilmesi son derece önemlidir. Doğrudan veya dolaylı olarak bütün sistemleri etkileyen karaciğerin hücreleri yağla kaplıdır. Bu yağ dengesi korunduğu sürece organın performansı maksimum düzeydedir. Fakat yağlanma arttığında görevlerini yerine getiremez. Buna bağlı olarak karaciğer yağlanması ortaya çıkar.

Karaciğer Yağlanması Belirtileri

Karaciğer yağlanması erken dönemde belirti gösteren bir durum değildir. Çoğu erken vakalar farklı şikayetlerle başvurdukları doktor kontrolünde karaciğerde yağlanma olduğunu öğreniyor.

İleri vakalarda ise karaciğer yağlanması belirtileri şu şekildedir;

  • Halsizlik
  • Deride pullanma
  • Enerji düşüklüğü
  • Çabuk yorulma
  • Göğüs bölgesinde ağrı
  • İştahsızlık
  • Sarılık
  • Mide bulantısı, kusma

Karaciğer yağlanmaya bağlı olarak büyüyerek kaburga ve diğer organlara baskı yapar. Bu da özellikle karın bölgesinde ağrı hissedilmesine neden olur. Bu şikayetle doktora başvuran kişilerde elle yanda ultrasonla yapılan muayene sonrası karaciğer yağlanması teşhisi koyulur. Bu kişilerin mutlaka tedaviye başlaması ve düzenli olarak kontrollere devam etmesi gerekiyor. Karaciğerde yağlanmayı önlemek için diyet ve bitkisel kürlerden de destek almak mümkün.

karaciger yaglanmasi1
karaciğer yağlanması belirtileri ve kür tarifi 5

Karaciğer Yağlanması Diyeti

Daha çok erkeklerde görülen karaciğer yağlanmasını hafife almayın. Kadın olsun erkek olsun herkesin bu sorunu yaşamadan önce önlem alması gerekir. Bunun için ilk olarak beslenme ve yaşam şeklinin düzenlemek gerekiyor. Sağlıksız ve tek tip beslenme bu soruna davetiye çıkarıyor. Aşırı kilo ve hareketsiz yaşam da yine karaciğer yağlanmasına neden oluyor. Karaciğer yağlanması diyeti sağlıklı ve doğal ürünlerden oluşmalıdır.

Bu ürünlerin başında da enginar geliyor. Enginar, karaciğeri temizleyen mucizevi sebzelerden biridir. Ayrıca araştırmalar günde bir fincan kahve içenler de de karaciğer yapılanmasının daha az görüldüğünü ortaya koyuyor. Bununla birlikte alkol, basit şeker, karbonhidrat, salam, sosis gibi gıdaların da diyet listesinden çıkarılması gerekiyor.

Karaciğer Temizliği İçin Doğal Kür

Karaciğer temizliğini sadece organı toksinlerden arındırmak gibi düşünmemek gerekiyor. Temiz ve sağlıklı bir karaciğer dinç ve arınmış bir vücut demek. Karaciğer temizliği için doğal kürlerden yararlanabilirsiniz. Örneğin taze naneli kür ile adeta vücudunuzu yenilenmiş gibi hissedebilirsiniz.

Karaciğer Yağlanmasını Gideren Naneli Kür

Malzemeler;

  • 5 bardak içme suyu
  • Bir çay bardağı taze nane yaprağı
  • 1 çorba kaşığı limon suyu
  • 2 portakalın suyu

Su ile nane yapraklarını 5 dakika kadar kaynatıp diğer malzemeleri ekleyin. Karışım soğuduktan sonra gün boyu tüketebilirsiniz.

Source: Mayoclinic / liverfoundation

Tiroid Belirtileri Nelerdir? Tiroid Hastalarına Doğal Çözüm

tiroid

Tiroid toplumda oldukça yaygın görülen bir hastalıktır. Vücutta tiroid hormonunun fazla salınması ile oluşur. Tiroid fazla salındığı zaman tüm vücudu olumsuz etkilemeye başlar. Vücut metabolizması hızlanır. Aşırı terleme ve ateş görülür. Herhangi bir iş yaparken aşırı hararet görülür. Bunun yanında tiroid ileri evrelere geçtiği zaman tiroid bezinin büyümesine neden olur. Tiroid bezinin büyümesi boynunuzda büyük bir kitle olması demektir. Yaşamı oldukça zorlaştıran bir durumdur.

Tiroid İçin Doğal Çözümler

Tiroide doğal çözüm yolları Ahmet Maranki’nin ceviz küründen geçebilir. Bu ceviz kürleri düzenli kullanımda tiroid hastalığına iyi gelmektedir. Cevizi kullanmanın birden fazla yolu vardır.

ceviz
tiroid i̇çin ceviz suyu

Bunlar;

  1. Birkaç cevizi bir iki gün suda beklettikten sonra önce suyunu içip sonra cevizleri yemek.
  2. Cevizin arasında bulunan ince ve acı lifli yapıyı suda bekleterek içmek.
  3. Ceviz yağını tiroid bölgesine uygulayıp streç sararak üstünü kapatın. 20 gün boyu devam edip 1 hafta ara verin. Ardından tekrar 20 gün 1 haftaya 3 ay boyunca devam etmeniz gerekir.
  4. Cevizin arasında bulunan lifli yapıdan 50 tanesini 1 litre suya atın ve 1 hafta boyunca kapalı bir yerde bekletin. Ardından 20 gün boyunca her gün 1 fincan tüketin. Her 20 günde 1 hafta ara vermeyi unutmayın.

Bu kürleri uygulayarak tiroidinize çözüm oluşturabilirsiniz. Düzenli kullanılan bu kürler ile fark edilir bir iyileşme olacaktır. Bu sayede tiroidi hayatınızdan atın.

Ceviz Mucizesi

Kürlerin yanında cevizin taze tüketilmesi, reçelinin yenmesi gibi etmenlerde tiroid için oldukça faydalıdır. Bunun cevizin antioksidan etkisinin yüksek olması sebebiyle olduğu düşünülüyor. Aynı zamanda ceviz beyin hücreleri için oldukça yararlıdır. Tiroidin kaynağı sadece bez değil beyinle alakalı yapılarda olabilir. Bu yüzden cevizin bu hastalığa iyi gelmesi muhtemeldir. Ceviz kürü tamamen doğal olduğu için vücuda herhangi bir zarar gelmez. Önemli olan kürleri tariflerine göre ve tam zamanlı kullanmak. Kürlerin önerdiği miktarlardan yüksek miktarda tüketmek vücut için zararlı olabilir. Her şeyin fazlası zarar olduğu gibi cevizin de fazlası zarardır.

Source: Medlineplus / Clevelandclinic

B12 Vitamini (Kobalamin) Nedir, Ne İşe Yarar?

kobalamin

B12 vitamini diğer bir adıyla kobalamin olarak da bilinen vitamin, diğer B vitaminleri gibi suda çözülebilir haldedir. Bağışıklık sistemi, sinir sistemi, DNA’ya sentez rolü, kırmızı kanın ortaya çıkarılması gibi görevleri bulunmaktadır. Vücutta çok nadir olarak bulunan kobalt mineralinin ortaya çıkmasını sağlar. Bu yönüyle de vücut için değerli bir vitamindir.

B12 Vitamini (Kobalamin) Nasıl Ortaya Çıkar?

Kobalamin vitamini, doğada bazı bakteriler aracılığı ile ortaya çıkar. Ayrıca bunun dışında insanların ve hayvan türlerinin bağırsak bölgelerinde de B12 vitamini ortaya çıkabilir. Hayvanlar bağırsaklarında var olan B12 vitaminini dışarı atmadan kendi içerisinde kullanabilir. Fakat insanlar bağırsaklarında bulunan vitamini kendi içlerinde kullanamaz, direkt olarak dışkı ile dışarı atarlar. Midede üretimi yapılan bir protein ile insanların B12 vitaminini kendi içlerinde kullanmaları mümkün. Bu sebeplerden insanlar ihtiyaç duyduğu B12 vitaminini dış yollar yoluyla almaktadır.

b12
Kobalamin

B12 Vitamininin (Kobalamin) Faydaları Nelerdir?

B12 vitamini insan vücudu için çok önemli ve hayati bir vitamin olmak ile bilinmektedir.

Diğer adıyla kobalamin vitamininin faydaları şu şekildedir;

  • Sinir sisteminin olması gereken gibi çalışmasını sağlar.
  • Eksikliği psikolojik olarak düzensizliklere yol açar. Kullanımı ile psikolojik sorunları azaltmak mümkün.
  • Vücuttaki kırmızı kan hücrelerinin meydana gelmesini sağlar.
  • Bağışıklık sisteminin olması gerektiği gibi çalışmasına katkıda bulunur.
  • İnsanlarda kullanıldığında yorgunluk ve bitkinlik halini ortadan kaldırmakta önemli ölçüde katkısı bulunur.
  • Hücrelerin bölünmesini sağlar.
  • Vücutta enerji oluşumunu sağlar.

Yukarıda maddeler halinde B12 faydaları görülmektedir.

B12 Vitamini Hangi Yiyeceklerde Bulunur?

B12 vitamini en çok hayvansal ağırlıklı besinlerde bulunur. Kırmızı et, yumurta, balık, süt ve süt ürünleri, beyaz et gibi besinlerde B12 vitamini fazlasıyla bulunmaktadır. Bitkisel olarak bakıldığında herhangi bir B12 kaynağından söz edilemez. Yani kuruyemiş, tahıl, meyve ve sebze gibi besinlerde B12 vitaminine rastlanmaz. Et yiyemeyen vejetaryen yemeklerinin içine B12 takviyesi yapmaları mümkün. Ayrıca kapsül ve hap gibi kaynaklar ile bu vitaminin oluşumu desteklenebilir.

b12 vitamini 2
b12 vitamini

B12 Vitamininin Eksikliğinin Belirtileri Nelerdir?

B12 eksikliğinin birçok belirtisi mevcuttur. Nörolojik, psikolojik, hematolojik açısından yapılan testler ile bu eksiklik ortaya çıkmaktadır. Bu sorunların ortaya çıkmasını engellemek için yeteri kadar B12 takviyesi yapılması gerekir. Ayrıca B12 eksikliği sinirliliğe, duyarsızlığa, endişe haline yol açabilir. Dikkat eksikliği ve yorgunluk haline yol açarak günlük aktivitelerde olumsuzluklara yol açar. Bu gibi hastalıkları yapılan kan tahlilleri ile kolayca anlamak mümkündür. B12 kalp hastalığı, kısır, göz sorunları ayak ve ellerde titreme ve his bozukluğu, hafıza kaybı gibi sorunlara yol açmaktadır. Bu gibi belirtileri olan kişiler kesinlikle en yakın hastaneye görünmesi gerekir.

B12 eksikliğinin en kötü durumlarından biri kolay bir şekilde insanı depresyon duygusuna ulaştırmasıdır. Bu konu için kesinlikle yardım alınması gerekir. Aynı zamanda genelde yaşlı insanlarda görülme olasılığı yüksek olan Alzheimer hastalığını da tetikler niteliktedir. Bu hastalıklar genelde vitamin eksikliği ya da hormon bozuklukları ile ortaya çıkmaktadır.

B12 Eksikliği En Çok Kimlerde Görülür? 65 yaş sonrasında genellikle daha çok görülür. Çünkü yaşlanan vücut artık kobalamin vitaminini emmesi zorlaşır. Bu sebeple bu yaşa ulaşmış kişilerde B12 eksikliği riski daha fazla görülmektedir. Bundan farklı olarak yetersiz ve düzensiz beslenen çocuklarda, alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıkları aşırı tüketen kişilerde, sürekli diyet yapar halde bulunan insanlarda, aşırı antibiyotik kullandıktan sonra bağırsakta bakteri görülen kişilerde, mide hastası olup mide ilacı kullanan kişilerde, AIDS ve HCV gibi virüse sahip kişilerde B12 eksikliği fazlasıyla görülmektedir.

Source: Myfooddata / ods.od.nih / Medicinenet

Lösemi Belirtileri Nelerdir? Lösemi Tedavisi

lösemi belirtileri

Löseminin nedenleri henüz tam olarak bilinmemek ile birlikte çeşitli şekilde lösemi belirtileri kendini gösteriyor. Son teknolojilerle radyasyon, alkol ve uyuşturucu kullanmak, hamilelik esnasında sigara içmek ya da hamileliğin 3 ayında röntgen çektirmek, kimyasal maddeler ve bazı kalıtsal hastalıklar lösemiye neden olabilecekleri çalışmalarla gösterilmiştir.

Lösemi Belirtileri

  • ateş
  • iştahsızlık
  • halsizlik
  • kilo kaybı
  • kansızlık
  • sebepsiz burun ve cilt altı kanamaları
  • karaciğer ve dalak büyümesi ve
  • lenf bezlerinde büyüme meydana gelir.

Ayrıca yayıldığı organlara ait lösemi belirtileri kusma, karın ağrısı, baş ağrısı ve görme bozuklukları görülebilir. Bu belirtilerle gelen bir çocuk, uzmanlar tarafından yapılan muayenede, çoğunlukla dalak ve karaciğer büyümesi, lenf bezinde genişleme ve kanama tespit edilir. Tedavisi öncelikle durumun düzeltilmesi yöntemleri ile başlar. Lösemi hastalığının tedavisinde temel kural kemik iliğindeki ana kan hücrelerinde meydana gelen blast adı verilen hücrelerin çoğalmasını önlemek ve sonrasında normal kan elemanlarının yapılmasını sağlamaktır. Lösemi bulaşıcı değildir.

losemi belirtileri1
lösemi belirtileri

Lösemide Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ailelerin dikkat etmesi gereken en önemli nokta çocuklarının olabildiğince dengeli beslenmelerini sağlamak ve katkı maddesi içeren besinlerden uzak tutmaktır. Kanserojen tüm gıdalar, her çeşit kanseri oluşturabilir. Beslenme büyük bir önem taşır. Kemoterapinin etkisiyle ağızdan beslenme bozulmaktadır ve mide sistemini koruyan mukoza hücreleri de yok olmaktadır. Lösemili çocukların tedavilerinde ağız ve vücut temizlikleri önemlidir, çünkü fırsatçı mikroorganizmalar, vücut direncinin düştüğü dönemlerde enfeksiyona neden olmaktadır. Anal bölgenin, el ve ayakların temiz tutulması gerekir, çamaşırların havluların, çarşafların, giysilerin, çatal kaşık kısacası kullandığı ne varsa itinayla yıkanması ve sık sık değiştirilmesi gerekir.

Lösemi Tedavisi  Lösemi artık tedavi edilebilir hastalıktır. Lösemi tedavisindeki amaç, kandaki akyuvarların sayısını azaltmaktır. Bunun için kanser ilaçları vardır. Bu ilaçlarla kanser hücreleri azaltılır. Bu tedavi ışın tedavisi ile birlikte uygulanır. Hastalıklı dokulara X ışınları uygulanır. Lösemi tipine uygun ilaç seçimi ve tedavi süresinin doğru ayarlanması, iyileşmeyi hızlandırır. Ayrıca kemik iliği nakliyle tamamen iyileşme ihtimali yüksektir.

Source: Webmd / Mayoclinic / Clevelandclinic

Migren belirtileri nelerdir? Migrene ne iyi gelir?

migren1 1

Migren belirtileri nelerdir? Çoklu semptomlara da neden olabilen bu nörolojik hastalık sıklıkla yoğun baş ağrıları ile ortaya çıkar. Diğer yaygın semptomlar ise mide bulantısı, kusma, konuşma güçlüğü, vücudun belli bölgelerinde uyuşukluk veya karıncalanmadır. Işığa ve sese karşı aşırı hassasiyet göstermek de semptomlar arasında yer alabilir. Migrenler çoğunlukla genetiktir ve her yaştan insanı etkileyebilir. Ayrıca çevresel faktörlerin de migrene yol açtığı bilinmektedir.

 “Migren belirtileri nelerdir?” sorusuna genelleştirilmiş bir yanıt vermek mümkün olsa da bazı semptomlar kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı semptomları baş ağrısından çok daha önce belirginleşebilir. Migrenin en bilinen belirtileri ise;

  • Işığa, sese veya kokuya aşırı duyarlılık,
  • Aşırı iştah ya da iştahsızlık,
  • Ani değişen ruh hâlleri,
  • Şiddetli susuzluk,
  • Şişkinlik,
  • Kabızlık veya ishâl

şeklindedir.

migren
migren

Migren Çeşitleri ve Belirtileri

Migren birkaç çeşidi olan bir hastalıktır. En yaygın olanları Klasik Migren (Auralı) veya Yaygın Migren olarak anılırlar. Bu ikisinin dışındaki migren çeşitleri ve belirtileri şu başlıklar altında sıralanabilir:

  • Auralı migren: Beyin kan dolaşımının olumsuz etkilenmesi sonucu görme sırasında gözde dönen siyah noktalar, ışık çakmaları, yıldızlar, kıvılcımlar meydana gelir.
  • Regl migreni: Bu, adından da anlaşılacağı üzere bir kadının regl döneminde baş ağrısı olarak ortaya çıkan bir migrendir.
  • Sessiz migren: Bu türde baş ağrısı semptom olarak yer almaz. Görsel, işitsel sorunlar ya da uyuşukluk gibi belirtilerle baş gösterir.
  • Vertigolu migren: Baş ağrısı olsun olmasın denge problemleri, baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler vardır.
  • Abdominal migren: Uzmanlar bu tür hakkında araştırmalarını sürdürmektedir. Mide ağrısı, bulantı ve kusmaya neden olabilmektedir. Genellikle çocuklarda görülür ve zamanla klasik migrene dönüşebilir.
  • Hemipejik migren: Vücudun herhangi bir bölümünde kısa süreli hissizlik ya da felç gibi durumlar meydana gelebilir. Ayrıca uyuşmalar, baş dönmesi ve görme bozuklukları da bu belirtileri izleyebilir. Acil tıbbi müdahale gereklidir.
  • Oftalmik migren: Bu aynı zamanda oküler veya retinal migren olarak da bilinir. Gözde kısa süreli, kısmi veya tamamen görme kaybına neden olurlar. Başın geri kalanına da yayılabilen, göz arkasında hafif bir ağrıya neden olabilir.
  • Beyin sapı auralı migren: Baş ağrısı semptomundan önce baş dönmesi, kafa karışıklığı veya denge kaybı olabilir. Bu tür migren aynı zamanda hormonal bozukluklarla da güçlü bir şekilde bağlantılıdır ve genellikle kadınlarda görülür.
migren
migren belirtileri nelerdir? migrene ne iyi gelir? 18

Migren Evreleri

Migrenin aşamaları kişiden kişiye değişmesiyle ünlü olsa da genel olarak şu maddelerle açıklamak mümkündür:

  1. Baş ağrısı öncesi (prodromal) evre: Baş ağrısından çok önce, birkaç saat ya da birkaç gün önce ruh hâli değişiklikleri, uyuşukluk, davranış ve iştah bozuklukları meydana gelebilir.
  2. Görsel evre: Aura olarak da anılan bu aşamada genellikle beş dakika ila bir saat arasında seyreden ışık çakmaları ve görüş açısının kısıtlanması gibi problemler yaşanabilir.
  3. Baş ağrısı evresi: Genellikle başın tek tarafında nabız gibi atan veya zonklayan bir ağrı hissedilir. Sıklıkla hâlsiz hissetme, kusma veya parlak ışıklara ve yüksek ses aşırı hassasiyet de ağrıya eşlik eder. Bu durum 4 ila 72 saat boyunca sürebilir.
  4. Kaybolma evresi: Baş ağrısı ve diğer semptomlar yavaş yavaş kaybolur. Sonrasında birkaç günlük bir yorgunluk hissedilebilir.

Migrene ne iyi gelir?

Soğuk pres: Bir havluya sarılmış buz küpleri, donmuş bezelye poşeti ya da hafif soğuk bir duş migrenden kaynaklı baş ağrısını hafifletebilir.

Termal pedler: Sinüslere yayılan baş ağrılarında kafanın arkasına koyulabilecek termal pedler işe yarayabilir. Ilık bir duş da bu süreci destekleyebilir.

Kafa derisindeki baskıyı azaltmak: Şapka, bandaj, bandana vb. aksesuarların kullanımı sınırlandırılmalıdır ya da hiç kullanılmamalıdır. Ayrıca uzun saçların sıkıca toplanması da migrenin belirtilerini tetikleyebilir.

Maruz kalınan ışığın sınırlandırılması: Bilgisayar kaynaklı parlak ışık ya da ortam aydınlatması için kullanılan ışıklar migrenin şiddetini artırabilir. Bu hassasiyeti ortaya çıkaran bir migren yaşanıyorsa ortam ışığının azaltılması ve bilgisayar ekranına bakılma süresinin kısıtlanması etkili önlemler olabilir.

Çiğneme alışkanlığının değişmesi: Sakız çiğnemek, tırnakların ya da dudakların kemirilmesi, kalem ısırmak gibi eylemler migrenin şiddetini artırıcı yönde etki gösterebilirler. Bu eylemlerden kaçınmak ve besin tüketiminde çok sert yiyeceklerin tercih edilmemesi hastalığın şiddetini azaltmak adına iyi birer önlem olacaktır. Ayrıca uyku sırasında diş gıcırdatma ya da sıkma yaşanıyorsa bir diş hekiminden bu konuda yardım alınmalıdır.

migren
migren belirtileri nelerdir? migrene ne iyi gelir? 19

Migrene İyi Gelen Bitkiler

Aloevera: Aloevera bitkisi hakkında genel kanı tam bir mucize olduğu yönündedir. Birçok hastalığın tedavisinde de kullanılan aloevera migrenden kaynaklı ağrılar için de oldukça etkili. Aloevera, yapısında C, A, E, B1, B2, B3, B6, B12 vitaminleri, folik asit, kalsiyum, magnezyum, çinko, krom, selenyum, demir ve potasyum barındırır. Vitamin ve mineral bakımından zengin olmasının yanında migrenin sebep olduğu ağrıları da uyuşturur. Ayrıca aloevera jel olarak da başın belli bölgelerine, özellikle şakaklara masaj şeklinde uygulanabilir.

Lavanta: Lavanta da birçok rahatsızlığa iyi gelmektedir. Bunlardan biri de migrendir. Hoş kokuludur. Kaynamakta olan suyun içine bir miktar lavanta atılır. Lavanta bir süre kaynatıldıktan sonra suyunun buharı içinize çekilebilir hâldedir. Bu buhardan faydalanarak migrenin sebep olduğu ağrı şiddetinin azaltılmasını sağlayabilirsiniz. Migren ataklarının önüne geçmede lavanta oldukça etkili ve doğal bir yöntemdir.

Zerdeçal: Zerdeçalın tarih boyunca neredeyse her derde deva bir bitki olarak kullanıldığı apaçıktır. İnsan sağlığı için çok faydalı bir bitki olan zerdeçal elbette migren tedavisinde de kullanılmıştır ve kullanılmaktadır. Kısa süreli migren ataklarının dindirilmesinde zerdeçal çok etkilidir. Zerdeçal kan dolaşımını hızlandırır ve migren ağrılarını kısa bir süre içinde geçirir. Bilinçli bir şekilde tüketilmedir ve günde iki defa kullanılabilir.

migren
migren belirtileri nelerdir? migrene ne iyi gelir? 20

Veba Otu Kürü

Veba otu kürü de ağrıların dindirilmesinde kullanılan doğal bir yöntemdir. Migren ağrılarına da iyi gelen bu kür petasin maddesi bakımından oldukça zengindir. Toz şeklinde tüketilebilmesinin yanı sıra bir miktar suyla kaynatılarak da içilebilir. Veba otu kürü de zerdeçal gibi günde iki defadan fazla kullanılmamalıdır. Migren ağrıları için etkili bir başka doğal çözümdür.

Gümüşdüğme Bitkisi: Bu bitki de migren tedavisi için kullanılan bir diğer etkili yöntemdir. Gümüşdüğme bitkisi de bu ağrıları uyuşturucu özelliğiyle dindirir. Migren ataklarına karşı doğal çözüm aranıyorsa bu mucizevi bitkinin mutlaka temin edilmesi gerekir. Günlük tüketimi hakkında aktarlardan ya da uzmanlardan bilgi alınabilir.

Chia Tohumu: Özellikle uzman doktor tavsiyeleri arasında yer alan Chia tohomu migrenden kaynaklı ağrılara karşı kullanılabilir ve ağrıların neden olduğu keyifsizliği ortadan kaldırabilir. Migrenin ataklarına karşı doğal çözüm arayanların tercih ettiği Chia tohumu bir miktar suyla kaynatılıp içilebilir. İstenirse tohum olarak da yutulabilmesi mümkündür.

Fesleğen Yağı: Migren tedavisi için kullanılan bitkisel yöntemlerden bir diğeri fesleğen yağıdır. Fesleğen yağı da koklanıldığında migrenin ataklarına iyi gelen bir başka çözüm yoludur. Ayrıca bu yağ başın belli bölgelerine masaj yaparak da uygulanabilir. Fesleğen yağı ile yapılan kısa süreli bir masaj migren atağının dindirilmesinde önemli bir rol oynar.

Source: Womenshealth / Healthline

Kızılcık Suyu Faydaları – Kızılcık Suyu ve Kalp Sağlığı

kızılcık suyu

Kızılcık suyu faydaları ile birçok tıbbi araştırma konusunda yer almıştır. İdrar yolu enfeksiyonu başta olmak üzere iyi geldiği kanıtlanmış olan daha başka hastalıklar da vardır. Kızılcık suyunun faydaları ile ilgili ayrıntılı olarak bahsetmeden önce tanımının yapılması içeriği hakkında daha fazla bilgi verecektir.

Kızılcık suyu nedir?

Kızılcık vücudun enfeksiyonlardan korunmasına ve genel sağlığını iyileştirmesine yardımcı olacak besinlerle dolu bir bitkidir. Genellikle bataklıklarda büyürler. Meyveleri olgunlaşıp toplanmaya hazır olduklarında su yüzeyinde görünür hâle gelirler. Suyun yüzeyinde yer almak onların daha fazla güneş ışığı almasını sağlar. Bol güneş alarak olgunluğunu sürdürmesi kızılcıktaki besin değerlerini de oldukça artırır.

kizilcik suyu faydalari
kızılcık suyu faydaları - kızılcık suyu ve kalp sağlığı 24

Kızılcığın tarih boyunca şu üç rahatsızlığın tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir:

  • İdrar yolu ile ilgili hastalıklar
  • Mide bulantısı
  • Karaciğer hastalıkları
  • Kalp hastalıkları
  • Şeker hastalığı

İyi bir C ve E vitamini kaynağı olan kızılcığın karşıladığı besin değerleri;

  • C vitamini: Günlük alınması gereken miktarın (gagm) %26’sı kızılcıkta bulunur.
  • E vitamini: Gagm %20’si
  • bakır: Gagm %15’i
  • K1 vitamini: Gagm %11’i
  • B6 vitamini: Gagm % 8’i

şeklindedir. C ve E vitaminleri, genel vücut sağlığı için önemli bir rol oynayan güçlü antioksidanlardır.

İdrar Yolu Enfeksiyonu İçin Kızılcık

Kızılcık bitkilerde yaygın olarak bulunan bir bileşikler sınıfını, proantosiyanidinleri içerir. Bu bileşiklerin bakteriler tarafından idrar yollarının tıkanmasına engel olduğu genel bir kanıdır. İdrar yolları enfeksiyonlarının büyük bölümünün kaynağı olan bu bakteriler, kızılcığın yapısındaki bu bileşikler sayesinde yayılamaz. Dolayısıyla vücut enfekte olmaz ve hastalıktan korunmuş olur.

İdrar yolu enfeksiyonunun dışında kızılcığın başka hangi hastalıklara iyi geldiği oldukça merak edilmektedir. “Kızılcık suyu neye iyi gelir?” sorusunun da cevapları olabilecek ana başlıkları sıralayalım.

Kızılcık Suyu ve Kalp Sağlığı

Kızılcık antienflamatuvar özellikler de içerir. Enflamasyon, arterler de dâhil olmak üzere zamanla kan damarlarına zarar vermede rol oynar. Hasar görmüş arterler daha sonra kan akışının yavaşlamasına ya da durmasına sebep olur. Kızılcık suyunda bulunan antienflamatuvar yapı, iltihaplanmaya karşı korunmaya yardımcı olabilir ve kalp hastalıklarına karşı vücudu koruyabilir.

Antioksidanlar Açısından Zengin

Diğer bazı meyveler gibi kızılcıklar da antioksidan görevi gören güçlü fitokimyasallar içerir. Antioksidanlar vücudu hücrelerin hasar görmesine karşı korur. Hücrelerin hasarının önlenmesi aynı zamanda kansere karşı da etkin bir koruma sağlandığı anlamına gelir.

kizilcik1
kızılcık

Sindirim Sistemi İçin Kızılcık Suyu

Kalbi korumaya yardımcı olan aynı bileşikler, sindirim sistemi için de benzer bir etki yaratarak vücudu korur. Kızılcık suyu ülsere neden olabilecek bazı bakterilerin mide zarına yapışmasını ve orada çoğalmasını önleyebilirler. Dolayısıyla kızılcık sindirim sistemine olan iyileştirici etkisini de mide yoluyla gösterir.

Kızılcık suyu nasıl içilir?

Kızılcık suyu günlük besin tüketim sürecinin önemli bir parçası olabilir ve sağlık sorunlarına karşı korunmaya yardımcı olabilir. Ancak tıbbi teşhis ve müdahale gerektiren bir durumun yerine kullanılamaz. Örneğin idrar yolları enfeksiyonu belirtileri ile karşı karşıyaysanız önce mutlaka bir uzman doktora muayene olmanız gerekir. Kızılcık “doktorunuz da uygun gördüğü takdirde” tedavinizi destekleyici ya da ileriki süreçte hastalıklara karşı korunma amaçlı tüketilebilir. Bir porsiyon, yani bir su bardağı kızılcık suyu güvenli ve sağlıklıdır. Her besini olduğu gibi onu da bilinçsiz tüketmek istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Ayrıca kan sulandırıcı ilaçlarla beraber kullanılırken de doktor tavsiyesi alınmalıdır.

Kış aylarında bir kâse kızılcık ve bir litre su birlikte kaynatıldıktan sonra tarçın ile beraber tüketilmesi önerilir. Yaz aylarında ise aynı işlem uygulanarak soğuk şekilde tüketilebilir.

Source: Webmd / Medicalnewstoday / Healthline

Maydanoz Suyu Faydaları? Ayrıntılı Maydanoz Kürü Tarifi

maydanoz

Teknolojinin gelişip değişmesiyle beraber insanlar artık daha az hareket edip daha az doğa ile baş başa kalıyor. Bu nedenle pek çok sağlık sorunu da haliyle ortaya çıkıyor. Pek çok insan genel olarak sağlık sorunlarını ilaç tedavisi ile çözmeye çalışıyor. Ancak ilaçların pek çok yan etkisi olduğunu ve tedavi etmek yerine sadece hastalığı baskıladığını unutabiliyor. Eğer sizin de bir ya da birkaç sağlık sorununuz bulunuyorsa ve bunu beslenme düzeninizi değiştirip sağlıklı şeyler tüketerek çözmek istiyorsanız işe ilk olarak maydanoz tüketmeye başlayabilirsiniz.

Maydanozun Kalp Sağlığı Üzerindeki Etkisi

Maydanozu gün içerisinde neredeyse her öğünde gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz. Günümüzde pek çok insanın yaşı ilerledikçe sağlık sorunlarının arttığı biliniyor. Ancak kalp ile ilgili sorunlar genç yaştaki bireyleri de etkiliyor. Özellikle kalp krizi ile ilgili yapılan pek çok araştırmada kalbi bekleyen damarların açık olmasının önemi belirtiliyor.

maydanoz1
maydanoz

Maydanozun damarlarda bulunan yağlanmaya bağlı tıkanıklığı açtığı ifade ediliyor. Bu nedenle düzenli bir şekilde maydanozu tüketen kişilerin kalp krizi riskinin daha düşük olduğu ifade ediliyor. Hatta maydanozu çeşitli şekillerde beslenme düzenine dahil etmenin kalp krizini dolaylı olarak önlediği ve durduğu ile ilgili de pek çok görüş ortaya konuluyor.

Maydanozun Belli Başlı Faydaları

Yeşil renkli bitkiler daha çok C vitamini konusunda etkilidir. Sanılanın aksine maydanozda bulunan C vitamini miktarı diğer narenciye içeren besinlerden daha fazladır. Aslında maydanozun bilinmeyen pek çok faydası bulunuyor.

Kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olan maydanozun faydalarından bazıları şunlardır:

  • Kilo vermeyi kolaylaştırır.
  • Yağlanmayı önler.
  • Cilt sorunlarını tedavi eder.
  • Cilt rengini açar.
  • Vücuttan fazla suyu atar.
  • Kalp sağlığı için faydalıdır
  • Ağız kokusunu giderir.
  • Diş eti iltihabını tedavi eder.
  • Yorgunluk hissini ortadan kaldırır.

Bu ve bunun gibi daha pek çok faydası olduğu için maydanozu beslenme düzeninizden asla eksik etmemeniz gerekiyor.

maydanoz kürü
maydanoz suyu faydaları? ayrıntılı maydanoz kürü tarifi 28

Maydanoz Kürü Nasıl Yapılır?

Pek çok kişinin severek tükettiği ve artık hayatının bir parçası hâline getirdiği maydanoz kürü aslında yapımı oldukça basit bir kürdür. Bu kürü genel olarak zayıflamak isteyen kişiler yapsa da aslında faydaları sayılamayacak kadar fazladır. Eğer sizde kendi maydanoz kürünüzü yapıp daha sağlıklı olmak istiyorsanız bunu düzenli yapmanız gerekiyor. Bu kür için gerekli olanlar maydanoz, limon ve sudur. 15 dal maydanozu ve yarım limon suyunu ve biraz suyu ekleyip blenderda çekebilirsiniz. Bu kürü 15 gün boyunca her sabah aç karnına içerseniz etkisini görebilirsiniz.

Maydanoz Suyu Tarifi ve Yapımı

Maydanoz suyunu yapmak için ilk olarak 15-20 dal maydanozu güzelce yıkayın. Daha sonra katı meyve sıkacağına koyup güzelce suyunu sıkın.

Maydanoz yapı olarak az sulu bir besin olduğu için suyu oldukça az çıkabilir. Eğer sizde hem maydanoz suyunu daha lezzetli ve besleyici hâle getirmek isterseniz sıkacağın içerisine biraz salatalık ve yeşil elma ekleyebilirsiniz. Bu tarifle besleyici ve şifa deposu bir karışım elde edebilirsiniz. Eğer isterseniz sade bir şekilde de tüketebilirsiniz.

Source: Healthline / Medicalnewstoday

Tahin Faydaları Nelerdir? Tahinin İçeriği ve Bileşenleri

tahin

İnsan sağlığına her yönden faydaları olan birçok türden besin bulunmaktadır. Bunlar arasında hem tadı ve hem de sağlık açısından zengin içeriğiyle tahin en iyi olanlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu güzel ve lezzetli besin genel anlamda susamın birtakım öğütme ve kavurma işlemleri neticesinde ortaya çıkarılmakta ve tüketime hazır bir hale getirilmektedir.

İnsanlarda kemik sağlığına iyi gelmesi ve kemikleri her bakımdan güçlendirmesi özelliği, tahinin faydaları arasında kendisini ön plana çıkaran en önemli unsurdur. Sağlıklı bir kemik yapısına ve vücut sistemine sahip olmak her insan için oldukça önem arz etmektedir.

tahin
tahin

Bunun yanı sıra tahinin vücutta kolesterolü düşürücü bir etkisi de bulunmaktadır. Tahinin içerisinde yer alan omega 3 yağ asitleri sayesinde bu etki meydana gelmektedir. Yaşamda birçok insanda ortaya çıkabilen kardiyovasküler hastalıklar da yine tahin sayesinde aktif olarak önlenebilmektedir.

Vücuda çok iyi bir biçimde enerji vermesi ve zindelik kazandırması da yine tahinin önemli faydaları arasında yer bulmaktadır. Bağışlık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla da insanlar yaşamlarında düzenli olarak tahin tüketmeye özen gösterebilirler.

Tahinin İçeriği ve Bileşenleri

Her kaliteli niteliğe sahip besinin kendi bünyesinde barındırdığı birtakım özellikleri vardır. İçerdiği bileşenler açısından bu besinler genel anlamda birbirlerine göre bir farklılık gösterir. Sağlıklı besin tahin de kendisini bu noktada diğer besinlerden bir ölçüde ayırabilmektedir.

  • Magnezyum, potasyum ve demir,
  • Fosfor, çinko ve lesitin,
  • E vitamini ve B vitamininin bazı formları,
  • Doymamış yağlar ve proteinler,
  • Selenyum ve bakır mineralleri,
  • Kalsiyum ve omega 3 yağ asitleri,
  • C vitamini ve metiyonin amino asitleri,

Genel itibariyle kaliteli ve doğal olarak üretilmiş bir tahinde bu bileşenler aktif olarak yer almaktadır. Bu doğal ve organik tahinin düzenli şekilde tüketilmesi bu bileşenlerin en iyi biçimde vücuda alınmasına yardımcı olur.

Tahin ile Beyin Sağlığının Korunması

Yaş ilerledikçe daima beyin sağlığını koruyan besinleri daha fazla tüketmeye özen göstermek gerekir. Tahin bu noktada tüketilmesi gereken en değerli besinler arasında yer almaktadır. Çünkü tahinin beyinde bilişsel fonksiyonları düzenleyici bir etkisi vardır. Hafıza ve dikkati artırıcı niteliğinden dolayı daima tahin besinini insanların yaşamlarına dahil etmeleri gerekir.

Omega 3 ve omega 6 yağ asitleri yönünden oldukça zengin bir içeriğe sahip olan tahin ileri yaşta bile beyin sağlığının korunmasında destekleyici bir rol oynar. Sinir hücrelerinin düzenlenmesinde iyi bir işlevselliği olan tahin Alzheimer gibi önemli sağlık risklerinin önüne geçilmesine katkı sağlar.

tahin 1
tahin faydaları nelerdir? tahinin i̇çeriği ve bileşenleri 32

Tahin İle Kasların Daha Güçlü Bir Hale Getirilmesi

Protein insan vücudu daima gerekli olan oldukça önemli olan bir bileşendir. Hem beyin sağlığının korunmasın ve hem kas dengesinin oluşturulmasında bu bileşene vücudun mutlak suretle ihtiyacı vardır. Günlük tüketilen besinler arasında protein içeren gıdaların olmasına muhakkak her insan dikkat etmelidir.

Tahinin içinde insan vücudunun gereksinimi bir çok enzim bulunur. Genel olarak %20 oranında protein içerebilen tahin, vücuttaki kas dokusun güçlendirmede de etkili olur. Egzersiz ve sporla ilgilenen insanlar düzenli tahin tüketerek kaslarını daha güçlü ve kuvvetli bir hale getirebilirler.

Güçlü Bağışıklık Sistemi Her insanın daima vücudunun yeterince iyi şekilde bir bağışıklık sistemine sahip olması gerekir. Vücudun kendisini zararlı dış etkenlerden koruması adına bu oldukça önemli olan bir gerekliliktir. Tahin genel içerik yapısı itibariyle güçlü bir bağışlık elde edilmesine yardımcı olur. İçeriğindeki demir, bakır, çinko ve selenyum mineralleri bu bağışıklığın temin edilmesinde aktif olan rolü üstenirler.

Source: Thekitchn / Downshiftology

Kolesterol Nedir? Kolesterol Nasıl Düşer?

kolesterol

Son dönemlerde sağlıklı beslenme alanında çoğunlukla tartışma konusu olan kolesterol, şimdilerde birçok bireyin sorun yaşadığı kalp ve damar rahatsızlığının oluşmasında etkilidir. Vücudumuzda sentezlenmesinin dışında hayvansal kaynaklı olan besinler ile beraber vücuda alınır. Kolesterolün kandaki düzeyinin yüksek ilerlemesi pek çok kronik rahatsızlığa yol açar. Bu sebeple özellikle de kolesterol yüksekliği olan bireyler olmak üzere sağlığını önemseyen herkesin kolesterolünü dengede tutması çok önemlidir.

Kolesterol Nedir?

Kolesterol, vücutta pek çok hücre içindeki yapıların birleşiminde ve hücrede rol alan, vücut fonksiyonlarında ve hormonlar da önemli bir yere sahip yapı taşıdır. Kolesterol, vücudun bütün hücrelerin içerisinde bulunan ve yapısı dolayısıyla yağa benzeyen madde şeklinde tanımlanır. Kolesterol bireylerin kanında yer alan aynı zamanda başta karaciğerde ve tüm hücreler tarafından üretilen yağ türüdür.

kolesterol nedir
kolesterol nedir? kolesterol nasıl düşer? 37

Kolesterolün kanda yüksek düzeyde bulunması kan birikintilerinin gelişmesine hem de damarda sertleşmeye sebep olabilmektedir. Yüksek kolesterolün genetik sebeplerden kaynaklandığı biliniyor fakat daha çok sağlıksız bir yaşam tarzı seçimlerinin neticesinde ortaya çıkar. Düzenli bir şekilde yapılan egzersiz, sağlıklı yapılan bir diyet ve gerekli görülen durumlarda ilaç desteği almak yüksek kolesterolün seviyesini düşürmeye yardımcı olabilir.

Kolesterolün İşlevleri Nelerdir?

Sağlıklı bir hayat için kolesterol seviyesinin olması gereken düzeyde tutulması önemlidir. Kolesterolün işlevleri arasında sinir dokularını ve alyuvarları güçlendirmek, vücudu derinin altında bulunan mikroplara karşı korumak yer alır.

Kolesterolü Düşürmeye Yarayan Öneriler Nelerdir?

Kolesterol düzeyini düşürmek ve vücudumuzda bulunması lazım olan kolesterolün seviyesini yakalayabilmek zor değildir. Kolesterolün bitkisel çözümü var mıdır ve kolesterol nedir tarzında sorular birçok kişinin aklına takılan sorulardır. Yüksek kolesterolün oluşturduğu rahatsızlığın tedavisinde dikkat edilmesi gereken ilk adım sağlıklı yaşam olmalı ve bunun içinde yapılması gereken ideal kiloyu korumaktır.

sarimsak
sarımsak

Yüksek veya orta yoğunluklu egzersiz uygulaması ya da haftada 30 dakikalık en az üç gün yürüyüş yapmak iyi kolesterolün artışına neden olacaktır. Nişastalı ve karbonhidratlı gıdalar, kolesterol riskini aynı zamanda kolesterole bağlı oluşan kalp rahatsızlıkları tehlikesinin artmasına sebep olur. Kolesterolü düşürmek için sarımsak güzel bir alternatiftir çünkü sarımsak enfeksiyonlarla mücadelenin yanı sıra kötü kolesterol ile mücadele eden besin olarak görünüyor.

Yapılan araştırmalar sonucunda sarımsağın sağlık problemlerini dengede tuttuğu belirtilmiştir ve kolesterolün tedavisinde güzel bir bitkisel çözüm olduğu görülmüştür. Sarımsak çok eski dönemlerden itibaren oldukça yaygın bir şekilde kullanılan şifalı bitkiler arasında yer alır ve besin değeri oldukça yüksek bir bitkidir. Yapılan araştırmalara göre günde tüketilen bir tane sarımsak dişinin kolesterolün düzeyinde ciddi ölçüde düşme meydana geldiği gözlemlenmiştir.

kolesterol.jpg1
kolesterol nedir? kolesterol nasıl düşer? 38

Yüksek Kolesterol Belirtileri

Yüksek kolesterolün bir belirtisi bulunmamaktadır ve bu sebeple uzun seneler boyunca herhangi bir şekilde fark edilmeden ilerleyişini sürdürebilecek tıbbi bir sorundur. Fakat ileriki dönemlerde koroner arterler etkilendiği taktirde göğüs ağrısı veya başka koroner arter rahatsızlıklarının belirtileri gözlemlenebilir. Test sonuçlarında kolesterol seviyesi yüksek düzeyde çıktığı takdirde veya istenilen aralıkta bulunmuyorsa risk grubunda yer alır ve sık sık kan testi yaptırmalıdır.

Risk grubunda yer alan bireyler;

  • Kişi sigara kullanıyorsa
  • Yüksek tansiyon ve diyabet rahatsızlığı varsa
  • Ailede kalp hastalığı bulunuyorsa

Bireyde yüksek kolesterol probleminin olup olmadığını anlayabilmek için yapılması gereken tek yol kan testidir. Hekimler tarafından normal koşullarda kalp rahatsızlığı için risk kapsamında olmayan genç yetişkinler ve çocukların bir defa test edilmesi önerilmektedir. Yine kalp rahatsızlığı için risk durumu olmayan yetişkin bireyler için testin çoğunlukla beş yılda bir defa tekrar edilmesi önerilmektedir.

Source: Wikipedia / Netdoktor / Cholesterinspiegel

Covid-19 Üzerinde Grip ve Zatürre Aşılarının Etkisi Yok

covid-19

Göğüs Hastalıkları hekimi Prof. Dr. Muhammet Emin Akkoyunlu, yoğun talep gören grip ve zatürre aşılarının yeni tip corona virüsü (Covid-19) için koruyucu olmadığına dair açıklamalarda bulundu. Dünya Sağlık Örgütü, Eylül itibariyle pandemide ikinci dalganın yaşanacağını öngörüyor.

Bununla birlikte grip ve zatürre aşıları gündeme geldi. Konuya açıklık getiren Akkoyunlu; grip ve zatürre aşılarını sağlıklı kişilerin değil de riskli grubun vurulmasının daha doğru olacağını paylaştı.

Sözkonusu Aşıların Covid-19 Üzerinde Koruyucu Etkisi Söz Konusu Değil

Akkoyunlu, grip ve zatürre aşılarının Covid-19 bulaşmasında, hastalığı rahat atlatmada ya da ölümcül etkisini azaltmada bir etkisi olmadığına deyindi. Grip, zatürre ve korona hastalığının farklı mikroorganizmalar tarafından meydana geldiğini paylaşan Akkoyunlu, herbirinin koruyucu aşısının farklı olduğunu da aktardı. Gribal enfeksiyonla beraber korona virüsüne yakalanma riskinin arttığına dair söylentilere de açıklık getiren Akkoyunlu, geçen kış için böyle bir verinin olmadığının altını çizdi.

covid-19
covid-19

Bilimsel Hatalar Toplumda Paniğe Neden Oluyor

Covid-19 ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalardaki hatalara deyinen Akkoyunlu; bir makalede Covid-19 olup hayatını kaybedenler arasında pnömoni (zatürre) aşılı kişilerin daha az olduğuna yer verildiğini aktardı. Fakat araştırmanın sınırlı sayıda insan arasında ve sadece bir bölgede yapılmış olmasının bilimsel hataya neden olduğu çok açık şeklinde konuştu. Benzer bir hatanın da kinin maddesinin yararlı olduğunu iddia eden çalışmalada olduğunu söyledi. Akkoyunlu, bu durumun sadece kininli içecek üreten markalara yaradığını belirtti.

İnfluenza ve Pnömokok Aşılarını Kimler Olmalı

Açıklamasında grip ve zatürre aşılarının Covid-19 üzerinde ispatlanmış bir yararının olmadığını özellikle ifade eden Akkoyunlu, aşıların kimlerin yaptırması gerekli olduğunu paylaştı. İnfluenza yani grip aşısı; 6-59 ay arası çocuklar, kronik akciğer, 50 yaş ve üzeri hastalar, kalp, böbrek, immün yetmezlik hastaları, karaciğer, nörolojik, gebeler, hematolojik, metabolik hastalık, sağlık personeli ve komlikasyon riski yüksek kişilerin olması gerekli görülüyor. Pnömokok yani zatürre aşısının ise; 65 yaş üzeri, böbrek, kalp, karaciğer, akciğer ve şeker hastalığı olan kişiler, alkolikler, omurilik sıvı kaçağı olanlar, baskılayıcı tedavi görenler ve risk grubu kişilerin vurulması öneriliyor.

Source: WHO / NCBİ

Akciğer Kanseri Belirtileri Nelerdir?

akciğer kanseri belirtileri

Akciğer kanseri tüm dünya üzerinde en fazla ölüme sebebiyet veren en önemli kanser türleri arasındadır. Bu durumun nedeni ise, akciğer kanserinde erken tanı konulamaması ve akciğer kanseri hastalarının hastalığı çok ileri zamanlarda fark ederek doktora başvurmalarından kaynaklanır. Akciğer kanseri hiçbir belirti vermeden ilerleyebilir ve kişiler bu durumu kanser neredeyse son raddeye geldiğinde fark ederler. Bu durumda tedavi de başarı oranını en alt seviyeye indirir. Akciğer kanseri ihtimali üzerinde duruluyorsa belirtileri çok iyi bir şekilde araştırılmalıdır. Daha çok bilgi sahibi olarak kansere erken tanı konma ihtimali artar ve başarı oranında olumlu olarak etkilenir. Peki, akciğer kanseri belirtileri nelerdir?

Kanser belirtileri birden fazla olarak ortaya çıkabilir. Tümörün nerede olduğu ve nerelere yayılmış olabileceği tamamen tümörün büyüklüğüne bağlı bir durumdur. Kanserin birçok belirtisi doğrudan göğüs ve hava yollarını etkileyebilir.

akciger kanseri belirtileri1
akciğer kanseri belirtileri

Akciğer Kanseri Belirtileri:

  • Sürekli ve daha da kötüleşen kuru öksürük
  • Bir nedene bağlı olmayan göğüs ağrısı, omuzda veya sırtta öksürmeyle ortaya çıkan ağrı ve baş ağrısı,
  • Kanlı tükürük, kanlı balgam ve öksürükle beraber çıkan balgam renginde meydana gelen değişiklikler,(akciğer kanseri hastalarının tümünde öksürükle beraber kan görülmesi meydana gelmez)
  • Bir nedene bağlı olamayan kilo kaybı, iştahsızlık ve kansızlık akciğer kanseri belirtileri olarak gözükür.
  • Sürekli yorgunluk hissi ve halsizlik hissi.
  • Boyun ve yüzde meydana gelen şişlikler.
  • Devamlı olarak bronşit olma, akciğer enfeksiyonu ve geçmemesi.
  • Hırıltılı nefes alıp verme, nefes darlığı çekme, hırıltılı ve boğuk sesli olmak.
  • Yutma güçlüğü çekmek, boğaza bir şey takılıyormuş hissi ve ses kısıklığı belirtilerden biridir.

Omuz, göğüs ve sırtta hiçbir neden bağlı olmayan ağrı oluşması ve bilhassa bu ağrıların öksürme sonrası meydana gelmesi akciğer kanserinden kaynaklı olabilir. Vücutta meydana gelen bazı değişiklikler akciğer kanseri olmasa da kanser belirtisi olabilir. Bu nedenle mutlaka ciddiye alınmalı ve doktora başvurulmalıdır.

akciger kanseri
akciğer kanseri

Akciğer Kanserine Doğal Çözümler:

Akciğer kanserine bilhassa reishi mantarı çok faydalıdır. Bunun yanında yeşil çay, zerdeçal, çörekotu yağı ve Çin geveni de akciğer kanserine oldukça faydalıdır. 

Source: Cancer / Mayoclinic / Mdanderson

İltihaplı Romatizma Nedir? İltihaplı Romatizma Belirtileri

iltihaplı romatizma

Yunanca “rheuma” kökeninden gelen iltihaplı romatizma terminolojik adı Romatoid Artrit olarak bilinen bir hastalıktır. Kemik, kas ve eklem ağrısı olarak kendini gösterir. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülmekle birlikte çocuklarda dahi görülebilir. El, bilek ve ayak eklemlerinde görülen iltihaplı romatizma belirtileri, çok ciddi bir şekilde insanın yaşam kalitesini düşürebilir. Genetik faktörlerin yanında sigara ve geçirilen sık enfeksiyonlar gibi çevresel etkenler de iltihaplı romatizmaya sebep olur.

İltihaplı romatizmanın çeşitleri:

  • Mikrobik yani bakterilerin neden olduğu romatizma
  • Mikropsuz yani bağışıklık sisteminin bozulması sonucu oluşan romatizma
  • Ürik asit gibi çeşitli kristallerin eklemlerde birikmesi sonucu verdiği hasardan oluşan romatizma
inflammatory rheumatism
iltihaplı romatizma

İltihaplı romatizma belirtileri:

  • Eklem ağrısı
  • Eklem yerlerinde şişlik
  • Eklemlerde kızarıklık, sıcaklık artışı ve hassasiyet
  • Bitkinlik ve halsizlik
  • Harekette kısıtlanma ve zorlanma
  • Kasılma ve sertleşme

İltihaplı romatizma tedavisi

Romatoid artrit önlem alınmazsa hızlı şekilde ilerleyen bir hastalıktır ve çok sık görülür. Korkmayın ağrılar için ilaçları mevcuttur ve bir çoğu da çok etkilidir. Kapalı ve yağmurlu havalarda şikayetler artabilir. Tıbbi tedavi yanında beslenme de önemlidir. En faydalı besin içindeki mineral ve vitaminlerle taze balıktır. Oluşturulan kapsamlı tedavi hastalığı tamamen geçirmez fakat hayatı sürdürebilmek için yardımcı olur. Tedavi sonrası şikayetleriniz çok ciddi bir şekilde azalır. İltihabın kurutulması birinci tedavi hedefidir ve ağrılar azaltılarak hasta memnuniyeti sağlanır. Romatizmanın çeşidine göre antienflamaturlar(ağrı kesiciler), steroidler(kortizon) gibi verilen ilaç farklılık gösterir. Bunun yanında yapılacak egzersizler hastayı oldukça rahatlatır. En ideal egzersiz yüzme olabilir.

i̇ltihaplı romatizma belirtileri
eklem ağrısı

İltihaplı romatizma belirtileri görüldüğünde en çok kullanılan ilaçlar NSAIDs(nonsteroidal anti iltihap ilaçlar), hastalık modifiye edici anti romatizmal ilaçlar ve çeşitli biyolojik ajanlardır. Eklemlerde oluşan hasar ciddi boyutlarda ise bunları onarabilmek için ameliyat önerilir. Ameliyat sonrası eklemde onarım ve kaynama sağlanır.

İltihaplı romatizmada alternatif tıp

Zencefil ve zerdeçal çayı, yeşil çay, balık ya da balık yağı iltihaplı romatizmaya en çok fayda sağlayan bitkisel çözümlerdir. ayrıca ısırgan otu, lahana yaprağı, rezene, hardal, mayıs papatyası da faydalı olarak bilinir.

Source: CDC / Arthritis

Böbrek Ağrısı Neden Olur? Böbrek Yetmezliği Belirtileri

böbrek ağrısı

Böbrek ağrısı, böbreğin çalışmasını akut veya kronik olarak etkileyen, altta yatan veya sonradan oluşmuş rahatsızlıklardan kaynaklanır. Bazen konjenital yani doğumdan oluşan kusurlarla meydana çıkan hastalıklarda da böbrek ağrısı oluşabilir. Bazı insanlarda örneğin, genetik olarak alınan bir anormallik böbrekleri etkileyebilir. Süreç Böbrek yetmezliği belirtileri görülmesine kadar gidebilir.

Böbrek Ağrısı Nedenleri Nelerdir?

Böbrek ağrıları sebeplerinden bazıları şunlardır:

  • İdrar yolu enfeksiyonları
  • Mesane enfeksiyonu
  • Böbrek enfeksiyonları
  • Doğuştan böbrek hastalığı
  • Böbrekte büyüme (hidronefroz)
  • Böbrek taşları
  • Böbrek kanseri
  • Böbreği sıkıştıran tümör vb.
  • İdrarda kan veya protein görülmesi (glomerulonefrit)
  • Böbreklerde kan pıhtıları
  • Böbrek hastalığı son evre
  • Böbreğe zarar veren ilaçlar veya zehirli maddeler
  • Hamilelik
  • Böbrek bölgesinde vurma veya çarpmaya bağlı olarak travma
böbrek ağrısı
böbrek ağrısı

Kişi böbrek ağrısı ile karşı karşıya kaldığında doktora görünmeyi ihmal etmemelidir. Her ne kadar bazı ağrılar konum bakımından böbrek ağrısına benzese de, doktor böbrek ağrısı veya diğer ağrılara sebep olan altta yatan hastalığın teşhisine yardımcı olur. Olağan bir şiddetli akut böbrek ağrısının başlangıcı derhal müdahale edilmelidir.

Böbrekleri Bitiren Alışkanlıklar

Sigara Kullanımı:

Sigara kullanımının insan vücudundaki hemen hemen bütün organlara zarar verdiği kanıtlanmıştır. Böbrekler de sigara kullanımından olumsuz etkilenir.

İhtiyaçtan Az Sıvı Alımı:

Böbrek sağlığı için günde en az 1,5-2 litre su tüketilmesi gerektiği bilinen bir gerçektir. sıvı eksikliği vücutta dolaşım sisteminin yavaşlamasına ve zararlı maddelerin kandan temizlenmesini zorlaştırır.

Aşırı Tuz Tüketimi:

Tuzun içerisindeki sodyumun yakılarak vücuttan atılması işlemini böbrekler gerçekleştirir. Normalin üstünde tuz tüketimi böbreklerin normalden daha uzun çalışmasına neden olur. Bu da zamanla böbreklerin yapısı zarar verir ve böbrek ağrısına sebep olur.

Aşırı Çay Kahve ve Asitli içecek Tüketimi:

Çay ve kahve tüketimi günlük hayatta oldukça yaygındır. Aynı şekilde kola da sıcak yaz günlerinde en çok tercih edilen içecekler arasındadır. Bu içeceklerin içerisinde bulunan kafeinin kan dolaşımına ve böbreklere zarar verdiği biliniyor.

bobrek yetmezligi belirteri
böbrek yetmezliği belirteri

Uykusuz Kalma:

Vücut tüm günün yorgunluğunu uyku esnasında atar bu sayede iç organlar da dinlenmek için vakit bulur. Uykusuz kalmak ve yeterince dinlememek böbreklerin işlevini bozar.

Bilinçsiz İlaç Kullanımı:

Düzenli kullanılan ilaçlar dışında ilaç kullanımı günlük bir rutin haline gelmemelidir. Özellikle ağrıkesici kullanımı hekim tavsiyesi olmaksızın oldukça yaygındır. Bu durumun böbrek yetersizliğine sebep olduğu biliniyor.

Fazla Protein Alımı:

Proteinler vücut için oldukça önemli besinlerdir fakat haddinden fazla protein alımı böbrek sağlığı açısından sakıncalıdır.

Alkol Kullanımı

Alkol böbreklere en ağır zararı veren içecek grubundandır. Alkollü içecekler böbreklerde biriken zararlı maddelerin artmasına sebep olur ve böbrek ağrısı çekmenize neden olur.

İdrarı Ertelemek

İdrar yapma ihtiyacını sürekli ertelemek mesane kaslarına olumsuz etki yapar. Fakat daha önemlisi böbrek yetmezliğinin ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Böbrek Yetmezliği Belirtileri

‘Böbrek yetmezliği belirtileri nelerdir?’ sorusu kronik böbrek yetmezliğine dair en çok sorulan sorular arasındadır. Böbrek yetmezliği genel olarak ilk evrelerde sinsi bir şekilde ilerler ve herhangi bir semptom vermeyebilir. Böbrek yetmezliği belirtileri genelde böbreklerin fonksiyonlarının azalmaya ve kaybedilmeye başlandığı ileri evrelerde görülmektedir. Fakat her hastada böbrek yetmezliğinin belirtileri aynı şekilde ortaya çıkmayabilir.

böbrek yetmezliği belirtileri
Böbrek yetmezliği belirtileri

Kronik böbrek yetmezliği belirtileri genel olarak farklı hastalıklarla da karıştırılabilen semptomlardır:

  • Yorgunluk ve halsizlik
  • Mide bulantısı
  • Vücutta suyun fazla tutulmasına bağlı olarak ayaklarda şişkinlik
  • Kusma
  • İştah kaybı
  • Yiyeceklerde metalik tat
  • Uykusuz kalma ve özellikle sabahları gözaltlarında şişkinlik
  • İdrar miktarında azalma artma
  • Geceleri sık idrara çıkma
  • Özellikle geceleri kas seğirmesi ve krampları
  • Konsantrasyon bozukluğu
  • Ayak ve ayak bileklerinde şişlik
  • Kalıcı kaşıntı ve ciltte kuruluk
  • Göğüs ağrısı, sıvının kalbin zarının etrafında birikmesi
  • Akciğerlerde sıvı birikmesine bağlı nefes darlığı
  • Yüksek tansiyon
  • Baş ağrısı
  • Erkeklerde ereksiyon sorunu

Bu belirtiler her zaman böbrek yetmezliğinin habercisi olmayabilir. Fakat bu belirtilerden en az birkaçı ile karşı karşıya iseniz en kısa sürede bir doktora başvurmanız gerekebilir. İsterseniz kalp krizi üzerine yaptığımız genel analizi ”Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir? – Kalp Krizi Nedenleri Nelerdir ” yazımızdan okuyabilirsiniz.

Source: Kidneyfund / Medicinenet / Mayoclinic

Hünnap Nedir? Hünnap Faydaları Nelerdir?

hünnap

Hünnap, özellikle Asya kökenli olup, sağlık üzerine birçok olumlu etkisi ile bilinen bir meyvedir. İçeriğindeki vitaminler, mineraller ve antioksidanlar sayesinde pek çok sağlık faydası sunar. İşte hünnapın sağlık üzerine etkileri:

hunnap1
Hünnap faydaları
  1. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Hünnap, C vitamini bakımından zengindir. Bu vitamin, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı koruma sağlar.
  2. Sindirim Sağlığını Destekler: Yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sistemini düzenler ve kabızlık gibi sorunları önlemeye yardımcı olur.
  3. Uyku Kalitesini Artırır: Hünnap içerisinde bulunan saponin ve flavonoidler gibi bileşenler, doğal bir sakinleştirici olarak işlev görür. Bu özellikleri sayesinde uyku düzenini iyileştirebilir ve daha kaliteli bir uyku sağlayabilir.
  4. Kan Şekeri Düzenlemeye Yardımcı Olur: Hünnap, düşük glisemik indekse sahiptir. Bu sayede kan şekerini yavaşça yükselterek, şeker dalgalanmalarını ve ani acıkmaları engelleyebilir.
  5. Antioksidan Kaynağıdır: Zengin antioksidan içeriği ile hünnap, serbest radikallerle mücadele eder ve oksidatif stresten kaynaklanan hücre hasarını azaltır. Bu durum, yaşlanma sürecini yavaşlatır ve kronik hastalıkların riskini düşürür.
  6. Kemik Sağlığını Destekler: Hünnap, kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum, fosfor ve demir gibi mineralleri içerir. Bu mineraller, kemik yoğunluğunun korunmasına ve osteoporoz riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
  7. Kalp Sağlığına Faydalıdır: Potasyum bakımından zengin olan hünnap, kalp sağlığını destekleyerek yüksek tansiyon riskini azaltabilir. Ayrıca, sağlıklı kan dolaşımını teşvik eder ve kardiyovasküler hastalıklara karşı koruma sağlar.
hünnap
hünnap

Hünnapın bu faydalarını maksimum düzeyde yaşayabilmek için taze ya da kurutulmuş şekilde düzenli olarak tüketilmesi önerilir. Ancak, herhangi bir sağlık sorunu olan bireylerin tüketiminden önce sağlık profesyonellerine danışması önem taşır. Bu doğal meyvenin sağlık üzerine etkileri, bilimsel çalışmalarla desteklenmektedir ve genel sağlık ve yaşam kalitesini artırmak için mükemmel bir seçenek olarak ön plana çıkmaktadır.

Saç Dökülmesi Nedenleri – Saç Dökülmesi Nasıl Önlenir?

saç dökülmesi

Saçlar, kadın erkek fark etmeksizin insanların dış görünüşlerinde en çok değer verdiği faktörlerden biridir. Estetik açıdan kişiye farklı görünüm kazandırır hatta zaman zaman saygınlığın derecesini bile belirler. Bu açıdan insanlar saçlarının bakımlı, temiz, güzel olmasına önem gösterir. Cinsiyet ya da yaş fark etmeksizin saçlar özeldir, kimse saç dökülmesi yaşamak istemez.

Ancak vücudun her noktasında olduğu gibi saçlarda da birtakım problemler oluşabilir. Saçların sağlıklı uzamaması, saçların dökülmesi, kepeklenmesi, bitlenmesi gibi birçok sorun insanların karşısına çıkar. Bu sorunlardan en büyüğü ise saç dökülmesidir.

Saç dökülmesi neden oluşur, saç dökülmesi nasıl önlenir? Gibi birçok soru insanlar tarafından uzmanlara yöneltilmektedir.  Saç dökülmesinin durdurulması için profesyonel bir uzmandan görüş ve tedavi almakta fayda vardır.

sac dokulmesi1
saç dökülmesi

Saç Dökülmesinin Asıl Nedenleri

Saç dökülmesinin birden çok sebebi olabilir. Tedavi de saç dökülmesinin sebebine göre belirlenir. Temel olarak demir eksikliği, mevsim değişikliği, hormon bozuklukları, stres gibi birçok nedeni bulunur. Ancak uzun vadede görülen saç dökülmesi daha ciddi problemlerin habercisi olabilir.

  • Genetik Faktörler
  • Saç derisindeki rahatsızlıklar
  • Beslenmedeki yanlış yaklaşımlar
  • Mineral ve vitamin eksiklikleri
  • Birtakım hastalıklar
  • Kullanılan ilaçlar
  • Kadınların doğum yapması
  • Kemoterapi süreci

Gibi birçok nedenden kaynaklı saç dökülmesi yaşanabilir. Öncelikle nedenini bulup ona göre gerekli tedavi yaklaşımlarını yapmak önemlidir.

Saç Dökülmesinin Tipleri

Saç dökülmeleri birçok tipte gerçekleşebilir. Dökülmenin görüldüğü cinsiyete göre de farklılık gösteren bir durumdur.

  • Erkek Tipi Saç Dökülmesi: Genelde genetik zeminli bir saç dökülmesi çeşididir. Erkeklerin yarısında kadınların ise çoğunlukla %20-25’inde rastlanır. Oldukça sinsi bir dökülme çeşididir. Genelde ilk önce saç telinin inceldiğinden şikayet ederler. Sonra ise yavaş yavaş saçın seyreklediği görülür. Ve ardından önlenemez şekilde saçlar dökülür.
  • Saç Kıran Tipi Dökülme: Yuvarlak şekilde saçta ya da sakalda görülen dökülme biçimidir. Bölgesel olarak dökülme görülür ve dökülmenin olduğu alanda hiç saç görülmez. Tedavi alındığında dökülmede gerileme görülür ama eğer hala devam ediliyorsa mutlaka uzman yardımı alınmasına devam edilmelidir.

Erkeklerde kadınlara oranla daha fazla saç dökülmesine rastlanır. Bunun nedeni genetik faktörlerle açıklanır.

soya proteini
soya proteini

Saç Dökülmesini Bitiren Mucizevi Gıda

Saç dökülmesi için uygulanani tedavi yöntemleri saç dökülmesinin nedenine göre belirlenmektedir. Ama saçların sağlıklı olması, dökülmemesi ve en önemlisi saç dökülmesini bitiren mucizevi gıda soya proteinidir. Soya proteini Avrupa’da yapılan çalışmalara göre saç büyümesini de %15 oranında arttıran da bir gıdadır. Tercih edilebilir. Bunun dışında da farklı tedavi yöntemleri bulunur.

  • Saç Mezoterapisi: Mikro iğneler yardımıyla saçların güçlenmesi için gerekli olan bütün vitamin ve minareler saç derisine enjekte edilir. Kadın ve erkeklerde tercih edilebilir bir yöntemdir. Etkili olabilmesi için 5-10 seans uygulanması gerekir.
  • PRP Saç Tedavisi: Hastanın kendi kanı alınarak kök hücreyi besleyecek kısım ayrıştırılır ve saç derisine enjekte edilir. Özellikle genetik kaynaklı dökülmelerde çok etkilidir. İlaç tedavisiyle birlikte kişiye uygulanabilir.
  • Saç Ekimi: Erkek tipli dökülmeleri olan kişilere uygulanabilir. En kesin ve kalıcı tedavi yöntemi olduğu için tercih edilir.

Saç Dökülmesi Nasıl Önlenir?

Sağlıklı beslenmek gerekir, stresten uzak durulmalıdır, kan değerleri kontrol ettirilerek kişinin sağlıklı olması sağlanmalıdır. Böylece hem dökülme önlenir hem de dökülen saçların tekrar çıkması gerçekleştirilebilir.

Bilinçsizce yapılan diyetlerden uzak durulmalı, uyku saatlerine önem verilmeli, sigara ve alkol kullanılmamalı, fast foodlardan uzak durulmalıdır.

Çocuklarda Saç Dökülmesi

Genelde saç dökülmesi yetişkinlerde görülse de çocuklarda da rastlanabilir. Çocuklarda rastlanan saç dökülmesinin diğer çeşidi saç kırandır. Dairesel dökülmeler şeklinde görülür. Saçlara sıkı örgüler yapmaktan kaçınılmalıdır, çocukların saçları sertçe taranmamalıdır. Çocuklarda saç dökülmesinin bir diğer sebebi de psikolojiktir. Halk arasında saç koparma hastalığı olarak bilinen trikotilomani hastalığı nedeniyle çocuklar kendi saçlarını koparabilir. Bu yüzden de saçlarında azalma görülür. Çocukları iyi takip etmek ve gerekli tedavi almalarını sağlamak gerekir.

Source: Mayoclinic / Medicinenet

Corona Virüsü ve Grip Aynı Anda Ölüm Riskini İkiye Katlıyor

corona virüsü

Kış dönemlerinde başlayan ve tüm dünyayı etkisine alan corona virüsü ile alakalı yine mevsimsel geçiş dönemlerinde yaşanan korkular baş göstermeye başlıyor. Başlangıçta belirtileri soğuk algınlığı ile sık sık karıştırılan hastalıkla alakalı her geçen gün daha fazla araştırma ve bilgi elde edilirken nasıl daha kolay atlatılacağı da bulunmaya çalışılıyor. Son araştırmalarda en çok merak edilen sorulardan bir tanesine cevap verilmiş olundu.

Gribin Etkilerine Eklenen Corona Virüsü

Yine yapılan değerlendirme, doktor görüşleri ve araştırmalar sonucunda ortaya çıkan durum grip ile birleşen corona virüsü hastalarda olumsuz etkileri de beraberinde getirdiği oldu. Vücudun direncini düşüreni solunum yollarında çeşitli rahatsızlıklara neden olan soğuk algınlığı, üşütme veya diğer gribal olasılıklar hastaların virüsten daha geç kurtulmasına neden oluyor. Aynı zamanda virüsle alakalı olarak ölümlerin daha çok olabileceğinin de sinyallerini veriyor.

covid 19
corona virüsü

Ölüm Riskinde Katlama

Bir başka önemli sonuç ise hastaların hem virüs hem de gribal kökenli hastalıkla alakalı şikayetleri olduğunda sürecin daha hızlı ilerlediği oldu. Araştırmalar her iki hastalığı da bünyesinde barındıran hastalarda yapılan hesaplamalara göre ölüm riskinin neredeyse iki katına çıktığını tespit etti. Vücudun daha az direncinin olması ve solunumla alakalı sürecin etkiler dolayısıyla daha kısa sürede daralmaya neden olması ölümlerde ana etkenler olarak gösterildi.

Hastaların grip ve etkilerinden olabildiğince uzak olması corona virüsü konusunda daha az risk anlamına geliyor. Sonbahar ve kış dönemlerinde grip olmamak adına daha çok çaba sarf edilmesi önerisinde bulunan doktorların grip aşısı konusunda da aile hekimlerinden yeterli bilgiyi almalarını istiyor. Kronik durumda olanların ise ekstra şekilde daha çok dikkat etmesi gerektiğinin altı ısrarla çizilmeye devam ediyor.

Source: CDC

Beta Glukan Nedir, Faydaları Nelerdir?

beta glukan

Sağlıklı beslenmenin en temel şartı, doğal besinlerin tüketilmesi olarak kabul edilmektedir. Doğal besin takviyesi olan beta glukan, özellikle bağışıklık sistemini güçlendirdiği için yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır?

Beta Glukan Nedir?

Vücut ve özellikle de sindirim için en faydalı besinlerin başında, lifli gıdalar gelmektedir. Bu liflerin suda kolay çözülmesi ise, etkisinin daha fazla olmasını sağlamaktadır. Beta glukan tam tahıllı unlar, yulaf kepeği, arpa, yulaf ezmesi ve yulaf ununda yoğun olarak bulunan ve suda çok kolay çözülen bir lif kaynağıdır. Bazı deniz yosunları ve mantar çeşitlerinde de yoğun olarak bulunmaktadır. Bu lifler, sindirim sistemine geçtikten sonra, beyaz kan hücresi olarak bilinen ve bağışıklık sisteminin koruyucuları olan akyuvarları harekete geçirmektedir. Böylece akyuvarlar da, vücuda giren mikroplarla savaşarak hastalığın oluşumunu engellemektedir.

beta glukan nedir
Beta Glukan Nedir

Beta Glukan Hangi Durumlarda Kullanılmalıdır?

Beta glukan vücut sağlığı açısından önemi, çok uzun yıllardan beri bilinmektedir.

Özellikle şu durumlarda mutlaka kullanılması önerilmektedir;

  • Soğuk algınlığı ve grip vakalarında, destek tedavisinde
  • Solunum yolları (alt ve üst) enfeksiyonları görüldüğünde
  • Sıklıkla enfeksiyonların tekrarlaması halinde
  • Kapalı ve kalabalık ortamlarda yaşayan ve çalışan kişilerin, enfeksiyon kapmasını önlemek için
  • Stresli ve yoğun tempolu faaliyetlerde bulunanlara
  • Sağlıksız beslenme sonucunda oluşan sorunların giderilmesinde
  • Sürekli yorgunluk hali bulunanlarda
  • Salgın hastalıkların görülmeye başlanmasında
  • Ağız bölgesinde sürekli oluşan uçuk ve aftların tedavisinde

Beta glukan, bu sorunların olmaması halinde de, destek amaçlı düzenli olarak tüketilmesi önerilmektedir.

Beta Glukan Günlük Olarak Ne Kadar Alınmalıdır?

Beta glukanın doğal besinlerden alınması en sağlıklı yöntem olarak kabul edilmektedir. Doğal yollardan yeterince alınamadığı durumlarda ise, genellikle şurup formu tüketilmektedir. Şurubun günlük dozu ise, bir yaş ve üstü çocuklar için 10 mg., yetişkinler için 20 mg. olarak önerilmektedir.

Beta Glukanın Faydaları Nelerdir?

Beta glukan uzmanlar tarafından, onlarca yıldır hem gıda takviyesi hem de ilaç olarak kullanılmaktadır.

Başlıca faydaları ise şu şekilde sıralanmaktadır;

  • Kolesterolün düşürülmesi: günlük düzenli tüketilmesi halinde, vücuttaki zararlı kolesterolü % 5 oranında düşürdüğü, tespit edilmiştir
  • Diyabet tedavisinde: kolesterolü düşürmesinin yanı sıra, kan şekerini de kontrol altında tuttuğundan, diyabet tedavisine yardımcı olmaktadır. Özellikle karaciğer sağlığına olan önemli katkısı ve safra asitlerinin daha çözünür olması, diyabet tedavisine önemli katkı sağlamaktadır.
  • Kanser tedavisinde: hayvanlar üzerinde yapılan klinik deneylerde, birçok kanser türünün iyileşmesine katkı sağladığı tespit edilmiştir
  • Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi: bağışıklık sistemini destekleyerek, başta solunum yolları enfeksiyonları olmak üzere birçok rahatsızlıktan koruduğu ve hastalığın iyileşmesini hızlandırdığı kanıtlanmıştır.
  • Cilt sağlığı: kollajen üretimini arttırdığı için cildin daha sağlıklı ve parlak olmasını sağlamaktadır. Düzenli kullanıldığı takdirde, ciltte oluşan çizgilerin azalmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca pişik, böcek ısırması, yanık ve yaraların daha çabuk iyileşmesinde de önemli rol oynamaktadır.

Beta glukan, başta mevsimsel alerjiler olmak üzere uzun süren alerjilerin tedavisinde de önemli bir katkısı bulunmaktadır.

beta glukan
beta glukan

Beta Glukanı Kimler Kullanmamalıdır?

Beta glukanın bazı özel durumu olan kişiler tarafından tüketilmesi önerilmemektedir. Yeterli klinik deneyi olmadığı için, emziren ve hamile kadınların tüketmesi önerilmiyor. Ms ve AİDS gibi hastalıkların tedavisinde, bağışıklık sisteminin baskılanması gerekmektedir. Beta glukanın bağışıklık sistemini desteklemesi ve güçlendirmesi ise, hastalığın tedavisinde olumsuzluklara yol açabilmektedir.

Buna bağlı olarak, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların kullandığı bazı hastalıklarda da beta glukanın tüketilmesi önerilmemektedir. Beta glukanın bu güne kadar tespit edilmiş bir yan etkisi bulunmadığından, bu rahatsızlıklar dışında güvenli olarak kullanılabilmektedir. Vücut için bir diğer önemli vitaminlerden biride B12 vitamini. Vücudunuzdaki B12 değerinizin kaç olması gerektiğini merak ediyorsanız ”B12 Değeri Kaç Olmalıdır?” makalemizi okuyabilirsiniz.

Source: Webmd / Wikipedia

Sirtfood Diyeti Adele Diyeti (1 Haftada 5 Kilo Verdiren Diyet)

sirtfood diyeti

İnsanların özellikle de kadınların en dikkat ettiği konulardan biri de fazla kilolardır. Fazla kilolar görüntü açısından kişileri rahatsız edebileceği gibi sağlık açısından da insanlarda olumsuz etkiler bıraktığı için kurtulmak istenen fazlalıklardır. Ancak kurtulmak istenen bu kilolar ne yazık ki o kadar da kolay gitmemektedir. Ancak umudunuzu yitirmeyin sirtfood diyeti yardımınıza yetişecek.

Verilmesi gereken kilonun çokluğuna göre zorluklar yaşatabiliyor. Ve de bazen insanlar kendilerine hakim olamadıkları için, hemen sonuç görmek isteyip de göremediklerinden çabuk pes edebiliyor.

1 haftada 5 kilo verdiren diyet
1 haftada 5 kilo verdiren diyet

Ama bilim insanları, diyetisyenler ve doktorlar insanların hem daha iyi görünmesine yardımcı olmak hem de sağlık açısından tam olmaları için birçok diyet alternatifi, beslenme düzeni oluşturmaktadır. İnsanlar da kendi vücutlarına iyi gelen, işe yarayan, fazla kilolardan hızlıca kurtulmayı sağlayan doğru beslenme yöntemini kullanabilir.

Bu diyetlerden bir tanesi de ünlü şarkıcı Adele’in meşhur kilolarını vermesini sağlayan, 22 kilodan hızlıca kurtularak fit görünümü elde etmesini destekleyen Sirtfood diyeti olmuştur.

Sirtfood diğer adıyla Sirtuin diyeti şu sıralar sıkça adından söz ettiriyor.

Sirtfood Diyeti Hakkında

Sirtfood diyeti İngiltere’de çok ünlü iki diyetisyenin oluşturmuş olduğu bir diyettir. Adını ise Sirtuin adlı proteinden almaktadır. Diyetin içeriği sirtuin proteinini harekete geçiriyor ve vücuttaki zayıflama noktalarını harekete geçiriyor. Japonların beslenme alışkanlığından ilham alınarak oluşturulan bu diyette odak nokta sadece zayıflamak değil metabolizmayı hızlandırmak ve yaşam süresini uzatmaktır. Böylece kişi hayatına fit ve daha sağlıklı şekilde devam edebilmektedir.

Elbette her diyette olduğu gibi içerisinde kalori kısıtlaması yer alıyor. Hem diyetin içeriği hem de oluşan kalori açığı ile 1 haftada 5 kilo verdiren diyet olarak da biliniyor.

bitter cikolata
bitter çikolata

Sirtfood Diyetindeki En Önemli Besinler

Her spesifik diyetin kendine özgü besinleri vardır. Sirtfood diyetinin de metabolizmayı hızlandıran, kilo verdiren sağlıklı birkaç yiyecek ve içeceği bulunuyor.

  • Çilek
  • Yeşil çay
  • Zeytinyağı
  • Maydanoz
  • Lahana
  • Bitter çikolata
  • Karabuğday
  • Zerdeçal
  • Hurma
  • Kapari
  • Kahve
  • Roka
  • Kırmızı Şarap
  • Yaban Mersini

Bu besinlerin yardımı ile diyet menüsü oluşturuluyor ve kişinin sağlıklı şekilde kilo vermesi destekleniyor.

Sirtfood Diyeti Güvenilir Midir?

Her diyeti uygulamadan önce kişilerin sorduğu sorulardan biri de diyetin sağlıklı olup olmadığıdır. Güvenilir midir, gönül rahatlığıyla yapabilir miyim gibi soruları sormak normaldir. Ancak diyetin içeriği genel olarak temizdir.

İnsan vücudunun ihtiyaç duymuş olduğu besinleri barındırır, antioksidan etkisi sayesinde de vücudu temizler. Ama her kişinin beslenme düzeni kendine özgü olmalıdır, kendi vücudunun ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Bu nedenle diyeti uygulamadan önce elbette bir uzmana danışmakta fayda vardır.

Özellikle de kronik rahatsızlığı olan bireylerin bu diyeti uygulamada doktoruna danışması gerekir. Diyabet, tansiyon ve kalp hastalarının kendilerine özgü beslenme düzeni olacağı için bu tarz diyetlere daha hassas yaklaşmaları gerekir.

sirtfood
Sirtfood Diyeti

Sirtfood Diyeti Nasıl Yapılır?

Sirtfood diyeti verilecek kilo miktarına göre değişmekle birlikte 21 günlük periyotta 2 faz şeklinde uygulanır. Eğer kişi daha fazla kilo vermek istiyorsa 21 günlük periyotları kendi ihtiyacına göre arttırabilir. Bu fazlarda sirtuin mekanizmasına uygun olan besinleri ve içecekleri tüketmek oldukça önemlidir.

Sirtfood Diyeti 1. ve 2. Faz

Sirtfood diyetinin 1. fazı diyetin ilk 7 gününü kapsamaktadır. İlk 7 gün kişinin hem vücudunu hem de zihnini hazırlaması için de önemli bir süredir. Vücut kendini yeni beslenme düzenine adapte etmeye çalışır. 1. fazda çok ciddi bir kalori kısıtlaması bulunur.

Hızlı şekilde başta ödem olmak üzere kilo kaybetmek hedeflenir. İlk üç gün sadece 1 ana öğünle beslenilir ve 3 kez sirtuin diyete uygun olan yeşil içecek tüketilir. Yeşil içeceğin içeriğinde maydanoz, kereviz sapı, yeşil çay yer alabilir. Toplam kalori 1000’i geçmemelidir.

Sonraki 4 günde ise 2 ana öğün ve 2 kez sirtuin içeceği önerilir. Toplam kalori 1500’ü aşmamalıdır. Ve sonrasında 2. faza geçilmelidir.

2. faz 14 gün sürer. Bu fazda alınan kalorinin miktarından çok ne yenildiği ve ne içildiği önemlidir. 3 ana öğün tüketilmeli ve 1 öğün de sirtuin içeceği tüketilmelidir. Elbette ana öğünlerde tüketilen besinlerin sirtuin besin skalasına uygun olması gerekir. Önerilen besinlerden başka besin tüketilmemelidir.

yuruyus
Sirtfood Diyeti

Sirtfood Diyeti Örnek Listesi

Sirtfood diyetini yapmayı planlayan kişiler için örnek diyet listeleri bulunmaktadır. Kişi 21 günlük ilk periyodu bitirdikten sonra da diyete aynı şekilde devam edebilir.

  • Kahvaltı öğününde yumurta içerikli besinler tüketilebilir. Omlet, haşlanmış yumurta, çırpılmış yumurta tercih edilebilir. Zeytinyağı kullanarak da yumurta yapılabilir. Yumurtaya ek olarak maydanoz, roka, ceviz, tam buğday ekmek gibi besinler tüketilebilir.
  • Öğlen yemeğinde isteğe göre kırmızı şarap içilebilir, karabuğday salatası yapılabilir. Salatanın yeşil besinlerle bol bol zenginleştirilmesi gerekir.
  • Akşam ise mutlaka et, tavuk veya balık tüketilmelidir. Bu besinleri zerdeçal, soğan, zeytinyağı ile yapmak gerekir. Daha besleyici olur. Yanında ise bol limonlu zeytinyağlı bir salata tüketilebilir.

Ara öğünlerde de özel sirtuin içecekleri tüketilebilir, bitter çikolata veya kahve tercih edilebilir. Böylece hem kalori açığı yaratılmış olur hem de kişi kendini tok hisseder.

Sirtfood Diyeti Örnek Sirtuin İçeceği Tarifi

Sirtfood, Adele diyeti olarak da bilinen diyet içerisinde yeşil içecekler önemli yer kaplar. Maydanoz suyu, kereviz sapı suyu, yeşil çay ile yapılan sular tüketilebilir. Bu içeceklerden sıkılan kişiler için de daha lezzetli ve farklı smoothie tarifleri bulunuyor.

200 ml badem sütü, yarım çay kaşığı toz zerdeçal, bir avuç lahana sapı, 10 adet çilek, 20 gram bitter çikolata, 100 gram yoğurt, 3 adet ceviz blenderdan geçilerek smoothie yapılabilir. Hem çok lezzetlidir hem de Sirtfood diyetine uygun bir içecektir.

Bu içecekler dışında sık sık yeşil çay ve kahve tüketilmesi de önerilir.

sirtuin
Sirtuin

Sirtfood Diyetinde Yenebilecek Pizza Tarifi

Diyet yaparken pizza yemeyi mümkün kılan bir diyettir. Ama elbette pizzanın içeriği sirtuin proteinini içeren besinlerden oluşmaktadır.

  • Pizza tabanı için; 1 çay kaşığı tuz, 1 çay kaşığı zeytinyağı, 200 gram beyaz un, 300 ml ılık su, 200 gram karabuğday unu, 7 gram maya, 1 çay kaşığı kahverengi şeker, 300 ml ılık su ile hamur yapılır ve tepsiye dizilir.
  • Domates sosu için; yarım kırmızı soğan, 1 diş rendelenmiş sarımsak, 1 çay kaşığı zeytinyağı, 1 tutam tuz, fesleğen, 1 çay kaşığı kekik, 400 gram domates ile sos yapılır ve tabanın üstüne sürülür.
  • Üzerine koyulabilecek besinler arasında roka, rendelenmiş peynir, kırmızı soğan ve ızgara patlıcan yer alır.

Oldukça lezzetli olan bu pizza diyete de uygun olduğu için kişiler rahatlıkla tüketebilir. Herhangi bir olumsuzluk oluşmaz.

Sirtfood Diyetinde Egzersiz

Sirtfood diyetinde ciddi bir kalori kısıtlaması olduğu için hareket etmeye enerji kalmayabilir. Çok da önerilmez. Ancak kişi kendini iyi hissediyorsa yürüyüş yapması önerilir. Aynı zamanda hafif tempolu pilates ve yoga da yapılması tavsiye edilir. Ama baş dönmesi varsa, ani şeker düşmeleri veya tansiyon düşmeleri görülürse kişi hareket etmeyi bırakmalıdır.

Diyet seçiminizde daha fazla seçeneğe bakmak istiyorsanız sitemizde daha önce incelediğimiz Ketojenik Diyet önerimizdir.

Source: Healthline / Womenshealthmag / Thebeet

Astım Bronşit Belirtileri – Astım Bronşit Bitkisel Tedavi

astım bronşit

Bronşit sözcüğünün anlamı bronşiol şeklinde adlandırılan ve akciğerlerde bulunan ufak hava keseciklerinde iltihap varmış şeklinde tanımı yapılabilir. Görülme sıklığı olarak astım bronşit mevsimlerle beraber yaşa göre de farklılık gösterir. Bu hastalık genellikle ilkbahar aylarının başlangıç döneminde ve kış aylarında yoğun bir şekilde yaşanabilir. Astım bronşit rahatsızlıklarında birçok bitkisel kür tarifleri mevcuttur.

Limon Kürü

Limon dünyada çok sevilen ve aynı zamanda mutfaklarda çok fazla tüketilen yiyecekler arasındadır. Limonun suyu anti-kanser ve antioksidan özelliği ile bilinmektedir. Limon suyu aynı zamanda çoğu astım bronşit hastasına faydalı olduğu gözlemlenmiş. Limon suyu daha rahat ve konforlu nefes almayı ve akciğerin güçlenmesini de sağlıyor. Limon suyu çay kaşığının yarısı olacak ölçüde bir bardak suyla karıştırıp yemeklerden evvel tüketmek insan vücuduna çok iyi geliyor. Bu şekilde tıkanık durumda olan hava yollarını tamamen açmaya yardımcı olmaktadır.

astim bronsit belirtileri
Astım Bronşit Belirtileri

Keçiboynuzu Kürü

Doğadaki bütün bitkiler şifa deposudur. En etkili ve en önemli şifa bitkilerinden biri de keçiboynuzudur. Keçiboynuzu Harnup adıyla da bilinen zengin mineral ve vitaminlerle son derece besleyici ve sağlıklı bir gıdadır. Keçiboynuzunun etkili olduğu hastalıklar soğuk algınlığı, öksürük ve nefes darlığı şeklinde oluşan göğüs hastalıklarıdır. Astım, bronşit, alerjik astım ve nefes darlığı için mükemmel bir gıda şeklinde bilinmektedir.

Orta büyüklükte 5-6 parça keçiboynuzunu küçük küçük kırıp, ortalama iki bardak suda 8-9 dakika kaynatılmalıdır. Ardından suyunu süzerek ılıttıktan sonra günde bir bardak sabah kahvaltısında tüketmeniz yeterli olacaktır. Lezzeti de çok güzel olan bu içeceğe isterseniz bal ilave ederek etkisini daha çok arttırma imkanınız vardır. Bu kürü 15 gün devamlı, günlük olacak şekilde tüketmeniz önerilmektedir. Bu sürecin ardından bronşlarda ve solunumda rahatlama başlayacaktır.

Astım Bronşit Nedir?

Bronşlarda iltihaplanmayla beraber daralma oluşur. Bu duruma bağlı olarak hasta kişilerde, normal bronşitin dışında nefes darlığı da oluşmaktadır. Akciğerlerimiz de var olan aynı zamanda akciğerlerinize hava transferi yapmaya yarayan ve bronş olarak adlandırılan borucukların içinde oluşan iltihabıdır.

Genellikle iki yaşın altındaki çocuklarda sıklıkla gözlemlenebilir. Hastaya tanı konulmasının ardından hastalığın şiddetini belirlemek için klinik derecelendirmeler yapılır. Bu yöntemi gerçekleştirirken hastanın retraksiyon varlığı, 1 dakika içinde oluşan solunum sayısı, mevcut durumundaki iştahsızlık, bilinç bozukluğu ve huzursuzluk durumunu göz önüne alır. Doktorlar tanıyı koyabilmek amacıyla kan tetkikleri, spirometre, balgam testi, akciğer röntgeni gibi bazı testleri yaptırabilir.

astim bronsit nedir
Astım Bronşit Nedir

Astım Bronşit Belirtileri

  • Astım bronşit hastalığı çoğu zaman üst solunum yolları enfeksiyonu müteakiben açığa çıkar. Hastalık oluşumunda ilk belirtiler çok kez burun akıntısı ve hapşırma gibi solunum yolları enfeksiyonu belirtileri oluşur.
  • Bronşiollerde oluşan enfeksiyonun artmasıyla beraber iştahsızlık ve yüksek ateş meydana gelebilir.
  • Solunum sıkıntısının fazla ulaşması hastanın ansızın oluşan öksürük krizleri geçirmesine sebep olur.
  • Yeşil veya sarı balgam
  • Baş ağrısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı şeklinde oluşan ve enfeksiyonların neden olabileceği diğer belirtilerdir.

Astım Bronşitin Sebepleri Nelerdir?

Bronştin çoğu zaman nedeni virüslerdir. Hastaların tamamında sebep olan virüsü tespit edilemese dahi parainfluenza, adenovirus, ınfluenza B ve A, rhinovirus benzeri virüslerin bronşite sebep olduğu bilinmektedir. Bunların dışında kısa sürede bile maruz kalınan hava kirliliği, sigara dumanı ve bronşların tahribine ve tahrişine neden olabilecek kimi dumanlar ve kimyasal buhar ile türlü alerjiler bu hastalığa sebep olabilir. Astım bronşitin en belirgin sebeplerinden biri sigara içmektir. Sigara içenlerin çoğunda bronşit belirlenmektedir. Hava kirliliği, bulunduğumuz iş yerinde veya çevrede zehirli gazlar ya da toza da uzun zaman maruz kaldığında da hastalığa sebep olmaktadır.

Source: Mayoclinic / Medlineplus / CDC